Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Rahibe Teresa Ateist miydi?


katakuta

Önerilen İletiler

24 Ağustos 2007 Cuma 22:28 TSI

 

Rahibe Teresa inançsız mıydı?

ANASAYFA / DÜNYA 24.08.2007 - 18:13

 

 

 

LONDRA - Hıristiyan aleminde Tanrı inancının adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen, hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979'da Nobel Barış Ödülü alan, hatta bu yıl Vatikan'dan 'Azize' unvanı alması beklenen Rahibe Teresa'nın, hayatının son 40 yılında, Tanrı ve Hz. İsa'nın varlığı konusunda büyük kuşkular yaşayarak son nefesini verdiği ortaya çıktı. Haber, İngiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum köşesinde, "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi.

 

Makedonyalı Arnavut bir Katolik olan ve yoksul çocuklara yardım için gittiği Hindistan'ın Kalküta kentinde 1997'de 87 yaşındayken ölen Rahibe Teresa'ya, 4 yıl önce Vatikan tarafından 'mübarek insan' unvanı verilmişti.

 

Azizelikten bir önceki aşama sayılan bu sıfata ölümünden sonra kavuşan Rahibe Teresa ile ilgili gündemi sarsan yeni bilgiler, Kalküta'ya gidişinden sonra üst düzey rahiplere, sırdaşlarına ve dostlarına yazdığı gizli mektuplardan derlendi.

 

'DUA ETMEYİ BIRAKTIM' DEMİŞ

18 yaşında rahibe olan ve 1949'da Hindistan'a giden Rahibe Teresa'nın mektupları, kendisinin Kalküta'ya geldikten sonra adeta inançlı ruhunu kaybetmeye ve Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başladığını gösteriyor. Bu kuşkular içinde son nefesini veren Rahibe Teresa'nın, bir keresinde 'Dua etmeyi bıraktım' dediğine de dikkat çekiliyor.

 

VASİYETİ: MEKTUPLARIMI İMHA EDİN

"Ölümümden sonra hepsini imha edin" şeklindeki vasiyetine rağmen Kilise'nin bugüne kadar sakladığı mektuplar, Vatikan'ın Rahibe Teresa'ya 'Azize' unvanı vermesi için çabalayan Peder Brian Kolodiejchuk tarafından derlendi. Kolodiejchuk, "Bu mektuplardaki sözleri, Rahibe'nin yaşadığı ruhsal işkenceyi gösteriyor. Acı çekmesi onu daha da kahramanlaştırıyor" dese bile, dünya medyasında durum daha farklı algılandı.

 

'GÜLÜMSEYİŞİM BİR MASKE'

Hıristiyan aleminin hayırsever kahramanıyla ilgili olarak Kolodiejchuk'un kaleme aldığı 'Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol' adlı kitapta Rahibe Teresa'nın çeşitli mektuplarındaki şu ifadeler göze çarpıyor:

 

"İnancım nereye gitti? Ruhumun derinliklerinde tam bir boşluk ve karanlık var. Tanrım, eğer varsan beni affet... Bu derin Tanrı özlemim geri tepti. Artık inanç yok, coşku yok aşk yok. Dua ederken dilim söylüyor ama yürekten konuşmuyor. Gülümseyişim aslında herşeyi örten bir maske. Kalbim Tanrı aşkıyla doluymuş gibi konuşuyorum... 'Bu ne ikiyüzlülük' dersiniz... Ben ne için çalışıyorum? Eğer Tanrı yoksa ruh da olamaz. Eğer ruh yoksa, ey İsa demek sen de doğru değilsin." (DIŞ HABERLER)

 

(www.gazeteport.com.tr)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 50
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Haberi okuyunca ben de şaşırdım. Özellikle din görevlisi olan bir insanının inanç konusunda sonradan kuşkuya ve boşluğa düşmesi az rastlanan bi durum. Mektuplarından anlaşıldığına göre rahibe Teresa sonradan ateist veya agnostik olmuş.

 

Ama görüldüğü gibi son 40 yılını kuşkular içinde veya inançsız olarak geçirmesi onun yardımsever ve iyi bir insan olmasına engel olmamış. Ben her zaman bunu savunurum.Bir insanın iyi olması için ille de bir dine gerek yok.(bana göre tabi)

 

Dikkatimi çeken bi nokta ise; Kalküta'ya gittikten sonra inançlarını yitirmeye başlaması, burada onu etkileyen bi şey mi oldu yoksa bu bi tesadüf müydü acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Rahibe Teresa son anda paçayı kurtarmış. Yoksa rahibe olarak tanrının huzuruna varsaydı tanrı onu asık bir yüzle karşılayacaktı ve şöyle diyecekti:

 

-"Sana onca akıl vermiştim Teresa! Sizi denemek için onca mantıksızlıkla doldurduğum kitaplar gönderdim, bakalım kullarım gerçeği görüp anlayacaklar mı diye sizi denedim. Umdum ki kullarım aklını kullanıp "bu kitaplarda anlatılan tanrı olamaz, tanrı çok daha yüce ve mantıklı bir varlık olmalıdır" desinler. Böylece gerçek tanrıya, bana ulaşmalarını sağlamak istemiştim." Sonra da meleklere emredecekti:

-"Neyse, şunu alın götürün, karşımda yerin dibine geçtiği ona yeter, cennetin alt kademesine koyun. Gerçeğe ayıktıkça yukarılara yükselsin."

 

Şimdi ise şöyle demiş olmalı:

-"Aferin Teresa! Bir an düşüncesizce öleceğini sanmıştım. Ettiğin bir kaç duaya güvenip cennete bedavadan kapağı atacağını düşünerek geleceğinden korkmuştum. Gerçi insanlığa fazla bir katkın olmadı, neyse, götürün onu, cennetin alt kademesine koyun. Gerçeğe ayıktıkça yukarı yükselsin."

 

Bir fark olmadı mı? Olmayacak tabii, fark olacağını da nereden çıkardınız?

 

NOT: Senaryo çok mu mantıksız geldi? Niye? Şu niye mantıksız gelmiyor:

 

"(Cumartesi günü hiç bir iş yapmamaları emredilen, balıkçılıkla geçinen sahil kasabası halkına, diğer günler gelmeyen) balıklar, cumartesi günleri akın akın gelirlerdi. İşte biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk." (Kur'an 7/163)

 

Böylesi anlamsız bir imtihanı, hangi mantığa sahip bir yaratıcı yapar? Kobayları kafese koyup yiyeceğin bulunduğu kapıyı bulabilecekler mi diye zekalarını sınayan bilimciler bile farelere böyle basit ve acımasız davranmaz. Üstelik yiyecği bulamayan geri zekalı fareleri, kızıp fırına da atmazlar.

 

Gerçi cumartesi günü yahudilere iş yapmamalarını söyleyen tanrı, sıra müslümanlara gelince daha mantıklı davranıp cuma günü namazdan sonra işlerine dağılabileceklerini söylemiş. Zaten mucizelerin bir faydası olmadığını gördüğü için müslümanlara artık mucize göstermemeye de karar verdiğini söylüyor.

 

Daha sonra gerçeğe iyice ayıkmış ve dinin insanlara bir katkı yapmadığını görüp kitap ve peygamber göndermeye son vermiş...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"(Cumartesi günü hiç bir iş yapmamaları emredilen, balıkçılıkla geçinen sahil kasabası halkına, diğer günler gelmeyen) balıklar, cumartesi günleri akın akın gelirlerdi. İşte biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk." (Kur'an 7/163)

 

Böylesi anlamsız bir imtihanı, hangi mantığa sahip bir yaratıcı yapar? Kobayları kafese koyup yiyeceğin bulunduğu kapıyı bulabilecekler mi diye zekalarını sınayan bilimciler bile farelere böyle basit ve acımasız davranmaz. Üstelik yiyecği bulamayan geri zekalı fareleri, kızıp fırına da atmazlar.

 

Gerçi cumartesi günü yahudilere iş yapmamalarını söyleyen tanrı, sıra müslümanlara gelince daha mantıklı davranıp cuma günü namazdan sonra işlerine dağılabileceklerini söylemiş. Zaten mucizelerin bir faydası olmadığını gördüğü için müslümanlara artık mucize göstermemeye de karar verdiğini söylüyor.

 

 

cumartesi günü yahudilere verilen vazifeyle namaz kılmak oruç tutmak arasındaki vazife arasında herhangi bir fark göremeyen saygıdeğer demirefe arkadaşım...hiçbirşeyin değiştiği yok vazife aynı vazife onlara ibadet olarak cumartesi günü iş yapmamaları emredilmiş .müslümanlarada yılın bir ayı oruç tutmak ve 365 gün 5 vakit namaz kılmak emredilmiş..imtihan farklı ama netice aynı..misal olarak öğretmenin yazılı ve sözlüsü göz önünde bulundurulabilir değil mi?:D

 

 

sadece cuma günleri namazdan sonra işlerine devam etmekle yahudilerin cumartesileri bütün gün iş yapmamalarını ele almak yanlış olur kanaatimce

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"(Cumartesi günü hiç bir iş yapmamaları emredilen, balıkçılıkla geçinen sahil kasabası halkına, diğer günler gelmeyen) balıklar, cumartesi günleri akın akın gelirlerdi. İşte biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk." (Kur'an 7/163)

 

Böylesi anlamsız bir imtihanı, hangi mantığa sahip bir yaratıcı yapar?

 

"yoldan çıkmalarından dolayı"cümlesini nasıl da yabana atarsınız hemen... gayet açık,emre ya uyarsın ya da uymazsın.. varsa kalbinde uymamak için bi fesatlık,al sana yapamayacağın bi imtihan.. öyle ya ,kalbine karşılık gideceğin yeri,sergilediğin davranışlarınla bi haket bakalım... haket ki ,ilerde sana sorulduğunda,"emrimi duydun mu ?"diye,duydum ama işime gelmedi diyesin... Doğrusunu Allah BiLiR

Bu olsa olsa herşeye gücü yeten,ilmi herşeyi kuşatan,aklımızın alamayacağı kadar yüce sıfatlara sahip ,tek ve eşi benzeri olmayan bir yaratandan...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:clover: Bu sözü tuttum.

"Tanrı'nın tek eksiği, var olmamasıdır."

 

Saygılar.

 

Var... Var... Var...

Ben şahidim ki var... olması imkansız sanılan şeyleri inkanlı kılan,varlığını her daim hissettiren, her an her bir düşüncemi anlattığım,içimi döktüğüm,yerine göre duama karşılık veren Rabbime hamdolsun...O,müminlerin tek dostu ve yardımcısıdır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Var... Var... Var...

Ben şahidim ki var... olması imkansız sanılan şeyleri inkanlı kılan,varlığını her daim hissettiren, her an her bir düşüncemi anlattığım,içimi döktüğüm,yerine göre duama karşılık veren Rabbime hamdolsun...O,müminlerin tek dostu ve yardımcısıdır...

 

Gönlünde olan bir şeye ancak gönlünce inanabilir bir insan, ama var var var diye tutturmanın da bir anlamı yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cumartesi günü yahudilere verilen vazifeyle namaz kılmak oruç tutmak arasındaki vazife arasında herhangi bir fark göremeyen saygıdeğer demirefe arkadaşım...hiçbirşeyin değiştiği yok vazife aynı vazife onlara ibadet olarak cumartesi günü iş yapmamaları emredilmiş .müslümanlarada yılın bir ayı oruç tutmak ve 365 gün 5 vakit namaz kılmak emredilmiş..imtihan farklı ama netice aynı..misal olarak öğretmenin yazılı ve sözlüsü göz önünde bulundurulabilir değil mi?:D

sadece cuma günleri namazdan sonra işlerine devam etmekle yahudilerin cumartesileri bütün gün iş yapmamalarını ele almak yanlış olur kanaatimce

 

saygılar...

 

Allahın şimdiye kadar kimseye gökten beşkuruşluk yardım yaptığı görülmemiştir ama yasaklamaya geelince pek heveslidir maşallah.Şu günde çalışma,şu günde balık avlama, bir ay oruç tut.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın şimdiye kadar kimseye gökten beşkuruşluk yardım yaptığı görülmemiştir ama yasaklamaya geelince pek heveslidir maşallah.Şu günde çalışma,şu günde balık avlama, bir ay oruç tut.

 

yasaklamak ayrı ,dediğin gibi gökten para dağıtmak ayrı birşedir...hiçbir aklı başında mülüman çıkıpta Allah göktedir demezken size ne oluyorda mekan edindiriyorsunuz Rabbim'e...???kurduğun cümleye önce kendin inan sonra saldır lütfen:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yasaklamak ayrı ,dediğin gibi gökten para dağıtmak ayrı birşedir...hiçbir aklı başında mülüman çıkıpta Allah göktedir demezken size ne oluyorda mekan edindiriyorsunuz Rabbim'e...???kurduğun cümleye önce kendin inan sonra saldır lütfen:D

 

Ne varmış katakuta'nın kurduğu cümlede?

 

Muhammed Kuran'da aynısını kullanmıyor mu? Ona neden itiraz etmiyorsun? katakuta'ya itiraz etmek fantazia yolcusu, Muhammed'e itiraz etmek kebaphane yolcusu mu yapar?

 

Hem Kuran'daki çelişkileri görme, hem de gel aynı "jargonu" kullanarak, sana birşey soran insanları "yanlış cümle kurmakla" suçla!!

 

Bakara Suresi 59 Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler.Bu- nun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indir- dik.

A'raf Suresi 162 Onların zulme sapanları, sözü, kendilerine söylenenin dışında bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine biz de üzerlerine gökten bir pislik azabı saldık; çünkü zulmediyorlardı.

Hicr Suresi 14 Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

Şuara Suresi 4 Eğer istersek gökten üzerlerine bir mucize indiririz de boyunları onun önünde perişanlıkla eğilip kalır.

Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

 

*

 

Mülk Suresi 16 O göktekinin, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer aniden çalkalanmaya başlar.

Mülk Suresi 17 O göktekinin, çakıl taşları taşıyan bir rüzgârı üzerinize salmayacağından emin misiniz? O zaman bileceksiniz nasılmış uyarım!

Hakka 16. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.

Hakka 17. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.

 

Kuran'da Allah'ın yeri yurdu bellidir. Vahy gönderebilen, ziyaret edilebilen, kendisine meleklerin 50 bin yılda ulaştığı bir adreste oturan bir şeydir Allah.

 

Muhammed'in öngördüğü evren, dünya merkezli, tabak büyüklüğünde güneş ve ay tarafından sırayla aydınlatılan, tavanı olan, tavanında boncuklar gibi yıldızlar çakılı olan, tavanının üstünde de Allah'ın 8 melek tarafından taşınabilecek büyüklükteki tahtına oturup seyrettiği bir tiyatro salonu gibi bişey. Bu evren modelinde ebette Allah sıkılmamak için aşağıyı sahneyi seyredecek, kızacak, köpürecek, torpil geceçek, favori seçecek, kimisinin tepesine taş atacak, kimisinin tepesine pislik dökecek, kkimisine helva atacak falan filan yani.

 

Muhammed sonra burak/refref yaratığına binip Allah'ı ziyaret edecek.

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"?

Yükselmek ne demek?

 

Muhammed gökyüzünü, bedevi çadırı gibi yarılabilen, yırtılabilen, lime lime sarkan bişey sanmaktadır. Muhammed, Allah'ın sekiz melek tarafından taşınan arşı üzerinde o yarıktan geleceğini sanmaktadır.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne varmış katakuta'nın kurduğu cümlede?

 

.

.

.

Muhammed sonra burak/refref yaratığına binip Allah'ı ziyaret edecek.

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"?

Yükselmek ne demek?

 

Muhammed gökyüzünü, bedevi çadırı gibi yarılabilen, yırtılabilen, lime lime sarkan bişey sanmaktadır. Muhammed, Allah'ın sekiz melek tarafından taşınan arşı üzerinde o yarıktan geleceğini sanmaktadır.

 

Saygılar.

 

kırmızı fontla belli ettiğim yükselmek anlamı vermiş olduğunuz ayettlerdeki gökten kelimeleri ile ne alakası var çözemedim..ben bu ayetlerden gökten gönderilen azablardan bahsedildiğini anlıyorum ..ve burdaki her 100 kişiden 99 uda bunu anlıyordur sanırım bunu görememeniz beni şaşırttı..

yükselmek kelimesine gelince .bu çok anlam teşkil ediyor ..ilk önce bir lugatta yükselmek kelimesinin ne anlamlara geldiğine bakınız .eğer yükselmek kelimesi göğe çıkmak demekse sadece o zaman haklı olurdunuz....

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne varmış katakuta'nın kurduğu cümlede?

 

Muhammed Kuran'da aynısını kullanmıyor mu? Ona neden itiraz etmiyorsun? katakuta'ya itiraz etmek fantazia yolcusu, Muhammed'e itiraz etmek kebaphane yolcusu mu yapar?

 

Hem Kuran'daki çelişkileri görme, hem de gel aynı "jargonu" kullanarak, sana birşey soran insanları "yanlış cümle kurmakla" suçla!!

 

Bakara Suresi 59 Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler.Bu- nun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indir- dik.

A'raf Suresi 162 Onların zulme sapanları, sözü, kendilerine söylenenin dışında bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine biz de üzerlerine gökten bir pislik azabı saldık; çünkü zulmediyorlardı.

Hicr Suresi 14 Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

Şuara Suresi 4 Eğer istersek gökten üzerlerine bir mucize indiririz de boyunları onun önünde perişanlıkla eğilip kalır.

Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

 

*

 

Mülk Suresi 16 O göktekinin, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer aniden çalkalanmaya başlar.

Mülk Suresi 17 O göktekinin, çakıl taşları taşıyan bir rüzgârı üzerinize salmayacağından emin misiniz? O zaman bileceksiniz nasılmış uyarım!

Hakka 16. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.

Hakka 17. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.

 

Kuran'da Allah'ın yeri yurdu bellidir. Vahy gönderebilen, ziyaret edilebilen, kendisine meleklerin 50 bin yılda ulaştığı bir adreste oturan bir şeydir Allah.

 

Muhammed'in öngördüğü evren, dünya merkezli, tabak büyüklüğünde güneş ve ay tarafından sırayla aydınlatılan, tavanı olan, tavanında boncuklar gibi yıldızlar çakılı olan, tavanının üstünde de Allah'ın 8 melek tarafından taşınabilecek büyüklükteki tahtına oturup seyrettiği bir tiyatro salonu gibi bişey. Bu evren modelinde ebette Allah sıkılmamak için aşağıyı sahneyi seyredecek, kızacak, köpürecek, torpil geceçek, favori seçecek, kimisinin tepesine taş atacak, kimisinin tepesine pislik dökecek, kkimisine helva atacak falan filan yani.

 

Muhammed sonra burak/refref yaratığına binip Allah'ı ziyaret edecek.

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"?

Yükselmek ne demek?

 

Muhammed gökyüzünü, bedevi çadırı gibi yarılabilen, yırtılabilen, lime lime sarkan bişey sanmaktadır. Muhammed, Allah'ın sekiz melek tarafından taşınan arşı üzerinde o yarıktan geleceğini sanmaktadır.

 

Saygılar.

 

 

kırmızı fontla belli ettiğim yükselmek anlamı vermiş olduğunuz ayettlerdeki gökten kelimeleri ile ne alakası var çözemedim..ben bu ayetlerden gökten gönderilen azablardan bahsedildiğini anlıyorum ..ve burdaki her 100 kişiden 99 uda bunu anlıyordur sanırım bunu görememeniz beni şaşırttı..

yükselmek kelimesine gelince .bu çok anlam teşkil ediyor ..ilk önce bir lugatta yükselmek kelimesinin ne anlamlara geldiğine bakınız .eğer yükselmek kelimesi göğe çıkmak demekse sadece o zaman haklı olurdunuz....

 

saygılar...

 

E yani insaf. Yukarıda BrainSlapper arkadaşımızın yazdıklarını körkütük inatla anlamamak veya anlamamazlık etmek niye? Neymiş efendim lugatta yükselmek kelimesinin ne anlamalara geldiğine bakılacakmış. Herhalde hiç bir sözlük yükselmeyi Allah katına çıkmak olarak açıklamaz. Bunu açıklasa açıklasa -ki öyle, Kuran açıklar.

 

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"?

 

Siz bundan ne anlıyorsunuz? Sizin anladığınıza göre Muhammed nereye yükselmiş sahiden?

 

Sakın, rızkımızın da, tehdit edildiğimiz gökte bulunan şeyin yanına olmasın...

 

Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"?

 

Siz bundan ne anlıyorsunuz? Sizin anladığınıza göre Muhammed nereye yükselmiş sahiden?

 

Sakın, rızkımızın da, tehdit edildiğimiz gökte bulunan şeyin yanına olmasın...

 

Sevgili muki,

 

Müslüman arkadaşlarımız zaten, bu soruları sorabilseler, din denen şeyin bir masal külliyatı olduğunun farkına varacaklar.

 

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye yükselmiş hakkaten?

 

Bakalım:

 

MIRAC

 

-http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00009.htm-http://www.enfal.de/itarih08.htm-

 

Arapça'da merdiven, yukari çikmak, yükselmek anlamlarini dile getirir. Islam'da Hz. Peygamber (s.a.s)' in göge yükselerek Allah'in huzuruna kabul edilmesi olayi. Mirac olayi hicretten bir yil ya da onyedi ay önce Receb ayinin yirmi yedinci gecesi gerçeklesir. Olayin iki asamasi vardir. Birinci asamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'in andigi bu asama, gece yürüyüsü anlaminda isra adini alir. Ikinci asamayi ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselisi olusturur. Mirac olarak anilan bu yükselme olayi Kur'an'da anilmaz, ama çok sayidaki hadis ayrintili biçimde anlatilir.

 

Hadislerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasinin kizi Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail gelip gögsünü yardi, kalbini Zemzem ile yikadiktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adli binege bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve diger bazi peygamberler tarafindan karsilandi. Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diger peygamberlere namaz kildirdi.

 

Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yaninda Cebrail oldugu halde göge yükselmeye basladi. Gögün birinci katinda Hz. Adem, ikinci katinda Hz. Isa ve Yahya, üçüncü katinda Hz. Yusuf, dördüncü katinda Hz. Idris, besinci katinda Hz. Harun, altinci katinda Hz. Musa ve yedinci katinda Hz. Ibrahim ile görüstü. Cebrail ile birlikte yükselis Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarim" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldi. Hz. Peygamber (s.a.s) buradan itibaren Refref adli baska bir binekle yükselisini sürdürdü. Bu yükselis sirasinda Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabini müsahede etti. Sonunda Allah'in huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah'a sirk kosmayanlarin Cennet'e girecegi müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve bes vakit namaz fari kilindi. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.

 

Eee? Nereye yükselmiş Muhammed? Yerin dibine yükselinmez heralde, göğe yükselmiş, kat kat sayıyor adam, göğe yükseldim diyor, Allah'ın yanına yükseldim diyor !!!

 

Allah da bir sultan edasıyla kabul etmiş Muhammed bin Abdullah'ı. Huzuruna almış. Karşı karşıya konuşmuşlar.

Mekansız (!) denen Allah ile Muhammed karşı karşıya konuşmuşlar. hatta Muhammed mekansız olan Allah'a giden yolu bile tarif etmit, birinci kat, ikinci kat vs...

 

Sonra da masal deyince kızarlar.

Keloğlan masalları bile bunun yanında daha gerçekçi.

*

 

Peki işin aslı ne?

Aslı bizce malum.

Muhammed bin Abdullah Hazretleri sevgiden ve ilgiden uzak olarak, toplumdan uzakta çoban olarak büyümüş olan bir adam.

Sara hastası, belki de şizofreni var. Rüyalar, Hayaller ve halüsinasyonlar görüyor.

Halüsinasyonları gerçek sanıyor.

Rüyaları gerçek sanıyor.

Hayallerini gerçek sanıyor.

 

MIRAC

 

-http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00009.htm-http://www.enfal.de/itarih08.htm-

 

Ahad hadislere dayansa da Mirac olayinin gerçekliginde tüm müslümanlar birlesmislerdir. Ancak olayin gerçeklesme biçimi Islam bilginleri arasinda görüs ayriliklarina neden olmustur. Buna göre Ibn Abbas'in da içinde bulundugu bazi bilginlere göre Mirac olayi uykuda gerçeklesmistir. Bilginlerin büyük çogunluguna göre ise uyku durumunda ve rüyada degil, uyanik iken gerçeklesmistir. Fakat bu görüsü savunanlar da Mirac'in yalniz ruhla mi, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi oldugu konusunda ikiye ayrilmislardir. Sonraki Kelamcilarin büyük çogunluguna göre mirac olayi uyanikken hem ruh, hem de bedenle gerçeklesmistir. Içlerinde Hz. Aise'nin de bulundugu bazi bilginlerle mutasavviflarin büyük çogunluguna göre ise uyanik durumda iken ama yalniz ruhla gerçeklesmistir.

 

Adam fantastik bir rüya görmüş, rüyasını gerçek sanıyor. Olay bu kadar basit.

Muhammed bin Abdullah'ın bütün o vahy masalları, Cebrail masalları da birer rüya ve halüsinasyondan ibaret.

Kafasındaki heyezanları, halüsinasyonları gerçek sanıyor adam.

 

Olayı anlatırken kullandığı kavramlar da, onun Tanrı hakkındaki düşünceleri hakkında bize açık-seçik bilgi veriyor.

Tanrı, ona göre, 7 kat göğün tepesindeki tahtında oturan, duruma göre esen, gürleyen, duruma göre elma, armut ikramında bulunan bir Arap Şeyhi gibi bişey. Bundan ötesi değil.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Brain, etrafında dolaşıp görülmesini sağlamaya çalıştığımız konuları sen küt diye ortaya koyuveriyorsun. Bu radikal tavrını takdir ediyorum. Ben insanların evren karşısında çok kesin bir yargı geliştirmelerini ve kesin bir kanı sahibi olmalarını sağlamaya çalışma yanlısı değilim. Her şeyden kuşkulanmak ve farklı açılardan bakabilme yanlısıyım. Kuşku hayattır. Sadece ölüler kuşkulanmaz.

 

O yüzden "tanrının olmayabileceği" kuşkusunun bir inançlının zihninde belirmesi kadar, "olabileceği" kuşkusunun da bir inanmayanın zihninde belirmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha doğrusu her iki tarafın da bunu sağlamaya çalışma hakkı var ve ilişkilerimizi güzel, anlamlı kılan da bu.

 

Bu dünyamızı ve hayatımızı renklendirecek olan şeydir. Bir düşünelim, burada yazıyoruz yazıyoruz ve bir tane inançlı itiraz gelmiyor. Ne olurdu? Sıkılır ve bırakırdık.

 

İnsanın sosyalitesi, kendine özdeş olanlarla ortak yanlarından çok, kendine benzemeyenlerle olan karşıtlıkları üzerine kuruludur. Kendimizin aynı olanlarla sürekli yaşamak bizi sıkar.İsteriz ki birileri bize karşı çıksın ve tartışalım.

 

Gerçi bütün bu söylediklerim, medeni, dürüst, açık ve hoşgörülü bir toplum ortamı için geçerli. Böyle bir toplum olmadığımız için de ateş serbest, vur abalıya, nasılsa abası kalın!

 

Doğu toplumları hep duygusal ve sevgiye aç olmuştur. Tamam, sevsinler peygamberlerini de, "Seni sevmeyen ölsün!" demeseler? Daha akşam kandil konuşması yapan hocaefendi tv de konu inançsızlara geldi mi yüzünü asa asa "Allah onları asla affetmeyecek, asla cennet kokusu tattırmayacak, ebedi cehennemde kalacaklar!" diye tehditler savuruyordu.

 

Öte yandan 99 adam öldürmüş, "Allah seni affetmez" dedi diye*(dipnot) yüzüncüyü öldürmüş adamı affeden bir Allah hikayeleri, bir yanda kendisine inanmıyor diye yakan Allah hikayesi. Yok yani, bu anlatılan İslam'ın tanrısı "iyi, tamam inandım ama ne seni seviyorum, ne peygamberini" dese, daha beter bir öfkeye kapılacak zahir... Bu kültürde sevmek her şey, sevmemek ölüm! Ne bu sevgi açlığı anlamadım gitti!

 

Bu nasıl bir kültür böyle ya? Bu kültürde sen haklısın, senin yaptığın doğru Brain. Radikale radikal, köktenciye kökten...

 

 

*dipnot: Burada adamın derdi affedilmemek değil, nefretle karşılanmak, anlıyor musunuz? Bu kültür, "evlilikte keramet olduğuna" da inanır. Ver gül gibi kızı orangutan gibi adama, zamanla sevmeye başlar. Ne de olsa amaç "ümmetin sayısını" artırmak!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

E yani insaf. Yukarıda BrainSlapper arkadaşımızın yazdıklarını körkütük inatla anlamamak veya anlamamazlık etmek niye? Neymiş efendim lugatta yükselmek kelimesinin ne anlamalara geldiğine bakılacakmış. Herhalde hiç bir sözlük yükselmeyi Allah katına çıkmak olarak açıklamaz. Bunu açıklasa açıklasa -ki öyle, Kuran açıklar.

 

Muhammed burak/refref yaratığına binip nereye "yükselmiş"?

 

Siz bundan ne anlıyorsunuz? Sizin anladığınıza göre Muhammed nereye yükselmiş sahiden?

 

Sakın, rızkımızın da, tehdit edildiğimiz gökte bulunan şeyin yanına olmasın...

 

Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

 

 

şimdi bakalım sayın brainslapper arkadşımız bir kaç ayet vermiş aynen kopyalıyorum...

Bakara Suresi 59 Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler.Bu- nun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indir- dik. (tehdit )

A'raf Suresi 162 Onların zulme sapanları, sözü, kendilerine söylenenin dışında bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine biz de üzerlerine gökten bir pislik azabı saldık;(tehdit) çünkü zulmediyorlardı.

Hicr Suresi 14 Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

Şuara Suresi 4 Eğer istersek gökten üzerlerine bir mucize indiririz de boyunları onun önünde perişanlıkla eğilip kalır.

Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

 

*

 

Mülk Suresi 16 O göktekinin, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer aniden çalkalanmaya başlar.

Mülk Suresi 17 O göktekinin, çakıl taşları taşıyan bir rüzgârı üzerinize salmayacağından emin misiniz? O zaman bileceksiniz nasılmış uyarım!

Hakka 16. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.

Hakka 17. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.

 

zariyat süresi22 sizin rızkınızda göktedir,tehdit edildiğiniz şey de.

 

sizin rızkınızda göktedir:yağmur ve onla gelen ekin vs vs

tehdit edildiğiniz şey de:büyük ve kırmızı alıntıladığım yere bakın gökten pislik bir azab saldık..neyle tehdit ediliyoruz gökten inecek bir azabla ...

e pes yani eğer bunu anlayamıyorsanız ve başka yerlere çekiyorsanız sölicek başka bişe bulamıyoruz size...

bu kadar açık ve net bişekilde uyarıyorken Kuran

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi bakalım sayın brainslapper arkadşımız bir kaç ayet vermiş aynen kopyalıyorum...

Bakara Suresi 59 Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler.Bu- nun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indir- dik. (tehdit )

A'raf Suresi 162 Onların zulme sapanları, sözü, kendilerine söylenenin dışında bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine biz de üzerlerine gökten bir pislik azabı saldık;(tehdit) çünkü zulmediyorlardı.

Hicr Suresi 14 Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

Şuara Suresi 4 Eğer istersek gökten üzerlerine bir mucize indiririz de boyunları onun önünde perişanlıkla eğilip kalır.

Zariyat Suresi 22 Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

 

*

 

Mülk Suresi 16 O göktekinin, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer aniden çalkalanmaya başlar.

Mülk Suresi 17 O göktekinin, çakıl taşları taşıyan bir rüzgârı üzerinize salmayacağından emin misiniz? O zaman bileceksiniz nasılmış uyarım!

Hakka 16. Gök yarılmıştır. O gün o, lime lime sarkmıştır.

Hakka 17. Melek de onun kenarlarındadır. Rabbinin arşını, o gün onların üstündeki sekiz taşır.

 

zariyat süresi22 sizin rızkınızda göktedir,tehdit edildiğiniz şey de.

 

sizin rızkınızda göktedir:yağmur ve onla gelen ekin vs vs

tehdit edildiğiniz şey de:büyük ve kırmızı alıntıladığım yere bakın gökten pislik bir azab saldık..neyle tehdit ediliyoruz gökten inecek bir azabla ...

e pes yani eğer bunu anlayamıyorsanız ve başka yerlere çekiyorsanız sölicek başka bişe bulamıyoruz size...

bu kadar açık ve net bişekilde uyarıyorken Kuran

 

Muhammed o zaman ki insanları nasıl korkutacağını biliyormuş ve ona göre tehdit etmiş. Allah'a ve bana inanmazsanız gökten azab inecek demiş. Yani bunlar masalımsı tehdit savurmalar. Oysa, Muhammed ileriyi gören (ya da Kuran'ın Allah'ımı demem daha doğru olur acaba) bir insan olsaymış, şöyle demesi gerekirdi:

 

''Allah'a ve bana inanın. Şayet yaptığınız yanlışlıklarla doğanın dengesini bozarsanız dünya size yaşanacak yer olmaktan çıkar. Kutupta buzlar erir. Denizlerin su seviyesi yükselir. Ekin ekecek yer bulamazsınız, bulsanız bile denge bozulduğu için yağmur ve/veya kuraklık ekinlerinizi perişan eder. Dünyanın dengesini koruyun ki, açlık gelip kapınızı çalmasın.''

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sizin rızkınızda göktedir:yağmur ve onla gelen ekin vs vs

tehdit edildiğiniz şey de:büyük ve kırmızı alıntıladığım yere bakın gökten pislik bir azab saldık..neyle tehdit ediliyoruz gökten inecek bir azabla ...

e pes yani eğer bunu anlayamıyorsanız ve başka yerlere çekiyorsanız sölicek başka bişe bulamıyoruz size...

bu kadar açık ve net bişekilde uyarıyorken Kuran

 

Badican,

 

Rahibe Teresa konusundan, bu noktaya neden geldik?

katakuta sana "Allahın şimdiye kadar kimseye gökten beşkuruşluk yardım yaptığı görülmemiştir." dediği için katakuta'ya "...hiçbir aklı başında mülüman çıkıpta Allah göktedir demezken size ne oluyorda mekan edindiriyorsunuz Rabbim'e...???kurduğun cümleye önce kendin inan sonra saldır lütfen" diyerek, hem onun Allah göktedir diye iddia ettiğini ileri sürdün, hem de kurduğu cümlenin yanlış olduğunu iddia ettin.

 

Allah'a inanmayan biri Allah'ın gökte olduğunu bveya mekansız olduğunu, herşeyden evveli, Allah olduğunu iddia edebilir mi?

Etmez, etmedi de zaten.

 

Sana sorduğu soru, Allah'ın mekanıyla ilgili bir soru değildi, azap, pislik, falan indiren Allah neden para indirmiyor diye basit bir soru sordu.

 

Konuyu değiştirdin. Ama değiştirdiğin de iyi oldu.

 

Zira, Müslümanlar Allah göktedir demeyebilir, bu müslümanların sorunu, ama Kuran da, Muhammed de Allah göktedir diyor. Nasıl dediklerini de sana ayrıntılarıyla gösterdim.

 

Müslümanlar, Muhammed'in ve onun Allah'ının söylediği birçok şeyi beğenmiyorlar zaten. Beğenmedikleri için, Ya ayetleri cilalarlar, ya makyajlarlar, adamın söylediği ile taban tabana zıt anlamlar katark beğenmedikleri sözleri "beğenilir" duruma getirmeye çalışırlar.

 

Allahınızın ve peygamberinizin lafları beğenmiyorsanız, ona yapabileceğim bişey yok.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

''Allah'a ve bana inanın. Şayet yaptığınız yanlışlıklarla doğanın dengesini bozarsanız dünya size yaşanacak yer olmaktan çıkar. Kutupta buzlar erir. Denizlerin su seviyesi yükselir. Ekin ekecek yer bulamazsınız, bulsanız bile denge bozulduğu için yağmur ve/veya kuraklık ekinlerinizi perişan eder. Dünyanın dengesini koruyun ki, açlık gelip kapınızı çalmasın.''

 

Muhammed'in 7. yüzyıldaki bilgilerle hayalinde yarattığı Allah nerden bilsin bunları muki'ciim.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Badican,

 

Rahibe Teresa konusundan, bu noktaya neden geldik?

katakuta sana "Allahın şimdiye kadar kimseye gökten beşkuruşluk yardım yaptığı görülmemiştir." dediği için katakuta'ya "...hiçbir aklı başında mülüman çıkıpta Allah göktedir demezken size ne oluyorda mekan edindiriyorsunuz Rabbim'e...???kurduğun cümleye önce kendin inan sonra saldır lütfen" diyerek, hem onun Allah göktedir diye iddia ettiğini ileri sürdün, hem de kurduğu cümlenin yanlış olduğunu iddia ettin.

 

Allah'a inanmayan biri Allah'ın gökte olduğunu bveya mekansız olduğunu, herşeyden evveli, Allah olduğunu iddia edebilir mi?

Etmez, etmedi de zaten.

 

Sana sorduğu soru, Allah'ın mekanıyla ilgili bir soru değildi, azap, pislik, falan indiren Allah neden para indirmiyor diye basit bir soru sordu.

 

Konuyu değiştirdin. Ama değiştirdiğin de iyi oldu.

 

Zira, Müslümanlar Allah göktedir demeyebilir, bu müslümanların sorunu, ama Kuran da, Muhammed de Allah göktedir diyor. Nasıl dediklerini de sana ayrıntılarıyla gösterdim.

 

Müslümanlar, Muhammed'in ve onun Allah'ının söylediği birçok şeyi beğenmiyorlar zaten. Beğenmedikleri için, Ya ayetleri cilalarlar, ya makyajlarlar, adamın söylediği ile taban tabana zıt anlamlar katark beğenmedikleri sözleri "beğenilir" duruma getirmeye çalışırlar.

 

Allahınızın ve peygamberinizin lafları beğenmiyorsanız, ona yapabileceğim bişey yok.

 

Saygılar.

 

bakınız kırmızıyla belirttiğim üzre Allah'ın gökte olduğunu söleyen sayın katakutadır.cümlesinden başka manalar çıkarmayalım ayan beyan ortadayken cümlesi .gökten para nie dağıtmıyor demiş sayın katakuta eğer ki gökten neden para yağdırmıyor demiş olsaydı haklı olurdunuz...

 

 

doğru diyorsun Allah'a inanmayan biri neden burda bitakım şeyler iiddia etsin değilmi.bunu sayın katakutaya sormalısın :)

neyseki sayın katakuta öyle güzel bir yere değinmişki onun sorusunada gelelim.

''sizin rızkınızda göktedir ,tehdit edildiğiniz şeyde''..ayetinde rızkın gökten yani yağmurla geldiğini sölüyor Kuran.rıkık nedir temel ihtiyaç değil mi?temel ihtiyacı hasat olarak veren ekini eken biçen insan değil mi bunun karşılığındada para kazanıp kendini geçindirmiyor mu?sanırım sorunuzun cevabını aldınız:)

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bakınız kırmızıyla belirttiğim üzre Allah'ın gökte olduğunu söleyen sayın katakutadır.cümlesinden başka manalar çıkarmayalım ayan beyan ortadayken cümlesi .gökten para nie dağıtmıyor demiş sayın katakuta eğer ki gökten neden para yağdırmıyor demiş olsaydı haklı olurdunuz...

 

Ne var bu cümlede?

Gökten ***** ve azap dağıtınca,- bu ifadelerde kusur bulmuyorsun da, gökten para dağıtmakta mı kusur buluyorsun?

 

doğru diyorsun Allah'a inanmayan biri neden burda bitakım şeyler iiddia etsin değilmi.bunu sayın katakutaya sormalısın :)

 

Kuran'daki çelişkileri söylemesin mi?

Elbette Kuran'da şurada Allah mekansız diyor, şurada göktedir diyor, bu ne çelişki diye soracağız.

 

neyseki sayın katakuta öyle güzel bir yere değinmişki onun sorusunada gelelim.

''sizin rızkınızda göktedir ,tehdit edildiğiniz şeyde''..ayetinde rızkın gökten yani yağmurla geldiğini sölüyor Kuran.rıkık nedir temel ihtiyaç değil mi?temel ihtiyacı hasat olarak veren ekini eken biçen insan değil mi bunun karşılığındada para kazanıp kendini geçindirmiyor mu?sanırım sorunuzun cevabını aldınız:)

saygılar...

Gökten Allah mı yağdırıyor yağmuru?

Muhammed 7 katlı gök çaıdırnın üstündeki tahtında oturan allah'ın yeryüzüne doğru su serpiştirdiğini mi sanıyor?

Hani şu refrefle seyahat ettiği 7 kat göğün üstünde oturan allah mı su serpiştiriyormuş yeryüzüne?

 

madem yağmuru allah yağdırıyormuş, peki kafirler yağmur bombası atınca, allah'a "yağdır bakalım bir yağmur" diye emir vermiş olurlar mı olmazlar mı?

İnandığınız allah bu kadar aciz mi, kafirlerin emrine uyuyor mu?

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne var bu cümlede?

Gökten ***** ve azap dağıtınca,- bu ifadelerde kusur bulmuyorsun da, gökten para dağıtmakta mı kusur buluyorsun?

Kuran'daki çelişkileri söylemesin mi?

Elbette Kuran'da şurada Allah mekansız diyor, şurada göktedir diyor, bu ne çelişki diye soracağız.

Gökten Allah mı yağdırıyor yağmuru?

Muhammed 7 katlı gök çaıdırnın üstündeki tahtında oturan allah'ın yeryüzüne doğru su serpiştirdiğini mi sanıyor?

Hani şu refrefle seyahat ettiği 7 kat göğün üstünde oturan allah mı su serpiştiriyormuş yeryüzüne?

 

madem yağmuru allah yağdırıyormuş, peki kafirler yağmur bombası atınca, allah'a "yağdır bakalım bir yağmur" diye emir vermiş olurlar mı olmazlar mı?

İnandığınız allah bu kadar aciz mi, kafirlerin emrine uyuyor mu?

 

Saygılar.

 

kainatta neyin dengesini değiştirirseniz ceremesini çekersiniz .misal olarak küresel ısınma günümüz tehlikesi.yağmur bombasını neden hemen kullanmayıp bekliyorlar sonuna kadar ? bunun nedeni sizinde bildiğiniz gibi bombanın içinde bulunan atmosfere zarar verebilecek bi takım kimyasallar...yapsınlar o zaman hiçbişekilde atmosfere zarar vermeyecek bombayıda yağdırsınlar yağmuru.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kainatta neyin dengesini değiştirirseniz ceremesini çekersiniz .misal olarak küresel ısınma günümüz tehlikesi.yağmur bombasını neden hemen kullanmayıp bekliyorlar sonuna kadar ? bunun nedeni sizinde bildiğiniz gibi bombanın içinde bulunan atmosfere zarar verebilecek bi takım kimyasallar...yapsınlar o zaman hiçbişekilde atmosfere zarar vermeyecek bombayıda yağdırsınlar yağmuru.

 

Ee soruma cevap nerde?

 

Kafirler yağmur bombası atınca "yağdır bakalım yağmur" diye, sizin Allah'a emir vermiş olurlar mı olmazlar mı?

 

Bu soruya cevap bekliyorum.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.