Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Olmayan birşeyle halk uyutuluyor...

Zira türban konusunun İNANÇ ile alakası yoktur.. SINIF FARKInı temsil eder!

 

Saygılarımla,

Ek: Sınıf(cinsiyet) farkına evet ama....

 

Türbanın inançla alakası vardır. Zira kadını inandırarak sömürmek söz konusudur. Zaten inandırılmasa özgürce düşünecek sömürüye karşı çıkacaktır. İnsan dayatmasına karşı çıkabilir ama Allahın emrine nasıl karşı çıkabilir, bu mümkünmü?

 

Sömürü düşünce, Türkiyede sözüm ona laik düşünce varken, kara çarşaf ve burkayı sokamayınca, türbanı inanca sokmaya çalışır. Biraz daha modernize ederek. Amacını bu şekilde gerçekleştirir. Yapıyorda nitekim. Sömürü zihniyette taktikmi yok?

 

İnançlarda diğer sömürü argümanlar da vardır. Kadın, namus konusudur, mahremdir, şeytana muadildir, erkeği günaha sokabilir, kapanmalıdır, ev hanımı olmalıdır, erkek kadar özgür olamaz, sözüne erkeğinki kadar güvenilmez, yarım miras hakkı vardır, cinsel serbestide erkek gibi sadece kınanmaz, ölüm odasına kapatılır, mutlaka bir erkeğe tabi olmalıdır vs.

 

Bütün bu argümanlar gibi, türban da aynı şekilde kadını sömürebilmek için inançlara sokulmuş, sindirerek sömürme amaçlıdır.

Gönderi tarihi:
İşte burada durunuz

Duracak bir durum yok, demokrasinin ne olduğu çok bellidir. Uluslarası normlar vardır. Örneğin insan hakları evrensel bildirisi... Temel insan haklarını düzenler. Uluslarası anlaşma ve sözleşmeler, örneğin Cenevre konvansiyonu. Uluslarası hukuk ilkeleri vardır, örneğin işkence yapılamaz, beden bütünlüğünü bozucu ceza verilemez, cinsiyet, ırk ayrımı yapan yasa çıkartılamaz... Ha ama yetersiz, eksik hatta yanlış uygulamalar varmış, tabii ki vardır. Fakat normlar belli. Sapmalarla ise mücadele etmek gerekli.

 

Kadınların baş örtmesini içeren soyut ve esasen kabul edilmesi tartışılabilir bile olmayan normlar, bu uluslararası normların çoğuna aykırıdır. Bu yüzden cinin şişeden çıkmasına izin verilemez diyoruz.

Gönderi tarihi:
Duracak bir durum yok, demokrasinin ne olduğu çok bellidir. Uluslarası normlar vardır. Örneğin insan hakları evrensel bildirisi... Temel insan haklarını düzenler. Uluslarası anlaşma ve sözleşmeler, örneğin Cenevre konvansiyonu. Uluslarası hukuk ilkeleri vardır, örneğin işkence yapılamaz, beden bütünlüğünü bozucu ceza verilemez, cinsiyet, ırk ayrımı yapan yasa çıkartılamaz... Ha ama yetersiz, eksik hatta yanlış uygulamalar varmış, tabii ki vardır. Fakat normlar belli. Sapmalarla ise mücadele etmek gerekli.

 

Kadınların baş örtmesini içeren soyut ve esasen kabul edilmesi tartışılabilir bile olmayan normlar, bu uluslararası normların çoğuna aykırıdır. Bu yüzden cinin şişeden çıkmasına izin verilemez diyoruz.

 

Soyut ve tartışılabilir olmayan dediğiniz an buna tepki gösterecek insanların da isyanları sırasında sizi tartışılabilir görmemelerini kabullenmeniz gerekir...

 

"Ya ben bunu dedim de ucu nereye gider" demek lazım; internet köşelerinde birilerini tartışmasız dışlamakla çözülecek sorunlar değil öncelikle bunlar...

 

Demokrasi hakkında yazdıklarınızda büyük eksiklikler mevcut...

 

Öncelikle temel hak ve özgürlükler demokrasinin bir yönüdür, önemlidir de; evrensel bazı ilkeler mevcuttur, evet...

 

Ama bu temel hak ve özgürlüklerin toplumlara ve mekanlara göre farklı görünümler alabileceği gerçeğini değiştirmez; kaldı ki kendinizle çelişmektesiniz şu an çünkü ülkemizdeki bu yasağın gerekçesi Türkiye'nin durumudur, evrensellik değil; gerek Anayasa mahkemesi gerekse de Avrupa'dan gelen kararların gerekçelerinde özellikle bu nokta vurgulanmaktadır...

 

Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması da vardır sınırlamanın sınırları da yani pek çok meselede olduğu gibi burada da çeşitlilik kaçınılmazdır...

Gönderi tarihi:
Duracak bir durum yok, demokrasinin ne olduğu çok bellidir. Uluslarası normlar vardır. Örneğin insan hakları evrensel bildirisi... Temel insan haklarını düzenler. Uluslarası anlaşma ve sözleşmeler, örneğin Cenevre konvansiyonu. Uluslarası hukuk ilkeleri vardır, örneğin işkence yapılamaz, beden bütünlüğünü bozucu ceza verilemez, cinsiyet, ırk ayrımı yapan yasa çıkartılamaz... Ha ama yetersiz, eksik hatta yanlış uygulamalar varmış, tabii ki vardır. Fakat normlar belli. Sapmalarla ise mücadele etmek gerekli.

 

Ama bu temel hak ve özgürlüklerin toplumlara ve mekanlara göre farklı görünümler alabileceği gerçeğini değiştirmez;

Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması da vardır sınırlamanın sınırları da

 

Ne diyor arkadaşımız açıkça?

 

"Bana insan temel hak ve özgürlükleri sökmez. Ben gerekirse faşist yönetim , gerekirse de dinci yönetim uygular sınırlarım senin hak ve özgürlüklerini, demokrasini. Güç bende..."

 

Demokrasiden başka "çeşitlilik(!)" var kafada...

 

Yapacak, söyleyecek birşey de kalmıyor zaten. Sıradaki, demokrasiye, insan haklarına önem veren inançlılar gelsin.

Gönderi tarihi:
Ne diyor arkadaşımız açıkça?

 

Bana insan temel hak ve özgürlükleri sökmez. Ben gerekirse faşist yönetim , gerekirse de dinci yönetim uygular sınırlarım senin hak ve özgürlüklerini, demokrasini. Güç bende...

 

Demokrasiden başka "çeşitlilik" var kafada...

 

Yapacak söyleyecek birşey de kalmıyor zaten. Sıradaki, demokrasiye, insan haklarına önem veren inançlılar gelsin.

 

Az önce kızmış vatandaş belli...

 

Önce bir anlayınız...

 

Ne diyorum açıkça:

Topluma ve mekana göre düzenlemeler değişecektir hatta sizin savunduğunuz bu yasağı yerleştiren mahkeme kararlarının da gerekçelerinde bu yönde ifadeler vardır...

 

Sınırlama meselesini ise bilgisizliğinize veriyorum, olabilir; hepimiz aynı hataya düşebiliriz...

 

Bunu kendi anayasamızdan görelim öncelikle:

 

T.C Anayasası

 

Benim söylediklerim bizim hukuk düzenimizde md.13'de net bir şekilde yerini bulur; tabi bir de olağanüstü dönemlerin ayrı temel hak ve özgürlükler rejimi olur...

 

II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması

 

MADDE 13. ? (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

 

IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması

 

MADDE 15. ? Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

 

(Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.)Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

 

Şimdi ben ne diyormuşum açıkça!!!

Gönderi tarihi:
Az önce kızmış vatandaş belli...

 

Önce bir anlayınız...

 

Ne diyorum açıkça:

Topluma ve mekana göre düzenlemeler değişecektir hatta sizin savunduğunuz bu yasağı yerleştiren mahkeme kararlarının da gerekçelerinde bu yönde ifadeler vardır...

 

Sınırlama meselesini ise bilgisizliğinize veriyorum, olabilir; hepimiz aynı hataya düşebiliriz...

 

Bunu kendi anayasamızdan görelim öncelikle:

 

T.C Anayasası

 

Benim söylediklerim bizim hukuk düzenimizde md.13'de net bir şekilde yerini bulur; tabi bir de olağanüstü dönemlerin ayrı temel hak ve özgürlükler rejimi olur...

 

Şimdi ben ne diyor muşum açıkça!!!

 

Duracak bir durum yok, demokrasinin ne olduğu çok bellidir. Normlar belli. Sapmalarla ise mücadele etmek gerekli

 

Bilgisizlik ve anlayış söz konusu olunca....

 

Arkadaşımız ne demek istediğini tek cümle ile anlatmış. Sen olağanüstü durumdan bahsediyorsun. Ne alaka şimdi?

 

Demokrasiyi, demokratikliği, insan haklarını sindirebilmek, her insanın yapabileceği fiiliyat değildir.

Gönderi tarihi:
Bilgisizlik ve anlayış söz konusu olunca....

 

Arkadaşımız ne demek istediğini tek cümle ile anlatmış. Sen olağanüstü durumdan bahsediyorsun. Ne alaka şimdi?

 

Demokrasiyi, demokratikliği, insan haklarını sindirebilmek, her insanın yapabileceği değildir.

 

Olağanüstü durumu ayrıca belirttim; ifademden açıkça ortaya çıkıyor:

 

Benim söylediklerim bizim hukuk düzenimizde md.13'de net bir şekilde yerini bulur; tabi bir de olağanüstü dönemlerin ayrı temel hak ve özgürlükler rejimi olur...

 

Yani ek bilgi gibi bir şey; her şeyin sabit olmadığına yönelik ayrı bir kapı aralanması da diyebiliriz...

 

Çünkü diğer bahsettiklerim; yani md. 13 olağan dönem rejiminde...

 

Sizden ricam; yaptığınız hatayı kabul etseniz de etmeseniz de böyle demogoji yaparak hatanızı lehinize çevirmek girişiminde bulunmama olgunluğunu göstermenizdir; her tarafsız okur olayı kendi gözleriyle görmüştür ve bundan sonrası sadece sizin isminize zarar verir...

Gönderi tarihi:
Olağanüstü durumu ayrıca belirttim; ifademden açıkça ortaya çıkıyor:

 

Yani ek bilgi gibi bir şey; her şeyin sabit olmadığına yönelik ayrı bir kapı aralanması da diyebiliriz...

 

Çünkü diğer bahsettiklerim; yani md. 13 olağan dönem rejiminde...

 

Sizden ricam; yaptığınız hatayı kabul etseniz de etmeseniz de böyle demogoji yaparak hatanızı lehinize çevirmek girişiminde bulunmama olgunluğunu göstermenizdir; her tarafsız okur olayı kendi gözleriyle görmüştür ve bundan sonrası sadece sizin isminize zarar verir...

 

Çevirme yada kıvırma kimde imiş?

 

Burada sadece demokrasiden ve temel insan haklarından bahsediliyor. Sen ise "demokrasiler özel yer ve zamanlarda, toplumlarda değişikliğe uğrar" kılıfını getiriyorsun.

 

Sana bunu kimse sormuyorki.

Bu açıkça demokrasinin tanımını çarpıtmaktır.

Bu açıkça konuyu özünden saptırmak demektir.

Bu bir ilave değildir.

Zira demokrasinin ilkeleri sadece kendine hastır.

Hiç bir özel durumla, rejimle, toplumla tanımlanamaz.

Tanımlanmaya kalkışınca da adı demokrasi olmaz.

 

Bu kılıftaki amacın, sırf kafandaki totaliter uygulamaları legalize amaçlı. Kaldıki 13. maddeyi bile saptırmaya çalışıyorsun bak nasıl başlıyor: Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın......

Ve devam ediyor;

Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

 

Yani öz değiştirilmiyor. Aksine, demokratikliğin aksaması için değil, korunması için önlem alınıyor.

Yasa böyle.

 

Neyse, amaç çarpıtma olunca zaten tartışmanın bir önemi de kalmıyor.

Gönderi tarihi:
Kurunun yanında yaş yanmıyor! Olmayan birşeyle halk uyutuluyor...

 

Y.Nuri Öztürk ün "Allah ile aldatmak" kitabını şiddetle okumanızı tavsiye ederim..... Ve bir bayan olarak bilmelisiniz ki; namazda avret mahalli nereden başlıyorsa, halk içinde de aynı kıyafet giyilebilir ve önerilende budur. Bu konuyuda incelerseniz iyi olur. Zira türban konusunun İNANÇ ile alakası yoktur.. SINIF FARKInı temsil eder!

 

Saygılarımla,

 

 

Önerdiğiniz kitabın yazarının(yazar mı dedim,neyse) dediklerini pek inandırıcı bulmasamda,sizin için okuyacağım.

 

Kurunun yanında yaş da yanıyor bence yada daha ileriye gideyim;tüm yaşlar kurulara bakılarak yok sayılıyor.

 

İnançla alakası yok diyorsunuzda,inançları ve ona inananları bir kere anlama yoluna gidilerse,hak ve özgürlüklere çok daha net bakılır.

 

Sınıf farkı mı?İşte bunu anlamadım,nasıl bir sınıf farkı?açıklarsanız...

 

Bu arada demokrasi ve devlet kavramlarını galiba hala anlamamış bir toplumuz.Din ve vicdan hürriyeti,bunun AİHM de ki yankıları ve ülkemizde farklılık kaydeden özel durumlar...

 

Devlet olmadan birey olabilir,ama birey olmadan devlet bir hiçtir.

Gönderi tarihi:

Selam

 

Türban, Kuran'da yazdığı için (ki bu da ayrı bir tartışma, örtünmek diyelim) Allah'ın emridir diye kriz yaratanlar gösteriler yürüyüşler yapanlar, laik demokratik devletin yasakladığı Kuran'da ki diğer emirler için neden hiç ses çıkarmazlar garip gerçekten.

 

Şu bir gerçektir ki;

 

Türban siyaset için mükemmel bir araç. İster muhafazakar olsun ister kemalist. Bundan nemalanmayan yok kanımca.

Gönderi tarihi:
Selam

 

Türban, Kuran'da yazdığı için (ki bu da ayrı bir tartışma, örtünmek diyelim) Allah'ın emridir diye kriz yaratanlar gösteriler yürüyüşler yapanlar, laik demokratik devletin yasakladığı Kuran'da ki diğer emirler için neden hiç ses çıkarmazlar garip gerçekten.

 

Şu bir gerçektir ki;

 

Türban siyaset için mükemmel bir araç. İster muhafazakar olsun ister kemalist. Bundan nemalanmayan yok kanımca.

 

Siyaset kendisi için herşeyi araç sayar,yok eder veya kutsallaştırır.Bu budur ve bütün coğrafyalarda bu vardır.Bakın bugün İslamın şartlarına,gereklerine...namaz kılmak,oruç tutmak...bunlar zaten yasaklanamaz.Ama örtü yasaklanmıştır.Bakın bu kadar basit.Ve şunu ekleyeyim işin siyasi yönü beni bağlamaz.İnsan varsa bedel ölüm de olsa yine insanla kutsallaşır.

Gönderi tarihi:

Namaz ve orucu yasaklayamaz belki (en azından işin içine laik devleti sokmadıkça) ama Kuran'da yazan bir çok emri yasaklamıştır laik demokratik devlet. Türban sorununu zaten Allah'ın emri diye tutturmuyorlar mı ? Ee diğer emirlerde Allah'ın emri sonuçta.

 

Not : Türban yasağı okullarda geçerli bunu unutmayalım. Kimse sokakta milletin saçına başına karışmıyor.

Gönderi tarihi:
Selam

 

Türban, Kuran'da yazdığı için (ki bu da ayrı bir tartışma, örtünmek diyelim) Allah'ın emridir diye kriz yaratanlar gösteriler yürüyüşler yapanlar, laik demokratik devletin yasakladığı Kuran'da ki diğer emirler için neden hiç ses çıkarmazlar garip gerçekten.

 

Şu bir gerçektir ki;

 

Türban siyaset için mükemmel bir araç. İster muhafazakar olsun ister kemalist. Bundan nemalanmayan yok kanımca.

 

Doğru söylüyorsun.

 

Şeri hükümler yasaklanmıştır. El, kol kesmek, kısas, zina yapan kadının ölüm odsına kapatılması vs. yasak ve suçtur. Dini bütün türbancılar bu yasaklara neden isyan etmiyorlar ilginçtir.

Yanlışları onlarda görüyorlar sanırım.

Gönderi tarihi:

Şeriat,bakın bende bunu bekliyordum.

 

şimdi biraz gerçekci olalım.şeri kurallar Laik bir ülkede olabilir mi ki?Laikliği eğer gerçek anlamda okursanız onun özünde yatan tüm din ve inançalrı aynı noktada değerlendirmektir.Ama bakın bu şeri kuralları kimse istemez zaten,bu istekle değil,bugün ki durumla değerlendirilir.Yani ben şeriatı istiyorum demekle ben inacımı yaşamak istiyorum demek arasında ki farkı doğru okumalıyız.

 

sokaktaki örtüye uzanmak mı?bir de bununla açıklamak...ilginç!

Gönderi tarihi:

Hayır,ben öyle birşey demedim.Yalnız şunu dedim;siz türbanı diğer şeri kurallarla kıyaslayamazsınız.Sorun bugün türbanın zorla çıkartılması değil mi;bu din ve vicdan yönüyle buradadır.Şeriat ise başlı başına bir düzendir.Düzen var olduğunda böyle bir sorun olmayacaktır,ama düzen(şeriat) yoksa yönetimde,o zaman en doğru olan farklılık içinde inançlı olabilmek ve onu yaşayabilmektir.

Gönderi tarihi:

71 sayfa olmuş ben bir adapte olamadım bu konuya

 

Türbanı ***** birr tutan bir adam vardı a k p li "Türbanını çıkar demek, sokaktaki bir kadına ******* demekten farksızdır "

 

Allah Allah Hak La İlahe illallah

 

huuu nasıl adapte olabilirim ki..........

Gönderi tarihi:
71 sayfa olmuş ben bir adapte olamadım bu konuya

 

Türbanı ***** birr tutan bir adam vardı a k p li "Türbanını çıkar demek, sokaktaki bir kadına ******* demekten farksızdır "

 

Allah Allah Hak La İlahe illallah

 

huuu nasıl adapte olabilirim ki..........

 

Sevgili Godzilla,

 

örtüyü baz alıp,kadını değerlindiren zihniyetler burada değiştirilmesi gerekenler olarak karşımıza çıkar ki,hangisinden başlamalı....

 

benim için örtüyü zorla açtıranda,zorla kapattıranda aynı zihniyeti temsil eder ki,ben bir kadın olarak istediğimi giymekte hürüm.

Sevgiler.

Gönderi tarihi:
Sevgili Godzilla,

 

örtüyü baz alıp,kadını değerlindiren zihniyetler burada değiştirilmesi gerekenler olarak karşımıza çıkar ki,hangisinden başlamalı....

 

benim için örtüyü zorla açtıranda,zorla kapattıranda aynı zihniyeti temsil eder ki,ben bir kadın olarak istediğimi giymekte hürüm.

Sevgiler.

ben de artık sizin ne giydiğinize karışacak kadar körüm.(iyi bir şey demek istedim)

 

İstediğini yapsın herkes içkisinide içsin bu akşam mesela.

 

 

aboo ben biraz daha yazarsam Sahur vakti program bile yapabilirim kanallara

Gönderi tarihi:

Neye alet olduklarını bilemeden tutturdular bir türban bir de kürt hakları diye...

Hadi anlat bakalım neyin ne olduğunu :)

Gönderi tarihi:
ben de artık sizin ne giydiğinize karışacak kadar körüm.(iyi bir şey demek istedim)

 

İstediğini yapsın herkes içkisinide içsin bu akşam mesela.

 

 

aboo ben biraz daha yazarsam Sahur vakti program bile yapabilirim kanallara

çok komik ...öldük gülmekten!!

Gönderi tarihi:

Sayın mavi olmayan gökyüzü;

 

Dilekleriniz çok hoş gerçekten. Belli ki aydın bir insansınız.

 

Kanunları protesto ederken ''7.4'lük depremden ders almadınız mı?'' diye slogan atanlar pankart açanlar, ''Keşke ingiliz işgalinde olsaydık'' diyenleri ve Sivas'ta diri diri insan yakmaya çekinmeyip bunu din ile bağdaştıran insanları, düşünceleri gereği insanları kurşunlayanları düzeltmeye uğraşsaydınız şimdi inanın sorun diye birşey kalmayacaktı.

 

 

Saygılar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.