Misafir demirefe Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 bütün dinsizlerin hergün dövüldüğü,baskı ve zulüme maaruz kaldığı kendi hayal... Bu bizim değil, sizin hayaliniz. Bunu yapabilecek güce bir erişseniz, dünyayı başımıza dar edeceksiniz ama hele şu anayasa bir çıksın. İlk müslümanlar da ilk zamanlar sabrettiydi... Az daha sabredin Allah kerimdir... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Bu bizim değil, sizin hayaliniz. Bunu yapabilecek güce bir erişseniz, dünyayı başımıza dar edeceksiniz ama hele şu anayasa bir çıksın. İlk müslümanlar da ilk zamanlar sabrettiydi... Az daha sabredin Allah kerimdir... ülkede bölücülük yapılıyo denılıyordu doğruymuş,henuz karşınzdakı ınsanı tanımadan kurduğunuz cümle tuhaf Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 kurduğunuz cümle tuhaf [/b] Sedelina, ben insanları siz-biz diye ayırmaya en çok karşı olan insanım. Bu ifadeyi ancak bu tür bir ayrıma muhatap olduğum zaman kullanırım. Durduk yerde kullanmak aklımdan geçmezdi. Lütfen iletileri üstünkörü okuyup ya da hiç okumayıp son iletiye yanıt vermeyiniz. Eğer okursanız, tartışmanın böyle başlayıp böyle geliştiğini göreceksiniz. Aslında haklısınız, işte olay böyle gelişiyor. Bu bir örnek olay. Birileri kalkıp oruç tutan-tutmayan ayrımına kalkışmaya hevesleniyor. Dindarlara mı baskı var, din baskısı mı var diye tartışma başlıyor. Yok siz baskıcısınız, yok asıl siz baskıcısınız derken kısır döngü başlıyor ve tartışmanın nerde başladığı da unutuluyor. Bir bakıyoruz siz-biz ayrımına girmişiz de birbirimizin boğazına bile sarılmışız. Bu yüzden din ayrımcılığın en şiddetlisini getirir, çünkü başta cennetlikler-cehennemlikler gibi ayrımların en şiddetlisini içerir. Din tartışma ortamında tutulduğu sürece insanları bölen en etkin faktördür. Dinin sağladığı ayrışmayı en güçlü rakibi olan ırkçılık bile getiremez. Çünkü dinin yaptığı gibi kardeşi kardeşe bile düşürmenin ırkçılık onda birini başaramaz. Bu yüzden ırkçılar bile ayrımlarına dinsel bir renk katarlar. Bu söylediğimin doğruluğunu son Dink cinayetinin peşinden gelen olaylarda açıkça görüyoruz. Din katılmadan salt ırkçılık hiç bir fonksiyon göremez. Bu dünyada ayrımcılığın en radikal kökeni dindir. Eğer din farkıyla başaramazsa mezhep farkıyla insanları ayrıştırmanın bir yolunu mutlaka bulur. Ben normalde kendi adıma konuşmayı tercih ederim. Fakat anayasa ile başlayan tartışmalar konuyu siz-biz'e getirdi bile. Çünkü bu anayasa ile "biz" idare edileceğiz. Ve bu anayasa tartışmayı bitirme yerine körüklemeyi öngören bir anayasa. Konuya bütüncül bakabilmenizi diliyorum. Tüm bunlara rağmen uyarınız doğru ve yerinde, bu nedenle ayrıca teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum... Alıntı
Φ a.y.h.a.n Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Bu bizim değil, sizin hayaliniz. Bunu yapabilecek güce bir erişseniz, dünyayı başımıza dar edeceksiniz ama hele şu anayasa bir çıksın. İlk müslümanlar da ilk zamanlar sabrettiydi... Az daha sabredin Allah kerimdir... önce yalancıydık şimdi üstüne şiddet sever,ayrımcı,şeriat taraftarı olduk bakalım önümüzdeki iletilerde daha hangi saklı kalmış yönlerimi keşfedicem ÖNYARGI ve PARANOYA nın son hali bu olsa gerek Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 oruç tutmayı bile siyasete alet edenler var politika. ondan sonra biz bunları söyleyince "saçmalamış, paranoid düşünceler üretmiş" oluyoruz. bazıları ya görmüyor, ya da görüp de görmemezlikten geliyor. göremeyenleri anlıyorum, ama görmemezlikten gelenleri anlamak imkansız. acaba bunların kaçı gidip de şer-i hukukla yönetilen bir ülkede yaşamak ister? daha önce örnek vermiştm. Şeriatla yönetilen ülkelerin halkları, laiklikle yönetilen ülkelere kaçmak, iltica edebilmek için mayın tarlalarından geçiyor, gemilerde açık sularda can veriyor, kamyonların arkasına saklanıyor. Bir çoğu ölümle biten umut yolculuklarına çıkıyor. Şeriatla yönetilen ülkelerde halklar birbirini yiyor, bırakın farklı dinden olanları. Aynı dinin aynı mezhebin mensupları bile farklı cemaatlere üye oldukları için birbiriyle çatışıyor. Her şeriatla yönetilen ülkede mutlaka hükümetle savaşan yine şeriatçı bir kaç terör örgütü vardır. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 önce yalancıydıkşimdi üstüne şiddet sever,ayrımcı,şeriat taraftarı olduk bakalım önümüzdeki iletilerde daha hangi saklı kalmış yönlerimi keşfedicem ÖNYARGI ve PARANOYA nın son hali bu olsa gerek senin çizdiğin Türkiye tablosu, hepimizin yaşadığı Türkiye'ye hiç benzemiyor. 80'li yıllarda cemaatlarin hazırlattığı propaganda çizgi filmlerine benziyor. Yada Sivasta 38 kişi diri diri yakılırken. "Türkiyede ibadet edenlerin büyük mezalimlere maruz kaldığığını" anlatan cemaat filmlerine. Birde Minyeli Abdullah Vardı. O filmde kötü karakter yaratırken herşey bir araya toplanmıştı . Kötü Adam süper zengindi, bir sürü fabrikası falan vardı, kızı "viski içip kahkaha atan kötü kız" modeliydi. Adam aynı zamanda tam bir komünistti Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Sayın ayhan, şahsınızı tabii ki hedef alamam. Tanımadığım, alışverişim olmayan bir kişiyi hedef almam saçma olur zaten. Ancak biz burada kişisel polemik yapmaya çalışmıyoruz. Toplumda yaygın fikirleri hepimiz biliyoruz ve onları tartışıyoruz. Bunu da tartıştığımız görüşü temsil ettiğini düşündüğümüz bir link, bir avatar üzerinden götürüyoruz sadece. Burada birer ikonuz, birer temsilciyiz. Tartıştığımız görüş ve fikirler de hepimizi ilgilendiren, hepimizin etkilendiği görüşler. Bir görüşü savunduğumuzda o görüşün yaygınlık kazanmasını istiyoruzdur ve karşı çıktığımızda bunun olmasını istemiyoruzdur. O yüzden kendimizi o görüşü savunan gruplardan soyut kabul edemez ve bizi öyle kabul etmelerini bekleyemeyiz karşımızdakilerden. Şimdi olur da sizin gibi düşünenlerin sayesinde güncelden giderek söylersem, Malezya olursak da Cyrano'nun dediği gibi dışarı iltica etmek zorunda kalırsam yolda giderken çok daha ağır laflar ederim ama hem siz duymazsınız, işe yaramaz, hem artık çok geç olur. İyisi mi şimdiden daha hafif suçlamalarımızı nezaket dahilinde yapalım. Yine de fazla kişiselleştirmekten kaçınsak elbette iyi olur... Alıntı
Φ a.y.h.a.n Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Sayın ayhan, şahsınızı tabii ki hedef alamam. Tanımadığım, alışverişim olmayan bir kişiyi hedef almam saçma olur zaten. Ancak biz burada kişisel polemik yapmaya çalışmıyoruz. Toplumda yaygın fikirleri hepimiz biliyoruz ve onları tartışıyoruz. Bunu da tartıştığımız görüşü temsil ettiğini düşündüğümüz bir link, bir avatar üzerinden götürüyoruz sadece. Burada birer ikonuz, birer temsilciyiz. Tartıştığımız görüş ve fikirler de hepimizi ilgilendiren, hepimizin etkilendiği görüşler. Bir görüşü savunduğumuzda o görüşün yaygınlık kazanmasını istiyoruzdur ve karşı çıktığımızda bunun olmasını istemiyoruzdur. O yüzden kendimizi o görüşü savunan gruplardan soyut kabul edemez ve bizi öyle kabul etmelerini bekleyemeyiz karşımızdakilerden. Şimdi olur da sizin gibi düşünenlerin sayesinde güncelden giderek söylersem, Malezya olursak da Cyrano'nun dediği gibi dışarı iltica etmek zorunda kalırsam yolda giderken çok daha ağır laflar ederim ama hem siz duymazsınız, işe yaramaz, hem artık çok geç olur. İyisi mi şimdiden daha hafif suçlamalarımızı nezaket dahilinde yapalım. Yine de fazla kişiselleştirmekten kaçınsak elbette iyi olur... burada birbirimize söyleyeceğimiz şeylerin ülkenin kaderini iyi ya da kötü hiçbir şekilde etkilemeyeceğinin farkındasınızdır umarım bu ancak icraatlarımızla olur neyse bu giderek hakarete varan kişisel tartışmayı devam ettirmeye niyetim yok artık ancak son olarak burada herhangi bir fikri savunmadığımı sadece sanılanın aksine bir türkiye tablosu çizdiğimi ancak ne sizin bahsettiğiniz ne de benim bahsettiğim gibi bir ülkeyi istemediğimi belirtmek isterim Alıntı
Φ BlackCADY Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 30 Eylül , 2007 senin çizdiğin Türkiye tablosu, hepimizin yaşadığı Türkiye'ye hiç benzemiyor. 80'li yıllarda cemaatlarin hazırlattığı propaganda çizgi filmlerine benziyor. Yada Sivasta 38 kişi diri diri yakılırken. "Türkiyede ibadet edenlerin büyük mezalimlere maruz kaldığığını" anlatan cemaat filmlerine. Birde Minyeli Abdullah Vardı. O filmde kötü karakter yaratırken herşey bir araya toplanmıştı . Kötü Adam süper zengindi, bir sürü fabrikası falan vardı, kızı "viski içip kahkaha atan kötü kız" modeliydi. Adam aynı zamanda tam bir komünistti 15 yıldır başörtüsü meselesiyle yatıp kalkıyoruz oysa bu onu savunduğunu savunan siyasetçilerin umurunda bile değil. uyutuluyoruz hepimizin başını örttüler düşünemiyoruz. oruç tuttuğu için dayak yiyen olmamıştır ama Cuma namazına gitmediği için bakkalından alışveriş yapılmayan esnaflar bu ülkede mevcut. dindar olmadığı için seçilmeyen siyasetçiler olduğu gibi yada dindar olduğunu için Cumhur olanların ülkesinde bunlar olağandır mı desek? Alıntı
Φ sinan... Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Bu söylediğin hangi ülkenin emniyetinde oldu Ne Emniyet, Ne ordu, nede bu sene Tedaş'ın yaptığı haricinde hiçbir kamu kurumu "oruç tutmayan varmı" diye soru sormaz personeline artı oruç tutmayanların sayısı diye bir şeyde istemez. Tutanların sayısı istenir, onlara göre iftar ve sahur saatinde eğer mesai saati içerisindeyse (ki emniyette mutlaka mesai saati içerisindedir) ek öğün eklenir. Emniyette böyle böyle bir şey sorulduğunu ve koca türkiyede 4 kişi çıktığını sen nereden duydun bilmiyorumda. Bizlede paylaş istersen Hiçbir resmi kurumda ramazan ayında sistem böyle işlemez. Tüm resmi kurumlarda ramazan ayındada normal yemek saatinde yemek çıkar. Ancak oruç tutan personelin sayısına göre eksiltme yapılır. dediğim gibi iftar ve sahur saatlerinde personel iş başındaysa ona göre ek düzenleme yapılır. Bu liste hazırlayarak olmaz. İlk bir kaç günden sonra, tüketilen miktara göre çıkar yemekler. hiç bir kamu kurumunda ramazanın başında sayı hesaplayıp yemek falanda çıkarılmaz. Kimse senaryo yazmasın. Zira sanki ramazan başında şu kadar personel 30 gün tutacak, şu kadar personel 30 gün hiç tutmayacak diye kesin bir şey varda. Yok üç gün tutup, sonra tutmayanlar aç kalıyormuşda sanki. Özel şirketler ister oruç tutanı çalıştırır, ister tutmayanı. İster sarışın olanı çalıştırır ister esmeri, İsterse gözünün üstünde kaş olanı çalıştırır. İsterse olmayanı. Adı üstünde özel şirkettir. İstediğini çalıştırır, istediğini çalıştırmaz. Kamu kurumları özel şirketler değildir. Memleketimizde, kamu kurumlarında, fişleme, kara liste hazırlama, kadrolaşma hiç yabancı ve hiç duymadığımız uygulamalar değildir. Artı şu an hükümette olan partinin geleneği kardolaşma konusunda en ünlü siyasi harekettir. ya öyle bir yazmışsınız ki bu yazdıklarımı sanki ben kafamdan uyduruyorum tek doğru sizin söyledikleriniz değil mi alın size kanıt Ramazanda öğle yemeğinin kaç kişiye hazırlanacağını belirlemek üzere Emniyet'in yaptığı listede dört polis oruç tutmayacağını söyledi. İki yıl önce bu rakam 60, geçen yıl 17'diydi ANKARA- Emniyet Genel Müdürlüğü, 2005 ve 2006 yılında yaptığı gibi bu ramazan ayı öncesinde de bağlı birimlerine bir yazı yazarak oruç tutmayanların listesini istedi. Kaç kişilik öğle yemeği çıkarılacağını belirlemek adına yapılan bu uygulamada dört polis oruç tutmayacağını beyan etti. Yaklaşık 4 bin 500 çalışanı bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bu sayı geçen yıl 17, 2005'teyse 60 olmuştu. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, 2005 ve 2006 yılındaki ramazan aylarında olduğu gibi, oruç tutmayanların sayısı az olduğu gerekçesiyle Emniyet'teki yemekhaneleri ramazan ayı boyunca kapattı. Oruç tutmayacağını beyan edenler, geçen iki yılda olduğu gibi öğle yemeği için Ankara Polis Moral Eğitim Merkezi'nin yemekhanesine yönlendirildi. Sosyal Hizmetler Dairesi, oruç tutmayanlar için her öğlen polisevine servis kaldırmaya başladı. Fişleniyorlar mı? Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, oruç tutmayanların listesini istemesi, bu yıl da "Emniyet oruç tutmayanları fişliyor mu" sorusunu gündeme getirdi. Aynı soru 2005 ve 2006 yılındaki ramazan aylarında da gündeme gelmişti. CHP'li Atilla Kart, Emniyet'teki bu uygulamayı 2005 ve 2006'da TBMM gündemine taşımıştı. 'Her yıl sorarız' Üst düzey bir Emniyet yetkilisi, bu uygulamanın her ramazan öncesinde tekrarlandığını söyledi. Emniyet'in yemekhanesinde personele ücret karşılığı yemek verildiği için böyle bir uygulamanın zorunlu olduğunu savunan Emniyet yetkilisi, "Bunun fişlemeyle bir ilgisi yok. Sadece kaç kişinin yemek yiyeceğini, kaç kişilik yemek çıkarmamız gerektiğini bilmek için isim istedik" dedi. KAYNAK: RADİKAL GAZETESİ Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 dört polis oruç tutmayacağını beyan etti. bu sayı geçen yıl 17, 2005'teyse 60 olmuştu. 'Her yıl sorarız' Zaten kimse pat diye hemen bu yıl fişlemecilik başladı demedi. Adım adım böyle Malezya olunuyor... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 ya öyle bir yazmışsınız ki bu yazdıklarımı sanki ben kafamdan uyduruyorum tek doğru sizin söyledikleriniz değil mi alın size kanıt Ramazanda öğle yemeğinin kaç kişiye hazırlanacağını belirlemek üzere Emniyet'in yaptığı listede dört polis oruç tutmayacağını söyledi. İki yıl önce bu rakam 60, geçen yıl 17'diydi ANKARA- Emniyet Genel Müdürlüğü, 2005 ve 2006 yılında yaptığı gibi bu ramazan ayı öncesinde de bağlı birimlerine bir yazı yazarak oruç tutmayanların listesini istedi. Kaç kişilik öğle yemeği çıkarılacağını belirlemek adına yapılan bu uygulamada dört polis oruç tutmayacağını beyan etti. Yaklaşık 4 bin 500 çalışanı bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bu sayı geçen yıl 17, 2005'teyse 60 olmuştu. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, 2005 ve 2006 yılındaki ramazan aylarında olduğu gibi, oruç tutmayanların sayısı az olduğu gerekçesiyle Emniyet'teki yemekhaneleri ramazan ayı boyunca kapattı. Oruç tutmayacağını beyan edenler, geçen iki yılda olduğu gibi öğle yemeği için Ankara Polis Moral Eğitim Merkezi'nin yemekhanesine yönlendirildi. Sosyal Hizmetler Dairesi, oruç tutmayanlar için her öğlen polisevine servis kaldırmaya başladı. Fişleniyorlar mı? Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, oruç tutmayanların listesini istemesi, bu yıl da "Emniyet oruç tutmayanları fişliyor mu" sorusunu gündeme getirdi. Aynı soru 2005 ve 2006 yılındaki ramazan aylarında da gündeme gelmişti. CHP'li Atilla Kart, Emniyet'teki bu uygulamayı 2005 ve 2006'da TBMM gündemine taşımıştı. 'Her yıl sorarız' Üst düzey bir Emniyet yetkilisi, bu uygulamanın her ramazan öncesinde tekrarlandığını söyledi. Emniyet'in yemekhanesinde personele ücret karşılığı yemek verildiği için böyle bir uygulamanın zorunlu olduğunu savunan Emniyet yetkilisi, "Bunun fişlemeyle bir ilgisi yok. Sadece kaç kişinin yemek yiyeceğini, kaç kişilik yemek çıkarmamız gerektiğini bilmek için isim istedik" dedi. KAYNAK: RADİKAL GAZETESİ Acaba diyorum, herhangi bir nedenden dolayı bu oruç tutmayayıpta sonradan fikir değiştirip oruç tutanlar kendilerini baskı altında hissedipte mi oruç tuttular ya da tutuyorlar. E ne de olsa evlerinde geçindirecekleri çoluk çocukları var ve fişlenme ve bu fişlenmenin sonunda işlerine son verilme korkusu ile kendilerini oruç tutmaya mecbur mu kılıyorlar? Hani olur ya, sadece acaba mı diye düşündüm. Alıntı
Φ Rochader Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Oruc tutmadigi icin insanlar hala baski altina alinmaya calisiliyorsa bu ilkelliktir. Hele hele ekmeginizi kazandiginiz yerde böyle acayip bir uygulamaya yer veriliyorsa tam ilkelliktir. Bu uygulama resmen cift hatta daha fazla plani icermektedir. Ne olacak listeyi alip ne planlar kuracaksiniz. O liste ilerde kimlerin isten atilmasina karar vermeye yarar ancak. Tasarruf gibi seyler okudum dogru olabilir faydasi olmaz demiyorum ama isim isim belirlemek biraz sacma. SAYGILAR Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2007 Oruç tutmayan gençlere... 1 Ekim 2007 KAĞITHANE'de üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Güney Minik ile yeğeni 17 yaşındaki Coşkun Minik, iddiayla göre gittikleri bir internet kafede sigara içtikleri için çevredekiler tarafından ramazan ayında sigara içerek saygısızlık ettikleri iddiasıyla dövülerek hastanelik edildi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ne bağlı Bartın'daki Mobilya ve Dekorasyon Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Güney Minik ile aynı mahallede oturan yeğeni Coşkun Minik, bilgisayar oyunu oynamak için Yahya Kemal Mahallesi’ndeki internet kafeye gitti. Bir süre internette oyun oynayan dayı yeğen daha sonra dışarı çıktı. Oruç tutmayan Coşkun Minik internet kafe önünde sigara içerek Güney Minik'le sohbet etmeye başladı. Minik’lerin iddiasına göre bu sırada yanlarına gelen 5- 6 kişi, ramazan ayında sigara içilmeyeceğini ve kendilerine saygısızlık ettiklerini söyleyerek Minik’lere çıkıştı. Ne olup bittiğini anlamadıklarını söyleyen Güney Minik, gruptakilerin tekme tokatlarla üzerlerine saldırdıklarını belirterek “Daha sonra kendimi kaybettim beni hastaneye götürmüşler” dedi. Sağ gözüne aldığı darbealan Güney Minik, kaldırıldığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisinin ardından gözü sargılanarak evine gönderildi. Olayı duyar duymaz internet kafeye gittiğini söyleyen Güney Minik’in annesi Remziye Minik, “Biz Atatürk’ün çocuklarıyız. Burası İran değil ki oğluma böyle yapıyorlar. İsteyen oruç tutar isteyen tutmaz” diye tepki gösterdi. Dayak yiyen gençlerin şikayeti üzerine harekete geçen polis saldırganların yakalanması için çalışma başlattı. Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Ülkemiz cok iyidir,cok hostur ama bu tutuculuk bu gericilik varya bu ülkenin huzurunu bozan tek unsurdur.Hickimse dine karsi degildir hickimse dindarlara laf etmez(Cünkü dindar karsisindakini sever)Dinde zorlama yoktur.Evet dinde zorlama yoktur.(Senin dinin sana benim dinim bana..)Bu aslinda demokrasinin ta kendisidir.Dün gece haber bülteninde *Mahalle baskisi üzerine sokaktaki vatndasla söylesi yapiliyordu.Kadina soruyorlar:(Kadinin basida türbanli,simdi birileri derki özel olarak onun basini kapattirip soru sordular,müslümanlara camur atmak icin.tabiki böyle olmadi.)Mahallenizde basini acanlari tesettüre girmeyenleri gördügünüzde rahatsiz oluyormusunuz?Cevap:Evet rahatsiz oluyorum ve onlara kapanmalarini söylüyorum.Simdi bazi arkadaslar diyecekki e ne var bunda yani.Evet ne var bunda?Bunda acik acik bir baski vardir,hickimse birdigerinin kapanip acilmasi konusunda kendisini yetkili görme hakkina sahip degildir.Hicbir demokraside böyle birsey yoktur.Bu insanlarin psikolojik baski altina alinmasindan öte birsey degildir.Bazi arkadaslar gazetelerin tuzak haberler yaptigini ileri sürmüs.Yillardir ülkede dinciler gibi yasamayan kesimlere karsi psikolojik bir savas verilmekte ve bu savas bazen fiile dökülüp dayak atilmaya kadar götürülmektedir.Emniyet güclerine gelince,Emniyet güclerinin Fetulah Gülen yanlisi olduklari öteden beri bilinen bir gercektir,malum isik evleri gercegi vardir hala.Dünyanin hicbir laik ve demokratik ülkesinde emniyet mensuplarinin üniformalari ile camilere doldugunu göremezsiniz bu ancak Türkiyeye mahsus bir olaydir.Ve Türkiyenin nerelere getirildigini getirilmek istendigini cok acik ve net olarak ortaya koymaktadir.Emniyeti ele gecirmis olan Fetullahcilar,namuslu ve dürüst insanlar hakkinda sahte evraklar düzenleyip onlarin görevden uzaklastirilmalarini saglarken bosalan yerlere Fetullahcilari getirdikleri bir gercektir.Amac emniyeti ele gecirmektir ve bunu basarmislardir.Orduyu ele geciremedikleri icin yatip kalkip ordu düsmanligi yaparlar.Son olarakta basbakanin Amerika gezisi sirasinda Fetullahcilarin hazirladigi iftar yemegine katilmasida ülkemizin hangi tuzaklara düsürüldügünü göstermektedir. Bu ülkede oruc tutanlar her devirde oruc tutmayanlara karsi bir hak iddiasinda bulunmustur ki bu hakta onlari oruc tutmadiklari icin elestirme hakkidir.Bu bir baskidir bunun aksini iddia atmek havanda su dögmektir. saygilarla Alıntı
Φ commandante Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 15 yıldır başörtüsü meselesiyle yatıp kalkıyoruz oysa bu onu savunduğunu savunan siyasetçilerin umurunda bile değil. uyutuluyoruz hepimizin başını örttüler düşünemiyoruz. oruç tuttuğu için dayak yiyen olmamıştır ama Cuma namazına gitmediği için bakkalından alışveriş yapılmayan esnaflar bu ülkede mevcut. dindar olmadığı için seçilmeyen siyasetçiler olduğu gibi yada dindar olduğunu için Cumhur olanların ülkesinde bunlar olağandır mı desek? Oruç tutmadığı için linç edilerek öldürülen bile var... Alıntı
Φ sinan... Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Acaba diyorum, herhangi bir nedenden dolayı bu oruç tutmayayıpta sonradan fikir değiştirip oruç tutanlar kendilerini baskı altında hissedipte mi oruç tuttular ya da tutuyorlar. E ne de olsa evlerinde geçindirecekleri çoluk çocukları var ve fişlenme ve bu fişlenmenin sonunda işlerine son verilme korkusu ile kendilerini oruç tutmaya mecbur mu kılıyorlar? Hani olur ya, sadece acaba mı diye düşündüm. valla sanmıyorum benim nacizane görüşüm kimse birilerinin gözünü boyamak için oruç tutmaz KUR-AN'da emridilen bir şey Allah'tan korkmayan kuldan hiç korkmaz herkezin Allah'ın rızasını kazanmak için tuttuğuna inanıyorum. Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 valla sanmıyorum benim nacizane görüşüm kimse birilerinin gözünü boyamak için oruç tutmaz KUR-AN'da emridilen bir şey Allah'tan korkmayan kuldan hiç korkmaz herkezin Allah'ın rızasını kazanmak için tuttuğuna inanıyorum. siz samimi bir müslüman olabilirsiniz ama ne yazık ki herkes öyle değil sayın sinan. bakın bazı devlet adamları camiye giderken arkalarında bir gazeteci ordusu taşıyor. Alıntı
Φ sinan... Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Ülkemiz cok iyidir,cok hostur ama bu tutuculuk bu gericilik varya bu ülkenin huzurunu bozan tek unsurdur.Hickimse dine karsi degildir hickimse dindarlara laf etmez(Cünkü dindar karsisindakini sever)Dinde zorlama yoktur.Evet dinde zorlama yoktur.(Senin dinin sana benim dinim bana..)Bu aslinda demokrasinin ta kendisidir.Dün gece haber bülteninde *Mahalle baskisi üzerine sokaktaki vatndasla söylesi yapiliyordu.Kadina soruyorlar:(Kadinin basida türbanli,simdi birileri derki özel olarak onun basini kapattirip soru sordular,müslümanlara camur atmak icin.tabiki böyle olmadi.)Mahallenizde basini acanlari tesettüre girmeyenleri gördügünüzde rahatsiz oluyormusunuz?Cevap:Evet rahatsiz oluyorum ve onlara kapanmalarini söylüyorum.Simdi bazi arkadaslar diyecekki e ne var bunda yani.Evet ne var bunda?Bunda acik acik bir baski vardir,hickimse birdigerinin kapanip acilmasi konusunda kendisini yetkili görme hakkina sahip degildir.Hicbir demokraside böyle birsey yoktur.Bu insanlarin psikolojik baski altina alinmasindan öte birsey degildir.Bazi arkadaslar gazetelerin tuzak haberler yaptigini ileri sürmüs.Yillardir ülkede dinciler gibi yasamayan kesimlere karsi psikolojik bir savas verilmekte ve bu savas bazen fiile dökülüp dayak atilmaya kadar götürülmektedir.Emniyet güclerine gelince,Emniyet güclerinin Fetulah Gülen yanlisi olduklari öteden beri bilinen bir gercektir,malum isik evleri gercegi vardir hala.Dünyanin hicbir laik ve demokratik ülkesinde emniyet mensuplarinin üniformalari ile camilere doldugunu göremezsiniz bu ancak Türkiyeye mahsus bir olaydir.Ve Türkiyenin nerelere getirildigini getirilmek istendigini cok acik ve net olarak ortaya koymaktadir.Emniyeti ele gecirmis olan Fetullahcilar,namuslu ve dürüst insanlar hakkinda sahte evraklar düzenleyip onlarin görevden uzaklastirilmalarini saglarken bosalan yerlere Fetullahcilari getirdikleri bir gercektir.Amac emniyeti ele gecirmektir ve bunu basarmislardir.Orduyu ele geciremedikleri icin yatip kalkip ordu düsmanligi yaparlar.Son olarakta basbakanin Amerika gezisi sirasinda Fetullahcilarin hazirladigi iftar yemegine katilmasida ülkemizin hangi tuzaklara düsürüldügünü göstermektedir. Bu ülkede oruc tutanlar her devirde oruc tutmayanlara karsi bir hak iddiasinda bulunmustur ki bu hakta onlari oruc tutmadiklari icin elestirme hakkidir.Bu bir baskidir bunun aksini iddia atmek havanda su dögmektir. saygilarla Şu türbanlı kadının söylediklerinde bir şey yok. İnsanın doğasında vardır bu kendi bildiği doğrulara diğer insanları çekme çabası esasında farkında değil siniz belki ama burda da aynı durum söz konusu yani bu sitede bildiğimiz doğruları savunup diğer üyeleri görüşümüzü desteklemelerini sağlamak "misal yapılan anketler beni destekleyin haykırışları" o kadınında yaptığı bu Polislerin üniforma ile namaz kılması mı rahatsız ediyor yoksa namaz kılmalarımı rahatsız ediyor orasını anlayamadım (ha görevdeyim şu cuma namazını kılacam ama eve gidip üniformayı değiştirmem gerekli) Bide Fetullah Gülen cemaatinin emniyete sızmaları gibi bir şeyden bahsetmişsin hatta daha da ileri gidip birilerini çıkartıp kendi istediklerini polis yapmalarından bahsetmişsin. Bu kanıya nasıl vardın merak ettim üniformayla namaz kılmalarından mı Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Şu türbanlı kadının söylediklerinde bir şey yok. İnsanın doğasında vardır bu kendi bildiği doğrulara diğer insanları çekme çabası esasında farkında değil siniz belki ama burda da aynı durum söz konusu yani bu sitede bildiğimiz doğruları savunup diğer üyeleri görüşümüzü desteklemelerini sağlamak "misal yapılan anketler beni destekleyin haykırışları" o kadınında yaptığı bu Polislerin üniforma ile namaz kılması mı rahatsız ediyor yoksa namaz kılmalarımı rahatsız ediyor orasını anlayamadım (ha görevdeyim şu cuma namazını kılacam ama eve gidip üniformayı değiştirmem gerekli) Bide Fetullah Gülen cemaatinin emniyete sızmaları gibi bir şeyden bahsetmişsin hatta daha da ileri gidip birilerini çıkartıp kendi istediklerini polis yapmalarından bahsetmişsin. Bu kanıya nasıl vardın merak ettim üniformayla namaz kılmalarından mı gülen tarikatının emniyet içindeki örgütlenmeleri konusunda kitaplar yazıldı. bu örgütlenme, bir çok kez ortaya konmuş ve kanıtlanmıştır. bütün bunlara karşılık olarak gülen tarafından hiçbir açıklama yapılmadı ya da yapılamadı. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 gülen tarikatının emniyet içindeki örgütlenmeleri konusunda kitaplar yazıldı. bu örgütlenme, bir çok kez ortaya konmuş ve kanıtlanmıştır. bütün bunlara karşılık olarak gülen tarafından hiçbir açıklama yapılmadı ya da yapılamadı. Mesela Rahmetli Necip Hablemitoğlu'nun Köstebek isimli kitabı Fethullah Gülen'in emniyet kurumlarında nerelere kadar sızdığını belgeleriyle açıklıyor... Ancak mesele kitaplarda yazması falan değil kaç kişi okuyor bu kitapları anlattığın zamanda masal gibi dinliyorlar... Cumhuriyet Türkiye'sinde din ve vicdan özgürlüğü esas alınmıştı, herkes inancını yaşamakta özgürdü ancak 20 yıldır yoğun şekilde bir inanç istismarı yaşıyoruz... Dinin nasıl bir sektöre dönüştüğünü görmek hiç zor değil ama bir yanlış anlaşılma var insanlar bu konularda konuşmaya korkuyor "dinsizlikle" suçlanabilirler diye susuyorlar... Oysa gerçek bir inanca sahip olduğunda onu birilerinin seni suçlamasıyla kaybetmeyeceğini biliyor olursun... Çünkü kalbini ve niyetini ancak inandığın Yaratıcı bilir... Diğerleri ancak inanmak istediğine inanır... Görmedim, duymadım, söylemedim demeyi tercih ediyorlar... Alıntı
Φ sinan... Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 gülen tarikatının emniyet içindeki örgütlenmeleri konusunda kitaplar yazıldı. bu örgütlenme, bir çok kez ortaya konmuş ve kanıtlanmıştır. bütün bunlara karşılık olarak gülen tarafından hiçbir açıklama yapılmadı ya da yapılamadı. Kitapları insanlar yazar insanların farklı düşünceleri görüşleri olur. Bu düşünceleri kitaplara katarabilir. Sen sag görüşlü bir kişiden sol görüşlü bir kitap yazmasını bekleyemezsiniz. Sol görüşlü bir kişiden de sağ görüşte bir kitap yazmasını bekleyemezsiniz. Beslendiğiniz kaynak kartel medye bunu hiç bir zaman unutmayın... Fetullah Gülen'i ne kadar tanıyoruz bunu bilmek gerekli... bu ülkede kim Allah yoluna bir şeyler yapmaya kalksa CIA ajanı ilan ediliyor. Bu adam din üzerinden kaç para kazanmış kaç milyar dolar parası var evli mi kaç cocuğu var. kaç yaşında nicin bu kadar çırpınıyor.... Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2007 Kitapları insanlar yazar insanların farklı düşünceleri görüşleri olur. Bu düşünceleri kitaplara katarabilir. Sen sag görüşlü bir kişiden sol görüşlü bir kitap yazmasını bekleyemezsiniz. Sol görüşlü bir kişiden de sağ görüşte bir kitap yazmasını bekleyemezsiniz. Beslendiğiniz kaynak kartel medye bunu hiç bir zaman unutmayın... Fetullah Gülen'i ne kadar tanıyoruz bunu bilmek gerekli... bu ülkede kim Allah yoluna bir şeyler yapmaya kalksa CIA ajanı ilan ediliyor. Bu adam din üzerinden kaç para kazanmış kaç milyar dolar parası var evli mi kaç cocuğu var. kaç yaşında nicin bu kadar çırpınıyor.... f.g niçin amerika da dostum ? onun hakkında bu kadar çok şey biliyorsan bana da anlatır mısın? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2007 Polisin namaz kilmasindanmi rahatsiz oldun yoksa?Bana hitaben sorulan soruya güldüm sadece ve insanlarin nasil bu kadar sig düsünceli olabildiklerinede hayret ettim.Hemen savunmaya gecmek ve sözüm ona dindarlari savunmak.Polisin namaz kilmasi suc degildir,ama görev basinda ve üniformasi ile namaz kilmasi görevi ihmaldir.Seriatle yönetilen ülkelerde bile polis görevini terkedip camiye gitmez,birseyi ya bilerek savunun yada diyinki arkadas sen ne yazarsan yaz biz bildigimizi okuyacagiz.Burasi Türkiye Cumhuriyeti,muz cumhuriyeti degil,siz öyleyapmak istiyorsunuz o baska. Fetulah Gülen'i savunmak Fetulah Gülen'in yurt icinde ve yurt disindaki yikici faaliyetlerine ortak olmak demektir.Fetulah Gülen cemaatinin nasil calistigini bilmemek ya Türkiyede olup bitenlerden bihaber olmak yada olanlari kabullenmek demektir.Necip Hablemitoglu kartel medya mensubu degildi,önce onu ögrenmeniz gereklidir.Necip Hablemitoglunun katledilmesinin altinda Fetulah Gülenle ilgili yaptigi arastirmalar yatmaktadir ve hala cözülememistir bu cinayet,cözülememis degil cözülmemistir.Cünkü emniyeti ilgilendirmektedir. saygilarla Alıntı
Φ sacma Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2007 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2007 F.Gülen cemaatinden olmadığım gibi, hiç kimsenin cemaatinden değilim. Sade müslümanım. Ama, F.gülen, belki bir yüzyıl sonra, hepimiz toprak olduktan sonra, ismi yaşayacak. Ülkeye, Türk kültürüne yaptığı hizmetleri yazacak tarih. Siz burada çene çalarken, onun tilmizleri dünyanın dört bir yanında Türkiye denen bir ülkeden geldiklerini söylüyor ve dünyaya Türkçe öğretiyor. ... Ramazan'da baskı ve şiddeti kabül etmiyorum. Bununla beraber "din nasihattır." -hadis-. Allah'ın emir ve yasaklamalarını güzel lisanla hatırlatmak her zaman doğru bir davranıştır. Çünkü bu da bir Allah'ın yazılı emridir: "iyiliği emir, kötülükten men etme." Ayrıca başka bir ayet şöyle buyurur mealen: “Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır. Çünkü Allah, azizdir, hakimdir." -“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten meneden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır." Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.