İmam-ı Azamdan 3 Güzel Soruya 3 Muhteşem Cevap

[Φ Muallim-i Âli]

Üç kişi İmam-ı Azam Hazretleri’ne birer soru sordular. Büyük imam hepsine birbirinden güzel cevaplar verdi:

 

1- Bize Allah’ı gösterebilir misin?

 

2- Cehennem ateş olduğuna göre, ateşten yaratılan cinler ve şeytanlar orada nasıl azap göreceklerdir?

 

3- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur?

 

Bu soruları alan büyük imam, eline aldığı bir avuç toprağı soranların yüzlerine attı. Üçü de bu davranışa tepki gösterdiler. İmam-ı Azam bunun üzerine şöyle dedi:

 

1- Allah’ı göremediği için inkar etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkar edersin?

 

2- Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuç toprak senin yüzünü acıtmaya yetti. Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıkları yakabilir.

 

3- İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

Aldıkları bu cevaplar karşısında şaşkına dönen adamlar ne diyeceklerini bilemeden oradan uzaklaştılar...

[Φ muki]

Üç kişi İmam-ı Azam Hazretleri’ne birer soru sordular. Büyük imam hepsine birbirinden güzel cevaplar verdi:

 

1- Bize Allah’ı gösterebilir misin?

 

2- Cehennem ateş olduğuna göre, ateşten yaratılan cinler ve şeytanlar orada nasıl azap göreceklerdir?

 

3- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur?

 

Bu soruları alan büyük imam, eline aldığı bir avuç toprağı soranların yüzlerine attı. Üçü de bu davranışa tepki gösterdiler. İmam-ı Azam bunun üzerine şöyle dedi:

 

1- Allah’ı göremediği için inkar etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkar edersin?

 

2- Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuç toprak senin yüzünü acıtmaya yetti. Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıkları yakabilir.

 

3- İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

Aldıkları bu cevaplar karşısında şaşkına dönen adamlar ne diyeceklerini bilemeden oradan uzaklaştılar...

 

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...

[Misafir demirefe]

Öykü olarak kurgulama fena değil. Gerçek adına ise bir anlamı yok. İyi ki adamları öldürüp "Allah öldürttü benim suçum yok, hem de topraktan çıkan demirden yapılan kılıç, topraktan yapılan insanı niye öldürsün ki, ben öldürmez sandıydım, zaten Allah öldürmemi istemese bana engel olurdu, sopası yok ki kafama vursun, o görünmez, aklıma öldürmemeyi ilham ederdi" dememiş...

[Φ BrainSlapper]

Ben de Sevgili demirefe gibi, hikayenin esasen uydurmasyon/kurgu olduğu kanaatindeyim.

 

Kurgu olmadığını varsayarak cevap vermek gerekirse, şunları söyleyebilirim:

 

1- Allah’ı göremediği için inkar etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkar edersin?

 

Acıyı görmedi, ama hissetti.

Hissetmek, beş duyu organından biridir.

Görmek ne kadar fiziki bir gerçeklik ise, hissetmek/duyumsamak da öyledir.

 

Bu nedenle, İmam-ı Azam akıllıca bir cevap verdiği iddia edilemez.

 

2- Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuç toprak senin yüzünü acıtmaya yetti. Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıkları yakabilir.

 

Bu akıllı cevap kategorisine girer. Zira yoğunluk farkı, aynı materyalin farklı karakterler göstermesini sağlar.

 

3-İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

İmam-ı Azam, cevap veremediği için, adamların söylediklerini ve soruyu çarpıtmış.

 

Adamlar, insanın iradesi yok dememişler ki.

 

İnsanın iradesi varsa, kader ve kaza olamaz; kader ve kaza varsa, insanın iradesi olamaz demişler.

İslam'ın iki kavramının birbirine ne kadar zıt şeyler olduğuna dikkat çekmişler.

 

Aldıkları bu cevaplar karşısında şaşkına dönen adamlar ne diyeceklerini bilemeden oradan uzaklaştılar...

 

Adamlar, medenice sordukları soruya, İmam-ı Azam namlı kişinin şiddet kullanarak cevap vermesinin dumurundan konuşamamışlardır. "Nerdeyiz biz, burası nersi, kim bu?" diyerek oradan uzaklaşmışlardır.

 

Sevgili demirefe'nin dediği gibi, İmam-ı Azam namlı kişinin, adamları kesip, 'Allah öldürttü benim suçum yok' şeklinde bir açıklama getirebilecek bir kafa yapısına sahip olduğunu görüp, korkarak oradan uzaklaşmışlardır.

 

Saygılar.

[Misafir yersoy]

Üç kişi İmam-ı Azam Hazretleri’ne birer soru sordular. Büyük imam hepsine birbirinden güzel cevaplar verdi:

....................

Aldıkları bu cevaplar karşısında şaşkına dönen adamlar ne diyeceklerini bilemeden oradan uzaklaştılar...

 

Merak ettiğim, sizin İmam-ı Azam'a bu soruları soran adamlar kaçıp gitmkek yerine sayın BrainSlapper gibi mantıklı olabilselerdi, acaba verilen mantıklı açıklamalar karşısında İmam ne yapardı?

 

Ya da şöyle sorayım Muallim-Ali ne yapardı bu 3 soruya verilen 3 güzel yanıta karşılık olarak yapılan 3 şahane!!! açıklama karşısında?

 

a. kaçardı

b. Kuran'dan ayet okurdu

c. daha da mantıksız cevaplar verip konuyu dağıtarak karşısındakini şaşırtmaca yoluna girerdi

d. daha da mantıksız cevaplar verip konuyu dağıtarak karşısındakini sinirlendirme yoluna girerdi

e. hepsi

[Φ hoppa]

Ben de Sevgili demirefe gibi, hikayenin esasen uydurmasyon/kurgu olduğu kanaatindeyim.

 

Kurgu olmadığını varsayarak cevap vermek gerekirse, şunları söyleyebilirim:

 

 

 

Acıyı görmedi, ama hissetti.

Hissetmek, beş duyu organından biridir.

Görmek ne kadar fiziki bir gerçeklik ise, hissetmek/duyumsamak da öyledir.

 

Bu nedenle, İmam-ı Azam akıllıca bir cevap verdiği iddia edilemez.

 

 

 

Bu akıllı cevap kategorisine girer. Zira yoğunluk farkı, aynı materyalin farklı karakterler göstermesini sağlar.

 

 

 

İmam-ı Azam, cevap veremediği için, adamların söylediklerini ve soruyu çarpıtmış.

 

Adamlar, insanın iradesi yok dememişler ki.

 

İnsanın iradesi varsa, kader ve kaza olamaz; kader ve kaza varsa, insanın iradesi olamaz demişler.

İslam'ın iki kavramının birbirine ne kadar zıt şeyler olduğuna dikkat çekmişler.

 

 

 

Adamlar, medenice sordukları soruya, İmam-ı Azam namlı kişinin şiddet kullanarak cevap vermesinin dumurundan konuşamamışlardır. "Nerdeyiz biz, burası nersi, kim bu?" diyerek oradan uzaklaşmışlardır.

 

Sevgili demirefe'nin dediği gibi, İmam-ı Azam namlı kişinin, adamları kesip, 'Allah öldürttü benim suçum yok' şeklinde bir açıklama getirebilecek bir kafa yapısına sahip olduğunu görüp, korkarak oradan uzaklaşmışlardır.

 

Saygılar.

 

Sadece o hikayeler değil,müslümanlar arasında en çok taraftarı olan hanefi mezhebi bile Ebu hanife,ye ait değildir. Ebu hanifeye ait olduğu ileri sürülen bir kaç küçük risaleden ibaret eseri bulunmaktadır.

 

Diğer üç mezhep imamlarının fıkha dair müstekil kendi eserleri olmasına rağmen Ebu hanifenin böyle bir eseri yoktur

 

Hanefi mezhebinin tüm fetvaları onun talebesi olan Ebu yusuf ve imam muhammede aittir.

[Misafir maraba]

A=Adam, İA=İmam-ı Azam.

 

Hikayenin devamıda var...

 

A- Bize Allah’ı gösterebilir misin?

 

İA- Allah’ı göremediği için inkar etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkar edersin?

 

A- Ben görünmezi sordum a çok bilmiş. Sen ise görünürle (madde ile) görünüre (insana) şiddet uyguluyorsun. Acı canlıya has bir biyolojik olgudur.

 

.......................................

 

A- Cehennem ateş olduğuna göre, ateşten yaratılan cinler ve şeytanlar orada nasıl azap göreceklerdir?

 

İA- Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuç toprak senin yüzünü acıtmaya yetti. Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıkları yakabilir.

 

A- Topraktan yaratılmam senin iddian a çok bilmiş. Taşlı toprak elbette insanın yüzünü acıtır. Ateşin ateşi yakmasına bir cevapmı bu?

 

.......................................

 

A- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur.

 

İA- İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

A- Biz, iradenin olmadığınımı söyledik inkarcı? Sen, kadere rağman irade var diyorsun. Sen bir şiddet uygulayıcısın. Senin uyduruklarına ancak peşin kabulcüler inanır. Seni şeytan ve cinlerinle başbaşa bırakıyorum. Çok bilmiş cinci imam.

[Misafir yersoy]

A=Adam, İA=İmam-ı Azam.

 

Hikayenin devamıda var...

 

A- Bize Allah’ı gösterebilir misin?

 

İA- Allah’ı göremediği için inkar etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkar edersin?

.

.

.

 

A- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur.

 

İA- İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

A- Biz, iradenin olmadığınımı söyledik inkarcı? Sen, kadere rağman irade var diyorsun. Sen bir şiddet uygulayıcısın. Senin uyduruklarına ancak peşin kabulcüler inanır. Seni şeytan ve cinlerinle başbaşa bırakıyorum. Çok bilmiş cinci imam.

 

Gel de gülme

eline sağlık maraba...

[Φ Muallim-i Âli]

...

 

A- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur.

 

İA- İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

A- Biz, iradenin olmadığınımı söyledik inkarcı? Sen, kadere rağman irade var diyorsun. Sen bir şiddet uygulayıcısın. Senin uyduruklarına ancak peşin kabulcüler inanır. Seni şeytan ve cinlerinle başbaşa bırakıyorum. Çok bilmiş cinci imam.

İnsan ne yazdığını bir süzgeçten geçirmeli dimi...Yazılanı okumadan cevap vererek uydurmak nasıl olur işte böyle örnekle gösterin bravooo

[Misafir maraba]

İnsan ne yazdığını bir süzgeçten geçirmeli dimi...Yazılanı okumadan cevap vererek uydurmak nasıl olur işte böyle örnekle gösterin bravooo

 

Okumaz olurmuyum, okudum elbette. Bilerek yazdım. Dünyada hiç bir aklı başında kimsenin olacağını sanmıyorumki, herşeyi robot gibi, "mecburen yapan", "iradesiz" bir inasan olacağını iddia etsin. Böyle bir soruyu kurgulayacak insan olsa olsa cinci imam-ı azam ve onun 3-5 mürididir. Asıl uydurmak, bu kadar anlamsız bir soruyu kurgulamak değilmi?

 

İnançlara karşı duran bir insan, iradeden başka kavramı zaten kabul etmezki. İçgüdüsel hareketlerde de zaten bilinç yoktur. Bana yeryüzünde "insanın iradesi yoktur" diyen tek ideoloji gösterebilirmisin?

 

Sorunun doğru şekli (uydurma olmayan) şu olmalıydı:

 

Uydurulan: Adam- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur.

Doğrusu: Adam- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi ihtiyacına göre sadece iradesiyle yapar.

 

Kaza ve kaderci imam da bu cevaba karşılık ona kaza, kader ve iradenin örtüşmesini(!) anlatmalıydı..

[Φ palam]

Ben de Sevgili demirefe gibi, hikayenin esasen uydurmasyon/kurgu olduğu kanaatindeyim.

 

Kurgu olmadığını varsayarak cevap vermek gerekirse, şunları söyleyebilirim:

 

 

 

Acıyı görmedi, ama hissetti.

Hissetmek, beş duyu organından biridir.

Görmek ne kadar fiziki bir gerçeklik ise, hissetmek/duyumsamak da öyledir.

 

Bu nedenle, İmam-ı Azam akıllıca bir cevap verdiği iddia edilemez.

 

acıyı algılamak nasıl görmekten farklı şekilde olabiliyorsa ,Allahın varlığına inanmak ta beş duyu ve hislerden farklı şeylerle olabilir.

mesela yerçekimini göremezsini. sadece etkisini görürsünüz. kendisini değil. ama ilmen yer çekimini bulup bilebilirsiniz.

 

ve felçli biri felçli bölgesinde acıyı hissetmez değil mi. o zaman acı yok mudur. o hissedemedi diye.

 

 

 

 

İmam-ı Azam, cevap veremediği için, adamların söylediklerini ve soruyu çarpıtmış.

 

Adamlar, insanın iradesi yok dememişler ki.

 

İnsanın iradesi varsa, kader ve kaza olamaz; kader ve kaza varsa, insanın iradesi olamaz demişler.

İslam'ın iki kavramının birbirine ne kadar zıt şeyler olduğuna dikkat çekmişler.

 

tekrar bakarsan dememişler. adamlar cebriyye görüşünü savunuyor. rol oynuyoruz diyor kısaca yani .

ve imamı azam herkesin kendi iradesinin varlığını anlayabildiği için demiş ki; rolünüzde benden toprak yemek varmış ozaman kızmayı irade edemezsiniz.zaten iradeyi kabul etmiyorsunuz diyor.

 

insanın iradesi varsa kaza ve kader olamamışlar hiç dememişler.

 

bu sizlerin de iradenizin varlığını anladığınızdan söylediğiniz bişey. insanın ilmi ile kaderde yazılı olan Cenabı Hakkın ilminin bir kısmmını karıştırdığınızdan . irade varsa bilinemez diye bir ilahın ilmini bir insanın ilmi gibi basit ve zaman ve mekanla sınırlı olduğunu düşünmenizden.

Adamlar, medenice sordukları soruya, İmam-ı Azam namlı kişinin şiddet kullanarak cevap vermesinin dumurundan konuşamamışlardır. "Nerdeyiz biz, burası nersi, kim bu?" diyerek oradan uzaklaşmışlardır.

 

Sevgili demirefe'nin dediği gibi, İmam-ı Azam namlı kişinin, adamları kesip, 'Allah öldürttü benim suçum yok' şeklinde bir açıklama getirebilecek bir kafa yapısına sahip olduğunu görüp, korkarak oradan uzaklaşmışlardır.

 

Saygılar.

 

öyle bir kafa yapısına sahip olmadığını anlatmaya çalıştığını gördüğümüze göre bu boş bir iddiadır. bu tarz ancak soru soranların düşüncesiyle oluşabilecek bir kafa yapıısıdır.

[Φ Suheyla]

Üç kişi İmam-ı Azam Hazretleri’ne birer soru sordular. Büyük imam hepsine birbirinden güzel cevaplar verdi:

 

1- Bize Allah’ı gösterebilir misin?

 

2- Cehennem ateş olduğuna göre, ateşten yaratılan cinler ve şeytanlar orada nasıl azap göreceklerdir?

 

3- Hem kaza ve kadere inanmamızı istiyorsun, hem de insanın iradesinden bahsediyorsun. Halbuki insan her şeyi mecburen yapar, kendi iradesi yoktur?

 

Bu soruları alan büyük imam, eline aldığı bir avuç toprağı soranların yüzlerine attı. Üçü de bu davranışa tepki gösterdiler. İmam-ı Azam bunun üzerine şöyle dedi:

 

1- Allah’ı göremediği için inkar etmeye çalışan adam! Toprağın yüzünde meydana getirdiği acıyı görebildin mi? Daha yüzündeki acıyı göremezken Allah’ı göremediğin için nasıl inkar edersin?

 

2- Ya sen ikinci sorunun sahibi! Bildiğin gibi insan topraktan yaratılmıştır. Ama bu bir avuç toprak senin yüzünü acıtmaya yetti. Demek ki cehennemin ateşi de ateşten yaratılan varlıkları yakabilir.

 

3- İnsanın iradesini inkar eden adam! Madem benim iradem yok, ne diye yüzüne attığım toprak için benden şikayetçi oluyorsun?

 

Aldıkları bu cevaplar karşısında şaşkına dönen adamlar ne diyeceklerini bilemeden oradan uzaklaştılar...

 

 

Yalnız ISLAM dininde mantığa uymuyan ve insanları şaşırtıcı cevaplar, güya manalı ve derin düşünce gibi algılanıyor.

[Misafir yersoy]

acıyı algılamak nasıl görmekten farklı şekilde olabiliyorsa ,Allahın varlığına inanmak ta beş duyu ve hislerden farklı şeylerle olabilir.

 

Arkadaşım acı fiziksel bir etkinin sonucudur. Gözle görünmüyor diye bir şey yoktur. Sinirlerin verdiği tepkilerle kontrol edilir.

 

mesela yerçekimini göremezsini. sadece etkisini görürsünüz. kendisini değil. ama ilmen yer çekimini bulup bilebilirsiniz.

 

ve felçli biri felçli bölgesinde acıyı hissetmez değil mi. o zaman acı yok mudur. o hissedemedi diye.

 

Çünkü sinirler acı hissini iletmez... Bunlar yine maddenin özellikleridir.

 

tekrar bakarsan dememişler. adamlar cebriyye görüşünü savunuyor. rol oynuyoruz diyor kısaca yani .

ve imamı azam herkesin kendi iradesinin varlığını anlayabildiği için demiş ki; rolünüzde benden toprak yemek varmış ozaman kızmayı irade edemezsiniz.zaten iradeyi kabul etmiyorsunuz diyor.

 

Kaderlerinde vasa kızamazlar tabi Ama irade varsa dayağı çoktan haketmişti

 

insanın iradesi varsa kaza ve kader olamamışlar hiç dememişler. bu sizlerin de iradenizin varlığını anladığınızdan söylediğiniz bişey. insanın ilmi ile kaderde yazılı olan Cenabı Hakkın ilminin bir kısmmını karıştırdığınızdan . irade varsa bilinemez diye bir ilahın ilmini bir insanın ilmi gibi basit ve zaman ve mekanla sınırlı olduğunu düşünmenizden.

 

Bu çok tartışıldı ve kimse mantıklı bir cevap veremedi, ilgili forumlarda okuyabilrsin...

 

öyle bir kafa yapısına sahip olmadığını anlatmaya çalıştığını gördüğümüze göre bu boş bir iddiadır. bu tarz ancak soru soranların düşüncesiyle oluşabilecek bir kafa yapıısıdır.

 

Bak burda haklısınız, soru sormadan kabullenmeyi kabul etseydik hiç kimsenin itirazı olmazdı. Böylece herkes her şeyi yutacaktı...