Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

"Velev ki simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasî simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var?"

 

 

Erdoğan birde çıkıp Laikliğe sahip çıktığınıda söyleyebiliyor pes doğrusu. Kimse bir el işaretinin, bir giyim şeklinin, bir oturuşun bile siyasi simge olmasına karşı değil. İnsanlar kendilerini temsil ettiğini düşündükleri şeyleri simge olarak alabilir. Türban aynı zamanda dini bir simge olduğu içinde yasaklanıyor. Dini bir simgeyi siyasi bir simge haline sokup insanları o çatıda toplamak laikliğin özüne tamamen terstir. İnsanlar seçtikleri din ile bile değil, giydikleri kıyafetle kamplaşmaya başlayacaktır. Bugün karısı türban takan adamlara veriyorlar ihaleleri.

 

 

Erdoğan tabi bunu bilmiyor ya da bilmek işine gelmiyor. Erdoğan her açıdan Türkiye'nin şimdiye kadarki en bilgisiz başbakanıdır. Ya da verildiği rolü oynayabilmesi açısından, Türkiye'de gelmiş geçmiş en mükemmel ***** başbakanıdır. Abdullah Gül'ün de ondan farkı yok. Birilerinin elinde ipleri.

Gönderi tarihi:
Ya da verildiği rolü oynayabilmesi açısından, Türkiye'de gelmiş geçmiş en mükemmel ***** başbakanıdır. Abdullah Gül'ün de ondan farkı yok. Birilerinin elinde ipleri.

 

Burada Erdoğan'ı övmüşüm gibi bir anlam çıkarabilir kimi arkadaşlar. O anlamı çıkarmayın.

Gönderi tarihi:
Burada Erdoğan'ı övmüşüm gibi bir anlam çıkarabilir kimi arkadaşlar. O anlamı çıkarmayın.

 

Çıkartırım :)

Gönderi tarihi:

Ben yanlis anlam cikartmadim cünkü yildizlanmistin.

Siyasi simgeler yasaklanmadigi icin üniversiteler sagci ve solcularin meydan savasi verdikleri alanlara dönüsüyor simdi birde onlara türbanli tarikatcilar eklendiginde artik üniversitede okuyabilene askolsun.

Türbani bireysel özgürlük olarak görme yanilgisia düsmeyelim,türban bireysel özgürlük degildir,yani ilk bakista öyle saniliyor ama degil,türban kavgasi verenlerin yüzde 90 i tarikatlara baglidirlar,kendileri degilse ana babalari baglidir.Yani bireysel özgürlük diye düscegimiz yanilgi bizi tarikatlara özgürlüge kadar götürür,ve eger yarin üniversitelerde tarikat reklamlari yapilirsa bunada kimseler sasmasin,PKK zaten üniversitelere girmistir.hemde kaba gücle üniversitelerde kol gezmektedirler.Tarikatlar siyasi simgeler derken zaten üniversite demeye bin sahit isteyen o mekanlar artik ne olur bilmem.

Kavga,türban kavgasi gibi görünmektedir aslinda asil kavga Atatürk ve Laiklige karsidir.Devleti eline gecirmis olan AKP yönetimi atini istedigi gibi sürmektedir.Iste bütün mesele burada.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

ERDOĞAN'A SUÇ DUYURUSU ......................................

 

 

 

Avukat Mahmut Tanal, "Türban siyasi simge olsa suç mu? Sembollere yasak getirilir mi?" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

 

Tanal, "Türban siyasi simge olsa suç mu, sembollere yasak getirilir mi? Başörtülüye siyasi simge olarak takıyorsun deniliyor. Dünyanın neresinde böyle bir suç, böyle bir yasak var?"

 

şeklinde açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan'ın, 1982 Anayasası'nın 11-24-138 ve 174 maddesi ve 1934 tarihli 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun'a muhalefet ettiğini belirtti. Tanal, dilekçesinde, "Türkiye sadece türban için yeni anayasa yapacak. Bir süre sonra bağnazlık siyasi çalışmalara da yansır. Karanlık dönemin habercisi şeklinde açıklamalar yapılması, dini siyasette kullanma amacı taşımaktadır" ifadelerine yer verdi.

 

Yasalar ile sarık ve fesin giyilemeyeceğine dair Anayasa'nın 174. maddesinin 2 ve 8. fıkralarında belirtilen İnkılâp Kanunlarının korunmasına ilişkin hükümlerin mevcut olduğu belirtilen dilekçede, şu iddialar yer aldı:

 

"Fes ve sarık da bir simgedir. Başbakan Erdoğan'ın simgeler ile açıklaması devrim yasalarına aykırıdır. Başbakan İspanya'daki açıklamalarıyla halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik ederek suç işlemektedir. Bu devlet düzenini, toplum düzenini dini amaca dayandırmak anlamına gelmektedir. Anayasa'nın 24. Maddesi bunu açıkça yasaklamıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan; dinsel konuları siyasetle birleştirmek Anayasa'ya uygun değildir."

 

Mahkeme kararlarının herkesi bağladığını belirten Tanal, "Kimse bunun dışında kalamaz. Anayasa'nın 11. Ve 138. maddeleri bunu emretmektedir. Mahkemeler, tam da türbanın siyasi simge olması nedeniyle bu kararları verdi. AİHM de bunu teyit etmiştir."

 

Gazeteport

Gönderi tarihi:

'Transseksüeller Türban Takabilir'

 

 

Diyanet İşleri Başkanlığı�ndan, transseksüelleri ilgilendiren tartışma yaratacak değerlendirmeler geldi.

 

Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, �Cinsiyet değiştirip erkekken kadın olmuşlar, İslam�a göre kadın hükmündedir ve İslam�da kadınların uyması gereken kurallara uymak zorundadırlar� dedi. Yeprem, �Bülent Ersoy türban takmalı mı?� sorusuna, �İsim üzerinde durmuyorum. Genel kuralı söylüyorum� yanıtını verdi. Yeprem�in değerlendirmeleri şöyle:

 

TRANSSEKSÜEL KADIN HÜKMÜNDEDİR: Erkekler erkek gibi kadınlar da kadın gibi davranırlar. Erkekken kadın olmuş biri de, kadınların mükellefiyetleri neyse onu taşır. Kadınken erkek olmuşsa da erkek hükmündedir.

 

Yaradılışta kadın ve erkek özelliği karışık olanlar var. Hangisi hakimse tıp dünyası onu o cinsiyete dönüştürebilir. Bu bir tıbbi müdahaledir.

 

......................

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:

Türkiyede artik devrim yasalari gecerliligini kaybetti,simdi Tayyib Erdogan yasalari calisiyor,eger devrim yasalari calissaydi birileri demokrasi yalanlari ile ortacag özlemini dile getirmezdi.Yeni anayasa sivil falan denmesi hikayedir,YENI ANAYASA AKP diktatörlügünün yasasidir.Yani devrim karsiti,Cumhuriyet ve Laiklik ve Türk olmaya karsi bir anayasadir.Siz bakmayin cigirtkanlara onlarin .................yarabbi sükür yagmur yagiyor derler.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Ampul aydınlarına ÖSS soruları...

 

 

Türban üniversiteye girmeli mi?

 

"Gene" tartışılan bu.

 

*

 

Kızlarımız sadece "18 yaşını doldurduğu zaman" türban taksaydı, "türban üniversiteye girmeli mi" tartışması, yeterli olabilirdi belki.

 

Halbuki...

 

Kızlarımız sadece "reşit olduktan sonra" türban takmıyor; henüz 10-11 yaşındayken takıyor veya taktırılıyor.

 

Dolayısıyla...

 

Üniversiteye türbanla girecekse...

 

Liseye de türbanla girecek mi?

 

İlkokula?

 

Öğrenci türbanla girecekse, öğretmenin de türbanla girmesinin ne sakıncası var?

 

Veya, öğretim üyesinin?

 

*

 

Türbanı "inancı gereği" takıyorsa...

 

Çarşafı da "inancı gereği" giyiyor.

 

Çarşafla da girecek mi?

 

Türban için "kişisel özgürlüktür" derken, çarşaf için "kişisel özgürlük değildir" diyebilir misin?

 

*

 

Ulemaya mı soracaksın?

 

Yoksa, işine geleni "din"le, işine gelmeyeni "hukuk"la mı tarif edeceksin?

 

*

 

Çarşafla girerse, ki girer...

 

Sarıkla da girecek mi?

 

Mecbur mu cekete, kravata?

 

Cüppeyle niye girmesin?

 

Sen değil misin "sana ne" diyen...

 

"Sana ne?" demezler mi adama?

 

*

 

Veya spor... Yetenektir.

 

İlla "okul" gerekmez.

 

Farz edelim, türbanlı bir kızımızın doğuştan kabiliyeti var, voleybolcu, hentbolcü, halterci... Ve, milli...

 

"Milli takımda türbanla oynamak istiyorum" derse, ne denilecek?

 

*

 

"Spor başka şey, dine-siyasete karıştırmayalım, bu özgürlük sadece üniversite için geçerli" dersen...

 

"Anayasal hak" olarak üniversiteye, spor akademisine türbanla giriyorsa, "milli forma"yı türbanla niye giymesin?

 

*

 

Özetle...

 

"Türban üniversiteye girmeli mi" sorusu, hem eksiktir, hem de yanıltıcıdır.

 

*

 

ÖSS dediğin...

 

Tek soruyla olmaz!

 

"Ampul aydınları"mızın, üniversiteye girmeden önce, kıvırmadan, mertçe, yukarıdaki soruları cevaplaması zorunludur.

 

 

 

y.özdil, 17.1.2008

Gönderi tarihi:

Y.Özdil'in sorduğu bu sorulara , gereken cevaplar mutlaka verilir.Minareyi çalan kılıfı da hazırlar.Hoş kıvırmaya da gerek yok ya üniversiteye türbanla girmek ,kalede açılmak istenen gediktir zaten.Bu gedik açıldıktan sonra ,kişisel özgürlük ve inanç özgürlüğü savlarıyla ve kıyas yoluyla gerisi de gelecektir.Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Gönderi tarihi:

Yargıtay'dan TÜRBAN UYARISI

 

 

 

 

Yargıtay türbanın serbest olmasına yönelik Erdoğan 'ın açıklamalarına cevap verdi. LAİKLİĞE AYKIRI..

 

 

 

 

 

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, "Cumhuriyet’in temel ilkelerini, 85 yıllık kazanımlarını yok saymak, özgürlüğü çağdaşlaşma yerine dini esaslar çerçevesinde ele alarak etnik gruplara, mezheplere, ırkçılara haklar vermek olarak görmenin ve tartışmanın ülkeye yarar getirmeyeceği halkı önce bilinçlendirmeye, ayrıştırmaya sonra da çatışmaya götüreceği açıktır" dedi.

Yalçınkaya, "Basın Bildirisi" başlığıyla yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

"Siyasi partilerin; Cumhuriyetin laiklik niteliğinin değiştirilmesi amacını güdemeyecekleri gibi bu amaca yönelik faaliyetlerde, beyanlarda bulunamayacakları, bu kuralı göz ardı etmenin laiklik ilkesinin korunmasını imkansız kılacağını keyfiliğe yol açacağını, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince kutsal tanınan hususları alet ederek propaganda konusu yapamayacakları, istismar edemeyecekleri kötüye kullanamayacakları, aksine faaliyet ve beyanların din ve dince kutsal sayılan şeylerin istismarı sayılacağını, Türkiye Cumhuriyeti Ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya ırk veya dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremeyecekleri, Türk Dilinden veya Kültüründen başka dil ve kültürleri korumak geliştirmek veya yaymak yoluyla ülke üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını, bölünmez bir bütün olan ülkede, bölgecilik veya ırkçılık maksadını, Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını, güdemeyecekleri bu yolda faaliyetlerde bulunamayacakları, bu kuralları görmezlikten gelmenin azınlık yaratılmasını ve devletin tekliği ilkelerini zayıflatacağı, Dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yaratmak bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak amacını güdemeyecekleri, bölge, ırk, belli kişi, aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarına dayanamayacakları, diğer halde demokratik devlet düzeninin korunmasının olanaksız olacağı, Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı, Anayasa ve yasalarda hüküm altına alınmış, ayrıca yaptırımları gösterilmiştir."

 

CUMHURİYETİN TEMEL İLKELERİ

Millet iradesiyle kurulan yasa koyucunun, ülke ile millet bütünlüğünün bozulmasını önlemek amacıyla toplumun huzuru, milli dayanışma için, her türlü kuşkudan uzak düzenli bir yaşam ortamını sağlamak maksadıyla bu hükümleri ve yaptırımları saptadığına işaret eden Yalçınkaya, şöyle devam etti:

"Bağımsız ve egemen olan her devletin, partiler üstü olan bir devlet politikası vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin devlet politikası, işgal güçlerinin yurttan çıkarılıp, Lozan Anlaşması sonucu ülke sınırlarının yeniden belirlenmesi ve kurucu devlet ve kurucu meclis tarafından yapılan 1924 Anayasası ile belirlenmiştir. 1982 Anayasası ile de anılan devlet politikası değiştirilemez hükümleri de konulmak suretiyle koruma altına alınarak başlangıç hükümleri ve ilk dört madde açıklanmıştır. Cumhuriyet yönetiminin ilkesi olan halkın egemenliği kuralı gereği de halk oyu ile kabul edilmiştir.

Cumhuriyetin temel ilkelerini, 85 yıllık kazanımlarını yok saymak, özgürlüğü çağdaşlaşma yerine dini esaslar çerçevesinde ele alarak etnik gruplara, mezheplere, ırkçılara haklar vermek olarak görmenin ve tartışmanın ülkeye yarar getirmeyeceği halkı önce bilinçlendirmeye, ayrıştırmaya sonra da çatışmaya götüreceği açıktır.

Eğitim ve öğretim kurumlarında bazı giysilerin kullanılmasının özgürlük sayılıp, özgürlükler içine alınmasının mezheplerin, cemaatlerin ırkçı örgütlerin ayrılıkçı güçlerin sembollerini rahatça kullanacakları, yayacakları, eğitim görenleri örgütleyerek huzursuzluğa, saflara ayıracağı, eğitim ve öğretim kurumlarının yukarıda sayılan etkin örgütlerin alanı haline getireceği, laik ve üniter yapıya aykırı bir faaliyet alanına dönüştüreceği Yüce milletimiz ve ülke ile milletin koruyucusu olan yasalar önünde sorumluluğun anayasa ve yasalar gereği bu yönde beyan ve faaliyetlerde bulunan siyasi partilere ait olacağı gözden kaçırılmamalıdır.

Siyasi partiler; mevzuatın veya yasal ve anayasal yapının değiştirilmesi konusunda girişimde bulunurken önerilen kuralların ve buna ulaşmadaki faaliyetlerin her bakımdan yasal ve demokratik olmasına dikkat etmelidir. Önerilecek değişikliğin kendisi temel demokratik prensiplerle anayasada belirtilen insan hakları ile, Atatürk Milliyetçiliği ile laik ve sosyal hukuk devleti ile bağdaşmalıdır. Demokrasinin bir veya birçok kuralına uymayan veya cumhuriyetin temel ilkelerinden olan laik ve üniter yapıyı, demokrasiyi yok etmeyi amaçlayan ve de demokrasinin tanıdığı hak ve özgürlükleri yasa dışı yorumlarla tarif ederek oluşturulan siyasi projeleri öne süremeyecekleri, bu nitelikteki beyan ve eylemlerin gerek iç hukuk gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi korumasından yararlanamayacağı gözetilmelidir."

Gönderi tarihi:

Güzel bir uyarı ancak malum başbakanımız ona da çıkıp şöyle diyebilir:

"Herkes işine baksın"

 

Üstelik yeni çıkan hakim ve savcıların atamaları ile ilgili kanun düşünüldüğünde; zaten belli bir süre sonra buralara, kendi tandanslarında adamların atanacağı aşikardır.Hal böyle olunca bu bildiri " hükümsüzdür"

Gönderi tarihi:

“Türban sosyete giysisidir”

870.jpg

İŞÇİ Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İzmir İl Örgütü'nün düzenlediği geceye katıldı. Gecede konuşma yapan Perinçek, son günlerde gündemde olan türban konusuna değindi. Türbanın ABD'nin bir dayatması olduğunu belirtirten Perinçek, türbanın bir rahibe kıyafeti olduğunu öne sürdü, “Süslü kadınların sosyete giysisisidir” dedi.

 

İP İl örgünütünün dün gece Konak Life Restorant'ta düzenlediği yemeğe katılan Doğu Perinçek, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a yüklendi. Perinçek, “Başbakan Erdoğan ‘türban siyasi bir simgedir’ dedi. Evet, türban siyasi bir simgedir. Eskiden türban özgürlüktü ama şimdiyse siyasal bir karabayrak olduğunu itiraf ediyor ama hangi siyasetin simgesi. Amerika'nın ‘Büyük Ortadoğu Projesi'nin’ siyasi simgesi. Müslüman siyasetinin simgesi değil” dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olduğunu itiraf ettiğini söyleyen Perinçek, “Türban haçlı ordusunun karabayrağıdır. Türban bir rahibe kıyafetidir. Bunun islamiyetle, bunun Türk kültürü ile ilgisi yoktur” diye konuştu. Perinçek, konuşmasına söyle devam etti:

 

“Çapa çapılırken, tarlada çalışılırken, mutfakta tarhana yapılırken türban takılmaz, laboratuvarda çalışan, hastanede çalışan kadın türban takamaz, bu bir süslü kadınların sosyete giysisidir. Bunun sosyete giysisi olduğunu tespit etmek lazım. Müslümanlara ait giysi olmadığı tespit etmek gerekli. Türkiye'de çok krizler yaşandı. Tayip Erdoğan da türban kriziyle birlikte Anadolu topraklarına gömülecektir.” 19 Ocak 2008 (DHA)

Gönderi tarihi:
“Türban sosyete giysisidir”

870.jpg

İŞÇİ Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İzmir İl Örgütü'nün düzenlediği geceye katıldı. Gecede konuşma yapan Perinçek, son günlerde gündemde olan türban konusuna değindi. Türbanın ABD'nin bir dayatması olduğunu belirtirten Perinçek, türbanın bir rahibe kıyafeti olduğunu öne sürdü, “Süslü kadınların sosyete giysisisidir” dedi.

 

İP İl örgünütünün dün gece Konak Life Restorant'ta düzenlediği yemeğe katılan Doğu Perinçek, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a yüklendi. Perinçek, “Başbakan Erdoğan ‘türban siyasi bir simgedir’ dedi. Evet, türban siyasi bir simgedir. Eskiden türban özgürlüktü ama şimdiyse siyasal bir karabayrak olduğunu itiraf ediyor ama hangi siyasetin simgesi. Amerika'nın ‘Büyük Ortadoğu Projesi'nin’ siyasi simgesi. Müslüman siyasetinin simgesi değil” dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini Ortadoğu Projesinin eşbaşkanı olduğunu itiraf ettiğini söyleyen Perinçek, “Türban haçlı ordusunun karabayrağıdır. Türban bir rahibe kıyafetidir. Bunun islamiyetle, bunun Türk kültürü ile ilgisi yoktur” diye konuştu. Perinçek, konuşmasına söyle devam etti:

 

“Çapa çapılırken, tarlada çalışılırken, mutfakta tarhana yapılırken türban takılmaz, laboratuvarda çalışan, hastanede çalışan kadın türban takamaz, bu bir süslü kadınların sosyete giysisidir. Bunun sosyete giysisi olduğunu tespit etmek lazım. Müslümanlara ait giysi olmadığı tespit etmek gerekli. Türkiye'de çok krizler yaşandı. Tayip Erdoğan da türban kriziyle birlikte Anadolu topraklarına gömülecektir.” 19 Ocak 2008 (DHA)

 

Doğu perinçekin ne olduğunu zaten hepimiz biliyoruz onun için onun sözleriyle ilgili yorum bile yapmıyorum...

 

''EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR'' M.KEMAL ATATÜRK

Eğer egemenliğin kayıtsız şatsız milletin olduğu bir ülkede yaşıyosak ve MUSTAFA KEMALİN izindeysek neden bir referandum yapıp halkın ne düşündüğüyle hareket etmiyoruz ve neden bazı yargı mensupları çıkıpta referandum yapılsa ve halk istese bile bu yasak kaldırılamaz diyorlar ? bunu bana açıklayabilecek biri olursa sevinirim....

 

saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Türban serbest bırakılsın....

Mevcut olanların yarısı takmayacak bu bez parçasını..

 

Yasaklar cezbeder.

 

2+2 işte budur.

 

bırakın bu **** inadı...

 

görün ne oluyor ne olmuyor....

Gönderi tarihi:
Türban serbest bırakılsın....

Mevcut olanların yarısı takmayacak bu bez parçasını..

 

Sırf bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görmek adına temel ilkelerimizden taviz vermek ne kadar doğru??

Ben istemiyorum kardeşim, bu ülkede işler, dün nasıl işliyorsa bugünde öyle işler. Sırf AKP hükümeti çoğunluğu ele aldı diye böyle tavizler vermek, verilmesine de izin vermek ve göz yummak cumhuriyetçi kişiliğime ters düşer Marcus...

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
Sırf bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görmek adına temel ilkelerimizden taviz vermek ne kadar doğru??

Ben istemiyorum kardeşim, bu ülkede işler, dün nasıl işliyorsa bugünde öyle işler. Sırf AKP hükümeti çoğunluğu ele aldı diye böyle tavizler vermek, verilmesine de izin vermek ve göz yummak cumhuriyetçi kişiliğime ters düşer Marcus...

 

Saygılarımla

 

Neyi istemiyorsun yersoy...Zaten memleket senin deyiminle kayıp gitmiş.

Eskiden çoğunluk ne yaptıysa şimdide o oluyor değişen birşey yok.

Kadrolaşmadan bahis ise söz konusu.Dün de vardı kadrolaşma

yok biz bu pastadan rant elde edemiyoruz diyorsanız o zaman

söz söylemme kabileyetin ortadan kaybolmuş demektir.

Haseki hastenesinde memur bir arkadaşım var.

Allaha ve islam dinine inancı sonsu bir arkadaşım.

20 yıldır mescitde cuma namazı kılarım.Ama son 3 yıldır

alnı secdeye deymeyenler şimdi benimle saf tutuyorlar diyor.

Bu halk ****** ******:

AKP de bu riyakarlığı sonuna kadar kullanıyor...

Ama nereye kadar...................................

Gönderi tarihi:
Zaten memleket senin deyiminle kayıp gitmiş.

 

:( maalesef Marcus, bunu hep üzülerek ve içim kan ağlayarak söylüyorum...

 

Eskiden çoğunluk ne yaptıysa şimdide o oluyor değişen birşey yok.

 

Marcus, eskiden rant için de kadrolaşmalar oluyordu. Tasvip ediyormuyduk? Tabiiki hayır! Şimdi ise işin ucu başka bir yöne doğru gidiyor. Sorun rant kavgası filan değil be kardeşim.... Keşke öyle olsa... Sorun, yarın bir gün uyandığımızda "bişe olmaz" dediğimiz manzara ile karşılaşmak...

 

Bu halk ***** ******:

AKP de bu riyakarlığı sonuna kadar kullanıyor...

 

İşte bunda çok haklısın be Marcus....

Gönderi tarihi:

Atatürk modern bir toplum istedi,Türk insaninin hicbir eksigi yoktur modern olabilmek icin diyerek Yunan giysisi fesi,Arap giysilerini kaldirip hem insanlari cagdas toplum olmaya davet ederken hemde kadinlarin artik ikinci sinif olmalarinida cikartilan ve genisletilen yasalarla saglamaya calisti ama olmadi,Osmanli zamanida zaten egitimsiz olan halk yine egitimsiz birakildi,dini sömürü ile insanlar cagdas olmaya karsi yönlendirildiler.

Konu türban veya sapka degildir konu Türk toplumunun karsi karsiya birakildigi aci durumdur.Atatürk devrimlerine dogal yollarla karsi olamayanlar dogal olmayan yollari denemeye basladilar.Önce insanlarin arasina bir ikilik soktular,bizden olanlar ve olmayanlar diye.basini türbanla kapatana "inanci icin kapatiyor derken kapatmayanida dolayli olarak inancsiz yerine koydular."Laik sistemde dini semboller olamaz,hicbir kurumda bir dini inanci simgeleyen semboller olamaz,cünkü kurumlar kamu alani sayilir.Özel hayatta serbest olan ne varsa kamusal alanda sinirlandirilmistir.Ama Laiklige karsi olan kesim özellikle dini sömürü araci olarak kullanan demokrasi tramvaydir diyen kesim türban üzerinden siyaset yapmaya basladi.Yargi uyardi,yargiya saldirdi,bilim adami uyardi bilim adamina saldirdi.Ben döndüm diyerek iktidara tasinan zihniyet nasil dönmüs oldugunu göstermeye baslamisti,ne ilgincki ,iktidara geldigi ilk dönemde degilde yüzde 47 den sonra yani ikinci iktidar döneminde kendini göstermeye baslamis hakiki kimligini ortaya koymustu.Hakiki kimligi neydi;Taliban'in dizinin dibinde oturmak,Bizim yolumuz seriat yoludur demek,Atatürk dönemi yasandi bitti demek,demokrasi bizim icin bir aractir demek vb,gibi.kimliginin nitelikleri artik tek tek kendini göstermeye basladi.

Amac Atatürk ilke ve inkilablarinin ortadan kaldirilmasidir,bunun icin AB-ABD-TARIKATLAR VE AKP elele vermislerdir.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

türban denen bu nesne bu ülkenin başına bela olmaya devam edecek.

ne kadar yazık bu ülkenin geleceğini yok ediyorlar.

bunların hepsi bir düzmece.

Gönderi tarihi:
türban denen bu nesne bu ülkenin başına bela olmaya devam edecek.

ne kadar yazık bu ülkenin geleceğini yok ediyorlar.

bunların hepsi bir düzmece.

 

Çok haklısın...

Keşke bu tür basit sorunlarla uğraşmayacak kadar meşgul olabilseydik işimizle...

Keşke bu gibi basit sorunlarla uğraşmayacak kadar şüpheci ve tedirgin olmasaydık...

Keşke bu gibi basit sorunlarla uğraşmayacak kadar bilinçli ve özgür olabilseydik...

Ama uğraşmak zorundayız belki de...

Çünkü insanımız özgürlüğe ve demokrasiye hazır değil, ne birey ne de toplum olmayı öğrenememiş henüz..

Zamanla, umarım...

Gönderi tarihi:

Türbanı insan hakları sorunu olarak görenler çok yanılıyorlar...Türbanın arkasında emparyalist güçler ve onların her daim işbirlikçisi tarikatlar var. Türban siyasal islamın laik cumhuriyeti yıkmaya dönük bir Truva Atı'dır. Yoksa o kadar masum olsaydı şimdiye kadar üniversitelerde çoktan serbest olurdu. Ama göründüğü gibi masum değil..

Gönderi tarihi:

Konu döndu dolaştı yıne laiklige ve dine geldi..ve insanların inançları geregı taktıgı bez parcasına...nedir sizdeki bu din

 

duşmanlıgı anlamıyorumkı..laiklige din gibi tapmışsınız,atatürküde ilahlaştırmışsınız..anıtkabirde bir mezarlıktır sonucta

 

hangınızı gidipte ruhuna bi fatiha okudunuz..hangınız ruhu için bir mevlut yaptırdınız..sonucta orda merhum biri var ona en

 

buyuk yardımı,iyligi ona dua ederek yapabılırsınız..gelelim gerici dediginiz yani dinini rabbinin emrettıgı gıbı yasamak

 

ısteyenlere..siz islam guneşine karanlık,gerici diyosunuzda unuttugunuz bişe var..bu milleti 600küsür sene barıs,mutluluk,huzur

 

bolluk,refah içinde yaşatan osmanlı deilmiydi..onlarda o gerici dediginizler gibi cubbeli,sarıklı,başı kapalı insanlar

 

deilmiydi..derdiniz bi bez parcasıyla alın oyleyse yuzunuzu örtunuz tabi yuzunuz varsa....saygılar,

Gönderi tarihi:

Türban bu ülkenin damarlarina akitilan bir zehirdir,zehiri akitan Erbakan yayilmasini saglayanlar ise seriatci Laiklik düsmani daha dogrusu din sömürücüleridir.

Daha dün "Demokrasi bizim icin bir aractir,bir tramvaydir duraga geldigimizde ineriz"diyen adam bugün Türkiye'nin kaderiyle oynamaktadir.Oynatanlar ise köselerine cekilmis hala magazin medyaciligi yapmaktadiröar.Fetullahcilar,Naksiler,Aczimendler ve daha bircok vatan millet ve Laiklik karsiti güc elbirligi etmis türban zehirini en son damara kadar akitmak icin cirpinmaktadirlar.Adam hala yalan söylüyor yargiya saldiriyor,bilime saldiriyor devlete devletin degerlerine saldiriyor,ülkeyi böldürmek icin tüm ser güclerle beraber calismakta.Millet uyuyyor,millet gelecek secimlerde dagitilacak oy rüsvetini bekliyor,devletin imkanalri oy ugruna sarfediliyor kullaniliyor,kullananlar ise devleti yikmak icin görevlendirilmis olanlardir.

Darbeden korkuyorlar,darbe tüm planlarini suya düsürecek,aman darbe olmasinda zehir iyice kangren yapsin vücudu diyorlar,darbe olmadigi sürece kirli emellerine daha cok kavusma imkanlari var,demokrasi sözleri sadece kirli emellerin gerceklesebilmesi icin sloganlastirilmis,halbuki demokrasi 5 yildir yok edilmistir bunun farkina varmayanlar darbeden korkuyorlar.Demokrasi olmayan bir ülkede demokrasinin igdis edildigi,dinci siyasete kurban edildigi bir ülkede darbeden korkanlara gülerim,cünkü gülünecek halleri var.Demokrasiyi ülkeyi parcalamak etnik bölünmeyi gerceklestirmek icin Sevr'e geri dönmek icin kullananlarin darbelerden korkmalari cok dogaldir.Ama kaybedecek birseyleri olmayanlar icin darbeler korkutucu olmaz.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.