Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Sayın Mavi... Yazdığım gayet açık ve net... Erkeğin uçkuru denk dursun diye, kadını kapatmaya zorlayan anlayışın ürünüdür de ondan...Bunu istediğiniz kılıfa sokabilirsiniz ancak mantığı budur... Erkeğin iradesizliğini kadına mal eden AtaErkil geleneğin bir ürünüdür... Örtünmek kesinlikle Özgür ve Özgürlüğü temsil edebilen bir tercih değildir. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Sayın Mavi...Yazdığım gayet açık ve net... Örtünmek kesinlikle Özgür ve Özgürlüğü temsil edebilen bir tercih değildir. Değerli arkadaşım neden olmasın;bir kadın bunu inanç meselesi olarak algılayıp başını örtüyorsa neden özgürlüğü kısıtlansın?Zorla kapatmayı geçtim;zorla açtırılanlar ne anlam ifade ediyor sizin için? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Değerli arkadaşım neden olmasın;bir kadın bunu inanç meselesi olarak algılayıp başını örtüyorsa neden özgürlüğü kısıtlansın?Zorla kapatmayı geçtim;zorla açtırılanlar ne anlam ifade ediyor sizin için? Çanakkale Savaşında, İngilizlerin Sömürgeleri oldukları halde İngiliz Askeri olarak Müslüman Türk Askerine karşı savaşan Müslüman Hintli Askerler vardı. Ya da Suriye ve Yemen Cephesinde, Müslüman Türk Askerine karşı savaşan ve Emperyalistlerin adamlığını yapan Müslüman Arap Askerler vardı. Türk Müslümanlar Halifenin emriyle savaşıyorlardı ama Sömürgeler de Müslüman oldukları halde ve hatta sömürüldükleri halde Türklere karşı savaşıyorlardı. Türbana karşı çıkanlar bana bunu hatırlatıyor. Bir taraf olabildiğince katı bir şekilde çağdışılığı dikte ediyor ve benimsiyor, diğer tarafta o gerici tarafı, bu çağa taşımak istiyor... Gerekirse ve mecbur kalınırsa bu şekilde yapılarak... Türbanın çıkarılması, kadınların koruyabilecekleri bir onura sahip çıkmaları için en önemli öncü devrimlerden birisidir. Kafasında Erkek Egemenliğini temsil eden bir bez parçasını taşıyan hiçbir kadın, kadın onurunu erkekten bağımsız olarak temsil edemez... Kısaca Türbana karşı savaşanlar, kadınlara rağmen kadınlar için mücadele ederler. Dikkat ederseniz Türbanı savunanlar kadınlardan çok erkeklerdir... Bana kalsa karçı çıkanında, savunanında kadınlardan ibaret olması gerekir ama ne yazık ki iki tarafta buna müsaade etmez... Alıntı
Φ ZEROxZERO Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Çanakkale Savaşında, İngilizlerin Sömürgeleri oldukları halde İngiliz Askeri olarak Müslüman Türk Askerine karşı savaşan Müslüman Hintli Askerler vardı. Ya da Suriye ve Yemen Cephesinde, Müslüman Türk Askerine karşı savaşan ve Emperyalistlerin adamlığını yapan Müslüman Arap Askerler vardı. Türk Müslümanlar Halifenin emriyle savaşıyorlardı ama Sömürgeler de Müslüman oldukları halde ve hatta sömürüldükleri halde Türklere karşı savaşıyorlardı. Türbana karşı çıkanlar bana bunu hatırlatıyor. Bir taraf olabildiğince katı bir şekilde çağdışılığı dikte ediyor ve benimsiyor, diğer tarafta o gerici tarafı, bu çağa taşımak istiyor... Gerekirse ve mecbur kalınırsa bu şekilde yapılarak... Türbanın çıkarılması, kadınların koruyabilecekleri bir onura sahip çıkmaları için en önemli öncü devrimlerden birisidir. Kafasında Erkek Egemenliğini temsil eden bir bez parçasını taşıyan hiçbir kadın, kadın onurunu erkekten bağımsız olarak temsil edemez... Kısaca Türbana karşı savaşanlar, kadınlara rağmen kadınlar için mücadele ederler. Dikkat ederseniz Türbanı savunanlar kadınlardan çok erkeklerdir... Bana kalsa karçı çıkanında, savunanında kadınlardan ibaret olması gerekir ama ne yazık ki iki tarafta buna müsaade etmez... hali hazırda kadınlık onuru demişken modern diye algıladığınız materyaller kadınlık onurunu ne kadar muhafaza ediyor ? örneğin dekolte/transparan kıyafetler kadınları seks objesi olmakdan ileriye götürüyor mu ? yada neden kadınlık onurunu ayaklar altına alan konsomatrislik/fahişelik gibi konularda bir çift kelam etmiyorsunuz? amiyane bir tabirle parayı bastırıyorsunuz ve kadını eti/budu sizin, yine amiyane bir tabirle bas parayı al tepe tepe kullan şimdi hazirun iktidar genelevleri kapatacağım dese tepkiniz ne olur ? eyvah irtica geliyor mu olur, yoksa bravo kadınlık onurunu kurtardınız mı ? veya kadın derneklerimiz, feministlerimiz bu konuda neden dut yemiş bülbül kıvamındalar ? bunlar kadınlık onuru açısından çözümlenesi sorunsallar bence... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 hali hazırda kadınlık onuru demişken modern diye algıladığınız materyaller kadınlık onurunu ne kadar muhafaza ediyor ?örneğin dekolte/transparan kıyafetler kadınları seks objesi olmakdan ileriye götürüyor mu ? yada neden kadınlık onurunu ayaklar altına alan konsomatrislik/fahişelik gibi konularda bir çift kelam etmiyorsunuz? amiyane bir tabirle parayı bastırıyorsunuz ve kadını eti/budu sizin, yine amiyane bir tabirle bas parayı al tepe tepe kullan şimdi hazirun iktidar genelevleri kapatacağım dese tepkiniz ne olur ? eyvah irtica geliyor mu olur, yoksa bravo kadınlık onurunu kurtardınız mı ? veya kadın derneklerimiz, feministlerimiz bu konuda neden dut yemiş bülbül kıvamındalar ? bunlar kadınlık onuru açısından çözümlenesi sorunsallar bence... İşte siz "Bu"sunuz... Sizin gibi düşünmüyorsak mutlaka kadınların seks objesi olarak kullanılmalarını normal karşılıyoruzdur öyle değil mi? Sizin gibi düşünmüyorsak mutlaka konsomatristlik gibi şeyleri destekliyoruzdur öyle değil mi? Sizin gibi düşünmüyorsak kadına para basıp sahip olmayı onaylıyoruzdur değil mi? Sizin gibi düşünmüyorsak ahlaktan zerre haberimiz yoktur değil mi? Bence çok küçük ve basit bir mantık işletiyorsunuz. Nereden biliyorsunuz bu şeylere karşı çıkmadığımı? Nereden biliyorsunuz parasını basıp kadının etine butuna sahip olduğumu? Nereden biliyorsunuz kadınlara seks objesi olarak baktığımı? Nasıl bu izlenime sahip oldunuz, söyler misiniz? Beni ne kadar tanıyorsunuz, söyler misiniz? Tanıyan bilir beni, kadınların bu şekilde tanımlanmasına en çok ben karşı çıkarım... Köşeye sıkışınca insanları bu türlü onura yakışmayan bir şekilde itham etmekten çekinmeyen insanlarla ne tartışılabilir merak ediyorum... Söylediğiniz ithamlar çok onur kırıcı ve size iade ediyorum aynı şekilde... Umarım bu aldığınız iade ile ve kendinizle yaşayabilirsiniz... Alıntı
Φ ZEROxZERO Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 İşte siz "Bu"sunuz... Sizin gibi düşünmüyorsak mutlaka kadınların seks objesi olarak kullanılmalarını normal karşılıyoruzdur öyle değil mi? Sizin gibi düşünmüyorsak mutlaka konsomatristlik gibi şeyleri destekliyoruzdur öyle değil mi? Sizin gibi düşünmüyorsak kadına para basıp sahip olmayı onaylıyoruzdur değil mi? Sizin gibi düşünmüyorsak ahlaktan zerre haberimiz yoktur değil mi? Bence çok küçük ve basit bir mantık işletiyorsunuz. Nereden biliyorsunuz bu şeylere karşı çıkmadığımı? Nereden biliyorsunuz parasını basıp kadının etine butuna sahip olduğumu? Nereden biliyorsunuz kadınlara seks objesi olarak baktığımı? Nasıl bu izlenime sahip oldunuz, söyler misiniz? Beni ne kadar tanıyorsunuz, söyler misiniz? Tanıyan bilir beni, kadınların bu şekilde tanımlanmasına en çok ben karşı çıkarım... Köşeye sıkışınca insanları bu türlü onura yakışmayan bir şekilde itham etmekten çekinmeyen insanlarla ne tartışılabilir merak ediyorum... Söylediğiniz ithamlar çok onur kırıcı ve size iade ediyorum aynı şekilde... Umarım bu aldığınız iade ile ve kendinizle yaşayabilirsiniz... birincisi benim gibi düşünmek zorunda değilsiniz doğal olarak bende sizin gibi düşümek zorunda değilim ikincisi ahlaksızsınız da demedim kadınları seks objesi olarak görüyorsunu da demedim konsomatrisliği fahişeliği destekliyorusnuzda demedim dikkat edin ülke güncelinde kangrenleşmiş bir olgu olan kadın tacirliğine dikkati çektim ki siz bunun basit ve küçük bir mantık olduğunu ileri sürmüşsünüz kadınlık onuru açısından hangisi daha elzemli bunu sizin dünya görüşünüze ve vicdanınıza bırakıyorum ayrıca kadınlık onurunu koruma konusundaki gayretkeşliğinizi görünce sormadan edemedim, bu mevzuda neden girişiminiz yok dedim (duyarlıydınız ya o açıdan) siz onu cevaplamak yerine onura yakışmayan, onur kırıcı falan filan kimin ne ile onurunu kırdım afedersiniz ama ülkede olmayan şeyler mi bunlar ? veya ortaya sürdüğüm olguda anlatım mı pespaye, yoksa olgunun kendisi mi ? ayrıca benim kimseyi köşeye sıkıştırmak gibi bir niyetim de yok köşeye sıkışmış hissine kapıldıysanız kendi sorununuzdur.(rahat olun) almamanız gereken şeyleri almayın ki iade etmek zorunda kalmayasınız!!! çünkü bende aldığım iadelerle değil sizin gib aldığım nefesle yaşıyorum muhabbetle... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 birincisi benim gibi düşünmek zorunda değilsiniz doğal olarak bende sizin gibi düşümek zorunda değilimikincisi ahlaksızsınız da demedim kadınları seks objesi olarak görüyorsunu da demedim konsomatrisliği fahişeliği destekliyorusnuzda demedim dikkat edin ülke güncelinde kangrenleşmiş bir olgu olan kadın tacirliğine dikkati çektim ki siz bunun basit ve küçük bir mantık olduğunu ileri sürmüşsünüz kadınlık onuru açısından hangisi daha elzemli bunu sizin dünya görüşünüze ve vicdanınıza bırakıyorum ayrıca kadınlık onurunu koruma konusundaki gayretkeşliğinizi görünce sormadan edemedim, bu mevzuda neden girişiminiz yok dedim (duyarlıydınız ya o açıdan) siz onu cevaplamak yerine onura yakışmayan, onur kırıcı falan filan kimin ne ile onurunu kırdım afedersiniz ama ülkede olmayan şeyler mi bunlar ? veya ortaya sürdüğüm olguda anlatım mı pespaye, yoksa olgunun kendisi mi ? ayrıca benim kimseyi köşeye sıkıştırmak gibi bir niyetim de yok köşeye sıkışmış hissine kapıldıysanız kendi sorununuzdur.(rahat olun) almamanız gereken şeyleri almayın ki iade etmek zorunda kalmayasınız!!! çünkü bende aldığım iadelerle değil sizin gib aldığım nefesle yaşıyorum muhabbetle... Ülkede olup olmaması değil konumuz... Ben o söylediklerinizi savunuyormuşum gibi bir şekilde yazmışsınız iletinizi... Nereden biliyorsunuz o olanlara ses çıkarmadığımı? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Türbanı savunanlar konuyu istedikleri tarafa çekmeye ve istedikleri gündemi oluşturmaya çabalıyorlar. Konunun özü şudur: Biz yaşantımızı dini gerekliliklere göre düzenleyecek miyiz, yoksa böyle bir düzenleme yapmayacak mıyız? Bu soru kişisel olarak sorulduğu zaman herkes kendi yanıtını verecektir. Her ne kadar din propagandistleri kişisel laiklik olamayacağını, ancak devletlerin laik olabileceğini, kişisel laikliğin dinsizlik olduğu propagandasını yapıyorlarsa da, bu yanlış bir saptırmacadır. Kişi laik olur. Örneğin bir kadın mirastan isterse üçte bir paya razı olabileceği halde, dini gerekliliği dikkate almazsa eşit pay isteyebilir. Kocası onu üç talakla boşadı diye varsa mehirini alıp çekip gitmeyebilir, mahkemeye verip tazminat ve nafaka talep edebilir. Gelelim asıl konuya: Toplumsal laiklik ise, anayasa, yasa ve yönetmeliklerin dini gereklerin dikkate alınarak yapılmaması anlamına gelir. Bu kurallar konurken dini gerekler dikkate alınmaz. Giyim konusu bir anayasa ve yasa konusu değil, yönetmelik konusudur. Her kurum ve kuruluş, bünyesinde bulunduracağı insanların giyim biçimini yönetmeliklerle belirleme hakkına sahiptir. Hiç bir kurum ve kuruluşa dini gereklilik gerekçe gösterilerek buna uygun yönetmelik yapması dayatılamaz. Yönetmelik açık baş öngörmüşse baş açık olur. Bone takılmasını öngörürse bone, kep takılmasını öngörürse kep takılır. Bu kadar basit bir konuyu bu kadar yoğun tartışmak dünyada sadece bu ülke ve bu ulusa nasip olmuş bir başarıdır, kutlar, devamının gelmemesini talep ve umut ederim... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Değerli arkadaşım neden olmasın;bir kadın bunu inanç meselesi olarak algılayıp başını örtüyorsa neden özgürlüğü kısıtlansın?Zorla kapatmayı geçtim;zorla açtırılanlar ne anlam ifade ediyor sizin için? kadın başını örtüp örtmemekte özgürdür. ancak o örtüyü kafasına geçirdikten sonra özgürlükten söz edilemez. o kadın teslim olmuştur. erkekliğin dikdatörlüğüne yenilmiştir. radikallerin önünde başını eğmiştir. artık o örtüyü kafasına geçirdikten sonra sıra diğer "özgürlüklerine" gelecektir. istediği saatte dışarıya çıkmayacaktır. istediği yerlere gidemeyecektir. istediği filmleri, tiyatroları izleyemeyecektir. istediği kitapları okuyamayacaktır. istediği fikri açıkça söyleyemeyecektir. istediği kararları kocasına açamayacaktır. hatta biraz daha ileriye gidersek, kendi özgürlüğüyle taktığı o örtüyü kendi özgürlüğüyle bir daha çıkaramayacaktır. eğer çıkarırsa o zaman siz görün yapılan yakıştırmaları, yapılan işkenceleri, edilen hakaretleri, işlenen cinayetleri.... görün o zaman kadının özgürlüğünü.... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Çanakkale Savaşında, İngilizlerin Sömürgeleri oldukları halde İngiliz Askeri olarak Müslüman Türk Askerine karşı savaşan Müslüman Hintli Askerler vardı. Ya da Suriye ve Yemen Cephesinde, Müslüman Türk Askerine karşı savaşan ve Emperyalistlerin adamlığını yapan Müslüman Arap Askerler vardı. Türk Müslümanlar Halifenin emriyle savaşıyorlardı ama Sömürgeler de Müslüman oldukları halde ve hatta sömürüldükleri halde Türklere karşı savaşıyorlardı. Türbana karşı çıkanlar bana bunu hatırlatıyor. Bir taraf olabildiğince katı bir şekilde çağdışılığı dikte ediyor ve benimsiyor, diğer tarafta o gerici tarafı, bu çağa taşımak istiyor... Gerekirse ve mecbur kalınırsa bu şekilde yapılarak... Türbanın çıkarılması, kadınların koruyabilecekleri bir onura sahip çıkmaları için en önemli öncü devrimlerden birisidir. Kafasında Erkek Egemenliğini temsil eden bir bez parçasını taşıyan hiçbir kadın, kadın onurunu erkekten bağımsız olarak temsil edemez... Kısaca Türbana karşı savaşanlar, kadınlara rağmen kadınlar için mücadele ederler. Dikkat ederseniz Türbanı savunanlar kadınlardan çok erkeklerdir... Bana kalsa karçı çıkanında, savunanında kadınlardan ibaret olması gerekir ama ne yazık ki iki tarafta buna müsaade etmez... Sömürüye rağmen müslümanların halife olan müslüman Türklere saldırısı,bana sadece bunu hatırlatmıyor.Çıkar ve denge derim ben biraz da buna.Ya da sömürüye rağmen yanlış yere tutunanlardan. Bunlar konumuz değil,onun için hatırlattıklarıyla yetineceğim.Çağdaşlık kavramı benim için oldukça sıradan bir kavramdır.Neden mi;çünkü ben çağı taşıyan,ezen ve yok sayan ve bunu çağdaş kavrmlar kisvesine oturtan sistem ve düzenlerin yaptığı yıkımları da bu kavramın acizliğine sayarım.Kavram acizse içi doldurulur,bakın ABD için çağdaş olan bir dönemin kavramı Demokrasi ve bakın Irak.Ya da Afrika topraklarında çağ adına temizlenen çağdışı yerliler.Çağdaşlık nedir.Çağ'dan gelir ve çağa uygun olandır.Çağa uygun olanı kim belirler ve bunun ölçütü nedir?Bunları cevaplamadan ben kendi adıma türbanı ve çağdaşlığı kıyaslayamam.Ki türban dinin emriyse ve o din evrensel olduğunu söylüyorsa o çağ ve çağların ötesindedir. Kadın için mücadale,insan için mücadalenin olmadığı bir dünyada bu bana pek inandırcı gelmiyor.Gürcü yetkililer Batıya güvenerek Rusya ya gözdağı verirken de kendi insanı için mücadale demiştir herhalde.Onca ölüm,göç ve yağma masa başı hesaplarında yine mücadale için konuşulmuştur.Bakın kendimi kandırdım.Birden süper güç ABD oldum.O da kendini ve bizi çok iyi kandırıyor.Erkekler konuşuyor türbanı,konuşsunlar bakalım.Bende bir kadın olarak konuşacağım.Ve biraz empati diyeceğim.Bir değeri tümden kabullenmediğiniz gibi tümden de yok sayamazsınız değil mi?Eğer bir kadın sırf birileri masa başı hesaplarda karlı çıkacak diye örtünüyorsa ve zorla açıyorsa o zaman dur demek hepimizin görevi.Özgür olan birey istediği kıyafeti giyme özgürlüğüne sahiptir.Doğru olan da budur. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 kadın başını örtüp örtmemekte özgürdür. ancak o örtüyü kafasına geçirdikten sonra özgürlükten söz edilemez. o kadın teslim olmuştur. erkekliğin dikdatörlüğüne yenilmiştir. radikallerin önünde başını eğmiştir. artık o örtüyü kafasına geçirdikten sonra sıra diğer "özgürlüklerine" gelecektir. istediği saatte dışarıya çıkmayacaktır. istediği yerlere gidemeyecektir. istediği filmleri, tiyatroları izleyemeyecektir. istediği kitapları okuyamayacaktır. istediği fikri açıkça söyleyemeyecektir. istediği kararları kocasına açamayacaktır. hatta biraz daha ileriye gidersek, kendi özgürlüğüyle taktığı o örtüyü kendi özgürlüğüyle bir daha çıkaramayacaktır. eğer çıkarırsa o zaman siz görün yapılan yakıştırmaları, yapılan işkenceleri, edilen hakaretleri, işlenen cinayetleri.... görün o zaman kadının özgürlüğünü.... Kadın başını örtüp örtmemekle özgürdür,böyle olmalıdır.Ve o örtüyü taşıyıp taşımama noktasında da özgür olmalıdır.Ekliyorsunuz o örtüyü taktıktan sonra özgür değildir.Verdiğiniz örneklere baktığımda özgürlük sanki biraz fazla kısıtlanmış bu anlayışda düşüncesine kapılıyorum.Değerli arkadaşım ben kapalı olan bayanın istemediği kitabı okuduğuna,istediği fikri eşine açamayacağına pek ihtimal vermiyorum.Şimdi kabul ediyorum;türban bazı konularda sizi sınırlar.Bazı yerlere girip girmeme konusunda ölçüt de olur.Ancak bu demek değildir ki kadını bir kuklaya çevirir.İnsanlar inandığı gibi yaşar,okur,anlatır.Ben kalkıp inançlı birinden ateizmi,ateist birindinden A veya B dini açıklaması bekleyebilir miyim?Örtüyü çıkarttığında öldürülen kadınlar için yazmıyorum ben,onlar zaten bir dinin gereği değil,bir geleneğin gereği yaşayan,örtülen,kaderi biçilenlerdir ve böylesi bir vahşeti kimse haklı kılamaz.Benim kastım başını inancı gereği örten ve bunun için mücadale eden kadınlardır ve onlar bu özgürlüğü hakediyor. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Türbanı savunanlar konuyu istedikleri tarafa çekmeye ve istedikleri gündemi oluşturmaya çabalıyorlar. Konunun özü şudur: Biz yaşantımızı dini gerekliliklere göre düzenleyecek miyiz, yoksa böyle bir düzenleme yapmayacak mıyız? Bu soru kişisel olarak sorulduğu zaman herkes kendi yanıtını verecektir. Her ne kadar din propagandistleri kişisel laiklik olamayacağını, ancak devletlerin laik olabileceğini, kişisel laikliğin dinsizlik olduğu propagandasını yapıyorlarsa da, bu yanlış bir saptırmacadır. Kişi laik olur. Örneğin bir kadın mirastan isterse üçte bir paya razı olabileceği halde, dini gerekliliği dikkate almazsa eşit pay isteyebilir. Kocası onu üç talakla boşadı diye varsa mehirini alıp çekip gitmeyebilir, mahkemeye verip tazminat ve nafaka talep edebilir. Gelelim asıl konuya: Toplumsal laiklik ise, anayasa, yasa ve yönetmeliklerin dini gereklerin dikkate alınarak yapılmaması anlamına gelir. Bu kurallar konurken dini gerekler dikkate alınmaz. Giyim konusu bir anayasa ve yasa konusu değil, yönetmelik konusudur. Her kurum ve kuruluş, bünyesinde bulunduracağı insanların giyim biçimini yönetmeliklerle belirleme hakkına sahiptir. Hiç bir kurum ve kuruluşa dini gereklilik gerekçe gösterilerek buna uygun yönetmelik yapması dayatılamaz. Yönetmelik açık baş öngörmüşse baş açık olur. Bone takılmasını öngörürse bone, kep takılmasını öngörürse kep takılır. Bu kadar basit bir konuyu bu kadar yoğun tartışmak dünyada sadece bu ülke ve bu ulusa nasip olmuş bir başarıdır, kutlar, devamının gelmemesini talep ve umut ederim... İnsan bu kadar basit değildir Sayın DEMİREFE;ne yani yönetmenlik bunu uygun görür yada görmez.İnsan mı bu yönetmenlik için vardır yoksa o dediğiniz yönetmenlikler insana mıdır?Ben insanı,kadın erkek farketmez,din,ırk,renkleriyle görmeyen hiçbir yasa ve yönetmenliği olması gereken olarak görmem. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 kadın başını örtüp örtmemekte özgürdür. ancak o örtüyü kafasına geçirdikten sonra özgürlükten söz edilemez. o kadın teslim olmuştur. erkekliğin dikdatörlüğüne yenilmiştir. radikallerin önünde başını eğmiştir. artık o örtüyü kafasına geçirdikten sonra sıra diğer "özgürlüklerine" gelecektir. istediği saatte dışarıya çıkmayacaktır. istediği yerlere gidemeyecektir. istediği filmleri, tiyatroları izleyemeyecektir. istediği kitapları okuyamayacaktır. istediği fikri açıkça söyleyemeyecektir. istediği kararları kocasına açamayacaktır. hatta biraz daha ileriye gidersek, kendi özgürlüğüyle taktığı o örtüyü kendi özgürlüğüyle bir daha çıkaramayacaktır. eğer çıkarırsa o zaman siz görün yapılan yakıştırmaları, yapılan işkenceleri, edilen hakaretleri, işlenen cinayetleri.... görün o zaman kadının özgürlüğünü.... Ne alaka şimdi!! Hem örtünmekte özgürdür diyorsunuz, hemde örttükten sonra özgür olamaz diyorsunuz ,yani kendi isteği ile örtüyor başkasının zorlaması ile değil. Düşünün kadının kocası eşinin örtünmesini istemiyor, oysa kadın kendi isteği ile örtünüyor.. Söyledikleriniz hayalden başka birşey değildir. İsteyen dışarıyada çıkıyor isteyenistediği yerede gidiyor isteyen istediğini izliyor,istediğini söyleye biliyor. Bu baş örtüsü türkiyye yeni girmiyor asırlardır bu başörtüsü var ve sizin söylediklerinizinde hiçbiri olmuyor. şimdi burada birkaç istismar olayını geneleme yapacaksınız biliyorum ama herşey gayet ortada. yıllardır nasıl bu başötüsü bu güne geldiye öyle gidecektir...kimseninde korkmasına gerek yok.. sizde rahat olun..saygılar. Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Kadın başını örtüp örtmemekle özgürdür,böyle olmalıdır.Ve o örtüyü taşıyıp taşımama noktasında da özgür olmalıdır.Ekliyorsunuz o örtüyü taktıktan sonra özgür değildir.Verdiğiniz örneklere baktığımda özgürlük sanki biraz fazla kısıtlanmış bu anlayışda düşüncesine kapılıyorum.Değerli arkadaşım ben kapalı olan bayanın istemediği kitabı okuduğuna,istediği fikri eşine açamayacağına pek ihtimal vermiyorum.Şimdi kabul ediyorum;türban bazı konularda sizi sınırlar.Bazı yerlere girip girmeme konusunda ölçüt de olur.Ancak bu demek değildir ki kadını bir kuklaya çevirir.İnsanlar inandığı gibi yaşar,okur,anlatır.Ben kalkıp inançlı birinden ateizmi,ateist birindinden A veya B dini açıklaması bekleyebilir miyim?Örtüyü çıkarttığında öldürülen kadınlar için yazmıyorum ben,onlar zaten bir dinin gereği değil,bir geleneğin gereği yaşayan,örtülen,kaderi biçilenlerdir ve böylesi bir vahşeti kimse haklı kılamaz.Benim kastım başını inancı gereği örten ve bunun için mücadale eden kadınlardır ve onlar bu özgürlüğü hakediyor. kadınların başını örtebilme özgürlüğüne sahip olmalarını istemenize ve bunun için mücadele vermenizi anlayabiliyorum. zira ben de isteyen kişinin başını örtebileceğini söylüyorum. ancak olaya bir başka açıdan bakacak olursak kapalı kadınlarımızın kaçı kendileri istedikleri için başlarını örtüyorlar. kuşkusuz bir kısmı evlenme şartı olarak örtüyorlar, bir kısmı ergenlik çağına geldikten sonra aile tarafından zorla örtünüyorlar, bir kısmı küçüklükten itibaren kendilerine söylenen "eğer başını örtmezsen her bir saç telin ayrı ayrı yanacak " şeklindeki korkutmalar karşısında örtünüyorlar. sonradan örtünenlere ne demeli ? eğer gerçekten "bu benim dinimin gereği, o yüzden takıyorum" diyorlarsa geçmişte akılları neredeydi ? savunma olarak "dinimi yeni öğrenmeye başladım" diyenlerse genelde fetullah gülen'in evinde, şunu yapmazsan böyle olur, şöyle yanarsın, böyle kavrulursun şeklindeki korkutmalar dolayısıyla bunu yapıyorlar.yani yine rıza ile değil. yine korku, baskı, zulümle takıyorlar türbanı başlarına. hiçbir şeyden ve hiçkimseden "Allah rızası için takıyorum" deseler ve gerçekten bu nedenle taksalar eyvallah. ancak bu doğru değil. yanlış anlaşılmasın tüm bunların doğru olmaması onların türbanı takmalarına karşı çıkmama neden olmaz. sonuçta birey türbanı takabilir de takmayabilir de burada özgürdür. fakat mavi olmayan gökyüzü, keşke dediğin gibi türbanlı kadınlarımız istediği kitapları okuyabilselerdi. kızını ve karısını türbana girmeye zorlayanların bizim özgürlükçülük anlayışımızdan ne kadar farklı olduklarını tahmin edebilirsin. türban takmaya zorlayıp, başı açık gezme özgürlüğünü yok edenlerde özgürlükçülük istiyoruz. bu bir çelişki değil mi ? örnek vereyim, evlenmek için karısına türban takma şartı koyan bir adam gün olur karısının elinde "Ateizm" veya "Komunizm" gibi kitaplar görse ne tepki verir ? (burada ateizm ve komunizmi yan yana vermem sadece bir örnek nedenidir. çünkü bizim dini bütün yurttaşlarımız komunizmi hep ateizmden ibaret sanır ) "karım özgürdür ve istediğini okur " diyebilir mi ? peki bunu dedi diyelim. bir gün karısı başını açmak istediğinde ne der : lütfen biraz düşünelim zira kendimizi kandırıyoruz gibi geliyor bana.... Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Ne alaka şimdi!! Hem örtünmekte özgürdür diyorsunuz, hemde örttükten sonra özgür olamaz diyorsunuz ,yani kendi isteği ile örtüyor başkasının zorlaması ile değil. Düşünün kadının kocası eşinin örtünmesini istemiyor, oysa kadın kendi isteği ile örtünüyor.. Söyledikleriniz hayalden başka birşey değildir. İsteyen dışarıyada çıkıyor isteyenistediği yerede gidiyor isteyen istediğini izliyor,istediğini söyleye biliyor. Bu baş örtüsü türkiyye yeni girmiyor asırlardır bu başörtüsü var ve sizin söylediklerinizinde hiçbiri olmuyor. şimdi burada birkaç istismar olayını geneleme yapacaksınız biliyorum ama herşey gayet ortada. yıllardır nasıl bu başötüsü bu güne geldiye öyle gidecektir...kimseninde korkmasına gerek yok.. sizde rahat olun..saygılar. benim bahsettiğim birkaç istismar olayı değildir. benim bahsettiğim çevremden gördüklerimdir. çevremden kastım da yalnız kendi çevrem değildir. Türkiye'nin bugünkü halidir. ben çok duydum, kadın erkeğinin dediğinden çıkmaz, kadının sesi dört duvardan dışarı çıkmaz, kadın erkeğinin yasakladığı şeyleri yapmaz, kadın erkeği istemezse namaz kılamaz, oruç tutamaz, vs. vs. bu son cümle sizi şok edebilir ancak bu söz çok iyi tanıdığımız recai kutan'a ait. kadınları baskı altına almak için dinin emrettiğini söyledikleri palavraları aktarıyorlar. ve bunlar özgürlük oluyor. olmadığını iddia ettiğiniz veya birkaç istismar olayı dediğiniz şeyler maalesef türkiye gerçekleridir. türbana, çarşafa sokulmuş, onun içinde nefesini yitirdiğinden artık konuşamayacak, sesi çıkamayacak kadının dramıdır. çok mu istiyorlar sanıyorsunuz burkanın, çarşafın, peçenin, türbanın içine girmeyi. emine erdoğan bile evlenirken (15 yaşında bir kız çocuğuyken) ağlaya ağlaya türbanın içine girdi.... bunu da yalanlayın şimdi hadi. veya bir iki istismar olayı olarak nitelendirin.... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 kadınların başını örtebilme özgürlüğüne sahip olmalarını istemenize ve bunun için mücadele vermenizi anlayabiliyorum. zira ben de isteyen kişinin başını örtebileceğini söylüyorum. ancak olaya bir başka açıdan bakacak olursak kapalı kadınlarımızın kaçı kendileri istedikleri için başlarını örtüyorlar. kuşkusuz bir kısmı evlenme şartı olarak örtüyorlar, bir kısmı ergenlik çağına geldikten sonra aile tarafından zorla örtünüyorlar, bir kısmı küçüklükten itibaren kendilerine söylenen "eğer başını örtmezsen her bir saç telin ayrı ayrı yanacak " şeklindeki korkutmalar karşısında örtünüyorlar.sonradan örtünenlere ne demeli ? eğer gerçekten "bu benim dinimin gereği, o yüzden takıyorum" diyorlarsa geçmişte akılları neredeydi ? savunma olarak "dinimi yeni öğrenmeye başladım" diyenlerse genelde fetullah gülen'in evinde, şunu yapmazsan böyle olur, şöyle yanarsın, böyle kavrulursun şeklindeki korkutmalar dolayısıyla bunu yapıyorlar.yani yine rıza ile değil. yine korku, baskı, zulümle takıyorlar türbanı başlarına. hiçbir şeyden ve hiçkimseden "Allah rızası için takıyorum" deseler ve gerçekten bu nedenle taksalar eyvallah. ancak bu doğru değil. yanlış anlaşılmasın tüm bunların doğru olmaması onların türbanı takmalarına karşı çıkmama neden olmaz. sonuçta birey türbanı takabilir de takmayabilir de burada özgürdür. fakat mavi olmayan gökyüzü, keşke dediğin gibi türbanlı kadınlarımız istediği kitapları okuyabilselerdi. kızını ve karısını türbana girmeye zorlayanların bizim özgürlükçülük anlayışımızdan ne kadar farklı olduklarını tahmin edebilirsin. türban takmaya zorlayıp, başı açık gezme özgürlüğünü yok edenlerde özgürlükçülük istiyoruz. bu bir çelişki değil mi ? örnek vereyim, evlenmek için karısına türban takma şartı koyan bir adam gün olur karısının elinde "Ateizm" veya "Komunizm" gibi kitaplar görse ne tepki verir ? (burada ateizm ve komunizmi yan yana vermem sadece bir örnek nedenidir. çünkü bizim dini bütün yurttaşlarımız komunizmi hep ateizmden ibaret sanır ) "karım özgürdür ve istediğini okur " diyebilir mi ? peki bunu dedi diyelim. bir gün karısı başını açmak istediğinde ne der : lütfen biraz düşünelim zira kendimizi kandırıyoruz gibi geliyor bana.... Dediğiniz olaylar yaşanan şeyler.Şimdi kalkıp da yok efendim,olur mu ya desem kendimi kandırmış olurum.Çok okumayan bir toplum olduğumuz gerçegini birazcık safdışı bırakıp;istemediği kitabı okuyan eşine şiddet uygulayanlar olur mu;olur.Kızının başını zorla örten olur mu,olur.Hatta ben özellikle Dbkırda bu anlayışı gördüm;evlenmeye hazırlanan genç bayan örtünür.Galiba heryerde bu kanı var.Tüm bu dedikleriniz gerçektende hoş olmayan şeyler.Biz belki de devlet geleneğimizin ürünü olan ''istediğimi yap''mantığını hala aşamadık,e devleti bireyler,yani bizler oluşturuyoruz.Bakın bende sonradan örtündüm.Örtünürken dediğiniz gibi Fethullahçı evlerinde olabilecekleri tasarlamadım.Sağolsunlar bir ay evlerinde kaldım;beni kovdular.İlginç olan ise soru sormamın onları rahatsız etmesiydi.Ailem de örtün demedi.Toplumun dayattığı da değildi;nitekim 3 yıldır şu şehirden bu şehire dolaşıyorum!Evet;örtündüm.Hem de komünist iken.Tercihim.Geçmişim de beni rahatsız etmiyor.Ama dayatmalarla örtünmeyen ben yakında o örtüyü açacağım.İşyerinde yaşadıklarım bana dayatılandı.Şimdi dediklerinizi de haklı kılarak;yalnız bana da hak vererek;özgürlük bu mudur diye sorsam? Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Ne alaka şimdi!! Hem örtünmekte özgürdür diyorsunuz, hemde örttükten sonra özgür olamaz diyorsunuz ,yani kendi isteği ile örtüyor başkasının zorlaması ile değil. Örtüp örtmemekte özgürdür demesi, kararını kendisi verebilmelidir anlamındadır. Kararını kendisinin verebilmesi demek te; her hangi bir ahlaki dayatma olmadan kararını verebilmesi anlamındadır. Eş, arkadaş, aile, akraba, töre, din'i dayatmalar, öneri, tavsiye ve kurallar zaten birer dayatmadır. Seçim için özgür olmak demek, tüm seçeneklere eşit uzaklıktaki bir ortamın olması demektir. Aksi ise, özgürce verilmiş bir karar değildir. Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Dediğiniz olaylar yaşanan şeyler.Şimdi kalkıp da yok efendim,olur mu ya desem kendimi kandırmış olurum.Çok okumayan bir toplum olduğumuz gerçegini birazcık safdışı bırakıp;istemediği kitabı okuyan eşine şiddet uygulayanlar olur mu;olur.Kızının başını zorla örten olur mu,olur.Hatta ben özellikle Dbkırda bu anlayışı gördüm;evlenmeye hazırlanan genç bayan örtünür.Galiba heryerde bu kanı var.Tüm bu dedikleriniz gerçektende hoş olmayan şeyler.Biz belki de devlet geleneğimizin ürünü olan ''istediğimi yap''mantığını hala aşamadık,e devleti bireyler,yani bizler oluşturuyoruz.Bakın bende sonradan örtündüm.Örtünürken dediğiniz gibi Fethullahçı evlerinde olabilecekleri tasarlamadım.Sağolsunlar bir ay evlerinde kaldım;beni kovdular.İlginç olan ise soru sormamın onları rahatsız etmesiydi.Ailem de örtün demedi.Toplumun dayattığı da değildi;nitekim 3 yıldır şu şehirden bu şehire dolaşıyorum!Evet;örtündüm.Hem de komünist iken.Tercihim.Geçmişim de beni rahatsız etmiyor.Ama dayatmalarla örtünmeyen ben yakında o örtüyü açacağım.İşyerinde yaşadıklarım bana dayatılandı.Şimdi dediklerinizi de haklı kılarak;yalnız bana da hak vererek;özgürlük bu mudur diye sorsam? o örtüyü başınıza takmakta özgürsünüz ve kimse de size karışamaz. en güzeli ise komunistken bunu takmanız. çünkü ülkemizde hala daha insanlar komunizmle ilgili çeşitli yakıştırmalarda bulunmakta, komunizmin farkının ekonomik olduğunu görmemekte, belki de görmek istememektedirler. yalnız takıldığım bir nokta var. "yakında bu örtüyü açacağım" diyorsunuz. buradan da anlaşılıyor ki siz türbanı kafanızda silmişsiniz. peki neden eyleme dökmediniz ? sonuçta siz özgür bir birey olarak ve yeteri kadar özgürlükçüyken açılmayı düşündüğünüzde bunu hemen yapmalısınız. eğer bunu yapmıyorsanız korktuğunuz veya çekindiğiniz birşeyler var demektir. özgür bir birey olarak gördüğüm sizi, istediğiniz bu eylemi gerçekleştirmek için destekliyorum... kişisel olarak örtünmenin Kuranda en azından "türban " biçiminde olmadığını düşünüyorum. bu da beni sizin, radikal islamcıların ve yobazların simgesi haline gelmiş o nesneyi çıkarmanız konusunda daha da motive ediyor. siz belki sonradan başınızı açtığınız için hiç örtünmemişlerden daha fazla ağır hakaretlere maruz kalacaksınızdır ancak o zaman da onların gerçek yüzünü görerek özgürlükçü dünyayla (ülkeyle) ve onun sizi kucaklayan yurttaşlarıyla tanışmış olacak, yeniden doğmuş olacaksınız..... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 İnsan bu kadar basit değildir Sayın DEMİREFE;ne yani yönetmenlik bunu uygun görür yada görmez.İnsan mı bu yönetmenlik için vardır yoksa o dediğiniz yönetmenlikler insana mıdır?Ben insanı,kadın erkek farketmez,din,ırk,renkleriyle görmeyen hiçbir yasa ve yönetmenliği olması gereken olarak görmem. Sayın Gökyüzü, ben insan basittir demedim. Söylediğim son derece açık: Mühendisler şantiyede baret giyerler, askerler cephede miğfer giyerler, hemşireler hastanede kep giyerler, madenciler madende ışıklı baret giyerler, motosikletçiler kask takarlar kafalarına... Sokak yönetmeliği olmadığı için sokakta yürüyen de ne ister, neden hoşlanırsa onu giyer. Tabii ki yönetmelikler insanlar için vardır. İnsanların birbirlerine öteki, cehennemlik, günahkar, ahlaksız şeklinde önyargılı bakmamaları için vardır. Sokakta karşılaşan iki kişinin birbirlerine böyle bakmalarına bir şey diyemeyiz, hayır önyargılı bakmak da bir özgürlüktür, baksınlar ki yarın ve başka yerde bakmamayı öğrensinler deriz. Ama kamu hizmeti verilen alanlarda bu ayrımlara izin verilemez. Dini simgeler kullanarak hukuk okuyan bir savcıya, farklı dinin simgesini kullanan bir sanığı suçlarken fakültede taktığı dini simgeyi kullanmaktan hangi mantıkla men edeceğiz? Edemezsek yargıç boynuna haç asar, kippalı (Yahudi takkesi) sanığı suçlayan savcı sarık bağlarsa karmaşa nasıl önlenecek? Olması ve olmaması gerekeni biraz daha iyi düşünürseniz iyi olur bence... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 o örtüyü başınıza takmakta özgürsünüz ve kimse de size karışamaz. en güzeli ise komunistken bunu takmanız. çünkü ülkemizde hala daha insanlar komunizmle ilgili çeşitli yakıştırmalarda bulunmakta, komunizmin farkının ekonomik olduğunu görmemekte, belki de görmek istememektedirler.yalnız takıldığım bir nokta var. "yakında bu örtüyü açacağım" diyorsunuz. buradan da anlaşılıyor ki siz türbanı kafanızda silmişsiniz. peki neden eyleme dökmediniz ? sonuçta siz özgür bir birey olarak ve yeteri kadar özgürlükçüyken açılmayı düşündüğünüzde bunu hemen yapmalısınız. eğer bunu yapmıyorsanız korktuğunuz veya çekindiğiniz birşeyler var demektir. özgür bir birey olarak gördüğüm sizi, istediğiniz bu eylemi gerçekleştirmek için destekliyorum... kişisel olarak örtünmenin Kuranda en azından "türban " biçiminde olmadığını düşünüyorum. bu da beni sizin, radikal islamcıların ve yobazların simgesi haline gelmiş o nesneyi çıkarmanız konusunda daha da motive ediyor. siz belki sonradan başınızı açtığınız için hiç örtünmemişlerden daha fazla ağır hakaretlere maruz kalacaksınızdır ancak o zaman da onların gerçek yüzünü görerek özgürlükçü dünyayla (ülkeyle) ve onun sizi kucaklayan yurttaşlarıyla tanışmış olacak, yeniden doğmuş olacaksınız..... Değerli arkadaşım herşeyden önce teşekkür ederim.Yanımda olacağınızı söylediğiniz ve desteklediğiniz için.Gelgelelim Türban ve Özgürlük ilişkisine.Neden mi eyleme dökmedim.Çünkü bunu ben istemedim.Yani onu isteyerek takan ben bugün zorla açmak zorunda kalacağım.Akşama kadar işte açılmak zorunda kalan ben,dışarda kapanmaya karar verince rahatsız olanlar oldu ve bana olmadık dayatmalarda bulundu.Ben memlekettimden döner dönmez o örtüyü açacaktım ama bunu yapamadım.Dedim ya tamamen vicdan.Vicdan bana belki de bir insan olarak yapmam gerekeni,yani mücadaleyi unutturmadı.Toplumsal tepkiye gelince,dediğim gibi tepki görecek bir toplumsal çevrem yok daha.Olsa da ben inandığımı yaşar,yapmam gerekenleri topluma göre değil kendime göre sıralarım.Olayı fazla kişiselleştirmeden;bırakın inanan kapatsın;o kapatanlardan sadece %1 bile bunu isteyerek yapmışsa;onun için bile türban özgürleşmeli. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Sayın Gökyüzü, ben insan basittir demedim. Söylediğim son derece açık: Mühendisler şantiyede baret giyerler, askerler cephede miğfer giyerler, hemşireler hastanede kep giyerler, madenciler madende ışıklı baret giyerler, motosikletçiler kask takarlar kafalarına... Sokak yönetmeliği olmadığı için sokakta yürüyen de ne ister, neden hoşlanırsa onu giyer. Tabii ki yönetmelikler insanlar için vardır. İnsanların birbirlerine öteki, cehennemlik, günahkar, ahlaksız şeklinde önyargılı bakmamaları için vardır. Sokakta karşılaşan iki kişinin birbirlerine böyle bakmalarına bir şey diyemeyiz, hayır önyargılı bakmak da bir özgürlüktür, baksınlar ki yarın ve başka yerde bakmamayı öğrensinler deriz. Ama kamu hizmeti verilen alanlarda bu ayrımlara izin verilemez. Dini simgeler kullanarak hukuk okuyan bir savcıya, farklı dinin simgesini kullanan bir sanığı suçlarken fakültede taktığı dini simgeyi kullanmaktan hangi mantıkla men edeceğiz? Edemezsek yargıç boynuna haç asar, kippalı (Yahudi takkesi) sanığı suçlayan savcı sarık bağlarsa karmaşa nasıl önlenecek? Olması ve olmaması gerekeni biraz daha iyi düşünürseniz iyi olur bence... Ben düşüneceğim,biz düşüneceğiz.Bu yazdıklarınızı okuyunca aslında bazı değerlerin ne kadar da basit olarak algılandığını da düşündüm.Türban kamuda yasak olmalı ha?Olsun bakalım.Galiba biz önce insanlarımızı değiştirmeliyiz sonra yönetmenlikleri... Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 benim bahsettiğim birkaç istismar olayı değildir.benim bahsettiğim çevremden gördüklerimdir. çevremden kastım da yalnız kendi çevrem değildir. Türkiye'nin bugünkü halidir. ben çok duydum, kadın erkeğinin dediğinden çıkmaz, kadının sesi dört duvardan dışarı çıkmaz, kadın erkeğinin yasakladığı şeyleri yapmaz, kadın erkeği istemezse namaz kılamaz, oruç tutamaz, vs. vs. bu son cümle sizi şok edebilir ancak bu söz çok iyi tanıdığımız recai kutan'a ait. kadınları baskı altına almak için dinin emrettiğini söyledikleri palavraları aktarıyorlar. ve bunlar özgürlük oluyor. olmadığını iddia ettiğiniz veya birkaç istismar olayı dediğiniz şeyler maalesef türkiye gerçekleridir. türbana, çarşafa sokulmuş, onun içinde nefesini yitirdiğinden artık konuşamayacak, sesi çıkamayacak kadının dramıdır. çok mu istiyorlar sanıyorsunuz burkanın, çarşafın, peçenin, türbanın içine girmeyi. emine erdoğan bile evlenirken (15 yaşında bir kız çocuğuyken) ağlaya ağlaya türbanın içine girdi.... bunu da yalanlayın şimdi hadi. veya bir iki istismar olayı olarak nitelendirin.... yani dostum, burada baş örtüsünü savunan ve hatta baş örtülü bayan arkadaşlarımız kendi istekleri baş örtüsü taktığını ve bunda kimsenin zorlama yapmadığını söylüyor... siz hala o insanlara inatla zorla örtünüyorlar,baskı altındalar vs diyorsunuz ...size neden yalan söylesinler sizinle bir sorunlarımı var? bende kendi çevremden, ailemden örnek vereyim, benim annemin başı kapalı bir çok akrabamındaaynı şekilde bunları zorlayanda yok...hatta bir tanıdığım eşinin başını açasını istedi,eşi ayrılmayı dahi düşündü sizce nasıl bir baskıdır bu. siz kendi çevrenize değil, birazda diğer çevrelere bakın biraz. saygılar. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Örtüp örtmemekte özgürdür demesi, kararını kendisi verebilmelidir anlamındadır. Kararını kendisinin verebilmesi demek te; her hangi bir ahlaki dayatma olmadan kararını verebilmesi anlamındadır. Eş, arkadaş, aile, akraba, töre, din'i dayatmalar, öneri, tavsiye ve kurallar zaten birer dayatmadır. Seçim için özgür olmak demek, tüm seçeneklere eşit uzaklıktaki bir ortamın olması demektir. Aksi ise, özgürce verilmiş bir karar değildir. Sn bilimselci biz farklı birşeymi söyledik? benim söylediğimde ''özgür düşünceyle başörtüsünü seçmişse'' bu kişinin kendi kararıdır diyorum. Hem kendi kararını uygulayıp hemde özgür olamaz ne demek?zaten kendi kararını vererek özgürlüğünü kullanmış oluyor. bahettiklerinizde eğer kendi istği ile özgür iradesi ile o dini kabullenmişse o kişinin özgürlüğüdür,Onu yaşamak onun özgürlük anlayışındadır. Dini olan özgür olamaz denilemez. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Sn bilimselci biz farklı birşeymi söyledik?benim söylediğimde ''özgür düşünceyle başörtüsünü seçmişse'' bu kişinin kendi kararıdır diyorum. Hem kendi kararını uygulayıp hemde özgür olamaz ne demek?zaten kendi kararını vererek özgürlüğünü kullanmış oluyor. bahettiklerinizde eğer kendi istği ile özgür iradesi ile o dini kabullenmişse o kişinin özgürlüğüdür,Onu yaşamak onun özgürlük anlayışındadır. Dini olan özgür olamaz denilemez. Evet oldukça açık;özgür irade ile kabul edilmiş herşey kişiyi özgür kılar. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 19 Ağustos , 2008 Dediğiniz olaylar yaşanan şeyler.Şimdi kalkıp da yok efendim,olur mu ya desem kendimi kandırmış olurum.Çok okumayan bir toplum olduğumuz gerçegini birazcık safdışı bırakıp;istemediği kitabı okuyan eşine şiddet uygulayanlar olur mu;olur.Kızının başını zorla örten olur mu,olur.Hatta ben özellikle Dbkırda bu anlayışı gördüm;evlenmeye hazırlanan genç bayan örtünür.Galiba heryerde bu kanı var.Tüm bu dedikleriniz gerçektende hoş olmayan şeyler.Biz belki de devlet geleneğimizin ürünü olan ''istediğimi yap''mantığını hala aşamadık,e devleti bireyler,yani bizler oluşturuyoruz.Bakın bende sonradan örtündüm.Örtünürken dediğiniz gibi Fethullahçı evlerinde olabilecekleri tasarlamadım.Sağolsunlar bir ay evlerinde kaldım;beni kovdular.İlginç olan ise soru sormamın onları rahatsız etmesiydi.Ailem de örtün demedi.Toplumun dayattığı da değildi;nitekim 3 yıldır şu şehirden bu şehire dolaşıyorum!Evet;örtündüm.Hem de komünist iken.Tercihim.Geçmişim de beni rahatsız etmiyor.Ama dayatmalarla örtünmeyen ben yakında o örtüyü açacağım.İşyerinde yaşadıklarım bana dayatılandı.Şimdi dediklerinizi de haklı kılarak;yalnız bana da hak vererek;özgürlük bu mudur diye sorsam? Sn mavi ''hem de koministken''derken önceden kominist düşünceye sahiptim,ve şu an bu bu ideolijinin yanlış olduğunu anladım ve bu kararı aldımmı demek istiyorsunuz yoksa şu andaki ideolojiniz kominizm fakat hem koministim hemde başımı örtmeye karar verdimmi demek istediniz. Hangi ideolojide olursanız olun muhakkak saygı duymamız gerekiyor ,fakat kominizm ile din bir birine tamamen zıt olgulardır çünkü kominizm din olgusunu red eder. karl marx fakirlerin din olgusunu yaratttığını ve dinin bir uydurma olduğunu söyler. marx milliyet ve ırk kavramını kültürün sonucu olarak görür ve devletin kalkmasıyla milliyetlerinde kalkacağını söyler . halk öyle bir bilinçlenecekki devlet ve güvenlik birimleri kalktığında suç işleyecek kimse olmayacak.. saygılar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.