Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Forumda çoğu zaman, Kur'an'ı anlamak için, öyle tek tek ayetlerle uğraşmayıp, bütününe bakmak gerektiği vurgulandı. Bu nasıl olacak peki?

Hadi diğerlerinden vazgeçtim. Peygambere ait kişisel ayetleri ne yapacağız? Ahzab suresi, en güzel örnektir. Hele 53. ayeti var ki; "bu kadar da olmaz, pes doğrusu" dedirten cinsten:

 

Ahzâb(*) Sûresi

 

53 - Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.

 

Yani şimdi, "bu kişisel ayetlerin kutsal kitapta ne işi var" veya "bu ayetler o döneme ait, tüm insanlığı ilgilendiren evrensel içerikli değiller" ..vs demeden, bütününe nasıl bakacağız?

 

Kur'an'ı, bütünüyle değerlendirin diyen arkadaşlara soruyorum. Bütününden ne çıkarmamız gerekiyor?

Şu işin sırrını artık biz de öğrensek diyorum.

Gönderi tarihi:
Forumda çoğu zaman, Kur'an'ı anlamak için, öyle tek tek ayetlerle uğraşmayıp, bütününe bakmak gerektiği vurgulandı. Bu nasıl olacak peki?

Hadi diğerlerinden vazgeçtim. Peygambere ait kişisel ayetleri ne yapacağız? Ahzab suresi, en güzel örnektir. Hele 53. ayeti var ki; "bu kadar da olmaz, pes doğrusu" dedirten cinsten:

 

Ahzâb(*) Sûresi

 

53 - Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.

 

Yani şimdi, "bu kişisel ayetlerin kutsal kitapta ne işi var" veya "bu ayetler o döneme ait, tüm insanlığı ilgilendiren evrensel içerikli değiller" ..vs demeden, bütününe nasıl bakacağız?

 

Kur'an'ı, bütünüyle değerlendirin diyen arkadaşlara soruyorum. Bütününden ne çıkarmamız gerekiyor?

Şu işin sırrını artık biz de öğrensek diyorum.

 

Yukarıdaki ayet,muhammedin evletlığının eşi ile düğün töreni esnasında evinde ziyafet verdiği gecede nazil olmuştur. Olacak şeymi yanii, muhammed gerdeğe girmek için sabırsızlanmaktadır. Onun bu derdini anlamayan sahabeler ise yemek yedikleri halde bir türlü çekip gitmemiş sohbete dalarak ve paygamberi rahatsız etmişlerdir.

 

Kainatı onun yüzüsuyu hürmetine yaratan allah, elçisini elbetteki böyle sıkıntılı durumda bırakacak değildi.Derhal cebraile emrederek bu ayeti göndermiş ve peygamnerini rahatlatmıştır.

Gönderi tarihi:

AHZAB.

45-[sana gelince,] ey Peygamber, unutma ki Biz seni [hakikatin] bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik,

46- [herkesi] O'nun izniyle Allah'a çağıran ve ışık saçan bir kandil olarak.

47- [O halde,] müminlere kendilerini Allah'tan büyük bir lütuf beklediğini müjdele;

48- hakikati inkar edenler ve ikiyüzlüler[in değerlerin]e uyma ve onların incitici sözlerine aldırma! (Yalnız) Allah'a güven: hiç kimse Allah kadar güven verici olamaz.

 

 

 

53- SİZ EY imana ermiş olanlar! İzin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin; ve yemek için [davet edildiğiniz zaman erkenden] gidip hazırlanmasını beklemeye kalkışmayın: çağrıldığınızda [en uygun zamanda] girin; yemeği yiyince hemen ayrılın, lafa dalmayın: bu durum Peygamberi üzebilir, ama sizden [gitmenizi istemeye de] çekinebilir: fakat Allah doğru[yu size öğretmek]ten çekinmez. [Peygamber'in eşlerine gelince,] onlardan bir şey isteyeceğiniz vakit perde arkasından isteyin: bu hem sizin kalplerinizin, hem de onlarınkinin temizliğini pekiştirir. Ayrıca sizin Allah'ın Elçisi'ni üzmeniz ve o'nun vefatından sonra eşlerini nikahlamanız caiz değildir: doğrusu bu, Allah nazarında büyük bir günahtır.

 

 

 

AÇIKLAMA.

 

Hz. Peygamber'in tebligatına yapılan atıfla bağlantılı olarak o'nun çağdaşları arasındaki eşsiz konumunu vurgulamaktadır; fakat Kur'an'ın tarihî olaylara ve durumlara yaptığı atıflardaki genel üslubuna uygun olarak, burada öngörülen ahlakî prensip de, belli bir zaman ve çevre ile sınırlı değildir. Kur'an, Hz. Peygamber'in Ashâbı'nı o'nun kişiliğine saygı göstermeleri için uyarmak suretiyle bütün müminlere onun her zamanki yüce konumunu hatırlatmaktadır bunun da ötesinde, toplumsal hayat ile ilgili belli davranış kurallarını onlara öğretmektedir: bu kurallar ilk bakışta ne kadar önemsiz görünseler de, gerçek bir kardeşlik duygusu, karşılıklı anlayış ve başkalarının kişiliğine ve mahremiyetine saygı temeline oturması gereken bir toplumda psikolojik bir değer/anlam taşırlar.

 

:clover:

Gönderi tarihi:

Bu kadar çok konu bir arada işlenemez !!

 

1-Konuyu açan forumdaşımın ilk önce Kuran sözcüğünden ne anladığını açıklamalıdır.Kuran 114 sureden mi oluşuyor ??Yoksa tevratı ve incilide içeriyor mu ??

2-Kurandan bir ayert sunarak,"bu da neyin nesi,bu ayet evrewnsel olamaz" diyerek,Kuranın evrenselliğininde dem vuruyor.

 

Açılan konuya muhatap olan kişi;

 

Hadslerden yola çıkarak,daha doğrusu hadisleri kendince şahit tutarak (sanki oaradaymış gibi) Kurandaki öğretiye yakıştırmalar yapıyor.

 

*********

 

Ya da şöyle diyeyim;karman çorman bir konu..

Gönderi tarihi:
Bu kadar çok konu bir arada işlenemez !!

 

1-Konuyu açan forumdaşımın ilk önce Kuran sözcüğünden ne anladığını açıklamalıdır.Kuran 114 sureden mi oluşuyor ??Yoksa tevratı ve incilide içeriyor mu ??

2-Kurandan bir ayert sunarak,"bu da neyin nesi,bu ayet evrewnsel olamaz" diyerek,Kuranın evrenselliğininde dem vuruyor.

 

Açılan konuya muhatap olan kişi;

 

Hadslerden yola çıkarak,daha doğrusu hadisleri kendince şahit tutarak (sanki oaradaymış gibi) Kurandaki öğretiye yakıştırmalar yapıyor.

 

*********

 

Ya da şöyle diyeyim;karman çorman bir konu..

 

Evvela "NEYİN,NE OLDUĞUNU ÖĞREN" ondan sonra fikir beyan et.

Gönderi tarihi:
Mesela ??

 

Öğret bana !ne biliyorsan öğret !!

 

Kuran neder ??

 

114 sureden oluşan kitabın ismimidir ??

 

Hadi Hocam !!

 

ha gayret !!

 

ALINTI(Orhunca @ Dec 4 2007, 05:19 AM)

Bu kadar çok konu bir arada işlenemez !!

 

1-Konuyu açan forumdaşımın ilk önce Kuran sözcüğünden ne anladığını açıklamalıdır.Kuran 114 sureden mi oluşuyor ??Yoksa tevratı ve incilide içeriyor mu ??

2-Kurandan bir ayert sunarak,"bu da neyin nesi,bu ayet evrewnsel olamaz" diyerek,Kuranın evrenselliğininde dem vuruyor.

 

Açılan konuya muhatap olan kişi;

 

Hadslerden yola çıkarak,daha doğrusu hadisleri kendince şahit tutarak (sanki oaradaymış gibi) Kurandaki öğretiye yakıştırmalar yapıyor.

 

*********

 

Ya da şöyle diyeyim;karman çorman bir konu..

 

Yazdığım iletileri dikkatli oku. Teşekkür ederim iltifatına üstelik sizin gibi "ALLAME" den olursa bayağı bir keyifli oluyor?...

Yukarıya iki iletinide alıntıladım şimdi yazacağım sizin iletinizden (Hadslerden yola çıkarak,daha doğrusu hadisleri kendince şahit tutarak (sanki oaradaymış gibi) Kurandaki öğretiye yakıştırmalar yapıyor.) Lütfen dikkat...

Gönderi tarihi:
Ahzâb(*) Sûresi

 

53 - Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber?in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber?i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah?ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.

 

Ahzab suresi, 53. Ayet Tefsiri - (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)

 

"Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe peygamberin evine girmeyin..." Ümmetin Peygamber ile ilgili durumu iki şekildedir:

 

Birisi Peygamberle başbaşa olduğu durumdur. O zaman vacip olan onun rahatsız etmemektir. İşte bu sûrenin 53. âyeti olan "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine yemeğe çağrılmaksızın vakitli-vakitsiz girmeyin" emri ile bu, beyan buyuruluyor.

 

İkincisi ise Peygamber (s.a.v.) insanların arasında bulunduğu esnadadır. O zaman vacip olan da ona hürmet göstermektir. Yine bu sûrenin 56. âyeti" olan "Ey iman edenler! Siz de ona salat ve selam getirin" ayetiyle de bu beyan buyruluyor.

 

Nur Sûresi'nde de "Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin alıp sahiplerine selam vermeden girmeyin." (Nur, 24/27) buyurulmuş, kendi evlerinizden başka evlere sahiplerinden izin almaksızın girmeyiniz diye yasaklama getirilmişti. Bu hüküm genel nitelikli olduğu için, elbette Peygamberin evlerini dahi kapsıyordu.

 

Fakat "Peygamber müminlere canlarından ileridir. Onun eşleri de müminlerin anneleridir." (Ahzab, 33/6) buyurulmakla, Peygamberin müminlere canlarından daha ileri ve hanımlarının onların anneleri olması, müminlerin Resulullahı'ın evine kendi evleri gibi izin almaksızın girebilmelerine caizlik verecek zannedilebilirdi.

 

İşte bu ayet hem böyle bir zanna yer olmadığını anlatıyor, hem bu vesileyle Resulullah'ın eşlerine "hicab"ı (tesettürü) emrediyor, hem de müminlerin anneleri olmalarının mânâsını açıklıyor.

 

Âyetten anlaşıldığına ve İbnü Abbas'tan rivayet olunduğuna göre, birtakım kimselere zaman zaman Resulullah'ın evinde yemek yediriliyordu. Bunlar bazen, yemekten önce yetişinceye kadar bekliyorlar, yemekten sonra da hemen çıkıp gitmiyorlar, Resulullah (s.a.v.) sıkılıyordu, bu ayet nazil oldu. Hz. Zeyneb ile evlendiği zaman yapılan düğün yemeğinde nazil olduğu da Buharî, Tirmizî ve başka kitaplarda Hz. Enes'ten rivayet olunmuştur. Sizin için yemeğe izin verilmedikçe, denilmeyip denilmesi, izin kelimesinin içine davet manasını da yüklemek içindir. Beydâvî'nin ifadesine göre bu mânâ yüklemenin sebebi de, izin verilse bile yemeğe çağrılmadan varmanın güzel olmayacağına işaret etmek içindir. Yemek zamanına bakmaksızın veya yemeğin olmasını gözetmeksizin veya gözetmemek üzere girmeyin.

 

İNÂ, bir şeyin zamanı gelip çatmak, yahut bir şey kemaline erip yetişmek mânâlarına gelir. Burada ikisiyle de tefsir edilmiştir. Bu "bakmaksızın" kaydı "Girmeyiniz" fiilinin fâilinden haldir. Yani zamanı gözetmemeniz, beklememeniz üzere, size yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağrıldığınız zaman da girin. Zamanından önce de olsa girin. Fakat yemeği yediğiniz zaman da hemen dağılın. Hiç durmayın. Söz dinlemek veya sohbet etmek üzere izin verilmedikçe girmeyin. Bu da üzerine atfedilmiştir.

 

Bizim anlayışımıza göre, bu kaydın yararı, yemekten başka maksatlar için de izinsiz girmenin yasaklığını genellemektir. Çünkü o izinsiz, zamansız giriş ve duruş Peygambere eziyet veriyordu. Evini daraltıyor, ev halkını sıkıyordu; fakat sizden utanıyor, girmeyin çıkın demekten sıkılıyordu. Halbuki Allah gerçeği söylemekten çekinmez, sıkılmaz.

 

Yani Nûr Sûresi âyeti gereği, başkasının evine izinsiz girenlerin ve ihtiyaçtan fazla duranları çıkarılması bir haktır. O halde Allah'ın söylediği gibi söylemekten sıkılmamak gerekir. Şayet size "Geri dönün' denilirse dönüp gidin. Bu sizin için daha temizdir." (Nûr, 24/28) İzin ile girdiğinizde de kadınlara bir meta, gerekli bir şey soracağınız veya isteyeceğiniz zaman artık onlara bir "hicab", yani görülmelerine engel bir perde, bir siper arkasından sorun.

 

Bundan böyle "harem", farz kılınmışıtır ki, o zamana kadar Araplar da adet değildi. Öyle yapmanız, izinsiz girmemek, çabuk dağılmak, hareme soracağınızı perde arkasından sormak hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri için daha fazla temizliktir. Şeytanî düşüncelerden, vesveselerden uzaklaşırsanız, hem kadınların, hem erkeklerin iffet ve ismet hisleri daha fazla yükselir, edeb, nezihlik, takva, hürmet gösterme artar.

 

Hem Resulullah'ı üzmeniz, incitmeniz sizin için doğru ve caiz olamaz. Ona hak ve yetkiniz olmadığı gibi, size yaraşmaz ve hakkınızda iyi olmaz. Onun için onu incitmesi düşünülen durumların ve hareketlerin hepsinden sakınmalı hiçbirini caiz görmemelisiniz. Onun arkasından, yani vefatından sonra hanımlarını nikahlamanız asla olamaz. İşte onların müminlerin anneleri olmalarının asıl mânâsı budur. Öz anneler gibi nikahlarının ebediyen caiz olmamasıdır.

 

Çünkü o günah, Peygamberi üzmek, buna dahil olmak üzere o vefat ettikten sonra hanımları ile nikahlanmak günahı Allah katında çok büyük bulunuyor. Peygambere kasten eziyet etmek inkâr olduğu gibi, hanımları ile nikahlanmayı, helal saymak da öyledir. Resulullah, vefatında da Allah katında öyle muazzam ve öyle saygı gösterilmesi vacip olandır.

Gönderi tarihi:
Ahzab suresi, 53. Ayet Tefsiri - (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)

 

"

 

Âyetten anlaşıldığına ve İbnü Abbas'tan rivayet olunduğuna göre, birtakım kimselere zaman zaman Resulullah'ın evinde yemek yediriliyordu. Bunlar bazen, yemekten önce yetişinceye kadar bekliyorlar, yemekten sonra da hemen çıkıp gitmiyorlar, Resulullah (s.a.v.) sıkılıyordu, bu ayet nazil oldu. Hz. Zeyneb ile evlendiği zaman yapılan düğün yemeğinde nazil olduğu da Buharî, Tirmizî ve başka kitaplarda Hz. Enes'ten rivayet olunmuştur.

 

Eee ben farklı bir şey söylemedim ki.

 

Yukarıdaki ayet,muhammedin evletlığının eşi zeynep ile düğün töreni esnasında evinde ziyafet verdiği gecede nazil olmuştur. Olacak şeymi yanii, muhammed gerdeğe girmek için sabırsızlanmaktadır. Onun bu derdini anlamayan sahabeler ise yemek yedikleri halde bir türlü çekip gitmemiş sohbete dalarak ve paygamberi rahatsız etmişlerdir.

 

Kainatı onun yüzüsuyu hürmetine yaratan allah, elçisini elbetteki böyle sıkıntılı durumda bırakacak değildi.Derhal cebraile emrederek bu ayeti göndermiş ve peygamberini rahatlatmıştır.

Gönderi tarihi:
1-Konuyu açan forumdaşımın ilk önce Kuran sözcüğünden ne anladığını açıklamalıdır.Kuran 114 sureden mi oluşuyor ??Yoksa tevratı ve incilide içeriyor mu ??

 

Herkesin bildiği Kur'an'ı Kerim'den sözediyorum.

 

Ya da şöyle diyeyim;karman çorman bir konu..

 

Sen istediğin ucundan tut bence.

 

Sorum şu: Kuranı bütün olarak değerlendirmek ne anlama gelir?

 

Ben bütün olarak bakamadığım için ayetlere takılıyorum. Örnek olarak vermiştim o ayeti. Bu sefer anlatabildim mi acaba?

Gönderi tarihi:
Herkesin bildiği Kur'an'ı Kerim'den sözediyorum.

 

 

 

Sen istediğin ucundan tut bence.

 

Sorum şu: Kuranı bütün olarak değerlendirmek ne anlama gelir?

 

Ben bütün olarak bakamadığım için ayetlere takılıyorum. Örnek olarak vermiştim o ayeti. Bu sefer anlatabildim mi acaba?

Yok, anlatamadınız sayın halkalıyıldız. Onlar ilk önce soruya soru ile karşılık verecekler, sonra soruyu kuşa çevirecekler, sonra oraya buraya çekecek anlamını değiştirecekler, en sonunda da bin bir dereden su getirecekler.

Gönderi tarihi:
Eee ben farklı bir şey söylemedim ki.

 

Sayın Hoppa, bu iş tam "merdi kıpti sirkatin söyler şecaatin arzederken" olmuş! Ben de hakkaten düğün yemeğinden dolayı mıymış gerçekten bu iş, yok ya artık o kadar da mı kişiselleşmiş diye tereddüt etmiştim. Ama Sayın Muallim de doğrulayınca şüphemiz kalmadı Allah razı olsun...

 

Ben de safım resmen ha, hâla olaya iyi tarafından bakayım, çok da basitleştirmemek lazım suçlamaları diyorum. Ama şimdi insan peygamber olunca, irşad edeceği adamların ayağına gelmesine sevinmesi gerek. Çünkü görevi bu. Yiyecekleri üç beş kazan yemek, lafı mı olur?

 

Ama yemek düğün yemeği olunca iş değişiyor. Allahın günü tükenmedi ya, irşad yarın da yapılır, öbür gün de... Şimdi tabi sıkılma da var işin içinde, Allah zorla istemeden evlendirince, çok görmemek gerek...

Gönderi tarihi:
Herkesin bildiği Kur'an'ı Kerim'den sözediyorum.

 

 

 

Sen istediğin ucundan tut bence.

 

Sorum şu: Kuranı bütün olarak değerlendirmek ne anlama gelir?

 

Ben bütün olarak bakamadığım için ayetlere takılıyorum. Örnek olarak vermiştim o ayeti. Bu sefer anlatabildim mi acaba?

Sayın Halkalıyıldız,Kur'an bir bütündür ve yazılı olan şeyler evrenseldir.Taşıdığınız her ayet,anlatılan her olay gerçekten de çok ince nasihatlar taşır.Hiçbir şey boşa yazılmamıştır.Ben bu ayetten,çağrılmadan,davet edilmeden kafama göre misafirliğe gitmemem gerektiğini,misafirliği uzatmanın hoş olmaması ve zamanlı olarak ordan ayrılmam gerektiğini,çekincelerimiz olsa dahi ,kırmamak adına olsa dahi ,bizi sıkan ya da sıkıntıya sokan durumlarda gerçeği söylemenin daha kutsal ve daha iyi bir kavram olduğunu,misafirlik için gidilen evdeki kişinin eşine karşı temkinli davranılması gerektiğini yani haramdan gözün sakındırılması durumunu anlıyorum.Ev hali düşünüldüğünde,birbirlerine sık gidip gelen insanlar arasında,kalplerde oluşabilecek bi sıkıntıya bile ince bir atıf yapılmış.Kur'an bir bütündür ve bu anlamlar farklı ayetlerde daha güzel biçimlenir,desteklenir.Mesela Nur suresi,yani her ayeti farz kılınan sure.Komşumuzun evine girişimize kadar herşey vardır ve bu kavramlar tamamen insan yararınadır.Peygamberin eşiyle sonradan evlenememe durumuna gelince,bu da üzerinde bütün müminlerin iyi düşünmesi gereken bir kavramdır bence.Eş kavramı o kadar önemli bir kavramdır ki,eşlerin birbirine elbise olması,eşlerin birbirini örten olması ve bu eşlerin eğer müminlerse hesapta ve cennette yan yana anılması(ne evlat,ne akraba ,ne farklı bir kişi bulamazsınız bir arada ama eş bulabilirsiniz ayetlerde) ,Kur'an ın bütününden çıkan bir derstir ve bu koşulda çok ama çok ihtiyaci farklı bir durum olmadıkça,boşanma ya da başka biriyle evlenme hoş karşılanmamaktadır.

Orhunca kardeşimizin dediği gibi,bizler sadece Kuran değil,İncil ve Tevrat tanda sorumlu olduğumuzdan,bu kavramın daha ağır olduğu koşulları görürüz.Kur'an bu anlamda daha esnek bir tutum sağlamıştır bize.Üstün tutulan bir halka indirilen kuralların ağırlığı ile,ibadetiyle namazıyla kuralları daha esnek olan Kuran ın karşılaştırması yapsanız,gerçekten ilginç bir adalet sistemi göze çarpar.O kadar adildir ki,herkes herşeyi aldığı ve verdiği oranda dengeler.

Gönderi tarihi:

Ha bu arada yazmayı unutmuşum,ben ayetten ne kadar anlarsam O ,o kadardır bende.Çokları gibi hadissever olmadığım için kusura bakmayın yani..Anlatılan hiçbir rivayet beni bağlamaz yani..Ne nerde ne diye inmiş.. Yok arkadaşlar,bu iş biraz farklı.. Örneğin çok çalışkan bir öğrenci düşünün..Geometri sınavı için inanılmaz bir tempoyla çalışıyor.O kadar çok soru çözüyor ki,en ağırlarından.Formüllere ve ağır sorulara alışmış bu insanın karşısına,çok ama çok basit bir geometri sorusu koyun,muhtemelen çözemeyecektir.Daha önce örneklerini çok gördüğüm için bu örnek geldi aklıma.. her neyse.. Bizim kitapları okuyuşumuzda sanırım buna benziyor.O kadar çok falanca kitap filanca şahıs okunuyor ki,o kadar çok düşünce akımından etkileniyor ki, bazen çok basit olabilecek bir şey okurken bile,yani anlamı çok olası açık bir şey okurken bile,altında bi ton anlamlar aranıp ana anlam görünmeyebiliyor.Bence çok açık anlamlara çok büyük haksızlıklar ediliyor sıkça..Ne diyelim,hayırlısı..

Söz konusu din olunca Allah selamet versin...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

şu çok ilginç sanırım, biraz açarsanız memnun olacağım

Bizim anlayışımıza göre, bu kaydın yararı, yemekten başka maksatlar için de izinsiz girmenin yasaklığını genellemektir. Çünkü o izinsiz, zamansız giriş ve duruş Peygambere eziyet veriyordu. Evini daraltıyor, ev halkını sıkıyordu; fakat sizden utanıyor, girmeyin çıkın demekten sıkılıyordu. Halbuki Allah gerçeği söylemekten çekinmez, sıkılmaz.

Sayın Muallimi Ali bu nasıl çelişkidir, hepten alt-üst oldum :)

yani tanrı da elçisi için mi sözcülük yapıyor, sanırım yapıyor öyle yazmışsınız...

Gönderi tarihi:

Sevgili arkadaşım, bak hoppa çok güzel açıklamış bunu:

 

Yukarıdaki ayet,muhammedin evletlığının eşi ile düğün töreni esnasında evinde ziyafet verdiği gecede nazil olmuştur. Olacak şeymi yanii, muhammed gerdeğe girmek için sabırsızlanmaktadır. Onun bu derdini anlamayan sahabeler ise yemek yedikleri halde bir türlü çekip gitmemiş sohbete dalarak ve paygamberi rahatsız etmişlerdir.

 

Kainatı onun yüzüsuyu hürmetine yaratan allah, elçisini elbetteki böyle sıkıntılı durumda bırakacak değildi.Derhal cebraile emrederek bu ayeti göndermiş ve peygamberini rahatlatmıştır.

 

İlginçlik konusunda çok haklısın.

Gönderi tarihi:

sevgili hoppa şahane açıklamış da :) aynı cümleyi farklı kelimelerle kuran Sayın Muallimi Ali bu durumu nasıl özetliyor onu merak ediyorum ve veya bu durum özetlenebilir mi? yoksa yine çıkmaz sokağa mı geldik?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.