Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sosyal Güvenlik Reformu milletvekileri dışında tüm çalışanların aleyhine düzenlemeler içeriyor. Süt ve cenaze parasını bile düşüren, yıpranma payını kaldıran tasarı yasalaşırsa, yaklaşık 35 milyon kişi emekliliği unutacak.

 

 

Kamuoyunda “Sosyal Güvenlik Reformu” olarak bilinen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı geçen hafta TBMM’ye sunuldu ve daha TBMM’de görüşmeler başlamadan sert eleştirilere hedef oldu. Tasarı, geçen yıl TBMM’den geçen, ancak 22 maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından “kamu görevlilerinin diğer çalışanlarla eşit olamayacağı, hatta aynı yasada birlikte isimlerinin geçemeyeceği” görüşü ile iptal edilmişti. Hükümet’in yeniden gündeme getirdiği tasarının bu yıl sonuna kadar yasalaşması bekleniyor.

 

Sosyal Güvenlik Uzmanlarının yorumlarına göre, tasarı kanunlaşırsa aylık geliri asgari ücretten az olan çiftçi, amele ve küçük esnaf emekliliği unutacak. Yaklaşık 35 milyon kişi emeklilik sisteminin dışına çıkacak. Fakirler emekli olamadan ölecek. Memur ve işçi emeklileri ile Bağ-Kur emeklilileri arasında farklılıklar nedeniyle kaos doğacak.

 

Gazeteci, postacı, makinist ve infaz koruma memuru gibi işlerde, diğer meslek gruplarına göre fazla prim ödeme karşılığı “yıpranma hakkı” kaldırılacak. TSK, Emniyet ve MİT personelinin yıpranma hakkı ise korunacak.

 

Özellikle esnafın ve işçinin zararına olacak tasarıya göre 1999 ile 2008 yılları arasında işe girenlerin emekli aylığı büyük oranda düşecek. Süt ve cenaze parasını da düşüren tasarı sadece milletvekillerine yarayacak.

 

DİSK, TÜRK-İŞ, TESK, Kamu-Sen, Memur-Sen, Tabibler Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Eczacılar Birliği, TÜRMOB, Barolar Birliği, Emekli Dernekleri gibi sayıları 14’ü bulan sendika ve sivil toplum kuruluşu, çıkarılmak istenen yeni yasaya karşı güçbirliği yapma kararı aldılar.

 

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, küreselleşmenin sonucunda birçok ülkede uygulanan benzeri düzenlemeler sonucunda sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerinin çöktüğüne dikkat çekerek şunları söyledi: Bir tek nedenden, yeni dünya düzeninin acımasızlığının en etkin biçimde uygulanmasıdır. IMF’nin talebinin yerine getirilmesidir. Sağlığı bir biçimde özelleştirmeyi, insan sağlığı üzerinde sermayeye, özel hastane sahiplerine kaynak aktarımının amacı olarak tasarlanıyor bu yasa. Bir yandan sosyal güvenlik açıklarının büyüdüğü söylenirken bir yandan da sağlık alanındaki uygulamalarla, özel hastaneler ve sağlık tekellerine aktarılan kaynağı arttırmayı hedefliyor. Küreselleşmenin sonucu birçok ülkede bu tip uygulamalar var ama bunların çoğunun sosyal güvenlik ve sağlık sistemi çökmüştür.

 

(Alıntıdır)

Gönderi tarihi:
Sosyal Güvenlik Reformu milletvekileri dışında tüm çalışanların aleyhine düzenlemeler içeriyor. Süt ve cenaze parasını bile düşüren, yıpranma payını kaldıran tasarı yasalaşırsa, yaklaşık 35 milyon kişi emekliliği unutacak.

.

.

.

(Alıntıdır)

Sadece Sosyal Güvenlik ve saglik sistemleri cökmemis,halkin ekonomik gücüde elinden alinmistir.Küresellesme sürecini yasayan Türkiye de durumun farkli olmasi beklenemezdi.Avrupa ülkelerinde arttrilan vergilerin yanisira calisanlardan ve emeklilerden daha fazla para sizdirabilmek icin cikartilan degisik adlar altindaki vergi yasalari zaten gecimini saglamakta zorlanan insanlari daha zor sartlara sürüklemektedir.Cogu Avrupa ülkesinde insanlardan Sosyal güvenlik ve saglik sorunlari icin vergi kesilmesine karsin bu insanlar saglik sisteminden artik faydalanamaz bir duruma gelmislerdir,Küresellesmenin emekciler ve emekliler üzerindeki olumsuz etkileri hergecen gün kendini daha cok göstermektedir.Akli basinda herkes cok iyi bilirki Küresellesmenin siradan halk kesimine hicbir olumlu katkisi yoktur bu sadece emperyalizmin cikarlarini korumaya ve arttirmaya yönelik bir sürectir.Türkiye AB sürecinde AB ne girecegimizin en ufak bir ihtimali olmadigi halde AB ne uyum yasalari ve IMF dayatmalari ile kendi ulusunun cikarlarina karsi yasalar cikarmaktadir.Ben hep sunu iddia ettim ve yine iddia ediyorum ki,bugünkü yönetim maaalesef demokrasi sloganlari ile dikta rejimi pesindedir.Halka hicbirsey vermeyip halktan cebren herseyi alan sistemin adına siz ne derdiniz acaba.?

 

 

saygilarla

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Milletvekilleri, Sosyal Güvenlik Reformu tasarısına gizlice bir madde sokarak, sadece gazilere tanınan ayrıcalığa, kendilerini de dahil ettiler.

 

TBMM’de Sosyal Güvenlik Reformu yasa tasarısı metnine “korsan” olarak sokulan emekli milletvekillerine maaş zammı, basındaki tepkiler üzerine geri çekildi. Ancak ardından tasarıya bir başka ‘kıyak’ maddenin, yine gizlice eklendiği ortaya çıktı. Bu maddeye göre, milletvekillerinin sağlık masrafları da, terörle mücadele kapsamında sakatlanan gaziler gibi katkı payı istenmeden karşılanacak. Maddeyi tasarıya kimin eklediği bilinmiyor. AK Parti’li milletvekilleri birbirlerini suçlarken, Alt Komisyon Başkanı Zekai Özcan üzgün olduğunu söylüyor.

 

Tasarıyla oluşturulacak Genel Sağlık Sigortası’na göre, sigortalılar sağlık hizmetleri alırken, belli bir miktar ‘katkı payı’ ödeyecekler. Sadece gazilere bir ayrıcalık tanınıyor. Gaziler sağlık hizmetlerine hiçbir para ödemiyor. Tasarıya gizlice sokulan madde kaldırılmazsa, bir ayrıcalık da milletvekilleri ve ailelerine yapılmış olacak.

 

(Alıntıdır)

Gönderi tarihi:
Ölünce çok güvende olacağız.Elbette mezarları da satmazlarsa tabii ki:)

 

:)

 

amerikalılara satıp özelleştirebilirler örneğin. o zaman hepimizin başında bir haç olurdu. özellikle siz bunu hiç istemezdiniz sanırım sevgili gugukcuk :)

Gönderi tarihi:

Hergün bir sürü email gönderiyoruz. Ama bizi çok yakından ilgilendiren konularda duyarsız kalıyoruz. Lütfen bütün herkesi ilgilendiren bu konuyu okunmasını saglıyalım...... Sonuçta bu hizmetlerden bizler ve çocuklarımız yararlanacagız!!!

 

 

Su anda mecliste bekleyen 5510 sayılı (Sosyal Sigortalar ve Genel Saglık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı eger yasalısırsa pek çok hakkımızı kaybedecegiz.

 

 

Saglık ve sosyal güvenlik haklarımızda olusacak kayıplardan bazıları söyle:

 

 

Ø Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yası hem kadınlar, hem de erkekler için 65'e çıkarılacak. (Madde 28)

 

Ø Emeklilige hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000'den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunlulugu 9.000 gün prime çıkacak. (Madde 27)

 

Ø Emekli maasları % 23 ila % 33 arasında düsürülecek. (Madde 29)

 

Ø Yıpranma hakkı gasp edilecek

 

Ø Aylık geliri 139,6 YTL'den fazla olan bütün vatandaslar her ay 73 ila 475 YTL Genel Saglık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. (Madde 88)

 

Ø Sadece ayakta tedavi olununca degil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de 'katılım payı' adı altında para ödenecek. (Madde 68)

 

Ø 'Katılım payı' gerektiginde beskatına kadar arttırılacak. (Madde 68)

 

Ø Bütün saglık hizmetleri paralı olacak.

 

Ø Saglık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandası olmak, üstelik vergi ödemek, dahası Genel Saglık Sigortası primi yatırmak, hatta bir de 'katılım payı' ödemek yetmeyecek. Simdi bir de 'ilâve ücret' adı altında para ödemek gerekecek. (Geçici Madde 5)

 

Ø Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlasılır ve emzirme tesvik edilirken Türkiye'de 'sigortalının çocuguna bir ay anne sütü yeter' mantıgı geçerli olacak. Daha önce dogum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düsürülecek.

 

Ø Hastalanan sigortalılara verilen is¸ görememezlik ödenegi % 16 azalacak. (Madde 18, 19, 80)

 

Ø Emekli Bag-Kur'lularının maas¸ından 10 yıl süreyle % 10 oranında Genel Sag?lık Sigortası primi kesilecek. (Madde 88)

 

Ø Primini ödeyemeyen vatandaslar sag?lık hizmeti alamayacak , hastane kapılarından geri dönecek. (Madde 88, 89 ,90)

 

Ø Primini ödeyemeyen çiftçilerin pamuguna bug?dayına, üzümüne tütününe el konulacak. (Madde 87)

 

Su anda sadece Türkiye'de deg?il dünyanın pek çok ülkesinde benzer politikalar uygulanmaya çalıs¸ılıyor. Devletler sosyal güvenlik ve sag?lık harcamalarını azaltma çabasındalar. Fransa ve Yunanistan'da büyük grevler ve yürüyüs¸lerle bu yasalar engellenmeye çalıs¸ılıyor. Su an yasanın getirecekleri ile ilgili yeterli farkındalık yok. Biz de bu yasayı engelleyebiliriz. Biz kars¸ı koyarsak bu yasayı geçiremezler!

Gönderi tarihi:

Bu yasanın bu haliyle çıkmaması için genel greve gidilmelidir. Halihazırdaki sistemin kendini geri döndürmesi gittikçe zorlaşıyor. Fakat işgününü 9 bin güne çıkarmak işsizliğin bu derece büyük sorun olduğu ülkemizde emeklilik hakkının ortadan kaldırılmasıdır. Bunun yanısıra getirilen hak gaspları da cabası. Reform değil sermaye lehine "deform" sözkonusu. O tarafta gericileşmeyi yükselt, bu tarafta hakları gaspet. Durum vahim!

Şişşşt susun, nasıl olsa torunlarınız görecek size dokunmayacak bu yasalar boşverin!

Gönderi tarihi:
Hergün bir sürü email gönderiyoruz. Ama bizi çok yakından ilgilendiren konularda duyarsız kalıyoruz. Lütfen bütün herkesi ilgilendiren bu konuyu okunmasını saglıyalım...... Sonuçta bu hizmetlerden bizler ve çocuklarımız yararlanacagız!!!

.

.

.

Su anda sadece Türkiye'de deg?il dünyanın pek çok ülkesinde benzer politikalar uygulanmaya çalıs¸ılıyor. Devletler sosyal güvenlik ve sag?lık harcamalarını azaltma çabasındalar. Fransa ve Yunanistan'da büyük grevler ve yürüyüs¸lerle bu yasalar engellenmeye çalıs¸ılıyor. Su an yasanın getirecekleri ile ilgili yeterli farkındalık yok. Biz de bu yasayı engelleyebiliriz. Biz kars¸ı koyarsak bu yasayı geçiremezler!

Arkadaşlar bir başka açıdan bakalımmı?:

bu hükümet bunları neden yapıyor dersiniz?

1-vatandaşınımı sevmiyor,

2-siyasi olarak intiharmı ediyor,(bir daha seçilmekmi istemiyor)

3-böyle olmasımı gerekli

4-yada hiçbirimi(yani neden?) :unsure:

Gönderi tarihi:

Evvela hükümetin bunları niçin yaptığı olumsuz bu reformdan olumsuz etkilenenleri hiç alakadar etmiyor. IMF'ye verilmiş niyet mektuplarından birinde geçiyor da onun için yapıyor, yok ilerleyen yıllarda içinden çıkılmaz ekonomik sorunlar olacak da onun için..

 

Evvela Yaşar OKUYAN'ın bakanlık yaptığı dönemde geçitli olarak emeklilik yaşı kadın için son kertede 58 erkek için 60'a çıkartılmıştı. 2000 yılında işe giren biri 2025'te emekli olacakken yeni yasa ile 2040 yılında emekli olabilecek. Bu, ise 15 yıl fazla demek yeni sosyal güvenlik yasası bunu daha da uzatacak.

 

Şu anda emekli olup da tekrar bir işte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışanlar; bu yasa çıktıktan sonra ya çalışmaya devam edip SSK maaşlarını kestirecekler veyahut da işlerini bırakmak zorunda kalacaklar. 1995'lerde emekli olanların yaklaşık 550-680 YTL maaş aldığı hatırlanırsa bu maaşların neye yettiğini kestirmek güçtür. Emeklilikten sonra çalışmanın bir mecburiyet olduğu hatırlanılır.

 

Dahası 2006 yılında iş kazası veya ölüm halinde arkada kalanlara bağlanacak maaş için 900 güne düşürülen prim ödeme gün sayısı 1.800 güne yükseltilmektedir. Bu yasada hükümet özel olarak Memurları korumuştur ancak şimdiki memurları ki; bu aynı zamanda bir sus payıdır.

 

Bu yasayla hem prim ödeme gün sayısı çok fazla yükselmekte ve hemde buna karşı ödenilecek maaş düşürülmektedir.

 

Hiçbirimiz bana dokunmayan yılan bin yaşasın deme hakkına sahip değiliz. Ben devlet memuruyum, şu anda bu yasadan etkilenmiyorum ancak olursa, çocuklarım etkilenecek, kardeşlerim etkilenecek, babam etkilenecek...Herkes etkilenecek. O halde, bugün onlar için de bu yasanın çıkmaması veya bu halde çıkmaması için çaba sarf etmeliyiz. Yarın bize "SİZ BU YASA ÇIKARKEN NERDEYDİNİZ" diye sorulduğunda en azından verilecek bir cevabımız olmalıdır. BU YASA KARŞISINDA SUSMA HAKKIMIZ YOKTUR.

Gönderi tarihi:

Her ne kadar çok fazla yazmasam da genelde gün içinde ara ara takip ettiğim kadarıyla forumun güncel konularında en fazla dikkat çeken konular türban, fethullah gülen, kuzey ırak ve pkk mevzuları. Tamam bunlarda önemli ama benim için hepsinden de önemli olan SSGSS pek fazla önemsenmiyor olacak ki diğer konular kadar rağbet görmemiş. Aslında tam da hükümetin istediği gibi bizi başka şeylerle oyalarlarken korsan yasalar birbiri ardına çıkıyor meclisten. Çoğundan çoğu kişinin haberi olmadan.

 

SSGSS ile sosyal güvenlik bir hak olmaktan çıkarılıp prim esasına dayalı bir hizmet olarak sunulacak bize. Şu an bakıyorum da bu konu ile ilgili bir çok kuruluş eylemler ve basın açıklamaları yapıyor. Şu an tepki gösterenlerin sayısı çok az. Tepki gösterenlere de zaten öcü gibi bakılıyor bizim ülkemizde halen. Devletin yaptığı bir şeye karşı gelmek insanlar tarafından halen ‘’koministlik’’ yapılıyor bunlar diye algılanıyor çünkü.

 

Sanki bütçeden çok fazla pay ayrılıyormuş gibi birde sosyal güvenlik kurumları devleti zarara uğratıyorlar demiyorlar mı. Bir kere sen devletin kaynakları kamu kurumlarına ayıracağına özel hastanelere aktarırsan bu kamu hastaneleri ne yapsın.

 

Bizlere dayattırılmaya çalışılan bu değişiklikler sosyal güvenlikte iyileşme olarak bizlere sunuluyor fakat tamamen bir aldatmacadan ibaret.

Gönderi tarihi:

Dikkat!!!

 

 

 

Hak ettiğimiz kıdem tazminatlarına göz dikildi!

 

 

 

İşinizden çıkartıldığınız zaman hakkımız olan kıdem tazminatları yeni yasa ile elimizden alınıyor.

 

 

 

Sözkonusu yasa tasarısına göre şayet tazminatı hak etmişseniz tazminatınız bir fona devredilecek. Ve sizlerde on yılı geçmeden o paralarınıza kavuşamayacaksınız.

 

 

 

Şayet tazminatımı işten çıkartılırken alacağım derseniz o zaman mesela dört bin lira almanız gerekirken sadece iki bin lira alacaksınız…

 

 

 

Nasıl ama?

Gönderi tarihi:
Her ne kadar çok fazla yazmasam da genelde gün içinde ara ara takip ettiğim kadarıyla forumun güncel konularında en fazla dikkat çeken konular türban, fethullah gülen, kuzey ırak ve pkk mevzuları. Tamam bunlarda önemli ama benim için hepsinden de önemli olan SSGSS pek fazla önemsenmiyor olacak ki diğer konular kadar rağbet görmemiş. Aslında tam da hükümetin istediği gibi bizi başka şeylerle oyalarlarken korsan yasalar birbiri ardına çıkıyor meclisten. Çoğundan çoğu kişinin haberi olmadan.

roxana

 

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA

A

AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

 

bağırıyorummmmmm ooooofff ooooofffff !!!

 

sosyal güvenlik yasası hepimizin tasası.... (ekleme)

Gönderi tarihi:

r.t. erdoğan sendikalar yalan söylüyor, spekülasyon yaratıyorlar, dürüst davranmıyorlar demiş. erdoğan bir kez daha hak arayan insanlara hakaret etmiş. ben de erdoğan'ı ahlaka ve bir başbakana yakışacak edep sınırları içinde kalmaya davet ediyorum.

Gönderi tarihi:

TBMM plan ve Bütçe Komisyonunda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortasında değişiklik öngören tasarı kabul edildi. Yeni tasarı ile neler değişecek? İşte cevabı:

 

Tasarıya göre, emekli aylıklarının hesaplanmasında kullanılan güncelleme katsayısı, her yılın Aralık ayında açıklanan TÜFE ile o yılın GSYİH gelişme hızının yüzde 30’unun toplamına bir tam sayının ilave edilmesiyle bulunacak.

 

- Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için yüzde 2 olarak uygulanacak.

 

- Sigortalılara, çocuğun yaşaması kaydıyla bir defaya mahsus asgari ücretin 3’te 1’i tutarında emzirme ödeneği verilecek.

 

- Gazetecilerin de aralarında bulunduğu bazı iş kollarında fiili hizmet zammı kaldırılacak.

 

- Özel hastaneler, sağlık hizmeti bedelinin yüzde 20’sine kadar ilave ücret talep edebilecek.

 

- Devlet ve vakıf hastaneleri; otelcilik, öğretim üyeleri tarafından sunulan sağlık hizmeti ile istisnai sağlık hizmetleri için fark alabilecek.

 

- Hastaneler, fiyatlandırmaya esas olmak üzere sınıflandırabilecek. Çalışanlardan alınacak genel sağlık sigortası primlerine kademe getirilecek.

 

- Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, brüt asgari ücretin üçte birinden az olanların genel sağlık sigortası primleri, devlet tarafından ödenecek.

 

-Sigortalıların gelir, aylık ve ödenekleri, prim ve nafaka borçları dışında haczedilemeyecek.

 

- Hiçbir sosyal güvenlik güvencesi olmayan kişilere verilen yeşil kart, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 2 yıl sonra kaldırılacak.

 

- İşverenler, çalışanların maaş, ikramiye ve bu nitelikteki ödemelerini özel olarak açılan bankaya yatıracak.

 

-İşçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlığına ve yönetim kurullarına seçilenler, bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri ses ve saz sanatçıları, düşünür ve yazarlar, hayat kadınları, jokey ve antrenörleri de sigortalı sayılacak.

 

-Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa devlet memuru olanlar, genel sağlık sigortası kapsamına alınacak.

 

-Köy muhtarları ise tarım sigortalısı sayılacak, tarımsal faaliyette bulunanlar gibi sigorta primi ödeyecek.

 

YURT DIŞINA GÖTÜRÜLEN TÜRK İŞÇİLERİ

 

-Ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç ev hizmetlerinde çalışanlar sigorta kapsamı dışında tutulacak.

 

-Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde işverenler tarafından çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri, kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümlerine tabi tutulacak.

 

-Bu kişiler, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanabilecek.

 

-Bu kapsamda isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortalı primi alınmayacak.

 

EMZİRME ÖDENEĞİ

 

-Hastalık ve analık sigortasından sigortalıya, hastalık veya analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş görememezlik süresince, günlük iş görememezlik ödeneği verilecek.

 

-Emzirme ödeneğinden sigortalı kadın, sigortalı erkeğin çalışmayan eşi ile BAĞ-KUR'lular da yararlanacak. Bu kişilere, çocuğun yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan asgari ücretin 3'te biri tutarında (202 YTL) emzirme ödeneği verilecek.

 

-Emzirme ödeneğinden yararlanmak için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olma şartı aranacak.

 

-Genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borcunu ödemeyen BAĞ-KUR'lu, emzirme ödeneğinden yararlanamayacak.

 

-İş görememezliğine neden olan rahatsızlık ve hastalık nedeniyle sigortalılığı sona erenler, işten ayrıldığı tarihten itibaren 300 gün içinde çocukları doğarsa, analık sigortası haklarından yararlanacak.

 

-Doğum tarihinden önceki 15 ay içinde en az 120 gün prim ödeyen bu kişilere, emzirme ödeneği verilecek.

 

-İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek iş göremezlik ödeneği, yataklı tedavilerde, günlük kazancının yarısı, ayakta tedavilerde ise üçte ikisi olacak.

 

-Malullük aylığı bağlanabilmesi için en az 10 yıl sigortalı olma ve toplam 1800 gün prim ödeme şartı aranacak. Ancak, başka birinin bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar bu hüküm dışında tutulacak. Bu kişilerde, 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bildirilme şartı aranacak.

 

AYLIK BAĞLAMA ORANI

 

-Kanuna göre, 50 yaşını doldurmuş ancak erken yaşlandığı tespit edilmiş sigortalıların diğer koşulları sağlamaları halinde yaşlılık aylığından yararlanabilmelerini olanak sağlayan yaş sınırı, 50'den 55'e çıkartılacak.

 

-Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının, her 360 günü için yüzde 2 olarak uygulanacak. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacak, ancak aylık bağlama oranı, yüzde 90'ı geçemeyecek.

 

-Tarımsal faaliyette bulunanlar hariç, yeniden çalışmaya başlayan kişilerin yaşlılık aylıkları kesilecek. Bu kişilerden prime esas kazançları üzerinden kısa ve uzun vadeli sigorta kolu primi ile genel sağlık sigortası primi alınacak. İşten ayrılan veya işyerini kapatarak yaşlılık aylığı talep eden kişilere, yaşlılık aylığı yeniden hesaplanarak ödenecek.

 

-BAĞ-KUR'lu, yaşlılık aylığı kesilmeden yüzde 15 oranında sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilecek. Kesilecek olan bu tutar, Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık aylığından alınacak sosyal güvenlik destek priminden fazla olamayacak. Bu kişilerden kısa vadeli sigorta kolları primi alınmayacak.

 

-Ölüm aylığından yararlanabilmek için en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeme şartı aranacak. Genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin borcu bulunan BAĞ-KUR'lu hak sahibine ölüm aylığı bağlanmayacak.

 

-Hak sahiplerine verilecek cenaze yardımı tutarı, brüt asgari ücret kadar olacak. Sigortalıların kız çocukları ile eşlerine, talepte bulunmaları halinde, almakta oldukları aylık veya gelirin bir yıllık tutarı kadar bir defaya mahsus evlenme ödeneği verilecek.

 

FİİLİ HİZMET ZAMMI

 

-Gazeteci ve milletvekillerinin de aralarında bulunduğu bazı iş kollarında, kamuoyunda ''Yıpranma payı'' olarak bilinen fiili hizmet zammı kaldırılacak.

 

-Gazeteciler, milletvekilleri, PTT dağıtıcıları, İnfaz Koruma Memurları, Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Karantina Teşkilatı ile Veteriner Teşkilatında görev yapanlar, Devlet Tiyatrosu Sanatçıları, Hava Yollarındaki Uçucu Personel, Lokomotif Makinistleri, Gemi Adamları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri de fiili hizmet zammından yararlanamayacak.

 

-Bu kişiler için kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kazandıkları süreler emeklilik yaşından düşecek.

 

Kanuna göre, TSK, emniyet ve MİT mensupları ile dalgıçlar, radyoaktif maddelerle yapılan işlerde çalışanlar, asit üretimi yapılan yerlerde, demir ve çelik fabrikalarında ve kurşun izabe fırınlarında çalışanlara bir yılda 90 gün fiili hizmet zammı verilecek.

 

-Kurşun ve arsenik işleri, cam fabrikaları, çimento fabrikaları, kok fabrikaları ve termik santralleri, alüminyum fabrikaları, döküm fabrikaları ile itfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışanlar ise 60 günlük fiili hizmet zammından yararlanacak.

 

-Fiili hizmet zammından yararlanmak için belirtilen iş kollarında en az 10 yıl (3600 gün) çalışma koşulu aranacak. Yer altında çalışanlarda ise bu süre 5 yıl (1800 gün) olacak.

 

-Yer altında çalışanlar hariç, fiili hizmet zammı almaya hak kazananların süreleri, 3 yılı geçmemek üzere emeklilik yaş hadlerinden indirilecek. Daha önce bu düzenleme, 5 yıl olarak uygulanıyordu.

 

-Keyif verici içki ve her çeşit madde kullanımı ya da intihara teşebbüs sonucu sakat kalanlar, vazife malullüğü hükümlerinden yararlanamayacak.

-Subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlara, seferberlik ve savaş hallerinde her 1 yıla 1 yıl itibari hizmet süresi zammı verilecek. Birleşmiş Milletler Barış Gücünde görev alan polisler de bu haktan yararlanacak.

 

SSK ve BAĞ-KUR'luların yanı sıra, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra devlet memuru olanlar; aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar; dünya, olimpiyat ve Avrupa şampiyonluğu kazanmış sporcular ile bunların aileleri de genel sağlık sigortalısı olacak.

 

-18 yaşını doldurmayanlar ile 45 yaşından büyük olan sigortalılardan ortodontik diş tedavilerinde, yüzde 50 oranında katılım payı alınacak. 18-45 yaş arasındaki sigortalı ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler, bu masrafları kendisi karşılayacak.

 

-Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesinde 2 YTL katılım payı alınacak. Katılım payı, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri ile ayakta tedavide sağlanan ilaçlarda, gereksiz kullanımı azaltmak amacıyla prime esas kazanç, gelir ve aylıkların tutarı gibi ölçütler dikkate alınarak, yüzde 10 ile yüzde 20 arasında olacak.

 

-Alınan katılım payı, hizmetin alındığı tarihteki asgari ücretin de yüzde 75'ini geçemeyecek. 30 günlük prim ve prime ilişkin borcu bulunan BAĞ-KUR'lular, genel sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak.

 

-SSK kapsamında çalışanlar, zorunlu sigortalılığının sona erdiği tarihten itibaren 10 gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanabilecek.

 

HASTANELER SINIFLANDIRACAK

 

-Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu; tıp eğitimini, hizmet basamağını, altyapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak, sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilecek.

 

-Komisyon, finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağladığı sübvansiyonlar, maliyet-etkinlik ölçütleri, genel sağlık sigortası bütçesi gibi kriterleri dikkate alarak, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olacak.

 

-Kamu ve vakıf üniversitesi hastaneleri dışındaki sözleşmeli sağlık sunucuları, sigortalı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, bulundukları sınıf için Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen sağlık hizmetleri bedelinin yüzde 20'sine kadar ilave ücret talep edebilecek.

 

ÖĞRETİM ÜYESİ ÜCRETİ

 

-Sözleşmeli kamu idaresi ve vakıf üniversiteleri hastaneleri; otelcilik hizmeti, öğretim üyeleri tarafından sunulan sağlık hizmeti ve istisnai sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden ilave ücret isteyebilecek.

 

-Özel hastaneler, kurumca belirlenmiş standartların üstündeki talepleri karşılayan otelcilik hizmetleri ile hayati öneme sahip olmayan istisnai sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen hizmet fiyatlarının 3 katını geçmemek üzere ilave ücret alabilecek.

 

-Olağanüstü hal bölgesinde görevli milli istihbarat ve kolluk kuvvetleri personeli ve milletvekilleri ile yakınları, genel sağlık sigortası kapsamı dışında olacak.

 

PRİME ESAS KAZANÇLAR

 

-SSK'larda prime esas kazançların hesabında hak edilen ücret, prim, ikramiye özel sağlık ve bireysel emekliliğe ödenen tutarlar gibi kazançların brüt toplamı esas alınacak. Ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, kıdem tazminatı, aylık toplamı asgari ücretin yüzde 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik katkı payları, prime esas kazanca tabi tutulmayacak.

 

-Ay içerisinde 30 günden az prim ödeme gün sayılarına ait eksik günlerin genel sağlık sigortası primi, eksik çalışma süreleri dikkate alınarak hesaplanacak.

 

-BAĞ-KUR'da ise sigortalı aynı zamanda işverense, beyan edeceği aylık kazanç, çalıştırdığı sigortalının kazancının en yükseğinden az olamayacak. Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, asgari aylık prime esas kazanç üzerinden hesap edilecek.

 

 

 

-Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın çalıştırdığı sigortalının 30 günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen düzeye çıkartılarak. Beyan edilen kazançla arasındaki farkın primine, gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanarak tahsil edilecek.

 

-Devlet memurlarında prime esas kazancın hesabında aylık gösterge ve ek göstergeler üzerinden ödenen aylık tutarlar, memuriyet taban aylık ve kıdem aylık tutarları, hizmet, makam, temsil ve görev tazminatları gibi unsurlar esas alınacak.

 

-Devlet memurlarına bağlanan veya bağlanacak vazife malullüğü aylıkları ile bunların hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylıklarının karşılığı olmak üzere, kurumların bütçelerinden yüzde 20 oranında ek karşılık primi alınacak. Kurumlar tarafından ödenecek bu prim, Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.

 

-1999 tarihinden kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ilk defa sigortalı sayılan BAĞ-KUR'lular ile devlet memurlarında kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaşını doldurma, 25 yıl tam sigorta primi ödeme veya 61 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanabilecek.

 

GENEL SAĞLIK SİGORTASI PRİMLERİ...

 

-Çalışanlardan alınacak genel sağlık sigortası primlerine kademe getiren tasarıya göre, aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, brüt asgari ücretin üçte birinden az olanların (202.80 YTL) primleri, devlet tarafından ödenecek. Bu tutar, her bir kişi için mevcut asgari ücrete göre 18.25 YTL olacak.

 

-Geliri, brüt asgari ücretin üçte biri ile asgari ücretin tamamına (202.80-608.40 YTL) kadar olanların ödeyeceği destek primi ise 24.34 YTL olacak.

 

-Asgari ücret ile asgari ücretin 2 katına kadar gelire sahip olanlar, (608.40-1216.80 YTL arasında) 73.01 YTL prim ödeyecek.

 

-Geliri asgari ücretin 2 katından fazla olanların ödeyeceği primi ise 146.02 YTL olacak. Bununla ilgili usul ve esaslar, SGK tarafından çıkartılacak yönetmelikle düzenlenecek.

 

-Hiçbir geliri bulunmayanlar, geçici köy korucuları ile dünya, Avrupa ve olimpiyat şampiyonu olanlar ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler, genel sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilecek.

 

-Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için prime esas kazancın yüzde 12.5'i kadar olacak. Bu primin yüzde 5'i sigortalı, yüzde 7.5'i ise işveren hissesinden oluşacak.

 

-Tarımsal faaliyette bulunanların prim borçları, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek kaydıyla yüzde 1 ile yüzde 5 oranları arasında kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye, SGK yetkili olacak.

 

-Zorunlu sigorta kapsamında bulunmayanlar, kısmi zamanlı çalışanlar ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde çalışan Türk vatandaşları, isteğe bağlı sigortalı olabilecek. Kısmi zamanlı çalışan kişiler, ay içinde kalan günlerini isteğe bağlı olarak doldurabilecek. Çalıştığı günlerin primi kazancı üzerinden, kalan primlerini de kendi belirleyeceği kazanç üzerinden verecek.

 

ASGARİ İŞÇİLİK TESPİT KOMİSYONU

 

-Asgari işçilik oranlarının saptanması ve asgari işçilikle ilgili itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla SGK bünyesinde, kurum teknik elemanlarından 4, işçi ve işveren konfederasyonlarından 2, TOBB'dan 1 üyeden oluşan, Asgari İşçilik Tespit Komisyonu kurulacak.

 

 

 

-Asgari işçilik incelemesi sonucu gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte hesaplanacak sigorta primi ile uygulanacak idari para cezalarında, işverenle uzlaşma yapılabilecek. Uzlaşılan prim ve uygulanacak idari para cezaları, uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içinde ödenecek.

 

 

 

-Uzlaşılan tutarların süresi içinde tam olarak ödenmesi halinde işveren, uzlaşılan idari para cezası tutarı için ayrıca peşin ödeme indiriminden yararlanamayacak.

 

SAĞLIK HİZMETLERİ GERİ ÖDEMESİ

 

-Sigortalıların gelir, aylık ve ödenekler, prim ve nafaka borçları dışında haciz edilemeyecek. Kurumun prim ve diğer alacaklarda zaman aşımı süresi, 10 yıl olacak.

 

-Sağlık hizmeti sunucularına, tahakkuk etmiş alacaklarının yüzde 70 ile yüzde 85'i arasındaki tutar, faturaların teslim tarihinden itibaren en geç 45 gün içinde, alacaklarından kesilmek üzere avans olarak verilecek. 90 gün içinde de fatura ve belgelerin incelenmesi tamamlanarak geri kalan tutar ödenecek.

 

-Prime ilişkin belgeler ile iş yeri kayıtlarını Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeyen kurum ve kuruluşlara çeşitli idari para cezası kesilecek.

 

-Kurumca yapılacak incelemelerde, sağlık hizmeti sunulmadığı halde bunu fatura eden, belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı tespit edilen sağlık hizmet sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılacak ve bu kuruluşlarla yapılan sözleşmeler fesh edilebilecek.

 

DİSİPLİN CEZASI ALAN MEMURLAR

 

-Personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu 23 Nisan 1999 tarihi ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında memuriyetleri sona eren ancak 22 Haziran 2006 tarihinde çıkan afla yeniden memuriyete dönen kişiler, geçmişe dönük borçlanabilecek.

 

-Bu kişiler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren 6 ay içerisinde Kuruma müracaat etmeleri halinde, görevlerinden ayrıldıkları tarih ile göreve başladıkları tarih arasındaki primlerini ödeme imkanına sahip olacak. Bundan doğacak borç tutarının tamamı, borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde eşit taksitle veya bir defada ödenebilecek.

 

-Doğuştan özürlü olan devlet memurları, 15 yıllık hizmetlerinin ardından istemeleri halinde emekli olabilecek.

 

SANDIKLARA YENİ DÜZENLEME

 

-Banka, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilecek ve bu sandıklardan yararlanan kişiler kanun kapsamına alınacak.

 

-Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, BDDK, TMSF sandı ve banka temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurulacak.

 

-Komisyon, her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak, sandıkların bu kanun kapsamındaki sigorta kolları itibariyle gelir ve giderleri dikkate alınarak, yükümlülüğünün peşin değeri hesaplanacak. Peşin değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı yüzde 9,8 olacak.

 

-Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçileri, sandıktan aylık ve gelir alanlar ile bunların hak sahiplerinin sağlık ve sosyal sigorta yardımlarının sağlanması ile primlerinin tahsil edilmesine, ilgili sandık mevzuat hükümlerine göre devam edilecek.

 

-Sandık iştirakçileri ile aylık veya gelir bağlanmış olanlar ve bunların hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna devrinden sonra bu kişilerin tabi oldukları vakıf senedinde bulunmasına rağmen karşılanmayan diğer sosyal hakları ve ödemeleri, sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlarca karşılanması sürdürülecek.

 

2048'DE EMEKLİLİK YAŞI 65'DE EŞİTLENECEK

 

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra işe girenlerde emeklilikte kademeli yaş şartı aranacak.

 

-Buna göre emeklilikte; 1 Ocak 2036 ile 31 Aralık 2037 tarihleri arasında kadınlarda 59, erkeklerde 61; 1 Ocak 2038 ile 31 Aralık 2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62, 1 Ocak 2040 ile 31 Aralık 2041 tarihleri arasında kadınlarda 61, erkeklerde 63; 1 Ocak 2042 ile 31 Aralık 2043 tarihleri arasında kadınlarda 62, erkeklerde 64; 1 Ocak 2044 ile 31 Aralık 2045 tarihleri arasında kadınlarda 63, erkeklerde 65; 1 Ocak 2046 ile 31 Aralık 2047 tarihleri arasında kadınlarda 64, erkeklerde 65 yaş yaş olarak uygulanacak.

 

-Kadın ve erkeklerde 2048 yılından sonra emeklilik yaşı 65'de eşitlenecek.

 

-Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işe giren sigortalının emekli olması için aranan 7000 prim ödeme gün sayısı, her yıl 100 gün artırılacak. Bu süre, 2028 yılında 9000'e ulaşacak. İlk defa 2028 yılında işe girecek olan bir sigortalının emekliliğinde 9000 gün prim ödeme şartı aranacak.

Gönderi tarihi:

Bu nasıl sosyal yardım?

 

TBMM Genel Kurulunda ele alınacak olan Sosyal Güvenlik yasa tasarısında bir önerge ile ilginç bir değişikliğe gidildi.

 

Milletvekillerine kıyak, vatandaşa yük getiren Sosyal Güvenlik yasa tasarısında, son anda ilginç bir değişiklik yapıldı. Türk asıllı ve yabancı uyruklu öğretmen veya din adamının irticai faaliyetlere katılması Türkiye Cumhuriyeti’nden sosyal yardım almasının önünde bir engel oluşturmayacak.

Milletvekillerini “gazi” yapan ve TBMM Genel Kurulunda görüşülecek olan tasarıya Plan Bütçe Komisyonunda bir önerge ile madde eklendi. AKP Isparta milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Yabancı Memleketlerde Türk kültürüne hizmet eden Türk Asıllı ve Yabancı Uyruklu Öğretmenlere Sosyal Yardım Yapılması Hakkındaki yasada değişiklik amaçlayan bir önerge verdi. Önerge üzerine Maliye Bakanlığı temsilcisi, kapalı oturum istedi. Kapalı oturum isteği yerine getirilmedi, önerge de komisyondan aynen geçti.

 

İŞTE O ÖNERGE

Bu önerge ile yabancı memleketlerde görev yapan Türk asıllı ve yabancı uyruklu öğretmenlere sosyal yardım yapılmasına ilişkin yasanın kapsamına, din adamları da dahil edildi. Böylece, yabancı memleketlerde Türk kültürüne hizmet eden Türk asıllı ve yabancı uyruklu din adamları da, sosyal yardım alabilecek. İlgili yasanın, yardımdan yararlanma koşulları arasında yer alan "Devrimlere aykırı hareket etmeme" koşulu ise kaldırıldı, Türk kültürüne aykırı hareket etmeme koşulu ise yumuşatıldı.

Önergeye göre, kişinin yardımdan men edilebilmesi için, “Görevlerini yapmaları sırasında, şahsiyet ve Türk kültürüne hizmetlerinin sebep ve etkisiyle, bulundukları ülke makamlarınca görevlerinden men edilmiş olmaları” gerekecek. Bu durumda bu kapsamdaki öğretmenler ve din adamlarının irticai faaliyetlere katılması Türkiye Cumhuriyeti'nden sosyal yardım almasının önünde bir engel olmaktan çıkmış olacak.

 

 

İRTİCAİ FAALİYETE YARDIM

Buna göre, yabancı memleketlerde Türk kültürüne hizmet eden Türk asıllı ve yabancı uyruklu öğretmenlerin yanı sıra din görevlilerine de, görevlerinden ayrılışları halinde sosyal yardım yapılacak. Ölümleri halinde bu yardım yakınlarına yapılacak.

Mevcut yasaya göre, sosyal yardımdan faydalanacak öğretmenlerin yabancı memleketlerde Türk kültürüne hizmetleri, devrimlere sadakatları ve başarı durumları Dışişleri Bakanlığı’nca tesbit ediliyor ve bunların sicilleri Milli Eğitim Bakanlığınca tutuluyor. Kanun hükümleri gereğince yapılacak sosyal yardımlar da Dışişleri Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir fasıldan ödeniyor. Önergeyle sosyal yardımdan yararlanma koşulları değişti. Önerge doğrultusunda, yeni koşullar şöyle oluştu:

-25 yıl veya daha fazla hizmetten sonra görevden ayrılmak veya asgari 15 yıl hizmeti bulunup 60 yaşını tamamlamış olmak,

-Özürlü olması veya tedavisi mümkün olmayan hastalık sebebiyle çalışamaz hale geldiğinin, en az üç doktordan oluşan bir sağlık kurulu tarafından düzenlenecek raporla belgelenmesi ve bu raporda belirtilen sebebin görevini yapmasına engel teşkil ettiğinin Sağlık Bakanlığı'nın görüşü alınmak suretiyle Dışişleri Bakanlığı'nca uygun görülmesi,

-Durumu bu haller kapsamına girmemekle birlikte, Dışişleri Bakanlığı tarafından taktir edilecek sebeplerle görevini bırakmış olmak,

-Görevlerini yapmaları sırasında, şahsiyet ve Türk kültürüne hizmetlerinin sebep ve etkisiyle, bulundukları ülke makamlarınca görevlerinden men edilmiş olmak.

 

 

KOŞULDAN ÇIKTI, SİCİLDE VAR

Devrimlere ve Türk kültürüne bağlılık sosyal yardımdan yararlanma koşulları arasından çıkarılırken, bu konularla ilgili sicil tutulmasına ilişkin bakanlıklara görev veren hüküm korundu. Sosyal yardımdan faydalanacak öğretmenlerin yabancı memleketlerde Türk kültürüne hizmetleri, devrimlere sadakatları ve başarı durumları Dışişleri Bakanlığı tarafından tespit edilmesi ve sicillerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tutulmasına devam edilecek. Din görevlilerinin sicillerinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tutulması hükmü ise ilgili maddeye eklendi.

Gönderi tarihi:

Türbanlısı türbansızı, az laiki çok laiki, Türkü, Kürdü, Lazı, sağcısı solcusu kısır tartışmaları bırakıp kendilerinin ve çocuklarının sosyal güvenlik haklarını alacak bu yasaya karşı birleşmelidir. Biliyorum çok zor bu söylediğim ama bütün açları birleştiren bir şey var o da açlıktan guruldayan mideleridir.

Gönderi tarihi:
Türbanlısı türbansızı, az laiki çok laiki, Türkü, Kürdü, Lazı, sağcısı solcusu kısır tartışmaları bırakıp kendilerinin ve çocuklarının sosyal güvenlik haklarını alacak bu yasaya karşı birleşmelidir. Biliyorum çok zor bu söylediğim ama bütün açları birleştiren bir şey var o da açlıktan guruldayan mideleridir.

 

:) evet sevgili dostum, ama "iyi ki akp var onların sayesinde ucuzluk oldu, onların sayesinde refah geldi" gibi söylemleri ağzına ciklet etmiş vatandaşlarımız var hala sokaklarda. ve bu insanlar herkes gibi oy verip yönetimi belirlemede katkıda bulunuyorlar. belki de istenilen işte böyle bilinçsiz yığınlardır. zaten amaç da o değil mi? dünya kadınlar gününde r.t.erdoğan türk kadınına "allah ne verdiyse doğur" mesajı verdi. herşey tam bir dehşet filmi gibi .

Gönderi tarihi:
:) evet sevgili dostum, ama "iyi ki akp var onların sayesinde ucuzluk oldu, onların sayesinde refah geldi" gibi söylemleri ağzına ciklet etmiş vatandaşlarımız var hala sokaklarda. ve bu insanlar herkes gibi oy verip yönetimi belirlemede katkıda bulunuyorlar. belki de istenilen işte böyle bilinçsiz yığınlardır. zaten amaç da o değil mi? dünya kadınlar gününde r.t.erdoğan türk kadınına "allah ne verdiyse doğur" mesajı verdi. herşey tam bir dehşet filmi gibi .

Haklısınız rua. Fakat halklar da hata yapabilirler önemli olan yaptığımız hatayı zamanında farketmek ve dönmektir. Bu yasa Akpnin tarafını iyice açık etmiştir. Ve bu "taraf" görülüyor ki emekçilerin tarafı değil. Her "Ben daha dindarım." diyen bunu yapmadı mı zaten bu ülkede?

Gönderi tarihi:

Kadının adı sosyal güvenlikte de yok

 

Yeni sistemle isteğe bağlı sigortalılık seçildiğinde isteğe bağlı sigorta primi yanı sıra sağlık sigortası primi de yatırılacak.

 

Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi: 15 yaş üstü 25 milyon kadının çoğu eş, anne-baba ya da çocuğuna bağımlı kalacak. Çalışanlara bile koruma yok!

 

Sayıları 25 milyon civarında olan 15 yaş üstü toplam kadın nüfusun 17-18 milyon kişilik bölümü eşi, çocuğu veya anne-babasının sigortalılığından dolayı 'bağımlı' durumda, ya da tümüyle sistem dışında yeralıyor.

Mart 2007 itibarıyla sadece 3 milyon 2 bin 741 kadın 'sosyal güvenlik sisteminin öznesi', yani aktif sigortalı olarak çalışıyor.

Emekli prim gün sayısının kademeli olarak 7 binden 9 bin güne, halen kadınlar için 43-58 olan yaş haddinin de 65 güne çıkartılacak olmasının, kadınları kayıt dışı çalışmaya yönelteceği veya evine kapatacağı ileri sürüldü. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu bünyesindeki çalışma grubu, TBMM Genel Kurulu'nda haftaya görüşülecek Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu tasarısını, kadınlar açısından tarayarak rapor hazırladı.

 

'Kadın eve kapanır'

Rapora katkıda bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadriye Bakırcı, sosyal güvenlik yasa tasarısının prim gün sayısını kademeli olarak 7 binden 9 bin güne, şu an 43-58 olan emeklilik yaşını da kadınlar açısından uzun vadede 65'e çıkartan hükümlerin en çok kadın istihdamını olumsuz etkileyeceğini vurguladı.

Sendikasız veya kamu dışındaki işyerlerinde çalışan kadınların, çeşitli sebeplerle işe sık sık ara vermek durumunda kalmaları nedeniyle şu anda 7 bin prim gün sayısını doldurmakta bile zorlandıklarına dikkat çeken Bakırcı, şöyle konuştu:

"Kamu ya da sendikalı işyerleri dışındaki işyerlerinde çalışan kadınlar, işsizliğin yaygınlaştığı, ülke genelinde ya da işyerinde bir kriz ortaya çıktığında işverenin ilk gözden çıkardığı işçilerdir.

Yeni sistemde ise prim gün sayısı her yıl 100 gün artarak 9 bin güne, emeklilik yaşı da erkeklerle aynı seviyeye, yani 65'e çıkıyor. Bu durumda, emekli olma koşullarının zorlaştığını gören kadın, 'nasıl olsa emekli olamayacağım' diyerek, ya işverene gidip 'beni sigortalı yapma, sigorta primini bana öde' diyerek kayıt dışı çalışacak. Ya da çalışmayı bırakıp, evine kapanacak." Halen çalışma çağındaki kadınların sadece yüzde 20'sinin bir işte çalıştığını, bu çalışan kadınların da sadece yüzde 25'inin kayıtlı olduğunu vurgulayan Bakırcı, tasarının, kadın yoksulluğunu artırmasından kaygılandıklarını anlattı. KEİG'in raporunda da yasa tasarısına ilişkin tespit ve öneriler şöyle sıralandı:

 

Dul, yetim aylığı: Dul eşe ve kız çocuklara bağlanan aylığın alt sınırı yeni sistemde kaldırılmaktadır. Böylelikle, bağlanacak aylık, halen var olan alt sınırdan daha düşük olarak belirlenebilecektir. Ölüm toptan ödeme miktarı düşerken, ölen sigortalının kız çocuğuna evlendiği takdirde verilen evlenme ödeneği 24 aydan 12 aya düşürülüyor. Cenaze ödeneğinden yararlanma şartları ağırlaştırılıyor.

 

Kız çocuğuna GSS primi zorunluluğu: Sigortalının 18 yaşındaki (yükseköğrenimde ise 25 yaş üstü) kız çocukları, sigortalı anne babası hayattayken de öldüğü durumda da Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi yatırmak zorunda olacak. Bu durum isteğe bağlı değil. Bir ailede, örneğin iki ya da üç 18 yaş üstü evli olmayan ve çalışmayan kız çocuğu varsa, hepsi için ayrı sağlık sigortası ödenmesi zorunlu olacak.

 

Hükümlü-tutuklu eşi: Cezaevlerindeki döner sermaye işletmelerine bağlı olarak dışarıya satılan ürünlerin üretildiği işliklerde çok cüzi düzeyde ücretle çalışan hükümlü ve tutukluların yürürlükteki mevzuata göre halen yararlanmakta oldukları sağlık sigortası, yeni düzenlemeyle geri alınıyor. Bu düzenlemenin doğrudan mağduriyete yol açacağı kesim, hükümlü ve tutuklunun bakmakla yükümlü olduğu kişiler, yani, eşleri, anaları, babaları ile çocukları olacak. Yeni yasa tasarısına göre bu kadınlar kendi sağlık sigorta primlerini ödemek zorunda kalacaklar.

 

Kadın açısından isteğe bağlı sigortalılık: Yeni sistemde, hak sahibi sigortalıya bağımlı/dışlanan kadınlar, sağlık sigortasına ek olarak emekli aylığından yararlanmak amacıyla isteğe bağlı sigortalı olabilecek. Ancak avantaj gibi görünen bu seçeneğin pratikte bir geçerliliği yok. Zira isteğe bağlı sigortalı oldukları takdirde, bağımlı olarak ilişkilendikleri sigortalının sağlık sigortasından yararlanması elinden alınıyor. Böylece, isteğe bağlı sigorta primi yanı sıra sağlık sigortası primi de yatırmak zorunda kalacaklar. Prim miktarları uzun vadeli sigorta kolları (emeklilik) için yüzde 20, GSS (sağlık) için yüzde 12 olmak üzere, brüt asgari ücretin yüzde 32'si (şu an 194 YTL) olacak.

 

Esnek çalışan kadının emekliliği zor: Kısmi süreli iş akitleri, evde çalışma, tele çalışma, geçici iş ilişkisi gibi esnek çalışma ilişkisi içinde çalışan kadın işçiler, çalıştıkları süreler için tam süreli çalışanlar gibi kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olacaklar.

Örneğin, esnek çalışan kadın işçiler, bir ayın on günü çalışmakta ise, geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanabilmek için gerekli 120 günlük primi 12 ayda, analık sigortasına hak kazanabilmek için gerekli 90 günlük primi dokuz ayda doldurabilecekler. Emekli olduğunda ellerine az bir para geçecek.

 

Tarımda çalışan geçici işçi kadınlar: Yeni sistemde kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle sürekli olmayan işlerde çalışanlar, zorunlu sosyal sigorta kapsamı dışında kalacaklar. Ayrıca, 50'den az işçi çalıştıran tarım ve orman işletmelerinde çalışan geçici işçi kadınlar da İş Yasası'nın dışında yer almaktalar.

 

Genelevde çalışanlara yıpranma hakkı verilmeli: Gerek yürürlükteki rejimde, gerekse yeni yasa tasarısında genelevde çalışan işçi kadınların sigorta kolları için aranan hak kazanma koşulları diğer işçilerle aynı. Bu grupta çalışan kadınların, 65 yaş ve 9000 prim gün koşullarını tamamlayarak emekliliğe hak kazanmalarının mümkün olmadığı açık. Ağır çalışma şartlarına sahip genelevdeki kadın işçilere fiili hizmet zammı hakkı sağlanmalı.

 

Hükümlü ve tutuklu olan işçi kadınlar: Yeni sistemde hizmet akdiyle çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumlarıyla tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklu işçi kadınlar sadece iş kazası ve meslek hastalığıyla analık sigortasından yararlanacaklar. Oysa, yürürlükteki mevzuata göre, bu gruptaki işçi kadınlar, sayılan sigorta kollarının yanı sıra hastalık sigortasından da yararlanıyor. Dolayısıyla bakmakla yükümlü oldukları kişiler de hastalık sigortası kapsamında.

 

Ev hizmetlerinde çalışan kadınlar: Ev hizmetlerinde süreksiz çalışan gündelikçi kadınlar sosyal güvenlik sisteminden dışlanıyor.

Gönderi tarihi:

Sosyal Güvenlik reformu adi altindaki yasada calisanlarin haklarinin gaspedilmesi ve mezarda emeklilik vardir.Bu yasanin cikarilmasini IMF istemektedir,IMF Türkiye'ye borc para veren ülkelerin alacaklarini geri alabilmesi icin mali kaynaklarina el koyan bir kurulustur.IMF nin emriyle cikarilan bir yasanin Türk calisanlarina ve emeklilerinede bir faydasi olamaz.7000 is günü 9000 is gününe cikartiliyor,bunun anlami mezarda emekliliktir ki mezarda zaten emekli olamaz insan cünkü paraya ihtiyaci yoktur,dolayisiyla mezarda emeklilik calisanlarin emekli ayliklarinin devletin hazinesine kalmasi demektir.Bu resmen hakkin gaspidir.Bakan diyorki efendim bu yasa cikarsa calisanlar icin bir sorun olmayacak onlar yine 7000 is günü sonunda emekli olacaklar,onlardan sonrakiler icindir bu yasa!Peki hadi bize dokunmuyor bu yasa ama neden bizden sonrakilerin mezarda emekli olmalarini kabul edelim,yani bu nasil bir mantikdir bilinmez.IMF ve AB muktesabatina uydurulmaya calisilan Türkiye'nin yasalari Türk insaninin haklarinin gaspedilmesidir.AKP bunun icin calismaktadir.AKP den zaten baskasida beklenemez.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Kayıt Dışı Bu Kadar Büyükken Sosyal Güvenlik Reformuna Ne Gerek Var?

 

 

 

Bütçeden sosyal güvenliğe yapılan transfer 26, kaçak istihdam ve eksik beyanla istihdamın tek başına yol açtığı kaynak kaybı 116 milyar YTL. Bu kayıp vergi gelirlerinin yüzde 63’ü.

 

Bütçeden sosyal güvenliğe yapılan transfer 26 milyar YTL. Kaçak istihdam ve eksik beyanla istihdamın tek başına yol açtığı kaynak kaybı, 54+62 milyar YTL’den 116 milyar YTL’dir. Yani vergi gelirlerinin yüzde 63’ü. Yıllık bu kadar kaybın yarısının önüne geçilse, bu sistem sürdürülmez olmaktan çıkar. Hatta daha iyi hizmet verilir. Reform adı altındaki cenderelere de gerek kalmaz.

 

AKP hükümetinin "reform" adı altında gündeme getirdiği ve çalışanların, emeklilerin büyük tepkisine neden olan "sosyal güvenlik" düzenlemesi, kozmetik değişikliklerle yeniden düzenleniyor ve sendikaların rızası alınmaya çalışılıyor.

 

Hâlâ, aylardır olduğu gibi, ağaçla uğraştırılıp orman gözlerden saklanıyor. Hâlâ insanlar, "Yasa çıkarsa prim oranım artacak mı, kız çocuklarıma yetim aylığı için yaş koşulu var mı, işverenin benden keseceği prim artacak mı" gibi sorularla uğraştırılıyor.

 

Oysa, halledilmeye çalışılan sorun nedir, kapatılması iddia edilen açık nedir, bütçenin toplamında nereye oturtulmaktadır ve çalışanların boğazına sarılıp onları muzdarip etmeden çıkı yolları yok mudur?

 

Elbette vardır. Sorularla ve yanıtlarla ilerleyelim:

 

Bütçeden sosyal güvenliğe aktarılan kaynak nedir ve ne kadar nüfus için yapılmaktadır?

 

 

 

Görülmektedir ki, bütçeden sosyal güvenlik sistemine aktarılan kaynak 26 milyar YTL’yi bulmaktadır. Bu transfer, toplamı 35,2 milyonu bulan nüfus için ayrılmaktadır. Yani 4,7 milyon emekli, 9,2 milyon sigortalı ve onların 21,2 milyon aileleri için. Bu da nüfusun yarısı demek.

 

Nüfusun yarısının sosyal güvenliği için bütçeden aktarılan ve şikayet konusu yapılan 26 milyar YTL, toplam bütçe içinde ne anlam ifade etmektedir?

 

 

 

2007 bütçesini örnek alırsak, yapılan toplam 203 milyar YTL’lik harcamada sosyal güvenlik transferlerinin yüzde 13 pay aldığını görürüz.

 

Oysa aynı yıl, rantiyelere ödenen faizler yüzde 23 pay almıştır. Rantiyelere aktarılan faiz giderlerini azaltmak dururken 35 milyonun yararlandığı sosyal güvenlik hizmetlerine el atılmaktadır.

 

Sistemin bu duruma gelmesinde emekçilerin sorumluluğu yok

 

Öte yandan, tıkandığı, sürdürülemez duruma geldiği iddia edilen sosyal güvenlik sisteminin bu duruma gelmesi, sendikaların, çalışanların sorumlusu oldukları bir durum değildir.

 

Tersine bu durum, sistemin çöplerini hep halı altına süpüren hükümetlerin, özellikle de AKP hükümetinin sorumluluğudur.

 

Mesele, sadece sosyal güvenliği değil, maliye politikalarını ve genel makro ekonomik politikaları ilgilendirmektedir.

 

Sosyal güvenlik sisteminde, sistemin gelirlerinin yetersiz kalması, kaçak işçiliğe göz yumulması, ücretlerin eksik beyan edilmesi sonucu prim ve vergi kayıplarından kaynaklanmaktadır.

 

2007 verilerine göre toplam istihdam 21 milyon 219 bindir. Bunun yüzde 46,7’sini oluşturan 9 milyon 929’unun sosyal güvencesi yoktur, yani kayıt dışı çalışmaktadırlar. Bunların yüzde 51’i tarım dışındadır.

 

Kayıtdışı istihdamın yüzde 36’sı ücretli (3 milyon 639 bin kişi).

 

Kayıt dışı işçilerin yüzde 89’u tarım dışında ya da kentlerdedir.

 

 

 

Kısa adı TİSK olan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, ortalama kayıtlı bir işçinin istihdamının maliyetini aylık 3 bin 101 YTL olarak belirlemiştir. Bunun bin 704 YTL’si işçinin cebine girerken bin 397 YTL’si, yani yüzde 45’i vergi ve prim olarak devlete gitmektedir. Yani istihdam kesintileri, net ücretin yüzde 82’sini bulmaktadır.

 

Eğer 3 milyon 228 bin kayıt dışı ya da kaçak işçi varsa, bunlar kayıtlı olsalardı, yukarıdaki verilere göre, ayda devlet, kişi başına 1397 YTL vergi ve prim geliri elde etmiş olacaktı. Bu, bir işçi için 1397x12= 16 bin 764 YTL; 3 milyon 228 bin kaçak işçi için de 54 milyar 114 milyon 192 bin YTL edecekti. Kaçağa göz yummanın kaybı kabaca yılda 54 milyar YTL’dir.

 

Beyanda dalavere

Bir de beyanda dalavere var. Dalavere de işçiyi kayıtlı göstermek ama asgari ücretten göstermek şeklinde gerçekleşiyor. Bir örnek ile işin vahametini gözler önüne serelim. Aralık 2007 verilerine göre, yaklaşık 8,5 milyon aktif sigortalı var ve bunların yüzde 8,5'u kamu işçisi.

 

Kamu, dalavere yapamayacağı için, işçinin gerçek ücreti üstünden prim ve vergi ödüyor. Ancak kamuda günlük 63 YTL görünen prime esas kazanç, özelde 31 YTL görünüyor. Yani yüzde 100'ün üstünde bir eksik beyan var. Özel sektördeki 7,8 milyon SSK'li işçi için bu eksik beyan yapılıyor. Buradan en iyimser ihtimalle, işçi başına kaçırılan vergi ve primi yıllık 8 bin YTL varsaysak, kayıp 7,8 milyon işçi için 62 milyar YTL’yi bulur.

 

Demek ki, kaçak istihdam ve eksik beyanla istihdamın tek başına yol açtığı kaynak kaybı, 54+62 milyar YTL’den 116 milyar YTL’dir. Yıllık bu kadar kaybın yarısının önüne geçilse, bu sistem sürdürülmez olmaktan çıkar. Hatta daha iyi hizmet verilir. Bu düzenlemelere de gerek kalmaz.

 

Çözüm ne? Tüm sektörlerde kayıt dışılığı en aza indirmek gerekiyor. Kaçak istihdam çağ dışılığına son vermek gerekiyor. Ama devletin de vergiyi, istihdam üstünden alma ilkelliğinden ve acizliğinden artık vazgeçmesi gerekiyor.

 

Bunun için mesele sosyal güvenlik meselesi olmaktan vergi-kamu harcaması halkasına kadar genişlemek zorunda. Sosyal güvenlikte tıkanma, vergi yapısındaki çarpıklıktan ve harcamalardaki çarpıklıkla da ilgili. (MS/TK)

Gönderi tarihi:

Hükümet, Sosyal Güvenlik Sistemi'ni rahatlatmak adına kayıtdışı istihdamın önüne geçebilirdi; "velev ki" son seçimlerde işveren kesiminin büyük desteğini almasaydı..

 

Yalnızca 10.000 asgari ücretliyi kayıt altına almak, işsizlik fonu hariç aylık 2.000.000 YTL prim demek.. 775.000 YTL Gelir vergisi de cabası..

 

Ancak hükümet, işvereni rahatsız edecek bu tür adımlar atmaktansa, emekçi kesimin geleceğini karartan, emekçiyi işi bittikten sonra buruşturup çöpe atılacak köleler haline getiren bir yasa hazırlamıştır. Bu yasanın bu haliyle kabul edilmesi mümkün değildir. Gerekli tepkiyi yalnızca işçi sendikalarından beklemek hata olur; bu yasanın önüne geçmek için herkesin örgütlü bir tepki göstermesi şarttır.

Gönderi tarihi:

'Tasarıda tadilat kabul edilemez'

 

Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek Platformu, "SSGSS yasa tasarısında tadilat hiçbir sorunu çözmez, tasarı tamamen geri çekilmelidir" açıklaması yaptı. TMMOB İstanbul Şubesinde gerçekleşen basın toplantısında, SSGSS kanun tasarısındaki son gelişmeleri değerlendiren platform sözcüsü ve İstanbul Tabib Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nazmi Algan, "Tadilat hiçbir sorunu çözmez. Sosyal güven(siz)lik ve genel sağlık(sızlık) sigortası girişiminin temel parametreleri değiştirilmelidir" dedi. 13 ve 14 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen kitlesel eylemler ve emekçilerin gösterdiği tepkiler karşısında, AKP hükümetinin tasarıyı emek örgütleriyle birlikte tekrar gözden geçirme kararı aldığını hatırlatan Algan,"Ancak hükümet bu gözden geçirmenin çerçevesinin sadece küçük düzenlemelerle sınırlı kalacağını, temel parametrelerde ise hiçbir değişikliğe gitmeyeceğini açıkladı. Temel parametreleri değiştirmeden yapılacak tadilatın talepleri karşılaması mümkün değildir" şeklinde konuştu.

 

EMEK ÖRGÜTLERİNE DESTEK ARTTI

Algan sözlerini söyle sürdürdü: “13-14 Mart tarihlerinde gerçekleşen eylemler toplumun geniş kesimlerinin gönlünü kazanmış, Emek Platformu ve onu oluşturan örgütlere olan desteği artırmıştır. Emek Platformu’nun bu tadilatı kabul etmesi, toplumun çalışan kesiminlerinde hayal kırıklığına yol açacak ve güveni yok edecektir. Cumhuriyet tarihinin en gayri insani, vicdani, ahlaki girişimi IMF'nin dayatmasına boyun eğerek TBMM 'den geçiren bir siyasi partinin sonraki günlerde bu icraatının mağdurlarına ülkemizde yaşanan son gelişmeler bahanesiyle kendisinin ‘mağdur’ olduğunu anlatmaya çalışması beyhude bir çaba olacaktır.” Ozan Bilir

 

 

YUNANİSTAN'DA DİRENMEYE DEVAM

 

Yunanistan'da hükümetin getirmek istediği sosyal güvenlik yasasına karşı başlatılan grev ikinci gününde de devam etti. Dün parlamentoda oylanan yasa tasarısına karşı çıkan on binlerce kamu ve özel sektör çalışanları ülke genelinde hayatı durdurdu. Başkent Atina'da metro ve tramvaylar çalışmadı. Televizyonlar sustu, gazeteler yazmadı. Yunan halkının topyekûn karşı çıktığı yasa tasarısı Türkiye'de çıkarılmak istenen SSGSS'ye benzer bir yasa.

 

Kaynak: Birgün Gazetesi

 

Komşuda da aynı zamanda benzer bir yasa çıkarılıyor ne tesadüf. (mü acaba yoksa yasaların yap(tır)ıcıları aynı mı?)

Gönderi tarihi:

KESK, DİSK ve TTB'DEN ORTAK AÇIKLAMA

 

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasa Tasarısı’na karşı emek örgütlerinin gösterdiği tepki hükümete geri adım attırmış gibi gözükse de Çalışma Bakanı’nın açıklamaları ve yürütülen teknik çalışmanın ortaya çıkardığı tablo hükümetin, SSGSS’nin “temel parametrelerine” dokunmak niyetinde olmadığını göstermektedir.

 

Bu niyetle hareket eden hükümetin, Emek Platformu’nun talepleri ve eylemleri karşısında oyalama, geçiştirme ve emek örgütlerini bölerek, Meclis’ten yasayı jet hızıyla geçirme taktiği izlediği anlaşılıyor.

 

Bakan Çelik, kamuoyuna SSGSS Yasa Tasarısı konusunda emek ve meslek örgütlerinin onayını aldığı ve mutabakat sağlandığı şeklindeki çarpıtmalar üzerine kurulu açıklamasıyla kamuoyunu yanılttığının anlaşılması üzerine telaşa kapılarak gerçekleri çarpıtmakta ve yeni bir illüzyon yaratmak istemektedir.

 

Dün (28 Mart) Emek Platformu toplantısı sonrasında eylem kararımızı açıklamamız üzerine yaptığı konuşmasında, “24 Mart Pazartesi günü yapılan görüşmenin ardından, ‘biz bu yasaya katılmıyoruz’ şeklinde bir açıklama yapmadığımızı” söyleyen Bakan Çelik, “Ancak bugün söylenenlerle o gün söylenenler çelişiyor” diyerek, olayın politik yöne çekilmesini doğru bulmadığını da söyledi.

 

Sayın Bakan, emekçilerin eylemlerinden ve Hükümetin IMF patentli ekonomi politikalarına biat etmemelerinden fena halde rahatsız olmuş olmalı ki, yasaya bu şekliyle katılmadığımızı bağıra çağıra açıklasak da duymamakta, bizi çelişkili ve politik davranmakla itham etmektedir.

 

Bizler özelde AKP siyasetine değil, içinde insan unsurunu barındırmayan, emeği, emekçileri ve halkı dışlayan, sermayenin kârına kâr katarken halka yoksulluğu ve sefaleti reva gören, IMF talimatlarıyla hazırlanmış siyasetlerin karşısındayız. Bundan daha doğal bir şey olamayacağı gibi, emek ve meslek örgütlerinin varlık nedeni de budur zaten!

 

Evet, emekçilerin haklarını koruyup geliştirmek, toplum yararlarını korumak “politiklik” ise, saflarımızı, bulunduğumuz yeri kabul ediyoruz ki politiğiz!

 

Sayın Bakan’ın üslubuna sinmiş “Ancak bugün söylenenlerle o gün söylenenler çelişiyor” şeklindeki sözlerine gelecek olursak; biz içeride ne söylemişsek dışarıda da onu söyledik. Kabul ettiğimiz ve reddettiğimiz konular ortadadır. Sayın Bakan’ın hafızalarını tazelemek açısından 24 Mart görüşmelerinin tutanakları açıklanabileceği gibi, görüşmeye katılan örgüt başkanlarıyla istenilen yerde yüzleşmeye de hazırız. Böyle bir yüzleşme ve tutanakların açıklanmasıyla birlikte umarız ki Sayın Bakan sadece bizlerin değil, bütün emek ve meslek örgütlerinin SSGSS üzerindeki itirazlarının da farkına varırlar.

 

17 emek ve meslek örgütü SSGSS’nin temel mantığının değiştirilmesini gerektiren 19 temel talebi ortaya koymuştur. Bu 19 temel talep emek örgütleri için kırmızı çizgi niteliğindedir. Bu 19 maddenin dayandığı temel yaklaşım bir kenara itilerek ve SSGSS’nin özü korunarak bir uzlaşma söz konusu olamaz.

 

Aylık bağlama oranları ve güncellenmesine ilişkin hükümler konuşulmadan ve asıl önemlisi genel sağlık sigortası hükümleri konuşulmadan SSGSS üzerinde uzlaşmaya varmak mümkün değildir. Çünkü tasarının sağlıkla ilgili hükümleri herkes için ve hemen hak kayıplarını başlatmakta ve sağlığın piyasalaştırılması sürecinin önünü geri dönülmez bir biçimde açmaktadır.

 

“TEMEL PARAMETRELER”

Günlerdir söylediğimiz gibi, SSGSS’nin esasında bir uzlaşma yok. Yangından mal kaçırırcasına Meclis’e getirilen yasa tasarısının esasında hükümetin (IMF ve Dünya Bankası’nın) dediği olurken, esasa girmeyen konularda ise Emek Platformu’nun dediklerinin bir kısmı kabul edilmiştir. Nitekim Bakan “uzlaşma gecesi” yaptığı açıklamada “temel parametreler” konusundaki talepleri kabul etmediklerini açıkça söyleyerek, “Esneme yok, temel parametreleri kaldırırsak reform değil efor olur” demiştir.

 

Peki bunlar nedir? Yani SSGSS’nin temel parametreleri (hedefleri) nelerdir?

 

• Daha zor, daha geç emeklilik ve daha düşük emekli maaşı, (diğer bir ifadeyle sigortalıdan, çalışandan daha fazla prim almak, ancak daha az hizmet ve hak sunmak),

 

• Sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi, özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması.

 

SSGSS’nin bütün hükümleri bir iğne oyası gibi bu amaçlar doğrultusunda ince ince örülmüştür.

 

HÜKÜMETİN OYUNU BOŞA ÇIKARILACAK!

Sayın Bakan’ın yeni manevralarından, Emek Platformu bileşenlerini karşı karşıya getirmek istediğini çıkarmak zor değil. Ancak bizler bu oyuna gelmeyecek, EP kararlarını sonuna kadar yerine getireceğiz.

 

Görüşmeler öncesinde, sırasında ve sonrasında söylediğimiz; sağır sultanların bile işittiği fakat toplumun sağlığından ve güvenli geleceğinden sorumlu yetkililerin duymazdan geldikleri; Emek Platformu’nun toplantı sonuç bildirgesinde altını çizdiği noktaları bir kez daha yineliyoruz:

 

1- Uygulama yılı ötelenmiş olmasına rağmen 65 yaş emekliliğine karşıyız. 58–60 yaş emekliliğinde ısrarlıyız.

 

2- Bakanlığın güncelleme kat sayısına olan yaklaşımı emekli aylıklarında zaman içinde azalmaya neden olacaktır. Güncelleme katsayısının belirlenmesinde gelişme hızının yüzde 30'u yerine yüzde 100’ünün dikkate alınmasını talep etmeye devam edeceğiz. Emeklilerde gelir ve aylıkların yıllık artışında refah payı da dikkate alınmalıdır.

 

3- Bu yasa kapsamında çalışmaya başlayacak olan sigortalıların gelecekte elde edecekleri gelirin geçinmeye yeterli bir seviyeye gelebilmesi için aylık bağlama oranlarının makul bir seviyede tutulmasını istiyoruz.

 

4- Mevcut yasalar uyarınca fiili hizmet zammından yararlanan çalışanların bu haklardan yararlanmayı sürdürmeleri dahil tüm taleplerinde ısrarlıyız.

 

5- Sağlık sisteminin piyasalaştırılarak, katkı payı getirilmesine karşıyız.

 

Kaynak:Kesk.org

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.