Misafir demirefe Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Bak şimdi Cyrano, senin bu "genellikle genetik" madenini işletmekte ısrarcılığın çok sevimsiz kaçtı artık. Ben bu konuda söyleyeceğimi söyledim. Senin üstelemeni Brain'le aranızdaki gerginliğin asabiyetine veriyorum. Epilepsinin genetik olasılığının yüzde kaç olması tartışmayı etkileyecek bir sav değil. Olabilir mi olabilir. Olmayabilir mi, olmayabilir. Bitti, bu yani... Yalnız şu Çeçenistan konusunda bir şey söyleyeceğim: Ruslar yayılmacı ve işgalci bir politika izlemişlerdir. Macaristan'ı zorla Varşova paktına katmışlardır, Afganistan'ı zorla işgal etmişlerdir, Azerbaycan'a tankları göndererek müdahale etmişlerdir, bizden de Kars ve Ardahan'ı istemişlerdir... Bu işgalci politikaya karşı çıkışlar olmuştur, karşı çıkamayanlar, boyun eğenler olmuştur. Çeçen toplumunun geleceği ne olur bilemem. Bir gün bağımsızlık kazanırlar mı bilemem. Okul basarak filan bir yere varabilirler mi bilemem. Ama Rusların yayılmacı ve işgalci bir politika izlemiş oldukları ve Çeçenlerin tarih boyunca buna direndikleri bir gerçek. Ha ben bunu derken de ne x sen haklısın, ne y sen haksızsın demiyorum. Doğruları doğru olarak belirleyelim. Gerçekler tartışma arasında kaynayıp kurban verilmesin, maksadım o... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Brain gerçekten sadece şu tartışmada bile tarihsel olarak iddia ettiğin herşey çürütülmüşken. Halen bana Tarih dersi vermeye kalkıyorsun ya. Ona şaşırıyorum Yine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu göstericem. Hala ısrala senin dışında hiçkimsenin itibar etmediği iddiaları ortaya atıyorsun. Yani bu forumda herkes komple dogmatik düşünüyor, herkes cahil bilgisiz. Bir sen gerçeği biliyorsun. Ama bunuda tarih konusunda bu kadar zayıf olarak yapıyorsun. Ne yani şimdi burda oylama yapıp parmakmı kaldıracağız?Bende aynen onun gibi düşünüyorum. Hem ayrıca bu bir iddia değil.En yakın arkadaşarı vahiy anındaki gözlemlerini anlatmışlar..Bunların hiç birisini yalanlayamıyorsun. Bu tablodan çokan sonuç çok açık ve net Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Sorarsın Demirefe'ye "sara hastalığı genellikle genetik yollarla geçer" iddiasını savunuyormu savunmuyor mu ? Ortaya attığın faraziyeleri tek savunan sensin bu tartışmada. 70 milyon bizi izliyor tarzi argümanları bırak E valla, sayın demirefe'nin de dediği gibi, söylenen söylendi ve bunu ısrarla uzatmanız gereksiz artık. Ayrıca, sayın BrainSlapper'in yazdıklarına kimse katılmıyor demeniz de sizin hüsnükuruntunuz. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Ebû Derda (r.a.) anlatıyor: “Allah Resûlü’nü (s.a.v.) şöyle derken dinledim: ‘Kim ilim tahsili için yola koyulursa Allah onun için cennete giden yolu kolaylaştırır. Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse –zaten Allah ancak helâl kazançtan yapılan sadakayı kabul eder– Allah o sadakayı sağ eli ile kabul eder. Sonra onu içinizden birinin tayını büyüttüğü gibi büyütür ve sonunda o sadaka dağ gibi olur.” Allah Resûlü’nü (s.a.v.) şöyle derken dinledim: “İnsanoğlu, midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Bir kaç lokma belini dik tutmaya yeter. Eğer mutlaka midesini dolduracaksa, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içmeye ayırsın ve diğer üçte birini de nefes alıp vermek için boş bıraksın.” Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İnsanlara merhamet etmeyen kimseye Allah da merhamet etmez.” Buhârî, Müslim, Tirmizî ve İmam Ahmed “Birbirinize merhamet etmedikçe gerçek mü’min olamazsınız.” Bu söz üzerine sahâbe-i kirâm şöyle karşılık verdi: –Ya Resûlallah. Hepimiz merhamet sahibiyiz!. Hz. Peygamber (s.a.v.) ise onlara şöyle buyurdu: –Bahsettiğim merhamet, sizden birinizin arkadaşına olan merhameti değildir! Fakat o, bütün insanlara, bütün herkese karşı olan merhamettir Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Biz insanlarla beraberiz. İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, onlar kötülük yaparlarsa biz de kötülük yaparız, diyen düşünce yoksunu, kararsız, zayıf karakterli insanlar olmayınız. Aksine nefsinizi iyilikte sabit tutunuz da insanlar iyilik yaptıklarında siz de iyilik yapın, kötülük yaptıklarında zulme yer vermeyiniz.” Bir başka rivayette ise son bölüm şu şekildedir: “Kötülük yaptıklarında kötülüklerinden uzak durunuz "O NE SÖYLERSE DOĞRUDUR"... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 "O NE SÖYLERSE DOĞRUDUR"... Çünkü o örnek insandır değilmi ? Bakın size onun örnekliğinden bazı hadisler aktarayım. İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam, öleceği sıra, kendine ait altı köleyi azad etti. Onlardan başka malı da yoktu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onları çağırdı. Onları üç gruba ayırdı, sonra aralarında kur'a çekti. İkisini azad etti. dördünü köle olarak bıraktı. Adamı da şiddetle azarladı." Müslim, Eyman 56, (1668); Muvatta, Itk 3, (2, 774); Tirmizi, Ahkam 27, (1364); Ebu Davud, Itk 10, (3958- 3961); Nesai, Cenaiz 65, (4, 64). Hz. Cerir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez." Müslim, İman 122-124, (68, 69, 70); Ebu Davud, Hudud 1, (4360); Nesai, Tahrimu'd-Dem 12, (7, 102). İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm av veya koyun veya çoban köpeği hariç diğer bütün köpeklerin öldürülmesini emretti." İbnu Ömer radıyallahu anh'a: "Ebu Hureyre, "veya ekin köpeğini de diyor!" denilmişti, bunun üzerine: "Onun ekini var da ondan!" cevabını verdi ve ilave etti: "Biz Medine ve civarına gider, tek köpek bırakmaz, hepsini öldürürdük. Hakkat biz, çölden gelmiş kadına refakat eden arkadaş köpeği bile öldürürdük." Buhâri, Bed'ü'l-Halk 14; Müslim, Musâkât 45, (1570); Muvatta, İsti'zân 14, (2, 969); Tirmizi, Sayd 4, (1488); Nesâi, Sayd 9, (7, 184). Hadis No : 3482 Ravi: Ebu Saidi'l'Hudri Tanım: Resulullah (sav)'a: "Ey Allah'ın Resulü! Biz senin için Buda'a kuyusundan su alıyoruz. Halbuki onun içerisine (ölmüş) köpeklerin leşleri, kadınların hayız bezleri, insan pislikleri atılıyor, (ne yapalım, su almaya devam edelim mi?)" diye sordular. Şu cevabı verdi: "Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez." Kaynak: Ebu Davud, Taharet 34, (66); Tirmizi, Taharet 49, (66); Nesai, Miyah 2, (1, 174) Örnek insan bunu demişse doğrudur!...İçmeye devam...Yarasın... Muhammed içi su dolu bir bardak ile bir kap getirmelerini ister. Getirilen kabın içinde ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra ağzındaki suyu kabın içine püskürtür, yanında duran Ebû Mûsâ ile Bilâl'e hitaben: "Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze sürünüz! Size müjde veririm" der. Ebû Mûsâ ile Bilâl de su kabını alarak içindeki suyu içip bir kısmını da yüzlerine, göğüslerine sürerler. O sırada Muhammed'in kadınlarından Ümm-i Seleme, perde arkasından Ebû Mûsâ ile Bilâl'e seslenir: "Oğullarım, o sudan ananıza da ikrâm ediniz." Onlar da bu sudan bir miktar ayırıp Ümm-i Seleme'ye ikrâm ederler. (Diyânet yayınları: Sahih-i Buhari.... Cilt I, sh. 163, hadis no. 148; ve Cilt X. sh. 338, hadis no. 1634) Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 HADİSİN KISIMLARI; 1-Sahih hadis, 2-Sahih Kitaplar,3-Sahih Hadislerin Kısımlar 4-Hasen hadis 5-Zayıf hadis 6- Müsned hadis 7- Muttasıl hadis 8- Merfû hadis 9- Mevkuf hadis 10 - Maktu' hadis 11 - Mürsel hadis 12- Münkatı' hadis 13 -Mu'dal hadis 14 –Tedlis 15-Şaz hadis 16- Münker hadisin bilinmesi 17- İtibar, Mutâbîat ve Şevahid 18- Sika ravilerin ziyadeleri ve hükmü 19- Ferd hadisler Ferd hadisler iki kısımdır 20-Muallel hadis 21 -Muzdarib hadis 22 - Müdrec hadis (Müdrec hadis üç kısma ayrılır) 23- Mevzu hadis 24 -Maklub hadis 25 - Bir ravinin rivayetinin kabul edilebilmesi için " adl " ve " zabt " sıfatlarını haiz olması gerekir 26 -Hadis dinleme, tahammül ve zabt şekilleri. Evvela öğrenmek gerek,öğrenmeden,bilmeden eleştiri yapmak “SALLAMAKTIR” bu itibarla her devirde olduğu gibi İslam karşıtları olacaktır nede olsa her İnsan aynı değildir bundan dolayı İslam ve onun şanlı Peygamberine ilgi ve alaka artacaktır gerisi teferruattır. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Çünkü o örnek insandır değilmi ? Bakın size onun örnekliğinden bazı hadisler aktarayım. İmran İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam, öleceği sıra, kendine ait altı köleyi azad etti. Onlardan başka malı da yoktu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onları çağırdı. Onları üç gruba ayırdı, sonra aralarında kur'a çekti. İkisini azad etti. dördünü köle olarak bıraktı. Adamı da şiddetle azarladı." Müslim, Eyman 56, (1668); Muvatta, Itk 3, (2, 774); Tirmizi, Ahkam 27, (1364); Ebu Davud, Itk 10, (3958- 3961); Nesai, Cenaiz 65, (4, 64). Hz. Cerir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez." Müslim, İman 122-124, (68, 69, 70); Ebu Davud, Hudud 1, (4360); Nesai, Tahrimu'd-Dem 12, (7, 102). İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm av veya koyun veya çoban köpeği hariç diğer bütün köpeklerin öldürülmesini emretti." İbnu Ömer radıyallahu anh'a: "Ebu Hureyre, "veya ekin köpeğini de diyor!" denilmişti, bunun üzerine: "Onun ekini var da ondan!" cevabını verdi ve ilave etti: "Biz Medine ve civarına gider, tek köpek bırakmaz, hepsini öldürürdük. Hakkat biz, çölden gelmiş kadına refakat eden arkadaş köpeği bile öldürürdük." Buhâri, Bed'ü'l-Halk 14; Müslim, Musâkât 45, (1570); Muvatta, İsti'zân 14, (2, 969); Tirmizi, Sayd 4, (1488); Nesâi, Sayd 9, (7, 184). Hadis No : 3482 Ravi: Ebu Saidi'l'Hudri Tanım: Resulullah (sav)'a: "Ey Allah'ın Resulü! Biz senin için Buda'a kuyusundan su alıyoruz. Halbuki onun içerisine (ölmüş) köpeklerin leşleri, kadınların hayız bezleri, insan pislikleri atılıyor, (ne yapalım, su almaya devam edelim mi?)" diye sordular. Şu cevabı verdi: "Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez." Kaynak: Ebu Davud, Taharet 34, (66); Tirmizi, Taharet 49, (66); Nesai, Miyah 2, (1, 174) Örnek insan bunu demişse doğrudur!...İçmeye devam...Yarasın... Muhammed içi su dolu bir bardak ile bir kap getirmelerini ister. Getirilen kabın içinde ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra ağzındaki suyu kabın içine püskürtür, yanında duran Ebû Mûsâ ile Bilâl'e hitaben: "Bu sudan içiniz ve yüzünüze, göğsünüze sürünüz! Size müjde veririm" der. Ebû Mûsâ ile Bilâl de su kabını alarak içindeki suyu içip bir kısmını da yüzlerine, göğüslerine sürerler. O sırada Muhammed'in kadınlarından Ümm-i Seleme, perde arkasından Ebû Mûsâ ile Bilâl'e seslenir: "Oğullarım, o sudan ananıza da ikrâm ediniz." Onlar da bu sudan bir miktar ayırıp Ümm-i Seleme'ye ikrâm ederler. (Diyânet yayınları: Sahih-i Buhari.... Cilt I, sh. 163, hadis no. 148; ve Cilt X. sh. 338, hadis no. 1634) Kaynaklarıyla böyle bir iletiyi yazmanız ne kadar güzel. Ardından gelen "***********" gibisinden eleştiriler, verdiğiniz kaynakları karalar ki bunların karalanması olayı açıkça ortaya koyar... Bilmem anlatabildim mi? Not: Bir öğretide tutarlı olmak ne kadar önemli değil mi? Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Kaynaklarıyla böyle bir iletiyi yazmanız ne kadar güzel. Ardından gelen "***********" gibisinden eleştiriler, verdiğiniz kaynakları karalar ki bunların karalanması olayı açıkça ortaya koyar... Bilmem anlatabildim mi? Not: Bir öğretide tutarlı olmak ne kadar önemli değil mi? Valla hiç bir şey anlamadım. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Kaynaklarıyla böyle bir iletiyi yazmanız ne kadar güzel. Ardından gelen "***********" gibisinden eleştiriler, verdiğiniz kaynakları karalar ki bunların karalanması olayı açıkça ortaya koyar... Bilmem anlatabildim mi? Not: Bir öğretide tutarlı olmak ne kadar önemli değil mi? Anlatamadın nedenmi; Çünkü tutarlı olamazsınız sebebide her objektif ( ard niyetsiz) kişi evvela incelediği her ne konu olursa olsun incelediği şeyi doğru bir kritiğini yapabilmesi için sağlam kaynaklardan bilgi edinip ondan sonra eleştirisi varsa oda " GAREZKAR" değil yapmasıdır yoksa herkes kendi yoluna. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Valla hiç bir şey anlamadım. A ve B öğretilerinden insanlar var. A öğretisi B öğretisinin yanlışlarını yine B öğretisinin genel geçer kaynaklarını kullanarak eleştirmekte. Ancak B öğretisinden insanlar bunları kabul etmemekte ve yalanlamakta. İşine geleni doğru kaynak işine gelmeyeni yanlış kaynak deyip işin içinden sıyrılmakta. Ama objektif olarak baktığınızda bu B öğretisindeki insanların hepsi ayrı telden çalmakta. Biri diğerini yalanlamakta hem de farkında olmadan. Halbuki yalanladığı kendi öğretisi. Çok eğlenceli yaa Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Muhammed: "Ali nerede?" Sahabe: "Gözleri ağrıyor (hasta)" Muhammed: "Bana gelsin" Bu konuşmadan sonra Ali, Muhammed'e gelir. Ve Muhammed, Ali'nin gözlerine tükürür, tedavi eder. Hadiste, aynen şu anlamdaki sözler yer alır: "Peygamber, Ali'nin gözlerine tükürdü ve gözler hemen orada iyileşti. Öylesine ki, gözlerde hiç ağrı bulumamış gibiydi." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/102, 143; Tecrid, hadis no: 1236; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/132, hadis no: 1807 ve öteki hadis kitapları.) Üfürükle tedavi: Hadislerde pek çokörnek verilir. Ve, iki türü vardır. Tedavide tükürüksüz üfürük, tükürüklü üfürük.. Tükürüksüz üfürük: Hadislere göre Muhammed, bu yöntemle kırıkları, yaraları, kılıç yaralarını bile tedavi ediyordu. Yani okuyup üfürerek. Ekva Oğlu Seleme, Hayber'de bacağından vurulur. Muhammed'e gelir. Muhammed, "üç nefes" eder, yani okuyup "üç kez üfürür". Seleme'nin sorunu, ağrısı, sızısı kalmamıştır. (Bkz. Buhari, e's-Sahih, kitabu'l-Megazi,/38; Tecrid, hadis no: 1611; Ebu Davud, Sünen, Kitabu't-Tıbb/19, hadis no:3894 ve öteki hadis kitapları.) Tükürüklü üfürük: Ali'nin gözlerinin tedavisinde görüldüğü gibi, pekçok olayda bu yöntem uygulanırdı. Ilkellerde de bu tedavi yöntemi çok geçerli ve yaygındır. Prof.Dr.Veyis Örnek şunları yazar: "Tükürük (ilkellerde) hastalık tedavisinde kullanılır. Tüküren kimsenin mistik ve majik (büyüsel) gücünü karşısındakine geçirdiğine inanılır. Ayrıca nazar inancının yaygın olduğu yerlerde, kötülüğü uzaklaştırıcı pratikler de kullanılır" (Bkz. Örnek, Etnoloji Sözlüğü, Tükürük Mad.) Üfürükle tedavinin alanına giren hastalıklar: Yukarıda da belirtildiği gibi, hadislerde bu tedavi yönteminin pek çok olayda kullanıldığı anlatılır. "Nazar"a (göz değmesi"ne karşı üfürük: Yüzünde "sarılık" belirtisi görülen bir kız görür Muhammed. Ve hemen buyurur: "Bu kızcağızı okutup üfletin. Çünkü buna göz değmiştir (nazar var)." (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Tıbb/35; Tecrid, hadis no:1933; Müslim, e's-Sahih, Kitabu's-Selam/59, hadis no:2197 ve öteki hadis kitapları.) Muhammed'in karılarından Aişe anlatıyor: "Peygamber, göz değmesine karşı (tedavi için) okuyup üfürmeyi buyurmuştur." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/35; Tecrid, hadis no:1932; Müslim, e's-Sahih, Kitabu's-Selam/55-56, hadis no:2195 ve öteki hadis kit.) Yılan, akrep böcek sokmalarında üfürük: Malik Oğlu Enes anlatıyor: "Peygamber, böcek, akrep, yılan zehirlenmelerinde ve kulak ağrısında tedavi için okuyup üflemeye izin verdi." (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/26; Tecrid, hadis no:1929; Müslim, Kitabu's-Selam/57-58, hadis no: 2196 ve öt.) Aynı şeyi Aişe de anlatıyor. (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/35; Tecrid, hadis no:1934; Müslim e's-Sahih, Kitabu's-Selam/52-53, hadis no:2193) Üfürükle tedavi ücreti ve Muhammed'in payı: Hadiste anlatıldığına göre: Ebu Said ve Peygamber'in öteki arkadaşlarından bir kalabalık, birkesim yeri ele geçirmek için yola çıkar. Yolları bir kabileye düşer. Kabile başkanını akrep sokmuştur. "Peygamber'in arkadaşları"na başvurulur. Tedavi için birşey bilen olup olmadığı sorulur. Ebu Said Hudri atılıp, başkanı tedavi edebileceğini söyler. Ücret pazarlığından sonra tedaviye girişir. Fatiha suresini okuyup üfürür. Başkan kurtulmuştur. Ücret: Bir sürü koyun. Yani, akrep zehirini okumayla, üfürükle tedavinin karşılığı. Bu arada sürünün Ebu Said ve arkadaşları arasında bölüştürülmesi söz konusu olunca sorun çıkar. Çözüm için "Peygamber"e götürülür konu. Olay ve tedavi anlatılır. Alınan ücret de..Bunun üzerine, Muhammed'in verdiği karşılık şu olur: "Çok iyi etmişsiniz (bu tedavi ve ücret işinde) Koyunları şimdi paylaştırın ve benim payımı da ayırın.." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tıbb/39; Tecrid, hadis no:1031; Müslim, e's-Sahih, Kitabu's-Selam/65-66, hadis no:2201)" Günümüzdeki cincilere,üfürükçülere,muskacılara hiç kimse tek laf bile edemez. Onlar muhammedi örnek alan dört dörtlük müslümanlardır. -------------------------------------------------------------------------------- Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 ...Bu konuşmadan sonra Ali, Muhammed'e gelir. Ve Muhammed, Ali'nin gözlerine tükürür, tedavi eder. Hadiste, aynen şu anlamdaki sözler yer alır: "Peygamber, Ali'nin gözlerine tükürdü ve gözler hemen orada iyileşti. Öylesine ki, gözlerde hiç ağrı bulumamış gibiydi." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/102, 143; Tecrid, hadis no: 1236; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Cihad/132, hadis no: 1807 ve öteki hadis kitapları.)[/b].... Tükürük yada üfürük... güce bak sen... Peygamber o yapar (diyeceklerdir)... Getirilerine bak bir de... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Efendim, Müjdecim, Kurtaricim, Peygamberim ! Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim" N. F. Kisakürek "O NE DERSE DOĞRUDUR" Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Sayın hoppa, ben şunu anlıyorum buradaki iletilerden... Bu milleti bir şekilde kandır, daha çok diğer dünya vaadleriyle, Sonrada gözlerine ******, ***** **** üfür ve efendi ol kurtarıcı ol müjdeci ol... Koyunları götür... Sanırım Amerikan emperyalizminden daha tehlikeli bu doğu "düşünce" emperyalizmi... Doğrumudur? Gerçi günümüzde de bir çok örneği var ya... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Sayın hoppa,ben şunu anlıyorum buradaki iletilerden... Bu milleti bir şekilde kandır, daha çok diğer dünya vaadleriyle, Sonrada gözlerine tükür, bilmem neresine üfür ve efendi ol kurtarıcı ol müjdeci ol... Koyunları götür... Sanırım Amerikan emperyalizminden daha tehlikeli bu doğu "düşünce" emperyalizmi... Doğrumudur? Gerçi günümüzde de bir çok örneği var ya... Mesela; "İLKEL ÇORBA VE TESADÜF?"... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 A ve B öğretilerinden insanlar var. A öğretisi B öğretisinin yanlışlarını yine B öğretisinin genel geçer kaynaklarını kullanarak eleştirmekte. Ancak B öğretisinden insanlar bunları kabul etmemekte ve yalanlamakta. İşine geleni doğru kaynak işine gelmeyeni yanlış kaynak deyip işin içinden sıyrılmakta. Ama objektif olarak baktığınızda bu B öğretisindeki insanların hepsi ayrı telden çalmakta. Biri diğerini yalanlamakta hem de farkında olmadan. Halbuki yalanladığı kendi öğretisi. Çok eğlenceli yaa Bu durumu bildiğim için, İslam'a ilişkin irdelemelerimde İslam kaynakları dışına çıkmamaya çalışıyorum. Kuran'ın yükei harikuladekitapların kitabı olmadığını, aksine, ne kadar sıradan, okuması zor, daldan dala atlayan, konu bütünlüğünden uzak, uyuklatıcı tekrarlarla dolu, kendi içinde çelişkilerle dolu bir kita olduğunu görebilmeleri için, her müslümana Kuran'ı baştan sona ana dillerinde anlayarak okumalarını tavsiye ediyorum herzaman. Kuran'ı yalanlamaya Kuran yeter. İslam'ı yalanlamaya da İslam'i kaynaklar yeter. Saygılar. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Mesela; "İLKEL ÇORBA VE TESADÜF?"... İlkel çorba ve tesadüf nedir? Bana anlatabilirmisiniz? Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Bu durumu bildiğim için, İslam'a ilişkin irdelemelerimde İslam kaynakları dışına çıkmamaya çalışıyorum. Kuran'ın yükei harikuladekitapların kitabı olmadığını, aksine, ne kadar sıradan, okuması zor, daldan dala atlayan, konu bütünlüğünden uzak, uyuklatıcı tekrarlarla dolu, kendi içinde çelişkilerle dolu bir kita olduğunu görebilmeleri için, her müslümana Kuran'ı baştan sona ana dillerinde anlayarak okumalarını tavsiye ediyorum herzaman. Kuran'ı yalanlamaya Kuran yeter. İslam'ı yalanlamaya da İslam'i kaynaklar yeter. Saygılar. Çok doğru... "anladığı dilden konuşmak". Ama o dili de yalanlıyorlar ya, o zaman işte kızıyorum Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Rusya Ortodoks Patrikliğinin Kamu Dernekleri ve Dini Örgütleri İlişkiler Komitesi Başkanı ve Rus Federasyonu Temsilciler Meclisi DUMA'da milletvekili olan Başpiskopos Viaçeslav Polosin, 1999 yılında İslam dinini seçmişti. Olay, yüzlerce medya mensubunun önünde olmuş, Ortodoks ve Slav dünyasını derinden sarsmış ve olayı örtmek için Patrikhane bin dereden su getirmişti. Ama Türkiye'de hiç kimsenin haberi yoktu! Komşumuzu aylarca çalkalayan bir haber sümenaltı edilmişti sanki. Bu skandal, ********* bir dezenformasyon örneğidir! Polosin'in, yüzlerce medya mensubu önündeki şok edici "geçiş" sahnesi de şöyle; Başpiskopos Polosin, (ki onlar hala öyle sanıyor) mikrofona eğiliyor. Boğazını temizliyor. Ve sessizlik pâk imanının manifestosu ile bozuluyor: "Kamuoyunda şehadet ederim ki ben kitaplı dinlerin Hazreti İbrahim"den başlamak üzere tüm peygamberlerinin yüce geleneği olan hakiki imanın takipçisi olarak, tek doğru dine şahitlik ettim ve Ortodoks Kilisesi'nin ne papazı ne de müridiyim. Ben bir Müslüman'ım. Eşhedüenlâilaheillallah..." Gerisi teferruat. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Sayın sarıgöl, yazdıklarınız komik olduğu için mi, her iletinizin altına gülücükler sıralıyorsunuz. Ha, ancak bilimsellikten uzak oldukları için, bu gülücükler sizin çaresizliğinizi simgeliyorsa, ona diyecek bir şeyim yok. 'O ne derse doğrudur', 'Gerisi teferruat' demekle de yazdıklarınızı haklı çıkarmak için yazıyorsanız, zahmet etmeyin derim ben size. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Sayın sarıgöl, yazdıklarınız komik olduğu için mi, her iletinizin altına gülücükler sıralıyorsunuz. Ha, ancak bilimsellikten uzak oldukları için, bu gülücükler sizin çaresizliğinizi simgeliyorsa, ona diyecek bir şeyim yok. 'O ne derse doğrudur', 'Gerisi teferruat' demekle de yazdıklarınızı haklı çıkarmak için yazıyorsanız, zahmet etmeyin derim ben size. Bu nefisten, heva ve hevesden kurtuldum. Bunların dirisi de bela, ölüsü de bela. Halbuki ben, ister diri olayım, ister ölüp gideyim, yerim, yurdum Allah'ın lütfundan baska bir yer degildir. Mevlana. Saygılar. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Bu nefisten, heva ve hevesden kurtuldum. Bunların dirisi de bela, ölüsü de bela. Halbuki ben, ister diri olayım, ister ölüp gideyim, yerim, yurdum Allah'ın lütfundan baska bir yer degildir. Mevlana. Saygılar. Mevlana kiiiim, bizler kim... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Bak şimdi Cyrano, senin bu "genellikle genetik" madenini işletmekte ısrarcılığın çok sevimsiz kaçtı artık. Ben bu konuda söyleyeceğimi söyledim. Senin üstelemeni Brain'le aranızdaki gerginliğin asabiyetine veriyorum. Epilepsinin genetik olasılığının yüzde kaç olması tartışmayı etkileyecek bir sav değil. Olabilir mi olabilir. Olmayabilir mi, olmayabilir. Bitti, bu yani... Bak arkadaşım, bir şeyi iddia ettin sonra geri çektin, ilk iddia ettiğinde daha "gereksiz polemik olmasın" dedim. İkide bir bana uzatıyorsun demen boş. Daha ilk iddia ettiğinde kendi kaynağının ne dediğini yazıp polemik olmaması için konuyu kapattım. Ama sen devam ettirdin yine uzatmadım. Şimdide Brain "epilepsinin genellikle genetik olduğu" iddiasına referans olarak senin yazını gösterdiği için adın geçmiştir. Birisi tartışmada senin yazını kendisine referans olarak gösteriyorsa. Buna cevap vermem senin iddianı uzattığım anlamına gelmez. Ve tabiki yine aynı kişi senin ve mukinin yazısını linkleyerek kendi iddiasına referans gösterdiği için senin adın ve iddian geçer, geçecektir. . Kişi bir iddia için kendi yazdığı referans gösteriliyorsa ve bundan rahatsızda , en fazla "ben o iddiaya katılmıyorum" der ve referans gösterilmesini engeller. Bunun yerine , kendisine karşı referans gösterilen bir kaynaktan bahseden kişiye "niye uzatıyorsun" demez. Yuvarlak, flu cümleler kurarak tartışılmaz. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Sayın Cyrano, ittifaklar kurmayı, devletleri yıkmayı, şehir devletlerini birleştirip devlet kurma işlerini Muhammed Tanrı'dan vahiy alıpta mı yaptı? O zaman Muhammed ile Bush'un arasındaki fark ne? Tanrı bana 'George, git Afganistan'daki teröristlerle savaş' dedi, gittim. 'George, Irak'taki despotluğu bitir' dedi, bitirdim. Bir insanın "Bir deli, fakir, a sosyal, toplum tarafından dışlanmış, toplumun farkında olmadığı" nı iddia edeceksin. Sonra o insanın ilahi bir gücüde olmadığını iddia edeceksin. O zaman sorarlar tabi adama. Bu insan tüm bunları nasıl yaptı diye. Bu özelliklerde bir insan. Anlattığım bu çelişkidir kişinin kendi mantığı ve iddialarındaki çelişki. Ben şimdi kaçak güreşi sevmem. Şimdi size göre brainin iddiaları doğru. peki: "Bir deli, fakir, a sosyal, toplum tarafından dışlanmış, toplumun farkında olmadığı," Kişi tüm bunları yapabilir mi ? Sizin iddianıza göre bir dinin kurucusu olabilir mi? Milyonlarca insanı arkasına alabilir mi? Devletler yıkıp, devlet kurabilir mi? Krallarla, imparatorlarla anlaşmalar, ittifaklar imzalayabilir mi ? Şöyle net olalım. Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 HADİSİN KISIMLARI; 1-Sahih hadis, 2-Sahih Kitaplar,3-Sahih Hadislerin Kısımlar 4-Hasen hadis 5-Zayıf hadis 6- Müsned hadis 7- Muttasıl hadis 8- Merfû hadis 9- Mevkuf hadis 10 - Maktu' hadis 11 - Mürsel hadis 12- Münkatı' hadis 13 -Mu'dal hadis 14 ?Tedlis 15-Şaz hadis 16- Münker hadisin bilinmesi 17- İtibar, Mutâbîat ve Şevahid 18- Sika ravilerin ziyadeleri ve hükmü 19- Ferd hadisler Ferd hadisler iki kısımdır 20-Muallel hadis 21 -Muzdarib hadis 22 - Müdrec hadis (Müdrec hadis üç kısma ayrılır) 23- Mevzu hadis 24 -Maklub hadis 25 - Bir ravinin rivayetinin kabul edilebilmesi için " adl " ve " zabt " sıfatlarını haiz olması gerekir 26 -Hadis dinleme, tahammül ve zabt şekilleri. Evvela öğrenmek gerek,öğrenmeden,bilmeden eleştiri yapmak ?SALLAMAKTIR? bu itibarla her devirde olduğu gibi İslam karşıtları olacaktır nede olsa her İnsan aynı değildir bundan dolayı İslam ve onun şanlı Peygamberine ilgi ve alaka artacaktır gerisi teferruattır. Bak sana en güzel cevabı cübbeli ahmet hoca veriyor. -http://www.youtube.com/watch?v=gwsK7Vx85gs- Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.