-
İçerik Sayısı
571 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey
-
Leon ne demek anısına el fatiha geri gelecek dinleniyor şuan SELAM_YALNIZLIK hem saksıya çay ekip yollayacaktı sözünü tutar o İlk tanışmamız hafif bir tartışmayla başladı ama kısa sürede ne demek istediğimizi anlatabildik birbirimize.Sağlam bir karaktere sahip,arada şakalarına kızsamda sürekli bir yerlerde bayiliklerle uğraşsada çok iyi birisidir.Umarım hayattan ne bekliyorsa önüne serilir hiç üzülmez... ve en kısa zamanda o bildik ismiyle yani SELAM_YALNIZLIK olarak aramıza tekrar döner tatilini uzatmaz
-
DüŞ YaKaMıZDaN... Düş yakamızdan yakamızdan Çek git artık hayatımızdan Yürünmüyor senin sokaklarında Söyle kimler var tuzaklarında Tepiniyor kimi rezil barlarında Kimi aç perişan yakınlarında Anam anam vay Anasız babasız çocuklar Soğukta sokakta yatarlar Kınalar yaksın avrat oynatsın O büyük adamlar Adın batsın senin cehalet Çek git artık bizi terket Leşi çıkmış ceset sabahlarında Kimi zehir çeker kursaklarında Herkesin yaptığı kar yanlarında Dünün böyle idi böyle yarınların da... KıRaÇ
-
Beklenendin, gelmiştin, Üstelik haber bile vermemiştin. Sabahın köründe kapısı çalınan Dağınık bir ev gibi yüreğim. Anıların kararttığı koridorlarda kaybolurken Geldin. Öyle sarıldın ki gözlerime gözlerinle Kanatları yaralı kuşlarım havalandı gökyüzüne. Hazırım, Kenarda köşede kalmış maviliklerimi Senle çoğaltmaya. Hoş geldin sevdiğim, Hiç kimseyi bu kadar hoş bulmadım” diye fısıldıyorsun kulağıma…içim aydınlanıyor. Uzun zamandır çıkmadığım sokaklara vur beni" diyorum. Kalabalığı boşver, yalnızlığını göster bana" diyorsun. Geride kalan ne varsa unutsam" diyorum. Geçmişindir seni var eden, sakın haa, ben seni seviyorum" diyorsun. Sarmaş dolaş yeni adresler bulalım o zaman" diyorum. Yeni adreslere ihtiyacımız yok, sen kilitli kalan bütün odalarını aç bana yeter" diyorsun. Gözlerimde biriken yaşları farkedip, elimi sıkıca kavrıyorsun...yaşlar gülümsüyor. Yorgunluğumun, yılgınlığımın sindiği odaları dolaşıyoruz. Tek tek dokunuyoruz kırık bacaklı masama, devrilmiş sandalyelerime, tozlanmış yastıklarıma. Nefesin vurdukça yüzüme, dağılıyor dört bir yana sinmiş küf kokuları. Kendime dahi anlatmaya korktuğum anılarımı aldıkça avuç içlerimize, baştan sona yenileniyor eşyalar. Odama gün ışığı doluyor gözlerinden. Darmadağın yatağıma oturuyoruz. Kirpiklerin kirpiklerime dokunuyor. Öpüşlerince yok oluyor, öpüşlerince binlerce ben oluyorum. Dokunuşlarınla kapanıyor içimdeki açık yaralar. Temmuz güneşi düşerken yüreğime, yıllar yılı beklenen aşk rüzgarı, fısıltısıyla dolanıyor bahçemde.
-
İnşaat halindeki binaların boş camlarına kireçle irice " S " harfi çizilir, veya başka bir simge; kuşlar camı algılasın, kırmasın diye.. Aslında dert olan kuşların " canı " değildir; camın değeri... Kırsalda köpeklerin kuyrukları dibinden kesilir; rakibiyle dalaşırken pes etmek istediğinde kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp aman dilemesin, ölümüne dövüşsün diye... Aslında dert olan, köpeğin alacağı "ölümcül yaralar" değildir; sahibinin onuru... Sevimli fok henüz soluklamıştır güzelim yaşamı nefesinin buğusunda; iri, fincan gibi gözlerinde yaşama şimdi merhaba demiştir... Ama dert olan, onu kutbun soğuğuna karşı koruyacak, hayatta kalmasını, olmasını sağlayacak kürkünün "güvencesi" değildir; avcısının cebi..... Sevgiye, cinselliğe muhtaç yanıp tutuşan gönlü, kalbi, bedeni, birilerini "sever gibi " olmuş, sevdim sanmıştır. Vermekten yoksun, almaların beklentisine düşmüş, egosunun tatmininden başka bir şey düşünmeyen sahte gülücük , yaklaşım yalanları "ben" liğini sarmış, "birlikteliği" sadece "bir" olan kendisinin yaşaması gerektiğine inanmıştır. Oysa kendini güçlü sandıklarında aslında geçmişten bugüne yansıyan, giderek zavallılaşan geleceğini kandırmıştır... Ve, gerçek olan, onu gerçekten sevmiş, sevebilmiş kadının erkeğin ''duygusu, sevinci, hüznü, acısı, hayal kırıklığı " değildir; kısa bir an süresine sığdırmaya çalıştığı yarı insansı, yarı hayvansı kişisel beklentisi... Sürekli birşeyler alma alabilme derdi , telaşı, umusundayız. Bu, bir kuşun, köpeğin,fokun ... sevgili"nin hayatı bile olsa... Yaşam pahasına ödenen bedeller egolarımıza hakmışcasına... Her birimiz dürüstlük, saygı, sevgi, güven beklentisindeyiz. Peki, o ölçüde her birimiz kendi adımıza neler katabiliyoruz, verebiliyoruz beklentisine girdiğimiz onca hasleti bir diğerlerine tattırabilme, yansıtabilme, yaşatabilme boyutunda? Acaba birşeyleri isterken, beklerken o birşeyleri gerçekten kendi özvarlığımızda bulabiliyor muyuz? Hayallerimiz ve gerçeklerimizde oynaşan duygu ve düşünceler akında- karasında, olduğu gibi, gözlerimizde, sözlerimizde, tenlerimizde, dokunuşlarımızda, kalem tutan ellerimizde kandırmacalardan uzak hayat bulabiliyor mu? Yoksa birilerini kandırıyoruz derken geçmişimizden geleceğimize biteviye kendimizi mi yanıltıyor, yalanlıyoruz ? Acaba; içim 1 + dışım 1 = 2 ayrı kişi miyiz ? 2"lerimiz de bölünüp, parçalanıp, bırakın yakın çevresini aydınlatmaya çalışan küçücük bir lamba olabilmeyi , dibine dahi ışık veremeyen kör karanlığın silik mum silueti bile değil miyiz? Kendimize de iyiden iyiye yabancılaşmış, artık ne aslımıza ne de astarımıza hiçbir şeycikler ifade edemeyen uçar gezer beyinler, kalpler miyiz ? "Yaban"da bir başına tohumlanan, toprağıyla öpüşen, suyuyla sevişen, havasıyla koklaşan; günlerce, aylarca, mevsimlerce suskunluğunun ardından 15 yıl sonrasında meyvesinde seslenen; dibine düşeninde ilk bakışta "tatsan tadılmaz, atsan atılmaz, yesen yenilmez" denilen, ama, sanayinin sayısız çalışma koluna hammadde, ilaç sektörünün sayısız materyaline alt yapı olarak inanılmaz yararlı katkılar sağlayan "keçiboynuzu" bile belki birçoğumuzdan daha gururlu, daha onurlu... ahh insanoğlu... niye keçi ? niye boynuz ? ne ilgi? ama dedik ya, ilk bakışta atsan atılmaz, tatsan tadılmaz, ne menem şey ya... adı da ne menem konmalı elbet... Oysa yaşamın gerçek güzelliği, tadı, onuru, gururu detaylarında, hammaddesinde, özünde, tözünde; farkındalığında gizli değil mi? Yanından geçmeye, yüzüne bakmaya, elini tutmaya, kalbini sevmeye, aklını dinlemeye imtina ettiğimiz, kimbilir nice hayat cevherleri, meyveleri var yakın çevremizde, farkına bile varmadığımız... Tıpkı yaratılışta her birimize bahşedilen ama unuttuğumuz, güzel insanî hasletlerimizi, kendi öz varlığımızı, değerlerimizi, bırakın farkında olmayı, içimizden dahi söküp attığımız gibi... Evet, belki (?) herşey biz insan kızları, insan oğulları için yaratıldı; ama, kuvvetle muhtemel, yok edelim, öldürelim, gözyaşı döktürelim, hayatından bezdirelim, vefasızlık abidesi olalım diye değil; yaşama hakkına ufacık, sevgiye birazcık, saygıya azıcık, paylaşıma küçücük, aşka minicik dahi olsa sahip çıkalım; hayatı anlamlayan detayların farkına varalım diye...
-
1. Ne tip insanlar size çekici gelir? D. At: Dizginlenemez, engellenemez ve özgür. 2. Size kur yapılırken nasıl bir yaklaşıma karşi koyamazsınız? B. Aslan: Samimi ve açıksözlü. 3. Sevgiliniz üzerinde nasıl bir intiba bırakmak istersiniz? A. Köpek: Asil, güvenilir, tutarlı. 4. Sevgilinizin hangi yönü sizi en çok deli eder, ayrılma sebebi bile olabilir? D. Köpekbalığı: Güven vermemesi. 5. Sevgilinizle nasıl bir ilişki kurmak istersiniz? B. At: İkinizin de her konu hakkında konuşabildiği, sırların olmadığı. 6. Zina yapar mısınız? A. İnsan: Toplum ve ahlak çok umrunuzda, evlilik sonrası kötü bir şey yapmazsınız. 7. Evlilik hakkındaki düşünceleriniz? B. Beyaz kaplan: Sizin için çok değerli. Bir kere evlenirseniz hem evliliğinize hem de eşinize çok önem göstereceksiniz. 8. Şu anda aşk hakkında ne düşünüyorsunuz? A. Aslan: Her zaman aşka hazırsınız, onun için her şeyi yapabilirsiniz ama kolay kolay da aşık olmazsınız. Hım ilginç bir test acaba sevgiliniz de katılıyormudur bu cevaplara birde ona sormak lazım
-
Onuncu kattan aşağı düşmek kaç saniye alır? Ve yaşamıma dair kaç kare belirir gözümün önünde zemine çarpmadan evvel? Kalan kaç karede sensiz bi hayat vardır? Çarpma anında mı biter herşey? Üşür müyüm? Düşersem ve üşürsem gelir misin yanıma? Artık gitmeyeceğine dair bir şeyler söyler misin bana? Isınır mıyım sonra? Dedemi özledim en çok... Düşersem dedem yanına alır mı beni? İçimi ve dışımdaki hayatı temizleyebilir mi dedem? Daha fazla acı çekmememi sağlayabilir mi? Hızla düşsem.... Kendim istesem yani bu kez düşmeyi... Bitse... Enter'ladıktan sonra bu cümleleri, sağ tarafıma dönsem... Mandalı çevirsem... Düşünmesem sonra... Sadece düşsem.... Midem ne kötü bulanıyor... Hiçbir şey kalmadı.... Hiçbir şey...
-
Kürtsüz !!! pes artık bu kadar olur anca yani kürtlermi ekonomiyi bu hale getirdiler yıllardır bu ülkeyi türkler yönetiyor bu hale gelmesi tamamen onların hatasıdır.Kürtlerle türkleri karşı karşıya getirmek her zaman ilkeleri oldu..Milli bilinç nedir insanları soyutlayıp asıllarını inkara zorlamakmıdır.Yoksa diktalar ,yaptırımlarla baskı kurup durumu olduğundan daha beter bir halemi getirmektir.Nedir bu milli bilinç.. Yarın kürtsüz türkiye kurarsınız daha sonra zaza ları atarsınız daha sonra çingeler gider daha sonra lazlar gider daha sonra ermeniler gider daha sonra daha sonra daha sonra .... Peki Bu kadar insan gidince burada kaç kişi kalacak anlamıyorum.Tutturmuşsunuz türkler ha türkler yahu bunu böyle yapacağınıza kürdüz ama türkiyede yaşıyoruz bu topraklar bizimde diyen insanları suçlamaktan bir an evvel vaz geçin aksi halde bu ülkedeki etnik kökenli insanlar gidince askere yollayacağınız hiç kimse kalmayacak unutmayınki bu ülkenin topraklarını korumaya kürt evlatlarıda gidiyor.Neyi tartışıyorsunuz neyi.. Görende sadece herşeye türklerin hakkı var sanacak..Bu ülke içinde yaşayan herkesin.. Kürtsüz ve ekonomisi kalkınmış türkiye... mantığa bakarmısınız söyleyecek söz bulamıyorum...
-
Çikolata yüksek tansiyonu önlüyor
EmiLY_pandora şurada cevap verdi: marti_name başlık Sağlık (Genel)
şevval düşün bir bademli,cevizli,fındıklı,fıstıklı çikolatalar her yanını kuşatmış artık dayanılmaz bir çikolata krizindesin ben senin yerinde olsam hemen alırdım hadi bekleme git al walla iyi geliyor Sabah olunca şevval işe gelecek bu yazıyı görüp bir koşu bir sürü çikolata alacak sonrada yiyip beni öldürecek Allahım ne eziyet ama allah kimseyi çikolata ile ıslah etmesin çok zor çokk.. -
Ben dost istiyorum... Dost ayrı ,arkadaş ayrı... Dost;her şeyini paylaşırsın ... Arkadaş;normal hayata göre aynı Hoş geldin...Dostum... Şevval sanada yazıklarım olsun haber versene bana, açelya gelmiş benim haberim yok.. ( ah açelya ah iyiki geldin sen gidince de pek bir huysuz oldu bu şevom yahu bana yemek bile yapmıyor gerçi benimde iştahım yok bu aralar zaten ama olsun ben çorbalarını özledim kız buna tamammı hatta kulağını çekebilirsinde fena olmaz hani zayıfladım iyice bana bakamadı .. ohh yandın şevval kaç kurtul artık neyse altın kızlar grup tamammı sağ baştan sayın bakalım
-
Teşekkür ederim SELAM_YALNIZLIK inan bana çok mutlu oldum senden bunları duymak çok güzel.. ah Şevval beni öldürdün yazınla canım dostum saol , gezgin,made in turkey! teşekkür ederim sizlerede bu çiçekler hepinize gelsin
-
Sabahları dinlenesi şarkılar
EmiLY_pandora şurada cevap verdi: marti_name başlık Müzik - Müzikle ilgili herşey
Katılılıyorum sana şevom harika bende dinliyorum -
Bunlar için teşekkür ederim fakat ben sizi tanımıyorum.. Kim olduğunuzu bana iletirseniz daha çok sevinirim... Hayırdır kim nereye gidiyor
-
Yağmura Tutsak Bir yıl ve yedi ay olmuş, Yağmura tutsaklığı unutalı, uzaklaşalı. Beraat etmemiştim oysaki, suskun bırakmışım. Zincirler her yağmurda yine yüreğimde. Yağmur beni yalnız bırakmayalı; Bir yıl ve yedi ay... Dile kolay, yani ben ve beni bilen Bu esarete ortak olan, duyuyor musun? Dönüş olacak bu sadece, Şiir falan değil diyeceğim yine, Değil zaten. Şair olmadığımı bilirsin, olmayacağımı da. Yine sen bilirsin bunca zaman, bu sessizliğin nedenini. Bir yıl ve yedi ay... Bir daha yazmazsam demiştim, hatırlar mısın? O zaman ki, yağmursuz kalmıştır bu evren. Kaç yağmur geçti üzerimizden. Neler kaybettik, neler kazandık. Kaç defa üzüldük, kaç defa güldük ve gülümsedik, Yüreğimizden. Nice insan eksildi, nice yeni yüzler hayatımızda. Nice aynı şeyler yine yerinde. Yani ben, sen ve yağmur. Saat yine yağmura çeyrek var, Ve hep aynı değil mi içimizdeki heyecanlar. Aklar dokunalı çok oluyor saçlarımıza, Yüreğimizde hep bahar, Bunca yağmura ve bunca yıl esarete rağmen, Saat yine yağmura çeyrek var. Ah sevgi delisi içim, Alıp başını, hep, gidesi gelen, deli gönlüm, Hep böyle kal ... Özlemişim.
-
Eski Sevgileden Arkadaş Olurmu Anket
EmiLY_pandora şurada cevap verdi: LaRsiE_ başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
Eğer ayrılmış ve tekrar görüşmekse niyetleri geçmişi irdelemekten bir adım gidemezler öteye beriye.. Eğer amaçları dost olmaksa o gözlere bakıpta nasıl bir dostun hissettiklerini hissederler.. Eğer bunu başarıyoruz derlersede sevmemişlerdir... Bunun ortası,kenarı ,kıyısı,bucağı yoktur ya seversin ya sevmezsin ama asla ve asla sevmişsen ayrılıktan sonra dost, arkadaş, adına ne derseniz diyin hiç bir şekilde bir arada duramazsınız... Ya onun incittiği zamanlar gelir aklınıza yada sizin onu incittiğiniz gelir onun aklına. Başlar hesaplar kitaplar sen neden gittin sebep neydi der çiftlerden birisi,Diğeri bunu asla üzerine almaz sen neden yaptın bunları der ve böyle uzar gider bu çıkmazlarda gelinde siz dost olun bakalım kolaymı ? Unutulurmu yaralar,Depreşmezmi sevginiz, hissetmezmisiniz hiç birşey ,Taş mısınız, ruhunuz mu yok kolaymı bu gün sevip yarın unutmak, kolaymı bunları yaşamak, kolaymı sonradan dost olmak.Herşeyi yok saymak üzerini çizmek ve kanayan sevginizin üzerinden dostluk bağlarını yakalamak.. Bilmiyorum yakalayabilen varsada tebrik ederim ben yakalayamam şahsen ya adam gibi severim yada arkama bile bakmam çeker giderim bu kadar basittir işte... -
MUTLU SEVİ YOKTUR Hiçbir şeyi sürgit elinde tutamaz kişioğlu Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ve ne de yüreğini Kollarını açtı sanırken bir haç olur gölgesi Bir tuhaf bir acılı kopmadır günleri Sıkı sarılmak isterken ezer mutluluğunu Mutlu sevi yoktur Yaşamı şu silahsız askerlere benzer Ki başka bir yazgıyla donatmışlardır onları Neye yarar sabah erken uyanıp kalkmaları Çaresiz ve kararsız kalırlar akşamları Söyle bunları canım gözyaşını tutuver Mutlu sevi yoktur Sevgilim güzelim yürekte yaram benim Bir yaralı kuş gibi taşırım içimde seni Ve şunlar ki bilmeden izler geçmişimizi Yineler hep arkamdan ördüğüm sözcükleri Ve ölmeye can atar koca gözlerin için Mutlu sevi yoktur Vakit geç artık çok geç yaşamı öğrenmeye Ağlasın yüreklerimiz topluca karanlıkta Bunca mutsuzluk ah küçük bir türkü uğruna Bir ürperti uğruna bunca sıkıntı bunca Ve de bunca hıçkırık bir gitar ezgisine Mutlu sevi yoktur Hiçbir sevi yoktur ki yoğrulmasın acıyla Ve hele yurt sevgisi hele özellikle sen Hiçbir sevi yoktur sarartıp soldurmayan Ve hele yurt sevgisi hele özellikle sen Hiçbir sevi yoktur beslenmesin gözyaşıyla Mutlu sevi yoktur Ama ikimizin sevisi budur. ''İnsanın görülmemiş derecede küçümsendiği ve çaptan düşürüldüğü günümüzde, kişinin en ivedi ve en soylu görevi olayları şarkılaştırmak olmalı. Kuşkusuz bu gerçeğin bilincine varacak, insanın insanca sözüne ve onun bülbülleri bile susturabilecek orkestrasına katılma yürekliliğini gösterecek hayli insan var..." ARAGON
-
SeVGi NeYDi ?
EmiLY_pandora şurada cevap verdi: EmiLY_pandora başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
Kişi sevdiğiyle olmak ister!. Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadar, onunla yaşar!. Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız. “Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar!. Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!. Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Sevmek” ise bundan çok farklıdır… Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!. Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!… Yakınlık bile uzak gelir sana!… Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!. Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!. Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır!. Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla!. Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz!. Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları!. Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur!.. Beğeniyi, sevgi sanmıştır!.. Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde!.. Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir… Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı… Seven, karşılıksız sever!… Beğenen karşılığını ister!. Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen!.. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu!.. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar… Ama pervane gibi sevemez!. atamaz kendini ateşe!. Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!. Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür!.. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve “delillik bu” derler… Beğenme bir tür “hobi”dir!… Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay!.. Sevgi bir ömür boyudur!… Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!. Kolay Gelsin -
hayat akip giderken avuclarimdan egilip yerden toplayamiyorum parcalarimi ve artik her sey icin cok gec demek icin belkide cok gec... simdi ellerim bombos sözlerim sarhos gönlüm olmus bin parca cokdan terk edip gitmis icde bu sevda gözde olsa ne fayda oysa bir umuttu hep gönlü besleyen dayan yüregim diyen ama kap kara bir yel her yani sardi bende bir tek can kaldi oysa bir umuttu hep gönlü besleyen dayan yüregim diyen ama kap kara bir yel her yani sardi bende bir tek can kaldi coskun irmaklardan tozlu yagmurlardan tasli yollardan gecdim yalan olmus serden nar kokulu yardan her seyimden vazgecdim oysa bir umuttu hep gönlü besleyen dayan yüregim diyen ama kap kara bir yel her yani sardi bende bir tek can kaldi coskun irmaklardan tozlu yagmurlardan tasli yollardan gecdim yalan olmus serden nar kokulu yardan her seyimden vazgecdim simdi ellerim bombos sözlerim sarhos gönlüm olmus bin parca cokdan terk edip gitmis icde bu sevda gözde olsa ne fayda... KıRaÇ....
-
Artistik Buz Pateni Yarismasi/Türkiye
EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlık içinde Spor - Futbol - Basket -Voleybol ve Diğer Dallar
Benim buz patenini sevmemdeki en büyük neden Evgeni Plushenko olmuştur. Rus milletinin en yetenekli üyesi. artistik patinaj erkekler klasmaninin kugu prensi. yagudin'e kök söktüren yetenek abidesi. Ayrıca anatomik nedenlerle yetiskin erkeklerin yapamadigi kastiran Dennis Billman hareketini de yapabilen tek erkek sporcu olması hayranlığımı bir kez daha katlıyor. Ne de olsa eşi benzeri yok!!!! Gösterilerinde genelde mizahi bir yan bulunur. 2004 avrupa artistik patinaj şampiyonasında sanırım heyecan ve gerginlikten olsa gerek talihsizlik yaşadı ve birinci olamadı fakat spiker bile yorum yaparken duraksadı, "düştü" diyemedi hatta inanamadı. O dans etsin ben sabaha kadar izlerim, dans etmek bir erkeğe bu kadar ancak bu kadar yakışabilir.. Son dünya şampiyonluğuyla beraber toplamda 3 avrupa 3 dünya şampiyonluğunu aldı sanırım.. Birazda teknik bilgi yazayım : ( teknik kısmı alıntı tabiki ) Kesinlikle buz pateni için yaratilmis, spinlerinin agir çekimleri bile bir çok profesyonel patencinin normal spinlerinden daha hizli olan, buzun üstünde kayarken dünyanin en kolay isini yapiyormus izlenimi veren, gala programlarinin basli basina yildizi olan, kendisiyle özdeslesmis 4'lü toeloop 3'lü toeloop 2'li ritberger hareketini neredeyse her programinda izledigimiz, yine erkeklerin yapamadigi Denise Bielmann spinini bir çok bayan patenciden daha güzel yapan, nasil bir hizla yaptigini anlamadiginiz ayak oyunlariyla akil sinirlarinizi zorlayan, yanilmiyorsam geçen sene yaptigi 4'lü salchowla jumplarin çitasini biraz daha yükselten muhtesem adam... Bir de 4'lü axel yapsa tam tamina bir efsane olur ki atlayis teknigi göze alindiginda bunu Plushenko yapamazsa kimse yapamaz. Ben simdiye kadar jumplari onun kadar temiz ve rahat yapan kimseyi görmedim açikçasi... Ayrica bu sene Macaristan'daki Avrupa Sampiyonasindaki 3'lü flip ve 3'lü salchow atlayislarindaki düsüsleriyle 2.ci olmus ve hayranlarini büyük hayal kirikligina ugratmistir. Ben de uzun süre düsenin o olduguna inanamamistim... diyor spiker... Ama ben hayal kırıklığı bölümüne katılmıyorum o programını izlemiştim salon hınca hınç bağırıyordu ve düştüğü halde ikinci oldu düşünün yani normal yarışmacılar düşmeden temiz bir program çıkardıkları halde ilk ona zor girerken Evgeni düşüyor ve ikinci oluyor süper kesinlikle izlenmeli.. Bu arada birce umarım bana kızmamışsındır ama pateni ve Evgeni Plushenko'yu çok seviyorum mutlaka birşeyler eklemeliyim diye düşündüm affına sığınarak -
ilk değilsen bile son aşkım olup kal senden öncesini yaşamadım sayarım böyle bir aşka ömür vermeye değer dillenir de nazara gelir diye korkarım deniz gözlüm benim senin için hazırım eğer ölüm gerekse ölmeye giderim yemin olsun seninim çocuklar gibi şenim deniz gözlerinde hayat bulur gözlerim yüreğim acır inan senden uzak kalmasın o deniz gözler benim başkası hiç bakmasın son arzum nedir diye gelip te bir sorsalar haykırış olur sesim sen yine sen der canım seni özler, seni diler, ister beni bırakma ele ateşlerim söner Soner Arıca
-
Sana hiçbir şey söylemek istemiyorum. Bütün sözcükler yetersiz.. Hiçbir şey yazmak istemiyorum. Engin denizlerde kulaç attığım, üstüme gökkuşağını kuşandığım bu aşk yalanmış. Şimdi karanlık sularda boğuluyorum. Gökyüzü kurşun gibi ağır. Ne yana dönsem yalan. Gülüşler yalan..İnsanlar yalan. Ben seni mi sevdim..Senin gözlerinle mi baktım dünyaya.. .. sevinçti, aşktı göğsüme bastım. Kocaman bir yalanı seninle mi yaşadım? .. Bir aldatmacaymış, kötü bir rüya.. Kötülüğün bile bir yüzü vardır, bir görünüşü.. ama en beteri buymuş... Bir masal olsaydın razıydım, bir şiir olsaydın, alır saklardım.Güzel bir yüz kalırdı senden geriye, hoş bir anı.. kimsenin dokunamıyacağı bir tarih. Ama hiçbir şey kalmadı.. Bir yokluğu varsaymışım. Bir HİÇ’e sarılmışım. Aşk ışık, Sen ışığı yutan karanlık.. bir kör kuyu.. Ben kör kuyularda kaynak suyu aramışım. Nasıl olsa biterdi bu aşk. Ama unutulmaz güzel anısı kalsaydı.. Sen hiçbir şeyin değerini bilmedin. Kökün çürük, yaprağın kül, meyvan zehirmiş. Ben seni aşkın yerine koymuş aldanmışım. Kabahat sende değil.Sana karşı öfke duymuyorum, kırgın değilim, kızgın değilim.. Çünkü sen zaten yokmuşsun. Asıl kızılacak kişi benim.. Senin yaptığın bana koymadı..Beni kahreden, beni yokeden, beni bin pişman eden tek şey.. bir aşk yaratmış tek başına yaşamışım. Sen zaten yokmuşsun ki.. senin neyine yanayım?
-
Burada bekle şimdi... Ölene kadar bekle... Çoktan ölmüş birini, belki gelir yalanı ile kandıra kandıra bekle bakalım... Ben beklemiştim... Kimse gelmemişti sesime... Çığlık çığlığa idim,yanıyordum, inliyordum, kıvranıyordum... Kimse gelmemişti... Her şeyden önemlisi sen gelmemiştin... Sen benim üstüme kendi yaptığın aşılmaz çelik kapılar kapatıp gitmiştin... Şimdi sen bekle... Gelmeyeceğim...
-
ZoRDuR KöPRLeRi YaKMaK....
EmiLY_pandora şurada cevap verdi: EmiLY_pandora başlık Diğer Edebi Türler Forumu
SiZ..... Duyamadığınız sesime eğer kulak verseydiniz Dingin şarkılarla asla dünya yüzüne çıkmamış melodiler dinlerdiniz sözlerimde Ne de kolaydı Bulmak beni sessizlik melodisi içinde tekrarlanan bölümlerde - Sizin değerler karmaşasında değerleriniz çoktu. Onun artık değerleri yoktu. Geçmişle uzlaşmak için değer yargısı hiç yoktu. Elinde bir çanta ve de bir bavul O başarmıştı sığdırmayı içlerine Kendisi dışında kırık bir kabukla bir aşkı Ve asla değişmesi için mücadele etmediği, Terk etmek isteyip de terk edemediği bir dönemi Önemli olan şimdi sadece karşılayabilmekti geleni - Harekete geçmemek için bahaneler çoktu. Geçmişti bir dönem, yaşanmış ve adı konmuş bir an yoktu. Değişmek için herhangi bir an istemekten başka bir zaman yoktu. -
metallica - unforgiven
-
Hep bekleyerek kaçıyordu. Sevdiği hep olanaksız maceralardı, mükemmel bir bahane. Tıpkı yine şimdi yaşadığı gibi. Başkası yaşıyor; o gözlüyor ve sadece uzaktan paylaşıyordu. Üzüntü ise varlığını hissetmede bir araçtı; herkesin paylaştığı tek şeydi üzüntü. Mecburiyetsiz ve eylemsiz. Okuduğun için ben teşekkür ederim adrenalin...
-
Sıradanlığın en güzel tarifidir belirsizlik. Yaşamanın önündeki en tehlikeli bahane. Bazen bir nedensizlik vardır hayatta; her şeyi ertelersiniz. Bu sisi dağıtmaya çalışırsınız, nafile... Beklentiler hayat üzerine olur kimi zaman; Sanki yaşanacak anın dışında bir başka an var gibi ararsınız. Beklentiler kimi zaman insanlar üzerine olur. Olmayan insanlar hayal edersiniz. Yanınızda yaşasa zamanla asla dayanamayacağınız insanlar istersiniz. İnsanlar vardır, hep birilerini bekler başlamak için. Hep birilerini bekler, yaşamsızlık duvarlarıyla çevreli dünyasında sevmek için. İnsanlar vardır, sorumluluk almaktan kaçar. Ben... daha kendimi anlamamıştım ki. Beklemekle birikir belirsizlik. Bir gün anlaşılmayı beklersiniz. Beklemek, bir gün asla anlaşılmamak olur. Bir gün sevilmeyi beklersiniz. Beklemek, bir gün asla sevilmemek olur. Hareketsizlik her şeye hakim olur; bir şeyler yapmak için adım atamazsın. Çevreniz doluyken, kendi dışınızda en güzel fırsatı ve insanı beklersiniz; hep beklersiniz nedensiz. Bir anda çok şey geçip gidiverir. Ben... kendimi anlamamıştım ki. Belirsizlik belirginleşirken, dünyanız küçülür aynı ölçüde. Sonra yapılacak her şey belirsizleşir. Böylece nedensiz ve belirsiz yaşamanın yolu açılır. Kolay Gelsin