Φ hoppa Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2007 Bugün iş yerinde bir arkadaş yanıma geldi. Dinden çıktığımı birilerinden duymuş olmalıki beni tekrar dine ina etmek istiyor.İyi niyetli biri.Anlattı anlattı gel uyma şu şeytana yoksa sonun kötü olur diye özetledi. Ya ben şeytana filan inanmıyorum diyorum, garibim hala ısrar ediyor.Peki dedim madem ısrar ediyorsun tamam şeytan olduğunu varsayıyorum ama dedim şeytan bana doğruları söylüyor allah ise yanlışları. İlkönce kısa bir müddet şok anı yaşadı ve kendine gelince ya sen ne dediğinin farkındamısın dedi. Evet dedim ne dediğimi çok iyi biliyorum ve sana bunu ispat etmeye hazırım varmısın dedim. Tamam varım dedi. Sen,başka dine mensup olanların ***********,hakaret edilmesini,onlara inancı için savaş açılmasını savaştan sonra onların malına mülküne el konmasını esirlerin köle olarak alınıp satılmasını nasıl karşılarsın dedim? Doğrı değil tabi dedi. Bak işte dedim şeytanda bana bunların doğru olmadığını söylediği dinden çıktım ama allah kurana inanmayan başka dine mensup olanlara her türlü hakareti yapıyor, müslümanlarada onları öldürmeleri içn sürekli ayetlerle teşvik ediyor ve mükafaat olarakta cennet vaad ediyor dedim. Yine şoka girdi garibim.Olurmuya dedi sen uyduruyorsun bunları dedi.Önceden dolabımda sakladığım bir kuran meali vardı. Sel dedim sana isbat edeceğim. Söylediğim şeyleri tek tek kurandan kendisine okuttum garibim yine şoka girdi.Bu kişi şimdiye kadar kuran okumamış sadece camide hocaların anlattığı kadar islamı bilen biri. Bak dedim sen iyi niyetli ve kimseye zararı olmayan bir müslümansın kafan karıştı biliyorum boşver bu konuları yoksa huzurun kaçar.Benide rahat bırak ben öyle durup dururken bu dini terketmedim dedim. Zavallı ne diyeceğini şaşırdı. Gelelim şeytan olgusuna.Aslında şeytan kuranın ve müslümanların diline doladığı gibi kötülüklerin kaynağı değildir.Bana göre şeytan diye bir varlık yok ama yinede ben dincilerin bu olguyu haksız yere kötülemelerine vicdanım el vermiyor. Onun için onun gönülllü avukatlığını yapmak istiyorum. hani bir şarkı sözü vardır. Gelen vurdu,giden vurdu. Yazık değilmi her dindar yaptığı suçları bu zavallının üsütüne atıyor. Mesela biri kalkar her türlü melaneti işler sonrada yaptıklarına bahane bulmak için şeytana uydum der. Kasas 15 Musa, ahalisinin habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbiriyle döğüşür buldu. Kendi tarafından olanı, düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk vurup öldürdü. (Bunun üzerine:) Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşman, dedi. * Aynı senaryo ibrahimin oğlunu kurban etmek istemesinde de vadır. Rivayetlerde ibrahimi oğlunu kurban etmekten alıkoymaya çalışan şeytandan sözedilir.Bence burda şeytan diye kötülenen mutlaka vicdan sahibi bir insan olmalıdır.Zira aklı başında her insan böyle bir manzara karşısında rahat kalamaz mutlaka çocuğu ölümden kurtarmak için müdahele etmeye çalışır.Tahminime göre ibrahim rüyasında gördüğü için oğlunu kurban etme olayına o kadar ısrarlıdırki o kişi ibrahimi bu işten vaz geçiremeyeceğini anlayınca madem illa tanrı için kurban etmen gerekiyor çocuk olması gerekmez al şu hayvanı kes diyerek onu ikna etmeyi başarmıştır. İbrahim hayvanı kurban ederek hernekadar ikna olmuş görünsede hızını alamamış ve balta ile şeyini kesmiştir (sünnetin kaynağı). Yani illa kendinen bir parça tanrıya adayacak. Peki neden dinciler böyle bir günah keçisi yaratmak zorunda kalmışlardır? İşlenen suçları somut bir varlığın üstüne yüklemek mümkün değildirde ondan. Çünkü kendisine suç atılan kendisini savunur ve ben bunu yapmadım diyebilir. Suç atan o kişide yalancı duruma düşer. En iyisi asla itiraz edemeyecek,hakkını arayamayacak bir olgu uydurmak. İşte bu düşüncedir şeytanı yaratan. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 ama dedim şeytan bana doğruları söylüyor allah ise yanlışları. İlkönce kısa bir müddet şok anı yaşadı ve kendine gelince ya sen ne dediğinin farkındamısın dedi. garibim demek ki şeytanlarında inananlarına vahyettigini hiç duymamış... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 garibim demek ki şeytanlarında inananlarına vahyettigini hiç duymamış... Doğru haklısın,bakalım şeytan kimlere inermiş. Şuara 221- Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? 222- Onlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üzerine inerler. 223- Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır. 224- Şairler(e gelince), onlara da ******** uyar. 225, 226- Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi? İnsanları inanan inanmayan diye ikiye ayırıp her türlü hakareti yapmak,inanmazsanız ebedi yanacaksınız diye insanlara korku salıp tehdit etmek ve üstelik birde savaş açıp öldürmek günahtır. Tanrıdan görevlendirilmediği halde ben tanrını elçisiyim diye iddiada bulunmak yalandır,tanrıya iftiradır.Aslı olmadığı halde ben bilmem yadi kat göklere tanrının katına çıktım bana şunları emretti diye insanları kandırmak,yapmadığını söylemektir.Kuranın şiirsel özelliği bilinen bir şey.Şiirsel bir kitap yazana da şair denilir. Ben istesem şu ayetlerdeki gibi onu tarif edemem. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Doğru haklısın,bakalım şeytan kimlere inermiş. Şuara 221- Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? 222- Onlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üzerine inerler. 223- Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır. 224- Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyar. 225, 226- Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi? şeytanlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üstüne iner. kimileri şeytana kulak verir. bende bunun böyle oldugunu, şok ve şaşkınlık yaşanmasına gerek olmadıgını ifade ettim.. insanlar degil inanan-inanmayan(Kur'an'a göre mümin-kafir) şekilde ayrışmaya, en kıytırıkdan konularda bile ayrışıyorlar... şiirsel bir kitap yazana şair denir elbet, ama Kur'an'nın şiirsellikle bir alakası yokdur, mekkenin şiir konusunda otoriter müşrikleri bunu çok iyi anladılar. Kur'an'a ne tür bir yakıştırmada bulunacaklarını şaşırdılar, bir çok yakıştırmalarda bulundular. Kur'an hepsinden beridir ve O alemlerin Rab'bi olan Allah(cc)'dandır. dileyen iman eder mümin olur, dileyende inkar eder kafir olur, seçim serbesttir. ama şeytan/lar da inananlarına vahyeder, işin özü buydu. Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 şeytanlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üstüne iner.kimileri şeytana kulak verir. bende bunun böyle oldugunu, şok ve şaşkınlık yaşanmasına gerek olmadıgını ifade ettim.. insanlar degil inanan-inanmayan(Kur'an'a göre mümin-kafir) şekilde ayrışmaya, en kıytırıkdan konularda bile ayrışıyorlar... şiirsel bir kitap yazana şair denir elbet, ama Kur'an'nın şiirsellikle bir alakası yokdur, mekkenin şiir konusunda otoriter müşrikleri bunu çok iyi anladılar. Kur'an'a ne tür bir yakıştırmada bulunacaklarını şaşırdılar, bir çok yakıştırmalarda bulundular. Kur'an hepsinden beridir ve O alemlerin Rab'bi olan Allah(cc)'dandır. dileyen iman eder mümin olur, dileyende inkar eder kafir olur, seçim serbesttir. ama şeytan/lar da inananlarına vahyeder, işin özü buydu. Hala anlamamakta direniyorsun. Şeytana inanan ben değilim, muhammed. İnanmasa kurana koymazdı değilmi ? Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Hala anlamamakta direniyorsun. Şeytana inanan ben değilim, muhammed. İnanmasa kurana koymazdı değilmi ? sen kendi yorumu söylüyorsun, bende kendi anladıgımı.. illa senin gibi mi anlamalıyım? bizim Kitap şeytan/ların bazı insanlarla muhatap oldugunu söylüyor ve o insanların niteliklerini de veriyor. dileyen diledigini seçer... siz kalkmış hala ''benim gibi anlamalısın'' demeye getiriyorsunuz.. bu olacak iş mi? Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 sen kendi yorumu söylüyorsun, bende kendi anladıgımı.. illa senin gibi mi anlamalıyım? bizim Kitap şeytan/ların bazı insanlarla muhatap oldugunu söylüyor ve o insanların niteliklerini de veriyor. dileyen diledigini seçer... siz kalkmış hala ''benim gibi anlamalısın'' demeye getiriyorsunuz.. bu olacak iş mi? Anladın sen onu Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Anladın sen onu ben başından beri biliyordum zaten. sadece şaşırmaya gerek yok demek istedim. şeytan kiminle temasa geçecegini iyi bilir. Alıntı
Φ halkalıyıldız Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 11 Ekim , 2007 Kur'an'daki Allah'ı anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. İyi niyetli olmadığı kesin. Bi kere hem herşeyi apaçık anlattığını iddia edip, hem de muhkem ve müteşabbih ayetler olduğunu söylüyor. Hem adaletten sözedip, hem de cehennemde sonsuza dek yakacağını söylüyor.Bu dünya bi sınav yeri deyip, sınav salonunu dikkat dağıtacak şekilde düzenliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bi de başımıza şeytanı musallat etmiş. Ta en başından izin vererek....Hadi ötekiler bi yana da, şu şeytana izin vermesine acayip bozuğum.Bu kadar da acımasız olunmaz ki canım. Bak bu satırları bile bana o yazdırdı işte benim suçum yok. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Kur'an'daki Allah'ı anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Enam Suresi(112) İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak. Araf Suresi(30) Allah bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık layık oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı. Araf Suresi(27) Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır. Meryem Suresi(83) Kafirlerin başına, onları durmadan (günaha ve azgınlığa) tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi? Enam Suresi(71) De ki: "Allah'ı bırakıp da bize faydası olmayan, zararı da dokunmayan şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete kavuşturduktan sonra gerisin geri (şirke) mi döndürülelim? Arkadaşları bize gel!' diye doğru yola çağırdıkları halde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayarttığı kimse gibi mi (olalım)?" De ki: "Hiç şüphesiz asıl doğru yol Allah'ın yoludur. Bize âlemlerin Rabbine boyun eğmek emrolundu." ************** Fatiha Suresi (4) Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki allah'a mahsustur. Bakara Suresi (2) Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Bakara Suresi (3) Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de allah yolunda harcarlar. Bakara Suresi (7) allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Bu kişi şimdiye kadar kuran okumamış sadece camide hocaların anlattığı kadar islamı bilen biri. Kuran'ı kendi dilinde anlayarak okuyan hiçkimse müslüman kalamaz. Bu nedenle, müslümanım diyen insanların % 99'u Kuran okumamıştır ve okumazlar. Kuran'ı bilmezler. Kafalarında süper ve harikulade bir kitap yaratmışlardır, onu Kuran sanırlar. Anlayarak Kuran okumaya başlayınca ilk karşılaşacağınız duygu, sıkıntı ve uyuma isteğidir. Daldan dala atlamalar, konu kopukluğu, akıcılıktan yoksunluk sıkıntı vermeye başlar. Belirli bir süre sonra, okumakta olduğunu şeyleri slında daha önce okuduğunuz hissine kapılırsınız ve uykunuz gelir. Zira, Kuran'da yüzlerce tekrar vardır. Aynı şeyleri sürekli okursunuz. Çok güzel bir uyku getiricidir. Sabreder ve bitiriseniz, yaşadığınız şey hayal kırıklığıdır. Aptal yerine konduğunuzu hissedersiniz. Kitabın ilk yarısında anlamadığınız şeyler karşısında sergilediğiniz "vardır bir hikmeti, ben anlayamadım heralde" duygusu, kitabın sonuna doğru dağılır. Kitabın anlaşıylmayan bir tarafı olmadığını, sıradan basit, anlamsız ve lüzumsuz bir kitap olduğunu anlamaya başlarsınız. Kitabı bir bütün olarak okuduğunuz için, farklı surelerde gördüğünüz birbiriyle çelişen hususlar zihninize takılmaya başlar. Deneyiniz. Saygılar, sevgiler. Alıntı
Φ sadebiri Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Kuran'ı kendi dilinde anlayarak okuyan hiçkimse müslüman kalamaz. Bu nedenle, müslümanım diyen insanların % 99'u Kuran okumamıştır ve okumazlar. Kuran'ı bilmezler. Kafalarında süper ve harikulade bir kitap yaratmışlardır, onu Kuran sanırlar. Anlayarak Kuran okumaya başlayınca ilk karşılaşacağınız duygu, sıkıntı ve uyuma isteğidir. Daldan dala atlamalar, konu kopukluğu, akıcılıktan yoksunluk sıkıntı vermeye başlar. Belirli bir süre sonra, okumakta olduğunu şeyleri slında daha önce okuduğunuz hissine kapılırsınız ve uykunuz gelir. Zira, Kuran'da yüzlerce tekrar vardır. Aynı şeyleri sürekli okursunuz. Çok güzel bir uyku getiricidir. Sabreder ve bitiriseniz, yaşadığınız şey hayal kırıklığıdır. Aptal yerine konduğunuzu hissedersiniz. Kitabın ilk yarısında anlamadığınız şeyler karşısında sergilediğiniz "vardır bir hikmeti, ben anlayamadım heralde" duygusu, kitabın sonuna doğru dağılır. Kitabın anlaşıylmayan bir tarafı olmadığını, sıradan basit, anlamsız ve lüzumsuz bir kitap olduğunu anlamaya başlarsınız. Kitabı bir bütün olarak okuduğunuz için, farklı surelerde gördüğünüz birbiriyle çelişen hususlar zihninize takılmaya başlar. Deneyiniz. Saygılar, sevgiler. Fatiha Suresi (4) Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki allah'a mahsustur. Bakara Suresi (2) Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Bakara Suresi (3) Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de allah yolunda harcarlar. Bakara Suresi (7) allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır. şu okurkene uyukladığınız hikaye daha önceden anlatılmış size bu yüzden uykunuz gelmiş olmasın sakın... siz ve sizin gibiler okurken ne güzelde uykunuz geliyor değil mi? herkezi kendiniz gibi görme lüksünü size kim veriyor sayın brayn?? ben okurken dahada heyecanlanıyorum ve beni benden alıp götürüyor...herkez görmek istediği gibi görürü..kimide görmek istesede göremez tıpkı ayetlerde yazdığı gibi!!! selam ile... Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2007 Anlayarak Kuran okumaya başlayınca ilk karşılaşacağınız duygu, sıkıntı ve uyuma isteğidir. Daldan dala atlamalar, konu kopukluğu, akıcılıktan yoksunluk sıkıntı vermeye başlar. Belirli bir süre sonra, okumakta olduğunu şeyleri slında daha önce okuduğunuz hissine kapılırsınız ve uykunuz gelir. Zira, Kuran'da yüzlerce tekrar vardır. Saygılar, sevgiler. tipik bir Kur'an'ı diger kitaplar gibi algılama meselesi... Kur'an bildigimiz kitaplar gibi okunacak bir kitap degildir, çünkü Kur'an öyle bir kitap gibi bir sefer okundukdan sonra kenara atılacak kitap degildir. Kur'an birden degil peyder pey inmiş bir kitapdır, bunun hikmetini sorgulamak lazım. şiirsel bir dili olsada şiir kitabı degil, geçmişden bahsetsede masal kitabı degil, bilimsel bir takım gerçekleri ifade ediyorsada bilimsel bir makale degildir vs.. Kur'an yaşanmak için inmiş bir kitapdır, hadi Kur'an'ı okuyalımda bitsin denecek bir kitap degildir.Kur'an devamlı okunan bir kitapdır. devamlı derken öyle adam sabah akşam sadece Kur'an okur demek de degildir. şuda varki, Müslümanlar Kur'an'ı terk etmişlerdir, bu genel olarak malesef böyledir. bu tavır içinde olanlar müslüman olarak adlandırılsa bile müslüman vasfı taşımazlar. Kur'an'la mücadele etmek isteyen O'nun ilkelerini söz konusu etsinler. kendi ilkeleri ile Kur'an'ın ilkelerini karşılaştırmalı olarak ele alsınlar. Kur'an'ı bir seferde okuyup atmak fayda vermez, ancak sistematik olarak ve kesintisiz bir okumayla Kur'an sırrını açacakdır. ben şahsen yüzlerce defa baştan sona okudum, parça parça okudum sıkıntı duymadım, uykum gelmiş olabilir, bu ayrı ve insani bir durum... selamlar Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 şu okurkene uyukladığınız hikaye daha önceden anlatılmış size bu yüzden uykunuz gelmiş olmasın sakın... Sayın sadebiri, Dediğiniz şey doğru, zira uyukladığım hikaye yine Kuran tarafından daha önce onlarca kez tekrar edildiği için uyku getiriyorz zaten. Şurada bir derleme yapmaya çalıştım. Oku oku uyu, ya da mest ol (tıklayınız). siz ve sizin gibiler okurken ne güzelde uykunuz geliyor değil mi? herkezi kendiniz gibi görme lüksünü size kim veriyor sayın brayn?? Kimseyi kendim gibi görmüyorum. Sadece bir gerçeği buraya not ediyorum. Her kitap uyku getirmez. İlginç olmayan, akıcı olmayan, anlatım bozukluğu olan, net bir konusu olmayan, daldan dala zıplayan kitaplar uyku getirir. Kuran da böyle bir kitaptır. Uyuyamayan insanlara "koyun say" derler. Koyun saymanın uyutacağının düşünülmesinin sebebi, sonu gelmeyen bir tekrar, renksizlik ve tekdüzeliktir. Bir sonraki koyunu merak etmezsizniz, zira o da aynıdır. Kuran'da da onlarca, yüzlerce tekrar olduğu için, yeni okuduğunuz bir ayeti, aesasen daha önce okuduğunuz hissine kapılırsınız. Kitap ilginçliğini ve çekiciliğini kaybeder. Kendini tekraraklanmaya ve tekdüzeleşmeye başlar. Bu da aynen koyun sayma işinde olduğu gibi uyku getirir. ben okurken dahada heyecanlanıyorum ve beni benden alıp götürüyor...herkez görmek istediği gibi görürü..kimide görmek istesede göremez tıpkı ayetlerde yazdığı gibi!!! Önce okursanız memnun olurum. Okumadığınız, sözlerinizden anlaşılıyor. Kuran'ın insanı alıp götürdüğü tek durum, alıp uykuya götürmesidir. Bunun dışında kimseyi biryere götüremez. Kuran hem bebeklerin, hem büyüklerin çabucak uyumalarını sağlar. İtiraf edeyim Kuran tamamen faydasız bir kitap değildir, uyku getirmek gibi bir faydası var, Sezar'ın hakkı Sezar'a yani. Kuran fiziken insanları uykuya sürüklediği gibi, gerçek hayatta da fantaziye, gerçek dışılığa, bilim dışılığa ve tembelliğe sürükler. Sağlar. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Kur'an bildigimiz kitaplar gibi okunacak bir kitap degildir, çünkü Kur'an öyle bir kitap gibi bir sefer okundukdan sonra kenara atılacak kitap degildir. Verdiğiniz cevap, müslümanlarca kullanılan tipik bir "okumama bahanesi"dir. Sözlerinizden sizin de bir kez olsun Kuran'ı baştan sona okumadığınız anlaşılıyor. Madem en kutsal saydığınız şey bu kitap, neden diğer kitaplara ayırdığınız zamanın binde birini bile ayıramıyorsunuz bu kitaba? Bir sefer okuyunca size kenara atın diyen mi var? Baştan sona, kendi dilinizde anlayarak bir kez okuyun, ondan sonra isterseniz hergün okuyun, yaşayın, uygulayın, o sizin tercihiniz. Ama ricam, herkesin bu kitabı bir kez baştan sona okumasıdır. Sabredip okumasıdır. Bir kitap için "sabretmek" ifadesini kullanmak, esasen o kitap için hakarettir. Maalesef, Kuran "sabredilerek" okunabilecek bir kitaptır. Yoksa kimse katlanamaz o kadar kötü yazılmış ve kötü dizayn edilmiş bir kitaba. Uyarı: Müslüman kalmaya devam etmek isteyenler, kafalarında harikulade bir Kuran yaşatmak isteyenler okumasınlar. Ve ricam, kendinize dürüst olunuz. Okumadıüınız halde "okudum" demeyiniz. Saygılar. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Kuran'ı kendi dilinde anlayarak okuyan hiçkimse müslüman kalamaz. Bu nedenle, müslümanım diyen insanların % 99'u Kuran okumamıştır ve okumazlar. Kuran'ı bilmezler. Kafalarında süper ve harikulade bir kitap yaratmışlardır, onu Kuran sanırlar. Anlayarak Kuran okumaya başlayınca ilk karşılaşacağınız duygu, sıkıntı ve uyuma isteğidir. Daldan dala atlamalar, konu kopukluğu, akıcılıktan yoksunluk sıkıntı vermeye başlar. Belirli bir süre sonra, okumakta olduğunu şeyleri slında daha önce okuduğunuz hissine kapılırsınız ve uykunuz gelir. Zira, Kuran'da yüzlerce tekrar vardır. Aynı şeyleri sürekli okursunuz. Çok güzel bir uyku getiricidir. Sabreder ve bitiriseniz, yaşadığınız şey hayal kırıklığıdır. Aptal yerine konduğunuzu hissedersiniz. Kitabın ilk yarısında anlamadığınız şeyler karşısında sergilediğiniz "vardır bir hikmeti, ben anlayamadım heralde" duygusu, kitabın sonuna doğru dağılır. Kitabın anlaşıylmayan bir tarafı olmadığını, sıradan basit, anlamsız ve lüzumsuz bir kitap olduğunu anlamaya başlarsınız. Kitabı bir bütün olarak okuduğunuz için, farklı surelerde gördüğünüz birbiriyle çelişen hususlar zihninize takılmaya başlar. Deneyiniz. Saygılar, sevgiler. Fazlasıyla yanlış... O,öyle bir kitaptır ki,kaç kez baştan sona okursanız okuyun,yine okumak istersiniz,derken yine tekrarlarsınız.. Hayatım boyunca kaç kitap bitirdim bilemem.. kaç yazar,kaç dal.. ama ben hayatım boyunca hiç bir kitabı ,Kur'an-ı Kerim i okuduğum kadar tekrar tekrar bıkmadan usanmadan okumadım... Artık kaç kere okuduğumu sayamadığım bu yüce kitaptan ,hala birşeyler öğreniyor olmak,onun mucizevi inceliklerinin en güzel ıspatı.. Bütün hayatımı kademe kademe değiştiren bu kitabın,sizlerinde hayatını benim ki gibi değiştirmesi dileğiyle.. Alıntı
Φ akıncı Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Fazlasıyla yanlış... O,öyle bir kitaptır ki,kaç kez baştan sona okursanız okuyun,yine okumak istersiniz,derken yine tekrarlarsınız.. Hayatım boyunca kaç kitap bitirdim bilemem.. kaç yazar,kaç dal.. ama ben hayatım boyunca hiç bir kitabı ,Kur'an-ı Kerim i okuduğum kadar tekrar tekrar bıkmadan usanmadan okumadım... Artık kaç kere okuduğumu sayamadığım bu yüce kitaptan ,hala birşeyler öğreniyor olmak,onun mucizevi inceliklerinin en güzel ıspatı.. Bütün hayatımı kademe kademe değiştiren bu kitabın,sizlerinde hayatını benim ki gibi değiştirmesi dileğiyle.. Eyvallah dostum: Ecdad uyuya uyuya 20 milyon km. hakim olup, Viyana dan Yemen'e İrandan Cezayire kadar adalet götürmeye gitmiş. Kıssalara, masal diyenler ve ikisinin arasındaki farkı anlayamayanlar ne yapmış. Alıntı
Φ serdar34 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Verdiğiniz cevap, müslümanlarca kullanılan tipik bir "okumama bahanesi"dir.Sözlerinizden sizin de bir kez olsun Kuran'ı baştan sona okumadığınız anlaşılıyor. Saygılar. kusura kalma arkadaşım; bu cevabından sonra, yazdıklarının hiç bir anlamı yok. herkesi kendin gibi görmemelisin, herkes sizin gibi tecrübe etmez hayatı. sadece şu iki yargınız sizin ne kadar da hatalı tanımlar yaptıgınızın delilidir.. şimdi ; evet Kur'an'ı baştan sona okudum. (yemin edeyim mi, inanman için) evet bundan sonrası için ne diyeceksiniz. evet baştan sona okuduk, ne olmalı? selametler size Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2007 Sayın sadebiri, Dediğiniz şey doğru, zira uyukladığım hikaye yine Kuran tarafından daha önce onlarca kez tekrar edildiği için uyku getiriyorz zaten. Şurada bir derleme yapmaya çalıştım. Oku oku uyu, ya da mest ol (tıklayınız). Kimseyi kendim gibi görmüyorum. Sadece bir gerçeği buraya not ediyorum. Her kitap uyku getirmez. İlginç olmayan, akıcı olmayan, anlatım bozukluğu olan, net bir konusu olmayan, daldan dala zıplayan kitaplar uyku getirir. Kuran da böyle bir kitaptır. Uyuyamayan insanlara "koyun say" derler. Koyun saymanın uyutacağının düşünülmesinin sebebi, sonu gelmeyen bir tekrar, renksizlik ve tekdüzeliktir. Bir sonraki koyunu merak etmezsizniz, zira o da aynıdır. Kuran'da da onlarca, yüzlerce tekrar olduğu için, yeni okuduğunuz bir ayeti, aesasen daha önce okuduğunuz hissine kapılırsınız. Kitap ilginçliğini ve çekiciliğini kaybeder. Kendini tekraraklanmaya ve tekdüzeleşmeye başlar. Bu da aynen koyun sayma işinde olduğu gibi uyku getirir. Önce okursanız memnun olurum. Okumadığınız, sözlerinizden anlaşılıyor. Kuran'ın insanı alıp götürdüğü tek durum, alıp uykuya götürmesidir. Bunun dışında kimseyi biryere götüremez. Kuran hem bebeklerin, hem büyüklerin çabucak uyumalarını sağlar. İtiraf edeyim Kuran tamamen faydasız bir kitap değildir, uyku getirmek gibi bir faydası var, Sezar'ın hakkı Sezar'a yani. Kuran fiziken insanları uykuya sürüklediği gibi, gerçek hayatta da fantaziye, gerçek dışılığa, bilim dışılığa ve tembelliğe sürükler. Sağlar. mevlana kuran bir deryadır...herkes ondan elindeki kabı kadar istifade edebilir der....hayatımı kabımı geniş tutmaya, genişletmeye adıyorum... uyku getirici olması bir kitabın değerini biçmede bir ölçü olamaz...bir tıp kitabını baştan sona okumaya çalışsam benim de uykum gelirdi... ya da çocuk aklımla bir felsefeyi hatmetmeye çalışmak... lise yıllarımda bana en saçma gelen çeviri şiirlerdi... orjinaliyle kuran akıcı hoş dinleyenleri alıp götüren yabancıların bile gönül kulağıyla dinlemekten kendilerini alamadıkları bir kitap..arapça bilenler içinse hala aşılamaz bir ahenk ve kendine has bir musiki taşır... ama amaç seslenmektir inananlara...sese kulak verenler için o çok yüce bir kitaptır...o kendisinde asla şüphe olmayan bir kitaptır...o gaybi olarak iman edenlere kitaptır... bana göre kuran sahifelerden oluşan bir kitap olmanın ötesinde diri olan bir varlık gibi gelir hep...sanki bir insan kadar diridir...kurana savaş açarsanız o da size savaş açar...kuranla alay ederseniz o da sizinle alay eder...kuranı inkar ederseniz o da sizi inkar eder...kurana samimiyetle yaklaşırsanız o da size yaklaşır...uzaklaşırsanız uzaklaşır...çelişki arasanız aradığınız çelişkiyi yüzünüze çarpar...anlama çabası verirseniz size yüreğini açar...şefkat ararsanız sizi sarar sarmalar...çare ararsanız size nasihat eder.. öğüt verir..yollar gösterir...gafletteyseniz silkeler uyarır..cenneti görmek isterseniz cenneti cehenemi bilmek isterseniz cehenemi gösterir...herkese anladığı dilden konuşur... evet okusun kuranı herkes okusun...eğer dediğiniz gibi inkar edeceksem okuduğumda zaten inanmanın ne anlamı olabilir....benim o inancıma rabbim ne değer verebilir... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 15 Ekim , 2007 Sayın sadebiri, Dediğiniz şey doğru, zira uyukladığım hikaye yine Kuran tarafından daha önce onlarca kez tekrar edildiği için uyku getiriyorz zaten. Şurada bir derleme yapmaya çalıştım. Oku oku uyu, ya da mest ol (tıklayınız). Alıntınızı okudum,hem de bıkmadan usanmadan uyumadan... ne kadar mucizevi,ne kadar güzeller... her biri birbirinden farklı tekrarlar, her biri birbirinden farklı öğütler... her birinde farklı bir konuyla yükleniş... yani kademe kademe ,birden değil ağır ağır...bence bu kadar derleyip toplamış,uğraşmışsınız,aradan bunca zaman geçince,yeniden bi okuyup,gerçekten de hepsinin aynı olup olmadığını bi daha düşünün derim... çaktırmıyorlar ama onlar aynı değil arkadaşım.. biraz daha görmek gerekiyor... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 ...onlar aynı değil arkadaşım.. Bir de şuraya bir göz atın isterseniz http://www.turkish-media.com/forum/index.p...ost&p=93144 Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Bir de şuraya bir göz atın isterseniz http://www.turkish-media.com/forum/index.p...ost&p=93144 sayın yamyam eline sağlık..takdir ediyorum gerçekten.alıntı değil el emeği göz nuru..brain arkadaşın verdiği forumu da okudum.. o da çok güzel.bu ramazanda hem arapça hem türkçe hatim yaparken içimden keşke dedim şu kıssaları ve tekrarları toplu halde okusam .. çok faydalandım..ikinize de teşekkürler .. bana kalsa bu forumları ilahiyat fakültelerinde ders olarak okuturdum... tekrar var diye kuranı reddedemeyiz..böyle de güzel... selamlar.. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Bir de şuraya bir göz atın isterseniz http://www.turkish-media.com/forum/index.p...ost&p=93144 15/28,29- Hani Rabbin meleklere, "Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçiktan bir insan yaratacagim Onu düzenleyip içine ruhumdan üfledigim zaman, onun için hemen saygi ile egilin" demişti. 17/61- Hani meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik, onlar da saygi ile egilmişlerdi. Yalniz Iblis saygi ile egilmemiş, "Hiç ben, çamur halinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?" demişti. 18/50- Hani biz meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de Iblis'ten başka hepsi saygi ile egilmişlerdi. Iblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dişina çikti 2/34- Hani meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de Iblis hariç bütün melekler hemen saygi ile egilmişler, Iblis (bundan) kaçinmiş, büyüklük taslamiş ve kâfirlerden olmuştu. 20/116- Hani meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de, Iblis'ten başka melekler hemen saygi ile egilmişler; Iblis bundan kaçinmişti. 38/71- Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım." 38/72- "Onu şekillendirip içine ruhumdan üfledigim zaman onun için saygi ile egilin." 7/11- Andolsun, sizi yarattik. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı. 7/19- "Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalin. Dilediginiz yerden yiyin. Fakat şu agaca yaklaşmayin. Yoksa zalimlerden olursunuz." 2/35- Dedik ki: "Ey Adem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediginiz gibi bol bol yiyin, ama şu agaca yaklaşmayin, yoksa zalimlerden olursunuz." 7/18. Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.” 7/19. “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” 7/20. Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” 2/34. Hani meleklere, “Adem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu. 2/35. Dedik ki: “Ey Adem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” 2/36. Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” dedik. Kur'an ın çelişkisiz mükemmelliğine göre olayların sıralanışı,birinde Rabbimizin uyarısı ve cennette olanlar,diğerinde Rabbimizin uyarısından ve cennetteki durumdan sonra onların yeryüzüne gönderilişi...nesi aynı bunların... 2/38- "İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir" dedik. 20/123- Allah şöyle dedi: "Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eger tarafimdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artik o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sikinti çeker." 2/ 37. Derken, Adem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır. (Tövbe nin şekli,oluş biçimi) 38. “İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik. 39. İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. 20/ 122. Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi. [/color](iki ayetteki çelişkisiz açıklamaların mükemmelliği) 123. Allah şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker.” 124. “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” 125. O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum halde, niçin beni kör olarak haşrettin?” eh,devamları yine farklı farklı... 11/23- İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 20. Onlar yeryüzünde (Allah’ı) âciz bırakabilecek değillerdir. Onların Allah’tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yoktur. Azap onlar için kat kat artırılacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) işitmeğe tahammül edemiyorlar, hem de görmüyorlardı. 21. İşte bunlar, kendilerini ziyana uğratan kimselerdir. Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerini yüz üstü bırakıp kaybolup gitmiştir. 22. Şüphesiz bunlar ahirette en çok ziyana uğrayanlardır. 23. İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 24. Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu? Hâlâ düşünmez misiniz? 29/58- İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükafatı ne güzeldir! 54,55. Senden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Oysa azap kâfirleri üstlerinden ve ayaklarının altından bürüyeceği gün, şüphesiz cehennem onları mutlaka kuşatmış olacaktır. Allah onlara, “Yapmakta olduklarınızın cezasını tadın” diyecektir. 56. Ey iman eden kullarım! Şüphesiz ki benim arzım (yeryüzü) geniştir. O halde ancak bana kulluk edin.4 57. Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz. 58. İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükafatı ne güzeldir! 59. Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir. 4/122- İman edip salih ameller işleyenleri de ebedî olarak kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. 119. “Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de (putlara adak için) hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.”29 Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz o, apaçık bir hüsrana düşmüştür. 120. Şeytan onlara (birçok) va’dde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. 121. İşte onların barınağı cehennemdir. Ondan bir kaçış yolu bulamazlar. 122. İman edip salih ameller işleyenleri de ebedî olarak kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah gerçek bir va’dde bulunmuştur. Kimdir sözü Allah’ınkinden daha doğru olan? 123. İş, ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kim kötü bir iş yaparsa onunla cezalandırılır. O kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir. 124. Mü’min olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar. 4/57- İman edip salih ameller işleyenleri ise, içinden ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları cennetlere koyacağız 56. Şüphesiz âyetlerimizi inkar edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz, Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. 57. İman edip salih ameller işleyenleri ise, içinden ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları cennetlere koyacağız. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız. 58. Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. 14/23- İnanan ve salih ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedi kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. 21. İnsanların hepsi Allah’ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecek ki: “Şüphesiz bizler size uymuştuk, şimdi siz az bir şey olsun Allah’ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?” Onlar da, “Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için birdir. Artık bizim için hiçbir kurtuluş yoktur” derler. 22. İş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.” 23. İnanan ve salih ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedi kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır. Oradaki esenlik dilekleri “selam” dır. 24. Görmedin mi Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. 25. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. 26. Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkanı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir. 27. Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır2, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar. 7/42- İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalıcıdırlar. 40. Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler!6 Biz suçluları işte böyle cezalandırırız. 41. Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. 42. İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalıcıdırlar. 43. Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar. “Hamd, bizi buna eriştiren Allah’a mahsustur. Eğer Allah’ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. Andolsun Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirmişler” derler. Onlara, “İşte yaptığınız (iyi işler) sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!” diye seslenilir. 44. Cennetlikler cehennemliklere, “Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin va’d ettiğini gerçek buldunuz mu?” diye seslenirler. Onlar, “Evet” derler. O zaman aralarında bir duyurucu, “Allah’ın laneti zalimlere!” diye seslenir. 45. Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili göstermek isteyenlerdir. Onlar ahireti de inkar edenlerdir. 65/11- Kim Allah'a inanır ve salih bir amel işlerse Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. 11. İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir.(pardon,sizinkine benzemedi ama) 18/107,108- Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince onlar için, içlerinde ebedi kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. 100,101. O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kafirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz! 102. İnkar edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık. 103,104. (Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?” 105. Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkar eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir. 106. İşte böyle. İnkar etmeleri, âyetlerimi ve Peygamberlerimi alay konusu yapmaları yüzünden onların cezası cehennemdir. 107,108. Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince onlar için, içlerinde ebedi kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler. 109. De ki: “Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi.” 110. De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım, (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilah’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.” 2/25- İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. 23. Eğer kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz (Kur’an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin). 24. Eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kafirler için hazırlanmıştır. 25. İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!” diyecekler. Halbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 26. Allah bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, “Allah örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?” derler. (Allah) onunla bir çoklarını saptırır, bir çoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.5 27. Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşeri ve ahlâki bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. 2/82- Iman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardir 78. Bunların bir de ümmî19 takımı vardır; Kitab’ı bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar. 79. Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların haline! Vay kazandıklarından dolayı onların haline! 80. Bir de dediler ki: “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır.” Sen onlara de ki: “Siz bunun için Allah’tan söz mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah’a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” 81. Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 82. İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 83. Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz. 20/75,76- Her kim de O'na salih ameller işlemiş bir mü'min olarak varırsa, işte onlar için en yüksek dereceler, içinden ırmaklar akan, içinde ebediyyen kalacakları Adn cennetleri vardır. 73. “Şüphesiz ki biz; günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri affetmesi için, Rabbimize inandık. Allah’ın vereceği mükafat daha hayırlı ve daha kalıcıdır.” 74. Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, kesinlikle ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de (güzel bir hayat) yaşar. 75,76. Her kim de O’na salih ameller işlemiş bir mü’min olarak varırsa, işte onlar için en yüksek dereceler, içinden ırmaklar akan, içinde ebediyyen kalacakları Adn cennetleri vardır. İşte bu günahlardan temizlenenlerin mükafatıdır. 22/14- Muhakkak ki Allah iman edip salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah dilediğini yapar. 11. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. Şâyet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir. 12. O, Allah’ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir. 13. Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır! 14. Muhakkak ki Allah iman edip salih ameller işleyenleri içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah dilediğini yapar. 15. Her kim ona Allah’ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini ***ın da bir baksın; başvurduğu (bu yöntem), öfkelendiği şeyi giderecek mi? 16. Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler halinde indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola iletir. 17. Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah’a ortak koşanlar var ya, Allah kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah her şeye şahittir.18. Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay, yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz, Allah dilediğini yapar. 19. İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkar edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür. 20. Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir. 21. Onlar için bir de demirden topuzlar vardır. 22. Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya geri döndürülürler ve onlara, “Tadın yangın azabını” denilir. 23. Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise ipektir. 22/23- Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. 24. Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye layık olan Allah’ın yoluna iletilmişlerdir. Cehennemliklerin özellikleri ile salih amellerin çeşitliliği karşısında normal yani ,ne bekliyordunuz ki..? Adı üstünde salih ameller...... ler,lar yani... çoğul...ve hepsinde de farklı farklı konulara dikkat çekilmiş.. hemde çelişki olmadan... 58/17- Onların malları da, evlatları da Allah'a karşi kendilerine bir yarar saglamayacaktir. Onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardir14. Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmez misin? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Onlar bile bile yalan yere yemin ederler. 15. Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür! 16. Onlar yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah’ın dininden alıkoydular. Bunun için onlara alçaltıcı bir azap vardır. 17. Onların malları da, evlatları da Allah’a karşı kendilerine bir yarar sağlamayacaktır. Onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 3/116- İnkar edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah'a karşi hiçbir yarar saglamayacaktir. Işte onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedi kalacaklardir 113. Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır. 114. Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler. Kötülükten men ederler, hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar salihlerdendir. 115. Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir. 116. İnkar edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar. İşte onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 117. Onların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın durumu gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlar. Şimdi bu iki durumdaki onlar aynı onlar mı? 43/2,3- Apaçık Kitab'a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur'an yaptık1. Hâ Mîm. 2,3. Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık. 4. Şüphesiz o, katımızdaki ana kitapta (Levh-i Mahfuz’da) mevcuttur, çok yücedir, hikmetlerle doludur. 5. Haddi aşan bir topluluk oldunuz diye vazgeçip Zikir’le (Kur’an’la) sizi uyarmaktan geri mi duralım? 12/2- Biz onu, akil erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik. 1. Elif Lâm Râ. Bunlar, apaçık Kitabın âyetleridir. 2. Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik. 3. Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin. var mı Arapçanın diğer dillere oranla zenginliğini inkar edecek .... önemli bir gerçek varsın iki kere tekrarlansın..ama yine özüne bakarsak,birinde kitabın kaynağı ve sıfatları,birinde içeriği ... daha da devam etmek isterim ama malesef vaktim kısıtlı... inşallah arkası sonra diyorum...ama iki iki dört ... tekrarların özündeki çelişkilerden arındırma ve devamında ki ya da başındaki dikkat çekilmeye çalışılan noktalar,olsa olsa onları idrak edemeyenleri uyutur... sizin 30 cüzlük bu kadar kalın bir kitapta,tekrar diye buraya taşıdıklarınız,dünya üzerindeki bütün yazarların kitaplarını inceleyip tekrarlarını bulmaya kalksak komik olacak türden... daha foruma taşınan onca yazıda bile,onca haberde bile (özellikle güncel konularda),sizin mantığınızla hareket edip tekrarları buraya taşıyacak olsam ,başlarım Feridun Düzağaç gibi..ninni...ninni.. bu hayat... buyrun bana en değer verdiğiniz insanların,yazarların kitap örneğini verin ve onda en ufak bir tekrar olmadığını söyleyin... bakalım doğru mu söylemiş olacaksınız... Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2007 sayın yamyam eline sağlık..takdir ediyorum gerçekten.alıntı değil el emeği göz nuru..brain arkadaşın verdiği forumu da okudum.. o da çok güzel.bu ramazanda hem arapça hem türkçe hatim yaparken içimden keşke dedim şu kıssaları ve tekrarları toplu halde okusam .. çok faydalandım..ikinize de teşekkürler ..bana kalsa bu forumları ilahiyat fakültelerinde ders olarak okuturdum... tekrar var diye kuranı reddedemeyiz..böyle de güzel... selamlar.. cidden bende cevap için uğraşırken çok keyif aldım,ne kadar güzeller değil mi? Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2007 sayın yamyam eline sağlık..takdir ediyorum gerçekten.alıntı değil el emeği göz nuru..brain arkadaşın verdiği forumu da okudum.. o da çok güzel.bu ramazanda hem arapça hem türkçe hatim yaparken içimden keşke dedim şu kıssaları ve tekrarları toplu halde okusam .. çok faydalandım..ikinize de teşekkürler ..bana kalsa bu forumları ilahiyat fakültelerinde ders olarak okuturdum... tekrar var diye kuranı reddedemeyiz..böyle de güzel... Sayın 4mevsim, ben ve inançsız birçok arkadaşım, Kuran'ı milyonlarca inançlıdan daha iyi incelemiş insanlarız. Durup duruken dinsiz olmadık. Önceden Kuran'ı harikulade, mükemmel bir bir kitap sanan müslümanlardık. Okuduk ve illizyon bozuldu. Sana da, kendi dilinde, anlayarak, baştan sona, sabrederek okumanı tavsiye ederim. Zira şunu biliyorum. Ben burada ne kadar rasyonel, akla, mantığa, bilime uygun yazılar yazsam da, Kuran'ı okumayan müslümanlar Kuran'ı harikulade ve mükemmel sanmaya devam edeceklerdir. Benim burada yapmaya çalıştığım şey, insanları Kuran'ı okumaya teşvik etmektir. Okusunlar, zira okudukları takdirde, Kuran'ın "ne olduğunu" öğrenecekler, birgün benim yerime, buradaki dinsiz diğer arkadaşların yerine, buradan Kuran'ın içyüzünü aktaran yazıları onlar yazacaklar. Saygılar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.