Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Diyanet Vakfı Fuarı'nda skandal 26 Eylül 2007 ANKA Diyanet Vakfı’nın Kocatepe Camii içerisinde düzenlediği “Kitap ve Kültür Fuarı”nda İslam’da Cinsellik adı altında yer yer İslamiyet’e ve bilime aykırı bilgilerin yer aldığı, yer yer ise anlatımı po*nografiye kaçan kitaplar sergileniyor. Bu kitapların bazılarında kadınla adet döneminde cinsel ilişkiye girilebileceği, gebe kadınlarla ilişkide ideal pozisyonlar anlatılırken, bakirelerle evlenilmesine öncelik tanınması, erkeğin kıskanç olması gerektiği gibi çeşitli yorumlara yer veriliyor. Fuarda sergilenen ve satışa sunulan bir kitapta, “Ailesinin başı açık tesettürsüz olarak sokak ve caddelerde vücudunu teşhir etmesine ve uygunsuz biçimde gezmesine göz yuman erkekler, Allah’ın gazabına ve ateşine müstehak olabilirler. Bunun için haramlardan kadınları men etmek vazifesi erkeklerin görevidir” deniliyor İÇİNDE CİNSELLİK GEÇEN BAZI KİTAPLAR Diyanet Vakfı’nın düzenlediği ve Kocatepe Camii içerisinde kurulan “Kitap ve Kültür Fuarı”nda pek çok konuda kitap ve CD satılıyor. Bunlardan ”Damat ve Gelin Adayları’na Evlilik Öncesi Cinsel Bilgiler”, “Gençliğin Cinsel İmtihanı”, “Erkeğin Eşine Sevgisini Artıran 57 İlke”, “Gelin Kaynana İlişkileri”, “Evliliğimi Nasıl Mutlu Bir Hale Getirebilirim”, “Cinsel Mutluluk Rehberi” gibi kitaplar büyük ilgi görüyor. Özellikle, “Erkeğin Eşine Sevgisini Artıran 57 ilke” isimli kitapta sadece bayanlara “Eşinin sevdiği şeyleri yapmalısın”, “Eşinin güzel yanlarını ön plana çıkar”, “Endişelenmeyi bırak ki genç kalasın”, “Evet kelimesini çok söyle”, “Eleştiriden uzak durmalısın”, “’Seni hoşnut edinceye kadar uykuya dalmayacağım’ sloganını prensip edinmelisin”, “Sesin kocanın sesinden daha çok çıkmasın”, “Uysal tabiatlı olmalısın”, “Kocanın kusurlarıyla fazla ilgilenmemelisin”, “Bir şeyi emrederek istememelisin”, “Baba bağımlılığından kurtulmalısın”, “Size yardımcı olması konusunda eşinize ısrarcı olmamalısınız”, “Uysal ve uyumlu taraf sen olmalısın” gibi öğütler veriliyor. “KADINI ÇOK ACI VERMEDEN *****” ”Damat ve Gelin Adayları’na Evlilik Öncesi Cinsel Bilgiler” kitabında eşe yardım konusunda erkeklere de görev düşüğü belirtilirken, yine aynı kitapta kadının "şirretlik etmesi" durumunda, erkeğin eşini çok acı vermeden dövebileceği belirtiliyor. Kitapta ayrıca, "alimlerin çoğunun, evlenecek erkeğin, evleneceği kızın sadece ellerine ve yüzüne bakması" gerektiği ifadesi yer alırken, "cinsel yolla bulaşan hastalıkların birer ilahi ceza olduğuna" işaret ediliyor. "GENÇLİĞİN CİNSEL İMTİHANI" “Gençliğin Cinsel İmtihanı” kitabında ise, çıplaklık eleştirilerek ”Çıplaklık İslam’dan evvel cahiliye devrinde yaşanan şeylerdi. Açık saçık dolaşmak, şayet medeniyet ise, ormanlarda yamyamlar, tamtamlar göğüslerini de açarak gezmektedirler” denildi. Kitapta, “Medeni insan açık gezer sözü çok anlamsızdır” denilerek, tesettürün zamanla bir ilgisi olmadığını da kaydediliyor. Kitapta flört eden insanlar eleştirilerek, “Bekarken çok kimseyle görüşen, çok kimseyle eğlenen erkek ve kızda, evlendikten sonra da çok kimseyle görüşme arzusu devam eder. Bir kişiye bağlı kalmak zamanla onu sıkmaya başlar, değişiklik arayışına girer. Bunun sonucunda da her gün gazetelerde boy boy resimlerini gördüğümüz aldatmalar, kavga gürültüler ve cinayetler meydana gelir” deniyor. “TOKALAŞMAK KİŞİYİ ZİNAYA GÖTÜRÜR” “Cinsel Mutluluk Rehberi" adlı kitapda ise dullarla da evlenilebileceği ancak bakirelerle evlenilmesine öncelik tanınması, erkeğin kıskanç olması gerektiği belirtilerek, “Ailesinin başı açık tesettürsüz olarak sokak ve caddelerde vücudunu teşhir etmesine ve uygunsuz biçimde gezmesine göz yuman erkekler Allah’ın gazabına ve ateşine müstehak olabilirler. Bunun için haramlardan kadınları men etmek vazifesi erkeklerin görevidir” denildi. Kitapta, adet döneminde cinsel ilişkiye girilebileceği, gebe kadınlarla ilişkide ideal pozisyonlar anlatılırken, kişiyi zinaya götüren unsurlar arasında tokalaşmak ve başkaları için koku sürmek olduğu da iddia edildi. Türkiye’deki durum ise şu ifadelerle anlatıldı: “Yarım asırdan beri cinsel özgürlük sloganı toplum yapısını vurmak için silah haline getirilmiştir. Cinsel özgürlük adına zinanın suç olmaması için kampanyalar başlatılmıştır. ***** yayınları, kız erkek karma eğitiminin ve genelde mahremiyetsiz bir hayatın sevk edilmesi evlilik yaşının sürekli yükseltilmesi, genç yaşta insanların cinsel şuura sahip olması, flörtün teşvik edilmesi gibi etkenler, cinsi sapmaları ülkemizde Avrupa’daki boyutlara yaklaştırmıştır”. “GELİN KAYINPEDERİNİN ELİNİ ÖPMEMELİ” “Gelin Kaynana İlişkileri” kitabında da kocaya itaatin kayınpeder ve kayınvalideye hizmeti gerektirdiği anlatılıyor. Kitapta, “Bir kadın kayınvalidesi ve kayınpederine bakarak hem kocasının hem de kendisinin cennete girmesine yardımcı olmuş olur. Kayınvalideyle iyi geçim kocanın sevgisini kazanmak demektir. Kayınvalideler gelinleri kıskanmamalıdırlar” deniyor. Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 bağnazlığın sonu yok.din adı altında yapılan ne ilk nede son aldatmaca. adam oturmuş hayalindekini yazmış din diye. bunu alıp okuyup inanıp uygulayanada ne denir onuda siz takdir edin. Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 bu insanlar sadece kadını değil erkek çocuklarını da döverek eğitiyorlar Alıntı
Φ N.F.K Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 bu insanlar sadece kadını değil erkek çocuklarını da döverek eğitiyorlar Doğru söylüyorsun. Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Doğru söylüyorsun. ortaokuldayken kadın matematik öğretmenimden dayak yemiştim, erkek matematik öğretmenim den de yedim, kadınlar da erkekleri dövüyorlar, erkekler de erkekleri dövüyor, erkekler de kadınları dövüyor, kadınlar da kadınları dövüyor herkes birbirini dövüyor Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 ortaokuldayken kadın matematik öğretmenimden dayak yemiştim, erkek matematik öğretmenim den de yedim, kadınlar da erkekleri dövüyorlar, erkekler de erkekleri dövüyor, erkekler de kadınları dövüyor, kadınlar da kadınları dövüyor herkes birbirini dövüyor Galiba burada herkesin herkesten dayak yemesi değil. Söz konusu olan kadının erkekten dayak yemesi. Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 *********,kendi iradeleriyle sahip çıkamayan.. kendi karakterine güvenemeyip, saygı, sevgi ve beyniyle karşısındaki kişiyle konuşmayı başaramayan.. kadını insan olarak değilde, cinsel obje olarak görmekten öteye gidemeyen.. zavallı bir zihniyetin kitaplaştırılmış sapkın düşünceleridir.. napalım teşekkür edelim bari insaflı davrandıkları için..baksanıza fazla acı vermeden dövün demişler..sağolsunlar.. Alıntı
Misafir spices Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 kime uygulanırsa uygulansın şiddetin bahanesi olamaz..... Alıntı
Φ a.y.h.a.n Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 olay ne kadınla erkeğin birbirini dövmesidir ne de çocuklarını ya da öğrencilerini ne kadar acı olsada gerçek şu ki güçlü olan (kadın ya da erkek farketmez) kendinden güçsüz olana şiddet uyguluyor yukardaki yazı ve benzerleri maalesef bunu önlemek yerine arttırıyor bu konuda herkesin haklarını öğrenmesi ve bu hakları kullanmalarına imkan tanıyacak ortamın oluşturulması gerekir yoksa bu şiddet asla son bulmaz Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Galiba burada herkesin herkesten dayak yemesi değil. Söz konusu olan kadının erkekten dayak yemesi. tamam da ben kadın öğretmenimden dayak yedim demek ki bunu yapan kadınlar da var sırf döven erkek değil kadın da dayak atıyor yani konu kadının dayak yemesiyse, aynı kadın dayak da atıyor yani doğru yere yazıyorum Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2007 Deveye sormuslar neden sirtin egri diye,Devede cevap vermis;*Nerem dogru ki*evet Türkiyede hicbirsey yolunda gitmiyor,sadece kadinlarin dögülmesimi,hayir,günlük hayatimizda ne varsa hepsi bastan kara gitmektedir ülkemizde.Bu gidise bir dur diyen babayigitte cikmadi bugüne kadar,neden ciksinki,ölülerle ugrasmaktan canlilara zaman kalmiyorki.Sanki Türkiyedeki bu basibozuklugun nedeni oAnitkabirde yatan Mustafa Kemalmis gibi herkes isini gücünü birakmis onunla ugrasiyor.Mustafa Kemal kadinlara haklar tanidi ama ondan sonra gelenler seriata daldilar yine.Yine kadin erkegin kölesi oldu,yine kadin eziliyor,yine kadin namus suclusu olarak öldürülüyor,yine kadin ambalaja girmeye zorlaniyor,yani hep kadin hep kadin.Allah kadini ne icin yaratti acaba dersiniz,erkekten dayak yesin diyemi,erkegin mali olsun diyemi.Türban icin yillardir savas veren kadinlar kizlar acaba neden kadin haklari icin savas vermezler dersiniz?Veremezlerki cünkü ucunda sopa var.Hele bir erkegin sözünden ciksinda,alem ibret icin o basindaki türbani acsin ve kapatmiyorum ..... desin bakalimki ne oluyor.yapamazki ucunda dayak var cünkü. saygilarla Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 türk toplumu, enerjisini kadınlardan ve gençlerden alıyor. ama öncelikle kadınlardan. bunu bir erkek olarak itiraf etmeliyim. ulu önder m.kemal atatürk bunu çok iyi görmüş ve türk kadınına bir çok gelişmiş ülkeden önce uygarlığın getirisi olan hakları vermiştir. kurtuluş savaşı yıllarında cepheye techizat taşıyan, ülke bağımsızlığı için imalathanelerde silah ve cephane imalatında çalışan türk kadını kendisine verilen hakları sonuna dek haketmiş, böylelikle bu kadınlarımızın arasından çok kıymetli eğitim ve bilim insanları çıkmıştır ve çıkmaya da devam etmektedir. bunları sanıyorum hepimiz biliyoruz zaten. ama bütün bunların ötesinde yeri gelmişken ifade etmek istediğim fikrim şudur. geri kalmış ve gelişmiş toplumları herzaman kıyaslarım. aralarındaki en temel farkı anlamaya çalışırım. bu bende bir takıntı gibi birşeydir. haksız da sayılmam; düşünsenize tüm ülkelerin halkları doğal olarak insandır; geri kalmış ülkelerin insanları diğerlerine göre zekaca daha geri değil, en azından bunu kanıtlayacak bir delil yok. onlarda aynı şekilde oksijen tüketiyor. yemek yiyorlar ve su içiyorlar: peki neden geriler? bu çok tartışılabilir bir konu. fakat geri kalmış ülkelerin hepsinin çok temel bir benzerliği var: tümünde kadınlar ezilmektedir, ikinci sınıf kabul edilmektedirler.kadınların birey olarak toplum içinde kendini gösteremediği, sesini yükseltemediği, toplum içinde bir mevki makam sahibi olamadığı tüm toplumlar istisnasız olarak geri kalmış toplumlardır. demekki kadınların ülke içindeki durumları o ülkenin gelişmişlik seviyesini göstermesi bakımından önemli. ben buradan şu sonuca varıyorum: gelişme ve uygarlaşma kadınlarla ölçülür. hatta ülkelerin gelişme serüvenleri kadınların toplum içerisinde yükselmeleriyle hız kazanır ve gerçekleşir. aksi halde o ülkede bir gelişmeden bahsedemezsiniz. demek ki kadınlar bir ülke için çok önemli bir unsuru oluşturuyorlar. eğer benim düşüncelerim doğruysa, atatürk döneminde bir anda parlayan ve kadınların yüksek oranda ortak olduğu bu gelişme ruhunu birileri sekteye uğratmak istiyor olabilirmi acaba? acaba kadınları, bir siyasal bayrak olan türban kavgasının içine itmek bir yöntem mi? bir takım uydurma nereden geldiği belli olmayan dini kurallar çerçevesinde dayak yemesi normal karşılanan; evde oturmak, çocuk doğurmak ve kocasına sofra hazırlamak gibi işler dışında başka hiçbir işle uğraşmaması istenen, 15 yaşında mal gibi alınıp satılması sevap kabul edilen kadınlar bu ülkede ne gibi hedefler için kullanılır oldu. şimdi türkiye malezya olur mu diye tartşıyoruz. tarıştığımız şeye bakın. tartıştığımız şeylerin odağında hep kadınlar var; kadınlar ne kadar kapanıyor, ne kadar açılıyor. bu acı tablolar türkiyenin kaderi olmamalıydı. ama ben türk kadınının dünyanın en güçlü kadını olduğuna olan inancımı hiç kaybetmedim. kendisine hakkıyla verilen özgürlüklerin hepsine sahip çıkma kudretine sahip olan kadınlarımız bu haklarından taviz vermeyecektir. bundan sonra da sadece kendi haklarına değil, atatürk cumhuriyetinin temel öğelerine de sahip çıkacak ve bu ülkenin geleceğini ellerinde yüceltecektir. bu denli önemli bir noktada olan kadınlarımız hakkında, sağda solda neyin nesi olduğu belli olmayan bilgi birikiminden ve uygarlığın getirilerinden yoksun bir takım kişilerce "kadınları kullanma kılavuzları" hazırlanması aklı başında bir türk erkeğinin kabulenebilceği birşey değildir. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 türk toplumu, enerjisini kadınlardan ve gençlerden alıyor. ama öncelikle kadınlardan. bunu bir erkek olarak itiraf etmeliyim.ulu önder m.kemal atatürk bunu çok iyi görmüş ve türk kadınına bir çok gelişmiş ülkeden önce uygarlığın getirisi olan hakları vermiştir. kurtuluş savaşı yıllarında cepheye techizat taşıyan, ülke bağımsızlığı için imalathanelerde silah ve cephane imalatında çalışan türk kadını kendisine verilen hakları sonuna dek haketmiş, böylelikle bu kadınlarımızın arasından çok kıymetli eğitim ve bilim insanları çıkmıştır ve çıkmaya da devam etmektedir. bunları sanıyorum hepimiz biliyoruz zaten. ama bütün bunların ötesinde yeri gelmişken ifade etmek istediğim fikrim şudur. geri kalmış ve gelişmiş toplumları herzaman kıyaslarım. aralarındaki en temel farkı anlamaya çalışırım. bu bende bir takıntı gibi birşeydir. haksız da sayılmam; düşünsenize tüm ülkelerin halkları doğal olarak insandır; geri kalmış ülkelerin insanları diğerlerine göre zekaca daha geri değil, en azından bunu kanıtlayacak bir delil yok. onlarda aynı şekilde oksijen tüketiyor. yemek yiyorlar ve su içiyorlar: peki neden geriler? bu çok tartışılabilir bir konu. fakat geri kalmış ülkelerin hepsinin çok temel bir benzerliği var: tümünde kadınlar ezilmektedir, ikinci sınıf kabul edilmektedirler.kadınların birey olarak toplum içinde kendini gösteremediği, sesini yükseltemediği, toplum içinde bir mevki makam sahibi olamadığı tüm toplumlar istisnasız olarak geri kalmış toplumlardır. demekki kadınların ülke içindeki durumları o ülkenin gelişmişlik seviyesini göstermesi bakımından önemli. ben buradan şu sonuca varıyorum: gelişme ve uygarlaşma kadınlarla ölçülür. hatta ülkelerin gelişme serüvenleri kadınların toplum içerisinde yükselmeleriyle hız kazanır ve gerçekleşir. aksi halde o ülkede bir gelişmeden bahsedemezsiniz. demek ki kadınlar bir ülke için çok önemli bir unsuru oluşturuyorlar. eğer benim düşüncelerim doğruysa, atatürk döneminde bir anda parlayan ve kadınların yüksek oranda ortak olduğu bu gelişme ruhunu birileri sekteye uğratmak istiyor olabilirmi acaba? acaba kadınları, bir siyasal bayrak olan türban kavgasının içine itmek bir yöntem mi? bir takım uydurma nereden geldiği belli olmayan dini kurallar çerçevesinde dayak yemesi normal karşılanan; evde oturmak, çocuk doğurmak ve kocasına sofra hazırlamak gibi işler dışında başka hiçbir işle uğraşmaması istenen, 15 yaşında mal gibi alınıp satılması sevap kabul edilen kadınlar bu ülkede ne gibi hedefler için kullanılır oldu. şimdi türkiye malezya olur mu diye tartşıyoruz. tarıştığımız şeye bakın. tartıştığımız şeylerin odağında hep kadınlar var; kadınlar ne kadar kapanıyor, ne kadar açılıyor. bu acı tablolar türkiyenin kaderi olmamalıydı. ama ben türk kadınının dünyanın en güçlü kadını olduğuna olan inancımı hiç kaybetmedim. kendisine hakkıyla verilen özgürlüklerin hepsine sahip çıkma kudretine sahip olan kadınlarımız bu haklarından taviz vermeyecektir. bundan sonra da sadece kendi haklarına değil, atatürk cumhuriyetinin temel öğelerine de sahip çıkacak ve bu ülkenin geleceğini ellerinde yüceltecektir. bu denli önemli bir noktada olan kadınlarımız hakkında, sağda solda neyin nesi olduğu belli olmayan bilgi birikiminden ve uygarlığın getirilerinden yoksun bir takım kişilerce "kadınları kullanma kılavuzları" hazırlanması aklı başında bir türk erkeğinin kabulenebilceği birşey değildir. Diyanet Vakfı’nın Kocatepe Camii içerisinde düzenlediği “Kitap ve Kültür Fuarı”nda İslam’da Cinsellik adı altında yer yer İslamiyet’e ve bilime aykırı bilgilerin yer aldığı, yer yer ise anlatımı po*nografiye kaçan kitaplar sergileniyor. Yazıda da ifade edildiği gibi,sorumlusu Diyanet Vakfı mı,yoksa haberi yapan gazete mi (ben gazetede okudum) bilemiyorum ama,bazı çarpıklıklar var. İslamiyet kadınları ezdirmez.Bunu yapanlar İslami hükümleri tek taraflı ve işine geldiği gibi uygulayanlar olabilir. İslamda kadın ve erkek cinsellik konusunda,ailevi hayat hususunda,sorumluluklarında eşittir.Erkeğin kadına üstünlüğü yoktur,kadının erkeği memnun,mutlu etme sorumluluğu ve zorunluluğu yoktur,daha doğrusu bu yükümlülük eşittir. Alıntı
Φ sinan... Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Deveye sormuslar neden sirtin egri diye,Devede cevap vermis;*Nerem dogru ki*evet Türkiyede hicbirsey yolunda gitmiyor,sadece kadinlarin dögülmesimi,hayir,günlük hayatimizda ne varsa hepsi bastan kara gitmektedir ülkemizde.Bu gidise bir dur diyen babayigitte cikmadi bugüne kadar,neden ciksinki,ölülerle ugrasmaktan canlilara zaman kalmiyorki.Sanki Türkiyedeki bu basibozuklugun nedeni oAnitkabirde yatan Mustafa Kemalmis gibi herkes isini gücünü birakmis onunla ugrasiyor.Mustafa Kemal kadinlara haklar tanidi ama ondan sonra gelenler seriata daldilar yine.Yine kadin erkegin kölesi oldu,yine kadin eziliyor,yine kadin namus suclusu olarak öldürülüyor,yine kadin ambalaja girmeye zorlaniyor,yani hep kadin hep kadin.Allah kadini ne icin yaratti acaba dersiniz,erkekten dayak yesin diyemi,erkegin mali olsun diyemi.Türban icin yillardir savas veren kadinlar kizlar acaba neden kadin haklari icin savas vermezler dersiniz?Veremezlerki cünkü ucunda sopa var.Hele bir erkegin sözünden ciksinda,alem ibret icin o basindaki türbani acsin ve kapatmiyorum ..... desin bakalimki ne oluyor.yapamazki ucunda dayak var cünkü.saygilarla Vallahi helal olsun, kadınların türban takmasını da dayağa bağladın ya tebrik ediyorum.....bu kadar basit mi ya Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Yazıda da ifade edildiği gibi,sorumlusu Diyanet Vakfı mı,yoksa haberi yapan gazete mi (ben gazetede okudum) bilemiyorum ama,bazı çarpıklıklar var. İslamiyet kadınları ezdirmez.Bunu yapanlar İslami hükümleri tek taraflı ve işine geldiği gibi uygulayanlar olabilir. İslamda kadın ve erkek cinsellik konusunda,ailevi hayat hususunda,sorumluluklarında eşittir.Erkeğin kadına üstünlüğü yoktur,kadının erkeği memnun,mutlu etme sorumluluğu ve zorunluluğu yoktur,daha doğrusu bu yükümlülük eşittir. Sayın Leylam, yukarıdaki yazdıklarınızı neye dayanarak söylüyorsunuz? Hiç mi Kuran veya hadis okumadınız? Kuran'da miras konusu, kadına dayak atma konusu vs. vs. okuyun. Hadislerde geçenlerde şunlar: Bir gün Hz. Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna geldi. Resulullah buyurdu ki: - Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun? - Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum. - Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lanetinde olur. [R. Nasıhin] Kadın, kocasında kanayan bir yara olsa, onu yalasa, veya onun burnundan kan-irin aksa, bunları yalasa, yine kocasının hakkını yerine getirmiş olmaz.[bezzar] Eğer, insan insana secde etseydi, kadının kocasına secde etmesini emrederdim. Çünkü Allah, erkeği kadından üstün yaratmıştır. [bezzar, Hakim] Kadın, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz kalmış olur, sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz. Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder. [Taberani] Kocası çağırdığı halde yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder. [buhari] Kadın, kocasına "Senden bir hayır görmedim" derse, ibadetleri boşa gider. [İbni Asakir] Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz. [Taberani] Erkekler, kadınlara itaat ederlerse mahvolurlar. [Hakim] Daha bir sürü var, hangisini yazayım ki... Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Sayın Leylam, yukarıdaki yazdıklarınızı neye dayanarak söylüyorsunuz? Hiç mi Kuran veya hadis okumadınız? Kuran'da miras konusu, kadına dayak atma konusu vs. vs. okuyun. Hadislerde geçenlerde şunlar: Bir gün Hz. Fatıma, ağlayarak babasının huzuruna geldi. Resulullah buyurdu ki: - Ya Fatıma, niçin ağlıyorsun? - Kasıtsız söylediğim bir sözden Ali bana kızdı. Özür diledim. Fakat onu üzdüğüm için ağlıyorum. - Kızım, bilmez misin, Allahü teâlânın rızası kocanın rızasına bağlıdır. Ne mutlu o kadına ki daima kocasının rızasını arar, kocası ondan razı olur. Kadınlar için en üstün ibadet, kocasına itaattir. Erkek, hanımından razı olunca, o kadın istediği kapıdan Cennete girmeye hak kazanır. Kocasını üzen kadın, onu razı edinceye kadar, Allahü teâlânın lanetinde olur. [R. Nasıhin] Kadın, kocasında kanayan bir yara olsa, onu yalasa, veya onun burnundan kan-irin aksa, bunları yalasa, yine kocasının hakkını yerine getirmiş olmaz.[bezzar] Eğer, insan insana secde etseydi, kadının kocasına secde etmesini emrederdim. Çünkü Allah, erkeği kadından üstün yaratmıştır. [bezzar, Hakim] Kadın, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz kalmış olur, sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz. Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder. [Taberani] Kocası çağırdığı halde yatağa gelmeyen kadına melekler sabaha kadar lanet eder. [buhari] Kadın, kocasına "Senden bir hayır görmedim" derse, ibadetleri boşa gider. [İbni Asakir] Kocası razı oluncaya kadar, kadının namazları ve hiçbir iyiliği kabul olmaz. [Taberani] Erkekler, kadınlara itaat ederlerse mahvolurlar. [Hakim] Daha bir sürü var, hangisini yazayım ki... Sayın Muki; Buranın dini bölümler olmadığının farkındayım,dini konularda da çok tartışıldı,tekrar tartışmak istemiyorum. Eğer sadece bir kısım ayet ve hadisleri ele alırsanız haklı görünürsünüz,ama hükümler bunlardan ibaret değil.Aynı şekilde kadının erkeğin üzerindeki haklarını bildiren hükümlere baksaydınız bunlara denk olduğunu görürdünüz. Ben bütününe bakıyorum. Evet İslamda bir kocanın eşinden razı olması gerektiği gibi,aynı şekilde bir erkeğin de karısını kendisinden razı etmesi gerekir.''Sizin en hayırlınız,hanımına en hayırlı olanınızdır''Hadisi Şerif Evlatlar anne babalarına asi olmamak,kalplerini kırmamak ve kendilerinden razı etmek durumundadırlar.Anne baba da çocuklarının haklarına riayet ederek razı etmeleri gerekir. Kadının erkeğin üzerinde,erkeğin de kadın üzerinde hakları vardır.Bu hakların aynı olduğunu söylemiyorum,ama birbirine denktir,yani erkeğin üstünlüğü söz konusu değil. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Sayın Muki; Buranın dini bölümler olmadığının farkındayım,dini konularda da çok tartışıldı,tekrar tartışmak istemiyorum. Eğer sadece bir kısım ayet ve hadisleri ele alırsanız haklı görünürsünüz,ama hükümler bunlardan ibaret değil.Aynı şekilde kadının erkeğin üzerindeki haklarını bildiren hükümlere baksaydınız bunlara denk olduğunu görürdünüz. Ben bütününe bakıyorum. Evet İslamda bir kocanın eşinden razı olması gerektiği gibi,aynı şekilde bir erkeğin de karısını kendisinden razı etmesi gerekir.''Sizin en hayırlınız,hanımına en hayırlı olanınızdır''Hadisi Şerif Evlatlar anne babalarına asi olmamak,kalplerini kırmamak ve kendilerinden razı etmek durumundadırlar.Anne baba da çocuklarının haklarına riayet ederek razı etmeleri gerekir. Kadının erkeğin üzerinde,erkeğin de kadın üzerinde hakları vardır.Bu hakların aynı olduğunu söylemiyorum,ama birbirine denktir,yani erkeğin üstünlüğü söz konusu değil. Ben Muhammed'in kitabının hic bir yerinde karılarınıza itaat edin, cennet karılarınızın ayağı altındadır diye bir şey okumadım. Hani varsa söyleyin de okuyayım. Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2007 aman arkadaşlar, konu dini tartışmaya dönmesin. sonuçta ikinizin de hemfikir olacağınızı düşündüğüm bir konu var, gelin uzlaşalım uygar ülkeler, yasalarla yönetilir. birey, toplum ve devletin halkla olan ilişkileri bu yasalarla yönetilir ve hukuk devletlerinde bu ilişkileri düzenleyen en güçlü organ yasalardır. bu yasalardan taviz verilmez. hiçbir uygarlık bireyin toplumla ve devletle olan ilişkilerini dini kuralları baz alarak düzenlemez. dolayısıyla bu noktanın üzerinde durmanın tam vaktidir. çünkü hukuk devleti olan ülkemizde yılların birikimi olan bu kurallar görmezden geliniyor ve bunların yerine gerici bir zihniyetle dini kurallar getirlmek isteniyor. kaleyi içten fethetmek en iyisi olduğuna göre bu durumda aile hukukuna göz dikmek ve insanların aile içindeki davranış kalıplarını şer-i kurallar uyarınca düzenlemek kaleyi içerden fethetmenin en doğru yolu sanırım. öyle değil mi sizce? Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2007 "Cennet annelerin ayaklarının altındadır" ifadesindeki asıl mana; "Cennet iyi annelerin ayaklarının altındadır" şeklindedir, Kur'an, peygamberlerinin eşlerinin de cehenneme girebileceğini yazar, Buradaki cennet ve cehennem esprisi ve itaat kavramı şudur, İtaat bir kula değil Allah'a ve doğruya yapılır, Allah, kadın olsun erkek olsun, bir kulun diğer bir kula itaatini yasaklamıştır, İyi insanlar cennete girerler, kötülük yapanlarsa cehenneme girerler, eğer ortada kötü bir anne varsa, "Allah bunu en iyi şekilde görmektedir", Hz. Muhammed de bizim gibi Allah'ın kuludur ve hatalar da yapmıştır, Kur'an bu hataları da içinde barındırmaktadır, Akıl ve düşünce var olduğundan, Allah insanı yine insanla uyarmıştır, uyarı kötüler içindir, iyiler için korku ve tasalanma yoktur denilmektedir, Allah bir kıyafet giymiş, insanları sömüren, insanların kötülüğünü isteyen, onların içini boşaltan bir varlık değildir, Allah, Kur'anıyla, akıl ve sevgi sahibi herkesin içini sonsuzlukla doldurmuştur, Allah tüm varlığın nuru ve ışığıdır, Tüm varlık, kadın, erkek, ve tüm canlılar, saygıya değerdir. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 28 Eylül , 2007 Şimdi ortada olan bir gerçek var. Dindar toplumlarda kadına karşı şiddet ve kadının toplum içindeki negatif konumu daha fazla. Kendimizi kandırmayalım. Bu ister müslüman olsun ister hristiyan. Avrupada kadınlara karşı şiddetin en yoğun olduğu ülkeler, italya ve İrlanda'dır. İkiside koyu katolik ülkedir. Ve Avrupa'nın en dindar ülkeleridir. İslam dünyasına bakarsak, Türkiye, cezayir, mısır, suriye, arabistan, pakistan, afganistan diye şöyle kabaca bir sıralama yapalım. Toplumların dindarlığı üstüne. Aynı sıralama kadınlara uygulanan şiddet ve kadınlara uygulanan negatif ayrımcılığında artan sıralaması olur. O halde soru şudur; Neden daha dindar olan toplumlarda kadınlara daha çok şiddet uygulanıyor, ve kadınlara karşı negatif ayrımcılık daha fazla ? Sebep yalnızca ekonomi desek, Bunların arasında dünyanın en zengin ülkeleri listesinde olanlarda var. Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi. Ama oralarda kadınları sünnet etmek gibi insanım diyenin kabul edemiyeceği bir şeyde hayli fazla bırakın ayrımcılığı ? Neden kadın, erkeğin yoldaşı olarak değilde "Günah Potansiyeli Yüksek Canlı" olarak görülüyor ? Sorun sadece eğitim desek. Bu ülkelerde şahane eğitim almış milletvekilleri bakanların bile meclise bir kadın milletvekili girince neler yaptıklarını görüyoruz. Sorun Nerede ? İslam dini bunu emretmiyorsa, niye milyonlarca müslüman böyle davranıyor böyle yaşıyor. Dinle devlet yönetmeye kalkmanın bir sonucu olmasın ? Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 "Cennet annelerin ayaklarının altındadır" ifadesindeki asıl mana; "Cennet iyi annelerin ayaklarının altındadır" şeklindedir, Kur'an, peygamberlerinin eşlerinin de cehenneme girebileceğini yazar, Buradaki cennet ve cehennem esprisi ve itaat kavramı şudur, İtaat bir kula değil Allah'a ve doğruya yapılır, Allah, kadın olsun erkek olsun, bir kulun diğer bir kula itaatini yasaklamıştır, İyi insanlar cennete girerler, kötülük yapanlarsa cehenneme girerler, eğer ortada kötü bir anne varsa, "Allah bunu en iyi şekilde görmektedir", Hz. Muhammed de bizim gibi Allah'ın kuludur ve hatalar da yapmıştır, Kur'an bu hataları da içinde barındırmaktadır, Akıl ve düşünce var olduğundan, Allah insanı yine insanla uyarmıştır, uyarı kötüler içindir, iyiler için korku ve tasalanma yoktur denilmektedir, Allah bir kıyafet giymiş, insanları sömüren, insanların kötülüğünü isteyen, onların içini boşaltan bir varlık değildir, Allah, Kur'anıyla, akıl ve sevgi sahibi herkesin içini sonsuzlukla doldurmuştur, Allah tüm varlığın nuru ve ışığıdır, Tüm varlık, kadın, erkek, ve tüm canlılar, saygıya değerdir. Anne olmak ayrıcalıktır. Anneyi eş ile bir tutamazsınız. Anne kutsaldır. Eş ise kutsallığı olmayan bir varlıktır. Onun içindir ki ağızda en sakız olan küfür de anaya yapılır. Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Anne olmak ayrıcalıktır. Anneyi eş ile bir tutamazsınız. Anne kutsaldır. Eş ise kutsallığı olmayan bir varlıktır. Onun içindir ki ağızda en sakız olan küfür de anaya yapılır. Bütün eşler birer anne adayıdırlar. Kimse doğuştan anne olmaz. Anneler, birer çocuktular. Bu, tüm çocuklara saygıyı getirir. Anneler, birer eştiler. Bu, tüm eşlere saygıyı getirir. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Şeriatla yönetilen ülkelerde kadının maruz kaldığı diğer yasaklamaları da şöyle sıralamak mümkün: Sokaklarda başınız açık gezmeniz yasak Erkeklerin elini sıkmanız yasak Kocasının ikinci bir kadınla evlenmesine itiraz etmesi yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, seyahat etmeniz yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, kocanızdan boşanmanız yasak Siyasete girmeniz ve derneklere üye olmanız yasak Kocanız sizi döverse şikayet etmeniz yasak Aile büyüğü erkeğin izni olmadan, sevdiğiniz kişi ile evlenmeniz yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, Otelde veya kiralık bir evde tek başına kalmanız yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, bir işte çalışmanız yasak Bir topluluk içinde konuşmanız yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, sosyal toplantılarda konuşmanız yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, orta öğretim, lise veya üniversitede okumanız yasak Her türlü motorlu vasıta ve bisiklet kullanmanız yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, boşandıktan sonra çocuklarınızı görmeniz yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, çocuğunuza istediğiniz bir adı vermeniz yasak Kocanız veya aile büyüğü erkeğin izni olmadan, çarşafınızın rengini değiştirmeniz yasak Bir de kadına en yüksek değer islamiyet te verilmiş demiyorlar mı? Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Yukarıdaki yasaklarla ilgili bilgi Asia News Ajansının, Suud'lu Gazeteci Hasna Al-Quna'nın Al-Riyadh Daily reportajından alınmıştır. Hani şimdi bunlara da bazıları "kim uyduruyor bunları" der de. Alıntı
Misafir mtmtk5 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2007 Bir de kadına en yüksek değer islamiyet te verilmiş demiyorlar mı? Yanlış uygulamalar islamiyeti bağlamaz. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.