Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

BİR MİLLET UYUTULUYOR

 

1.Dünya savaşını takip eden 1920 li yıllarda Amerika’da” Lost Generation” diye anılan bir kuşak ortaya çıkmıştı… Kayıp kuşak… Bu kuşağın gençleri o kadar mutsuz ve depresifti ki hayattan zevk alamazlardı, hayat onlar için öyle boş, zevksiz ve öyle anlamsızdı ki bu nedenden kendilerini içkiye ve eğlenceye vurmuşlardı.. Mutsuz ve alkolik bir Amerikan kuşağı idi işte bu 20’li yılların Amerikan gençliği…

 

Gelelim Türkiye’nin kayıp kuşağına…

 

Kazara, bilerek ya da bilmeyerek, darbenin üzerine doğmuş, devlet tarafından uyutulup, büyütülmüş çocuklar… Devletin çocukları…Kayıp, kişiliksiz, duyarsız 80’lerin ve 90’ların çocukları… Buna bağlı olarak umarsız, duyarsız, apolitik, mutsuz, yalnız, asosyal ve kendini özgür sanan ama bağımlı çocuklar…

 

Onların şanssızlığı mı demek lazım bilmiyorum, kocaman bir misyon yüklenip, geldiler bu dünyaya… Onlar, anne ve babalarının umut taşıyıcıları oldular. Anne ve babalarının savaşını, mücadelesini kaldıkları yerden her neyse ve her ne şekildeyse devam ettirecek olan çocukları oldular. Öyle doğdular, daha doğdukları andan itibaren misyonları, kendilerine verilen isimleriyle, kimliklerinin üzerine mürekkepli kalemlerle yazıldı… Devrim oldular, Ülkü oldular, Ertürk, Barış oldular, Deniz, Alparslan, Evrim Özgür, Emek oldular…

 

O halde ne oldu peki? Bu gençlik böyle nasıl uyutuldu? Belki de gelmiş geçmiş en bilinçli, en duyarlı, en mücadeleci çocuklar olması beklenirken, bu çocuklar nasıl böyle mahmurlaştı, uyku haline geçti… Nasıl böyle uyutuldu…

 

Devlet okullarında bilinçli bir şekilde yapılan ve bu sayede pasifleştirilen, konuşmayan, başkasını bırak, kendi haklarını bile savunmaktan yoksun gençler yetiştirildi… Bile bile bu devlet, kendi çocuklarını uyuttu… Apolitize etti. Okumayan, düşünmeyen, araştırmayan sadece ezberleyen, merak etmeyen çocuklar yetiştirdi bu ülkeye… Uyanmasından korktu, uyanıp da “artık yeter” demesinden korktu… O yüzden ninnilerle, şarkılarla uyutup, büyüttü yavrularını…

 

12 Eylül öncesinde ağzı yanan yetişkinlerin yoğurdu üfleyerek yeme kaygısı da bulaştı bu çocuklara… Anneler ve babalar, düşünsel her türlü faaliyetlere kapattılar, hem kendilerini hem de çocuklarını… Çocuklarına öğüt verirken yoğurdu üfleyerek ye diye başladılar sözlerine ve sana dokunmayan yılan bin yaşasın diye de bitirdiler… Ondan duyarsızlaştılar, bireyselleştiler bu kadar bu çocuklar, toplumdan ve toplumun sorunlarından bu sebeple bu kadar uzaklaştılar…

 

Tek kanaldan çoklu kanallara, siyah beyazdan- renkli televizyonlara geçiş ve uyku ilacı vazifesi gören programlar ki bunlar hala devam etmekte… Demek o kadar başarılı olmuşlar bizi uyutmada… Hala uyuyoruz o televizyonun karşısında… Çocuklarımızın isimleri de değişti zaten, Artık Hülya, Tanju oldular onlar kimlik üzerinde… Ne devrim umudu kaldı, ne özgürlük bekleyişi, ne de barış isteği… Hülya da yakıştı aslında bu dönemin hayal dünyasında yaşayan, uyku halindeki çocuklarına…

 

Bilgisayarların yaptıklarından da siz bahsedin isterseniz, ben artık sözlerimi burada bitirmek istiyorum, bitirmeden önce eklemek isterim ki; tepkim bu çocuklara değil… Tepkim bu çocukları bu hale getirenlere…

 

UYANIN ARTIK TÜRK GENÇLİĞİ…

KALKIN, ELİNİZİ YÜZÜNÜZÜ YIKAYIN, GERİNİN VE KENDİNİZE GELİN…

 

“Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır."

(Eflatun)

Gönderi tarihi:

Cok güzel bir tesbit, tebrik ederim. Uyutanlardan hesap sormak gerek. Hele hele 80 ihtilalini yapanlardan hemen sorulmali. Umarim gelecek nesil kisilikli olurda bazi yanlislari sorgular ve her seye amen demez.

Gönderi tarihi:

Sayin Gloria,

Sizi tebrik etmekten ve size katilmaktan baska ne yapabilirimki,elinize ve beyninize saglik,evet genclik uyutulmustur ve hala uyutulmaktadir,umarizki uyanis sükut-u hayalle bitmesin..

 

 

 

saygilarla :clover:

Gönderi tarihi:

Sevgili Gloria emeklerine sağlık çok güzel bir tespit yapmışsın... :clover:

 

DIŞ POLİTİKA

 

Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturunca,bürokratları çağırmış ve 'Bana, ülkelerin dış politika anlayışları hakkında bir rapor hazırlayın' demiş. İki gün sonra bir dosya getirmişler önüne. Bakmış,içinde tek bir yaprak ve üzerinde 10-15 satır yazı. Şaşırmış önce ve 'Bu ne?' der gibi dudaklarını büzmüş, sonra okumuş.

'Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde, farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, bir dinlenme yerine giderek buz gibi kola ısmarlamışlar. Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu farketmişler.

 

İNGİLİZ, başka bir bardakta yeni bir kola istemiş.

 

İSVEÇLİ, aynı bardakta yeni bir kola istemiş .

 

FİNLANDİYALI, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş .

 

RUS , kolayı sinekle birlikte içmiş .

 

ÇİNLİ, sineği yemiş, kolayı içmemiş .

 

YAHUDİ, sineği yakalayıp Çinli'ye satmış.

 

JAPON, değerlendirilmek üzere, sineği Tokyo'ya göndermiş.

 

YUNANLI, kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş.

 

NORVEÇLİ, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış .

 

İRLANDALI, sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz'e içirmiş.

 

AMERİKALI, 5 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Arabistan hükümeti, özür dileyerek, 10 milyon dolar tazminat ödemiş.

 

Bakan , bıyık altından gülerek rapordan hoşlandığını belirtmiş. 'İyi, güzel de, bu turist

grubunun içinde bizden biri yok muymuş?' diye sormadan edememiş. 'Varmış efendim' diye

cevaplandırmışlar. Bakan devam etmiş, 'Peki, o zaman, O ne yapmış?'. Bürokratlar biribirinin yüzlerine bakmışlar. İçlerinde en tecrübeli olanı, bir adım öne çıkıp,

cevap vermiş ,

 

'TÜRK, olayı şiddetle kınamis.

 

Gerçi artık kınamamızdan bile rahatsız olanlar var... :)

Gönderi tarihi:
BİR MİLLET UYUTULUYOR

 

1.Dünya savaşını takip eden 1920 li yıllarda Amerika’da” Lost Generation” diye anılan bir kuşak ortaya çıkmıştı… Kayıp kuşak… Bu kuşağın gençleri o kadar mutsuz ve depresifti ki hayattan zevk alamazlardı, hayat onlar için öyle boş, zevksiz ve öyle anlamsızdı ki bu nedenden kendilerini içkiye ve eğlenceye vurmuşlardı.. Mutsuz ve alkolik bir Amerikan kuşağı idi işte bu 20’li yılların Amerikan gençliği…

 

Gelelim Türkiye’nin kayıp kuşağına…

 

Kazara, bilerek ya da bilmeyerek, darbenin üzerine doğmuş, devlet tarafından uyutulup, büyütülmüş çocuklar… Devletin çocukları…Kayıp, kişiliksiz, duyarsız 80’lerin ve 90’ların çocukları… Buna bağlı olarak umarsız, duyarsız, apolitik, mutsuz, yalnız, asosyal ve kendini özgür sanan ama bağımlı çocuklar…

 

Onların şanssızlığı mı demek lazım bilmiyorum, kocaman bir misyon yüklenip, geldiler bu dünyaya… Onlar, anne ve babalarının umut taşıyıcıları oldular. Anne ve babalarının savaşını, mücadelesini kaldıkları yerden her neyse ve her ne şekildeyse devam ettirecek olan çocukları oldular. Öyle doğdular, daha doğdukları andan itibaren misyonları, kendilerine verilen isimleriyle, kimliklerinin üzerine mürekkepli kalemlerle yazıldı… Devrim oldular, Ülkü oldular, Ertürk, Barış oldular, Deniz, Alparslan, Evrim Özgür, Emek oldular…

 

O halde ne oldu peki? Bu gençlik böyle nasıl uyutuldu? Belki de gelmiş geçmiş en bilinçli, en duyarlı, en mücadeleci çocuklar olması beklenirken, bu çocuklar nasıl böyle mahmurlaştı, uyku haline geçti… Nasıl böyle uyutuldu…

 

Devlet okullarında bilinçli bir şekilde yapılan ve bu sayede pasifleştirilen, konuşmayan, başkasını bırak, kendi haklarını bile savunmaktan yoksun gençler yetiştirildi… Bile bile bu devlet, kendi çocuklarını uyuttu… Apolitize etti. Okumayan, düşünmeyen, araştırmayan sadece ezberleyen, merak etmeyen çocuklar yetiştirdi bu ülkeye… Uyanmasından korktu, uyanıp da “artık yeter” demesinden korktu… O yüzden ninnilerle, şarkılarla uyutup, büyüttü yavrularını…

 

12 Eylül öncesinde ağzı yanan yetişkinlerin yoğurdu üfleyerek yeme kaygısı da bulaştı bu çocuklara… Anneler ve babalar, düşünsel her türlü faaliyetlere kapattılar, hem kendilerini hem de çocuklarını… Çocuklarına öğüt verirken yoğurdu üfleyerek ye diye başladılar sözlerine ve sana dokunmayan yılan bin yaşasın diye de bitirdiler… Ondan duyarsızlaştılar, bireyselleştiler bu kadar bu çocuklar, toplumdan ve toplumun sorunlarından bu sebeple bu kadar uzaklaştılar…

 

Tek kanaldan çoklu kanallara, siyah beyazdan- renkli televizyonlara geçiş ve uyku ilacı vazifesi gören programlar ki bunlar hala devam etmekte… Demek o kadar başarılı olmuşlar bizi uyutmada… Hala uyuyoruz o televizyonun karşısında… Çocuklarımızın isimleri de değişti zaten, Artık Hülya, Tanju oldular onlar kimlik üzerinde… Ne devrim umudu kaldı, ne özgürlük bekleyişi, ne de barış isteği… Hülya da yakıştı aslında bu dönemin hayal dünyasında yaşayan, uyku halindeki çocuklarına…

 

Bilgisayarların yaptıklarından da siz bahsedin isterseniz, ben artık sözlerimi burada bitirmek istiyorum, bitirmeden önce eklemek isterim ki; tepkim bu çocuklara değil… Tepkim bu çocukları bu hale getirenlere…

 

UYANIN ARTIK TÜRK GENÇLİĞİ…

KALKIN, ELİNİZİ YÜZÜNÜZÜ YIKAYIN, GERİNİN VE KENDİNİZE GELİN…

 

“Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır."

(Eflatun)

 

Teşekkürler sevgili gloria...

Bu tür bilgilere o kadar ihtiyacımız varki...

Nerelerden geldiğimizi bilemezsek, nereye gideceğimizi asla bilemez ve bugün içinde bulunduğumuz belirsizlik durumdan kurtulamayız...

Sevgiler... :clover:

Gönderi tarihi:

teşekkürler :clover:

 

Bir sabah işe giderken radyoda duyduklarımla farkettim ben de bunları aslında.... sonra bir tam gün düşündüm... hani böyle bazen bir cümle duyarsınız, cümle sizi vurur... ben sanırım o gün tam hedeften vuruldum... Bilmediğim birşey değildi, sorgulamayı gerek görmediğim birşeydi bu aslında sadece.. ama o gün sorguladım...

 

Bundan birkaç sene önce beraber çalıştığım bir iş arkadaşım vardı, 80 li yıllarda doğmuş bir genç kız... İşte bu arkadaşım, birgün genel kültürünü test etmek üzere "biliyormusun.net"denilen web sitesine girdi ve oradaki soruları çözmeye başladı.

 

Sorulardan birisi de şuydu:

 

"Anavatan partisinin kuruculuğunu ve genel başkanlığını yapan politikacımız kimdir?"

 

verdiği cevap

 

Turgut Özal...... olması gerekiyordu ama o tuttu bunu Mesut Yılmaz olarak cevapladı...

 

ve

 

yanlış cevap...

 

Nasıl yani, diye sordu?

 

Ne, nasıl yani? Cevap o degil ki!!! Sen bunun cevabını bilmiyor musun? Cevap, Turgut Özal....

 

O kim?

 

O, Anavatan partisinin kurucusu, genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı ve hatta Cumhurbaşkanı...

 

:unsure::huh: (bu onun surat ifadesi)

 

O zaman gülüp, geçmiştim buna... Bunlar da hiçbirşey bilmiyor demiştim... ama geçen gün anladım... Üzerinde düşününce anladım... Benim düşündüklerim de yanlışmış....

 

Doğru cevap

 

"Onlar birşey bilmiyor" değilmiş

 

Doğru cevap

 

Bunlara hiçbirşey öğretilmemişMİŞ....

 

Doğru cevap

 

Bunlar da araştırmamış ve öğrenmemişMİŞ

 

Doğru cevap

 

Herşey gördüklerimizle, yaşadıklarımızla sınırlı değilmişMİŞ... Görmediklerimiz, yetişemediklerimiz, yaşayamadıklarımız da varmış ve onlar da birer gerçekMİŞ... Öğrenmek için aynı zamanda araştırmak da zorundaymışız... Sadece yaşamak bunun için hiç ama hiç yeterli değilmiş...

 

DEĞİL Mİ?

Gönderi tarihi:
BİR MİLLET UYUTULUYOR

 

1.Dünya savaşını takip eden 1920 li yıllarda Amerika?da? Lost Generation? diye anılan bir kuşak ortaya çıkmıştı? Kayıp kuşak? Bu kuşağın gençleri o kadar mutsuz ve depresifti ki hayattan zevk alamazlardı, hayat onlar için öyle boş, zevksiz ve öyle anlamsızdı ki bu nedenden kendilerini içkiye ve eğlenceye vurmuşlardı.. Mutsuz ve alkolik bir Amerikan kuşağı idi işte bu 20?li yılların Amerikan gençliği?

.

.

.

UYANIN ARTIK TÜRK GENÇLİĞİ?

KALKIN, ELİNİZİ YÜZÜNÜZÜ YIKAYIN, GERİNİN VE KENDİNİZE GELİN?

 

?Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır."

(Eflatun)

Yazınız çok güzel yüreğinize sağlık ,teşekkür ederim.

 

Cok güzel bir tesbit, tebrik ederim. Uyutanlardan hesap sormak gerek. Hele hele 80 ihtilalini yapanlardan hemen sorulmali. Umarim gelecek nesil kisilikli olurda bazi yanlislari sorgular ve her seye amen demez.

 

Yalnız artık kimselerden hesap sormayalım ama o yalnışlara düşmeyelim ideoljinin kurbanı olmayalım ,2008 yılına giriyoruz kin ile nefret ile bir yere varamayız...

Gönderi tarihi:

Ben gelecek neslin birilerini sorgulayacagini sanmiyanlardan biriyim,görünen köy klavuz istemez,bugün Türkiyede olup bitenleri gören üniversite gencligi nerelerdedir,neden sesini cikaramiyor yoksa AB bali cokmu tatli geldi agizlarina.Türkiye AB ne alinmayacaktir,Bizi AB degil Recep Tayyip Erdogan aldatmaktadir.Aldatmak zorundadir cünkü AB ve ABD nin istediklerini ancak o yalanlarla gerceklestirebiliyor Türkiyede.Ben yeni nesilden pek umutlu degilim,cünkü görüyorum ve düsünüyorum .

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

İnsanoğlu düşerken düşeceği yere bakar.

Ona göre ayarlar kendisini. Kendini en çok korumaya çalışır.

Elbette hep beraber düşüyoruz. Bu kesindir.

Ve seslerimiz düşerken çıkarılan çığlıklar gibidir.

Anlaşılan çok yüksekten düşüyoruz.

Umarım çarpmak için bir zemin vardır.

O zemine ihtiyacımız var.

Varsa çarpacağız. Yoksa düşmeye devam edeceğiz.

Umarım bir yere çarpıp duracağız.

Sağ kalanlar ayağa kalkacağız.

Dinelip doğrulacağız.

Ve orası kalanların zemini olacak.

Zemin var diye sevineceğiz.

Zeminsizler üzerimize düşmeye devam edecek.

Bizim gibi.

Sizin gibi.

Ve bir zemin yapacağız üstümüze delik

Hasbel kader aramıza yeni birileri gelsin de iki satır muhabbet edelim diye.

Özlediğimiz insanlardan.

Biz aşağıdakiler olacağız. Ama üstümüzde de bir kat olacak.

Apartman gibi.

Sonra üstekilerin patırtılarını duyacağız.

Yeter diyeceğiz sessizce. Fakat tekrar düşmek istemeyeceğiz.

Razı olacağız. Şükredeceğiz.

Aç kalacağız.

Öleceğiz.

Ama artık düşmeyeceğiz.

Az Kazanıp Az harcayıp Kredi kartı kullanmayacağız.

Lüküs hayatlara tav olmayacağız.

Hırslanıp hırslanıp elimizdekileri savurmayacağız.

Bağırmadan doğrulacağız.

Sessizce sevinip. Gürültülü güleceğiz.

Kiminle ne paylaştığımızı bilip, Popstar olmayacağız.

Çocuklarımıza gülüp. Bunu onlara güzelce öğreteceğiz.

Devam edeceğiz.

Şimdi gitmeliyim.

Gönderi tarihi:
İnsanoğlu düşerken düşeceği yere bakar.

Ona göre ayarlar kendisini. Kendini en çok korumaya çalışır.

Elbette hep beraber düşüyoruz. Bu kesindir.

Ve seslerimiz düşerken çıkarılan çığlıklar gibidir.

Anlaşılan çok yüksekten düşüyoruz.

Umarım çarpmak için bir zemin vardır.

O zemine ihtiyacımız var.

Varsa çarpacağız. Yoksa düşmeye devam edeceğiz.

Umarım bir yere çarpıp duracağız.

Sağ kalanlar ayağa kalkacağız.

Dinelip doğrulacağız.

Ve orası kalanların zemini olacak.

Zemin var diye sevineceğiz.

Zeminsizler üzerimize düşmeye devam edecek.

Bizim gibi.

Sizin gibi.

Ve bir zemin yapacağız üstümüze delik

Hasbel kader aramıza yeni birileri gelsin de iki satır muhabbet edelim diye.

Özlediğimiz insanlardan.

Biz aşağıdakiler olacağız. Ama üstümüzde de bir kat olacak.

Apartman gibi.

Sonra üstekilerin patırtılarını duyacağız.

Yeter diyeceğiz sessizce. Fakat tekrar düşmek istemeyeceğiz.

Razı olacağız. Şükredeceğiz.

Aç kalacağız.

Öleceğiz.

Ama artık düşmeyeceğiz.

Az Kazanıp Az harcayıp Kredi kartı kullanmayacağız.

Lüküs hayatlara tav olmayacağız.

Hırslanıp hırslanıp elimizdekileri savurmayacağız.

Bağırmadan doğrulacağız.

Sessizce sevinip. Gürültülü güleceğiz.

Kiminle ne paylaştığımızı bilip, Popstar olmayacağız.

Çocuklarımıza gülüp. Bunu onlara güzelce öğreteceğiz.

Devam edeceğiz.

Şimdi gitmeliyim.

Güle güle Dinazor,yüregine saglik...

 

 

saygilarla :clover:

Gönderi tarihi:
İNGİLİZ, başka bir bardakta yeni bir kola istemiş.

 

İSVEÇLİ, aynı bardakta yeni bir kola istemiş .

 

FİNLANDİYALI, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş .

 

RUS , kolayı sinekle birlikte içmiş .

 

ÇİNLİ, sineği yemiş, kolayı içmemiş .

 

YAHUDİ, sineği yakalayıp Çinli'ye satmış.

 

JAPON, değerlendirilmek üzere, sineği Tokyo'ya göndermiş.

 

YUNANLI, kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş.

 

NORVEÇLİ, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış .

 

İRLANDALI, sineği ezip kolayla karıştırmış ve İngiliz'e içirmiş.

 

AMERİKALI, 5 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Arabistan hükümeti, özür dileyerek, 10 milyon dolar tazminat ödemiş.

 

Bakan , bıyık altından gülerek rapordan hoşlandığını belirtmiş. 'İyi, güzel de, bu turist

grubunun içinde bizden biri yok muymuş?' diye sormadan edememiş. 'Varmış efendim' diye

cevaplandırmışlar. Bakan devam etmiş, 'Peki, o zaman, O ne yapmış?'. Bürokratlar biribirinin yüzlerine bakmışlar. İçlerinde en tecrübeli olanı, bir adım öne çıkıp,

cevap vermiş ,

 

'TÜRK, olayı şiddetle kınamis.

Sevgili Gloria'nın çabasına içten teşekkürler,ve sevgili sardunyam'ın bu eklentisine de kucak dolusu sevgiler.Müthiş bir kara mizah.Sinek ve ulus üzerine olağanüstü çeşitleme.

En çok güldüğüm o sineği kolada ezip ingilizlere içiren İrlandalı

Lütfen bizi bu tip mizahtan mahrum bırakma sardunyam. :wub:

Gönderi tarihi:
Ben gelecek neslin birilerini sorgulayacagini sanmiyanlardan biriyim,görünen köy klavuz istemez,bugün Türkiyede olup bitenleri gören üniversite gencligi nerelerdedir,neden sesini cikaramiyor yoksa AB bali cokmu tatli geldi agizlarina.Türkiye AB ne alinmayacaktir,Bizi AB degil Recep Tayyip Erdogan aldatmaktadir.Aldatmak zorundadir cünkü AB ve ABD nin istediklerini ancak o yalanlarla gerceklestirebiliyor Türkiyede.Ben yeni nesilden pek umutlu degilim,cünkü görüyorum ve düsünüyorum .

 

 

 

saygilarla

 

bu ülke beş on senede avrupa macerasına başlamadı.

yaklaşık 150 yıllık bir batılılaşma/çagdaşlaşma maceramız var ülke olarak.

içi bom boşda olsa -ki öyle olması gerek, çünkü bizim kültürümüz degil- kurum ve kuruluşlarımız ve görünüşteki toplumsal yapımız batılıdır.

şu an itibariyle konuşupda çözüme baglayamadıgımız bir çok sorunun menşeide batıdır.

gelecek nesil veya şimdikiler sorunları beş on seneden başlatacaklarsa..

aman kalsın diyorum ben oldugu yerde...

ya bu ülkede tartışıpda bir türlü çözüme baglayamadıgımız sorunlarımız yaklaşık 150 yılldır aynıdır, önce bunun farkına varmak lazımdır.

üstümüze giydigimiz deli gömleklerini çıkarmakla işe başlamayan her tartışma boşdur, oyalamadır, uyutmadır...

 

selamlar

Gönderi tarihi:

Sayin Serdar34,Selcuklunun ucbegi Kara Osmanla baslayan bir sürec,Osmanli Imparatorlugu adı altinda,Yüzyillar boyu Türk kiyimi yapti,Osmanli en sonunda elinde kalan topragida Ingilizlere satti.Bugünkü vatan dedigimiz bu ülke yüzbinlerce sehidimizin kanlariyla sulanarak bize vatan olarak birakildi ve Osmanli hikayesi sona erdi,sonami erdi acaba?Hala bugün Osmanliyi atalarimiz diye savunanlar Osmanlinin hayaliyle yasiyor ve bize bu vatani emanet edenleride Osmanliya ihanetle sucluyorlar.Bence sorgulanmasi gereken sey Kara Osmanla baslayan sürec ve 1950 yilindan b ugüne kadarki sürectir.150 yildir diyorsunuz,yani sizin icin 150 yil öncesi temize cikmis ve 150 yildir Türk devleti bozulmustur oluyor.Ben bu 150 yilin 1919-1950 arasini müsaadenizle cikariyorum sizin hesabinizdan.

 

 

saygilarla :)

Gönderi tarihi:
Sayin Serdar34,Osmanli hikayesi sona erdi,sonami erdi acaba?

 

saygilarla :)

 

sevgili politika ben hikaye dinlemek istemiyorum.

:)

 

yanlış anlamayın ama hikayelerle avunduk yıllarca..

geçmişi olmayanın gelecegi olmaz.

geçmişi inkar etmek demek başkasının tarihini yaşamak demekdir

bu ülkede aynı bunu yapıyor işte

iyisi ile dogrusu ile kendimi geçmişimden ayıramam ve onu hikaye olarak degerlendiremem.

hikaye olan benim dışımda olandır.

 

roma hukuku, grek felsefesi ve hıristiyanlık dır bugünkü batı, 2000 yıldan önceye gider batı tarihi, birden öyle ortaya çıkmamışdır.

batı hiç bir zaman bu temellerden kopuk düşünce geliştirmemişdir.

bugün modern denilen düşüncenin aslı 2000 yıllık geçmişi vardır.vs.vs

 

ne diyordun;

'' osmanlının yaptıgı türk kıyımı mı?''

bu hikayeden de öte bişi..

 

yok 150 yıldan şunu çıkarıyorum, şunu ekliyorum

yok 150 dan öncesine temiz demişim

gerisine kirli demişim vb.

 

bunlar enteresan yaklaşımlar

:)

benim pekde anlamadıgım türden.

 

selamlar.

Gönderi tarihi:
Türkiye AB ne alinmayacaktir,Bizi AB degil Recep Tayyip Erdogan aldatmaktadir.Aldatmak zorundadir cünkü AB ve ABD nin istediklerini ancak o yalanlarla gerceklestirebiliyor Türkiyede.Ben yeni nesilden pek umutlu degilim,cünkü görüyorum ve düsünüyorum .

 

 

 

saygilarla

 

bu iletine tekrar cevap yazmak istiyorum ki daha iyi anlaşılsın ve içindeki çelişkiler ortaya çıksın;

 

şimdi sen diyorsun ki bizi AB degilde AKP hükümeti aldatıyor.

 

bende dedim ki bu ülke 5 -10 senede avrupalılaşma macerasına başlamadı.

bu hikaye yaklaşık 150 yıllık bir maceradır.

ve bu avrupalışma ve batılılaşma en yogun şeklini cumhuriyet iradesi tarafından ortaya koyulmuştur.

 

bunun neresini yanlış buluyorsun, cumhuriyeti kuran irade gıdasını batıdan ve çagdaşlaşmak olarak zikredilen fikirlerden almadımı?

osmanlı modernleşmesi ile cumhuriyet modernleşmelerinin temel ayrım noktası çok açıktır ve tartışma götürmezdir.

dogrulugu yanlışlıgı bir kenara, bu ayrı bişi, ama bana cevap yazarken bahsettiginiz konular çok alakasız kaçmış.

 

biz avrupanın samimiyetine ne dün nede bugün inanmış biriyiz.

yıllardır bu milleti çagdaşlaştırmak isteyen, batılılaştırmak isteyenler kim o zaman?

buyur söyle..

 

paşalar çıkmış terör sorununda yaptıkları hataları sıralıyorlar tek tek şimdi

be adam bu kadar basit olguları yıllardır yanlış degerlendirdiniz diye bu ülke binlerce insanını kaybetti, maddi kayıplarla beraber.

bunlarla beraber ve bunlardan çok daha büyük 'günah çıkarmaya' sahne olacak bu ülke..

Gönderi tarihi:

Osmanlinin soyunun kimlerden olustugu temelinden konuya yaklasirsak tam Osmanlinin kuruldugu günden beri biz Batiya hayran olmusuz demektir.Bunu getirip son 150 yila dayamakla zaten siz amacinizida kendiniz aciklamis oluyorsunuz.Batiya hayranlik duyan Türkler degildi Osmanliydi bunun altini kalin bir kalemle cizmeniz gerekir sayin Serdar.

Pasalari sucluyorsunuz,ve pasalari suclarken yine kendinizi ele veriyorsunuz.Türk ordusu eskiyaya karsi mücadele veriyor,tabiiki hatalarda olacakti,onlarca insanimiz kirildi derken sizin ordu karsitliginiz zaten kendiliginden ortaya cikiyor.Karsisinda düzenli bir ordu ile mücadele etmek baskadir gayri nizami bir eskiya grubu ile mücadele etmek baskadir.Asker hatalari dogrzulari ile üzerine düseni layikiyle yerine getirmistir ve getirmektedir.Ama sivil yönetimler üzerlerine düsen görevleri yerine getirmedilerse bunun sorumlusu asker degildir.

Türkiye son 5 yilda oldugu kadar hicbir tarihte bagimsizligindan ödün vermemis disa bagimli olmamistir.Bunu siz kabul etsenizde etmesenizde bu bir gercektir.Türkiye son 5 yilda pazara cikarilmis bir mal olmustur.Toprak satislari,madenlerin yabancilara peskes cekilmesi,yabancilara arama ruhsatlarinin verilmesi bunlarin hepsi ama hepsi son bes yil icinde gerceklesmistir.son 5 yilda dünyanin hicbir ülkesinde görülmeyecek bir hizla milyarderler olusturulmus ülke sömürtülmüstür.Halk sefalet icersinde inlerken AKP ülkeyi güllük gülistanlik olarak gösterme cabasindaydi.Ülke bölünmenin esigine geldigi halde AKP nin basbakani bu bölünmeye canak tutar gibi böücüleri savunmaya almistir.Son bes yil icersinde Türk diyebilmek neredeyse suc olmaya getirilmistir.Sayin Serdar gercekleri kapali gözle veya partizanlikla, taraf tutmakla,gecistiremeyiz.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
paşalar çıkmış terör sorununda yaptıkları hataları sıralıyorlar tek tek şimdi

be adam bu kadar basit olguları yıllardır yanlış degerlendirdiniz diye bu ülke binlerce insanını kaybetti, maddi kayıplarla beraber.

bunlarla beraber ve bunlardan çok daha büyük 'günah çıkarmaya' sahne olacak bu ülke..

 

Bu ülkeyi AKP yönetiyor!

 

siz neyin pesindesiniz arkadas bu ülkeyi askerler yönetmiyor bunu bilmiyormusun bu ülkeyi askerler yönetmiyor bunu anlamakta neresinden zorluk cekiyoruz? bu ülkeyi AKP yönetiyor

günah cikaracak olanlar aslinda bu ülkeyi bu günlere sürükleyen ümmetcilerdir yillardir ne ordunun nede halkimizin sirtindan inmediler taa osmanlidan beri senin o dedigin 150 yillik maceranin hikayesi.. artik biraz olsun insaf diyerek olgunlasma zamani yoksa yarinlarimiz hepimiz icin tatli olmayacaktir..

 

sonra dogudaki feodal yapi,geri kalmisliginin günahi askerlereme kaldi? polisin yerine feodal kafayla onlari görevlendiren siyasiler degilmidir suclu?

 

ülkede bu siyasilerin polisi yokmudur gönderin doguya o kadarmi zor ! madem olaylar terör olaylari , cek askerini

 

sehirden ,köyden daga terörist gönderenleri bir bir tutuklasin... askerlerimizde kislasina cekilsin .. yeter artik ülkemizin vede islam aleminin tek zafer kazanan ordusuna hacli gibi saldirmak yeter! canakkalede saldirdilar kibrista saldirdilar simdide k.Irakta saldiriya ugruyoruz.. artik biraz gözlerimizi kulaklarimizi daha iyi kullanma dönemi.. uyan baska Türkiye yok!

 

bakin akp dtp yardimlariyla ,destegiyle bir müslüman ülke daha yok oldu ,,,57.den 56.tiya düstü zannediyormusun bu saatten sonra Irak müslüman ülkesi olarak kalacak bunu kargalar güler..zamaninda Efendi Türkler demisti dersiniz.. yani yani basimizda kürt agirlikli dini yapisida cogunlugunu hiristayanlarin olusturdugu yeni bir devlet yapisi olusmus olusturulmak üzere artik bunun dönüsü de yok? yani yeni komsumuz hayirli olsun...

 

Saygilar

 

 

Efendi Türkler

Gönderi tarihi:
Bu ülkeyi AKP yönetiyor!

 

siz neyin pesindesiniz arkadas bu ülkeyi askerler yönetmiyor bunu bilmiyormusun bu ülkeyi askerler yönetmiyor bunu anlamakta neresinden zorluk cekiyoruz? bu ülkeyi AKP yönetiyor

 

dostum sen biraz konunun dışında kalmışsın

bazı emekli paşaların bahsettigi zaman diliminde akp falan yoktu.

bu ülke ümmetçilik anlayışı ile de yönetilmiyor, bu kadar basit bir gerçegi nasıl çarpıtabiliyorsunuz anlamış degillim.

ilgili haberi okuman lazım diye düşünüyorum

fazla bir şey söylemeye gerek yok...

 

konuyla alakalı ise şunları yazmışdım en son, tek bir alıntı özü anlamaya engel oluyor da;

 

sayın politika bizi AB degilde AKP hükümeti aldatıyor diyordu.

 

bende dedim ki bu ülke 5 -10 senede avrupalılaşma macerasına başlamadı.

bu hikaye yaklaşık 150 yıllık bir maceradır.

ve bu avrupalışma ve batılılaşma en yogun şeklini cumhuriyet iradesi tarafından ortaya koyulmuştur.

 

bunun neresini yanlış buluyorsun, cumhuriyeti kuran irade gıdasını batıdan ve çagdaşlaşmak olarak zikredilen fikirlerden almadımı?

osmanlı modernleşmesi ile cumhuriyet modernleşmelerinin temel ayrım noktası çok açıktır ve tartışma götürmezdir.

dogrulugu yanlışlıgı bir kenara, bu ayrı bişi, ama bana cevap yazarken bahsettiginiz konular çok alakasız kaçmış.

 

biz avrupanın samimiyetine ne dün nede bugün inanmış biriyiz.

yıllardır bu milleti çagdaşlaştırmak isteyen, batılılaştırmak isteyenler kim o zaman?

buyur sen söyle..

 

dün batı batı diye bagıranlar bugün kalkmış bizi oyalayanın batı degil mevcut hükümet oldugunu söylemeye çalışıyor.

bizimde inanmamız bekleniyor, bende diyorum ki geçin bir kalem.

akp begenirsin begenmezsin lakin akp nin gitmesi ile hallonulacak bir mesele karşısında degiliz, bu bizim yıllara dayalı bir meselemiz, temel meselemizde bu zaten; sorunlarımızı başkasının çarelerini birebir taklit etmekle aşacagımızı sanmak.

işte uyutma budur, toplumda uyudukça büyüyecegine inandı vesselm...

Gönderi tarihi:

Ülkemiz kapitalist bir ülke. Ya da şöyle mi demeliydim: Serbest piyasa ekonomisi uygulanan bir ülke. Sonuç olarak iyi bir pazar olman gerekiyorsa batı değerlerini benimseyeceksin bir yere kadar. Mesela içki, faiz haramdır dememelisin. Bu yüzden batılılaşmalı, piyasanı "serbestleştirmelisin". Burada şaşılacak bir taraf yok.

Ama öte yandan batılı işçiler gibi ayaklanmamalı işçilerin, hak aramamalı. O yüzden de uyuması iyi olur. Çok uyumalı. Anavatan Partisini kimin kurduğunu değil kendi adını unutacak kadar uyuşmalı.

Bu yüzden birileri bizi batılılaştırarak uyuşturmaya birileri de doğululaştırarak uyuşturmaya çabalıyor. Çıkar var işin içinde.

Seksen öncesinin hak arayışlarının, çatışmalarının kökü dışarıdalığı bir gecede sona ermelerinden belliydi zaten.

Milletimiz uyuyarak mutlu demek ki. Yok yirmi beş yıl, yok 150 yıl tartışması boş. Her dönem kendi uyutuculuğunu ve uyanıklılığını kendinde taşır. Uyuyan ve uyanık olan kim? Sanki hepimiz rüyadayız da birbirimizi uyumakla suçluyoruz gibi. İlginç.

Gönderi tarihi:
dostum sen biraz konunun dışında kalmışsın

bazı emekli paşaların bahsettigi zaman diliminde akp falan yoktu.

bu ülke ümmetçilik anlayışı ile de yönetilmiyor, bu kadar basit bir gerçegi nasıl çarpıtabiliyorsunuz anlamış degillim.

ilgili haberi okuman lazım diye düşünüyorum

fazla bir şey söylemeye gerek yok...

 

Arkadasim bu ülkeyi ne zaman terketti ümmetci anlayis veya var olan bu anlayisin üzerinden herhalde silindir gecmedi ,tekrar tarihimizimi canlandirmaya gerek yok...

 

konuyla alakalı ise şunları yazmışdım en son, tek bir alıntı özü anlamaya engel oluyor da;

 

sayın politika bizi AB degilde AKP hükümeti aldatıyor diyordu.

 

dogru söylemis bunda bir yanlislik yok.. 6.seneyi 6.ay,mi zannediyorsun Akp bu konuda dünün devami degilmi herkes avinin zayif yanini beklemezmi?

 

bende dedim ki bu ülke 5 -10 senede avrupalılaşma macerasına başlamadı.

bu hikaye yaklaşık 150 yıllık bir maceradır.

ve bu avrupalışma ve batılılaşma en yogun şeklini cumhuriyet iradesi tarafından ortaya koyulmuştur.

hayir bunda yanilmissin enkoyu zamani Tanzimat,taki zamanindaydi...Cünkü teokratik temel ve düzen üzerine Batı medeniyeti kurulmak istendi... bugünde bu oynaniyor

bunun neresini yanlış buluyorsun, cumhuriyeti kuran irade gıdasını batıdan ve çagdaşlaşmak olarak zikredilen fikirlerden almadımı?

hayir almadi almak istedigi kurulduktan sonra ,,ganimet degil teknolojinin ülkemize getirilmesi derdi vardi

Batı,nın bilime ve gerege dayanan kurumlarını almak. İste Atatürk bu dev savasa atıldı.

Atatürk,ün de en büyük amacı, teokratik ve monarsik bir hükümet yerine laik ve demokrat bir hükümet kurmaktı.

 

 

osmanlı modernleşmesi ile cumhuriyet modernleşmelerinin temel ayrım noktası çok açıktır ve tartışma götürmezdir.

dogrulugu yanlışlıgı bir kenara, bu ayrı bişi, ama bana cevap yazarken bahsettiginiz konular çok alakasız kaçmış.

c

bak bunda anlastik!

 

biz avrupanın samimiyetine ne dün nede bugün inanmış biriyiz.

yıllardır bu milleti çagdaşlaştırmak isteyen, batılılaştırmak isteyenler kim o zaman?

buyur sen söyle..

bizde samimiyetine inanmiyoruz sonra ticarette samimiyet olurmu bak yarin frankfurt sokaklarinda onlara söyleyecek cok önemli mesajlarimiz var... istersen buyur sende gel cumhuriyet mitinglerine katilamadin bari gel burda son trene atla...

 

dün batı batı diye bagıranlar bugün kalkmış bizi oyalayanın batı degil mevcut hükümet oldugunu söylemeye çalışıyor.

bizimde inanmamız bekleniyor, bende diyorum ki geçin bir kalem.

ver bir kalem :D

akp begenirsin begenmezsin lakin akp nin gitmesi ile hallonulacak bir mesele karşısında degiliz, bu bizim yıllara dayalı bir meselemiz, temel meselemizde bu zaten; sorunlarımızı başkasının çarelerini birebir taklit etmekle aşacagımızı sanmak.

işte uyutma budur, toplumda uyudukça büyüyecegine inandı vesselm...

evet bunun farkindayiz bir Akp nin gitmesiyle olmaz arkalarinda koskocaman batiyla bir Arap milliyetciligi var! neyse onlari gecelim onlar disarda,,demek istedigim asirlardir yakamizi yapisan tarikatlar tekkeler v.s v.s

 

Büyük Devrimci Önder, Cumhuriyetimizin Kurucusu

Mustafa Kemal Atatürk,ü yitirisimizin 69. yılı ATAM IZINDEYIZ yarin senin izinde frankfurt sokaklarinda yürüyecegiz

Artık Türkiye,nin gündemi ic cephesiyle, dıs cephesiyle vatan savunmasıdır.. Operasyon yapacak adam laf konuşmaz...Yapar!!! ülkesini sahip cikacak adam konusmaz yarin sokaklara iner.

Gönderi tarihi:

kulaktan kulağa oyununu bilirsiniz degil mi? bana bu oyunu hatırlattı burada okuduklarım... benim ilk yazdığımla sizin son yazdığınız bir ilginç olmuş... gecen gün cocuklarla oynadık bu oyunu... ben dedim ki "mor renkli sandalye" 21. öğrenci dedi ki "poğaça yiyorum" :w00t: (şimdi inanmazsınız ama vallahi de billahi de doğrudur bu )

 

akp mevzusuna nerden geldik şimdi :huh::unsure:

 

neyseee artık tartışın bari napalım, yeterki uyumayın daaaaa :)

 

saygılar

Gönderi tarihi:

Uyku da her şey gibi ölçüsüyle faydalıdır... :D

 

Ama illa ayık kalmak ve uyurken bile gerektiği an uyanabilecek hal almak isteniyorsa başlıkçı arkadaşın bahsettiği konuda çözümler şöyle maddelenebilir ve çoğaltılabilir:

 

-Ne olduğumuzu bileceğiz...

 

-Ne istediğimizi bileceğiz...

 

-İstediğimize nasıl ulaşacağımızı bileceğiz...

 

-Önümüze çıkacak engellere nasıl yaklaşacağımızı bileceğiz...

 

-İşimizi nasıl yapacağımızı bileceğiz...

 

-Sonuçlarımızı nasıl değerlendireceğimizi bileceğiz...

 

veee

 

-Bildiklerimizi yapabilmeyi bilmeliyiz...

 

Bence büyük ihtimalle bu aşamalardan sonra rahat uyur dinç uyanırız...

 

Saygılar...

 

Hoşçakalın...

Gönderi tarihi:
BİR MİLLET UYUTULUYOR

 

1.Dünya savaşını takip eden 1920 li yıllarda Amerika’da” Lost Generation” diye anılan bir kuşak ortaya çıkmıştı… Kayıp kuşak… Bu kuşağın gençleri o kadar mutsuz ve depresifti ki hayattan zevk alamazlardı, hayat onlar için öyle boş, zevksiz ve öyle anlamsızdı ki bu nedenden kendilerini içkiye ve eğlenceye vurmuşlardı.. Mutsuz ve alkolik bir Amerikan kuşağı idi işte bu 20’li yılların Amerikan gençliği…

 

Gelelim Türkiye’nin kayıp kuşağına…

 

Kazara, bilerek ya da bilmeyerek, darbenin üzerine doğmuş, devlet tarafından uyutulup, büyütülmüş çocuklar… Devletin çocukları…Kayıp, kişiliksiz, duyarsız 80’lerin ve 90’ların çocukları… Buna bağlı olarak umarsız, duyarsız, apolitik, mutsuz, yalnız, asosyal ve kendini özgür sanan ama bağımlı çocuklar…

 

Onların şanssızlığı mı demek lazım bilmiyorum, kocaman bir misyon yüklenip, geldiler bu dünyaya… Onlar, anne ve babalarının umut taşıyıcıları oldular. Anne ve babalarının savaşını, mücadelesini kaldıkları yerden her neyse ve her ne şekildeyse devam ettirecek olan çocukları oldular. Öyle doğdular, daha doğdukları andan itibaren misyonları, kendilerine verilen isimleriyle, kimliklerinin üzerine mürekkepli kalemlerle yazıldı… Devrim oldular, Ülkü oldular, Ertürk, Barış oldular, Deniz, Alparslan, Evrim Özgür, Emek oldular…

 

O halde ne oldu peki? Bu gençlik böyle nasıl uyutuldu? Belki de gelmiş geçmiş en bilinçli, en duyarlı, en mücadeleci çocuklar olması beklenirken, bu çocuklar nasıl böyle mahmurlaştı, uyku haline geçti… Nasıl böyle uyutuldu…

 

Devlet okullarında bilinçli bir şekilde yapılan ve bu sayede pasifleştirilen, konuşmayan, başkasını bırak, kendi haklarını bile savunmaktan yoksun gençler yetiştirildi… Bile bile bu devlet, kendi çocuklarını uyuttu… Apolitize etti. Okumayan, düşünmeyen, araştırmayan sadece ezberleyen, merak etmeyen çocuklar yetiştirdi bu ülkeye… Uyanmasından korktu, uyanıp da “artık yeter” demesinden korktu… O yüzden ninnilerle, şarkılarla uyutup, büyüttü yavrularını…

 

12 Eylül öncesinde ağzı yanan yetişkinlerin yoğurdu üfleyerek yeme kaygısı da bulaştı bu çocuklara… Anneler ve babalar, düşünsel her türlü faaliyetlere kapattılar, hem kendilerini hem de çocuklarını… Çocuklarına öğüt verirken yoğurdu üfleyerek ye diye başladılar sözlerine ve sana dokunmayan yılan bin yaşasın diye de bitirdiler… Ondan duyarsızlaştılar, bireyselleştiler bu kadar bu çocuklar, toplumdan ve toplumun sorunlarından bu sebeple bu kadar uzaklaştılar…

 

Tek kanaldan çoklu kanallara, siyah beyazdan- renkli televizyonlara geçiş ve uyku ilacı vazifesi gören programlar ki bunlar hala devam etmekte… Demek o kadar başarılı olmuşlar bizi uyutmada… Hala uyuyoruz o televizyonun karşısında… Çocuklarımızın isimleri de değişti zaten, Artık Hülya, Tanju oldular onlar kimlik üzerinde… Ne devrim umudu kaldı, ne özgürlük bekleyişi, ne de barış isteği… Hülya da yakıştı aslında bu dönemin hayal dünyasında yaşayan, uyku halindeki çocuklarına…

 

Bilgisayarların yaptıklarından da siz bahsedin isterseniz, ben artık sözlerimi burada bitirmek istiyorum, bitirmeden önce eklemek isterim ki; tepkim bu çocuklara değil… Tepkim bu çocukları bu hale getirenlere…

 

UYANIN ARTIK TÜRK GENÇLİĞİ…

KALKIN, ELİNİZİ YÜZÜNÜZÜ YIKAYIN, GERİNİN VE KENDİNİZE GELİN…

 

“Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır."

(Eflatun)

:clover::clover::clover:

cok güzelmis

Gönderi tarihi:
kulaktan kulağa oyununu bilirsiniz degil mi? bana bu oyunu hatırlattı burada okuduklarım... benim ilk yazdığımla sizin son yazdığınız bir ilginç olmuş... gecen gün cocuklarla oynadık bu oyunu... ben dedim ki "mor renkli sandalye" 21. öğrenci dedi ki "poğaça yiyorum" :w00t: (şimdi inanmazsınız ama vallahi de billahi de doğrudur bu )

 

akp mevzusuna nerden geldik şimdi :huh::unsure:

 

neyseee artık tartışın bari napalım, yeterki uyumayın daaaaa :)

 

saygılar

:clover::clover::clover:

harikasiniz

 

ama unutma mevzu böyle toparlanmaz!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.