Misafir hayhak Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 arkadaşlar ateistler hep idda ederlerdi bu konuyu, şimdi ne diyecekler acaba ALLAH (CC) KALPLERİ MÜHÜRLER Mİ ? Tevbe : 87 :" ...Kalplerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar " En'am :46 :" eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalplerinize mühür vurursa..." A'raf :101 " İşte kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler. " Nahl :108 " İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. " Bu ve benzeri ayetler hep aynı soruyu gündeme getirmektedir, allah 'u Teala insanların iradesine müdahale edip onları - Haşa - sapıklık içinde mi bırakmaktadır ...? ASLA ! Kur'an'ın ayetlerini bir bütün içinde değerlendirdiğimiz zaman , aynı konudaki ayetleri yan yana getirdiğimiz zaman sorun kendiliğinden hallolmaktadır... Aşağıdaki ayetleri okuyunca görülecektir ki " insanların kendi davranışlarının sonucunda " Allah'u Teala böyle yapmaktadır... Nisa :155 " Sözlerini bozmalarından,Allah'ın ayetlerini inkar etmelerinden ,haksız yere peygamberleri öldürmelerinden ve " kalplerimiz mühürlü " demelerinden ötürü onları lanetledik, tam aksine inkarlarından ötürü Allah onların kalplerini mühürlemiştir." Bakara: 88 " Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır ; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar. " Bakara :93 " Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu " Yunus :74 . " Onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz. " Nahl : 104 " Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuşkusuz Allah onları doğru yola iletmez " Sâf :5 " Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı " Mutaffifin . 14 " Onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir " Kısacası Allah'u Teala insanların kendi davranışlarının sonucu olarak , kendi iradeleri ile yaptıklarının sonucu ,kendi isteklerinin sonucunda onların kalplerini mühürlemektedir...çünkü kendileri bunu istemektedir! Yoksa Allah daima bizler için iyilik ister, hatta kötülüklerinden dolayı cezayı hak edip ceza verdiklerine bile Allah acır ve doğru yolu bulmalarını ister ama insanın da bizzat bunu istemesi şeytana uymaması gerekmektedir : En'am : 42-43 " ... (İnkârlarından dönüp bize) yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezâlandırmıştık.Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi. " Münafikun : 4 " Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış ************. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların ***********. Nasıl bu hale geliyorlar? " : GAZETELERDEKİ BAŞÖRTÜSÜ , SAKALLI MÜSLÜMANLARLA ...HABERLERİNİ HATIRLAYALIM...! Alıntı
Φ abraham Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 nasıl ki elinde bir adres olmadan bir yeri bulman veya bir harita bir kişi vs. şeyler olmadan bir yeri bulman zorsa, veya mümkünü azsa. allahıda içinde birseyler olmadan bulman imkansız!allah seni inandırmak istemeyişi veya isteyişi soz konusu bile degil, senin özgür iradenle ona yönelmen önemli. allah ise buna müdahale etmiyor ! ve uyarıyor ayetteki gibi,herşey önünde, herşey sensin,sadece arayışın beyhude, hakkı ara sadece! çaresiz buluşacaksınız bir noktada, bundan kacar bile yok! onun içinderki allah (c.c.) : (BAKARA suresi 186. ayet): Diyanet Çevirisi: Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. yani allah seni biliyor! senin varlıgını biliyor! ve seni inkar etmiyor hesaba cekecegini söylüyor! bunların hepsinden gayrı olan .......! allah (c.c.) kesinlikle degil! saygılar........ hani müdahale etmiyordu kardeş müdahale ne demek mühürlüyor mübarek hani sınav ölünceye kadardı? bazılarına zil erken çalıyor galiba Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Mühürleme ile ilgili ayetler muhammedin çizilen karizmasını onarmak için kurana koydurduğu ayetlerdir. Peygamberlik iddiası ile orataya çıkınca çevreden bu nasıl bir peygamber en yakınlarını bile ikna edememiş diye tiye alanlar oldu. Kasas 56 (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir. İlkönce hidayet allahtan dedi, baktı oda olmuyor,allah sizlerin kalbini mühürlemişse ben ne yapayım anlamında suçu allaha attı. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ekim , 2007 hani müdahale etmiyordu kardeş müdahale ne demek mühürlüyor mübarek hani sınav ölünceye kadardı? bazılarına zil erken çalıyor galiba inancında Ondan,inanmamanda.. O,sözünden asla dönmez.. Onun her sözü ve bize ulaştırdığı her bilgi, mutlaka gerçekleşecek, mutlaka yaşanacak..müdahale etmiyor demek bana uymaz.. bence müdahale ediyor.. öyle bir müdahale ediyor ki ya inanmak zorunda kalıyorsun,ya inanmamak... dileseydi herkes hidayete ererdi... ama ermeyecek.. dilemedikçe kimse inanmayacak.. sınav dediğin sistemin bir parçası.. tıpkı dünyanın mükemmel olmayışının,süreğenlik açısından en mükemmel yol oluşu gibi,sınav dediğimiz kavram da ,yaşadıklarımızı idrak etmemiz ve yüklenmemiz açısından en mükemmel durum.. Adem in yaratılış esnasında bile meleklerin şaşkınlıkla sorduğu soru,hiçbir yaratılmışın,yaratıcının idaresinden yani yapmasını dilediği şeyi yapmasının ötesine geçemeyeceğinin kanıtı.. yani kısaca,olacaklar zaten belliydi Onun katında.. ve belli olanı yaşamaya da devam ediyoruz.. sistem gereğide ,bir yaratılmış olarak bu konuda aciziz ve bundan kaçamıyoruz.. kısacası etrafımdaki çoğu insan,yarın şunu yapalım,şuraya gidelim diye planlar kurarken ve daha da abartıp neredeyse yaşlılıkta ne olacaklarını düşünürken, ben daha neler yaşayacağımı merakla bekleyerek hayatıma devam ediyorum.. bakalım daha ölene kadar neler yaşayacağım....yani hem yaşıyorum hem bekliyorum.. taaki gerçek cevap noktasına kadar... ölüm.. gerçeğin gerçekten öğrenildiği ya da oluştuğu yer.. ya ölmüşsünüzdür ve artık yoksunuzdur ve yok olarak ölmenizin bir anlamıda yoktur.. ya da gerçekten de var olan bir yaratıcının olduğunu öğrenmişsinizdir ve eyvah inanmamıştım nolcak şimdi ile ben inanmıştım bakalım nolcak diyenlerden biri olursunuz.. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2007 arkadaşlar ateistler hep idda ederlerdi bu konuyu, şimdi ne diyecekler acabaALLAH (CC) KALPLERİ MÜHÜRLER Mİ ? Tevbe : 87 :" ...Kalplerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar " En'am :46 :" eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalplerinize mühür vurursa..." A'raf :101 " İşte kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler. " Nahl :108 " İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. " Bu ve benzeri ayetler hep aynı soruyu gündeme getirmektedir, allah 'u Teala insanların iradesine müdahale edip onları - Haşa - sapıklık içinde mi bırakmaktadır ...? ASLA ! Kur'an'ın ayetlerini bir bütün içinde değerlendirdiğimiz zaman , aynı konudaki ayetleri yan yana getirdiğimiz zaman sorun kendiliğinden hallolmaktadır... Aşağıdaki ayetleri okuyunca görülecektir ki " insanların kendi davranışlarının sonucunda " Allah'u Teala böyle yapmaktadır... Nisa :155 " Sözlerini bozmalarından,Allah'ın ayetlerini inkar etmelerinden ,haksız yere peygamberleri öldürmelerinden ve " kalplerimiz mühürlü " demelerinden ötürü onları lanetledik, tam aksine inkarlarından ötürü Allah onların kalplerini mühürlemiştir." Bakara: 88 " Kalplerimiz perdelidir" dediler. Hayır ; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar. " Bakara :93 " Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu " Yunus :74 . " Onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz. " Nahl : 104 " Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuşkusuz Allah onları doğru yola iletmez " Sâf :5 " Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı " Mutaffifin . 14 " Onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir " Kısacası Allah'u Teala insanların kendi davranışlarının sonucu olarak , kendi iradeleri ile yaptıklarının sonucu ,kendi isteklerinin sonucunda onların kalplerini mühürlemektedir...çünkü kendileri bunu istemektedir! Yoksa Allah daima bizler için iyilik ister, hatta kötülüklerinden dolayı cezayı hak edip ceza verdiklerine bile Allah acır ve doğru yolu bulmalarını ister ama insanın da bizzat bunu istemesi şeytana uymaması gerekmektedir : En'am : 42-43 " ... (İnkârlarından dönüp bize) yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezâlandırmıştık.Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi. " Münafikun : 4 " Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış ************. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların ***********. Nasıl bu hale geliyorlar? " : GAZETELERDEKİ BAŞÖRTÜSÜ , SAKALLI MÜSLÜMANLARLA ...HABERLERİNİ HATIRLAYALIM...! Ya bu konularda artık konuşmayacaktım ama yine dayanamadım... Bana kalırsa da, öncelikle, bilim insanların kalbini mühürlüyor ama din de beyinlerini maaleseff... Ve ben düşünen bir varlık olarak beynimin değil kalbimin mühürlenmesini tercih ederim.... İkincisi, Kalbimin mühürlendiğini hiç sanmıyorum, çünkü çevremde peygamber denilebilecek kadar iyi yaşayan, iyilik sever, insanları seven ve sevilen biriyim... sanırım kalbim mühürsüz... Ha diceksin ki buna sen karar veremezsin, diğer tarafta görürsün diye: E bu da sizin en kaçamak sığınmacı lafınız. Son olarak: Neden inanan inanmayan konusunu bu kadar tartışma gereğ duyuyorsunuz? Bu dayatma ne? Bence herkes gidip en iyi yaptığı işi yapsın. Kimi iman etsin, kimi bilmini icra etsin. Gelip burda kafa bulandırmasın. Haa bir paylaşacağı bilgi varsa paylaşsın tartışsın. Ama şiir-vari yazılarla vicdana seslenip kafa karıştırmasın. Zira ahlak dediğiniz şey için din gerekmiyor... Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Yoksa Allah daima bizler için iyilik ister, hatta kötülüklerinden dolayı cezayı hak edip ceza verdiklerine bile Allah acır ve doğru yolu bulmalarını ister ama insanın da bizzat bunu istemesi şeytana uymaması gerekmektedir : Allah bizim iyiliğimizi isteseydi, şeytana izin vermezdi. Allah bizim iyiliğimizi isteseydi, cehennemi insanlarla ve cinlerle doldurmaya söz vermezdi. Allah iyiliğimizi isteseydi, cehennemde sonsuza dek yakmazdı. Bunlar mantık dışı şeyler. Çünkü, bunları isteyen Allah değil! Alıntı
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 hani müdahale etmiyordu kardeş müdahale ne demek mühürlüyor mübarek hani sınav ölünceye kadardı? bazılarına zil erken çalıyor galiba sorsugunuz butun sorular ve celişki duydugunuz hersey konuda mevcuttur!soru sormak için sormussunuz kusra bakmayınız sayın abraham Alıntı
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Mühürleme ile ilgili ayetler muhammedin çizilen karizmasını onarmak için kurana koydurduğu ayetlerdir. Peygamberlik iddiası ile orataya çıkınca çevreden bu nasıl bir peygamber en yakınlarını bile ikna edememiş diye tiye alanlar oldu. Kasas 56 (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir. İlkönce hidayet allahtan dedi, baktı oda olmuyor,allah sizlerin kalbini mühürlemişse ben ne yapayım anlamında suçu allaha attı. 1400 seneden beri yüzlerce, yüz binlerce insan acık yada gizli bir şekilde hz muhammedi görmediği ,hz muhammedle konuşmadığı halde sadece kuranı kerimin bir kac ayetinin bile, ruhuna seslendiği ve onun büyük feyziyle kendi iç alemine yönelip hakkı buldu. bunların içinde filozoflar ünlü kimseler hatta haham ve rahipler ve bir okadarda bilim adamı vardır. peki bunlar için ne diyeceksiniz sayın hoppa? ve bir sürü şahıs gizli bir şekilde bu islam inancını yasamaya çalışıyor, bunlara ne dersiniz?hz muhammet bir kere senin dediğin gibi olsa resmini cizdirir. ve dünyaya buda veya zerdüşt gibi yayılırdı! bunlarıda göz önüne alırsınız umarım , bu soruların içinde sayın hoppa ve saymadığım bir cok sey var bunlarıda siz düşünürsünüz artık Alıntı
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Allah bizim iyiliğimizi isteseydi, şeytana izin vermezdi.Allah bizim iyiliğimizi isteseydi, cehennemi insanlarla ve cinlerle doldurmaya söz vermezdi. Allah iyiliğimizi isteseydi, cehennemde sonsuza dek yakmazdı. Bunlar mantık dışı şeyler. Çünkü, bunları isteyen Allah değil! eger allah iyiliğinizi istemeseydi, hak yolunu anlatmazdı eger allah iyiliğinizi istemeseydi, sizi bu sekilde yaratmaz ve direk cehenneme atar yakardı eger allah iyiliğinizi istemeseydi, sorgulanacagınızı soylemezdi eger allah iyiliğinizi istemeseydi, bunu yapacak bir güç elindeyken neden bizi yaratmayı tercih etti? madem cok iddalısınız bu soruyuda bir cevaplayın bunlarda mantık içi şeyler. çünkü, bunları isteyen ve haber veren allah! Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Ya bu konularda artık konuşmayacaktım ama yine dayanamadım...Bana kalırsa da, öncelikle, bilim insanların kalbini mühürlüyor ama din de beyinlerini maaleseff... Ve ben düşünen bir varlık olarak beynimin değil kalbimin mühürlenmesini tercih ederim.... İkincisi, Kalbimin mühürlendiğini hiç sanmıyorum, çünkü çevremde peygamber denilebilecek kadar iyi yaşayan, iyilik sever, insanları seven ve sevilen biriyim... sanırım kalbim mühürsüz... Ha diceksin ki buna sen karar veremezsin, diğer tarafta görürsün diye: E bu da sizin en kaçamak sığınmacı lafınız. Son olarak: Neden inanan inanmayan konusunu bu kadar tartışma gereğ duyuyorsunuz? Bu dayatma ne? Bence herkes gidip en iyi yaptığı işi yapsın. Kimi iman etsin, kimi bilmini icra etsin. Gelip burda kafa bulandırmasın. Haa bir paylaşacağı bilgi varsa paylaşsın tartışsın. Ama şiir-vari yazılarla vicdana seslenip kafa karıştırmasın. Zira ahlak dediğiniz şey için din gerekmiyor... haklısınız.. ahlak için din gerekmiyor ama din için ahlak gerekiyor.. ve yine atlamadan seven ve sevilen bir kişi olmanız kanısı, burada bulunan bir gurup insan tarafından sevilmeme ihtimalinizi ortadan kaldırmıyor.. yani kısacası ,siz siz gibi ya da size yakın farklı davranışlarınıza muhatap insanların sevgisini alabilirken, size asla yakın olamayacak farklı yapıdaki insanların sevgisizliğini de kazanıyor olabilirsiniz.. kısacası hepimiz aynı anda hem çok iyi olmayı başarırken,aynı anda da çok kötü bilinen bir insan olabiliriz.. demek ki ne kadar evrensel dediğimiz çizgilerle hayatımızı şekillendirmeyi başarırsak ,o derece iyi olma olasılığımızı arttırmış olacağımızı düşünsemde,evrenselliği yakalayan birinin bile evrenselliği yakalayamamış biri tarafından zarar görme ihtimalini asla unutmamalıyız.. bu anlamda düşünüldüğünde, kuralların tek bir kaynaktan tam anlamıyla hayata geçirildiği bir ortam oluşuncaya kadar(ki bu bana göre dinlerin en büyük güzelliğidir) her bir insanlık tarihi aynı tekerrürü yaşayacaktır... işte bu yüzden inanan inanmayan mevsusu,bana göre önemli olduğu gibi,bir dinin ana kaynağına göre yaşanıp yaşanmaması da bana göre önemlidir..çünkü en ufak farklılık,bizi zıtlıklara götürecektir,bu kaçınılmazdır... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Ya bu konularda artık konuşmayacaktım ama yine dayanamadım...Bana kalırsa da, öncelikle, bilim insanların kalbini mühürlüyor ama din de beyinlerini maaleseff... Ve ben düşünen bir varlık olarak beynimin değil kalbimin mühürlenmesini tercih ederim.... İkincisi, Kalbimin mühürlendiğini hiç sanmıyorum, çünkü çevremde peygamber denilebilecek kadar iyi yaşayan, iyilik sever, insanları seven ve sevilen biriyim... sanırım kalbim mühürsüz... Ha diceksin ki buna sen karar veremezsin, diğer tarafta görürsün diye: E bu da sizin en kaçamak sığınmacı lafınız. Son olarak: Neden inanan inanmayan konusunu bu kadar tartışma gereğ duyuyorsunuz? Bu dayatma ne? Bence herkes gidip en iyi yaptığı işi yapsın. Kimi iman etsin, kimi bilmini icra etsin. Gelip burda kafa bulandırmasın. Haa bir paylaşacağı bilgi varsa paylaşsın tartışsın. Ama şiir-vari yazılarla vicdana seslenip kafa karıştırmasın. Zira ahlak dediğiniz şey için din gerekmiyor... Ne güzel ifade etmişsin sevgili yersoy... Yüreğine ve kalemine sağlık... Sevgi ve saygılar... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Ne güzel ifade etmişsin sevgili yersoy...Yüreğine ve kalemine sağlık... Sevgi ve saygılar... Onur ve gurur duydum Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 haklısınız.. ahlak için din gerekmiyor ama din için ahlak gerekiyor.. ve yine atlamadan seven ve sevilen bir kişi olmanız kanısı, burada bulunan bir gurup insan tarafından sevilmeme ihtimalinizi ortadan kaldırmıyor.. yani kısacası ,siz siz gibi ya da size yakın farklı davranışlarınıza muhatap insanların sevgisini alabilirken, size asla yakın olamayacak farklı yapıdaki insanların sevgisizliğini de kazanıyor olabilirsiniz.. kısacası hepimiz aynı anda hem çok iyi olmayı başarırken,aynı anda da çok kötü bilinen bir insan olabiliriz.. Ya burada yazılan düşünceler sayesinde insanlara sempati duyabilir ya da düşünceleri yüzünden soğuk (ve hatta önyargılı) yaklaşabilirsiniz. Ancak sevilip sevme konusunda hiç sanmıyorum ki yazılanlarla bir şey kazanayım ya da kaybedeyim. Birileri ile aynı görüşü paylaştığım için kazandığım şey sevgi nasıl olabilir? Sevgi dediğim (en azından benim kastettiğim şey) yüzyüze tanışan paylaşan insanlar arasında filizlenebilir. Zira ben burada bana en karşıt görüşte olan bir insana dahi sevgimi kaybedemem. Nasıl burda yazdıklarım yüzünden KÖTÜ olabilirim???? Mesela size, bırakın sevgimi (sizin dediğini anlamda sevgi) kaybetmeyi, yazımı okuduğunuz ilgi gösterdiğiniz için gurur bile duyuyor daha çok şey paylaşmak istiyorum. Ama siz bu şekilde davranırsanız ben dini savunan insanların sevgi anlayışı hakkında nasıl iyi şeyler düşünebilirim??? Bumudur???? Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 <<<<<<<<<<<<<<<..çünkü en ufak farklılık,bizi zıtlıklara götürecektir,bu kaçınılmazdır... Bu arada, İnsanoğlu var olduğu sürece zıtlıklar her daim varlığını koruyacaktır. Bir düşünce tarzı siz (ya da dininiz) istesenizde istemesenizde zıt fikirleri doğuracaktır. Bu diyalektiktir ve kaçınılmazdır. Tartışmalarımızın anlamı da buradadır. Hayatın güzelliği de zıtlıklarda yatmaktadır. Biraz daha düşünün isterseniz... Saygılarımla Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Ya burada yazılan düşünceler sayesinde insanlara sempati duyabilir ya da düşünceleri yüzünden soğuk (ve hatta önyargılı) yaklaşabilirsiniz. Ancak sevilip sevme konusunda hiç sanmıyorum ki yazılanlarla bir şey kazanayım ya da kaybedeyim. Birileri ile aynı görüşü paylaştığım için kazandığım şey sevgi nasıl olabilir? Sevgi dediğim (en azından benim kastettiğim şey) yüzyüze tanışan paylaşan insanlar arasında filizlenebilir. Zira ben burada bana en karşıt görüşte olan bir insana dahi sevgimi kaybedemem. Nasıl burda yazdıklarım yüzünden KÖTÜ olabilirim????Mesela size, bırakın sevgimi (sizin dediğini anlamda sevgi) kaybetmeyi, yazımı okuduğunuz ilgi gösterdiğiniz için gurur bile duyuyor daha çok şey paylaşmak istiyorum. Ama siz bu şekilde davranırsanız ben dini savunan insanların sevgi anlayışı hakkında nasıl iyi şeyler düşünebilirim??? Bumudur???? ok.. burada kasdettiğim ufak farklılıklar değil ,aşırı uç kutuplara karşı olan bir önyargımdı sanırım.. kısacası haklısınız cevabınızda.. benim için de burda çok karşıt fikirde olmasına karşın,gerçektende sevdim diyebileceğim insanlar var.. öyleki onları burda görmesem,yazılarını okumasam,sıkılıp kaçacağım... neyse.. özürlerimle Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 24 Ekim , 2007 ok.. burada kasdettiğim ufak farklılıklar değil ,aşırı uç kutuplara karşı olan bir önyargımdı sanırım.. kısacası haklısınız cevabınızda.. benim için de burda çok karşıt fikirde olmasına karşın,gerçektende sevdim diyebileceğim insanlar var.. öyleki onları burda görmesem,yazılarını okumasam,sıkılıp kaçacağım... neyse.. özürlerimle Bırakın burayı, gerçek hayatta çok yakın dostluklarımın olduğu ancak tam anlamıyola çok zıt kutuplarda durduğumuz insanlarlar da var. Sevilmek konusunda bunu kastetmiştim zaten. Neyse sorun değil... Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 ya ölmüşsünüzdür ve artık yoksunuzdur ve yok olarak ölmenizin bir anlamıda yoktur.. ya da gerçekten de var olan bir yaratıcının olduğunu öğrenmişsinizdir ve eyvah inanmamıştım nolcak şimdi ile ben inanmıştım bakalım nolcak diyenlerden biri olursunuz.. Ya da ölmüşsünüz, ruhunuz başka bir boyutta yaşıyomuş, fakat cennet cehennem diye bişey yokmuş. O kitapların hiçbirini yaratıcı yollamamış.... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Ya da ölmüşsünüz, ruhunuz başka bir boyutta yaşıyomuş, fakat cennet cehennem diye bişey yokmuş. O kitapların hiçbirini yaratıcı yollamamış.... Ya da ruh denilen şey sadece bir bilinçmiş ve ölüm o bilincin sönmesi silinmesiymiş. Sizden geriye kalan sadece bir cesetmiş çürüyüp başka şeyler olmaya hazırlanan... Alıntı
Misafir hayhak Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Ya da ruh denilen şey sadece bir bilinçmiş ve ölüm o bilincin sönmesi silinmesiymiş. Sizden geriye kalan sadece bir cesetmiş çürüyüp başka şeyler olmaya hazırlanan... veya o bilinci, bilinçlendiren seyin kendisine döndürülmesiymiş Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Ya da ölmüşsünüz, ruhunuz başka bir boyutta yaşıyomuş, fakat cennet cehennem diye bişey yokmuş. O kitapların hiçbirini yaratıcı yollamamış.... Ya da ruh denilen şey sadece bir bilinçmiş ve ölüm o bilincin sönmesi silinmesiymiş. Sizden geriye kalan sadece bir cesetmiş çürüyüp başka şeyler olmaya hazırlanan... Yukarıdaki iki örnekte olasılıkların snırsız olduğuna işaret ediyor. (fft) ya ölmüşsünüzdür ve artık yoksunuzdur ve yok olarak ölmenizin bir anlamıda yoktur.. ya da gerçekten de var olan bir yaratıcının olduğunu öğrenmişsinizdir ve eyvah inanmamıştım nolcak şimdi ile ben inanmıştım bakalım nolcak diyenlerden biri olursunuz.. Bu örnek ise; kendini buna inandırmak isteyişten öte gitmiyor. Alıntı
Φ abraham Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2007 sorsugunuz butun sorular ve celişki duydugunuz hersey konuda mevcuttur!soru sormak için sormussunuz kusra bakmayınız sayın abraham Nahl :108 " İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. " işte onlar kim? veya bu mühür bildiğimiz kaşe gibi birşeymi? yanlış anlama haklı çıkmak için değil öğrenmek için soruyorum Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Nahl :108 " İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. "işte onlar kim? veya bu mühür bildiğimiz kaşe gibi birşeymi? yanlış anlama haklı çıkmak için değil öğrenmek için soruyorum Münafikun Suresi (3) Bu, onların önce iman edip sonra inkar etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. allahın kalpleri mühürlemesi inkarın yalanlamanın hakka karşı kibrin bir neticesidir.. mühür ise bildiğimiz gaflettir...bakarkörlüktür..ya da görmezden gelmedir.. mührün vurduran inkardır...mührü açtıran tevbedir... bunları yapan insandır...mührü vuran ya da açan ise allahtır... Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Münafikun Suresi (3) Bu, onların önce iman edip sonra inkar etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. allahın kalpleri mühürlemesi inkarın yalanlamanın hakka karşı kibrin bir neticesidir.. mühür ise bildiğimiz gaflettir...bakarkörlüktür..ya da görmezden gelmedir.. mührün vurduran inkardır...mührü açtıran tevbedir....bunları yapan insandır.....mührü vuran yada açan ise allahtır. Bakara 171 (Medenî 87) (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler. Burada inkar etmiş olan arkadaşların , tarifi olsa gerek bu ayet. Âl-i İmrân 90 (Medenî 89) İnandıktan sonra kafirliğe sapıp sonra inkarcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler. Bu ayette tevbelerin asla kabul edilmeyeceğinden bahsediyor sevgili 4mevsim.Öyleyse tevbe bu mühürü açmıyor.Açmadığına göre de tekrar şans verme gibi bir durum söz konusu bile değil.Bunları yapan insandır diyorsunuz ,ama herşeyi bilen de allah .O zaman bunun tedbirini alıp, onları hidayete erdirmesi gerekmez mi , onları yakmakla eline ne geçecek?Aşağıdaki ayetler de zaten kafirler için ,pek te iç açıcı şeylerden söz etmiyor. Âl-i İmrân 141 (Medenî 89) Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kafirleri de helak etmek ister. Âl-i İmrân 91 (Medenî 89) Gerçekten, inkar edip kafir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Münafikun Suresi(3) Bu, onların önce iman edip sonra inkar etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. allahın kalpleri mühürlemesi inkarın yalanlamanın hakka karşı kibrin bir neticesidir.. mühür ise bildiğimiz gaflettir...bakarkörlüktür..ya da görmezden gelmedir.. mührün vurduran inkardır...mührü açtıran tevbedir....bunları yapan insandır.....mührü vuran yada açan ise allahtır. Bakara 171 (Medenî 87) (Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler. Burada inkar etmiş olan arkadaşların , tarifi olsa gerek bu ayet. Âl-i İmrân 90 (Medenî 89) İnandıktan sonra kafirliğe sapıp sonra inkarcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler. Bu ayette tevbelerin asla kabul edilmeyeceğinden bahsediyor sevgili 4mevsim.Öyleyse tevbe bu mühürü açmıyor.Açmadığına göre de tekrar şans verme gibi bir durum söz konusu bile değil.Bunları yapan insandır diyorsunuz ,ama herşeyi bilen de allah .O zaman bunun tedbirini alıp, onları hidayete erdirmesi gerekmez mi , onları yakmakla eline ne geçecek?Aşağıdaki ayetler de zaten kafirler için ,pek te iç açıcı şeylerden söz etmiyor. Âl-i İmrân 141 (Medenî 89) Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kafirleri de helak etmek ister. Âl-i İmrân 91 (Medenî 89) Gerçekten, inkar edip kafir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur. Bana bu sözler inkar edilmemek için yazılan korkutucu tehdit edici cümleler gbi geliyor... Hele bir tanesi varki: "sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler" Bana çok şey anlatıyor.... Acaba ne anlatıyor... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 "inkarcılıkta daha da ileri gidenlerin " gibi bahsi geçen, küfürlerini arttırmak ,ileri gitmek, haddini aşmak gibi kavramlar sizlere göre ne ifade ediyor.. yoksa melek gibi insanlar olup,inanmadınız diye doğrudan cehenneme mi gideceğinizi düşünüyorsunuz(Kur'an bütün olarak ele alındığında)? cennet vaatlerinde, iman edenlerin günahkar oluşu,kirli oluşu ve temizlenmeleri için bir süreçten bahsedilmesine karşın," yoksa siz inandık demekle bırakılacağınızı mı sandınız" gibi kavramlar olmasına karşın, neden onların hemen cennete gideceğine karşı bir kanınız var ,Kur'an ın bütününe bakıldığında,bunu neye dayanarak ya da hangi ayete dayanarak savunuyorsunuz? çoban mevzusunda arkadaşımızın kasdettiğini çok güzel anlamamıza karşın, çobanların güttüğü hayvanların,körler ve sağırlar ve anlamayan hayvanlar oluşu açısından önyargı ile güzel ve yerinde bir örneğe haksızlık etmiyor musunuz, ya da bunun aksini düşünüyorsanız ancak vejeteryan değilseniz, bunun altında yatan psikolojiyi açıklar mısınız? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.