Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

O kadar klişe laflar konuşuluyor ki, kabak tadı verdi artık. Üniversiteye kimsenin mayo ile gelmeyeceğini bildikleri için bunu dile doladılar. Siyasi simge lafı da hedef saptırmadır.

 

Elli kere söyledik: Herkes kendi dini simgesiyle gelirse üniversite karnaval yerine döner. Din simgeleri başka simgelere benzemez, din tartışmaya açık olmayan bir inanç işidir, pozitif değildir ve keskin ayrımlar içerir. Laikliğin gerekçesi de budur. Sadece üniversiteye özel bir düzenleme aldatmacadır, yemdir. Gerisi gelir. Asıl amaç laikliği aşındırmaktır. Şurda hepimiz vatandaşız, yüzyüze bakıyoruz, samimi olalım. Bu işin üniversite ile bitmeyeceğini hepimiz bal gibi, adımız gibi biliyoruz. Bu tartışma bizi sonsuza kadar oyalayabilir, tam çıkarıldı derken taş kuyuya atıldıkça... Son kez uyarıyorum: Oyun budur. Tartıştırmak, oyalamak, mümkünse çatıştırmak, her şekilde yerinde saydırmak.

 

Demokrasi sadece verilen oy sayısı değildir. Böyle olsa Hitler diktaları ortaya çıkar. (Çoğunluk oyu ile iktidar olmuştu.) Sivil toplum örgütleri, lobiler, baskı grupları, hukuk, basın, bir çok etken kamuoyunu oluşturur. Demokrasi bir geldi mi şak diye üzerimize oturan kusursuz bir nesne değildir, korunmaya, gelişmeye muhtaçtır. Çıkmazlara da girebilir, çoğunluk yanlış da yapabilir. Bir çok dengeler olayların akışını götürür.

 

Artık o kadar çok şey söyledik ki, dön baba dönelim oynayıp durup durup başa sarmanın anlamı kayboldu. Ne söyleyecek olsam defalarca söylediğimi hatırlıyorum. Yalnız bir özeleştiriyi bir kez daha tekrarlayayım: Bu işin bu hale gelmesinde askeri lojmana gelen misafiri ve çocuğunun mezuniyet törenine gelen anneyi başörtülü diye kapıdan çeviren lüzumsuzların da büyük katkısı oldu. Bunlar "rektörler selam duracak" türü tahrik yemlerine geldiler ne yazık. Bunu belirtmiştim: Eğitim ve savunmaya katılan vatandaş, aktif bir sürece katılmaktadır. Kıyafet yönünden sorumludur, (yani asker ve öğrenci) bunun haricinde kıyafet sorunu sadece kamu hizmeti veren açısından vardır, hizmet alan açısından yoktur. Hatta işte emniyete dilekçe vermeye, maliyeye vergi yatırmaya gelen vatandaş örnekleri filan vermiştim.

 

Rövanşist, intikamcı, kinci dinci ve karanlık emelleri olmayan her samimi vatandaş, inancı kadar devletinin dirliği, düzeninin gereklerine de seve seve uyar. Bir derse girerken başörtüsünü boynuna koymakla ne deprem olur, ne gökten taş yağar. Bu inat ve kini sürdürmez diye düşünüyorum.

 

Neyse artık tamam, anlaşıldı veya anlaşılmadı, kabak tadı verdi artık. Hepsi forumda, tekrarlamanın da anlamı yok.

 

Artık bundan sonra hep birlikte gelişmeleri göreceğiz. Dengeler gelir yerine, her şey denge üzerine kuruludur ve öyle gitmektedir...

Gönderi tarihi:
O kadar klişe laflar konuşuluyor ki, kabak tadı verdi artık. Üniversiteye kimsenin mayo ile gelmeyeceğini bildikleri için bunu dile doladılar. Siyasi simge lafı da hedef saptırmadır.

 

Elli kere söyledik: Herkes kendi dini simgesiyle gelirse üniversite karnaval yerine döner

 

Mayo örneği bir klişenin adresi değildir. Mayo örneği bu sorunu başımıza musallat eden zevatın verdiği örnektir ki, o sebeple sürekli mayo üzerinde duruyoruz. Madem kimse Üniversiteye mayo ile gelmeyecekse, niye burka, rahibe kıyafeti ile gelebilir deniyor merak uyandırıyor bu bende.

 

Üniversite aslında karnaval alanıdır. Her düşüncenin tartışılabileceği, yanlışlarının ortaya konulacağı. Bir düşünceyi her yerden dışlarsanız yer altında gelişir. Bir düşünceyi, dini serbest ortamda (ki üniversite entellektüel derinlik bakımından bu işin en iyi yapılacağı yerdir) tartıştırırsanız yanlışları ortaya konur, yer altına in/e/mez ve dolayısıyla gerçekçi değilse, toplumdan bihaberse yokulur. Üniversite düşüncelerin karnaval alanıdır.

 

Başörtüsü meselesi tek boyutuyla ele alınacak bir mesele değildir diye defaatle söyledik. Mahkeme karar verdiğinde iki şey üzerinde durmuştu.

 

1.si bu örtüyü üniversite dışında takanlar bilinçsizlikten ve baskıdan üniversitede takmaya çalışanlar ise laik devleti ortadan kaldırmayı amaç edindiklerinden dolayı takmaktadırlar.

 

Hal böyle olunca mahkemelerin, bizzat başörtülülerden gelen bir kalkışmayı ortaya çıkarması ve 100'lerce tutuklama yapılmış olması gerekirdi. Kaldı ki, şeriat ayaklanması denilen şeyler hep erkeklerden geldiği halde erkeklere yasak konulmayıp kızlara konuldu. Devlet intikal alma peşine düştü.

 

Hizmet alan hizmet veren ayrımına girdiğimizde üniversite öğrencisi veya ilköğretimdeki bir öğrenci eğitim hizmeti almaktadır. Bu hizmeti verende kamu görevlisidir. Bu ayrım yeterli bir ayrım değildir. Duruşmaya katılan bir avukat hangi mahvildedir. Kamu görevlisi değildir ancak devletten yargılamanın adil yapılması hizmetini almaktadır aynı zamanda müvekkilini de hizmet vermektedir. Bu ayrım uygun bir ayrım değildir. İslama inanan ve gereklerini yerine getirme amacında olan bir imam, camide cemaate namaz kıldırırken hizmet alan mıdır veren midir?(TCK anlamında imamlar memur sayılmaz ama konu bu değil)

 

Mesele Danıştay'ın sokakta dahi Milli Eğitim Mensubu bir bayanın başını örtmesinin hukuka aykırı olduğuna dair kararı var. Gerekçe de hayli garipti.

 

Bu konuda sadece Milli Görüş ve ondan neşet eden partileri suçlarsak 1967'de başıörtülü bir bayanı dersten niye atmıştır bir üniversite hocası sorulduğunda cevap veremeyiz.Bu konuda 7.4 yetmedi mi diyenlerin hatası vardır ancak onu o sözü söylemeye iten acaba bir neden var mıdır? Nasıl bir halet-i ruhiyedir ki, yanında onbinler ölürken/ölmüşken; siz, bize gördüğünüz zulmün cezasını çekiyorsunuz yollu bir beyanı seslendirebiliyor. Karşımızdakini anlamaya çalışalım...

 

Bu konudaki yasak sadece korkudan doğmamıştır. Dünya üzerinde kendilerine islam ülkesi diyen ülkelerdeki saçma sapan, radikal, nefret ettirici, tutucu baskıları görüp de, islamın Türkiye'deki şeklinin de buna kayma ihtimalini düşünüp korkan insanlara hak veriyorum. Ama birşeyi daha söylüyorum. Bizim onlarla tarihimiz aynı değil, sosyal yapımız aynı değil, kurtuluş mücadelemiz aynı değil, gelişmişliğimiz aynı değil ve en önemlisi DİNİ ALGILAYIŞIMIZ AYNI DEĞİL. Aynı olanlar yok mu? Elbetteki vardır ancak azınlık mesabesindedir ve pire için yorganı yakmayalım. Azınlığı bastırmaya, kıstırmaya çaba sarf etmeyelim. Bu reçete işe yaramıyor. Komünizm için de yaramadı, liberalizm için de yaramadı, şia için de yaramadı, islam için de yaramıyor. Şerif Mardin'in mahalle baskısı kelimesinden çok önce söylediği "Bu ülkede islamın güç kazanması paradoksal olarak onun üzerine gidilmesinin bir sonucudur" cümlesini hatırlatırım. Bir silkinelim, korkuyu üzerimizden bir atalım, tamam siz yine teyakkuzda olun, tamam siz yine silahı eksik etmeyin, tamam siz yine her ne yapılması lazım geliyorsa yapın....AMA...

 

2000 yılında kız kardeşimi üniversiteye kayda götürdüm. Dışarda güzel bir güneş, karşımda bembeyaz sakallı nur yüzle (samanyolu dizilerinden fırlamış) bir ihtiyar, yanında kızı. Başıörtülü. Fakültenin kapısı benim solumda onların sağında. İkide birde başı kapalı bir kızın içeri girme hadisesine bakıyorlar. Derken kalkıp görevlilerle konuşuyorlar, duyduğum; kızım, (güvenlik görevlisi bir bayan) tek içeri girsin öyle açsın. Cevap: Hayır amca kesin emir var, yan taraftaki kabinde açıp girecek. İhtiyar tekrar karşıma gelip oturuyor. Karşımda kızı ağlıyor, kendi ağlıyor. Sakallarından aşağı yaşlar akıyor. Kardeşim yanımda biraz sonra onun için de aynı şey gerçekleşecek ancak o zamana kadar, kardeşimin dershane de başının zorla açtırıldığını hiç düşünmemiştim. Bir şey olmuyordu sanki. Görmüyorduk çünkü. Ve o zorlama, karşımdaki ihtiyar, kız kardeşim, göz yaşları...BİZ BU DEVLETE BU ZAMANA KADAR NE YAPTIK-NİYE BU KADAR NEFRET ETTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR BU DEVLETTEN...Yanımda kız kardeşim, canımı hiç korkmadan kendisi için verebileceğim insanlardan biri; kimliği belirsiz birileri tarafından ya başını açacaksın veya biz sana 11 yıl normal 3 yıllık dershaneye gitmeyin karşılığını vermeyeceğiz diyorlardı.

 

Kaç gündür türbanlı kızlara mikrofon uzatılıyor. Yanlarında başı açık kızlar da var. Allah aşkına yüzlerini gördünüz. Bir intikam meselesi mi var başka bir şey mi? O insanların gözlerine bakın. Ve lütfen bunların kardeşleriniz olduğunu düşünün. Tüm kutsallarınız adına, kutsalı olmayanlar sevdikleri adına. Etraflarında bir tane türbanlı ve üniversite öğrencisi varsa gidip onun yüzüne baksın. Tam da, üniversite kapısında başı açtırılırken baksın...O nefretle karışık intikam duygusu mu, kırgınlık mı

 

...:?

Gönderi tarihi:
Sayın Muki sizin yaptığınızda iş mi şimdi.Belki bunun da darb gibi bir sürü anlamı vardır.Bizim kalblerimiz mühürlü ,gözlerimizde kör olduğundan ,e buna birde idrakten yoksun akıllarımızı katarsak sonuçta anlamayan biziz.Allah bizleri ıslah etsin.
Syn Semazen bizim yaptığımız iş değil doğru söylersin :excl: ..ama türbanın sadece örtünme olduğuna dair inancım aşağıdaki resimleri görünce baya artdı ne dersin :) ...Bu resimlerde ki zevatların kalpleri mühürlü değil :angry: ,gözleri de kör değil :unsure: bizim idrakten yoksun akıllarımıza anlayış gelmesi için bazı şeyleri anlayabilmemiz için bence bakmalıyız hem de uzun uzun :wub: ....Dediğin gibi Allah islah etsin :excl:

Votkalımı Klasik mi Arjantin mi anlayamadım ah bu medya...nerden de bulur böyle şeyleri..

neşe ile kalın :D

f9133_2_20080219113953.jpg

1_20080219113825.jpg

Gönderi tarihi:

SAKIN BANA "bunlar fotomontaj-Bu fotograflari cekmekte ne var. Basörtüsü heryerde satiliyor, pardüsede heryerde satiliyor. Para karsiligi rol oynamak isteyenerde var, isin ne zorlugu kaliyor ki???"gibi şeyler yazmayın amacım burada belden aşağıya vurmak değil tabi ki türbanlı da öpüşecek içecek veya flört edecek

amacım türbanın işleniş tarzı ;madem bu bir dinsel simge itikatın kuvvetliliğini simgeliyor o mesajı veriyor o zaman ya bu resimlerde bir yanlışlık var ya da türbanın işlenişin de ne dersiniz

neşe ile kalın :)

Gönderi tarihi:

Kime ne???

 

Bana ne???

 

Dini inancı için samimiyetle örtünen bayanlarımızı neden ilgilendirsin bunlar???

 

Biz ne zaman önce kendi hatalarımızı görüp anlayacak ve sonra da başkalarının kendi imtihanına kayıtsızlık düzeyinde olmasa da saygı duyabileceğiz???

 

Bu kadar mı seviye alçalır bir konuyu konuşurken???

 

Anamızın örtüsü tutmadı;

 

Siyasi simge tutmadı;

 

Dini sembol işin özü itibariyle sarsıntıda zaten;

 

Kaldı şimdi de örtünmenin şekli ve gerekliliği meseleleri;Fransız masonları bile açıklama yapıyor kendince; vay be...

 

Bu kadar mı olur bir ülkede çemberin daraldığını anlayan merkezin tepkileri...

 

Sorun düzlemin sorunu değil sorun düzlemin merkezindekilerin konumunun sallantıda olması sorunudur...

 

Saygılar...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

Türban krizini artık hükümet de nasıl çözeceğini şaşırdı. Elinde pimi çekilmiş bomba gibi nereye atacaklarını bilemeden oradan oraya koşuyorlar. Şimdi akıllarına gelen dahiyane çözüme bakın: Bu sefer üniversitede hangi kıyafetin serbest değil, “hangi kıyafetin yasak olduğunu” yasa ile tanımlayacaklarmış!

 

Bundan kötü bir fikir olamazdı. Bunların kafaları dini koşullanmalarla örülmüş ya, aynı tarz düşünüyorlar: “Tanrı nelerin haram olduğunu açıklamış, gerisi helal. Helalleri saymaya gerek yok.” Mantığa bakın şimdi: Yasada yazacak: “Kippa yasak, sarık yasak, haç yasak, cüppe yasak, kavuk yasak, fes yasak, peçe yasak, burka yasak, cilbab yasak, satanistlere kedi postu yasak, Yahudilere saç kazıtma yasak, bir kucak papaz sakalı yasak, bir karış imam sakalı da tabii.”

 

Biz şuna kısaca dini semboller yasak dedik ama, anlatamadık. Fakat bu yasaklar yasada belirtilmez efendiler, yeteri kadar dünya aleme ***** olduk, yeter! YASA İLE KIYAFET TANIMI YAPILMAZ! BU YÖNETMELİK İŞİDİR. Kurumlar bünyesinde yetkin amir kurullarınca belirlenir. KIYAFET DÜZENLEMEK YASAMANIN İŞİ DEĞİLDİR. Sadece cumhuriyetin kuruluşunda asırlardan beri gelen köhnemiş yapıyı değiştirmek için mecburen devrim yasaları çıkarılmıştı. “Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun” Kuruluş dönemine özgü devrim yasası. Bu tür yasalar geçicidir, hızlı bir geçiş dönemi süresince mecburen yürürlükte tutulmuş, sonra hukuki terimle kadük olmuştur. Geçersiz yani.

 

Polis sokakta “genel asayiş” gerekçesiyle kıyafete müdahale edebilir, yasa ile yasak kıyafet olduğu için değil. Yoksa çarşaflıları, cüppelileri toplarlardı devrim yasası diye. Fakat bir asayiş sorunu olduğunda devrim yasası var diye değil, asayiş gerekçesiyle engel olabilir. Yani örneğin; tam karikatür krizi, gösteriler varken mayolu sokak defilesini de asayiş gerekçesiyle engelleyebilir, bunlar ayrı.

 

Eller Aya gidiyoru bile kalmadı, eller Merkür’e gitti, hedefte güneş var. 80 sene öncesinin tartışmasını ve ortamını hala aşamamış bir ülke yaratmak ayıptır, ***** olduk dünyaya!

 

Neyse gelelim öneriye. Tabii burası din forumu, buraya kadar yazdığım siyasi yorum bir girişti. Gelelim dini anlamda çözüme:

 

Bu işin çözümünden sorumlu olan, diyanet kurumudur. Pat diye yarına da çözemez ama, binlerce yıllık sorunu da bir günde çözerim kimse diyemez. Fakat adımı atmalıdır. Nasıl mı?

 

Yarından tezi yok bir fetva yayınlar. “Ey millet!” der. “Bu takılan başörtüsü Allahın emri değildir. Çünkü Kuran’da görülmesi zaruri olan yerler müstesna derken eller ve yüz kastedilmemiştir. Onu parantez içinde biz iyi niyetle, din öcü görünmesin diye eklediydik. Ama hata yaptığımızı anladık. O zaruri dediği yer tek göz, haşa o da değil, gözün ucudur. Önünü görüp takılıp düşmeyecek kadar bakması zaruridir. Tırnağının ucu bile görünse caiz değildir, erkekler azar maazallah. Bu dediğimize de bütün hadisler delalet eder. Medine kadınları tesettür ayeti gelince başlarına kargalar konmuş gibi simsiyah oldulardı. İşte emredilen tesettür budur! Yüzü gösteren başörtünün İslami tesettürle hiç alakası yoktur!”

 

Diyanet bunu deyince anlarız ki baş örtmek dini sembol filan değilmiş, bacılar da rahat rahat girer okurlar. Onlar da rahat eder, biz de “haaa, dini sembol filan değilmiş, dini sembol olması için sadece göz uçları görünmeliymiş” deriz. Bir de test yaparız. Bacılar girişe konulan engellere takılıp tökezlemeden yürüyecek kadar önlerini görüyor, aynı anda trafik levhalarını ve reklam panolarını okuyabiliyorlarsa, dini sembol değildir der, alırız, okurlar…

 

NOT: İronik anlatımın bağışlanmasını umuyorum, artık anlatmanın başka yolu kalmadığı için böyle yaptım. Yoksa önerim son derece ciddidir. Kamuoyuna sunulur. Gerçekten bu şekilde önemli bir adım atılabilir. Diyaneti göreve çağırıyorum. Din vernellemeyi bırakıp gerçekleri açıklasınlar.

Gönderi tarihi:
SAKIN BANA "bunlar fotomontaj-Bu fotograflari cekmekte ne var. Basörtüsü heryerde satiliyor, pardüsede heryerde satiliyor. Para karsiligi rol oynamak isteyenerde var, isin ne zorlugu kaliyor ki???"gibi şeyler yazmayın amacım burada belden aşağıya vurmak değil tabi ki türbanlı da öpüşecek içecek veya flört edecek

amacım türbanın işleniş tarzı ;madem bu bir dinsel simge itikatın kuvvetliliğini simgeliyor o mesajı veriyor o zaman ya bu resimlerde bir yanlışlık var ya da türbanın işlenişin de ne dersiniz

neşe ile kalın :)

Zaten fotomontaj diyemezler sayin Bezgin cünkü cikin aksamlari Bostanci sahil yoluna ve bakin deniz kenarinda kayaliklarin üzerlerinde encok kimler var.Mesele tabiiki belden asagi vurmak degildir vede olmamali.Herkes sevebilir öpüsebilir,icebilir,bunlar sadece bir kesim icin degildir.Takiyye yapilmasidir bizim sorunumuz,türbani inancla birlestirenler,ve inaclari geregi takiyorlar diye savunanlar,ve imamhatipler disinda kalan okullar fuhus yuvasidir diyebilen .ahlaksiz zihniyetlerledir.Yoksa ister basini acsin isterse örtsün ama inancim geregi diyerek karsi olanlara inancsizligi ima etmesinler.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Kime ne???

 

Bana ne???

.

.

.

Saygılar...

 

:zorro:

 

 

Sayın Ali. Merkezdekilerin konumunun sallantıda olmasını çok güzel ifade etmişsiniz doğrudur bu söylediklerinize katılmaktayım. Sallanıyorlar ve belki de son çırpınışlarını yaşamaktalar. Çıkarlarının tehlikede olduklarını hissedenler çırpınırlar. Ve fakat bu noktada ortaya çıkan bir durum var çemberi daraltanlar da aslında çıkarlarının savaşını vermektedirler. Ve üzücü olan nedir biliyor musunuz? Bu çıkar savaşından bihaber olanların meseleyi sadece özgürlük savaşı olarak algılamaları. Neyse kartlar açık oynanmaz zaten bu oyunlarda ve bizim pek aklımız ermez bu tür işlere.

Gönderi tarihi:
Sayın Ali. Merkezdekilerin konumunun sallantıda olmasını çok güzel ifade etmişsiniz doğrudur bu söylediklerinize katılmaktayım. Sallanıyorlar ve belki de son çırpınışlarını yaşamaktalar. Çıkarlarının tehlikede olduklarını hissedenler çırpınırlar. Ve fakat bu noktada ortaya çıkan bir durum var çemberi daraltanlar da aslında çıkarlarının savaşını vermektedirler. Ve üzücü olan nedir biliyor musunuz? Bu çıkar savaşından bihaber olanların meseleyi sadece özgürlük savaşı olarak algılamaları. Neyse kartlar açık oynanmaz zaten bu oyunlarda ve bizim pek aklımız ermez bu tür işlere.

 

 

Çemberi daraltanların çıkar savaşı çevrenin biraz olsun merkeze doğru hareketini getiriyorsa eğer bu Türkiye'deki derin ayrılıkların çözümlenmesinde önemli bir aşamadır; yoksa daha çok seneler Jakoben zihniyetin toplum adına düşünüp konuşmasını dinleyeceğiz...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Türban krizini artık hükümet de nasıl çözeceğini şaşırdı. Elinde pimi çekilmiş bomba gibi nereye atacaklarını bilemeden oradan oraya koşuyorlar. Şimdi akıllarına gelen dahiyane çözüme bakın: Bu sefer üniversitede hangi kıyafetin serbest değil, “hangi kıyafetin yasak olduğunu” yasa ile tanımlayacaklarmış!

 

Bundan kötü bir fikir olamazdı. Bunların kafaları dini koşullanmalarla örülmüş ya, aynı tarz düşünüyorlar: “Tanrı nelerin haram olduğunu açıklamış, gerisi helal. Helalleri saymaya gerek yok.” Mantığa bakın şimdi: Yasada yazacak: “Kippa yasak, sarık yasak, haç yasak, cüppe yasak, kavuk yasak, fes yasak, peçe yasak, burka yasak, cilbab yasak, satanistlere kedi postu yasak, Yahudilere saç kazıtma yasak, bir kucak papaz sakalı yasak, bir karış imam sakalı da tabii.”

 

AKP'den etkili ve yetkili birilerinin, yazılarımı dikkatle okuduğu kanaati yerleşmeye başladı zihnime. Bu da benim Polyanna'dan devşirdiğim pek öne çıkmayan karakterimin bana ettiği bir oyun olsa gerek.

 

Özgürlük anlamında birşeyi konuşuyorsak nelerin özgür olduğunu saymak yerine bazı nedenlerle nelerin yasak olduğunu belirtirsiniz. Buna tadat etme denir. Yani ki, şunlar şunlar yasaktır derseniz ve sonuna (gibi, benzeri vs.) gibi bir ifade eklemezseniz diğerleri serbest olur. Terside doğrudur ancak hukuk mantığına ve demokrasinin getirdiği özgürlük anlayışına pek uygun değildir. Yani ki, nelerin serbest olduğunu sınırlı şekilde sayarsanız dışında kalanlar yasak olur. Ama özgürlüklerde serbestlik sayılırken genelde "gibi, benzeri" ifadeler de kullanılır.

 

Düzenleme ile sınırlama arasında fark vardır. Yönetmelik sınırlayıcı bir işlem değil düzenleyici bir işlemdir. Bu sebeple Yönetmelik ile bazı kıyafetlerle okula gelmeyi düzenlemek mümkündür. Yasaklamak değil. Ancak burada önem arzeden Yönetmeliğin düzenleyici veya yasaklayıcı işlem olması değildir. Bu zamana kadar konuyu yasak haline getiren kurumların siyasi sorumluluğunun olmamasıdır. Toplumla irtibatlarının bir şekilde keşismemesidir.

 

Bu sebeple bu konu özellikle yasa metniyle düzenlenmelidir ki, bunun siyasi bir sorumluluğu olsun. Öte yandan yasakları tek tek saymaya kalktığınızda "İHLAL, DAİMA YASAĞI SOLLAR" aforizmasının ispatını görürsünüz. Özgürlüklerden dem vuran bir iktidarın da güvenlik ve tanınma haricinde diğer herhangi bir kıyafeti yasak kapsamına alması mantıken mümkün görülmemektedir. Dahası bu amaçla YÖK yasasına konulan bir maddenin gerekçesine ne yazabilirsiniz, daha da fenası Anayasa Mahkemesi böyle bir maddeyi Laikliğe aykırılıktan değil, eşitliğe aykırılıktan dahi iptal eder.

 

Hükümetin sendeleme nedeni, herkese yaranmaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Bu konuda toplumdan gelen talepleri yok saymadığını göstermeye çalışıyor. Toplum dedim diye halkın aşağı tabakası olarak algılamayın, sözü dikkate alınır gazeteci ve hukukçular da bu kategoridedir. Ama ortada da garip bir yanlış var. Zira Meclis'e verilmiş bir teklif var ve teklifte saçma sapan bir madde var. Şimdi ise farklı bir çaba peşindeler. Dahası Anayasa değişikliğinde dahi yükseköğrenimle ilgili kısım son anda eklendi. Bu da muhalefeti susturabilmek içindi belki. Bunlar bize birşeyi gösteriyor. İktidar, türban konusunda seçim sonrasını beklememiştir. Zira hazırlanmış, çalışılmış bir takvimleri yok görüldüğü üzere. Bu da, Tayyip Erdoğan'ın bir gavur memlekinde yaptığı açıklamanın MHP tarafından iyi okunması ve karşı hamle ile AKP'nin köşeye sıkıştırılması hadisesini bize ispat ediyor. Anlaşılan o ki, AKP sehven başörtülü kızların üniversiteye girmelerinin yolunu açacak gibi görünüyor. Oy potansiyelini artırmak derdindeki iki parti istedikleri için değil, halkın istemesi neticesinde bu iki parti aynı kulvara oynamanın sonucu başörtüsü meselesini çözecekler veya Sami Selçuk'un da belirttiği üzere iyice içinden çıkılmaz bir hale koyacaklar.

 

 

Yönetmelikle konu niye düzenlenmez. Yönetmeliği üniversitelerin hepsi tek tek ve ayrı ayrı olarak belirleyebilir. Dahası Yönetmelik Danıştay'ın inceleme alanındadır ve "sokakta bir başörtülü öğretmenin başınıörtmemesi gerektiğine dair " bu mahkemenin kararı vardır. Danıştay, önüne gelen hangi Yönetmelik olursa olsun iptal etme yetkisine sahiptir. Yapması mümkün, olası ve hatta kesindir. Bu noktada Yönetmelik ile konuyu düzenlemeniz durumunda her üniversite farklı uygulayacak, haftada bir yönetmelik çıkacak, yürütmenin durdurulması talepli davalar açılacak, ayda bir yönetmelik iptal edilecek. Olanlar bu arada başörtülülere olacak. Bunu görmemek mümkün değil. Her üniversitede ayrı ayrı yönetmelik çıkmamasını sağlamak için Üniversite Rektörlerini uygun kişilerden atayabilirsiniz süreç içerisinde ama bu kez de Danıştay'a takılırsınız. YÖK yasasının ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesine takılması ihtimali dahi var. Ancak şu yapılabilir. YÖK Yasasına bir madde koymazsınız, Anayasayı değiştirdiniz, mevcut düzenleme doğrultusunda Üniversitelerin Yönetmelik çıkarmasını beklersiniz veya YÖK bütün üniversitelere teşmil olmak üzere bir Yönetmelik çıkartır. Lakin Yönetmelik Anayasa maddesine teşmil edilemez. Bir kanuna dayanmak zorundadır. Bu Yök yasası olabilir. İlgili madde özgürlük maddesi değildir, güvenlik maddesidir. Ve ya da YÖK yasasına güvenlik amaçlı bir madde koyarsınız ve uygulanması göstermek amacıyla Yönetmelik çıkartılacaktır dersiniz.

 

Maddeşöyle olabilir:

MaddeX a) Üniversitelerde güvenliğin sağlanmasından üniversitenin Rektörlüğü sorumludur"

B) Üniversite içerisinde güvenliğin nasıl sağlanacağı hakkında Yönetmelik çıkarmaya YÖK yetkilidir.

 

ÜNİVERSİTELERDE GÜVENLİK AMAÇLI UYGULAMALARI GÖSTERİR YÖNETMELİK

 

bilmem kaçıncı madde: a) Üniversite içerisinde kimliğin belli olması amacıyla yüz daima açık olmak zorundadır

B) Üniversite içerisinde vücut üzerinde bomba, silah, kesici, delici alet bulunduğunu bilinemeyecek şekilde gizleyen kıyafetler giymek yasaktır.

 

Böyle bir madde de laikliğe takılmaz.

 

İki konuya değinmiştim daha önce;

Bunlardan birincisi bu konunun ancak ve ancak Anayasa Maddesi ile mümkün olabileceği yönündeydi. Anayasa değiştirildi. Anayasa Maddesinin de iptal edilmeyeceğini söylemiştim. Zira 367 ile ilgili karar veren Anayasa Mahkemesi seçim sonuçlarından sonra çok daha kolay olarak iptal edebileceği diğer anayasa değişikliğini iptal etmemişti. Bu Anayasa değişikliğini yürürlükteki Anayasamıza göre de iptal etmesi mümkün görünmemektedir. Mağdur edebiyatı bittiğinde seçimler, iktidarın neler yaptığını sorgulamak üzerinden yapılacaktır. Bakalım o seçimlerde AKP nasıl bir oy potansiyeli ile çıkacak.

 

 

Bana kalırsa kim hangi saikle yaparsa yapsın; özgürlükler genişletildikten sonra halktan bir adam olarak ben bunu kabul edip sevinçle karşılarım. O kızlar da "BİZ BU HAKKI HAKETTİK" diyeceklerdir.

 

Selamlar ile...

Gönderi tarihi:
SAKIN BANA "bunlar fotomontaj-Bu fotograflari cekmekte ne var. Basörtüsü heryerde satiliyor, pardüsede heryerde satiliyor. Para karsiligi rol oynamak isteyenerde var, isin ne zorlugu kaliyor ki???"gibi şeyler yazmayın amacım burada belden aşağıya vurmak değil tabi ki türbanlı da öpüşecek içecek veya flört edecek

amacım türbanın işleniş tarzı ;madem bu bir dinsel simge itikatın kuvvetliliğini simgeliyor o mesajı veriyor o zaman ya bu resimlerde bir yanlışlık var ya da türbanın işlenişin de ne dersiniz

neşe ile kalın :)

İnsan başkalarının ayıp ve kusurunu değil, kendi ayıp ve kusurunu görmeye çalışmalıdır

Bu resimleri buraya aktararak çok büyük bir iş yaptığını sananlara keçi ile koyunun hikayesini hediye ediyorum bilenler bilir bilmeyen varsa söylesin!!!

 

Tartışmanın nasıl bir seviye krizine uğradığının farkındadır herkes sanıyorum,olayı insanların mahremiyetine kadar indirip ardından"amacım belden aşağı vurmak değil"diye kendini savunma ihtiyacı birazda yaptığının yanlışlığını bilmekten geliyor sanıyorum.

Bekir,bundan sonra olayları bir hukukçu gözü ile değerlendirirken sende artık türbanlı ve türbansız kavramlarını ele almalısın.

Mesela başörtülü kadın cinayet işledi cezası beş kat fazla olmalı yada hırsızlık yaptı,öyle ya artık işlenen suçlarda suçun vehametinden çok kılık kıyafetine göre ceza tayin etmeliyiz.Sanırım bunu demeye getiriyorlar.

 

Bu arada belki yanlış belki ayıp ama,ben bu fotoğrafı gerçekten çok sevdim son derece romantik ve güzel bir resim...

1604f9133_2_20080219113953.jpg

Gönderi tarihi:

Resim inanılmaz manidar. Burada dahi türbanlı egemen görünüyor. Yalnız bu resimde kot pantolon olmaması tuhaf...

 

Yukardaki resimlerden birindeki gencin de faülleri bir müslümana göre fazla uzundu. ;)

 

Meyden, bir fırt çeken bayanın da az ileri tarafındaki sarışın müslüman/Türk'e benzemiyor o kadın da rahibedir ihtimal.

 

Suheda, mahremiyat hakkında birşeyler söylemek zorundayım. Bu aynı zamanda bir ifşa, bir özeleştiri, bir garip durum...

 

Bildiğin üzere 1 yıl kadar evlendim. İnsanız, hepimizin bir takım duyguları, dürtüleri var. Bir akşam, resmi ve imam nikahlı olduğum henüz düğün yapmadığım eşimle parta oturuyorduk. Akıldan, fikirden, zikirden bazı şeyler geçiyor. Eşim başörtülü. Aklıma 1,5 yıl evvel şu geldi. Bizim, orada o an sergileyeceğimiz, yapacağımız herhangi bir yanlış tüm başörtülülere, tüm müslümanlara teşmil edilebilir. Zira burada faiz alan veya söven, yoldan gelip geçen kadınlara bakıp da aynı zamanda namaz kılan biri olduğunda ona; **** bir de müslüman olacak diye seslenmenin çok basit bir şey olduğunu biliriz.

 

Mesele budur. Hemen herkes, müslüman'ın böylesi şeyleri yapmaması gerektiğini bilir.

 

Hepimiz nihayetinde insanız. Hepimiz günah işleyebiliyoruz. Hepimiz yeterli imana sahip olmayabiliriz. Hepimiz müslümanız desek bile müslümanlığın gereklerini farklı kavrayıp, farklı şeyler yapabiliyor, hatta günaha yönelebiliyoruz.

 

Başörtülü birinin çekilmiş resmini şık bulmadım ama bu olacaktı. Olması da gayet iyi oldu. Müslümanların da onlar gibi olduğunu görmeleri gerekiyor. Eğer bu resimleri görüyorlar ve hala şeriatin gelmesinden korkuyorlarsa bilsinler ki o kızlar onlardan daha fazla şeriatin gelmesinden korkuyordur.

 

İslam Hukukunun uygulandığı zamanlarda (Medine Site Devleti dönemi) müslümanlarla müslüman olmayanlara uygulanan hukuk arasında fark vardı ve müslümanlar işledikleri günahlardan dolayı daha ağır cezaya çarptırılırlardı. Şu an böyle bir hukuk sistemi yok...Olmasını da sanırım en fazla müslümanlar istemiyorlardır...

 

Birazı özel, birazı genel...Keşke herkes içindekileri gerçekten yazabilse...

Gönderi tarihi:

Dimi yani,muhakkak birsey vardir bu resimlerde,türbanlilar öyle öpüsmez,türbanlilarda erkek egemen oldugu icin bu resimlerdeki türbanlilar biraz gercek türbanli degilmis gibi sanki,hele bira icen ise tam rahibeye benziyor.zaten türbanla rahibe giysisi ayni degilmidir.

Kivirin bakalim belki resim montaj cikar sonunda...

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Kime ne???

 

Bana ne???

.

.

.

:zorro:

 

 

aşamadır; yoksa daha çok seneler Jakoben zihniyetin toplum adına düşünüp konuşmasını dinleyeceğiz...

:zorro:

 

 

İnsan başkalarının ayıp ve kusurunu değil, kendi ayıp ve kusurunu görmeye çalışmalıdır

Bu resimleri buraya aktararak çok büyük bir iş yaptığını sananlara keçi ile koyunun hikayesini hediye ediyorum bilenler bilir bilmeyen varsa söylesin!!!

 

.

.

.

 

 

Resim inanılmaz manidar. Burada dahi türbanlı egemen görünüyor. Yalnız bu resimde kot pantolon olmaması tuhaf...

 

Yukardaki resimlerden birindeki gencin de faülleri bir müslümana göre fazla uzundu. ;)

 

.

.

.

İslam Hukukunun uygulandığı zamanlarda (Medine Site Devleti dönemi) müslümanlarla müslüman olmayanlara uygulanan hukuk arasında fark vardı ve müslümanlar işledikleri günahlardan dolayı daha ağır cezaya çarptırılırlardı. Şu an böyle bir hukuk sistemi yok...Olmasını da sanırım en fazla müslümanlar istemiyorlardır...

 

İlk olarak şunu aktarmak isterim...;Bu konu Eğer 600 yıllık bir İmparatorluğun üstüne Yeni Taze bir Cumhuriyet kurulmasında şehit olmuş,gazi olmuş,şekerli su içerek cephede savaşmış..bir neslin yarattığı Cumhuriyeti dışarıdan ithal rejim getirerek yıkmaya yönelik hareketlerden oluşumlardan biri ise önce ben ve benim gibileri ilgilendirir.. Syn.ali 0_1 tabi ki ben de sizin yazdığınız "dini vecibelerini samimiyetler yerine getiren Bayanlarımızı ilgilendirmeyeceğini"biliyorum ve katılıyorum...yazdıklarım bilakis bazıları tarafından kullanılırak bir yerlere varma açısından çok aşağılık bir konumda bulunan bu müstesna konuyu aşağılardan alıp yukarılara önem açısından hakettiği yere getirmekti..ama şu 4 başlıktır hala aşağılarda duruyor bunun sorumlusu ben değilim..:)Bu olay artık jakoben zihniyetlerin sorunu falan değil bütün milletin sorunudur...Toplumun açlıkla yoksullukla terbiye edilen itaatkarlığa zorlanan kesiminden başka kimse olaya artık pembe gözlüklerle bakmıyor..

 

syn Suheda...

Ben Resimleri bu konuya inanın muallakta kalınan çelişkide olan toplumun bir kısmı tarafından tezat teşkil ettiği düşünülen bir konuyu güncellemek forum ortamında ortak bir sonuca varmak için aldım.Hasbelkader yanlışlıkla yapıldığını farzedelim(yanlız bu resimler ülkenin en güncel 4 gazetesinde günlerce kaldı onu hatırlatmak isterim.. O zaman da mı böyle Koyun ile keçi örneği veya"insan önce kendi kusurlarını görmeli.."tarzından edebi yazışmalar yapacaktınız merak ederim)1.bu benim değil bizim kusurumuz 2.Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemek 3.Tabi ki insanlar İlkeleri için yaşar herkesin toplumda bir yeri değeri vardır kimisine" bak ne kadar zeki kimisine bak ne kadar iyi bir müslüman kimisine bak ne kadar zengin"diye sıfatlar takılır neden takılır bu sıfatlar çünkü o idol olmuştur..Güzel kardeşim eğerbu ülkede "türban benim için şeriat özlemimi dile getiren bir simgedir,Ben İslamı şeriatın şemsiyesi altında yaşamak istiyorum hatta bu yüzden okuluma bile gidemiyorum "diyip bunu bir alet olarakkullanarak mesaj verenler varsa aferin bu basına derim iyi yakalamış...Şimdi söylermisin bana bu tartışmanın neresi seviye krizine uğramış Tam tersi kriz seviyesinde ve siyah beyaz olan bir tartışmayı krizden kurtarıp renkli hale getirmeye çalışdım..Hadi yukarıdak örneklerden bana bir sıfat takalım adım hizipci olsun..ama sizinki de verilen mesajı anlamama özelliğine sahip bir kullanıcı olacak sanırım(daha kısa bir kelimesi vardı ama ben yıkıcı değil yapıcı olduğumdan o nükte ile bahsettiğiniz"belden aşağıya vurma"özelliğimi kullanmadığımdan böyle telafuz ediyorum GENE DE SİZE ANLAMANIZDA YARDIMCI OLMASI AÇISINDAN KISACA YAZAYIM KONU İSLAMİYETİ ŞERİATLA YAŞAMAK İSTEYENLER İÇİN TÜRBAN BİR İDOLSE BU RESİMLERDE BİR TEZATLIK YOKMU idi ana konu bu idi..ben konuyu açmaya çalışdım ama siz kişiselleştirerek bu izmi savunan beyinler gibi konuyu kapatmaya çalışıyorsunuz..Ben bu resimlerin arkasından sizin yanlış anlayıp aktardığınız gibi Ne kılık kıyafetden dolayı ilerleyen zamankarda insanların yargı da bile farklı algılanacağından ne de alacağı cezadan bahsediyorum konu şu ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol

Bu arada evet son resim çok romantik..katılıyorum:)

Eğer zaten taşlar yerine otursa şeriat konusunda yarım yamalak öğretilerle gençlerimiz kullanılmasa gerçekler görülse syn Karabekir in de dediği gibi "bu çoçuklarımız şeriatın gelmesinden herkesden çok korkar"

kızmadım syn Suheda kızmadım yanlızca yanlışanlaşıldığım için çok üzüldüm..

neşe ile kalın :)

Gönderi tarihi:

Turban ve laiklik cok konusulur oldu tabi gundemi baska turlu nasil mesgul edebilirsinizki muhakkak bir oyalanacak birseyler yaratilmalidir.. kendilerini sozde laikligin bekcileri olarak gorenlere bir cift sozum var hergun medyada laiklik elden gidiyor gibi sozlerle gundemi mesgul ediyorlar laikligin yok olmasi bukadar kolaymi.. bir turbanla laiklik egerki elden gidiyorsa zaten demek sudurki ulkede hic bir zaman laiklik yerine oturmamistir bunu anlamamak bukadar zormu sadece bu gune kadar baski altinda tutularak sozde laiklik bugune kadar gelmis demektir.. ayrica Ataturk milliyetciligini savunan arkadaslarada bir sorum var bugun Ataturk sagolsaydi acaba milletinin boyle baski ve pasif bir millet olarak yetismesine sizce ne derdi.. Ataturk hic bir zaman halkinin ozgurlugunu kisitlamadi ve kisitlamayida dusunmedi evet kilik kiyafet devrimini gerceklestirdi ama bunu halka baski dayatma ile yapmadi isteyen yine kapaniyordu bu sadece disarida degil egitimdede ayni sekildi.. bugun ataturkten sonrasina bakin toplum 60yildir uyutulmakta pasif uyusuk bir toplum olarak yetistirilmekte egitim seviyesine baktigimizda icler acisi.. egitimde ucurumlar var ulkede halen okuma yazma bilenlerin sayisinin nekadar az oldugu gorulmekte ataturkun 15 yilda yaptigini bizler 60 yildir yapmadik yapamiyor halen sacma sapan seylerle gundemi mesgul etmekteyiz yazik gercekten cok yazik yil 2008 ve halkin cogunlugu ilkel sartlarda yasamakta kuzeyinden tut dogusuna batisina halen dogru durust yollari olmayan koyler kar veyahut yagmur yagdiginda bir gole donen turkiye duruyor... bugune kadar kim ne yapti gundemi surekli suni haberlerle mesgul edip halki birbirine dusurmekten baska ne yapiyoruz ben okumak istiyorsam buna hic kimse engel olamaz olmamali istedigim sekilde universiteye girme ozgurlugum olmali ve istedigim gibi fikrimi savunurum ben ATATURKUN cocuguyum ve yeri geldigindede hepinizden, chpden mhpden akpden, tsk dahada guzel laiklige sahip cikar ve vatanimi korurum sizin goreviniz insanlarin nasil giyinmesi veyahut giyinmemesi degil sizin goreviniz halka huzur refah ozgurluk saglamaktik herkesin esit sartlar altinda yasamasidir...

saygilar

Gönderi tarihi:
İlk olarak şunu aktarmak isterim...;Bu konu Eğer 600 yıllık bir İmparatorluğun üstüne Yeni Taze bir Cumhuriyet kurulmasında şehit olmuş,gazi olmuş,şekerli su içerek cephede savaşmış..bir neslin yarattığı Cumhuriyeti dışarıdan ithal rejim getirerek yıkmaya yönelik hareketlerden oluşumlardan biri ise önce ben ve benim gibileri ilgilendirir.. Syn.ali 0_1 tabi ki ben de sizin yazdığınız "dini vecibelerini samimiyetler yerine getiren Bayanlarımızı ilgilendirmeyeceğini"biliyorum ve katılıyorum...yazdıklarım bilakis bazıları tarafından kullanılırak bir yerlere varma açısından çok aşağılık bir konumda bulunan bu müstesna konuyu aşağılardan alıp yukarılara önem açısından hakettiği yere getirmekti..ama şu 4 başlıktır hala aşağılarda duruyor bunun sorumlusu ben değilim..:)Bu olay artık jakoben zihniyetlerin sorunu falan değil bütün milletin sorunudur...Toplumun açlıkla yoksullukla terbiye edilen itaatkarlığa zorlanan kesiminden başka kimse olaya artık pembe gözlüklerle bakmıyor..

 

neşe ile kalın :)

 

o zaman sunumlarımıza dikkat edeceğiz hep birlikte ki sonradan

 

dini vecibelerini samimiyetler yerine getiren Bayanlarımızı ilgilendirmeyeceğini"biliyorum ve katılıyorum...[/u]yazdıklarım bilakis bazıları tarafından kullanılırak bir yerlere varma açısından çok aşağılık bir konumda bulunan bu müstesna konuyu aşağılardan alıp yukarılara önem açısından hakettiği yere getirmekti..ama şu 4 başlıktır hala aşağılarda duruyor

 

şeklinde açıklamalara gerek kalmasın...

 

Jakobenlerin sorunu ya da milletin sorunu olan ne onu anlamak lazım bir de; burada jakoben zihniyetin sorunu açık ve net bir şekilde kabullenemedikleri kesimlere ve değerlerine set çekme arayışıdır; milletin sorunu ise işte burada başlar ve çok büyük bir çoğunluğun "normal" karşıladığı giyimin birilerince "öcüleştirilmesi"ne karşı serbesti istenir...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
o zaman sunumlarımıza dikkat edeceğiz hep birlikte ki sonradan

 

 

 

şeklinde açıklamalara gerek kalmasın...

 

Jakobenlerin sorunu ya da milletin sorunu olan ne onu anlamak lazım bir de; burada jakoben zihniyetin sorunu açık ve net bir şekilde kabullenemedikleri kesimlere ve değerlerine set çekme arayışıdır; milletin sorunu ise işte burada başlar ve çok büyük bir çoğunluğun "normal" karşıladığı giyimin birilerince "öcüleştirilmesi"ne karşı serbesti istenir...

 

:zorro:

jakobenlerin sorunu demissiniz buna karsi bende örnegin yobazlarin sorunu dersem ayip kacmaz heralde.Cogunluk normal karsilamiyor bu sizin hüsnü kuruntunuz,rahibe kiyafetini dindarlar normal bulmazlar.Hic düsündünüzmü neden dindarlarin medyasi yoktur diye.Cünkü dindarlarin yalanla dolanla isleri olmaz.

Gönderi tarihi:
jakobenlerin sorunu demissiniz buna karsi bende örnegin yobazlarin sorunu dersem ayip kacmaz heralde.Cogunluk normal karsilamiyor bu sizin hüsnü kuruntunuz,rahibe kiyafetini dindarlar normal bulmazlar.Hic düsündünüzmü neden dindarlarin medyasi yoktur diye.Cünkü dindarlarin yalanla dolanla isleri olmaz.

 

O kadar anket sonucu açıklandı yıllarca; Anadolu'ya giden herkes de bilir ne dediğimi ve 400 küsür el boşu boşuna havaya kalkmaz, hani çıkarcı deniliyordu ya bu ellerin sahiplerine yoksa azınlıklardan mı oy toplamaya çalışıyorlar... :D

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
O kadar anket sonucu açıklandı yıllarca; Anadolu'ya giden herkes de bilir ne dediğimi ve 400 küsür el boşu boşuna havaya kalkmaz, hani çıkarcı deniliyordu ya bu ellerin sahiplerine yoksa azınlıklardan mı oy toplamaya çalışıyorlar... :D

 

:zorro:

Hala cikarci olmadiklarini iddia ediyorsaniz kusura bakmayin da nerede kaldiniz hala bilemiyorum.400 elin yarisinin sahibi daha düne kadar hesap sormazsam namerdim diyordu ip atiyordu,hangi dagda kus öldüde dost oluverdiler.Türkiye Cumhuriyetinin aleyhinde olan her konuda birlesenleri siz Türkiyenin cogulu olarak gösteremezsiniz.o anketlere degil canlilara bakin siz,bugün her 3 kisiden ikisi alinan karara karsi konusuyor siz hala anketlerde kalmissiniz.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Dimi yani,muhakkak birsey vardir bu resimlerde,türbanlilar öyle öpüsmez,türbanlilarda erkek egemen oldugu icin bu resimlerdeki türbanlilar biraz gercek türbanli degilmis gibi sanki,hele bira icen ise tam rahibeye benziyor.zaten türbanla rahibe giysisi ayni degilmidir.

Kivirin bakalim belki resim montaj cikar sonunda...

 

 

saygilarla

 

Politika, seninle bir türlü anlaşımıyoruz. Yukarda alıntı yaptığın metni yazdıktan sonraki açıklamalarımı okumadın galiba. Şimdi orada ironi yaptık, dalga geçiyorduk mu diyelim anlaman için.

 

Ha, onu anlamayabilirsin, o zaman alttaki

Bildiğin üzere 1 yıl kadar evlendim. İnsanız, hepimizin bir takım duyguları, dürtüleri var. Bir akşam, resmi ve imam nikahlı olduğum henüz düğün yapmadığım eşimle parta oturuyorduk. Akıldan, fikirden, zikirden bazı şeyler geçiyor. Eşim başörtülü. Aklıma 1,5 yıl evvel şu geldi. Bizim, orada o an sergileyeceğimiz, yapacağımız herhangi bir yanlış tüm başörtülülere, tüm müslümanlara teşmil edilebilir. Zira burada faiz alan veya söven, yoldan gelip geçen kadınlara bakıp da aynı zamanda namaz kılan biri olduğunda ona; **** bir de müslüman olacak diye seslenmenin çok basit bir şey olduğunu biliriz.

 

Mesele budur. Hemen herkes, müslüman'ın böylesi şeyleri yapmaması gerektiğini bilir.

 

Hepimiz nihayetinde insanız. Hepimiz günah işleyebiliyoruz. Hepimiz yeterli imana sahip olmayabiliriz. Hepimiz müslümanız desek bile müslümanlığın gereklerini farklı kavrayıp, farklı şeyler yapabiliyor, hatta günaha yönelebiliyoruz.

 

Başörtülü birinin çekilmiş resmini şık bulmadım ama bu olacaktı. Olması da gayet iyi oldu. Müslümanların da onlar gibi olduğunu görmeleri gerekiyor. Eğer bu resimleri görüyorlar ve hala şeriatin gelmesinden korkuyorlarsa bilsinler ki o kızlar onlardan daha fazla şeriatin gelmesinden korkuyordur.

bu açıklama ne anlama geliyor...

 

Lütfen biraz insaf...Biraz dikkatli okuma...

Gönderi tarihi:

KONU İSLAMİYETİ ŞERİATLA YAŞAMAK İSTEYENLER İÇİN TÜRBAN BİR İDOLSE BU RESİMLERDE BİR TEZATLIK YOKMU?

 

EVET VAR. Ama bu soru sadece onlar açısından evet var olarak cevaplanabilir. Yani, ben; hem islamın şeriatiyle yönetilmek istiyorum diyeceksiniz hem de sokakta bunları yapacaksınız. Maazallah, şeriati isteyip içki içenlerin cezasını da çekmek zorunda olacakları ve ceza vardır. Bu ayrımı fark etmemiz lazım.

 

Birşeyi daha fark etmemiz lazım. Örnekle açıklayalım.

 

Bir sistem veya din olarak komünizm belli bir yapılanmayı esas almıştır. O düşünceye mensup bir adam çıkıp da Brejnev doktrinin evrensel hukuksal bir değer olduğunu, tüm siyasi sistemlere teşmil edilmesi gerektiğini savunursa; komünizme mensup olmuş herkesi kötü-tukaka ilan mı edeceğiz.

 

Veya hinduizme mensup bir kadın, yedi yaşında bir kız çocuğunun taze çiğerlerinden iki karaciğer bir yağ kombinasyonuyla şiş yaptı diye tüm hinduları fena insanlar bellemek hata olur. Bu nasıl hindudur, hinduluğun isteği bu değildir dersek ve hatta onu bir de bu geleneksel kıyafeti (yada inancının belli bir kıyafeti varsa o kıyafet içerisinde) içerisinde görürsek nasıl yaklaşacağız.

 

Burası Türkiye. Tüm dünyada genel geçer olan ve bir düşünceye mensup olan insanların yaptığını herkese teşmil etme anlayışının olmaması gerektiğine dair faraziye; İslam ve Türkiye olduğunda konu, bütün müslümanlara karşı kullanılmaya elverişli hale geliyor.

 

Kabul etmemiz gereken şeyler:

 

1-Yukardaki fotoğrafta bulunanlar günah işlemektedirler.

2-İslam haramları göstermiş ancak buna uymayanlara dair öteki tarafa dair yargılanma vaaz etmiştir. Herkesin İslama ne kadar uyduğu bilinmez.

3-Günümüzde büyük/küçük günah ayrımı kaybolmuştur. Şekle takılıp büyük günahı unutanlar vardır. Örneğin faiz yemek büyük bir günahtır ancak faiz yiyen bir müslüman bir hayvan ismi olan ..... ismini günah diye kullanmaktan imtina edebilir ve hatta ezan okunurken namaza gitmeyip, saygılı olarak televizyonun sesini kıstırabilir.

4-Herkesin hatası, ayıbı kendinedir. Bundan dolayı başkaları sorgulanamaz.

5-Bir kişi İslamın hem tüm alanlarda hakim kılınmasını istiyor ve hem de alenen islamın yasaklamış olduğu birşeyi yapıyorsa ortada absürt bir istek vardır. O kişinin intihara meyilli biri olup olmadığı araştırılmalıdır.

6-Sosyolojik tespitlerde geneli göremeyip örneklere takılırsak; bütün düşünceler, bütün hayat ona inanan, onu yaşayanlarca farklı, kötü yaşanabilir. O zaman bütün düşünceler, hayatın kendisi kötü, berbat olur. Doğru olan hiçbir şeyi bulamayız.

7-Karşı (benim karşım-her neresiyse) kesimden bazılarının darbe isteğinde olduğunu biliyoruz. Bu isteği aleni olarak seslendirenlerde mevcut, onu/onları numune alarak bu forumda tartıştığım herkesi darbeci ilan edersem bu doğru bir yaklaşım olmaz.

8- İlk baştaki soru yanlış sorulmuş bir sorudur. Türban idol olamaz.

9-selamlar...

Gönderi tarihi:

Türban sorununda yapılan kimi propagandalara bakıyorum. Gerçekten el insaf. Meğer biz yıllardır müslümanların büyük mezalimler gördüğü, ibadetlerinden dolayı ezildiği, örselendiği, zulume maruz kaldığı bir ülkede yaşıyormuşuz.

 

Sanırsınki bu ülkede, oruç tutmayanlar değilde, oruç tutanlar öldürülmüş. Sanırsın başı açık kadınlar değilde, başı kapalı kadınlar linç edilmeye çalışılmış, taşlanmış, saldırıya maruz kalmış.

 

Sanırsınki, müslüman olmayanlar toplanıp "müslümanlara ölüm " diye baltalarla satılarla müslüman köylerini basmış. Yeni doğmuş bebekleri bacaklarından ikiye ayırıp öldürmüş.

 

Yahu niye kıvırıyorsunuz. Sizde bu ülkede yaşadınız. Sizde gayet iyi biliyorsunuz dini inançlar siyasi çıkarlar için kaşındığında neler yaşandığını, neler yapıldığını. Niye sanki hiç böyle şeyler yaşanmamış, ve bir daha yaşanma ihtimali yokmuş gibi masallar anlatıyorsunuz. Sizde iyi biliyorsunuz, coğrafyamızda siyasal islamın neler yapabildiğini. Üniversitelerin inanç kutuplaşmasına zemin olduğunda neler olabileceğini sizde iyi biliyorsunuz.

 

Bunlardan bahsedenlere, vay efendim jakobenler bilmemneciler diye isim takmak kolay. Masal anlatmakta kolay.

 

8 yaşında kızın ailesi tarafından örtülmesi, "ailenin çocuk üzerindeki hakkı" olur. 17 yaşında delikanlının ailesinin seçtiği okul yüzünden katsayı mağduru olması "müslümanlara zulum" olur.

 

Üniversiteye türbanlı genç kızların girememesi zulumdur. Maraşta, çorumda, sivasta, malatyada insanların inançlarından dolayı katledilmesi "provakasyondur, komplodur, tahriktir" bilmemnedir. Al şurada yazanların hepsine bak. Sor bu katliamları şeriatçılığın vahşeti diyemezler. Otuz tane masal anlatırlar vay efendim şöyle tahrik, böyle komplo. Sanki androidler yaptı katliamları.

 

Bakarsın burada türban konusunda son derece inanç özgürlüğünü savunan bir arkadaşımız. Sivas Katliamıyla ilgili, katliamı gerçekleştiren şeriatçıların, yalan ve iftiralarla dolu bildirisinde yazanları kendisine referans alıp. "Suçlu Aziz Nesindir, bunları bunları söylemiştir" diye savunur. Dersinki adam böyle bir şey söylememiş. Önemli mi?. Madem ateist bitmiştir.

 

Ne oldu? Madem bu kadar basitti. Madem hiçbir sorun çıkmazdı bu haliyle yasa da. Niye onaylamıyor Gül. Neden AKP hergün başka bir şey söylüyor. Neden ittifak halindeki iki parti, birbirine çamur atmaya başladı bu konuda ? E madem yoktu sorun. 400 küsür milletvekili oy verdi. evet dedi. Ama yine çıkamadılar işin içinden.

 

Daha önce söyledik. "Eğitim Özgürlüğü" penceresinden değil "inanca özgürlük" penceresinden , hamasatle, ajitasyonla çözülecek mi bu sorun? Çözebildiler mi?

 

Netice ne ?

 

Neymiş Üniversitede siyasi simge yasakmıymış. Yahu biraz mantık. Bir siyasi simgeyle, dini bir sembolun siyasi simge olarak kullanılması aynı şey mi? Bunu böyle savunu olur mu?

 

Yasanın uygulamasının nasıl olacağını, neler yaşanacağını yasayı yapanlar dahi bilmiyor. Hiçbir fikirleri yok. Üniversiteler bir kaosa sürükleniyor. AKP topu kendi üstünden atmanın derdinde. Yasayı cumhurbaşkanına gönderdikten sonra diğer partilere uzlaşma çağrısı yapıyor. Kendi partisinden seçilen cumhurbaşkanı gönderilen yasayla ne yapacağı konusunda kararsız.

 

Ha yok diyorsanız, yoktur bir olasılık. Herşey çok güzel olacak bu haliyle. O zaman gidin Abdullah Gül'e çatın.

 

Birde tespitler yapılmış resimler üzerinden. İyide o genç kızların hepsi kendi rızasıyla, şahsi karar vererek mi kapandı? Buna mı inanıyorsunuz? Emine Erdoğan dahi abisinin zoruyla örtündüğünü, intiharı dahi düşündüğünü söylemedi mi? İşin bu boyutu yok mu? İki taraftanda saçma sapan tespitler. Sanki o genç kızlar birer prototip. Hepsi oturmuş, düşünmüş, önüne seçenekler sunulmuş. Onlarda ben bunu seçiyorum diyerek örtünmüş. Öyle bir memleketteyiz. Bırak onu hala sevgilisiyle el ele tutuştu diye ailesi tarafından öldürülen kızlar yok. İlkokulda ailesi tarafından örtünen kızlar yok. Son derece demokratik ve feodal yapıdan arınmış bir ülkeyiz ya. O gençkızlarda birer prototip.

 

Herşeyden önce ayıp ve ahlak dışı. Ne amaçla ne anlatmak için olursa olsun. Sevgilisiyle öpüşen, ne bileyim el ele tutuşan, sarılan genç kızların resmini alıp sonra onlar üzerinden tarafların tartışması. Gerçekten ayıp. Onlar konu mankeni değil birer insan. Hiçbir insanda böyle konu mankeni olarak teşhir edilemez.

 

Zaten bu başlı başına. Soruna çarpık yaklaşmanın nasıl toplumsal bir kutuplaşma yarattığını ve bu kutuplaşmada nasıl ahlak dışı argümanlara başvurulduğunun göstergesi.

Gönderi tarihi:

CYRANO, çok olumlu bir katkı, çok düzgün bir mantık ve çok akılcı bir yaklaşım, teşekkürler...

Gönderi tarihi:
.

.

.

kızmadım syn Suheda kızmadım yanlızca yanlışanlaşıldığım için çok üzüldüm..

neşe ile kalın :)

 

Bezgin,herkes günah işler..

Şimdi bu resimlere bakıp türban gelirse şeriat gelecek çığlıkları koparanların yorumlarıdır önemli olan.Demekki neymiş demekki sorun başörtüsünde değil sorun başın içinde..Demekki bu ucuz endişelerin hiç bir tutar dalı yok..

Hoş ben gerçi türban gelirse şeriat gelir,ülke islam devleti olur söylemlerini ayyuka çıkaranların asıl endişelerinin bu yönde olmadığından eminimde sizi bilmiyorum..

Müslüman bir insan dinin emir ve yasaklarına uymak zorundadır,resimlerde benim tepki gösterdiğim başörtülü insanların rencide edilmeye çalışılması o çok ilginç görüntülermiş gibi gösterilen resimlerin biz hemen hergün sokaklarda gerçeğini görüyoruz,sizde görüyorsunuzdur.Fakat çoğunluğunu başörtülüler oluşturmuyor,peki burda her başı açık kadına dinsiz etiketi vurabilirmiyiz?Yada o nasılsa başını örtmüyor onun herşeyi yapması mübahtır diyebilirmiyiz?

İşte siz o resimleri tartışmaya taşımakla bu fikirlerin oluşmasına yardımcı oldunuz..

 

Bu ülkenin en muhafazakar şehirlerinden birinde ve dahada muhafazakar ilçesinde yaşayan benim,bilen bilir Nakşibendi tarikatının en kalabalık kolunun lideri Mahmut Hoca Of'ludur burada sokakta yürüyen her beş kişiden ikisi bu tarikata mensuptur,birebir içinde olmasa bile destekçisidir.Ben bugüne kadar burda başı açık yada giyimi kuşamı açık yada oruç tutmuyor diye birinin mağdur edildiğine,saldırıya uğradığına şahit olmadım.Bu iddialar komik gerçek dışı asparagas haberlerdir.

Peki ben burda bunların hiç birine şahit olmazken nasıl oluyorda birileri çıkıp bu ülkede oruç tutmuyor diye insanların öldürüldüğünü söyler?Ve neredeyse tüm müslümanları potansiyel katil gibi gösterir.

Dillerine doladıkları Maraş,Çorum,katliamlarında ülkede ciddi anlamda birilerinin düğmeye basması ile yaratılan mezhep savaşını örnek gösterip,Alevi ve Sunnilerin birbirlerine karşı yaptıkları eylemleri tek bir tarafa mal edip sonrada müslümanlar adam öldürmüş demek ne derece adil bir davranış olabilir ki?

Ardından kalkıp Sivasta yanan insanlarında sorumlusu olarak müslümanları hedef göstermek,dönemin Başbakanın iç işleri bakanın yapmış olduğu açıklamaları unutup ,Sivas'ta konuşmacı olarak katılıp ortamı iyice geren sahşı savunmak asıl suçluları korumaya çalışmak değilmidir?

Acaba kim daha çok mağdur?Yaka paça okul kapılarında sürüklenerek dışarı atılan kızlarmı?Çoğunun mezuniyetine,ve sırf ordu evinde yapılıyor diye düğününe gidemeyen annelermi?Sağlık karnesinde ki resmi kapalı diye hastaneye giriş yapamayan ninelermi?Yada bizim gibi işyeri kapısında başını açmaya mecbur olan kamu çalışanı kadınlarmı?

Bu ülkede din uğruna adam öldürülmeye kalkılsaydı,neler olacağını hepimiz iyi biliyoruz..

Gönderi tarihi:

Hala israrla o kadar açıklamalı şekilde yazmama karşın..hala olaylara kendi açınızdan bakıyorsunuz sorum şu idi her ne kadar syn Karabekir türbanın bir idol veya simge olmadığına dair açıklama yapıyor ise de ben syn. Başbakan ın "Türban, siyasal bir simge olsa ne olur?"sözüyle bir kez daha öne çıktı arkasından AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin'in, ''Önce üniversitelerden başlayacağız. Aşama aşama gideceğiz'' şeklinde bir gazete beyanı arkasından AK Parti Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ile AK Parti'li bir belediye başkanının da benzer açıklamalar yaptığını hatırlatmak isterim. :excl:

Cumhuriyet'ten intikam almak isteyenler, bugün bayram yapıyorlar. Kimin sayesinde? :wub: ''Başörtüsü'' diye bir sorun, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bulunmamıştır.Oy avcılığı peşinde koşan Parlamento bunları gündeme getirmiştir.Cumhuriyet'in bütün kazanımları, bu düzenlemeyle ayaklar altına alınmış olmayacak mı .Kadın-erkek ayrımı yapmaksızın, aklın ve bilimin özgürleşmesinde, bu düşünceleri savunan insanların yanında olunacağına,çağdaş uygarlığın gerisine düşüren örümcek kafalılardan hesap sorulacağına,türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasıyla ilgili netleşen metninarkasından , ilköğretim okullarına da türbanla girilmesinin yolunu açılıp açılmayacağının tartışılması yerine kimse özellikle bu düzenlemeler yapılırken, 'Hangi ulemanın görüşü alındı' diye sormayıp (Çünkü aklın alacağı bir düzenleme değil. Akıllı insanın yapacağı bir düzenleme değil) bakıyorumda hala resimlerden bahsediyor :angry:

Yazınızda Cumhuriyetle yönetilen idare edilen demokratik bir ülkede ezilen zulme uğrayan Türbanı kullanan kişilerin ezikliğinden bahsediyorsunuz..olaya bu yönden bakarsak o zaman tarih boyunca farklı düşüncelere sahip kişi ve toplulukların bu topraklar üzerinde defalarca sosyal,kişilik ,haklarına zarar verildiği örnekleri ile doludur ki "o bunu yaptı bu şunu yaptı hadi biz de intikam alalım" tarzında yaklaşımlarla olaylar çok farklı boyutlara varır.Bu da üzerinde yaşadığımız Demokratik yapıya sahip Cumhuriyetimizin ve bayrağımızın ayaklar altına alınmasına yardımcı olur sanıyorum siz de bana katılıyorsunuz

http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=116647&st=0&&do=findComment&comment=667625

"Kimliği etnik kökeni ne olursa olsun kim olursa olsun yaşadığı ülkenin en kutsalı sayılan bağımsızlık sembolune el uzatmasının af edilir yanı yoktur bana göre, gerçi bu ilk olmadı son olacağada benzemiyor ilkinde dersi vermezsen böyle cesaret bulurlar aynı eyleme devam ederler."

son kez anlaşılmak için açıklıyorum syn suheda BEN BU KONUYA AİT RESİMLERİ YAŞAM TARZI İLE İTİKADİ YÖNDEN FARKLILIK ARZ EDİP ARKASINDA DA "EVET TÜRBAN BİZİM İÇİN BİR İDOLDÜR BİR SİMGEDİR" DİYEN ZÜMRE İÇİN GÜNDEME GETİRDİM BEN PAPARAZZİ DEĞİLİM BEN DE BU ÜLKENİN VATANDAŞIYIM VE AİLEMİN İÇİNDE 1.DERECEDEN BAŞÖRTÜLÜ İNSANLAR VAR ben herzaman atasözlerinin verdiği mesajlara bayılırım ama en çekindiğim bir atasözü var ki AMAÇ İÇİN YAPILAN HERŞEY MÜBAHDIR" bu beni çok korkutuyor.. :unsure: Allah mağdurların herzaman yanındadır.. -_-

bu konu benim için bitmiştir B) (korkduğum veya sıkıldığım için değil artık açıklama yapmaktan yılgınlık geldi :unsure: )Siz devam edin durmak yok yola devam az kaldı ...

Neşe ile kalın :(

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.