Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

EmiLY_pandora

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey

  1. Sonunda bütünlüğü olan bir hikayeye kavuşabilmek için, eksik kalanlardan yola çıkabilirsin ancak!!! Yama tutmaz o yırtık.... Kapanmaz o çukur.... Girmesine girdinde bu sapağa, hiç bilmediğin bir güzergah bundan ötesi. Eksik kalanlardan yola çıkmaya karar veren biri için doğru başlangıçtır sanırım....
  2. Evet biz üçümüz seçmeceyiz.Ama sizde kabul edin güzel konular bunlar değilmi iki kelam açıklama yapıp devletin karşına bizi koyabilecek kadar güzel bir konu (kızlar affınıza sığınarak adınızı kullandım) Her şeye bir kılıf mutlaka bulunur değilmi... Yok serbest bırakıldıktan sonra kaybolmuş.. 11 kişi bir anda kayboluyor ve aileler sessiz boşverin aman kaybolsuınlar diyorlar yada ilgili yerlere başvuruyorlar ama ilgisizmi kalınıyor.. Yani öyle yada böyle bu insanları bulmak devletin görevi değilmidir?? Ben sizin yazınızın bir üstünde sorular sormuştum işe onları cevaplayarak başlayabiliriz ne dersiniz ?? Bakın artık soru sorun sormaktan korkmayın...Faili meçhul bir çok cinayetler oldu ve olmaya da devam edecek gibi.. Bu ülkede savcı konumundaki bir insan Şemdinli olayı ile ilgili, "Bu tür olayların aydınlatılması neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla faillerinin bulunması zor görünmektedir" diyor.. Hangi faili meçhul bulunmuştur.kim yada kimler tarafından öldürülüyor bu insanlar ve neden bunlar sorgulanınca millli duygularının bizden daha fazla olduğuna inanan arkadaşlar rahatsız oluyor.. Sorulara yanıt bulamayınca apo yu karıştırıp nasılsa insanların gözünde katildir bu saflarda iki kelime ederler apo ile ilgili bende amacıma ulaşırım mı zannediyorsunuz.Konunun apoylada bağlantısını anlamış değilim nereden vuracağınızı şaşırmış gibisiniz. Yılmaz güneye gelince elbette vartanseverdir.Siz beyensenizde beyenmesenizde.. Şimdi diğer topicte dahil olmak üzre düzgün yanıtlar verirseniz konuyu sırf başka yönlere çekmek için alakasız insanları karışmazsanız sanırım daha güzel tartışabiliriz...
  3. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    İhd yi elbette anlayamazsınız anlamanız için önce yapılan haksızlıkları görüp bende bu vatanı seviyorum ama soru sormam lazım deyip objektif yaklaşım içine girip olaylara yansız bakmanız gerekiyor.İşte o zaman ihd yi kısmen anlarsınız ki kısmen diyorum yinede zor gibi.. Ayrıca yaptığınız açıklamalardan hiç ama hiç bir şey anlamış değilim... Sorular sizi neden rahatsız eriyor soru soran toplumun olmak neden canınızı yakıyor... Soru soran herkes devlet düşmanımı... Söylediğim gibi yetersiz bir açıklama yapmışsınız daha ikna edici açıklamalar yaparsanız güzel olur.Orada bir rapor var. insanlar kafalarına göre alın bu rapordur deyip ortalığa atmamışlardır herlade..
  4. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Şemdinli İçin Özel Savcıya Gerek Var" İnsan Hakları Derneği (İHD) Şemdinli'deki bombalama olayıyla ilgili raporu. Rapora göre, "* Bu olayı araştırmakla ilgili olarak TBMM tarafından derhal bir Meclis Araştırma Komisyonu oluşturulmalıdır. Aksi taktirde olayın niteliği itibariyle delillerin karartılması ihtimali oldukça yüksek görünmektedir. * Şemdinli Cumhuriyet Başsavcısı'nın tek başına bu olayın üstesinden gelemeyeceği kanaati hasıl olduğundan, Adalet Bakanlığı'nın bu olayla ilgili ayrı bir savcı görevlendirmesi önerilir. * Başbakan, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı'nın olayın ciddi şekilde araştırılacağı yönlü kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapması gerekmektedir." Başsavcı: Aydınlatılması neredeyse imkansız Rapora göre, Şemdinli Cumhuriyet Başsavcısı Harun Ayık, "Bu tür olayların aydınlatılması neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla faillerinin bulunması zor görünmektedir" dedi. Raporda, Ayık'la görüşme şöyle anlatılıyor: "Harun AYIK anlatımında; 'Halk sakinleşirse dışarı çıkıp çalışabilir, tanıkları belki olay yerinde dahi dinleyebiliriz. İlk başta güvenliğin sağlanmasını bekliyoruz. Pasaj içinde ve araç üzerinde inceleme yaptık. Araç jandarmaya aittir. Bombalı patlamaya sebep oldukları iddia edilen 3 kişi jandarma istihbarat görevlisidir ve görev amaçlı Şemdinli'ye gelmişlerdir. Henüz ifadelerini almış değiliz. Bu şahıslardan gözaltında olanın bombayı atıp atmadığı dahi henüz belli değildir. Araç pasajdan 70 m uzaktadır. Muhtemelen bunlar atmadılar. Nasıl tutuklayalım. Şahsın bombayı attığını gören yok. İkinci saldırıyı yapanın kimliği ise bellidir. Üç kişiden ikisinin kimliği hakkında ise bir bilgim olmadığı gibi bu kişilerin görevlendirildiğine dair de bilgim yok. Bu konu zaten acil de değil. İleride bakarız. Bu üç şahsın üçü de şüpheli konumundadır. Sadece biri göz altındadır. Aslında bu olayda yoğunlaşmış bir şüphe de yoktur. Şüpheli bile denemez aslında. Vatandaşın çok ufak bir iddiası var. Kaldı ki dosyada da bir delil yok.' şeklinde konuşmuştur. Heyetimiz; ikinci olayı gerçekleştiren Tanju Çavuş adlı uzman çavuşun ifadesinin niçin alınmadığını sormuş ve savcı cevaben: 'Biz ikinci olayı gerçekleştiren kişinin kimliğini bilmiyoruz' şeklinde çelişkili beyanda bulununca bu kez heyetimiz; 'Az önce bu şahsın kimliğini bildiğinizi söylediniz. Bu çelişki değil midir?' demiş, bunun üzerine savcı 'bu halkın iddialarıdır' şeklinde cevap vermiştir. Heyetimizce bayramdan bir gün önce meydana gelen şiddetli patlamanın da aynı kişilerce gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği sorulmuş ve cevaben: 'Bu tür olayların aydınlatılması neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla faillerinin bulunması zor görünmektedir' demiştir." Kaymakam: Bize gelen bilgi eylemin PKK tarafından yapıldığıdır Rapor, Şemdinli Kaymakamı Mustafa Cihat Feslihan'la görüşmeyiyse şöyle aktarıyor: "Mustafa Cihat Feslihan beyanında; 'Bir buçuk yıldır burada görev yapmaktayım. Bildiğiniz gibi ilçemizde çeşitli patlamalar oldu. Bu son olaya gelince; dün öğlen vakti bir patlama sesi duydum. Ne olduğunu sorduğumda pasajda bomba patlamış dediler. Olayı yapan şahıs da vatandaşlarca alınmış ancak toplumsal kargaşa var dendi. Akabinde silah sesleri geldi. Vatandaşın araç çevresinde toplandığı ve kaymakamla görüşmek istediği talebi bana ulaştı. Olay yerine tek başıma gittim. Güvenlik güçlerini olay yerinden uzaklaştırıp aracın üzerine çıktım ve 'savcı işini yapabilsin diye ortalığı boşaltın' diyecektim. Bana karşı da protesto başladı. Zaten her şey bir anda oldu. Halk keşfin geç yapılması konusunda şikayetçi idi ve herhalde mülki idarenin keşif yapma yetkisi olduğunu düşünüyordu. Bu durumda mecburen olay mahallini terk etmek zorunda kaldım. Ancak savcıya keşfi yapması konusunda telkinde bulundum. Bilahare savcı keşfi yapmaya gitti. Ancak keşif yapılırken bir araçtan silah atıldı bilgisi bana ulaştı. Burada da yaralılar olmuş. Savcı keşfi yarım bırakmak zorunda kalmış. Bunun üzerine tekrar STÖ'lerle ilişki kurdum. Aynı gece halka keşfin yapılacağını anlattım. Şu anda bir kişi gözaltındadır. Diğer iki kişinin olaya karıştığına dair tanıklar henüz savcı tarafından dinlenmedi. Gözaltındaki şahsın kimliği tespit edildi. Bizim polis memurumuz değil. Hakkari nüfusuna kayıtlı biridir. Heyet kaymakama bu kişiler kimdir ve neden ilçenizdedir? Sizin personeliniz midir? Sorusunu yöneltmiş, kaymakam cevaben; 'bu kişiler benim personelim değil, kim olduklarını bilmiyorum, neden ilçede bulunduklarını da bilmiyorum' demiştir. Heyet kaymakama ikinci olay diye tabir ettiğimiz ve savcının keşif yapması esnasında aracı ile gelip halkın üzerine ateş açtığı, bir kişinin ölümüne ve dört kişinin de yaralanmasına neden olduğu iddia edilen, isminin Tanju ÇAVUŞ olduğu ve görevinin ise ilçede uzman çavuş olarak bilindiği iddia edilen şüpheli ile ilgili bilgisini sormuş; Cevaben 'kimliğini bilmiyoruz, bu konular savcılığın görevidir' demekle yetinmiştir. Heyet üçüncü olarak 'Bu olaylar kamu personeli olmakla birlikte kontrolsüz veya hukuk dışı yöntemleri seçen güçler tarafından gerçekleştirilmiş olabilir mi? 'sorusunu yöneltmiştir. Kaymakam cevaben 'bize gelen bilgi eylemin PKK tarafından yapıldığıdır. Bu açıklamaları yapacak makam savcılık makamıdır.' şeklinde konuşmuştur. BİA Haber Merkezi 14/11/2005 Tolga KORKUT "Krokinin amacı neydi?" "Bu olay devlet içinde hukuk dışı hareket eden bir grubun halen aktif olduğu kanaatini doğurmuştur" ve "JİT görevlileri bu tür faaliyetlerinde daha önce suça karışmış itirafçı tabir edilen şahısları halen kullanmaktadırlar" diyen raporda, aydınlatılması gereken hususlar şöyle sıralandı: Araçta yakalanan ve JİT görevlisi olduğu iddia edilen bu kişiler kendi iradeleriyle mi Şemdinli'ye gitmişlerdir? Araç ve jandarma personeli hangi amaçla Şemdinli'ye gönderilmiştir? Kaç kişi görevlendirilmiştir? Görevlendirmeyi kim yapmıştır? Bir örneği de tespitte hazır bulunan bir avukata verilen 'araç tespit tutanağı'na geçirildiği gibi bagajda saldırı düzenlenen işyerinin krokisi hangi amaçla bu JİT görevlileri tarafından kullanılmıştır? Aynı şekilde Seferi Yılmaz'ın yargılandığı eski dosyası ile fotoğraflarının araç bagajında bulunmasının sebebi nedir? Madem ki bu üç şahıs sadece oradan geçiyor idiyseler neden araçlarında bombalanan işyerinin krokisini, Seferi Yılmaz'ın önden arkadan ve yandan çekilmiş fotoğraflarını ve eski dosyasını taşıyorlardı? Delil karartma ihtimali kuvvetle muhtemel bulunmasına rağmen savcı neden şüphelileri derhal dinlememiştir? Savcının bu şüphelileri derdest etmesine engel nedenler var mıdır? Askeri güçlerin savcıya şüphelileri teslim etmediği iddiaları doğru mudur? Savcı tarafından tutulan Araç Arama Tesbit Tutanağı'nda yer alan, bayramdan bir gün önce meydana gelen ve 67 işyerinin tahribi ile çok sayıda kişinin yaralanmasına yol açan bombalı eylemin yapıldığı yerin krokisi ile son bombalama olayının gerçekleştiği işyerinin krokisinin aynı araçta yer alması tamamen bir tesadüf eseri midir? Bunun izahı nedir? Araçta yakalanan iki kişi ile sonradan halkın üzerine ateş açtığı iddia edilen kişi neden henüz göz altına alınmamıştır? Olaylar nedeniyle neredeyse tüm güvenlik güçleri ve savcı olay yerinde iken neden ateş eden bu kişi derhal yakalanmamış, takip edilmemiş kim olduğu bugüne kadar tespit edilmemiş veya savcıya bildirilmemiştir? Bayramdan bir gün önce meydana gelen çok şiddetli patlamayı da mı aynı kişi ya da kişiler gerçekleştirmiştir? Bunun yanında uzun süreden beri meydana gelen benzer patlamalarda mı aynı kişi ya da kişilerce gerçekleştirilmiştir? Bombayı attığı iddia edilen kişinin kaymakam tarafından Hakkari ili nüfusuna kayıtlı bir şahıs olduğu iddia edilmiştir. Bu şahsın ayrıca itirafçı olduğu yönünde basında haberler yer almıştır. Bu husus doğru mudur? Doğruysa bu şahıs böyle işler için kullanılmakta mıdır? Bundan önce başkaca eylemlerde de kullanılmış mıdır? Görgü tanıklarının hemen tamamının benzer anlatımlarında geçtiği üzere patlamanın ardından halktan insanlar patlamanın olduğu yere yönelirken kamu görevlisi olan bu kişiler neden olay yerinden uzaklaşmaya çalışmışlardır? Bu ve benzeri olaylar karşısında kamu görevlisinden beklenen tutum bu mudur? Halkın yakalayıp polise teslim ettiği bu üç kişiden ikisi nasıl ve ne şekilde polisin elinden kurtulmuştur? Bu kişilerin JİT elemanı olması polisin onları serbest bırakmasını bir şekilde etkilemiş midir? Polisin bu kişileri savcıya götürmeden serbest bırakma yetkisi var mıdır? Yoksa bu yetkiyi savcıdan mı almıştır? Araç bagajında bulunan el bombaları ve uzun namlulu silahlar JİT envanterinde kayıtlı mıdır? Bu kişilere teslim edildiği zimmet defterlerinde kayıtlı mıdır?
  5. Mesut Yılmaz'ın AB yolu Diyarbakırdan geçer lafı geldi birden aklıma.... Görüldüğü üzre pek birşey geçmemiş ve geçmeyede pek niyetli görünmüyor.. Hala insanlar sır olup aylar yada yıllar sonra toplu mezarlardan çıkarılıyor.. Hukuk nerede adalet nerede ? Bu insanlar kaybolduğunda aileleri hiçbir yetkili mercihlere başvurmamışlarmıdır? Eğer başvurdularsa neden bulunamamışlardır? Acaba bulunulmamaları için ek bir çabamı sarfedilmiştir? Bunların açığa çıkması için daha kimlerin kaybolması gerekmektedir? Basına gelince basında yansız ve tarafsız olamıyor malum medya patronlarınında işlerine gelmeyen ayrıntılar var sanırım ama neyseee buna girmiyorum.. Fakat : Herkes vicdanıyla ne zaman hesaplaşacak çok büyük bir merak içindeyim doğrusu... Kolay Gelsin
  6. ''Resmi verilere göre Türkiye'de halen toprağa gömülü 1 milyon mayın var'' Türkiye'de halen toprağa gömülü 1 milyon, stoklarda ise 3 milyon mayın bulunmaktadır. Bu mayınlar 1956-1959 yılları arasında yasal olmayan sınır geçişlerini önlemek amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Sınır illeri olan Ardahan, Kars, Hatay, Kilis, Gaziantep, Urfa ve Hakkari'de büyük miktarda mayınlı alanlar bulunmaktadır.Şanlıurfa'da tarıma elverişli 140 bin dönüm alan mayınlı. 1950'li yıllardan bugüne, mayınların yaklaşık 10 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor. Sınır köylerinde hemen her evde bir mayına basarak sakat kalmış insana rastlanıyor. Türkiye'de de son bir yıl içinde mayınlar, patlamamış bomba ve mermiler nedeniyle 52 kişi yaşamını yitirmiş, 109 kişi de yaralanmıştır. Peki daha kaç kişi bu mayınlar yüzünden ölecek orasıda meçhul...
  7. AĞIZDAN ÇIKAN BİR HIŞŞT SESİDİR AŞK...! İnsanoğlunun yazılı olmayan Yasalarını hiçe saymaktır aşk Dolu dizgin öfkelerini ayaklandırmaktır Akşamın beyaz dünyasında gezinmektir Geçmişe karşı geleceği savunmaktır Yaşamın ikinci yüzünü Katmerleşmiş ihaneti ezberden çıkarmaktır Yaşama övgüdür aşk Kafalarımızın içinde bir yerlerde Unutulmuş küçük bir eşya değildir Her cümleyi alabildiğine önemsemektir Yüzümüze yapışan hüzne alçak sesle değil Şaşkınlığa düşmeden cevap verebilmektir Masalların, öykülerin, şiirlerin arasından geçip gitmektir aşk Kendi yıkımını hazırlayan Kapana kısılmış bir gülüşü ses tonlarımızla yumşatmak Sonra yükseltmektir Kendi içinde ezilip buruşmuş ve yaşamın bir köşesine atılmış Lekeli denen sözcükleri kırmızı bir kağıda toplamaktır aşk Mutluluğun peşinden koşmak ve zampara aşklardan uzaklaşmaktır Henüz üzerinde yürümediğimiz yolları düşünüp yürümektir Gölgelerimizi ardımıza düşürmektir Kuşların o büyüleyici mırıltısını imgeleştirmektir aşk Sonbaharın güneşi altında sararan yaprakları yeşile boyamaktır Ağızdan çıkan bir hışşt sesidir aşk Bu ses yaşamın anlamını soru işaretlerinden kurtarmaktır Kendini sorgulamaktır... Bir varoluş biçimidir Soluk aldığın her yerde varolan Zamanla yüzleşendir Zamanı gözle görmektir aşk İpe götürülmüş, acı çeken sözcüklerin ağzını açmaktır Dev cüssesi ve ağırlığıyla üzerimize çöken devi yorgunluktan bitkin düşürmektir Sevgiliyle ilk tanışılan yerde durandır aşk Aşk gözetleyendir Bir otobüsün sessizliğine gömülmektir Zamanı durdurmaktır Issız caddeleri sese boğmak Gizli gizli bakışmaktır Bir parkın gölgesine sığınmaktır Sevgilinin gözüne baktığında tüm bedenin kızarmasıdır Kırmızı bir kağıda kardinal kırmızısı sözler yazmaktır Görkemli bir dokunuştur aşk Ruhsal çöküntünün tam ortasında bedene sığınmak Sokulmak, solumak ve el ele tutuşmaktır Farketmek ve farkedilmektir Belki de bir rastlantının kulağına dostluğu fısıldamaktır Dahası dostluktan öte içimizde kargaşa yaratmaktır Hiç bocalamadan sevdayı itiraf etmektir Anlaşılmaz, pısırık kimlikleri açığa çıkarmaktır Öfkeli ve gürültülü bir kalabalığa karışmaktır aşk Geçmiş ve gelecek arasındaki gelişimin mimarıdır Düşüncelerin, duyguların uygun biraradalığıdır Titrek bir sesle sevgilinin dokunuşunu yanakta uyumsamaktır Sevdiğinin yüzüne yüzünü yerleştirebilmektir Çocukların şamatasını yükseltmektir aşk. İki yüzlülüğe kafa tutmaktır . Cevaplanabilen sorular toplamıdır. Yaşamın payı olabilmektir. Görüntüyü, sesi, kokuyu biraraya getirendir aşk Çalıntı bir yaşamın üstünü örtmektir Gecenin kalbinde gezinen rüzgarın Duygularımızı dalgalandırması Sürüklemesi Bilge yanlarımızı açığa çıkarmasıdır Eylül'den bahsetmemektir aşk... Aşk; çekmcelere saklanmış kelimelerin kırmızı bir kağıdı zaptetmesidir... Aşk bir hışşt sesidir...! Hakan ÖZTURAN
  8. maskemi tatkım sürdüm boyalarımı giyindim en süslü yalanlarımı bir yüzüm gülerken gizlenir öbür yüzüm kimse duymasın içimden ağladığımı aslında hayat zor değil mutsuzluk diye birşey yok yalan herşey güzel olacak herşey güzel olacak Funda Arar - Maske
  9. Gitmemi gerektiren sebepleri düşündümde gereksiz şeyler yüzünden gittim.Hak ettiğinden fazla değer vermeyip her türlü oyunun,Yalanların,haksızlıkların,çirkin saldırıların insan oğlunun başına gelebileceğini kabullenip bununla baş etmek olduğunu zaten biliyorda insan sanalda bile olunca artık tıkanıyor bende öyle bir an yaşadım ama burdayım...
  10. Teşekkür ederim gezgin hoş buldum ayrıca çiçek için saol..
  11. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Müzik Cafe
    Asme vejîya Asme vejîya Gonîa ma girina Çimê to roşt bo Some Gula m’ some Guley, Guley, Gula mi Gula m’ je asma Guley Guley Gula mi Gula m’ zaranca Xatir bivazê Tifangê xo bicê Destê mi pêcê Şîme Gula m’ şîme Düri ra dür Vengê domanê ma yeno Vengê çeynanê ma yeno Pêro pîa şîme no veyve welato Hayati Mutlu & Metin Kahraman Metin Kahraman Sözlerini size çevirmek isterdim fakat annem burada değil en kısa zamanda çeviririm bende merak ediyorum sözlerinin anlamını..
  12. Burada bekle şimdi... Ölene kadar bekle... Çoktan ölmüş birini, belki gelir yalanı ile kandıra kandıra bekle bakalım... Ben beklemiştim... Kimse gelmemişti sesime... Çığlık çığlığa idim,yanıyordum, inliyordum, kıvranıyordum... Kimse gelmemişti... Her şeyden önemlisi sen gelmemiştin... Sen benim üstüme kendi yaptığın aşılmaz çelik kapılar kapatıp gitmiştin... Şimdi sen bekle... Gelmeyeceğim...
  13. Sağlam karakterli,dürüst,Söylediğinin arkasında duran,güvenilir,Kafasınıda uçursan asla yalan söylemeyen Sevdimi adam gibi seven eğer gideceği varsa da bunu delikanlı gibi mertçe yapan.. Yakışlık olması çokta mühim değil onu çekici yapan duruşudur zaten üstelik çoğu zaman görsellik erkekler tarafından değerli kılınmıştır ve bu yüzden araba reklamlarında bile kadınlar oynatılır arabayı bırakın bunu alın denir.
  14. Teşekkür ederim SELAM_YALNIZLIK hoş buldum...
  15. Ve bizde bunu yedik değilmi.. Büyük olasılıkla sabah uyandığında hem eve sabaha karşı döndüğü için buda yetmiyormuş gibi evi rezil bir hale soktuğu için böyle bir yol bulmuştur.Karısınında aman benim canım kocam beni aldatmazmış aman aman kurban olayım ben ona olsun evi batırsın ne var temizlerim diye kendisini avutmasını sağlamak adına oynadığı güzel bir oyundur..Ve malesef kadınlarda inanmak istedikleri şeylere inanmayı hedefledikleri için gerçek ortada olmasına rağmen yinede o masum karısına çok bağlı hatta öyleki baş ucuna şöyle fiziği dış görünüşü süper bir kadın da gelse lütfen aaaa ben evliyim gitt diyeceğine çoktan inandırmıştır kendisini.
  16. Burada eksik birşey var izninizle ekleyeyim. Efendim arada dayak isteyenleri de vardır. Fiziksel olarak güçlü olmasalar bir erkek şiddetten şikayet eder hale gelebilir.
  17. Çok güzel bir yazı gerçekten..
  18. Sonbaharın dökülmüş sarı yapraklarını yak, bir bir... Nasılsa bahara dirilir. Geçmişin anısına üfle sende esen rüzgara... ve Sonra saati sıfırla, bendeki aşk gibi.
  19. En azından denemiş buda güzel..
  20. “Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir! Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir... Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir...” Güzellik kimine göre bir karakter, kimine göre huy, kimine göre uyum, kimine göre iyilikle özdeşleşen bir kavram. Kimine göre de bir değer. Üzerinde çok farklı görüşler, fikirler ileri sürülse yorumlar yapılsa da. Güzellik de mutluluk gibi göreceli bir kavramdır. Sanırım en geçerli olanı da insanın iç güzelliğidir. “Dale Wimbrow” ”Ayna” başlıklı yazısında ne diyor. “Kendiniz adına yaptığınız mücadeleyi kazanmak Ve dünyanın sizi de bir gün bir kral gibi davranmasını istediğinizde, Sadece bir aynanın karşına gidip, kendinize bakın Ve O yüzün size ne dediğini görün. Ne babanız ne anneniz ne de eşiniz, O anda üzerinizde etkisi olan; Söyledikleriyle hayatınızı etkileyen Aynada size bakmakta olan kişi. Bazıları, dürüst bir dost olduğunuzu düşünebilir Ve sizin için harika bir dost yada arkadaş diyebilirler, Fakat aynadaki yüz, tam gözlerinin içine bakamıyorsanız, İşe yaramazın biri olduğunuzu söylüyor. Hoş tutmanız gereken kişi kendinizsiniz, boş verin gerisini, Çünkü yolun sonuna kadar kendinizle gideceksiniz. Aynadaki yüz dostunuzsa, Geçtiniz demektir en zor sınavınızı. Kandırabilirsiniz tüm dünyayı, Ve geçerken yanlarından herkes sizi tebrik edebilir, Fakat yolun sonundaki hediyeniz, kırık bir kalp ve gözyaşları olacaktır eğer aynadaki yüzü aldattıysanız.”” Güzellik bu denli ucuzsa ve bu denli çirkinse yaşamak nankörse emek çıkarsa her kapının anahtarı ben yokum ben yokum bir gecelik ilişkiler kadar değersizse aşk parayla ölçülüyorsa dostluklar ihanetler, savaşlar, karanlıklar üzmüyorsa ve utandırmıyorsa yoksulluklar ben yokum erdem bu denli küçükse ve bu denli büyükse yalanlar hayaller yoksa umutlar yoksa çiçek açmıyorsa sevda bahçeleri özlemi anlatmıyorsa karanfil ben yokum yaşam dediğiniz zamanı tüketmek maviyi kirletmek yiyip içip yan gelip geğirmekse ve küfretmekse sizden olmayana ana avrat doğru dostum ben aykırıyım varsın sizin olsun yalan,dolan, sahtekarlık sizin olsun marklar, arabalar, dolarlar konfor, lüks, şan, şöhret, mevki bana bir dilim şiir bir nebze sevgi yeter yeter bir içten gülüş bir tutam düş ve güneşin yedirengi Nuri Can Kolay Gelsin
  21. Sıradan sabahların mahmurluğuna alışmışlar için, bir şafak vakti aniden geçmişinden ve bugününden vazgeçmek ve içinde her nasılsa saklanmayı başarmış bir ya­rın heyecanının kanadına tutunarak havalan­mak cesaret ister. Kurulu düzen öylesine rahat, öylesine huzur doludur ki, ruhuna gömülü çocuğu, yıllarca kınında beklemiş keskin bir kılıç gibi uyandırıp dört nala ileri atılmak, yaman bir karara dönüşür. Zordur insanın onca zaman, bunca emekle kurduğu ne varsa hiçe sayıp, mağlup ama mağ­rur bir komutan edasıyla yeni seferlere niyet­lenmesi... Bugüne yenik düşenler, yarını sade­ce hoş bir hayal olarak düşleyip, dünde yaşar­lar. Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan ge­milerle, arkalarında külden köprüler bırakarak meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar... Yakılan sırat köprüsüdür. Geçer ve orada kalırsınız: cennetse cennet, cehennemse cehennem... dönüşü yoktur...
  22. gönlümle baş başa düşündüm demin; artık bir sihirsiz nefes gibisin. şimdi tâ içinde bomboş kalbimin akisleri sönen bir ses gibisin. mâziye karışıp sevda yeminim, bir anda unuttum seni, eminim kalbimde kalbine yok bile kinim bence artık sen de herkes gibisin gözlerim gözünde aşkı seçmiyor onlardan kalbime sevda geçmiyor ben yordum ruhumu biraz da sen yor çünkü bence şimdi herkes gibisin yolunu beklerken daha dün gece kaçıyorum bugün senden gizlice kalbime baktım da işte iyice anladım ki sen de herkes gibisin büsbütün unuttum seni eminim maziye karıştı şimdi yeminim kalbimde senin için yok bile kinim bence sen de şimdi herkes gibisin. Nazım Hikmet güzel söylemiş "Bence artık sen de herkes gibisin" ....
  23. Unuttum ve eklemem gereken birşey olduğu aklıma geldi Grup yorumun 20. yılını kutlarken onun adını anmamak sanırım zalimlik olurdu.. Elim bir yangında zamansız aramızdan ayrılan sevgili dostum Tuncay Akdoğan seni minnetle vede şükranla anmamak sana haksızlıkların en büyüğü olurdu.Yıldızlardan yorganın her daim üzerinde olsun...
  24. SEN BENİM HİÇBİR ŞEYİMSİN Sen benim hiçbir şeyimsin Yazdıklarımdan çok daha az Hiç kimse misin bilmem ki nesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim hiçbir şeyimsin Varlığın yokluğun anlaşılmaz Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok çığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykumun arasında çağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin Atilla İlhan..
  25. Grup yorumun boran fırtınası adlı albümündeki seslendirmesini hiç unutamıyorum , insanın tüylerini diken diken eden bir ses ve yorumu çok etkileyiciydi. ...Bendende selam olsun... Boran bir yaban kuştur. Gökyüzünün mavisine bata çıka bir maviş kuş. Konmaz hiçbir yere. Yuvasından bozkırlara koşan sulardan yuvasına. Çok zor yakalanır. Şahin bile tutamaz onu kanadından. Yabandır. Asidir ha, rengi kadar güzeldir. Güvercin sahipleri sevmez boranı. Girer evcil güvercin sürüsüne. peşine mutlaka takılan olur. Bazen sürü bile düşer ardına. Ya vurulur ya da yaralıyken yakalanır. Diğer kuşlarla aynı kafese kapatılır. Hiçbir evcil kuşu yaklaştırmaz kendine. Hele bir de güvercin besleyenler evcilleştirmek için kanadının tüylerini çekti mi, vay vay yemez artık yemini. Ya açlıktan ölür ya da kafesin demirine kendini vura vura öldürür. Sesi çığlıktır artık, turna indirir. Ya gökyüzüdür ya ölümdür boran. Boranlar kalktı mapushanelerden. Şehre sokulmamış evlerden. Dökerek renklerini şehirlerin ufkuna, gittiler dağların doruklarına.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.