Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Kahramanmaraş'ta 21/25-Aralık-1978 tarihleri arasında meydana gelen olaylarda resmi açıklamalara göre 111 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı.

21 Aralık günü iki öğretmeni öldüren faşistler, öğretmenlerin cenaze törenine de "Komünistlerin ve Alevilerin cenaze namazı kılınmaz" çığlıkları ile saldırdılar. Cenaze törenine katılanlara taş ve sopalarla saldıran faşistler daha sonra çarşıya doğru yürüyüşe geçerek CHP'li ve Alevi yurttaşlara ait işyerlerini tahrip ettiler.

22 Aralık sabahı erken saatlerde kentin çeşitli yerlerinde toplanan faşistler "Müslüman Türkiye" sloganlarıyla yürüyüşe geçtiler. Av tüfeği ve malzemeleri satan dükkanların kapılarını kırarak silahlanan güruh, ellerindeki dinamit ve uzun menzilli silahlarla Alevilerin işyerlerini yakmaya başladılar. Öğle saatlerinde olaylar tüm kente yayıldı.

Olaylar tam bir isyan durumuna gelmiş, kentin her yanından ateşler yükseliyordu. Evlerini terk eden bazı yurttaşlar Valilik Binası'na sığınmıştı. Vali de eşi ve çocuğu ile Vilayet Binasına sığınmıştı.

Alevilerin yoğun olarak oturduğu mahallelere uzun menzilli silahlarla saldıran faşistler "Maraş Alevilere mezar olacak" çığlıkları ile evleri ateşe verip, katliama giriştiler.

****************************

Olayların üzerinden 24 yıl geçti. Şimdi bu olayların altında yatan nedenler nelerdi?

 

Maraş'ın ekonomisine egemen olan Sünni işadamları, Alevi işadamlarını kendilerine tehdit olarak görüyorlardı. Katliam sırasında bu işadamlarının bir bölümü faşist saldırganlarla işbirliği yaptılar.

 

Aydınlık Gazetesi'nin 12.01.1979 tarihli sayısında şu bilgiler verilmektedir:

 

"Kahramanmaraş katliamı, EDEM YAĞ FABRİKASI toplantısında kararlaştırıldı. Katliamdan 15 gün öncesine rastlıyor bu toplantı''(Toplantıya katılanların da isimleri tek tek veriliyor)

 

Toplantının açılış konuşmasını yapan kişi,

 

"Bugüne kadar bizleri koruyabilmeleri için ülküdaşlarımıza her ay 250 bin lira para veriyorum. Sizler ise bugüne kadar bir kuruş yardım yapmadınız. Hükümete haddini bildirmek ve Alevi Komünistleri yok etmek istiyorsak mutlaka birleşip bütün gücümüzü ortaya koymalıyız. Elbirliği yapalım, Maraş'ı POL-DER'cilerden, TÖB-DER'cilerden temizleyelim." demiştir. Gazetenin bu haberi yalanlanmamıştır.

 

Kahramanmaraş katliamı, örgütlü, planlı, ekonomik çıkar nedeniyle bazı işadamlarının destek verdikleri bir katliamdır.

"Kahramanmaraş'ta olan bir savaş değildir. İç savaşın silahlı iki tarafı olur. Kahramanmaraş'ta olan bir katliamdır. 1572 yılı 24 Ağustos'unda binlerce Protestan'ın boğazlandığı gibi, Saint Barthelemy katliamı gibi, Endonezya'da solcuların bir gece de vuruldukları faşist ayaklanma gibi bir katliamdır. Bunun adına anarşi denmez. Bu, Alevi-Sünni çatışması da değildir. Bu planlı ve örgütlü bir faşist saldırıdır. Çevre illerden Maraş'a getirilen katil çetelerine belli hedefler gösterilerek, her şeyi hesaplanan bir planla yürürlüğe konan bir faşist eylemdir. Kin ekip, kan çiçeği büyütenlerin, direnme hakkından söz edip 'Milli direnme hakkı doğmuştur' diye bildiri yayınlayanların eseridir. Maraş katliamı "Müslüman Türkiye - Milliyetçi Türkiye - Allah İçin Cihad Başına" sloganlarıyla kadın demeden, çocuk demeden vuranlar karşısında 'Bana sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz' diyenlerden destek görenlerin eseridir..."

 

(Kahramanmaraş Milletvekili Hüseyin DOĞAN'ın CHP grup toplantısında yaptığı konuşmadan... 03.01.1979... Aydınlık Gazetesi)

**************************************

Şimdi de faşistlerin çalışma/provokasyon sistemleri neler.

"Güvenlik güçleri, saat 22.30 sıralarında Maraş'ın Serintepe Mahallesinde dolaşan iki kişiden şüphelenir ve gözaltına alırlar. Bu kişilerin, bir süre önce İmam Hatip Lisesi'nde hırsızlık yaptıkları iddiasıyla aranan kişiler üzerlerinde patlamaya hazır üç dinamit lokumu bulunduğu ortaya çıkar. Soruşturma sonucu, kentte sabaha kadar arama yapılır. 34 kişi gözaltına alınır. Ayrıca üç otomatik silah, çok sayıda mermi ve patlayıcı madde ele geçirilir. Gözaltına alınanlar, ifadelerinde birçok yeri bombaladıklarını, iki gizli örgüt TYK (Türk Yıldırım Komandoları) ve ETKO (Esir Türkleri Kurtarma Ordusu) ile ilişkili olduklarını söylemişlerdir. Yine ifadeleri sonucu, İstasyon Caddesi üzerinde bulunan caminin avlusunda gömülmüş, etrafı sıvanarak fitilleri dışarıda bırakılmış, patlamaya hazır beş adet dinamit de ortaya çıkarılmıştır." (Milliyet...22.04.1978)

 

Emniyetin bir yetkilisi,

 

"Yapılan soruşturma kentte meydana gelen patlamaların bir provokasyon olduğunu ortaya çıkarmıştır. Komandolar özellikle kendi kuruluşları olan derneklere bombayı atıyorlar, sonrada suçu solcu gruplara yüklemek istiyorlar" diyordu. (Cumhuriyet...22.04.1978)

 

Gözaltına alınan 34 kişi, mahkemeye sevk edilir ve 24 tanesi tutuklanır. Tutuklananlar arasında MHP Milletvekili bulunmaktadır.

 

Tutuklama haberini alan MHP Milletvekili bazı yandaşlarıyla birlikte Adliye binasına gider; 1. ve 2. Asliye Ceza Yargıçlarıyla karşılaşır. Yargıçlara, "Tutuklamaları siz mi yapıyorsunuz? Sizi mahvedeceğim" diyerek küfreder ve fiili saldırıda bulunur. 1. Asliye Ceza Yargıcı'na yumrukla saldırır. Bu sırada içeri giren Savcı'ya da küfreder. Saldırıya uğrayan 1. Asliye Ceza Yargıcı, Hükümet Tabipliğinden 5 günlük rapor alır. (Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet...22.04.1978)

******************************************

O tarihten Aralık ayına kadar geçen sekiz aylık süre içinde katliamın altyapısı hazırlanır. Katliamdan bir hafta önce, görevli olduklarını söyleyen bir takım kişiler, Alevilerin ve solcuların oturdukları semtlerde, bir tür nüfus sayımı yaptıklarını söyleyerek konutları dolaşmışlar, evde kaç kişinin oturduğunu sormuşlar ve yeni numaralar verdikleri kapıları kırmızı boyayla işaretlemişlerdir.

Başka bir bölgede başka bir grup, bu kez PTT görevlisi olduklarını ve mektupların kaybolmaması için bir çalışma yaptıklarını söyleyerek kapılara boyayla işaretler koymuşlardır.

Faşist örgütlerin her zaman başvurdukları yöntemlerden biri "Dini ve camileri" kullanmaktır. Belirli yerlere ve özellikle ibadethanelere patlayıcı maddeler atıyorlar, "Dinsiz solcular" attılar diye propaganda yapıyorlardı. Kendi binalarına ve camilere etkisi az patlayıcılar atıyor, sonra suçu solculara yükleyerek "meşru tepkilerini" göstermek için miting ve yürüyüş yapıyor, ardından da saldırıya geçiyorlardı. Maraş'ta da aynı yönteme başvurulmuştur.

********************************************

ÜGD (Ülkücü Gençlik Derneği) tarafından getirilen "Güneş Ne Zaman Doğacak" isimli film 16.12.1978 günü "Çiçek Sineması"nda gösterime girer.

19.12.1978 günü seyirciler "Müslüman Türkiye", "Milliyetçi Türkiye", "Başbuğ Türkeş", "Komünistler Moskova'ya", "Katil İktidar" diye slogan atmaya başladılar. Filmin bitimine az bir süre kalmışken salonda etkisi az olan bir patlama olur. Önceden hazırlanmış 30-40 kişilik Ülkü Ocaklı bir grup, "Bunu solcular attı" diye diğer seyircileri tahrik edip, PTT ve CHP binalarına saldırdılar. Polis, olaya el koyup, patlayıcının ülkücüler tarafından atıldığını ortaya çıkardı.

Kahramanmaraş Valiliği, telsizle durumu İçişleri Bakanlığı'na iletir. Yapılan araştırmada sanık olarak yargılanan kişinin Ankara'da konuştuğu telefonun Ülkücü Gençlik Derneği'ne ait 29 43 51 numaralı telefon olduğu; ve konuşmanın, patlayıcı maddenin atıldığı gün 20.40 ile 22.27 saatleri arasında yapıldığı tespit edilir. (Gerekçeli Karar, Sayfa:360)

*******************************************

Peki bu sanık kimdir?

Daha sonra ne yapmıştır?

Kahramanmaraş Davası'nın 1 numaralı sanığıdır. Soy ismini değiştirmiştir.

MHP ve BBP'den milletvekili olup Meclise girmiştir.

ANAP'ın yaptığı seçim ittifakı da unutulmamalıdır.

*********************************************

Faşistler toplu katliama başlamadan önce, gelişmelerin iyiye gitmediğini gören Aleviler, CHP'liler ve diğer Sol Partilerle Demokratik Kitle Örgütleri'nin temsilcileri aynı gün Vali'ye, Emniyet Müdürü'ne, Jandarma Alay Komutanı'na giderek endişelerini belirtip, önlem alınmasını istediler.

Vali ve diğer yetkililer kaygısızca güvence verdiler: "Devlet güçlüdür. Her olayın üstesinden gelecek güçtedir. Önlemler alınmıştır. Vatandaşlar emin olsunlar."

Oysa, somut belirtiler ortadaydı. Her nedense (!!!) , çevre illerden güvenlik yardımı istenmediği gibi, yeterince önlem alma yoluna da gidilmedi.

***********************************************

Maraş Meslek Lisesi öğretmenlerinden sol görüşlü iki öğretmen 21 Aralık 1978 günü okuldan evlerine giderlerken yolda faşist katillerce şehit edildi.

 

Faşistler, cenaze törenine saldırmak için geceden çevre il, ilçe ve köylere adam göndererek; "Komünistler, Aleviler cuma namazında camileri bombalayacaklar. Müslüman kardeşlerimizi katledecekler. Bunun hazırlığını yapıyorlar. Müslüman kardeşlerimizi katliamdan korumak için toplanalım." diye çağrı yaptılar.

 

Bu sırada MARAŞ MÜFTÜSÜ'nün de Resmi araçla kentte dolaştığı, halkı kışkırttığı görüldü. (Hürriyet Gazetesi 26.12.1978)

 

Şehit öğretmenlerin cenazesine beş bine yakın insan katıldı. Meslek Lisesi'nde tören yapıldı. Cenazeleri Ulu Cami'ye kortej halinde halinde götürmek üzere yola çıkıldı. Yolda polis ve askeri birlikler, kortejdekileri tek tek aradı. Ellerindeki pankartlara varıncaya kadar her şeyi topladılar. Yani, taşları bağladılar, köpekleri serbest bıraktılar.

 

Cenaze korteji Ulu Cami'ye yaklaştığında, toplanan saldırganlar: "Komünistlerin, Alevilerin namazı kılınmaz", "Komünistler Moskova'ya", "Katil İktidar" sloganlarıyla saldırıya geçtiler.

 

Ellerindeki taş, sopa, kiremit parçaları ve patlayıcı maddelerle korteje saldırılması üzerine, kortejle faşistlerin arasında bulunan POLİSLER kaçarak hükümet binasına sığındılar.(!!!) Orada bulunan az sayıdaki JANDARMA birliği ise havaya ateş ederek saldırıyı durdurmaya çalıştı. Kortejdekiler canlarını kurtarmak için kaçmaya başladı.

 

Şehit öğretmenlerin cenazesi sokak ortasında sahipsiz kaldı.

Cenazeleri askeri birlik aldı.

Devlet Hastanesi'nin morguna götürdü.

 

Olaylar sırasında devrimci güçlerle çarpışmaya giren faşistlerden üçü devrimcilerce cezalandırıldı.

 

23 Aralık günü saldırılara halkı da katmak üzere camilerden ve belediye hoparlöründen yapılacak çağrının metnini hazırlayan faşistler, sabah saatlerinden itibaren aralıksız olarak: "Dünkü olaylarda komünist ve Aleviler tarafından şehit (!!!) edilen üç din kardeşimizin cenazesi kalkacaktır. Bütün din kardeşlerimiz buna katılsınlar. Son görevlerini yapsınlar" şeklinde anonslar yaptılar.

 

Yatsı ve sabah namazlarında da cami imamları aynı çağrıyı yaptılar.

Artık katliamın tüm hazırlıkları tamamlanmış, saldırı emri bekleniyordu.

 

"Belediye hoparlöründen yapılan anons saldırının başladığının işaretini verdi" ( Gerekçeli Karar, Sayfa:173)

 

*****************************************

"Saldırganlar tekbir getirerek hükümet konağına saldırdı, ele geçirmeye çalıştı.(Emniyet Müdür Yardımcısı, Hürriyet Gazetesi, 25.12.1978)

 

Sağlık Müdürlüğü'nü, YSE Binasını, Sağlık Ocağını, Çarşı Karakolu'nu işgal ederek yaktılar. Gazipaşa Semtinde iki kişiyi askerlerin elinden alarak kurşuna dizdiler. Sağlık Ocağı'nda iki yaralıyı dışarı çıkararak kurşuna dizdiler. Devlet Hastanesi'nin yolunu ve etrafını çevirdiler. Hastaneye getirilen yaralıları öldürdüler. Yaralıları taşıdığı için cankurtaranın şöförünü öldürdüler.

 

Yusuflar Mahallesinde oturanların çoğunluğu Sünni iken, öldürülenlerin tamamı Alevi idi. Öldürdükleri kadın ve çocukların cesetlerini de gaz dökerek yaktılar.

 

Evleri söndürmeye giden itfaiyecilere engel oldular. İtfaiye arabasının lastiklerinin havasını boşalttılar.

 

Valinin eşi, polislerin, memurların aileleri hükümet binasına sığındı.

 

"Kahrolsun komünistler, Müslüman Türkiye, Din elden gidiyor, Vali istifa, İçişleri Bakanı'nın kellesini istiyoruz" diye bağırıyorlardı. ( Gerekçeli Karar, Sayfa:274)

 

"Ordu, millet el ele, Vali, İçişleri Bakanına ölüm" diye bağırarak vilayete doğru yürüyorlardı.( Gerekçeli Karar, Sayfa:273-274)

 

*****

 

Peki, bu sırada İçişleri Bakanı ne yapıyordu? Katliamın SOLCULARIN tahriki sonucunda çıktığını söylüyordu. BAY BAKAN, Alparslan TÜRKEŞ'i ziyaret ediyor ve alınacak ÖNLEMLERİ konuşuyordu. Ne de olsa, olayları YAKINDAN izliyordu. Faşist katiller kendisinin "KELLESİNİ" isterken O faşistlerin BAŞBUĞU ile görüşüyor, suçu da SOLCULARA yıkmaya çalışıyordu.

 

YA ANLAMA KAPASİTESİNİ YİTİRMİŞTİ, YA DA .......?

 

*****************************************

 

Yıllarca yürütülen bir başka yalan da Maraş'ta yüzünü gösteriyordu. "Ülkücüler, güvenlik güçlerinin yardımcılarıdır" YALANI Maraş'ta çöküyordu. Faşistler bu yalanın arkasına sığınarak saldırıyorlar, cinayet işliyorlardı. Sağcı hükümetler de ülkücüleri böyle gösteriyor ve koruyorlardı. Zaten onlara "Sağcılar cinayet işliyor" dedirtilemezdi. Onlar bu siyasetçilerin adamlarıydı. Onlar "besleyip, büyüttükleri faşist katilleri" ile gurur duyuyorlardı. Onlar "varlıklarının" teminatıydı.

 

Katliamda askerleri yanlarında görmeyen, hatta kendilerine engel olarak gören FAŞİSTLER tepkilerini askerlere de yönelttiler. "KOMÜNİST ASKER" sloganıyla ASKERİ BİNALARA SALDIRIYA GEÇTİLER.

 

"23 Aralık günü, İl Merkez Jandarma Bölüğü'nde olduğum sırada Alay binasının etrafında bulunan eli sopalı, baltalı, silahlı şahısları yakalamaya başladık. Bunun üzerine Alay Binası'na otomatik silahlarla hedef gözetmeksizin ateş edildi." (Jandarma Astsubay )

 

"23 Aralık günü, Alay Komutanlığı binasına geldiğim sırada Alay binasından bana "Siper al" talimatı verildi. Bunun üzerine gizlendim. O sırada beni gören ve elinde fotoğraf makinesi olan bir kişi kaçarak yakındaki bir eve girdi. Bu şahsı elinde fotoğraf makinesi, tabanca ve dinamit lokumu ile yakaladım. Kendisine gazeteci süsü verdiğini ve amacının Alay Komutanlığı binasına dinamit koyarak olay çıkarmak olduğunu söyledi." (Jandarma Astsubay )

 

Ankara'dan uçakla Adana'ya gelen Sağlık Bakanı karayoluyla Maraş'a hareket eder. Silahlı saldırganlar tarafından yolu kesilir. Taş ve silahla saldırıya uğrar. Güvenlik güçleri ile saldırganlar arasında PAZARLIK yapılır. Saldırganlar kararlıdır. Görüşmeler çatışmaya dönüşür. Uzun süre bekletilen bakan, yoluna baskı ve saldırılar altında devam eder. Ve şunları söyler: " Üç yaşındaki bir çocuğu kurşunla öldürmüşler. Boğularak öldürülenler de varmış. 52 cesedi inceledim. Bunların üçü sopayla öldürülmüş, diğerleri 9 mm'lik mermilerle ya başından, ya yüzünden ya da kalbinden vurulmuşlar. Kurşun yağmuru altında gidip, geldim. Etrafımızda, üstümüzde kurşunlar vızır vızır gidip geliyordu. 70'lik yaşlıları, 3 yaşındaki bebekleri vurmuşlar. Cesetler kokuyordu. Kışkırtma var. Kışkırtma Alevilik-Sünnilik üzerine işlenmiş." (Milliyet, 25.12.1978 - Cumhuriyet, 26.12.1978)

 

Adana'dan karayoluyla Maraş'a giden Devlet Bakanı , Adalet Bakanı Milli Eğitim Bakanı yolu kesilmiş, bakanlar silah ve taşla saldırıya uğramışlardır. Güvenlik güçlerinin müdahalesi ile saldırıdan kurtulan bakanlar yollarına KORKU İÇİNDE devam edebilmişlerdir.

 

Cesetler sokaklarda kokuşmaya terkedilmişti. Faşistler "Yaşasın Başbuğ Türkeş" sloganlarıyla sokaklarda zafer naraları atıyorlardı.

 

BAKANLAR VE MİLLETVEKİLLERİ de KORKULARINDAN Hükümet Binası'ndan çıkamıyorlardı. Ortak BİLDİRİLER hazırlayıp, Hoparlörlerden BARIŞ ÇAĞRISI yapıyorlardı. Milletvekilleri, halkı sükunete çağırmak için MARAŞ MÜFTÜSÜ'nün konuşmasını gerekli görüyor, ama her nedense (!!!) tüm aramalara karşın Müftü'ye ulaşılamıyordu.

 

Pek Sayın (!!!) Milletvekilleri, "BİZE İNANINIZ; GÜVENİNİZ. SÜKUNETİNİZİ MUHAFAZA EDEREK; EVLERİNİZDE İSTİRAHAT EDİNİZ." diye saçmalıyorlardı.

 

 

 

Kendilerine güvenmek hatasına düşenlerin cesetleri sokaklarda kokuşuyordu.

İnsanlar yaralı, aç ve sefil durumda kalmışlardı.

 

Vali olaylardan önce "Bize güvenin, devlet güçlüdür. Emin olun" demişti.

İNSANLAR ESİR DURUMUNA DÜŞMÜŞTÜ.

 

"Uzun süreden beri tezgahlanan plan bu şekilde tatbikat safhasına konuldu. Küçük çocukların ve yaşlı adamların üzerine gaz dökülerek yakıldı. İnsanlık dışı olaylar işlendi. Daha önceden ihbar olarak değerlendirdiğimiz toplu katliam olayları, toplu olarak ceset bulunması ile doğrulandı. Olayların başında 20 kişiye otopsi yapabildik. Bunlar uzun menzilli silahlarla öldürülmüştü. Daha sonra gelen ceset fazlalığından DEĞİL OTOPSİ, KİMLİK TESPİTİ BİLE YAPILAMAMIŞTIR. (Savcı Dündar SANER, Tercüman, 25.12.1978)

 

**********************************************

 

Katliamın bilançosu ise RESMİ AÇIKLAMALARA göre 111 ölü, yüzlerce yaralı, yakılan 210 ev ile 70 işyeri olarak açıklandı. Alevilerin %80'i kenti terk etti.

 

Ecevit Hükümeti 13 il'de sıkıyönetim ilan etti.

 

"DEMİREL keyifli. Yeniden başbakan olma umudu DEMİREL'i sevindirdi" (Günaydın Gazetesi, 28.12.1978)

 

Sıkıyönetim isteyenler başarmıştı. DEMİREL'den TÜRKEŞ'e kadar herkes sevinç içindeydiler.

 

Sıkıyönetimin 13 ille sınırlı tutulmasını yetersiz bulan Alparslan TÜRKEŞ, katliam "Komünist ve Maocu yasa dışı silahlı gerillaların katliamı" diye zırvalıyordu.

 

************************************************

 

Adana, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Hatay İlleri Sıkıyönetim Askeri Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi (Esas No:1980/82, Karar No:1980/520)

 

804 kişi hakkında dava açtı.

Bunlardan 379 tanesini beraat ettirdi.

Karar, Yargıtay'da bozuldu.

Yeniden yargılama yapıldı.

Yargıtay süreci tekrar başladı.

 

Sonunda hafif cezalarla DOSYA KAPATILDI.

 

Yani ölen öldüğüyle, öldüren de öldürdüğüyle kaldı.

Yapılanlar yapanların yanına kar kaldı.

Faşist katillerin destekçileri hep iktidarda kaldılar.

 

17 YAŞINDAKİ ERDAL EREN ASILDI.

Maraş katliamının elebeşılarından başta bahsettiğim sanık olarak yargılanan kişi MİLLETVEKİLİ OLDU.

MHP %18 oy alarak, iktidara geldi.

Bazıları "MHP değişti" dediler.

Onlar "Biz değişmedik" dediler.

Yok "ille de değiştiniz" dediler.

"Dün ne isek, bugün de oyuz" dediler.

"Biz değişmedik, bize bakanların bakış tarzı değişti" dediler.

 

***********************************

 

BİZ DE DEĞİŞMEDİK.

ÖLÜLERİMİZE AĞIT YAKIYORUZ.

BİR SÜRE SONRA DA UNUTUYORUZ.

TA Kİ, HATIRLATILANA KADAR.

 

YİNE KATLEDİYORLAR.

BAŞLIYORUZ YENİDEN AĞITLAR YAKMAYA.

 

SONRA BİR DAHA KATLEDİYORLAR.

BİR DAHA...BİR DAHA...BİR DAHA...

 

PEKİ BU NE ZAMANA KADAR DEVAM EDECEK?

 

 

********************************

 

KAYNAKLAR:

1-) Cumhuriyet-1979,

2-) Yakın Tarihimizden Kitlesel Katliamlar - Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu.

 

Maraş Katliamını unutma!!!!

 

Yoksa yeniden hatırlatırlar

Gönderi tarihi:

4 gündür bu forum vasıtası ile sizlerleyim. zaman zaman dışa angaje olmuş beyinlerin tesbitleri tartışıldı her defasında saduyulu bir duruş gördüm bu akşam maraş olayların dan bahsediliyor. ve bir katliyam olarak kabul görüyar. Referans olarakda meşhur aydınlık dergisi veriliyor kaç kişinin katili olduğu bilinmeyen hangi istihbarat örgüdlerine angaje olduğu bilinmeyen bukonuda adı 7 kocalı topala çıkan bir dergi. 1980 öncesi türkiye bir cinnet dönemi yaşamıştır bunun sebepleri bellidir. maraş,çorum,vb birsürü olay toplam ölen insanımız 6200 yakın tarihimizda ülkeler arası savaşta bukadar insan ölmemiştir.

Bu konuyu hazırlayan arkadaşıma soruyarum öbelgelerde insanlar 1978 yılın damı beraber yaşamaya başladılar en az 100 yıldır aralarında bir puroblem yoktuda ülkemiz adına okara yıllarda düşman olduklarınımı hatırladılar gerçek olan bir şey varsa o olaylarda bugünkü olaylarda emperyalist uluslar arası sermaye gurub larıtarafından organize ediliyor emin olun silahşörlerinden biride aydınlık gurubudur otarih teki çizgileri ile günümüz çizgilerine bakarsak bunu anlaya biliriz ne olmuştur sahib deyişmiştir. maraştada çorumdada sivastada olayların olduğu dönem incelen diğinde bütün olaylarda yöre halkının dışında insanların varlığı tesbit adilmiştir. Aleviler türktür Hz hüseyin ruhunu taşırlar bumemlekette alevi sunni çatışmasının senaryosu enson olarak gazi mahallesinde uygulandı başrol ve figüranlara bakılsın .alevilerle sunnilerin kürtler ile türklerin hiç bir sorunu yok dün yoktuda bugün niçin olsun. vardiyen lere dikkat ama lütfen dikkat!!!!!!!!!

Gönderi tarihi:

sayın yağız öncelikle hoşgeldin aramıza

 

 

ama ben yazıyı baştan sona okumadığını düşünüyorum

ben orda olayların nasıl başladığı açık açık yazdım zaten

en başta sermaye grupları tarafından olayların başlatıldığı biliniyor farklı birşey demedim ben

 

ayrıca dikkatlice okursan sadece aydınlık dergisinden alıntı yapılmadığını görürsün.her paragrafın yanında nerden yararlanıldığı yazılıdır.(gerekçeli kararları ile birlikte)

 

ha çok uzun okuyamam diyorsan başta yazdığım paragrafı bir kere daha yazayım buraya

 

Kahramanmaraş katliamı, örgütlü, planlı, ekonomik çıkar nedeniyle bazı işadamlarının destek verdikleri bir katliamdır.

"Kahramanmaraş'ta olan bir savaş değildir. İç savaşın silahlı iki tarafı olur. Kahramanmaraş'ta olan bir katliamdır. 1572 yılı 24 Ağustos'unda binlerce Protestan'ın boğazlandığı gibi, Saint Barthelemy katliamı gibi, Endonezya'da solcuların bir gece de vuruldukları faşist ayaklanma gibi bir katliamdır. Bunun adına anarşi denmez. Bu, Alevi-Sünni çatışması da değildir. Bu planlı ve örgütlü bir faşist saldırıdır. Çevre illerden Maraş'a getirilen katil çetelerine belli hedefler gösterilerek, her şeyi hesaplanan bir planla yürürlüğe konan bir faşist eylemdir. Kin ekip, kan çiçeği büyütenlerin, direnme hakkından söz edip 'Milli direnme hakkı doğmuştur' diye bildiri yayınlayanların eseridir. Maraş katliamı "Müslüman Türkiye - Milliyetçi Türkiye - Allah İçin Cihad Başına" sloganlarıyla kadın demeden, çocuk demeden vuranlar karşısında 'Bana sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz' diyenlerden destek görenlerin eseridir..."

 

 

saygılar.....

Gönderi tarihi:

Sevgili TANİA HAYDE Öncelikle hoşbuldum arnızda olmaktan memnunum.

Yazınızı tümüyle okumuştum tekrar bir kezdaha okudum.Dipnotlarınızıda gördüm tercüman gazetesinde savcının ölenler uzun menzilli silahlarla öldürülmüş alıntısına dikkatinizi çekmek isterim

Ben o dönem türkiyesinin bir cinnet dönemi yaşadığına inanıyorum maraş,çorum,sivas,gazi olaylarının alevilerden veya sunnilerden kaynaklan dığına inanmıyorum. size birörnek vermek isterim tahmin ediyorum çorum olaylarında aleviler ve sunniler (anlaşılması bakımından bu şekilde yazıyorum esasında halk arasında desek daha iyi olur) arasında hiç bir problem yokken altyapıyı , alevi mahallesine giderek cemevini yaktılar kaçıyorlar.... sunnilerin oturdukları kahvehanelere giderek merkez cami yakıyorlar yakacaklar.... gibi kışkırtmalarla altyapı aluşturuluyor. birgün cami ateşe veriliyor(yöre halkından birinin yakması mümkündeğil)

Sizin bahsettiğiniz sinama yangını güneş nezaman doğacak adlı film oynayacak oynadığı heryerde olay oluyor saldırılar oluyor bahsettiğiniz vekil orada yaralanıyor emin olun onun teksuçu orada yaralanmak dahasonraki olaylarda bir dahli olması mümkündeğil.....

maraşta bir vahşet yaşanmıştır ölenler bizim insanlarımızdır buolayların sunni sermaye alevi sermayesi ile bir alakası yoktur. milliyetciyim diyen , allah diyen bu olayların müsebbibidir gibi bir değerlendirme nekadar doğru olur?

milliyetciler adam öldürüyor dedirtemessiniz....demiş demişde neolmuşki sizde biliyorsunuzki başkabirşey söylemesi için muhakeme yeteneği olması lazımdır olsaydı zaten o talihsiz günleri yaşamazdık. malesef yıllarca samimiyetsiz ve yetersiz insanlar tarafından yönetildik bedelini ödedik ödüyoruzda.

 

 

 

SAYGI BİZDEN

Gönderi tarihi:

tamam da yağız bende diyorum provakasyon diye

 

1978 yılında maraş olaylarından önce ülkede neler olup bitti bu yapılanları kim yaptı

her şey devletin askerinin ve güvenkil güçlerinin gözüönünde yapılmadımı

bu olayları yapanlar cezalandırıldımı peki

bu olaylarda sindirilmek istenen asıl ; yükselen işçi, emekçi hareketi ve devrimci güçlerdir.

 

 

Mart 1978’den itibaren faşist hareketin önceki yıllara göre daha bütünlüklü bir eylem programı benimsedi. Yine bu dönemde kitleleri yıldırmak ve faşist hareketin kudretini ve pervasızlığını hem kendi tabanına, hem de mevcut potansiyel “düşman”larına bildirme amacını taşıyan, antikomünist/komünist kamplaşmayı daha da keskinleştirerek toplumsal-siyasal gerilimi daha da artırmaya yönelik saldırılara girişen faşist hareketin bu amaçla işlediği ilk sansasyanel cinayet, Ankara Cumhuriyet Savcısı Yardımcısı Doğan Öz’ün öldürülmesiydi. Faşistlerin egemen olduğu site yurtlarında arama yaparak pek çok silah ele geçiren Doğan Öz, önce MHP yöneticilerinden İhsah Kabadayı’nın parlamentoda yaptığı konuşmada açıkça hedef gösterildi ve bundan bir kaç gün sonra 24 Mart 1978 sabahında öldürüldü zaten.

 

19 Mart’ta İzmir’de, Mussolini’nin Roma Yürüyüşü nden esinlenerek, CHP hükümetinin fiili iktidarsızlığını sergilemek ve asıl gücün kendinde olduğunu göstermek için Büyük Yürüyüşü başlattığını ilan eden Türkeş, mart sonunda Kırıkkale’de Türkiye’nin her yerinden gelen ülkücülerin katıldığı bir gösterinin düzenleneceğini açıkladı. Bu yürüyüşün, tarihi ve yeri daha sonra değiştirilerek, 15 Nisan’da Ankara’da yapılacağı ilan edildi.

Faşistler Büyük Yürüyüşün bir kaç gün öncesinde, Malatya, Adıyaman ve Pazarcık’ta bombalı provakasyonlar örgtülediler. Faşist hareketin iç savaş stratejisinin ana dinamiğinin yerleşik olduğu yerlerde düzenlenmek istenen bu provakasyonlar Malatya dışında başarısızlıkla sonuçlandı.

15 Nisan’da Maraş’ın Pazarcık ilçesinde CHP il başkanı, büyük bir Alevi aşiretinin önderi Memiş Özdal’a gönderilen bombalı paket postanede patladı. 15 Nisan’da sünni kesimden MSP’li bilinen Adıyaman Emniyet Müdür Yardımcısı Abdülkadir Aksu’ya gönderilen bombalı paket etkisiz hale getirildi. Bombalı paketlerin gönderildiği yerler Alevi-sünni nüfusunun iç içe yaşandığı bölgeler, hedefler ise sünni veya Alevi kesimden önde gelen saygın kişilerdi.17 Nisan akşamı Malatya Belediyesi başkanı Hamit Fendoğlu, Ankara’dan gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu. “Hamido” lakabıyla anılan, 1952’de Ahmet Emin Yalman’a karşı ünlü suikastin düzenlenmesinde yer alan, 1975 başında TÖB-DER toplantısının basılmasıyla başlayan antikomünist saldırılarda kışkırtıcı rol oynayan Hamit Fendoğlu, sunni-muhafazakar kesimde büyük saygınlığı olan bir kişiydi.. Bir kaç gün önce üç öğrencinin faşistler tarafından katledildiği, sık sık “Alevi ve Kürt halkını diktatörlüğe karşı ayakalanmaya” çağıran imzasız bildirilerin ve buna karşılık ÜGD-MHP imzalı din, iman elden gidiyor” bildirilerinin dağıtıldığı Malatya’da faşist hareketin gerginleştirdiği bu ortamı ateşleycek kıvılcım olan “Hamido”nun öldürülmesi sonrasında başlayan faşist saldırılarda, üç lise öğrencisi katledildi ve şehirdeki devrimci-demokrat işyerleri ve tüm demokratik kitle örgütlerinin lokalleri yağmalandı.

Eylül başında Sivas’da yaşanan faşistlerin provakasyon girişimi ve yaşanan çatışmalar daha sonra ki aylarda Elazığ ve tekrar Malatya’ya kaydı. Malatya’da eylülde 7 kişi öldürüldü. Elazığ’da faşist hareket, diğer yerlerde olduğu gibi sünni-Alevi ayrımını çatışmayaa dönüştürmeye çalışırken, Kürtler arasında da çatışma yaratmaya çalışıyordu. Tahriklerin giderek yoğunlaştığı eylül ayında 15 kişi, kasım ayında 9 kişi faşistler tarafından katledildi.

1978’in ortalarında ölenlerin sayısı ülke genelinde 153’e ulaşmıştı. 1978’in yaz sonunda “anarşiyi önleyememe ithamıyla daha fazla karşı karşıya kalan CHP’nin uygulamaya koyduğu fiili sıkıyönetim döneminde de katliamlar artarak sürdü. Eylülde 120, ekimde 106, kasımda 106.... Bu süreçte, faşist terör stratejisinin 1977’den sonra uç veren iki boyutu daha da belirginleşti. Çoğu kez radikal, devrimci-siyasal kimlikleri bile bulunmayan aydınların, bilim adamlarının hedef alınması ve diğer yönü ise, tiyatro, sinema, kahvahane, durak, otobüs gibi kalabalık yerlerin rastgele taranması......

 

Faşist hareketin sansasyonal cinayetler dizisi bilim adamlarına yönelerek sürdü daha sonra. Bilim adamlarına karşı ilk saldırıyı 15 Haziran 1977’de Erzurum Üniversitesi Öğretim Elemanı Doç. Dr. Orhan Yavuz’u öldürerek başlatmıştı. Faşistlerin açtığı ateş sonucu 7 Nisan 1978’de Server Tanilli ağır yaralandı. 11 Temmuz’da estetikçi-sanat tarihcisi Doç. Dr. Bedrettin Cömert Ankara’da öldürüldü. Kasım’da bu cinayetin Abidin Paşa ÜGD üyesi Üzeyir Bayraklı ve Rıfat Yıldırım tarafından işlendiği ortaya çıktı. 20 Ekim’de yine İstanbul’da İTÜ rektörü Porf. Dr. Bedri Karafakioğlu öldürüldü. 26 Kasım’da İstanbul’da Politika gazetesi yazı işleri müdürü Ali İhsan Özgür işkence edilerek öldürüldü. Aynı ay Milliyet gazetesinin, olayların arkasında MHP ve Türkeş’in gölgesini gösteren karikatürleriyle tanına ünlü çizeri Bedri Koraman silahlı saldırıya uğradı.

Ağustos 1978’de Ankara’da gecekondu halkına üst üste saldırılar düzenlendi. 8 Ağustos’da Ankara Mamak-Tepecik’e giden bir belediye otobüsüne ateş açan üç maskeli faşist, 3 kişiyi katledip 16 kişiyi de yaraladıktan sonra, olay yerine gelen polisin yarattığı kargaşadan dolayı kaçmayı başardı. 10 Ağustos’ta bir otomobil dört ayrı kahveyi tarayarak Balgat’tan geçti; 5 kiş öldü, 14’ü de yaralandı. Eylül’de Ulubey mahallesindeki kahvehaneye ateş açan faşistler 2 kişiyi katlettiler. Yine eylül ayında Pol-Bir’li polisler üç devrimciyi sokak ortasında katlettiler. 8 Kasım 1978’de faşistler Ankara Bahçeliveler semtinde 7 TİP’li öğrenciyi katlettiler. Yine ekim ayında İstanbul Bahçelievler’de yaşanan katliamın bir benzeri yaşandı. 4 devrimci öğrenci otobüsten indirilip kaçırılarak kurşuna dizildi.

 

ve sonuçta katliamlar dizisi bi şekilde maraşa çevrildi

 

Maraş’ta 19 Aralık 1978 akşamı önce “Güneş Ne Zaman Doğacak” filminin gösterileceği Çiçek Sineması bombalanır, ardından bombalamanın “Alevi komünistler tarafından” gerçekleştirildiği söylentisi şehre yayılır. Bombalama sonrası camilerde, “kaç Alevi öldürülünce cennete gidilebileceği”ni anlatan hutbeler verilir. “Maraşlı Müslümanlar”, “Kanımız aksa da zafer İslam’ın” sloganları arasında “cihada” çağrılır. Toplu öldürümlerin yolu açılır.

 

 

sonuçta o cinnet döneminde kaç kişi hayatını kaybetti....

kaç kişi cezalandırıldı....

ülkenin hapishanaleri kimlerle dolduruldu......

 

bu olayların gerçekleşmesi için zemin hazırlayanlarla değil heralde...

bu olaylar yapanlarla da......

 

 

yine diyorum

 

 

Yani ölen öldüğüyle, öldüren de öldürdüğüyle kaldı.

Yapılanlar yapanların yanına kar kaldı.

Faşist katillerin destekçileri hep iktidarda kaldı.

Gönderi tarihi:

Bu soruyu tüm iyi niyetimle soruyorum. Kesinlikle Maraş, Çorum olaylarıyla bir ilgisi yok. Genel olarak soruyorum ve merak ediyorum: Arkadaşlar, 70'li yıllarda ölenler -hepsi için üzülüyorum- ya da acı çekenler sadece solcu insanlar mıydı? Ben de kenar mahalledeydim o sıralar. Sanki öyle değildi gibi hatırlıyorum. Sizce?

Gönderi tarihi:

Sevgili TANİA HAYDE Öncelikle hoşbuldum arnızda olmaktan memnunum.

Yazınızı tümüyle okumuştum tekrar bir kezdaha okudum.Dipnotlarınızıda gördüm tercüman gazetesinde savcının ölenler uzun menzilli silahlarla öldürülmüş alıntısına dikkatinizi çekmek isterim

Ben o dönem türkiyesinin bir cinnet dönemi yaşadığına inanıyorum maraş,çorum,sivas,gazi olaylarının alevilerden veya sunnilerden kaynaklan dığına inanmıyorum. size birörnek vermek isterim tahmin ediyorum çorum olaylarında aleviler ve sunniler (anlaşılması bakımından bu şekilde yazıyorum esasında halk arasında desek daha iyi olur) arasında hiç bir problem yokken altyapıyı , alevi mahallesine giderek cemevini yaktılar kaçıyorlar.... sunnilerin oturdukları kahvehanelere giderek merkez cami yakıyorlar yakacaklar.... gibi kışkırtmalarla altyapı aluşturuluyor. birgün cami ateşe veriliyor(yöre halkından birinin yakması mümkündeğil)

Sizin bahsettiğiniz sinama yangını güneş nezaman doğacak adlı film oynayacak oynadığı heryerde olay oluyor saldırılar oluyor bahsettiğiniz vekil orada yaralanıyor emin olun onun teksuçu orada yaralanmak dahasonraki olaylarda bir dahli olması mümkündeğil.....

maraşta bir vahşet yaşanmıştır ölenler bizim insanlarımızdır buolayların sunni sermaye alevi sermayesi ile bir alakası yoktur. milliyetciyim diyen , allah diyen bu olayların müsebbibidir gibi bir değerlendirme nekadar doğru olur?

milliyetciler adam öldürüyor dedirtemessiniz....demiş demişde neolmuşki sizde biliyorsunuzki başkabirşey söylemesi için muhakeme yeteneği olması lazımdır olsaydı zaten o talihsiz günleri yaşamazdık. malesef yıllarca samimiyetsiz ve yetersiz insanlar tarafından yönetildik bedelini ödedik ödüyoruzda.

SAYGI BİZDEN

 

SEGİLİ TANİA HAYDE

Sevgide serbestlik saygıda mecburiyet vardır.Sizi saygısızlıktan tenziederim olabildiğince ölçülü yazmaya gayret ettiğinizin farkındayım yazılarınızın belli bölüm lerinde benim hiçde öyle olmadığına inandığım insanlara faşist diyorsunuz.

Sizinde belirttiğiniz gibi devletin yetkili kurulları tam bir aciziyet içersin de olan biteni seyretmiştir körüklemiştir.

TÜRKİYEYİ BÖLÜMLERE AYIRARAK İNCELEYELİM

1935 a kadar atatürk türkiyesi savaştan çıkmış gencecik bir cumhuriyet yeni yollar devrimler atılımlar fabrikalar hedefler 1933 meclis kürsüsünden orta asyada yaşayan soydaşlarımız var şuan rusya nınegemenliği altında yaşamak durumundalar ancak birgün elbette bağımsızlıklarını elde edeceklerdir.dili bir dini bir soydaşlarımızın ogün bize ihtiyacları olacaktır biz ogüne kadar onlara hertürlü yardımı yapabilecek duruma gelmeliyiz.. Diye seslenmiştir atatürk ki haklıda çıkmıştır buna nekadar uyulmuştur, uyul saydı neolurdu?

Daha sonra tekŞEF DÖNEMİ DİYEADLANDIRILAN DÖNEME GELİNDİ

Eteresan biçim de atatürk kompleksi onun yerine geçme sevdası milleti ile itilaflı bir devlet , yönetim anlayışı halk yemeye ekmek bulamaz iken devleti yönetenlerin zevki sefası marksis yayınların devlet eli ile devlet okullarına girişi konjoktüre göre iç politikaya yönverme rusyaya iyi görünmek için Zeki velidi TOGAN, HÜSEYİN NİHAL ATSIZ, SERDENGEÇTİ BÖLÜKBAŞI ALPARSLAN TÜRKEŞ ve arkadaşlarının tutuklanması

ÇOKPARTİLİ DP DÖNEMİ

Talihsizliklerin devam ettiği dönem değerler noktasında rahatladığı ğını düşünen türk milletinin dışa fütursuzca bağlandığı dönem kgb nin siaeyin modsatın bilimum gizli istihbaratların cirit attığı bir türkiye Başarısız bir ihtilal ihtilal sonrasını hesablıyamıyan bir cunta yükselen amerika bağımlılığı birkısım insanımızda anti amerikancı akımı oluşturdu doğaldıda doğol olmayan onlarında çözümü devşirme fikirlerde araması ünüversitelerin konturol altına alınması ya kabulet ya kaybol mantığının hakim kılınmaya çalışılması

boykotlar banka soygunları 6.filo amerikan askerlerinin kaçırılması meclisin basılması ,otü karargah halina getirilmesi, buraya kadar ülkücüler yok.. ruhi KILIÇKIRANIN ŞEHİT edilmesi ülkücüöğrencilerin daha doğrusu kominizmi kabul etmeyenlerin okullara girememesi bahsettiğim insanların birçoğu gerçek dünyada onlardanbiri DURSUN ÖNKUZU Dündar TAŞERE soruyor 'Bakıyorum bizi okula sokmayan bizi düşman belleyen insanlar bizim gibi anadoludan buraya okumaya gelmiş insanlar, bizim gibi köy çocukları bizden istedikleri nedir hepsi inançlı aile çocukları benim ailem nasıl yaşıyorsa onların aileleride öyle yaşıyor bunu anlıyamıyorum' HAYDE Dursun ÖNKUZUNUN şehit edilişini gördüğü zulmü anlatamam tüm kalbi duygularımla yazıyorum anlatamam.....

 

1971 muhturası deniz gezmiş ve arkadaşlarının idamı, türkiye solundaki bazı insanların nema hesabı yüzünden asılmış insanlar 74 affı tırmanan gerginlik cinnethali olaylar olaylar oluşmuş olan tarflar heriki trafta cirit atan ajanlar kurumlarda ayrışmalar kangölüne dönen türkiye

 

6200 ölü veölenler bügünün gerçek aydını olacak insanlar seçilmiş insanlar 1980 ihtilalini yapanlar hala yaşayan nasıl öleceklerini merak ettiğim ihtilalciler amerika referanslı silik tipler........

1980sonrası yapılanma idealizmin rafakalktığı bir dönem her şey para parası olan yapar amerika abi

 

 

 

Ben çok hüzünlendim üzüldüm.....

 

 

SAYGILAR

Gönderi tarihi:

peki o halde yağız. Alparslan Türkeş niye 12 eylülde darbeden sonra "fikri iktidarda kendi hapsite olan bir partiyiz" dedi.

Gönderi tarihi:

YAĞIZ RUMUZLU ARKADAŞ 12 EYLÜL ÖNCESİ ŞİDDET OLAYLARININ BAŞLANGICINDA SOLCULARIN

 

 

OLDUĞUNU İMA ETMİŞ ANCAK BU MÜMKÜN DEĞİLDİR SOLCULARDA 1974 E KADAR SİLAHLANMA

 

OLMAMIŞTIR BUNDAN ÖNCEDE VEDAT DEMİRCİOĞLUNUN ÖLDÜRÜLMESİYLE BAŞLAYAN OLAYLAR

 

OKULLARIN -YURTLARIN ÜGD LİLERİN SALDIRILARIYLA PEK ÇOK İNSAN HAYTINI KAYBETMİŞTİR..

 

YAKLAŞIK 40 SOL GÖRÜŞLÜ ÖĞRENCİNİN ÖLÜMÜNÜ TÜRKİYE SOLU SADECE PROTESTO GÖSTERİLERİ

 

İLE KARŞILIK VERMİŞTİR ZATEN AYRIŞMALAR BURADAN İTİBAREN BAŞLAR BAZI FRAKSİYONLAR

 

OKULLARI VE YURTLARI FAŞİSTLERE TESLİM ETMEYELİM DİRENELİM GEREKİRSE SİLAH KULLANALIM

 

DİYEREK FRAKLI GRUPLARA GİTTİLER ..

 

BUNLARI YAZARKEN AKLIMA VELİ CAN ODUNCU ADLI PSİKOPAT KATİLİN İTİRAFLARI GELDİ..

 

 

 

BENCE TÜRKİYE SOLU FAŞİST TERÖR KARŞISINDA KENDİNİ YETERİNCE ŞİDDETLE SAVUNAMAMIŞTIR..

 

BEN AZ BİLE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORU, BİRİLERİ MEMLEKETİN AYDIN İNSANLARINI KATLEDECEK

 

BİZLER İZLEYECEĞİZ YOK ÖYLE YAĞMA...

Gönderi tarihi:

peki o halde yağız. Alparslan Türkeş niye 12 eylülde darbeden sonra "fikri iktidarda kendi hapsite olan bir partiyiz" dedi.

Bu sözsavyet rusyanın gücünü kaybetmeye başladığı T.C DEVLETİNİN oböldede yaşayan soydaşlarımızla alkadar olmaya başladığı dönem için söylenmiştir. dönemin iktidar sahibleri ANAP BİZİM PARTİMİZDİR ŞEKLİNDE ALGILANMAMALIDIR.O dönemde siyasi faliyetlerini MP DE sürdürmüşlerdir.

 

Bu sözün bir diğer anlamı 1933 yılında ATATÜRKÜN orta asyada yaşayan soydaşlarımız elbet birgün bağımsızlık larını elde edceklerdir.Ogün biz onlara heranlamda destek olabilecek durumda olmalıyız.

 

ALPARSLAN TÜRKEŞ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün bu mesajını almış, üsteymen olduğu 1944 yılında orkun dergisinde bumahalde yazılar yazdığı için türkcülük turancılık davasından yargılanmış tabutluklarda kalmış 2yıl sonra berat etmiştir.

1965 siyaset hayatı başlamış idealini ve idoolijisini dünya türklüğünü kapsayacak şekilde oluşturmuştur.

Malesef devletimizi yönetenler ATATÜRK çizgisini hiçbir zaman yakalayamamışlar dır.Yakalayanlarda faşist ihtilalci gibi birtakım devşirme iftiralara muhatab bırakılmışlardır.

Ülkücülerin hapıs yattığı birdönemde devletimizin ortaasyadaki soydaşlarımıza ilgi göstermesi üzerine söylenmiş sözdür.

gerçi ilgilendilerde neoldu her işi ellerine yüzlerine bulaştırdıkları gibi onuda gerektiği gibi yapamadılar

Gönderi tarihi:

Atatürk, değil kızıl elma hayali kuran Enver Paşadır ve atatürkün bu tür hayaller için söyledikleri ortadadır.

 

diğer bahsettiğin şeyide anlıyamadım. türk devletinin kafkasya ve orta asya türkleriyle ilgilenme dediğin dönem 84 ler değil 89 lardır yani glasnos dönemi, deney olarakta azerbaycan da bir darbe denenmiştir.

Gönderi tarihi:

YAĞIZ RUMUZLU ARKADAŞ 12 EYLÜL ÖNCESİ ŞİDDET OLAYLARININ BAŞLANGICINDA SOLCULARIN

 

 

OLDUĞUNU İMA ETMİŞ ANCAK BU MÜMKÜN DEĞİLDİR SOLCULARDA 1974 E KADAR SİLAHLANMA

 

OLMAMIŞTIR BUNDAN ÖNCEDE VEDAT DEMİRCİOĞLUNUN ÖLDÜRÜLMESİYLE BAŞLAYAN OLAYLAR

 

OKULLARIN -YURTLARIN ÜGD LİLERİN SALDIRILARIYLA PEK ÇOK İNSAN HAYTINI KAYBETMİŞTİR..

 

YAKLAŞIK 40 SOL GÖRÜŞLÜ ÖĞRENCİNİN ÖLÜMÜNÜ TÜRKİYE SOLU SADECE PROTESTO GÖSTERİLERİ

 

İLE KARŞILIK VERMİŞTİR ZATEN AYRIŞMALAR BURADAN İTİBAREN BAŞLAR BAZI FRAKSİYONLAR

 

OKULLARI VE YURTLARI FAŞİSTLERE TESLİM ETMEYELİM DİRENELİM GEREKİRSE SİLAH KULLANALIM

 

DİYEREK FRAKLI GRUPLARA GİTTİLER ..

 

BUNLARI YAZARKEN AKLIMA VELİ CAN ODUNCU ADLI PSİKOPAT KATİLİN İTİRAFLARI GELDİ..

BENCE TÜRKİYE SOLU FAŞİST TERÖR KARŞISINDA KENDİNİ YETERİNCE ŞİDDETLE SAVUNAMAMIŞTIR..

 

BEN AZ BİLE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORU, BİRİLERİ MEMLEKETİN AYDIN İNSANLARINI KATLEDECEK

 

BİZLER İZLEYECEĞİZ YOK ÖYLE YAĞMA...

İMA DEĞİL GERÇEK SAMİMİ TESBİTLERİM 1974 YILINA KADAR TÜRKİYE SOLUNA BİR BAK

 

1944 Hasanali YÜCEL MİLLİ EĞİTİM BAKANI marksis yayınlar devlet okullarında ders kitabı olarak okutuluyor. Sovyetlerin yayılmacı politikalırından korkan gücünden çekinen iktidar buna müsade ediyor. kominizim karşıtlarını cezalandırıyor.

Sovyet yayılmacı politikalarından bütün avrupa etkileniyor beyaz kelebekler in ülkeleri hariç

tabi kendi fikri olmayan tutar sız insanlar tarafın dan yönetilen insanlarımızdada bu yönde eyilimler başgösterdi.

İlketapta işçiler işçi hakları dediler sendikal faliyetler dediler kendi aralarında farklılaşmalar baş gösterdi. farklı sendikalar bendensin iyisin deyilsin kotüsün.

1968 meşhur kuşak benimde beyendiğim 6.flo eylemi, meclisi basmak

bu memleketin heryeri bizim marksiz ve leninis düşünceyi hakim kılanakadar mücadele bizden olan yaşayacak olmayan devrim mahkemelerinde yargılanıp ınfaz edilecek karargah İNENÜ NÜN ODTÜ orada kaç mahkeme kuruldu kactane ne olduğunu anlamayan masumun kanına girildi.

1967 ankara ünüversitesi ülkü ocaklarının kuruluşu devşir me fikirleri kabul etmeyen köklü bir tarihin devamı 5 bin yıllık yazılı tarihi olan türk milliyetcilerinin ilk sivil yapılanması ve tamamiyle fikri biryapılanma gördükleri tazyik ve kendi insanlarının deyer leri ile bağdaşmayan yapılan malara karşı bir duruş....

Elbette şımartılmış kendine lenini,maoyu ,cekivuerayı lider secenlerin ata seçen lerin cevabı çok sert olmuş.

EFENDİ İYİOKU ÜLKÜCÜLER 1968 YILINDA İLK ŞEHİTLERİNİ VERDİ BUTARİHE KADAR ÖLENLER ülkücü oldukları için deyil inanclı itikatlı anadolu çocukları oldukları için öldürüldü iş kence gördü deniz efen dinin buyruğuna karşı geldiği için öldürüldü.

Fireksiyon çatışmalarında ölen insan sayısı 1650 dedimya anlayış benden olan yaşar diyerleri ölür.

1971 muhturasıyla tutuklananlar 1974 ecevit affıyla ceza evlerinden çıktılar denizin yusufun intikamialınacak sanki ülkücüler asmış gibi saldırdılar ülkücülerin bilinen 2080 sehitivar. %85 i ünüversite öğrencisi. mezunu tutuklanan 500 ün üzerinde anadavada yargılananların tama mına yakını ünüversiteli enaz mapusta kalan 4yıl 11 yıl 13yıl yatanlar olmuş busürelerin sonunda sen suçsussun denenler olmuş , 6 idam yası tutmayan, asıldıktan sonra berat eden asılma gerekçesi olarak gösterilen suçun işlendiğinde hapiste olan böyle bir yargılanma süreci genel merkez yöneticilerinin tamamı berat etmiş.

 

1978 yılından sonra doğrudur karşılık verilmiş 10 yıl var ilk şehitle verilen karşılık arasında faşist dediğiniz ALPARSLAN TÜRKEŞ KANIN DURMASI İÇİN HER YOLU DENEMİŞ devlet yöneticilerine çağrıda bulunmuş BÜLENT ECEVİTE çağrıda bulunmuş sonuç alamamış soldan birkişi söyleyin kandökmeyindiyen sağduyulu davranan devrim kanlıolur şehidi olmayan devrim olmaz

 

Hangi itirafcı Velican ODONCU NEYİ İTİRAF ETMİŞ sen bunları yaptın bunları söyledin bunlar senin ifadelerin

copların askerlerinin söylediklerine inanma bahsettiğin rahmetli 18 yaşında doğutürkistan kökenli bir delikanlı etrafında olup bitene kayıtsız kalmamış kominizmin neolduğunu bilen bir ailenin cocu.

zeytin burnunda beraber büdüğü arkadaşı kucanda canvermiş marksis allah korkusu olmayan inançsızların çeşitli eylem lerine tanıkolmuş devşirme zeytinburnundaki tefecilerin marksislerolan diyaloğunu çözmüş...

18 inde birdeli kanlı bir faşist deyil itirafcı hiçdeyil allah tahsiratını affetsin.

 

 

azyapmışlarha elinsaf ölenler bizim insanlarımız bedelini ödeyen bizleriz kardeş kavgasının kimeneyararı olmuştur ülke insanını şiddet vasıtasıyla düşmanyapmak kimin işine yaramıştır

bukonuları tartışırken herkez objektif dayranırsa önyargılardan uzak konularabakarsa bu güne faydalı işler taşınabilir.

Gönderi tarihi:

Atatürk, değil kızıl elma hayali kuran Enver Paşadır ve atatürkün bu tür hayaller için söyledikleri ortadadır.

 

diğer bahsettiğin şeyide anlıyamadım. türk devletinin kafkasya ve orta asya türkleriyle ilgilenme dediğin dönem 84 ler değil 89 lardır yani glasnos dönemi, deney olarakta azerbaycan da bir darbe denenmiştir.

 

1933 ATATÜRKÜN MECLİS KONUŞMASIN DA AYNEN YAZDIKLARIMI SÖYLEMİŞTİR.

 

 

DOĞRUDUR ENVER PAŞA TURANCIDIR. ÖMRÜ BOYUNCA BUNUN İÇİN MÜCADELE ETMİŞTİR SAVAŞARAK ÖLMÜŞTÜR

 

1984 BU YILLARDA ÖZAL OBÖLGEYE KAÇ ZİYARET YAPMIŞTIR. SÖYLEMLERİ NEŞEKİLDEDİR BUNA BAKMAK LAZIM

Gönderi tarihi:

İMA DEĞİL GERÇEK SAMİMİ TESBİTLERİM 1974 YILINA KADAR TÜRKİYE SOLUNA BİR BAK

 

1944 Hasanali YÜCEL MİLLİ EĞİTİM BAKANI marksis yayınlar devlet okullarında ders kitabı olarak okutuluyor. Sovyetlerin yayılmacı politikalırından korkan gücünden çekinen iktidar buna müsade ediyor. kominizim karşıtlarını cezalandırıyor.

Sovyet yayılmacı politikalarından bütün avrupa etkileniyor beyaz kelebekler in ülkeleri hariç

tabi kendi fikri olmayan tutar sız insanlar tarafın dan yönetilen insanlarımızdada bu yönde eyilimler başgösterdi.

İlketapta işçiler işçi hakları dediler sendikal faliyetler dediler kendi aralarında farklılaşmalar baş gösterdi. farklı sendikalar bendensin iyisin deyilsin kotüsün.

1968 meşhur kuşak benimde beyendiğim 6.flo eylemi, meclisi basmak

bu memleketin heryeri bizim marksiz ve leninis düşünceyi hakim kılanakadar mücadele bizden olan yaşayacak olmayan devrim mahkemelerinde yargılanıp ınfaz edilecek karargah İNENÜ NÜN ODTÜ orada kaç mahkeme kuruldu kactane ne olduğunu anlamayan masumun kanına girildi.

1967 ankara ünüversitesi ülkü ocaklarının kuruluşu devşir me fikirleri kabul etmeyen köklü bir tarihin devamı 5 bin yıllık yazılı tarihi olan türk milliyetcilerinin ilk sivil yapılanması ve tamamiyle fikri biryapılanma gördükleri tazyik ve kendi insanlarının deyer leri ile bağdaşmayan yapılan malara karşı bir duruş....

Elbette şımartılmış kendine lenini,maoyu ,cekivuerayı lider secenlerin ata seçen lerin cevabı çok sert olmuş.

EFENDİ İYİOKU ÜLKÜCÜLER 1968 YILINDA İLK ŞEHİTLERİNİ VERDİ BUTARİHE KADAR ÖLENLER ülkücü oldukları için deyil inanclı itikatlı anadolu çocukları oldukları için öldürüldü iş kence gördü deniz efen dinin buyruğuna karşı geldiği için öldürüldü.

Fireksiyon çatışmalarında ölen insan sayısı 1650 dedimya anlayış benden olan yaşar diyerleri ölür.

1971 muhturasıyla tutuklananlar 1974 ecevit affıyla ceza evlerinden çıktılar denizin yusufun intikamialınacak sanki ülkücüler asmış gibi saldırdılar ülkücülerin bilinen 2080 sehitivar. %85 i ünüversite öğrencisi. mezunu tutuklanan 500 ün üzerinde anadavada yargılananların tama mına yakını ünüversiteli enaz mapusta kalan 4yıl 11 yıl 13yıl yatanlar olmuş busürelerin sonunda sen suçsussun denenler olmuş , 6 idam yası tutmayan, asıldıktan sonra berat eden asılma gerekçesi olarak gösterilen suçun işlendiğinde hapiste olan böyle bir yargılanma süreci genel merkez yöneticilerinin tamamı berat etmiş.

 

1978 yılından sonra doğrudur karşılık verilmiş 10 yıl var ilk şehitle verilen karşılık arasında faşist dediğiniz ALPARSLAN TÜRKEŞ KANIN DURMASI İÇİN HER YOLU DENEMİŞ devlet yöneticilerine çağrıda bulunmuş BÜLENT ECEVİTE çağrıda bulunmuş sonuç alamamış soldan birkişi söyleyin kandökmeyindiyen sağduyulu davranan devrim kanlıolur şehidi olmayan devrim olmaz

 

Hangi itirafcı Velican ODONCU NEYİ İTİRAF ETMİŞ sen bunları yaptın bunları söyledin bunlar senin ifadelerin

copların askerlerinin söylediklerine inanma bahsettiğin rahmetli 18 yaşında doğutürkistan kökenli bir delikanlı etrafında olup bitene kayıtsız kalmamış kominizmin neolduğunu bilen bir ailenin cocu.

zeytin burnunda beraber büdüğü arkadaşı kucanda canvermiş marksis allah korkusu olmayan inançsızların çeşitli eylem lerine tanıkolmuş devşirme zeytinburnundaki tefecilerin marksislerolan diyaloğunu çözmüş...

18 inde birdeli kanlı bir faşist deyil itirafcı hiçdeyil allah tahsiratını affetsin.

azyapmışlarha elinsaf ölenler bizim insanlarımız bedelini ödeyen bizleriz kardeş kavgasının kimeneyararı olmuştur ülke insanını şiddet vasıtasıyla düşmanyapmak kimin işine yaramıştır

bukonuları tartışırken herkez objektif dayranırsa önyargılardan uzak konularabakarsa bu güne faydalı işler taşınabilir.

Gönderi tarihi:

YAĞIZ,

 

VELİ CAN ODUNCUNUN İTİRİFLARI NI BEN UYDURMADIM O DÖNEM GAZETLERDE YAYINLANMIŞ

 

LÜTFÜ OFLAZ LA RÖPORTAJI VAR TABİ SEN BUNLARI GÖRMEK İSTEMEZSİN KENDİNE BİR TARİH

 

UYDURMUŞSUN, VELİ CAN ODUNCU MUSTAFA BAKİ GÜLCAN, ŞERAFETTİN AFŞAR LA BİRLİKTE BİR ÇOK

 

CİNAYET İŞLEMİŞ ÇOĞU CİNAYETLERİNİ İÇKİ İÇTİKTEN SONRA İŞLEMİŞ DAHA SONRA İÇ HESAPLAŞMA

 

SONUCU MUSTAFA BAKİ GÜLCAN TARAFINDAN CEZAEVİNDE ŞİŞLENMİŞ VS...

 

DAVADAN DÖNELERİ VURUN,BEN DÖNERSEM BİLE VURUN (TÜRKEŞ)

 

BU SÖZÜN MUSSOLİNİDEN DE ALINTI OLDUĞUNU BİLMEZSİN BİLMEK TE İSTEMEZSİN

 

O KADAR ÇOK İNSANIN KANINA GİRDİNİZ Kİ HANGİSİNİN HESABINI VERECEKSİNİZ

 

MESELA ADANA EMNİYET MÜDÜRÜ CEVAT YURDAKUL NEDEN KATLEDİLDİ??????

 

 

SAVCI DOĞAN ÖZ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?

 

BEDRETTİN CÖMERT? (ŞU AN ABİSİ DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI)

 

MARAŞ, ÇORUM,...................

 

 

 

1968 LERDE KOMANDO KAMPLARINI FİTNES ÇALIŞMAK İÇİN KURMADINIZ HERHALDE...

 

TEKRAR YAZIYORUM SOLCULAR 1974 TEN ÖNCE SİLAHLANMADILAR BUNU KENDİ İÇ TARTIŞMALARINDAN

 

GÖREBİLİRİZ SOLDA AYRIŞMA FAŞİST TERÖRDEN SONRA BAŞLAR............

Gönderi tarihi:

İMA DEĞİL GERÇEK SAMİMİ TESBİTLERİM 1974 YILINA KADAR TÜRKİYE SOLUNA BİR BAK

 

1944 Hasanali YÜCEL MİLLİ EĞİTİM BAKANI marksis yayınlar devlet okullarında ders kitabı olarak okutuluyor. Sovyetlerin yayılmacı politikalırından korkan gücünden çekinen iktidar buna müsade ediyor. kominizim karşıtlarını cezalandırıyor.

Sovyet yayılmacı politikalarından bütün avrupa etkileniyor beyaz kelebekler in ülkeleri hariç

tabi kendi fikri olmayan tutar sız insanlar tarafın dan yönetilen insanlarımızdada bu yönde eyilimler başgösterdi.

İlketapta işçiler işçi hakları dediler sendikal faliyetler dediler kendi aralarında farklılaşmalar baş gösterdi. farklı sendikalar bendensin iyisin deyilsin kotüsün.

1968 meşhur kuşak benimde beyendiğim 6.flo eylemi, meclisi basmak

bu memleketin heryeri bizim marksiz ve leninis düşünceyi hakim kılanakadar mücadele bizden olan yaşayacak olmayan devrim mahkemelerinde yargılanıp ınfaz edilecek karargah İNENÜ NÜN ODTÜ orada kaç mahkeme kuruldu kactane ne olduğunu anlamayan masumun kanına girildi.

1967 ankara ünüversitesi ülkü ocaklarının kuruluşu devşir me fikirleri kabul etmeyen köklü bir tarihin devamı 5 bin yıllık yazılı tarihi olan türk milliyetcilerinin ilk sivil yapılanması ve tamamiyle fikri biryapılanma gördükleri tazyik ve kendi insanlarının deyer leri ile bağdaşmayan yapılan malara karşı bir duruş....

Elbette şımartılmış kendine lenini,maoyu ,cekivuerayı lider secenlerin ata seçen lerin cevabı çok sert olmuş.

EFENDİ İYİOKU ÜLKÜCÜLER 1968 YILINDA İLK ŞEHİTLERİNİ VERDİ BUTARİHE KADAR ÖLENLER ülkücü oldukları için deyil inanclı itikatlı anadolu çocukları oldukları için öldürüldü iş kence gördü deniz efen dinin buyruğuna karşı geldiği için öldürüldü.

Fireksiyon çatışmalarında ölen insan sayısı 1650 dedimya anlayış benden olan yaşar diyerleri ölür.

1971 muhturasıyla tutuklananlar 1974 ecevit affıyla ceza evlerinden çıktılar denizin yusufun intikamialınacak sanki ülkücüler asmış gibi saldırdılar ülkücülerin bilinen 2080 sehitivar. %85 i ünüversite öğrencisi. mezunu tutuklanan 500 ün üzerinde anadavada yargılananların tama mına yakını ünüversiteli enaz mapusta kalan 4yıl 11 yıl 13yıl yatanlar olmuş busürelerin sonunda sen suçsussun denenler olmuş , 6 idam yası tutmayan, asıldıktan sonra berat eden asılma gerekçesi olarak gösterilen suçun işlendiğinde hapiste olan böyle bir yargılanma süreci genel merkez yöneticilerinin tamamı berat etmiş.

 

1978 yılından sonra doğrudur karşılık verilmiş 10 yıl var ilk şehitle verilen karşılık arasında faşist dediğiniz ALPARSLAN TÜRKEŞ KANIN DURMASI İÇİN HER YOLU DENEMİŞ devlet yöneticilerine çağrıda bulunmuş BÜLENT ECEVİTE çağrıda bulunmuş sonuç alamamış soldan birkişi söyleyin kandökmeyindiyen sağduyulu davranan devrim kanlıolur şehidi olmayan devrim olmaz

 

Hangi itirafcı Velican ODONCU NEYİ İTİRAF ETMİŞ sen bunları yaptın bunları söyledin bunlar senin ifadelerin

copların askerlerinin söylediklerine inanma bahsettiğin rahmetli 18 yaşında doğutürkistan kökenli bir delikanlı etrafında olup bitene kayıtsız kalmamış kominizmin neolduğunu bilen bir ailenin cocu.

zeytin burnunda beraber büdüğü arkadaşı kucanda canvermiş marksis allah korkusu olmayan inançsızların çeşitli eylem lerine tanıkolmuş devşirme zeytinburnundaki tefecilerin marksislerolan diyaloğunu çözmüş...

18 inde birdeli kanlı bir faşist deyil itirafcı hiçdeyil allah tahsiratını affetsin.

azyapmışlarha elinsaf ölenler bizim insanlarımız bedelini ödeyen bizleriz kardeş kavgasının kimeneyararı olmuştur ülke insanını şiddet vasıtasıyla düşmanyapmak kimin işine yaramıştır

bukonuları tartışırken herkez objektif dayranırsa önyargılardan uzak konularabakarsa bu güne faydalı işler taşınabilir.

 

o ecevitin 74 affında dışarı çıkanların kaç tanesinin mhp li olduğunu biliyor musun sen. hatta cinayetten müebbet almış birinin 74 affıyla cezaevinden çıktığını ve ecevit , yılmaz bahçeli koalisyonunda mileltvekilliği yaptığını.

 

MHP komando kamplarında 16-17 yaşıdna gençlere silahlı eğitimi, KANI DURDURMAK VE BARIŞI SAĞLAMAK için mi vermiştir ?

 

Abdi İpekçi'yi barış içinmi öldürmüşlerdir. İstanbul ünviersitesinin çıkışıdna gençlerin üstüne barış için mi bomba atmışlardır.

 

Bahçelievlerde 7 öğrenciyi bir evde silahlarla bıçaklarla tellerle kanı durdurmak için mi öldürmüşlerdir.

Altıncı Filoyu protesto eden gençlerin sütüne taksimde satırlarla baltalarla barış için mi saldırmışlardır.

 

Maraşta yüzlerce insanı çoluk, çocuk demeden baltalarla kanı durdurmak için mi katletmişlerdir. ha keza çorumda karışıklık çıkarıp katliam yaratmak için Aleaddin camiine bombayı kardeş kavgası olmasın diye mi atmışlardır.

 

bunların haricinde yapılan bombalamalar suikastleri saymıyorum. bu saydıkalrımın hepsi eski MHP lilerin mahkemelerde belgesellerde, hatta kendi köşe yazılarında itiraf ettikleri şeylerdir.

 

bu gün ne fark vardır. bu günde hala, her semtin çakalı serserisi ülkü ocaklarında doluşmamaktamıdır.

Gönderi tarihi:

YAĞIZ,

 

VELİ CAN ODUNCUNUN İTİRİFLARI NI BEN UYDURMADIM O DÖNEM GAZETLERDE YAYINLANMIŞ

 

LÜTFÜ OFLAZ LA RÖPORTAJI VAR TABİ SEN BUNLARI GÖRMEK İSTEMEZSİN KENDİNE BİR TARİH

 

UYDURMUŞSUN, VELİ CAN ODUNCU MUSTAFA BAKİ GÜLCAN, ŞERAFETTİN AFŞAR LA BİRLİKTE BİR ÇOK

 

CİNAYET İŞLEMİŞ ÇOĞU CİNAYETLERİNİ İÇKİ İÇTİKTEN SONRA İŞLEMİŞ DAHA SONRA İÇ HESAPLAŞMA

 

SONUCU MUSTAFA BAKİ GÜLCAN TARAFINDAN CEZAEVİNDE ŞİŞLENMİŞ VS...

 

DAVADAN DÖNELERİ VURUN,BEN DÖNERSEM BİLE VURUN (TÜRKEŞ)

 

BU SÖZÜN MUSSOLİNİDEN DE ALINTI OLDUĞUNU BİLMEZSİN BİLMEK TE İSTEMEZSİN

 

O KADAR ÇOK İNSANIN KANINA GİRDİNİZ Kİ HANGİSİNİN HESABINI VERECEKSİNİZ

 

MESELA ADANA EMNİYET MÜDÜRÜ CEVAT YURDAKUL NEDEN KATLEDİLDİ??????

SAVCI DOĞAN ÖZ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?

 

BEDRETTİN CÖMERT? (ŞU AN ABİSİ DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI)

 

MARAŞ, ÇORUM,...................

1968 LERDE KOMANDO KAMPLARINI FİTNES ÇALIŞMAK İÇİN KURMADINIZ HERHALDE...

 

TEKRAR YAZIYORUM SOLCULAR 1974 TEN ÖNCE SİLAHLANMADILAR BUNU KENDİ İÇ TARTIŞMALARINDAN

 

GÖREBİLİRİZ SOLDA AYRIŞMA FAŞİST TERÖRDEN SONRA BAŞLAR............

NE 74 Ü ÖDTÜ 1971 BİR ALAY ASKERLE BİR HAFTA ÇATIŞTILAR YAPILAN ARAMALARDA KAMYON DOLUSU SİLAH TAŞINDI FATSADA HALK MAHKEMELERİ KUDULAR TER ZİFİKRİLER İNSANLARI ASTILAR TORUNLARI YAŞIYOR FATSADALAR FATSAYA ÇIKAN RUS ŞİLEPLERİ BANA SİLAH GETİRMEDİ İLK ÜLKÜCÜ ŞEHİT 1968 DİYORUM 1980 HATTA 1987 YILINA KADAR ÜLKÜCÜLER ÖLDÜ DİYORUM ...

VELİCAN MUSTAFA BAKİ GÜLCANLA MALATYA CEZA EVİNDE YATTILAR İST BERABERLERDİ AMA İÇKİ MASALARINDAN KALKIP EYLEM YAPAN TİPLER DEYİLLERDİ VELİCANI ADLİ MAHKUMLAR ŞEHİT ETTİ

YŞANMIŞ OLAYLAR BUNLAR NE SEN NEDE BEN TEYİŞTİREMEYİZ

KİMİN KİMİN KANINA GİRDİĞİ BELLİ SEN MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATACAĞINI SÖYLEYECEKSİN BENALMAM DİYENİ DÖVECEKSİN OLMADI ÖLDÜRECEKSİN

DEVLETİN EMNİYET MÜDÜRÜ İSEN POLİTİZE OLMAYACAKSIN POLİTİZE OLMUŞSANDA İŞİNE KARIŞTIRMAYACAKSIN İNSANLARA ZULÜM ETMEYECEKSİN MİLLETİN KARA KOLLARINI MİLLETE İŞKENCE HANE HALİNE GETİRMEYECEKSİN

SENİ KANDIRMIŞLAR DİCEM BEN NİÇİN KADIRAMIYORUM ÇÜNKÜ SEN İŞİNE GELDİGİBİ DEĞERLEN DİRİYORSUN MİŞ, MUŞ, GAZETE ,BUNALRLA BUKONULAR İZAH EDİLEMEZ

MUSOLİNİNİN DAVASI ITALYA BİZİM DAVAMIZ TÜRKİYE TÜRK MİLLETİ DEVLETLER FARKLI MİLLETLER FARKLI İNAÇLAR FARKLI DAVA ANLAYIŞI ÖLÇÜLER FARKLI MUSOLİNİ BİR DİKTATÖR NEALAKASI VAR PARDON SONER YALÇIN DEMİŞ, YOKSA TOPAL DEMİŞ YOKSA MÜMTAZ DEMİŞ HATTA DEVRİMCİLER LENİNİ SITALİNİ MAOYU CEKİWUERAYI ÖRNEK ALMADILAR FİLİSTİNE RUSYAYA İZCİ EĞİTİMİ İÇİN GİTTİLER SU TABAN CALARIYLA ATEŞ ETMEYİ ÖĞRENDİLER GÜN SAZA GÜMRÜKLERDEN PATATES LİMON GEÇİŞİNE İZİN VERMİYOR DİYE KIZAN KARŞI OLDUKLARI SERMAYE GURBLARI İÇİN KAZA İLE ŞEHİT ETTİLER

DEVE KUŞLARININ SIRTINDA GEZEREK DEVRİM YAPCAKLARDI ÜLKÜCÜLER ONLARI KUŞLARINDAN DÜŞÜRDÜ

Gönderi tarihi:

YAĞIZ, VELİ CAN ODUNCUYU GAZİANTEP CEZAEVİNDE ARKADAŞI MUSTAFA BAKİ GÜLCAN ÖLDÜRDÜ

 

YANLIŞ BİLİYORSUN BANA İNANMIYORSAN OZAN ARİFİ DİNLE O SANA ANLATSIN

 

 

 

^^DÜŞMANLARI DEĞİL, DOST BELLEDİKLERİ VURDU ONU^^

 

OZAN ARİF

 

 

KENDİ KAYNAKLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN...

Gönderi tarihi:

Sevgili Arkadaşlar,

Lütfen bir birinizle uğraşmayın bu tip konularda. İki tarafta çok afedersiniz adiler tarafından kullanıldı. Tekrar aynı yanlışlar yapılmasın. Birbirinizle uğraştığınız için gerçekler gözünüzden kaçıyor. Dışarıdakiler hariç, ülkemizde bu olayların birinci dereceden sorumluları Nur cemaati idari kadrosudur. (Hepsini kastetmiyorum tabiki) Bakın kısa bir örnek vereceğim.

 

Zaman gazetesinin kurucusu olan Mehmet Şevket Eygi, 16 Şubat 1969 yılında yaşanan 6. filo olaylarının kilit ismi idi.Dönemin Milli Talebe Birliğini kışkırtan yazıları ile tanınan ve Kanlı Pazar olarak tarihe geçen ,ülkemizde sağ-sol olaylarında ilk kardeş kanının akmasına neden olan 16 Şubat 1969 6.filo olaylarının baş provakatörü Mehmet Şevket Eygi 20 gün sonra bir Hollanda bankasına adına para yatırılarak ödüllendirilmiştir.

 

Ödenen miktar 350.000 USD CommerzBank A.G. Jurnalist M.Şevket Eygi Konte No; 86473/4936 Tarih 8.3.1969

 

Yarın fırsat bulursam bir kaç bilgi daha eklemek isterim.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.