Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MAALESEF; Atatürk’ün çocukları her geçen gün bu ülkede kendilerini daha yalnız, daha sahipsiz daha öksüz, daha yabancı hissediyorlar...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

islamcı olmayanlar kazandığı zamanda islamcılar terketsin ozaman bu ülkeyi ülkeyi.

Bunaı hazımsızlık denir.

Çankaya'ya davet edilseydi bunları söylermiydi acaba !bence yine söylerdi..,

 

Fazıl say, Hrand dinki hatırlattı bana ,gitsemmi -gitmesemmi ,Aynı hikaye ama, gitmeyeyim burda mücadele vereyim...

Gitsen nere gideceksin ?gittiğin yerde seni kırmızı halılarlamı karşılayacaklar sanıyorsun!tabi ya sen Aydın bir sanatçısın birde türkiyeye hakaret edersen kimse seni tutamaz...

Birde bu yaptıklarına Atatürk'ü katmasalar ne olacakki!

Şimdi bunlar böyle söylmekle Atatürkçülerin desteğinmi alacaklar!

Hakaret etemeden git gidebiliyorsan...

bence kal ve sanatını yap derim...

kuru politika yapma.

  • Cevaplar 71
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
İçin kararmış Sardunyam. Biraz güneşe çık lütfen :wub: .

Yıllardır demokrasi adına oynanan onca oyunda,sahnedekileri seyredenler ile şimdikiler aynı değil.

Yüksek ölçüde bir bilgi akışı oluştu.

Teknik gelişimler birileri istemese de yığınları etkiledi.

Artık kitleler,kendilerine verilenle yetinme dönemini çoktan kapattı.

Ama bizim tarihsel hazinemizde demokrasi ve insanlık adına gurur duyacağımız şeyler pek fazla değil.

Keşke çok olsa idi.

Bugün bu bilgi çağında olan biteni seyreder iken,dün yapılamayan şeylerin acılarını çok daha derinden hissediyoruz.

On yıllarca zaman içinde oturtulması gerekenleri kısa yıllara sıkıştırabilir miyiz? bu mümkün değil.

Yavaş yavaş sorgulayabilen bir halka doğru gidiliyor.

Bu bile büyük bir değişimdir.

Yüzdeleme mantığı ile yapılabilecek tespitler matematiğin yanlış kullanımıdır.

Yüzdeleme, sabitler için kullanılabilir.

İnsan değişkendir.

Yeterki gerçekten dogruları savunabilecek ve hayata geçirebilecek insanlarını görsün.

Düşünebilen insanları kandıramazsınız.Çok şükür düşünebilen insanlarımız çoğalıyor.

Daha dogrusunu daha güzelini ve daha yenisini üretebildiğimiz zaman,Her balkonda sardunyaları da göreceğiz,krizantemleri de,karanfilleri de

Cevre bilincine,insani değerlere,toplumsal ahenge,herşeyden öte tüm gülümsemelere ne kadar yaklaşırsak,karanlıktaki yüzler, güneşe çıkamayacaktır sardunyam.

Saygılarımla,

 

 

Sevgili abim o kadar güzel yazmışsınki..

Kim ne derse desin işte budur.. ;)

Gönderi tarihi:

Fazil Say ben bu ülkeyi terkediyorum demedi,onun laflari neden bu kadar carpitildi,carpitmak birilerinin isine daha cok mu yaradi bilmiyorum ama Fazil Say'in bu ülkede taninmamis olmasi cok aci birsey.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz onu Islam'a karsi gösterme yanilgisina düsmezdiniz,Fazil Say'i tanimis olsaydiniz onun eserlerine sansür koyan makamin AKP nin ilk kültür bakani oldugunu bilirdiniz.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz,onun verdigi savasida bilirdiniz,cünkü Fazil Say Türkiye'de sanatin,müzigin yurdun her kösesine ulasmasi icin mücadele veren bir isimdir.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz 10.000 müzik ögretmeni acigi bulunan bir Milli Egitm Bakanliginin genc müzisyenleri ögretmen yapmamak icin yillardir her yolu denedigini ve Fazil Say'in buna karsi mücadele verdigini bilirdiniz.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz,okullardaki müzik ve resim derslerinin kaldirilmasi girisimine karsi cikan birisi oldugunuda bilirdiniz.

Birakin lütfen Islamiyet bu topraklarda 1000 senedir vardi laflarini.Ülkemiz Laik bir Cumhuriyettir,Islamla yönetilmiyor.Basi örtük olanlar inanclari geregi kapatiyor diye dayatmak, basini örtmeyenlerin inancsiz olduklarini iddia etmek demektir.Bugün artik hepimiz biliyoruzki türban kavgasini verenler onu bireysel özgürlük adina vermiyorlar,türban kavgasi verenlerin amaclarini herkes biliyor ama bir kesim bunu nedense hep carpitiyor ki o kesim Laik Cumhuriyet degil Islam Cumhuriyetinin özlemini yasayan kesimdir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Fazil Say ben bu ülkeyi terkediyorum demedi,onun laflari neden bu kadar carpitildi,carpitmak birilerinin isine daha cok mu yaradi bilmiyorum ama Fazil Say'in bu ülkede taninmamis olmasi cok aci birsey.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz onu Islam'a karsi gösterme yanilgisina düsmezdiniz,Fazil Say'i tanimis olsaydiniz onun eserlerine sansür koyan makamin AKP nin ilk kültür bakani oldugunu bilirdiniz.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz,onun verdigi savasida bilirdiniz,cünkü Fazil Say Türkiye'de sanatin,müzigin yurdun her kösesine ulasmasi icin mücadele veren bir isimdir.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz 10.000 müzik ögretmeni acigi bulunan bir Milli Egitm Bakanliginin genc müzisyenleri ögretmen yapmamak icin yillardir her yolu denedigini ve Fazil Say'in buna karsi mücadele verdigini bilirdiniz.

Fazil Say'i tanimis olsaydiniz,okullardaki müzik ve resim derslerinin kaldirilmasi girisimine karsi cikan birisi oldugunuda bilirdiniz.

Birakin lütfen Islamiyet bu topraklarda 1000 senedir vardi laflarini.Ülkemiz Laik bir Cumhuriyettir,Islamla yönetilmiyor.Basi örtük olanlar inanclari geregi kapatiyor diye dayatmak, basini örtmeyenlerin inancsiz olduklarini iddia etmek demektir.Bugün artik hepimiz biliyoruzki türban kavgasini verenler onu bireysel özgürlük adina vermiyorlar,türban kavgasi verenlerin amaclarini herkes biliyor ama bir kesim bunu nedense hep carpitiyor ki o kesim Laik Cumhuriyet degil Islam Cumhuriyetinin özlemini yasayan kesimdir.

 

 

saygilarla

Sevgili politika fazıl say bu ülkede tanınmamış diye çok acı birşey diyorsunuz...iyide kardeşim adam memleketimi kurtardı,bilimmi yaptı,teknolojimi yaptı,ne yaptı piyano çalmaktan başka...

millet ekmek derdinde,can derdinde fazıl say makam derdinde.....

Tanınması gerekip tanınmayan versa Aselsan mühendisleri bilim adamları Hüseyin Başbilen ,Evrim Yançeken ,Halim Ünsem Ünal bu isimleri duydunuzmu sevgili politika...

Fazıl sayı tanmış olsaydık verdiği savaşıda tanırdık diyorsun nerede savaştı acaba hakkari,şırnak,kuzey ırak,kıbrıs eğer vatanı için savaştı ise söyleyecek bir şeyim yoktur.eğer sanatı için piyano için savaştı diyorsanız bunu bir kalem geçin lütfen....adamın işi mesleği o elbette müzie gönül verecektir..biri müzüğe gönül vercek,biri resime ..........

 

Tabiki laik bir cumhuriyette yaşıyoruz isteyen istediği gibi yaşayacaktır...sevgili politika isteyen inancı gereği başını örter isteyen,inanmadığı şekilde örter,isteyende örtmez bu kimseyi bağlamaz...

basini örtmeyenlerin inancsiz olduklarini iddia etmek sizin gibi düşünenlerdir.

türkiyemizde milyonlarca insan inancı gereği başını örtüyor.

Aynı şekilde milyonlarca insan arsaında annesinin başı kapalı kızının başı açık,kardeşinin biri kapalı biri açık..

ama hiç kimse sizingibi başı açık diye onu inançsız olarak görmüyor,diğeride başı kapalı diye annesini, kardeşini yobaz olarak görmüyor,görmüyorda.

 

Sevgili politika ben medyanın yalancısıyım,sizin gibi fazıl say ın kendisiyle görüşme imkanım olmadı,sanırım kendisi ile görüştünüz ki ve gidiyorum demedi diyorsunuz.eğer sizde medya haberleri ile cevap yazıyorsanız hangisi doğru acaba!

 

 

Milli Piyanistimiz Fazıl Say İslamcıların Aşırı Güç Kazandığını, Bakan Eşlerinin Türbanlı Olduğunu ve Artık Bir Türkiye Rüyasının Kalmadığını Öne Sürerek Ülkeyi Terk Edebileceğini Açıkladı.

 

http://www.haberler.com/fazil-say-ulkemi-t...diyorum-haberi/

 

farz edelim ÇArk etti yada söylemedi, yanlış yorum yapıldı..

 

Fazıl say ÇARKETTİ!

19 Aralık 2007 Çarşamba 09:00

Fazıl Say'dan geri adım. Ünlü piyanist sözlerini yumuşattı.

 

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=119290

 

bu habere ne demeli?

 

Türkiye'ye yılda 25 gün geliyor

 

Ahmet Say, "Fazıl, Türkiye'deki müzik eğitiminin giderek kötüleştiği yönündeki eleştirisinde de haklıdır. Milli Eğitim Bakanı neden bu durumdan gocundu, anlamadım" diye konuştu.

Fazıl Say'ın yılın 365 gününün 340'ını yurtdışında geçirdiğini, Türkiye'ye yılda toplam 25 gün gelebildiğini anlatan Ahmet Say, piyanistin tüm eserlerinin makamsal olduğunu ve Türkiye'deki müzik geleneğinden beslendiğini belirtti.

http://www.moralhaber.net/haber_detay.php?haber_id=30397

 

kendisini türkiyedemi sanıyor yoksa provokasyon mu yapıyor.

 

provokasyon yapmaktan başka birşey değildir bence, Türkiye demi yaşıyorsun da terk edeceksin.!

 

 

millet bu tür polemikten prim ve reklam yapanlardan inan bikti,sanatciysan sanatını yap kuru siyaset değil,uret biseyler,bugun kiymeti bilinmezse bikac asir sonra bilinir...

cahiliye donemindeki gibi helvadan putlara tapip acikinca millete yedirmeye kalkmayin bunlari.

 

Ne güzel bir toplumumuz var,herkes fazılcı oldu ne kadarda sanat severimiz varmış,Ne kadar sanata düşkün bir toplum değilmi.?

 

Arkadaşımın bir yorumunu buraya aktarıyorum kendisine aynen katılıyorum..

Zamanında herkes boyle diyip gitti Vahdettin'in, Damat Ferit'in arkasindan. Atamiz da boyle diyip gitseydi su anda bunu soyleyecek kadar bile özgür olamayacaktı Fazıl Say..Acaba bunun farkında mı???İşine gelmeyince cekip giden insanlara değil, içinde bulunduğumuz bu olumsuzluklarla savasacak insanlara ihtiyacımız var bizim. Atam rahat uyu sen, kim giderse gitsin bizler senin emanetini ilelebet koruyacak bekcileriniz...

 

saygılar..

Gönderi tarihi:
Sevgili politika fazıl say bu ülkede tanınmamış diye çok acı birşey diyorsunuz...iyide kardeşim adam memleketimi kurtardı,bilimmi yaptı,teknolojimi yaptı,ne yaptı piyano çalmaktan başka...

millet ekmek derdinde,can derdinde fazıl say makam derdinde......

.

.

.

Arkadaşımın bir yorumunu buraya aktarıyorum kendisine aynen katılıyorum..

Zamanında herkes boyle diyip gitti Vahdettin'in, Damat Ferit'in arkasindan. Atamiz da boyle diyip gitseydi su anda bunu soyleyecek kadar bile özgür olamayacaktı Fazıl Say..Acaba bunun farkında mı???İşine gelmeyince cekip giden insanlara değil, içinde bulunduğumuz bu olumsuzluklarla savasacak insanlara ihtiyacımız var bizim. Atam rahat uyu sen, kim giderse gitsin bizler senin emanetini ilelebet koruyacak bekcileriniz...

 

saygılar..

Sayin Kaplan 200,sizi anlamaya calisiyorum ama olmuyor bir türlü.Önce ilk aklima gelenden baslayayim;Ben basi aciklar inancsizdir demedim,iyice bir okuyun,ben basinu kapatanlar inanclari gere3gi kapatiyor diye dayatmanin basi acik olanlarin inancsiz olduklarini iddia etmek demektir diye yazdimki halada yazdigimin arkasindayim.

Evet Fazil Say'i tanimamis olmamiz aci birsey.Insanlar hep savaslarda kahramanlik yaparak tarihe gecmez veya halk arasinda taninmaz,sanatiylada taninabilmek önemli birseydir.Sanat kisinin basarisi ile kisisel olmaktan cikar kendini ait gördügü ülkeye mal olur ve evrensellesir.Bu bakimdan Fazil Say takdir edilmeye layiktir.Diger yandan Fazil Say'in bildigim kadari ile bir makam mücadelesi olmamis, buna gerekte yok cünkü o zaten en yüksek makami elde etmis aldigi ödüllerle.

Fazil Say Islam degil Islamci kelimesini kullanmistir ki bu bir gercektir.Türkiye Islamcilarin yani Islami kendilerine paravan olarak kullanip mevcut sistemi yikmaya calisanlarin elindedir,buna sizin veya bir baskasinin hayir öyle degil demesi gercegi ortadan kaldirmiyor.

Tabiiki,dava adami cekip gitmekle degil kalip mücadele etmekle olunur.Atatürk gidemezdi cünkü o kendini bu millete ve ülkeye adamisti.

Herkes Fazilci oldu derken biraz tuhaf kacmamismi acaba sayin Kaplan 200,yani bir sanat adamini savunmak fena birseymidir.Insanlarimizin sanatsever olmasi kötübirseymidir.Ben sahsen insanlarimizin sanat ve müzik anlayisinin sevgisinin arttirilmasindan yanayim,sanati ve müzigi sevenler insancil olurlar,barisci olurlar.Atamiz bile müzik ve sanatla ilgili güzel ve ibret alinacak sözler söylemistir.Dinimiz bile sanata ve müzige deger verirken müzisyenlerimize bu denli yaklasmamiz bence yanlistir.

Olabilir belki söylememesi gereken türde bir seyler söylemistir,bu onun degerini yok etmez.Bakin Pavarotti öldü gitti ama sanati ve adi hala yasiyor,ve Italya onunla gurur duyuyor.Eminimki Pavarotti bile Italyanlarin hosuna gitmeyecek sözler etmistir bir sekilde ama bu sözler onun Pavarottiligini ortadan kaldirmiyor.

 

 

 

saygilarla :)

Gönderi tarihi:

sayin politika bende sizin yazdiklarinizi gercekten anlamaya calisiyorum ama nedense bir turlu anlayamiyorum acaba bendemi bir terslik var yoksa sizin yazdiklarinizdami bir yanlislik var Italyan hukumeti evet pavarottiyi el uzerinde tuttu yuceltti cunku italya pavarotti sayesinde birazdaha fazla taninmaya basladi olmasi gerekende buydu nedense turkiyede birisi biraz uluslar arasinda tanirsa hemen devletinin yedigi sofraya bicak saplamiyor fazil say gibi neymis beni resepsiyona davet etmediler sirf bir resepsiyona davet edilmedigi icin alman gazetesine roportaj verip hukumeti kotuleme hakkini veriliyormu kendisine bunu ben yapsaydim belkide bana vatanhaini derdiniz.. Bence fazil say bence ne ataturkcu nede islamci fazil say *************..

Gönderi tarihi:

Şimdiki hükümet ve yandaşlarının çok meraklı olduğu bir konu var. Bu onların içdünyasına kazınmış bir duygu aslında. Sürekli birilerini veya kendileri gibi olmayanı afaroz etmekle uğraşıyorlar. Hatırlarsınız, cumhurbaşkanını eleştirdi diye RTE gazeteci Bekir ÇOŞKUN'u memleketten kovaladı. Mersinli çiftçinin anası ve kendisiyle ilgili veciz sözünü de sağır sultan duydu artık. Onu da kovaladı.

Sonra anayasa üzerinde çalışmaya başlayıp, bu çalışmaları tüm vatandaşlarla paylaşacaklarını herkesin fikrini alacaklarını söylediler. Derken efendim rektörler bir açıklama yaptı konu ile ilgili. Ne dedi RTE? "Herkes işine baksın" dedi. Ohh, yakışır.

Neyse, günler sonra bir sanatçı çıkıp üzerine vazife olan sorumluluk bilinci ile topluma karşı 2 çift laf etti. Demokrasi sevdalısı, canına yandığım demokrat görünümlü ılımlı İslamcılar ne dedi? "giderse üzülmeyiz bile" dediler. Afaroz etmeyeni dövüyorlar bu memlekette çünkü. Birini mi kötüleyeceksin? Hemen kovala.

 

Bakınız bu eda tabana kadar sirayet etmiş bu memlekette. Forum insanları bile birilerine dur-sus diyecek gücü kendilerinde hissediyorlar. Ama kuzum, sorarlar adama;

Kimsin, nesin, ne kadarlıksın sen? diye. Zor sorudur, cevaplamaya mangalllllll gibi yürek ister.

Gönderi tarihi:
Bence fazil say bence ne ataturkcu nede islamci fazil say bence menfaatci bence *********** ..

Nazım Hikmet oratoryosunu ilk dinlediğimde tüylerim diken diken olmuştu. Fazıl Say Türkiye için çölde açan çiçek gibi nadide bir değerdir. Onun hükümeti eleştirmeye, ülkesini gidişatıyla ilgili birkaç söz etmeye hepimizden çok hakkı vardır. "Otursun, sussun"gibi ifadeler dehşetengiz, üzüntü verici ifadelerdir. ************* gibi bir benzetme son derece ayıptır. Hükümetler eleştirilir. Demokrasi eleştirmektir. İslamcı/akpci kesim daima "demokrasi" diyor ama... Bilmiyor musunuz? Demokrasiyi yeniden anlatmak mı lazım?

Gönderi tarihi:

Fazıl Say'ın sözleri için kim ne dedi?

 

 

Türkiye, ünlü piyanist Fazıl Say'ın Alman gazetesine verdiği röportajda sarfettiği sözleri tartışıyor. 'Biz artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz.' düşüncesi için bakın ne yorumlar yapıldı:

 

 

 

 

Ünlü Piyanist Fazıl Say'ın Alman Süddeutsche Zeitung Gazetesi'yle yaptığı söyleşide söylediği sözler düne damgasını vurmuştu. "Biz artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz. Çankaya’daki davete bile beni çağırmadılar. Böyle giderse, bir kızım var onu da alır yurt dışına giderim." diyen Say'ı eleştirenlerde oldu, destekleyenlerde... İlk cevap Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'dan geldi. Günay, "Kaygıları yerinde değil. Türkiye'nin geleceği ile ilgili kaygıları olmasını anlamıyorum" dedi. Say'ın söyleşisinde Çankaya resepsiyonuna davet edilmediği yönündeki beyanı üzerine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den de cevap gecikmedi. Gül, Kazakistan ziyareti sırasında, Say’ın sözleri ile ilgili soru üzerine, "Olur mu öyle şey. Sayın Say, dünyaca ünlü bir piyanistimiz" derken, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever de, "Fazıl Say, Köşkü’ün davetliler listesindeydi, neden gelemedi bilemiyorum" açıklamasını yaptı.

Hürriyet’e bilgi veren Köşk Protokol Müdürlüğü de, Gül’ün 7 Eylül’de verdiği ikinci resepsiyona davet edilen Say’ın ne kendisinin ne de davetiye iadesinin Köşk’e gelmediğini açıkladı.

 

DÜNYACA ünlü piyanist Fazıl Say’ın, sözleri, dün Meclis’te de günün konusu oldu.

 

 

Meclis’teki Say’a ilişkin değerlendirmeler özetle şöyle:

 

Dengir Mir Mehmet Fırat (AKP Gn. Bşk. Yrd.) Sayın Say da bu özgürlüğe sahiptir, saygı duyar ve çok da fazla üzüntü duymam.

 

Kemal Kılıçdaroğlu (CHP Gr. Bşk. Vek.): Kaçmak çözüm değil. Ülkede kalarak aydınlık için savaşmak gerekir.

 

Mehmet Ekici (MHP Gn. Bşk. Yrd.): Bazı insanlar Türkiye’nin yaşanabilir ülke olmaktan çıktığı kanaatindeyse hükümetin alması gereken dersler vardır.

 

Gültan Kışanak (DTP): Benim böyle bir kaygım yok. Başörtüsü gibi simgesel bir konudan yola çıkıp bu tür yorumlar yapılması doğru değil.

 

Fazıl Say'ın açıklamarı Sanat dünyasında da yankı buldu.

 

Sanatçı - Yazar Zülfü Livaneli Say'ın açıklamalarıyla ilgili: "Fazıl Say'ın bu sözleri nedeniyle yargılanmamalı; yargılamak kolay ama ne oldu da Fazıl Say bunları söyleyecek duruma geldi. Önemli olan bunu sorgulamak" diye konuştu.

 

Tiyatro sanatçısı Semih Sergen'se: "Fazıl Say'ın ülkedeki siyasi tablo hakkındaki düşüncelerini paylaştığını ancak "Türkiye'yi terk edeceğim" ifadesinin "katı" olduğunu" söyledi

 

Türkiye'nin ve dünyanın en önemli orkestra şeflerinden Cem Mansur, Fazıl Say'ın gibi Türkiye'ye terk etmeyi düşünmediğini açıkladı.

 

1993 yılında Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olduğu, Matild Manukyan'ın vergi rekortmeni olduğu bir ülkede yaşayamam diyerek Türkiye'yi terkeden Yalçın Küçük, odatv'ye yaptığı açıklamada türban yüzünden ülkeyi terkedeceğini söyleyen Fazıl Say'a tavsiyeler de bulundu.Ben Fransa'ya giderek korkaklık yapmışım diyen Yalçın Küçük sözlerine; "Fazıl Say'ın bundan rahatsızlığını dile getirmesi çok sevindiricidir. Paris'e gönülül sürgün olarak gittim ama bu yaptığım korkaklıktır. Benim dağa çıkmam lazım. Fazıl gençtir, Lozan'a gitmek yerine dağa çıksın. Babası benim arkadaşımdı, ateşli solcuydu Fazil'ın yaşlarında, O da yardım eder silah verir" diye devam etti. Küçük sözlerini, "Fazıl benim sözlerimi ciddiye alır mı bilmem ama demek ki başka bir aşamadayız" diye bitirdi.

 

Kürşat Başar: "Sanatçı çeşitli durumlardan etkilenebilir. İstese istediği ülkeye yerleşebilir Fazıl. Mesele o değil. Benim de demokrasiyle ilgili kaygılarım var. Bu yeni bir şey değil. Demokrasiyle ilgili sorunlarımız hep oldu." derken, oyuncu Ayten Gökçer "Fazıl Say gibi bir değerin Çankaya'ya çağrılmayacağını asla düşünmem. Onlar türban takıyor diye Türkiye'yi mi terk edeceğiz. Herkesin inançları kendine. Yeter ki siyasi maksatla kullanmasınlar. Say'ı ya birileri dolduruşa getirdi. Asla böyle bir şey yapmasın. Ben ülkemi hiç bir koşulda terk etmem. Mücadelemi yaparım." şeklinde konuşuyor.

 

Yazar Buket Uzuner, Say'ın tespitlerine katıldığını belirtiyor ve "Say gerçekte Türkiye Cumhuriyeti rüyasının bittiğini söylüyor aslında. Ben de aynı görüşü paylaşıyorum. Cumhuriyetin ilkelerinden uzaklaşıldığı, sapmalar olduğu ortada. Bunun hayal kırıklığını hepimiz yaşıyoruz. Türkiye'de şu anda 'Ilımlı İslam' rüyası yaşanıyor."şeklinde konuşuyor.

 

Müzisyen Kerem Görsev Fazıl Say'ı "olgunluğa" davet ediyor: "BEN asla ülkemi terk etmem. Demokrasiler var. Say herhalde duygusal bir açıklama yaptı. Yani kendini bağlar açıklaması. Bana kalsa biz hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Biz iktidar olursak öteki taraftaki insanların da biraz serzenişleri olacaktır ama alışacaklardır. Daha olgun bakmak lazım."

 

Sinema sanatçısı Tarık Akan da Say'ın tespitlerine katılanlar arasında, ama ülkeyi terketme fikrine katılmıyor: "Acı ve gerçeklik payı olan bir olay. Çünkü ülke bu politikalarla gittiği müddetçe 5-10 yıl içerisinde artık bu ülkede yaşanmayacağını söylüyor Fazıl. İran'da nasıl aydın insanlar ülkelerini terk ettiler. Bir korku var ülkede. Ama ülke terk edilmemeli."

 

Fazıl Say'a en sert sözler ise Ara Güler'den : "Say kendini bir b.. zannediyor. Bu Fazıl kim ki? Cumhurbaşkanı'nın kabul ettiği adamlar, ilk kültür bakanımız Talat Sait Halman ve büyük tarihçimiz Halil İnalcık'tır, bu Fazıl Say kendini onlara eş mi görüyor!"

 

Yazar Pınar Kür,: "Ben de endişeli olduğumu söyleyebilirim. Benim de aklımdan geçmedi değil. Azınlıkta kaldığımı hissediyorum. Beni Çankaya Köşkü'ne çağırdılar ama ben gitmedim o başka konu. Başı bağlı bir ev sahibesine gitmem."

 

Oktay Ekşi (HÜRRİYET): "...Sadece Fazıl Say’ın değil, ülkemizin giderek daha koyu bir ortaçağ zihniyeti karanlığına yuvarlandığını gören her insanımızın endişesini yansıtıyor...(AKP) Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat gibi de bakıp, Fazıl Say’larıyla iftihar eden uygar bir ülke olmaktan çıkar, dünyaya sığır çobanı kafasıyla bakan insanların ülkesi olursunuz.

 

Tufan Türenç (HÜRRİYET) : "...Laik demokratik cumhuriyet ilkelerine, çağdaşlığa ters düşen gelişmeler insanların ruhlarında çöküntülere neden oluyor...Sanatçılar ise bundan çok daha fazla etkileniyorlar. Ülkedeki tersine gidiş Fazıl Say’ı bu noktaya getirdi. Türkiye talihsiz bir dönemden geçiyor. Toplumun günlük yaşam özgürlüğü ciddi şekilde tehlikede. Laik, demokrat, çağdaş kafalı insanları içine alan cendere giderek daralıyor.

 

Ertuğrul Özkök (HÜRRİYET) : "..."Ülkemi terk edebilirim" diyen Fazıl Say’ı anlamaya mı çalışacağız... Yoksa "Türkiye demokratikleşirken, Fazıl Say neden maraza çıkarıyor" deyip onu yerden yere mi vuracağız? Ben kendi tavrımı şimdiden açıklıyorum. Fazıl Say’ı anlamaya çalışacağım. Fazıl Say’ın AKP hükümeti ile ilgili eleştirilerine katılıyor muyum? Bir ölçüde evet. Fazıl Say’ın AKP hükümeti ile ilgili eleştirilerine katılıyor muyum? Bir ölçüde evet. Ama bütün bunlar var diye Türkiye’yi terk etmek gerekir mi sorusuna da "Evet" cevabı veremiyorum. Hayır, Türkiye kesinlikle böyle bir noktada değil. Olacağını da sanmıyorum. Dahası ne Cumhurbaşkanı’nın, ne de Başbakan’ın böyle bir Türkiye istediğine de inanmıyorum. Hepimiz böyle bir turnusol sınavından geçiyoruz. Çünkü korkular artık, hepimizin en kuvvetli ideolojisi olan "hayat tarzına" dayanmıştır.

 

Yalçın Bayer (HÜRRİYET): ...Say, tam da bir ’AB elçisi’ tavrıyla konuşuyor...Benim kendisine önerim, ABD’ye, Orhan Pamuk’un yanına gitmesidir...Tatlı su aydınlarının ulusal duyarlılıklarının olmadığı; vatan, millet, egemenlik, bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik ve benzeri konularda söyledikleri her şeyin de aslında ’ben-merkezli’ ve çıkar eksenli olduğunun açık kanıtıdır Fazıl Say’ın tavrı...

 

Cengiz Semercioğlu (SABAH): "...Şimdi herkesin ağzında, yurtdışına kaçmak moda oldu. Kimse kalıp da bu ülkenin daha iyi olması için kafa yormayacak anlaşılan. "Ya sev ya terk et" gerçek mi oluyor yoksa? Ülkenin bu halini sevmeyenler, terk etme türküsü çığırmaya başladı bile...

 

Emre Aköz (SABAH): "...Bence Fazıl Say'ın bir yere gideceği yok. Reklamını yapıyor. Ama bu durum yukarıda yazdıklarımı değiştirmiyor."

 

Ergun Babahan (SABAH): "...Eğer bir sanatçı, kendini içinden çıktığı topluma yabancı hisseder hale gelmiş, ülkeyi terk etmeyi bile düşünecek bir yalnızlığa itilmişse, bunun üzerinde durmak gerekir...Eğer bazı insanlar yaşam biçimleri konusunda bir endişeye kapılmışsa, öncelikle yıllardır aynı nedenle sıkıntı çekenlere de bir empati göstermek, onları anlamak durumunda olmalıdır...Bu ruh halini anlamak ve çözüm yolları bulmak iktidarın acilen çözmesi gereken bir sorundur.

 

Özlem Albayrak (YENİŞAFAK): "...endişe etmemeli Fazıl Say; bu toplumun yüzde 99'u daha önce Mecusi'ydi de, AK Parti gelince İslam'ı seçmedi. Hiç merakı olmasın, o yüzde 30 zaten meydanı kimselere bırakacak gibi durmuyor."

 

Ahmet Turan Alkan (ZAMAN): Diyorsun ki, "Biz artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz. Çankaya'daki davete bile beni çağırmadılar..." İyi de, güzel Fâzıl aabim benim, Çankaya'daki davete sen davet edilmedin de, biz % 70 olaraktan kırmızı mumlu davetiyle ile çağrılmış değiliz ki; her camiânın kendine göre bir "creme de la creme" tabakası var! Anlayacağın biz de çağrılmadık ama bu kadar eften-püften şeyleri mesele yapıp "bırakın, gideceğimm" diye huysuzlanmadık. Zaten senin gibi horozlansak da gidecek bir yerimiz yok bizim: Orta Asya çok uzak, İran-Suudi Arabistan ayağımızı sıkar; Avrupa'yı dersen bastırmıyorlar bile. Ee?..

 

Derya Sazak (MİLLİYET): "...İslamcı yükseliş karşısında cumhuriyetçi kuşaklardaki "kaybetmişlik" duygusunun ifadesi Fazıl'ın sözleri... Neyseki Fazıl Say'ın "İleride Türkiye'den ayrılabilirim" açıklamasının gerekçesi yaşamsal bir "tehdit"e dayanmıyor. Humeyni'den sonra İranlı aydınların yaşadığına benzer bir tutumu çağrıştırıyor Say'ın tepkisi! Madem ülke İslama kayıyor, kalkıp gidelim! Sonra ne olacak? Birileri mücadele eder, ülkede işler yoluna girer, eh o zaman döneriz!

 

Mustafa Mutlu (VATAN): "Ben olmazsam ne değişir?" deme sakın... Aydınları, lokomotifleridir toplumların. Bu yüzden senin dünkü gazetelere yansıyan sözlerinin bile başlı başına talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Çık ve hemen yalanla o sözleri Fazıl: "Buradayım" de..."Bir yere gitmiyorum" de... "Sonuna kadar çağdaş, laik değerlerin savunucusuyum" de... De ki; yılgın, umutsuz, biçare yüreklere su serp!"

 

Engin Ardıç (AKŞAM): "..Bazı kişiler ne çok seviyorlar, ne çok özlüyorlar yahu Çankaya’ya çağırılmayı...Bildiğimiz kadarıyla İsviçre Konfederasyonu dönem başkanı Bayan Micheline Calmy-Rey’in de Bern davetlerine piyanist çağırmak gibi bir alışkanlığı yok, Fazıl üzülecek...Gidip de oralarda “Jöntürkçülük” oynayacak adam değilim. Burada doğdum, burada öleceğim. Ben buralıyım. Ben Türkiyeli Türk’üm. Üstelik de fena halde İstanbullu. “Bir Fransız köyünde doğmadığıma bin pişman” olduğumu söyleyenlere saygısızlıklarımla arz ederim..

Gönderi tarihi:

AKP'li Özdalga: "Fazıl Say'ın Sözleri Abes"

 

 

 

 

AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Piyanist Fazıl Say'ın Türkiye'nin karanlığa sürüklendiği ve "Ortaçağ karanlığı, bütün aydınlarımız gibi beni de kaygılandırıyor" sözlerini "üzücü ve abes olduğu kadar ülkenin gerçeklerinden uzak" şeklinde değerlendirdi. AKP Ankara Milletvekili Özdalga yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin bugün daha önce hiç sahip olmadığı kadar güçlü bir demokrasiye, ge...

 

 

AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Piyanist Fazıl Say'ın Türkiye'nin karanlığa sürüklendiği ve "Ortaçağ karanlığı, bütün aydınlarımız gibi beni de kaygılandırıyor" sözlerini "üzücü ve abes olduğu kadar ülkenin gerçeklerinden uzak" şeklinde değerlendirdi.

 

AKP Ankara Milletvekili Özdalga yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin bugün daha önce hiç sahip olmadığı kadar güçlü bir demokrasiye, geniş bir düşünce özgürlüğüne, insan haklarına ve kadın haklarına sahip olduğunu kaydederek, "Her şeyden önce Fazıl Day'ın bütün aydınlar adına konuşma yetkisini kendinde görmesi ne kadar ölçüsüz olabileceğinin bir göstergesi" dedi. Say gibi bir sanatçının ülkesini terk etmesinin üzücü olduğunu belirten Özdalga "Ancak Say, öyle bir karar aldıysa bunu, Türkiye'ye zarar vermeden, Avrupa'daki ırkçı ve Türkiye düşmanı çevrelere malzeme olmadan yapması her şekilde daha doğru olur"

dedi...

Say'ın gitmeyi planladığı ülke olarak İsviçre'yi açıklamasına da değininen Özdalga, şu ifadelere yer verdi:

 

"Bunu bir kez daha düşünmesi gerekir. Çünkü İsviçre yabancı düşmanlığının, ırkçılığın en güçlü olduğu ülkelerden biridir. Kısa bir süre önce yapılan seçimlerde yabancıları açıkça 'kara koyun' ilan eden ve tekmeyle sınır dışına atılmasını tasvir eden yarı ırkçı Halk Partisi, İsviçrelilerin yaklaşık yüzde 30'unun oyunu aldı ve ülkenin en büyük partisi oldu. O nedenle Say eğer İsviçre'yi seçecekse, kendisinin veya kızının o ülkede kara koyun durumuna düşmeyeceğine kimse güvence veremeyecektir."

 

 

 

 

 

 

Fazıl Say Hakkında Değişik Bilgiler

 

 

Fazıl Say'ın eski defterleri açılıyor.. İşte Erdoğan ve Eşini övdüğü cümleler, ABD'nin Afganistan'da öldürdüğü kızlarla ilgili yorumu ve annesinin kendisi hakkındaki sözleri.

 

Ünlü piyanist Fazıl Say, geçtiğimiz günlerde Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinden keman sanatçısı Renaud Capuçon'a verdiği röportajın ardından, iktidar aleyhindeki sözlerini sertleştirdi.

 

"Türkiye'nin ortaçağ karanlığına kaymasına karşıyım. Çünkü ben, çağdaş uygarlık düzeyini amaçlayan bir kültürün insanıyım... En çok da gelecek kuşaklar için kaygılanıyoruz. Eğer, günün birinde karanlık güçler Cumhuriyetimize ve ulusal değerlere hayat hakkı tanımazsa, onlara teslim olacak değiliz.'' görüşüyle AK Parti'yi hedef alan Say'ın bundan 9 ay önce, tam tersi görüşleri savunduğu anlaşıldı. Bugünlerde, 4 yıl öncesini konu ederek, 'Metin Altıok Ağıtı' adını verdiği oratoryosunu iktidarın kültür bakanının engellediğini iddia eden piyanist, 23 Mart 2007 tarihli Sabah gazetesinde Balçiçek Pamir'e verdiği röportajda, ortaçağ karanlığının mimarı saydığı Başbakan'ı şöyle anlatıyor: "Başbakan'ı da, eşini de tanıyorum. Gayet makul insanlar. Emine Erdoğan, parlayan gözlere sahip. Sevgi saçan bir insan."

 

Fazıl Say'ın şikâyet ettiği konu 4 yıl öncesine aitken, Başbakan'ı ve eşini övdüğü röportajın sadece 9 ay öncesine dayanması ciddi bir tutarsızlık noktası oluşturuyor. Zeitung'a verdiği röportajda, "Bizim Türkiye rüyalarımız biraz öldü. Tüm bakan eşleri türban takıyor. İslamcılar zaten kazandı, biz yüzde 30, onlar ise yüzde 70. Başka yere taşınmayı düşünüyorum." cümlelerini kuran Fazıl Say'ın, 10 Mart 2002'de Zaman'da Nuriye Akman'la yaptığı söyleşi, 'vatan' kavramına da ışık tutuyor. Akman'ın, "Amerika'da yaşıyorsun. Vatan özlemi çekiyor musun? Yoksa vatan, piyanonun olduğu, müziğini rahatça yapabildiğin yer mi?" sorusuna, dünyaca ünlü piyanistin verdiği cevap şöyle: "Türkiye benim vatanım, özlüyorum, burada mutlu oluyorum. Ama piyanonun benim içsel hayatımdaki vatanım olduğu da bir başka gerçek. Türkiye'de olmak, piyanosuz olmaktan daha iyi değil."

 

ANNESİ: O ACIMASIZ

 

Annesi Gürgün Say'ın yazdığı 'Müziğin Doruğuna Fazıl Say Yolculuğu' adlı kitapta, kendisi hakkında, "Bir tek kişiyle güzel ilişki kuramaz... Çekingen, içine kapanık, karamsar, müzik dışında hiçbir sorunu çözmek için uğraşmaz, annesine acımasız" gibi yorumlarda bulunuyor.

 

"ABD ÜÇ BEŞ AFGANLI KIZI ÖLDÜRDÜ AMA.."

 

Say'ın geçtiğimiz yıllarda ABD'nin Afganistan işgaliyle ilgili sözleri büyük tepki toplamıştı. ABD'nin işgalini "Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü belki. Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti." şeklinde savunmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

Say bombası

 

 

 

 

Say ne demİştİ?Say, Paris'te, Almanya'da yayımlanan sol - liberal eğilimli Süddeutsche Zeitung gazetesinin sorularını yanıtlarken, "Türkiye rüyalarımız kısmen öldü. Tüm bakan eşleri türban takıyor. İslamcılar zaten kazandı. Biz yüzde 30, onlar yüzde 70. Başka yere taşınmayı düşünüyorum. Hemen değil, ama ileride Türkiye'den

ayrılmayı düşünüyorum. Biz artık azınlıkta kaldık, dışlanıyoruz. Çankaya'daki davete bile beni çağırmadılar. Böyle giderse, bir kızım var, onu da alır yurtdışına giderim" demişti. Say, Avrupa Komisyonu tarafından 2008 kültürler arası diyalog elçisi olarak görevlendirilmişti.

 

 

 

Köşk: Fazıl Say'ı davet ettik

 

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden, sanatçı Say'ın Çankaya Köşkü'ndeki resepsiyona çağrılmadığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Konuya ilişkin dün yapılan yazılı açıklamada, "Bugünkü (dünkü) bazı gazetelerde yer alan, değerli sanatçı Fazıl Say'ın Cumhurbaşkanlığı'ndaki resepsiyona çağrılmadığı yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın Fazıl Say'ın Ankara adresine davetiye gönderilmiş, adrese ulaşılamadığına dair bir geri bildirimde alınmamıştır" denildi.

 

 

Fırat: Çok da üzülmem

 

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, şunları söyledi: "Bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olmayı zül addedenler, bu ülkeden gitme hakkına sahiptirler. Buna saygı duymak lazım.

Diledikleri ülkelerin vatandaşı olabilirler, yaşayabilirler. Say da bu özgürlüğe sahiptir. Buna saygı duyarız. Çok da üzüleceğimi söyleyemem.

Nihayetinde kendi de mutlu olmuş olur, bir şekilde. Say, beş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına eşittir diye bir şey yok. Eşi başörtülü olan da bireydir, açık olan da, bekâr olan da bireydir."

 

 

 

 

Günay: Öfkeyle söylenmiş bir söz

 

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Tüm bakan eşleri türban takıyor. Türkiye'de İslamcılar güç kazandı. Türkiye'den ayrılmayı düşünüyorum" diyen ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say'a, "Öfkeyle söylenmiş bir söz. Daha büyük düşünmesi gerekir. İnsanları kılık kıyafeti ile değil, kafalarının içiyle değerlendirmek gerekir" dedi.

"Rüyalarım öldü, azınlıkta kaldık" diyerek Türkiye'yi ileride terk edeceğini açıklayan Say'a yanıt veren Günay, "Çok değerli bir sanatçımız. Türkiye'nin geleceği ile ilgili olarak daha umutlu olmasını temenni ederim" diye konuştu. Türkiye'de Say'ın kaygı duymasını gerektirecek bir olay olmadığını söyleyen Günay, şunları söyledi:

"Türkiye her alanda iyiye gidiyor. Ekonomik, toplumsal olarak önemli gelişmelere imza atıyor. Bu imzalar arasında Say'ın da imzası var. Keşke birbirimize karşı biraz daha çoğulcu, hoşgörülü, anlayışla bakabilsek."

 

'Azınlık hissine üzüldüm'

"Kendimi azınlıkta hissediyorum" diyen Say'a "Kendi toplumu ile ilgili yabancılaşma hissetmesini üzüntü ile karşıladım" karşılığını veren, Say'ın Anadolu'da da her gittiği yerde coşkuyla karşılandığını kaydeden Günay, "Nasıl kendini yalnız hisseder?" diye sordu.

Günay, AA'ya yaptığı açıklamada da şunları söyledi: "Vatan, öyle yöneticiye kızıp da terk edilecek bir toprak değildir, vatan çok bambaşka bir kavramdır. Nazım Hikmet keyfe keder çıkıp gitmemiştir, çok baskıcı koşullardan yılarak kaçıp gitmiştir."

 

 

 

Sanatçılar ne dedi?

 

Kültür Sanat Servisi

 

 

 

 

 

Güher-Süher Pekinel: Demokrasinin korunması, seçim sonuçlarına saygıyı da gerektirir. Herkesin, bu arada Fazıl Say'ın, hayatını kişisel tercihlerine göre yeniden yönlendirmek istemesini de saygıyla karşılamak gerektiği düşüncesindeyiz. Birey ve insan haklarına olan saygı, anayasal çerçeveye tüm şeffaflığı ile oturtulduğu zaman, toplum dengelerinin değişen hükümetlerle sarsılamayacak bir ortama kavuşacağına inanıyoruz.

 

 

 

Serra Yılmaz: Bugüne kadar hiç Türkiye'yi terk etmeyi düşünmedim. Düşünseydim, herkesten çok imkânım vardı, İtalya'ya yerleşebilirdim. Benim Türkiye ile ilgili olarak gördüğüm endişe verici şeyler şu andaki iktidarla ilgili değil, genel devlet anlayışımızla ilgili endişeler. İslamcılardan daha endişe verici olan demokrasinin gerilemesi ve milliyetçiliğin yükselmesi.

 

 

Zülfü Livaneli: Fazıl Say gibi uluslararası bir sanatçımız Türkiye'yi terk etmeyi düşünüyorsa, onun bu açıklamasını Türkiye'ye bir uyarı olarak değerlendiriyorum. Onun "onlar kazandı" duygusuna kapılması çok önemlidir. Milyonlarca yurtsever ve üzgün insan bu duyguyu çok iyi biliyor.

 

 

Yelda Reynaud: Olaylara her zaman pozitif bakıyorum. Bu ülkenin gerçeği buymuş ve ortaya çıktığına seviniyorum. Kendimize, "Biz çok aydınız, cumhuriyet var" diye daha ne kadar yalan atacaktık ki? Herkesin bir arada yaşamasından yanayım. Ülkeyi terk etmeye kalkmak, haklarımızı devretmek anlamına gelecek.

 

 

Komet: Şimdiye kadar Türkiye'yi terk etmeyi düşünmedim. 1979-1984 yılları arasında gelmedim Türkiye'ye. Sonrasında yaşanan siyasi gelişmeler de bana ülkeyi terk etmeyi düşündürtmedi. İnsan baskıyla karşılaşırsa çeşitli durumlarda tavır alabilir tabii. Fazıl Say'ın ülkesini çok sevdiğini de biliyorum.

Elif Şafak: Bir memleketi sevmek onun insanlarını gönlüne alabilmeyi gerektirir. Esas mesele farklılıklara küsmek değil, farklılıklarımızla beraber yaşamayı öğrenmek.

 

 

Bedri Baykam: Açıklamasını okurken ister istemez şunları düşündüm: Siz siyasetle uğraşmazsanız, bir gün gelir siyaset sizinle uğraşır. Bir kısım insan geç de olsa uyandıysa, bugün burada mücadeleye başlamayı ve geçmiş pasifliklerini topluma unutturmalarını göze almalarını bekliyorum. İlgisizlikleriyle bu hale gelmesinde sorumluluk payı aldıkları bir ortamı terk edip gitmek çare değil.

Gönderi tarihi:

Fazıl'ın isyanı

 

 

 

Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, Almanya'da yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesine, "Türkiye rüyalarımız kısmen öldü. Tüm bakan eşleri türban takıyor. Azınlıkta kaldık. İleride Türkiye'den ayrılabilirim" diye konuşmuş.

İslamcı yükseliş karşısında cumhuriyetçi kuşaklardaki "kaybetmişlik" duygusunun ifadesi Fazıl'ın sözleri.

22 Temmuz seçimlerinde iki kişiden birinin AKP'ye oy vermesi ve son günlerde 12-13 yaşındaki kız çocukları üzerinden yaygınlaştırılmak istenen "örtünme" siyaseti karşısında toplumun geniş bir kesiminin düş kırıklığı yaşamakta olduğu bir gerçek.

Say, "Türkiye rüyalarımız kısmen öldü" derken, çağdaş Türkiye idealiyle yetişen birkaç kuşağın isyanını dile getiriyor.

Duygusaldır sanatçılar. Yaşadıkları ortamdan etkilenirler.

Baskıya, sansüre karşı koyarlar.

Cezaevine düşerler.

Eziyet görürler. Çile çekerler.

Memleket hasretiyle ölürler.

Türkiye'de sanatın ve sanatçının kaderidir, özgürce üretmeyi düşünürken soluksuz bırakılmak. Linç kültürünün hedefi olmak. "Nâzım'ın çilesi" bu değil miydi?

1930-40'lı yılların aydınları, "komünizm" tehdidinin kurbanı olmuşlar.

Soğuk Savaş'ın yaşandığı 1960'lara kadar sürmüş bu paranoya.

Şimdilerde televizyonlara "Yeşilçam melodram"ı tadında dizi olan 68 kuşağının harcanması da aynı sürecin parçasıydı.

12 Eylül askeri döneminde binlerce insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

İslamcı yükselişin başladığı 1993'te Sivas'ta 37 aydın, ateşe verilen Madımak Oteli'nde katledildi.

Güneydoğu'daki çatışmalı dönemde Kürt aydınlar faili meçhul cinayetlerin kurbanı oldular.

Gazeteci, yazarlar öldürüldü.

2010'lara doğru artık siyasal nedenlerle insanların yaşamlarından olmayacaklarını, ülkelerini terk etmeyeceklerini düşünmeye başlamışken, Hrant Dink cinayeti işlendi.

Nobel kazanan Orhan Pamuk, kendisini güvende hissetmeyip ABD'ye gitti.

Neyseki Fazıl Say'ın "İleride Türkiye'den ayrılabilirim" açıklamasının gerekçesi yaşamsal bir "tehdit"e dayanmıyor. Humeyni'den sonra İranlı aydınların yaşadığına benzer bir tutumu çağrıştırıyor Say'ın tepkisi! Madem ülke İslama kayıyor, kalkıp gidelim!

Sonra ne olacak?

Birileri mücadele eder, ülkede işler yoluna girer, eh o zaman döneriz!

Fazıl'ın sözleri, "Aç kaldım, susuz kaldım, terk etmedi sevdan beni" diyen şairlere hiç benzemiyor. İşler bu denli kötüyse kal ve piyanonun başına geç. Bir daha çal Fazıl.

En güzel besteler böyle zamanlarda yapılır.

 

MİLLİYET / Derya SAZAK Siyaset Günlüğü

 

 

 

YÜREKTEN KATILIYORUM.......................

Gönderi tarihi:
Yalçın Bayer (HÜRRİYET): ...Say, tam da bir ’AB elçisi’ tavrıyla konuşuyor...Benim kendisine önerim, ABD’ye, Orhan Pamuk’un yanına gitmesidir...Tatlı su aydınlarının ulusal duyarlılıklarının olmadığı; vatan, millet, egemenlik, bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik ve benzeri konularda söyledikleri her şeyin de aslında ’ben-merkezli’ ve çıkar eksenli olduğunun açık kanıtıdır Fazıl Say’ın tavrı...

 

Hah işte benimde anlatmak istediğim bu..Bu konuda hem fikir olduğum kişiler varmış demekki..

 

Altına imzamı atıyorum.

Gönderi tarihi:

-Bunun eğitimi eksik kalmış Her telden çalamıyor!!....

 

FAZIL Say'a küfürler yağdıran dinci gazete ve yazarları anlayabiliyorum.

Onların kafaları, kültürleri, gördükleri eğitim hoşgörü ikliminden çoook uzak olduğu için bildikleri tek şey bu.

O nedenle onların yaptıklarına, yazdıklarına aldırmıyorum.

AKP'li politikacıların öfkelerini de anlayabiliyorum.

Hatta bazılarının ölçüyü aşan tepkilerini de...

AKP yandaşlarının, yanaşmalarının takındıkları tutum da normal.

Onlar iktidar nimetlerinden yararlanmak için böyle davranmak, "Ülkemin ortaçağ karanlığına sürüklenmesine karşıyım" diye isyan eden Fasıl Say'a vurmak zorundalar.

Ama anlayamadığım kendilerini sanatçı sınıfından sayan, oysa ufacık sanatçı duyarlılığı içinde olmayanlar...

Aydın olarak bildiğimiz yazar-çizerler, bilim adamları...

Onların Fazıl Say'ın ülkesi ve toplumu için yüreğinde duyduğu üzüntüyü duymamalarına şaşırıyorum.

* *

Hele hele bir modacı var ki...

Türkiye'nin karanlığa sürüklenmesinden habersiz bu insanın değerlendirmeleri ne kadar düşündürücü.

Fazıl Say'ın isyanını bile anlamaktan uzak bir sorumsuzluk içinde verip veriştiriyor sanatçıya.

Düşündüm, "Bu kişi bunu ne uğruna yapıyor" diye.

Acaba bir Ortadoğu ülkesine dönüşecek olan Türkiye'de daha çok para kazanma hesapları mı yapıyor?

"Bana göre hava hoş, türbanlı, tesettürlü kadınları giydiririm, onlara göre moda yaratırım" mı diyor?

Karanlıkta görünmeyen modanın yaratıcısı olmayı mı düşlüyor acaba?

Her ne düşünüyorsa, ülkesi için, toplumu için yüreğinde Fazıl Say'ın duyduklarını duymadığı kesin.

Ya da Atatürk, Atatürk devrimleri, laik demokratik cumhuriyet, cumhuriyetin kazanımları, sanat, moda, uygarlık, çağdaşlık ve Atatürk aydınlanması onu pek ilgilendirmiyor...

 

* * *

 

Bakın bir kara ruhlu nasıl sesleniyor:

"Cenazeni camiye getirmesinler... Ben yaşarken bu ülkede ölme..."

Kime diyebiliyor bunu?

Fazıl Say'a...

O Fazıl Say ki Türkiye bayrağını dünyanın dört bir tarafına taşımak için gecesini gündüzünü uçaklarda ve havaalanlarında geçiriyor.

Bir Türk sanatçısı olarak Türkiye imajını dünyanın dört bir tarafında güzelleştirmek için çırpınıp duruyor.

Türkiye'de olduğu günlerde ülkesinin her yerinde insanlarımıza çok sesli müziği sevdirmek için soluklanmadan konserler veriyor.

Ama bu kafa bu kadar özveriyle ülkesi için çırpınan sanatçıya ne diyor:

"Cenazeni camiye getirmesinler... Ben yaşarken bu ülkede ölme..."

 

* * *

 

Atatürk'ün yaşamı boyunca uygarlığa, çağdaşlığa, aydınlığa taşımak için çırpındığı ülkesinde bugün bunlar oluyor.

O’nun emanetine sahip çıkan, O'nun yaratmayı hayal ettiği sanatçısına bazı kafalar işte bunları yapıyor.

Atatürk'ün Türkiyesi, emanet ettiği gençliğin bir kesimi tarafından arkadan hançerleniyor.

O'nun İslam dünyasında yarattığı tek laik, demokratik ülkesi bugün büyük bir ihanetle karşı karşıya.

 

Tufan Türenç

Hürriyet

Gönderi tarihi:

AKP lileri zaten hesaba katmiyorum cünkü onlar degilmidir bu ülkeyi bu duruma getirenler,ektiklerini bicmeye basladilar bile.Dikkat edin tüm AKP li siyasetciler ve onlarin etrafinda dönen gazeteci,aydin!kesimi Fazil Say'in gitmesinden üzülmeyeceklerini dile getirmisler.Gercek ve mantikla düsünenler Fazil Say'in söylediklerinden ders cikarilmasi lazim demisler,digerleri Fazil Say'i hakli görmekle beraber ülkeden gitme sözünü savunmamislardir.Ama ortada olan bir gercek varki oda AKP ve sempatizanlari yani canakcilari disinda Fazil Say'dan pek gocunan yok.MHP milletvekili bile ne diyor*Fazil Say'in sözlerinden hükümet ders cikarmalidir.AKP milletvekili ne diyor*Türkiyede cok büyük bir demokrasi var*Iste aradaki zihniyet farki.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bush, “Haçlı Seferi başlattım” diyerek Afganistan’ı işgal ettiğinde, Türkiye’nin mevcut durumunu beğenmeme bahanesi olarak “Eşleri başörtülü bakanları” gösteren Fazıl Say,

ABD’nin Afganistan’ı işgalini, “ABD yanlışlıkla birkaç kız çocuğu öldürdü belki.

 

Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti!”

 

sözleriyle savunduğunda ne kadar “sanatçı” ve ne kadar “herhangi bir şey” ise, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu, “eşleri başörtülü bakanlara” indirgediğinde de işte o kadar “sanatçı”, işte o kadar “herhangi bir şey” dir.

 

Fazıl Bey, bu tavrı ile bilmelidir ki AKP’nin değirmenine su taşımıştır.

 

Fazıl Say keşke, Türkiye’nin vaziyetini, “Maddi mânevi her şeyimiz dün bu toprakları işgal eden müstevlilere üç kuruşa satılıyor,

 

Atatürk liderliğinde büyük bir özveri ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin mal varlığı ve egemenliği emperyalist güçlere devrediliyor, gün, sağ-sol, gün başı açık-başı örtülü, gün Türk-Kürt, gün Alevi-Sünni tartışmasının yapılacağı gün değil, gün 1920’lerdeki Kuvayı Milliye ruhunu kuşanma günüdür” deseydi, diyebilseydi...

 

Lâkin görünen o ki Sayın Say’ın böyle bir rahatsızlığı yok, onun rahatsızlığı, “başörtüsü ve başörtülülerden” ibaret.

 

Ve o zannediyor ki, Türkiye bir “başörtülüler cenneti” haline geldi..

Oysa durum bambaşka ve milletimiz asıl bunun farkında değil.

 

Çünkü Türkiye öyle bir Türkiye ki, başın örtülü ise üniversite kapılarından çevriliyorsun, başın örtülü ise, hangi yarışmada birinci olursan ol ödül kürsüsünden indiriliyorsun, başın örtülü ise kimi hastanelerdeki hasta ve yaralılarına “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunamıyorsun ve bütün bunlar işte o eşlerinin başları örtülü bir Bakanlar Kurulu tarafından yönetilen Türkiye’de, bu Türkiye’nin AKP iktidarında oluyor..

 

Yine Fazıl Say’a göre, “Türkiye Ortaçağ Karanlığına sürükleniyor” muş.

Say’ın bu ifadeleri bile kendisinin durduğu “tarafı” göstermesi bakımından yeter de artar bile.

Çünkü “Ortaçağ Karanlığı” dediği şey Türk milleti için “aydınlık çağın” ta kendisidir. Ve Ortaçağ Karanlığı, Fazıl Say ve benzerlerinin gıpta ettiği Avrupa’nın sıfatı, gerçeği, kimliğidir.

Ama o yıllar, Türk ve İslam dünyasının siyasetten ilme, teknolojiden askerliğe, tarımdan ticarete kadar hemen bütün alanlarda insanlığın ufkunu açtığı, yaşadığı ve etkilediği coğrafyaya adalet emzirdiği ve insanlığın bugüne kadar bir benzerini daha yaşamadığı bir “huzur çağıdır.”

Haçlılar o çağa “Ortaçağ” dediler ve bizimkiler de ’kavram ithalatçısı’ olduklarından bahsi geçen konuda Haçlılar, yani Ortaçağlılar gibi konuşmakta velhasıl Türk İslam âleminin altın çağı için, “Ortaçağ” demekte, diyebilmekteler.

Ama Fazıl Say üzülmesin, eşi örtülü olan Başbakan Erdoğan da “Ortaçağ” bahsinde, kendileri gibi düşünmekte, o yıllara o da, “Ortaçağ” meselâ, “Avrupa Birliğine karşı olanlar Ortaçağ kafalıdır” demektedir.

Say ve benzerlerine, 476’da çöken Batı Roma ile, 1453’te Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle tarih sahnesinden silinen Doğu Roma arasındaki döneme Ortaçağ denildiğini, bu dönemin Haçlı Batı için “karanlık çağ” olduğunu hatırlattıktan sonra, milletinizi ve tarihinizi biraz tanıyınız önerisinde bulunursak, nezaketsizlik mi etmiş oluruz!

 

HASN DEMİR.

 

Fazıl Say AKP'ye hizmet ediyor!

 

Birkaç gündür bir Fazıl Say gürültüsüdür gidiyor. Neymiş efendim Fazıl Say ülkeyi terk edecekmiş!

Niye mi?..

Türkiye ortaçağ karanlığına doğru dolu dizginmiş.

Başka?

Bakan eşlerinin türbanlı olmasına fena içerliyormuş.

Başka?

Metin Altıok ağıtı oratoryosu sansür edilmişmiş.

Başka?

Okullarda resim ve müzik dersleri kaldırılmaya çalışılıyormuş.

Başka?

Kendisi gibi düşünenlerin oranı yüzde 30, karşıtları yüzde 70’miş.

Başka?

Çankaya Köşkü’ne kendisi gibi laikler değil de, Semih Sergen gibi gerici(!)ler davet ediliyormuş.

Bu sütunu izleyenler şahittir.

AKP’nin medyadaki en muhaliflerinden biri de bu sütunun yazarıdır.

Dahası, bu sütunun yazarı AKP’den bire bir zarar görmüş, işini kaybetmiş yani AKP yüzünden iki ayrı kurumdan kovulmuştur.

Ama bütün bunlara rağmen biz, AKP’ye karşı diye Fazıl Say’ın ülkeyi terk etme gerekçelerine ve kararına hiç mi hiç katılmıyoruz.

Evet dinin istismarına karşıyız, ama din düşmanlığını onaylamayız.Türbanın siyasal simge yapılmasına karşıyız, ama inanç özgürlüğüne ve gereklerine uymaya değiliz.

Siyasal İslama karşı çıkılırken gerçek İslam hedef alınmamalı.

Anlayamadığım, Türk laikçilerinin Fazıl Say gibi becgraundu malum yani sınırlı olan bir piyanistin ardında sürüklenmesi garabetidir.

AKP’nin karşısında Fazıl Say ve söylediklerinden başka argüman bulunamıyor ise çekin kuyruğunu bu iş bitmiştir.

AKP’yi ya da zihniyetini değil önümüzdeki seçime, 50 yıl daha iktidardan indiremezsiniz.

Lakin iş öyle değildir..

Biz, bazıları katılmayacak ama Fazıl Say ve benzerlerinin AKP’nin motoru olduğuna, yani onu büyüttüğüne inanıyoruz.

Evet AKP bugün bu biçimde var ise, bu Fazıl Say gibi yüzeysel ya da sözde entelektüellerin sayesindedir.

Türkiye’de neredeyse her mahallede kilise açılırken İslam’ı hedefe oturtmak ve ona saldırır anlamına gelecek sözleri etmek AKP’ye yarar.

 

Hep yazdık bir kez daha yazıyoruz:

AKP ile mücadelenin yolu İslam’ı, türbanı yani inancı hedefe oturtmakla olmaz... AKP, emperyalizme teslimiyeti ile, yolsuzluklarla ve ekonomide Türkiye’yi getirdiği dehşet çizgisinin deşifresi ile yani bunların topluma anlatılması ile alaşağı edilebilir.. Evet Fazıl Say’ın argümanları AKP’ye eksi değil, artı yazmıştır.

 

Efendim yurdu terk edecekmiş.

Hiç durmasın gitsin.

Bizim AKP’ye gerekçe üreten ve ona zemin hazırlayan sözde münevverlere hiç mi hiç ihtiyacımız yok... Biz AKP ile mücadele ederiz. Fazıl Say bize gölge etmesin, başka ihsan istemeyiz.

 

SEBAHATTİN ÖNKİBAR.

Gönderi tarihi:

:D

bunları fazıl sayın söylemesi mutlu etti...

erdoğan söyleseydi üzülürdüm...

 

o adamın daha çok yolu var

güle güle gitsin

isterse ağlaya ağlaya....

 

bi de lütfen müziği arkasına almasın...

müzik

ruhun gıdası olarak her insana

lazımm

fazıl saya daha da lasımm

ya da sanırım

biraz hazımsızlık yapmış beyde..

 

eh bu ülke öylelerine kalmaz...

onlar abd gibi israil gibi yerlere yakışır..

peşinde kalan % 30 götürürse

mutluluk bizim olur..

Gönderi tarihi:
Çünkü “Ortaçağ Karanlığı” dediği şey Türk milleti için “aydınlık çağın” ta kendisidir. Ve Ortaçağ Karanlığı, Fazıl Say ve benzerlerinin gıpta ettiği Avrupa’nın sıfatı, gerçeği, kimliğidir.

 

Alıntısını özümseyip aktaran bu arkadaşımızı AB-TÜRKİYE VE FRANSA konu başlığına davet ediyorum. İki çift lafı varsa, orada izahat alalım kendisinden. Merak eden takip etsin.

Gönderi tarihi:

Hayır afganistanın işgaliyle ilgili böyle bir şey söylememiş. Kaplan-200 ün alıntı yaptığı "yazar" senmisin böyle çıkış yapan al o zaman mantığıyla Say'ın başka bir konuda söylediği şeyi başka bir konuya ulamış.. Ki gazetenin ismide gayet manidar "ilk kurşun gazetesi"

 

ABD'nin Hiroşima'ya attığı atom bombası ile ilgili olarak Nazım Hikmet'in yazdığı bir şiire istinaden söyledi o sözü "Hiroşima'da ölen kız".

 

Hiroşima'ya atılan Atom bombası 10 binlerce insanı öldürdü. Fakat ikinci dünya savaşını bitirerek milyonlarca insanın daha ölmesine engel oldu şeklinde bir görüş vardır dünyada. Keza Japonların savaşı devam ettirmeleri halinde pasifik adaları ve japon anakarasında 8 milyon civarında insanın öleceği hesaplanıyordu. Bütünü kurtarmak için parçanın feda edilmesi fikri işte.

 

Ne kadar insancıl, ne kadar doğru tartışılır. Fakat tartışılmayacak bir şey. İnsanların hele helede toplumun gözünün önünde olan sanatçı, yazar gibi insanların sözlerini çarpıtarak onları hedef haline getirecek yazılara ve gayretlere prim vermemek lazım. Ki bu hedef göstermelerin sonu malum vahim olaylara varınca ne olacağını iyice öğrenmiş olmamız lazım.

 

Bir yazar, sanatçı bir fikir beyan eder. Bu fikre karşı olanlar tam boydan saldırmaya başlar adama. Yazdıkları çarpıtılır, hakkında özel hayatından şusuna busuna kadar iftiralar başlar. Dava açılır, adam mahkemenin içinde suçsuz bulunsada mahkeme önlerinde çeteçilikten bozma avukatlarşın şovlarıyla mahkum edilir. Sonu malum çıkar birisi öldürür. Ondan sonra, "kınıyoruz, tasvip etmiyoruz, bütüne mal etmemek lazım" geyikleri başlar.

 

Aynı filmleri yeniden izlemeyelim.

Gönderi tarihi:
:D

bunları fazıl sayın söylemesi mutlu etti...

erdoğan söyleseydi üzülürdüm...

.

.

.

eh bu ülke öylelerine kalmaz...

onlar abd gibi israil gibi yerlere yakışır..

peşinde kalan % 30 götürürse

mutluluk bizim olur..

*Pesinde kalan yüzde 30 dan biride benim,eger gitmesi gereken var ise önce sizin gitmeniz lazim,cünkü bu ülkenin temeline sizler dinamit koymaktasiniz,Bu ülkeyi dinci yobazlarin eline siz birakmak icin cirpiniyorsunuz,hevesiniz kursaginizda kalacak ve o yüzde 30 icabinda sizi göndrecek bu ülkeden,gidin Arabistan,iran,endonezya,malezya sizleri bekliyor,gidinde bu ülke rahat etsin.Bu ülkeyi karanliga bogdunuz hala doymadiniz.

Fazil Say sizin gibi nicelerinden dah degerlidir,en azindan bu ülkenin karanlikta kalmasina üzülmüs,örümceklenmis beyinlerin nasil ülkeyi isgal ettigini görebilmistir.Gidin veya sesinizi kesip oturun,KUBILAY'i unutmadik hala.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
AKP lileri zaten hesaba katmiyorum cünkü onlar degilmidir bu ülkeyi bu duruma getirenler,ektiklerini bicmeye basladilar bile.Dikkat edin tüm AKP li siyasetciler ve onlarin etrafinda dönen gazeteci,aydin!kesimi Fazil Say'in gitmesinden üzülmeyeceklerini dile getirmisler.Gercek ve mantikla düsünenler Fazil Say'in söylediklerinden ders cikarilmasi lazim demisler,digerleri Fazil Say'i hakli görmekle beraber ülkeden gitme sözünü savunmamislardir.Ama ortada olan bir gercek varki oda AKP ve sempatizanlari yani canakcilari disinda Fazil Say'dan pek gocunan yok.MHP milletvekili bile ne diyor*Fazil Say'in sözlerinden hükümet ders cikarmalidir.AKP milletvekili ne diyor*Türkiyede cok büyük bir demokrasi var*Iste aradaki zihniyet farki.

 

 

saygilarla

 

Hoşlarına gitmeyen şeyler yazan gazeteciye kapıyı gösteren başbakan değil miydi? Ülkesinin geleceğinden endişe duyan ve üzüntüyle bunu dile getiren her sanatçıya, her gazeteciye yapacakları ve söyleyecekleri şey aynı... Kapı orada...

 

Zaten başka türlü konuşmayı ve davranmayı bilmiyorlar ki, başbakan karikatürünü çizen karikatüristlere tek tek dava açtı dünyanın neresinde bunun örneği var, tabiki ancak dikta ile yönetilenlerde... Demek ki söyledikleri gibi bu ülkede demokrasi yok ancak Akp ve mensup olduğu kültürü yaşayanların arzu ettikleri demokrasi bu olabilir... İtiraz etme hakkın ve şansın yok, eleştirme hakkın yok, muhalif olma ya da endişe duyma gibi bir düşüncende olamaz...

 

Başbakan'ın ve temsil ettiği antilaik, antidemokratik, faşist anlayışın dünya görüşü budur... Fazlasını beklememek lazım... Ama bu ülkeyide onlara bırakıp gitmek olmaz... Bu cumhuriyet tombaladan çıkmadı, otuz kupona alınmadı... Devrimlere sahip çıkacağız sonuna kadar ya istiklal ya ölüm...

Gönderi tarihi:
Gerçekten bu cümleleri sarf etmişmi? :unsure:

Sevgili suheda google den ''Haçlı Seferi başlattım” diyerek Afganistan’ı işgali ''fazıl say haçlı seferi' yazarsanız onlarca haber çıkar..

ayrıca alıntısını yaptığım gazete YENİÇAĞ gazetesidir..

saygılar..

Gönderi tarihi:
Hayır afganistanın işgaliyle ilgili böyle bir şey söylememiş. Kaplan-200 ün alıntı yaptığı "yazar" senmisin böyle çıkış yapan al o zaman mantığıyla Say'ın başka bir konuda söylediği şeyi başka bir konuya ulamış.. Ki gazetenin ismide gayet manidar "ilk kurşun gazetesi"

 

ABD'nin Hiroşima'ya attığı atom bombası ile ilgili olarak Nazım Hikmet'in yazdığı bir şiire istinaden söyledi o sözü "Hiroşima'da ölen kız".

 

Hiroşima'ya atılan Atom bombası 10 binlerce insanı öldürdü. Fakat ikinci dünya savaşını bitirerek milyonlarca insanın daha ölmesine engel oldu şeklinde bir görüş vardır dünyada. Keza Japonların savaşı devam ettirmeleri halinde pasifik adaları ve japon anakarasında 8 milyon civarında insanın öleceği hesaplanıyordu. Bütünü kurtarmak için parçanın feda edilmesi fikri işte.

 

Ne kadar insancıl, ne kadar doğru tartışılır. Fakat tartışılmayacak bir şey. İnsanların hele helede toplumun gözünün önünde olan sanatçı, yazar gibi insanların sözlerini çarpıtarak onları hedef haline getirecek yazılara ve gayretlere prim vermemek lazım. Ki bu hedef göstermelerin sonu malum vahim olaylara varınca ne olacağını iyice öğrenmiş olmamız lazım.

 

Bir yazar, sanatçı bir fikir beyan eder. Bu fikre karşı olanlar tam boydan saldırmaya başlar adama. Yazdıkları çarpıtılır, hakkında özel hayatından şusuna busuna kadar iftiralar başlar. Dava açılır, adam mahkemenin içinde suçsuz bulunsada mahkeme önlerinde çeteçilikten bozma avukatlarşın şovlarıyla mahkum edilir. Sonu malum çıkar birisi öldürür. Ondan sonra, "kınıyoruz, tasvip etmiyoruz, bütüne mal etmemek lazım" geyikleri başlar.

 

Aynı filmleri yeniden izlemeyelim.

 

Sevgili CYRANO sanırım siz yadıklarımı dikkatle okumuyorsunuz ben mışlarla,mişlerlerle sağdan soldan duyduklarımla yazmam...

Alıntı yapmış olduğum gazete yeniçağ gazetesidir, ikl kurşun gazetesinide sizden duydum doğrusu..

 

Şimdi biliyorum , diyeceksiniz Yeniçağ gazetesinin Amacı, fikri,ideolojisi belli elbette bu tür yazılar yazacak ....onun için size radikal gazetesindende alıntı yapayım...belki inandırıcı olur..

 

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=241848

 

Ülkenin sanat-kültür düzeyini yükseltmeye ant içmiş genç aydın rolüne de çalışıyor.

Yazılar yazıyor. Sözgelimi hayli karışık bir kafayla, kendisini müzikal muadili ilan ettiği Nâzım Hikmet adına Amerika'nın Afganistan müdahalesine arka çıkıyor; 'Nâzım yaşasaydı Amerika'ya hak verirdi' diyor.

'Hiroşimalı Kız' şiirini hatırlatanlaraysa "Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü belki. Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti" diyor

"7 yaşındaki Afgan kızı ölüydü zaten" diyor. O yanlışlıkla öldürülen 3-5 Afgan kızının dâhi çocuk olmadıklarından emin nasılsa.

Dolayısıyla onları 'tane'yle saymakta bir beis görmüyor.

 

RAdikal gazetesi yazıyor bunu...

 

http://www.ozgurhaber.net/modules.php?name...le&sid=1068

 

Say, Mozart'ı, Stravinsky'yi dünyanın parmağını ısırtacak yetkinlikte yorumlamakla yetinmiyor. Ülkenin sanat-kültür düzeyini yükseltmeye ant içmiş genç aydın rolüne de çalışıyor. Yazılar yazıyor. Sözgelimi hayli karışık bir kafayla, kendisini müzikal muadili ilan ettiği Nâzım Hikmet adına Amerika'nın Afganistan müdahalesine arka çıkıyor; 'Nâzım yaşasaydı Amerika'ya hak verirdi' diyor. 'Hiroşimalı Kız' şiirini hatırlatanlaraysa "Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü belki. Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti" diyor, "7 yaşındaki Afgan kızı ölüydü zaten" diyor. O yanlışlıkla öldürülen 3-5 Afgan kızının dâhi çocuk olmadıklarından emin nasılsa. Dolayısıyla onları 'tane'yle saymakta bir beis görmüyor.

Bir konuda hak edilmiş söz sahibi olmanın her konuda söz üretebilme hakkını kendisine tanıdığından kuşkusu yok. Resmi Cumhuriyet seçkinciliğinin tuzağına düşüyor; popüler kültür üstüne güdük savlarla dünyayı anlamaya ve tartmaya çalışıyor. Dünyanın her yerinde azınlığın ilgi alanına giren klasik müzik, onun dehayla şişirilmiş egosuna yetmiyor besbelli. Popüler müziğe karşı neredeyse bir haçlı seferi başlatma çabası da bizi en çok onun varoluş problemi üstüne aydınlatıyor.

Seçkincilik, kişinin seçkin olduğuna bütün kalbiyle inanıp bütün dünyanın hizmetine koşmasını beklediği anda saplanıverdiği bir tuzaktır.

 

yani cevgili dostum öğrenmek istediğinde gerçekleri her zaman öğrene bilirsin,gördüğünüz gibi ''ikl kurşun gazetesi yazarı''senmisin böyle çıkış yapan al o zaman mantığıyla Say'ın başka bir konuda söylediği şeyi başka bir konuya ulamamış.

saygılar

Gönderi tarihi:

Ben bazi insanlara hayret etmekteyim,bunlar görünüste demokrat ve objektif ayni zamanda vatanperver ve Atatürkcüdürler.Inanmiyorum desem haddimi asmis olmaktan korkuyorum,ama hayret etmektende kendimi alamiyorum.

*Atatürk'ü anmak icin sap gibi ayakta durmaya gerek yok*Tayyib Erdogan

*Askerlik yan gelip yatma yeri degildir*Tayyib Erdogan

*Sayin ÖCALAN*Tayyib Erdogan

*Demokrasi bizim icin bir tramvaydir duraga gelince ineriz*Tayyib Erdogan

*Laiklik gidecek seriat gelecek*Abdullah Gül

*Al ananida git*Tayyib Erdogan

*Teröristlere analarina dönme firsati veriyoruz*Tayyib Erdogan

Ve daha su anda aklima gelmeyen daha bir sürü söylemlerin sahibi adamlar,bugün Türkiye'nin yönetimini ellerinde tutuyorlar,biriside kavga dögüs Cankaya'ya yerlesti sefasini sürüyor.

Fazil Say icin vatanperver Atatürkcü kesilenler ne hikmetse hala Türk devletine Türk devletinin kurucularina küfredenleri neredeyse alip bagirlarina basacak ve afferin keske daha fazla küfretseydiniz diyecekler.Ama ben bunun sebebini biliyorum.Bunun sebebi Faziol Say'in Atatürkcü olmasidir.Tayyib Erdogan'a dikkat edin kime saldirmissa o Atatürkcüydü.Fazil Say ayni zamanda alevidir buda ayri bir sebeptir.Iste bizim ülkemizdeki ayirimdan bir örnek.Birileri Atatürkcüyüz derler ama Atatürke küfredenlere toz konduramazlar ama gercek Atatürkcülere ise veryansin ederler.

Sayin Fatih Altayli'dan esinlenerek diyorumki;"Biz ne zaman adam oluruz?Ne zaman düsünmesini becerebilirsek ozaman."

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sevgili CYRANO sanırım siz yadıklarımı dikkatle okumuyorsunuz ben mışlarla,mişlerlerle sağdan soldan duyduklarımla yazmam...

Alıntı yapmış olduğum gazete yeniçağ gazetesidir, ikl kurşun gazetesinide sizden duydum doğrusu..

 

Yada sanırım sen kendi yaptığın alıntıyı okumuyorsun. Fazıl Say "Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü belki. Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti" diyerek Afganistan işgalinden mi bahsediyor. Yoksa Hiroşima'dan mı ?

 

'Hiroşimalı Kız' şiirini hatırlatanlaraysa "Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü belki. Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti" diyor

 

 

Afganistan meselesine gelince. Fazıl Say Afganistan işgaline arka çıkmış. Breh breh breh. Pardonda biz ülke olarak ne zaman karşı olduk Afganistan işgaline. Benmi yanlış hatırlıyorum yoksa daha düne kadar Afganistan'daki işgal gücünün komutası Türkiye'de miydi? Binlerce askerimiz Afganistan işgal gücüne dahil değil mi ? Fazıl Say'mı kaldı Afganistan konusunda eleştirilecek ?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.