Φ muki Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Varolmayan “öteki dünya” için zamanı boşa harcamaktansa, bu dünyayı yaşanacak bir yer haline getirmek için çaba harcamak gerekir. Çünkü bu dünyaya doğmuş insanların büyük çoğunluğu için, sorun ölümden sonra yaşamın olup olmadığı değil, aksine ölümden önce yaşamın olup olmadığıdır. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Varolmayan “öteki dünya” için zamanı boşa harcamaktansa, bu dünyayı yaşanacak bir yer haline getirmek için çaba harcamak gerekir. Çünkü bu dünyaya doğmuş insanların büyük çoğunluğu için, sorun ölümden sonra yaşamın olup olmadığı değil, aksine ölümden önce yaşamın olup olmadığıdır. Ölümden önce yaşamın olup olmamadığı,Ölümden sonrada olacağının bir göstergesi değilmidir mantıken değilmi. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Varolmayan “öteki dünya” için zamanı boşa harcamaktansa, bu dünyayı yaşanacak bir yer haline getirmek için çaba harcamak gerekir. Çünkü bu dünyaya doğmuş insanların büyük çoğunluğu için, sorun ölümden sonra yaşamın olup olmadığı değil, aksine ölümden önce yaşamın olup olmadığıdır. Ölümden önce yaşamın olup olmamadığı,Ölümden sonrada olacağının bir göstergesi değilmidir mantıken değilmi. Neyse.... anlayana! Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 aksine ölümden önce yaşamın olup olmadığıdır "ÖLÜMDEN" önce yaşam (yaşamın) varmıdır, yokmudur olup,olmadığı gerçekten anlayamadım zaten yaşam olmaz ise ölüm olmaz bu itibarla ölen yaşar ölümünden evvelki yaşamı bittiğinde yok eğer ölümden evvelki yaşamında nasıl yaşadığı rahat edip etmediği acaba dünyaya tesadüfenmi geldiği yoksa yaratıldığımı o zaman başka... Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Mülk Suresi (2) O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. ayette ölüm ve hayat kelimelerinin sırası hep dikkatimi çekmiştir..bizim düşüncemizde hayat ölümden öncedir...ölüm hayatın sonu...ama ayet ölümü öne alıyor yaratılışta...ölüm hayatın başlangıcı oluyor bu durumda...ölümü anlamadan hayatı anlamaya çalışmak boş bir çabadır...ölümü düşünmek elbette hayata boşvermek değildir...bu ucuz bir yaklaşım olur...ölümün varlığı hayatı anlamak anlamlı kılmak adına çok mesajlar içerir... ölüme nasıl baktığımız hayata nasıl baktığımızın aynasıdır aslında... doğmak ölmek midir....tırtılın kozasından çıkıp başka bir hale bürünmesi ölüm müdür....ölüm yok olmak mıdır...nasıl öleceğiz...insan yalnız mı ölür... ölürsem ardımda benden neler kalacak...ölüm yaşamın sona ermesi ise yaşamak nedir...sonunda ölüp gidecek bir insanın bu dünyada kibir zulüm yapmasının mantığı nedir... nasrettin hocaya sorarlar kıyamet ne zaman..hanım öldüğünde küçük kıyamet ...büyük kıyamet te ben öldüğüm zaman der.... kıyametimiz koptuğunda şunu söylememek için yaşamalı insan...."Keşke ölüm her şeyi bitirseydi." Hakka Suresi(27) Alıntı
Φ evaporit Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 insanoğlu varlığa ve yaşama dair her geçen daha çok bilgi elde ediyor, bilgi birikimi arttıkça da hayata ve evrene ilişkin bakışı da değişiyor... insanoğlunun tarihi, aslında bilgi toplaması, bilgiyi elde edip, onu geliştirmesi ve kullanması tarihidir. tekerleğin icadı ile başlayan bu baş döndürücü gelişme, insanoğlunun hayata ve evrene ilişkin sorularının bir kısmını cevaplamış ve onu tatmin etmiş ise de, sonunu ve şu anda neresinde olduğumuzu bile bilemediğimiz bu gelişmenin (bilgi üretimi ve bilgi birikiminin) daha ne kadar büyüyeceği ve hangi sorularımızı da çözümleyebileceğini tahmin edemiyoruz. ancak tam da bu noktada, bilim adamlarının insanoğlunun bilgi birikimini anlamamız açısından yaptıkları ''bilinenlerin okyanusata damla kadar'' olduğu şeklindeki yorumları önem kazanıyor. elbette bilimsel bilginin elde edilebileceği alan fizik alanla sınırlı olacağı için, fizik alanın ötesinde bilimsel bilgi üretimi ve bilimsel analiz beklemek de mümkün olamayacaktır. şu halde kıyametin ne zaman ve nasıl olacağı husunda sanırım yeterli ya da en azından insanoğlunu tatmin edebilecek bir bilgiyi elde etmemiz mümkün görülmüyor... sadece tahmin ve öngörüde bulunabilecektir bilginlerimiz. ancak ilginçtir ki, bu sorunun cevabı, sorunun kendisinden daha bilinmeyen olacaktır... çünkü cevabının doğruluğunu test etme şansınız da olmayacaktır... peki kıyamet kavramının gerçekte bize kazandırmak istedği ne olabilir ? bence bu kavramla, inanan insanların yaşamın nasıl ve ne şekilde son bulacağına ilişkin öngrüleri değil, bizatihi halihazırda yaşadıkları anı nasıl yaşamaları gerektiğini belirlenmek istenmiş olmalıdır. yani yaşamın sonlu olduğu hatırlatılarak, eldeki şeyin ne kadar değerli olduğu belirtilmiş ve onun en iyi şekilde değerlendirilmesi istenmiş olmalıdır. yani hayatın merkezine ölüm düşüncesini koyarsanız, hayatı diriltmiş olursunuz... varlık alemini anlamak için, onun sonlu olduğu ve biteceği düşüncesi ile, dünya ile olan ilişki de belirleyici oluyor. tabiri caiz ise, dünyaya kazık çakmak gibi bir niyetiniz varsa bunun boş bir şey olacağı hatırlatılıyor ve yaşama dair sınır çiziliyor : hayat paylaşmaktır...... Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2007 sayın evaporit hoşgeldin aramıza...iyi ki de geldin... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2007 sayın evaporit hoşgeldin aramıza... Baş tarafı bana da akıllı bir düşünüş gibi geldi. Fakat sonu itibariyle size sunulan hazır veriyi kabul etmeye kendinizi zorlamışsınız sayın evaporit. Hoş gelmeye geldiniz tabii. Bu "vardır bir hikmeti" zorlamasından zihninizi kurtarın. Kıyamet fikrinin olumlu bir getirisi olamaz. "Kazık çakılamadığını" hepimiz biliyoruz, hatırlatılmasına gerek olduğunu sanmıyorum. Ancak bilim "kazık çakmayı" en azından denemek zorundadır. Başarır başaramaz o ayrı konu. Zihni şartlandırmamak bilimin olmazsa olmazıdır. "Fikri hür vicdanı hür..." sözleri bir tekerleme değildir, çok önemli bir ilkedir. "Bırak yahu, biz kazık çakamayız. Dünya da batacak zaten" zihniyeti en tehlikeli kısıtlamadır. Ben varım ve buradayım. İsteğimle var olmamıştım. Sonumun ne olacağı beni ilgilendirmez. Var olmanın gereğini sonuna kadar yerine getiririm. Sonrasına karışamam, çünkü öncesine de karışamamıştım zaten... Alıntı
Φ evaporit Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 4 Kasım , 2007 Baş tarafı bana da akıllı bir düşünüş gibi geldi. Fakat sonu itibariyle size sunulan hazır veriyi kabul etmeye kendinizi zorlamışsınız sayın evaporit. Hoş gelmeye geldiniz tabii. Bu "vardır bir hikmeti" zorlamasından zihninizi kurtarın. Kıyamet fikrinin olumlu bir getirisi olamaz. "Kazık çakılamadığını" hepimiz biliyoruz, hatırlatılmasına gerek olduğunu sanmıyorum. Ancak bilim "kazık çakmayı" en azından denemek zorundadır. Başarır başaramaz o ayrı konu. Zihni şartlandırmamak bilimin olmazsa olmazıdır. "Fikri hür vicdanı hür..." sözleri bir tekerleme değildir, çok önemli bir ilkedir. "Bırak yahu, biz kazık çakamayız. Dünya da batacak zaten" zihniyeti en tehlikeli kısıtlamadır. Ben varım ve buradayım. İsteğimle var olmamıştım. Sonumun ne olacağı beni ilgilendirmez. Var olmanın gereğini sonuna kadar yerine getiririm. Sonrasına karışamam, çünkü öncesine de karışamamıştım zaten... fikri hür hür, vicdanı hür.... elbette, bilimselliğin ne olduğunu ve hangi yöntemlerle bilimsel çalışma yapıldığını da biliyor olmalısınız... ama bir de zeki, çevik ve akllı olanlarla ilgili bir sözü var ya, ona bayılıyorum, Mustafa Kemal Atatürk'ün... benim yazdıklarımdan eğer bunları anladıysanız ve bu çıkarımları yaptıysanız, size bir parantez daha açmam gerekiyor.... sayın Demirefe, aklın ve vicdanın hür oluşu, bilimsel deneye ya da değerlendirmelerimize taarafgirlik katmaz, aksine onları değerlendirirken objektif olmamazı gerekli kılar... siz kıyamet konusunda, bilimsel anlamda sadece fikir yürütebilir ve öngörüde bulunabilirsiniz, yani bir tür varsayım, ispata muhtaç... ama ispatı da mümkün değil, çünkü, bilimsel anlamda bir teorinin ispat edilip aksiyom haline geçebilmesi için, bilimsel yöntemler kullanılarak, deneylerle ve gözlemlerle ortaya konulması gerekiyor... üstelik buna tamam işte budur denilebilmesi için de bu deney ve gözlemlerin tekrarlanabilmesi ve aynı ortamda farklı kimseler tarafından da yapılabilmesini gerekli kılıyor... diyelim ki, bir bilim adamı, kıyameti, güneşteki patlamalara bağlayan bir öngörüde bulundu, bir diğeri de dünyadaki konvansiyon akımlarının gezegenin dengesini bozması ile gerçekleşeceğini varsaydı, bir başkası da yolunu kaybeden bir meteor yağmuruna bağladı. daha bir sürü teori... varsayım... hepsi de oturup, hesaplamalarını yaptı ve neticede bir tarih verdiler... kimine göre 50 yıl, kimine göre 3 ay.... hepsi de kendi çapında bilimsel ve kendi çapında gerçek... hatta inanmayacaksınız ama bu fikri ve vicdanı hür yaklaşımların hepsi de hem zeki ve hem de akıllı...ama şimdi sormamız gerekmez mi bu çalışmacılara : 1- Önermelerinizin gerçekte kıyamete karşılık gelip gelmediğini nasıl bildiniz ; yani bu dediğiniz şeyler bu tarihte vukuu bulursa hakkaten bu kıyametmidir ? 2- bunu kim bilecek ? 3- bildiniz diyelim, - ki o her neyse ve nasılsa - size nasıl bir fayda sağlayacak ki ? 4- bildiğiniz de ise tanrının dediği gibi '' Andolsun bileceksiniz...'' ogün herşey önünüzde açılmış olacak, ellerinizle yapıp ettikleriniz, önünüze konulmuş olacak.... inkar ettikleriniz de.... inandıklarınız da.... o halde bilip bilemeyeceğinizden bile hiçbir zaman emin olamayacağınız, ve hiç bir zaman da sizi tatmin etmeyecek bilimsel çalışmalar ne ifade edecek ? bu soruya ben cevap vermek istiyorum, sayın demirefe, bilim kendi sınırlarını zorlayıp, fiziğin ötesine geçmeye kalktığınızda, sizi yalnız bırakıyor... sizi asıl o zorluyor... kıyamet, ruh ve ölüm konularında sizi zorlayan fizik ötesine devinen bir yanı olması insanın... tanrıya rağmen yeryüzünde tanrı olmak arzusunda olan kimseler ise, tanrıya karşı bir alan yaratma ve alan kazanma arzusuyla, bilimi kullanmayı düşünüyorlar...güya tanrıya ait gizemli alan, fizik ötesi alan, yeryüzü değerleri ile bilinecek, aydınlanacak ve tanrının gizemi çözülecek.... tanrı ya yeryüzüne indirilecek, ya da ortaya konulacak... bunu da bilimle yapacaklar... evrenin sırrı çözüldükçe, tanrının gizemi ortadan kaldırılacak ve '' o halde ben de varım '' denilecek... yani bizim tanrı inanışımıza karşı, insan tanrı.... bilim de silah.... bilim adamları tarafsız olamaz... elbette bu doğal.... kimi de inkarın tarafında olacaktır, bu da doğal... ama doğal olmayan, objektif olmamaktır. bilim tarafsızlığı değil, objektifliği esas alır. siz taraf olabilirsiniz ama, bilimsel verilerinizi algılarken ve değerlendirirken objektif olmak zorundasınız, aksi taktirde bilimsel değildir bu sonuçlar... yaptığınız da bilim olmaz.. şimdi asıl konuya dönmek gerekirse, bilim bir takım insanların inkarlarını ispat için zorlanırsa bu bilim olmaktan çıkar.. elbette bunun aksi de doğrudur... dolayısıyla bilimi kendi alanında bırakmalı ve akıllı ve zeki davranmak zorundayız... kıyamet kavramı, bilimsel yöntemlere açık değildir... onu ancak kutsal kitapların bildirdiği şekillde anlamaya çalışmak en doğrusu olacaktır.... selamlar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2007 evaporit çok kısa yanıt vereceğim: Bilim kıyamet ne zaman kopacak diye bir araştırma yapmaz. Bilim kıyamet kopacağını öngörmüyor ki ne zaman kopacağını araştırsın? Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2007 evaporit çok kısa yanıt vereceğim: Bilim kıyamet ne zaman kopacak diye bir araştırma yapmaz. Bilim kıyamet kopacağını öngörmüyor ki ne zaman kopacağını araştırsın? bilim kurgu filmlerine bakar mısınız ...hemen hemen hepsi kıyamet senaryoları üzerine kurgulanmış...hadi biz buna kıyamet demeyelim de dünyanın sonu, insanlığın sonu,falan diyelim...aynı kapıya çıkmaz mı...öngörülenle olması olası olanı tesbitte bilim aynı şeylere sözcülük ederse yapacak ne kalıyor geriye....hayattan vazgeçmek mi...ASLA... hiç ölmeyecekmiş gibi dünya yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın diyor...kıyamet kopuyor dahi olsa elinizdeki fidanı dikiniz diyor...kim mi...boşverin...mesajı alalım yeter... selamlar... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 5 Kasım , 2007 bilim kurgu filmlerine bakar mısınız ...hemen hemen hepsi kıyamet senaryoları üzerine kurgulanmış...hadi biz buna kıyamet demeyelim de dünyanın sonu, insanlığın sonu,falan diyelim...aynı kapıya çıkmaz mı...öngörülenle olması olası olanı tesbitte bilim aynı şeylere sözcülük ederse yapacak ne kalıyor geriye....hayattan vazgeçmek mi...ASLA... hiç ölmeyecekmiş gibi dünya yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın diyor...kıyamet kopuyor dahi olsa elinizdeki fidanı dikiniz diyor...kim mi...boşverin...mesajı alalım yeter... selamlar... Dünyada ilerleme ve kalkınma modası hakim olunca müslümanlar da kutsal metinleri bu gözle okumaya, satırlardan veya satır aralarından dünya insanını memnun edecek manalar çıkarmaya yöneldiler, "Din gelişmeye mani değildir" cümlesi özdeyişler arasına girdi, şiirlerde mısralaştı, "Yarın ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalış" sözü hadis diye piyasaya sürüldü. Kim mi demiş... Yanılmıyorsam, Abu al-Fadl 'Abd al-Rahman ibn Abi Bakr Jalal al-Din al-Suyuti. Alıntı
Φ chosen Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 selam arkadaşlar, yazıyı baştan sona okudum ,güzel bir çalışma olmuş fakat ilginç olan bir detay varki yazı net görüşlerden çok sadece kuranı kerimi kaynak göstermiş ve bu sadece insanda korku ve dehşet uyandırıyor .neden allah insanları kıyameti net bir şekilde bildirme gereksinimi göstersinki.. ve böylece kendisini kuranı kerimde aciz yerine getirme gibi bir çalışmalara girer buda işin bir ayrı yönü tabiiikii günümüz insanları popülarite kazanmak için ,insanın en büyük zaafı olan ,korkudan beslendigini gayet iyi bilinmektedir ve bu sebeple işi korkuyla karıştırıp ayrı bir mana sunmak işin diger bir boyutu... ve gelelim evrenin tam manasıyla yok olması bütün insanlıgın yok olması kıyametmidir yoksa geyet normal yaklaşmak gerekirse dogal bir zincirin bir parcasımıdır..bu sebeple incelersek ,kuranu kerim kıyameti bildirmekte epey geç kalmıştır diyebilirim ve hatta kalmak bir yana bilgileriyle kendisi bile çelişikiler yaşamaktadır ,bunuda göz öününde bulundurmak gerekecektir... ve niye insanoglu herşeyin sonunu kıyamet olarak adlandırılmasıyla eşdeger bulur.bu evrenin başlangıcındada bir okadar büyük bir kıyamet yaşanmadımıki ,tabiki büyük bir kıyamet yaşanmıştır ..peki bu devrede insanoglu hangi noktadaydı ?buda işin ayrı bir boyutu.....sevgilerle Alıntı
Φ elçiyezevalolmaz Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 sen umutsuz olabilirsin ama ben değilim,ve sonuna kadar da insanların aklını kullanmasını teşvik edeceğim,farkındaysan örnek verdiğim yazıtta ''çabalamayan'' diyor yani burada mühim olan gösterilen çaba sonuç değil.Kendine güveni olmayan ve yaşamın yüklediği korkulardan arınamayan beynini kullanmayı öğrenememiş insanlar daima bir kurtarıcı beklerler ve kafaları çalışan başkaları tarafından hep kullanılırlar. Bu arada doğanın tüm nimetlerinden teknik ve psikolojik olarak günlük yaşantımızda tabi ki yararlanacağız ama yerine koymak şartıyla yani doğanın yeniden üretimini destekleyerek. Yani özet olarak dünyamız ve gelecek nesillerimiz için çaba gösterelim,elimizi kolumuzu bağlayıp kurtarılmayı beklemiyelim. sevgili kardeşim sen rehberini kuran değil de eski bir yazıt olarak alıyorsun sana bazı görüşlerinde katılıyorum mesela bizler ihtiyacımız olmadığı halde ağaçlara zarar veriyoruz bir çok şeyi israf ediyoruz ve hiç şükretmiyoruz ........ Alıntı
Φ elçiyezevalolmaz Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 Dünyada ilerleme ve kalkınma modası hakim olunca müslümanlar da kutsal metinleri bu gözle okumaya, satırlardan veya satır aralarından dünya insanını memnun edecek manalar çıkarmaya yöneldiler, "Din gelişmeye mani değildir" cümlesi özdeyişler arasına girdi, şiirlerde mısralaştı, "Yarın ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalış" sözü hadis diye piyasaya sürüldü. Kim mi demiş... Yanılmıyorsam, Abu al-Fadl 'Abd al-Rahman ibn Abi Bakr Jalal al-Din al-Suyuti. -http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/laikduzen/1/0206.htm- kopya çekme kendi fikirlerinle gel Alıntı
Φ elçiyezevalolmaz Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 malesef,Kur'an ın indiği andan günümüze kadar ,yaşadığımız her olayı içinde bulunduruşunu ve her kişinin yaşamına cevap verişini algılayabilseydi arkadaşlar zaten müslüman olurlardı.. onlar ayetleri bizim gördüğümüz açılardan ya da algıladığımız anlamda algılayamıyorlar.. bu yüzden ayetlerle örnek vermenin anlamı yok çünkü zaten ayetleri okuyup inanmamayı seçmişler.. kıyametle ilgili düşünceme gelince,şahsen hiç merak etmiyorum. Zaten her an ölümü tadabilecek aciz yaratılmışlarız,hatta ve hatta bu yaşlara kadar yaşıyor olmamızda var hikmet ama anlayana.. kısacası Allah hepimize hayırlı ölüm nasip etsin,bütün kalbimle yegane dileklerimden biri. selamın aleyküm aynen katılıyorum bende hiç merak etmiyorum ayrıca bizim düşünmemiz gereken konu benim anladığım kadarıyla yeniden dirildikten sonrası. oraya hazır gidebilmektir mesele bu da kıyametin nasıl kopacağını tartışmakla değil kıyametin kopacağını bilerek yaşamayla olur.. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. (hadıd 20) içi dolu buğday başağı olabilmek için kuran'ın tüm mesajlarını alabilmek adına Allah'a yakarışlarla... Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Kıyam..et..bir emir var bu kelimede..ayağa kalk diyor sanki..uyan diyor gözünü aç diyor DİRİL artık diyor.. Sizin beklediğiniz anlamda bir kıyameti insanoğlu yaşamayacak....çünki o bir yolunu bulup başka bir galakside kafasına göre eğleniyor olacak.. tabii samanyolunun çöküşünüde bulunduğu galaksideki dünyasından,naklen izleyecek..bazı şirketler şimdiden yayınhaklarından nasibini almak için sözleşmeler falan imzalıyorlar.. Bu günün bu coğrafyanın bu çağın bütün problemlerini çözdük hamdolsun.. şimdi sıra geldi ÖTE,ye ÖTE,nin kapısına kıyamete.. :D Alıntı
Φ elçiyezevalolmaz Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Kıyam..et..bir emir var bu kelimede..ayağa kalk diyor sanki..uyan diyor gözünü aç diyor DİRİL artık diyor.. Sizin beklediğiniz anlamda bir kıyameti insanoğlu yaşamayacak....çünki o bir yolunu bulup başka bir galakside kafasına göre eğleniyor olacak.. tabii samanyolunun çöküşünüde bulunduğu galaksideki dünyasından,naklen izleyecek..bazı şirketler şimdiden yayınhaklarından nasibini almak için sözleşmeler falan imzalıyorlar.. Bu günün bu coğrafyanın bu çağın bütün problemlerini çözdük hamdolsun.. şimdi sıra geldi ÖTE,ye ÖTE,nin kapısına kıyamete.. :D sayın arkadasım haşa Allah la oturup beraber mi karar aldınız kıyamet öle olmayacak diye? kuran da nasıl gerçekleşeceği gayet iyi bir biçimde anlatılıyor o şekilde gerçekleştirmekte allahın ilmine ve kudretine göre hiç de zor değildir. bazıları güneş dürülemez yıldızlar dökülemez diyor bu fizik kurallarına aykırı diyor o gün onlar görecektir nasıl olacağını ... selametle Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 sayın arkadasım haşa Allah la oturup beraber mi karar aldınız kıyamet öle olmayacak diye? kuran da nasıl gerçekleşeceği gayet iyi bir biçimde anlatılıyor o şekilde gerçekleştirmekte allahın ilmine ve kudretine göre hiç de zor değildir. bazıları güneş dürülemez yıldızlar dökülemez diyor bu fizik kurallarına aykırı diyor o gün onlar görecektir nasıl olacağını ... selametle Eşim ölünce küçük kıyamet ben ölürsem şayet, büyük kıyamet.. Elçiye zeval vermez dayı..sen bir daha dayının yazdıklarını dikkatlice oku.. İnsanoğlunun görmediği GÖREMİYECEĞİ hiç bir şey yok..her şeyi görüyor ve görmeye devam edecek..eğer bu görüntü tümüyle kesilirse Allahı anlayacak başkada kimsecikler yok.. Alıntı
Φ elçiyezevalolmaz Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 ne diyelim dayı körler le sağırlar bir birini ağırlasın o zaman hadi eyvallah Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2010 selamın aleyküm aynen katılıyorum bende hiç merak etmiyorum ayrıca bizim düşünmemiz gereken konu benim anladığım kadarıyla yeniden dirildikten sonrası. oraya hazır gidebilmektir mesele bu da kıyametin nasıl kopacağını tartışmakla değil kıyametin kopacağını bilerek yaşamayla olur.. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir. (hadıd 20) içi dolu buğday başağı olabilmek için kuran'ın tüm mesajlarını alabilmek adına Allah'a yakarışlarla... Aleyküm Selam..2007 senesinden bir konuya değinmişsiniz.Doğal olarak bazı arkadaşlar artık aramızda olmadığından size cevap veremeyebilir.Foruma hoşgeldiniz. Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2010 kıyametin kopma ihitimali ve korkusu inançsız bir insan için herzaman olmuştur olacaktır.inananlar zaten inanıyor.benmi? evet inanıyorum.güneşin dürülmesini ve yıldızların dökülmesinin imkansız olduğunu hangi fizikçi söylemişse yanılgıdır.şu anda bile evrende ışığını kaybedip içine çöken ve kara delik diye tabir edilen yıldızlar var.olmadığına o fizikçi babasını bile ikna edemez. babası rahmetli darvinse o başka. kıyamet kopacak ve yeni bir hayata başlayacağız.ateist arkadaşlar buna elbette itiraz edecektir ama onlar eğer 70 yıllık bir hayata razı iseler onlara göre bu hayatın oluştuğu tesadüfler silsilesi onlara bence haksızlık ediyor. kıyamete ve sonrasına inanmak öldükten sonra yok olacağıma ve hiç olacağıma inanmaktan daha akılcı.bazı arkadaşlar da bu dünyayı güzelleştirelim falan demişler. bunlar iyimserliktir dünya sona doğru gidiyor. çocukların saçlarının ağaracağı günden bahsedilir.biri diyecekki yav çocuğun saçı ağarırmı.biride diyecekki o ne korkulu bir gün olacak ki çocukların saçlarını ağartacak. evet durum bu kadar ciddi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.