-
İçerik Sayısı
35 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
Blanc Sombre tarafından postalanan herşey
-
Bir radyo olsaydı hangi şarkıyı isterdin Dj'den....
Blanc Sombre şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
o zaman ilk ben isteyeyim Cem Karaca'dan Resimdeki Gözyaşlarım olsun. -
-
Bisiklete meraklımısınız? Hergün kullanıyormusunuz?
Blanc Sombre şurada cevap verdi: Admin başlık Doğa Sporları
bu kadar çok ilgilenen var madem öyle bir gün bir yerde yarış yapalım aramızda -
.....::Radya::.....
Blanc Sombre şurada cevap verdi: sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... başlık Anı Defteri - Defterleri
hala öğrenemedim bu forumu...ben görmemiştim bu sayfayı..nasıl olur ki....yok yok yazdım galiba yazmadıysam çok ayıp bana... neyse ben buraya güzel şiirler var şarkılar koyarım -
r24_T-HOcyg If you want a lover Ill do anything you ask me to And if you want another kind of love Ill wear a mask for you If you want a partner Take my hand Or if you want to strike me down in anger Here I stand Im your man If you want a boxer I will step into the ring for you And if you want a doctor Ill examine every inch of you If you want a driver Climb inside Or if you want to take me for a ride You know you can Im your man Ah, the moons too bright The chains too tight The beast wont go to sleep Ive been running through these promises to you That I made and I could not keep Ah but a man never got a woman back Not by begging on his knees Or Id crawl to you baby And Id fall at your feet And Id howl at your beauty Like a dog in heat And Id claw at your heart And Id tear at your sheet Id say please, please Im your man And if you've got to sleep A moment on the road I will steer for you And if you want to work the street alone Ill disappear for you If you want a father for your child Or only want to walk with me a while Across the sand Im your man If you want a lover Ill do anything you ask me to And if you want another kind of love Ill wear a mask for you ********************************** eğer bir âşık istersen istediğin her şeyi yapacağım. ve eğer başka türlü bir aşk istersen senin için maske takacağım. eğer bir partner istersen elimden tut. ya da sinirden beni dövüp yıkmak istiyorsan işte karşındayım ben senin erkeğinim eğer bir boksör istersen senin için ringe çıkacağım. ve bir doktor istersen her santimini incelerim. eğer bir şoför istersen atla içeri. ya da beni dolaştırmak istersen biliyorsun, yapabilirsin ben senin erkeğinim ah, ay çok parlak zincir çok sıkı canavar bu gece uyumayacak şu sana verdiğim sözleri düşünüp durmaktayım, verdiğim ve tutamadıklarım... ah.. ama bir erkek, dizlerinin üzerinde yalvararak, bir kadını geri kazanamamış ki hiç ya da belki sana doğru sürünürdüm bebeğim. ve ayaklarının dibine düşerdim. ve güzelliğine ulurdum, kudurmuş bir köpek gibi ve kalbini pençelerdim ve çarşaflarını gözyaşlarımla ıslatırdım. lütfen, lütfen derdim ben senin erkeğinim ve yolda giderken biraz uyumak istersen senin için kenara çekeceğim ve eğer o sokakta tek başına olmak istersen senin için yok olacağım eğer çocuğuna bir baba istiyorsan ya da sadece benimle biraz yürümek istiyorsan kumlarda. ben senin erkeğinim... (çeviri ekşi sözlük)
-
BU SABAH BANA GELDİ NAZIM
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
Basit yaşamak lazım kurcalamamak lazım... Ama basitliği yanlış algılamamak lazım... "Ne durduğu farketmeyecek abanın altında." diyor Nazım sen anlayacaksın basitçe söyleneni ... basitlikte mutluluk ... ufacık şey seni mutlu eder...ama başka bir ufacık şey seni darmadağın etmesin.Bu kadar "BASİT" olmasın . bu kadar da basit anlaşılsın ama . -
ANLATAMADIM
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Evet Gloria hepimiz aynı şeyi yapıyoruz ve bekliyoruz ama yılmayacağız en azından...Sonu güzel olacak umarım... -
ANLATAMADIM
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Olsun yerlere döksün yeter ki yanında olsun... dökülen mısır olsun, ben yollarda dökülmeden... Ben Teşekkür ederim sevgili Radya -
ANLATAMADIM
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Gerçekten öyle... Bende haksızlıkları getirdim gözümün önüne ve bir de yılmayacağımı söyledin kendime... Teşekkür ederim Gloria -
Görmesen de,duymasan da...!
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi delifırtına'nın blog başlığı içinde delikızın türküsü
bir hayal, çokkkk uzaklarda bir yürek, bu kadar mı acıtır bir yüreği... evet bu kadar acıtır! -
Tek başıma kalamıyorum. İkinci bir kişi beliriyor birden. Hem bildik biri, hem yabancı. Hem dost, hem düşman. Çevremi boş bulunca gelip yerleşiyor yanıma. Oturuyorsam, karşı koltukta. Sokaktaysam, bir adım önümde. Koluma giriyor. Yüzüme gülüyor. Kaşlarını çatıyor. Hemen kalabalığa dalmalıyım. Hemen radyoyu açmalıyım. Hemen biriyle konuşmalıyım. İlk karşılaştığım adamdan ateş istemeliyim, yol sormalıyım. Bir kadına bakmalıyım. Bir kahveye, bir sinemaya dalmalıyım… Yasak bana insansız sokaklar, boş park kanepeleri, kimsesiz yollar. İlle garlara gitmeliyim. Sinemalar, meydanlar, kahveler. Yüzler, yüzler görmeliyim. Çirkin, uzun, sıska. Gözler renk renk. Şapkalar, paltolar, ıslak, tozlu. Yanıma yaklaşamamalı. Kulağıma dudaklarını değdirememeli. Sesini duymamalıyım. Bana durmaksızın kendimi hatırlatmamalı. Beni kendi üzerimden düşünmeye sürüklememeli. Gereği var mı on yıl önceye dönmenin? Bir geceyi, bir akşamüstünü yeniden yaşamanın? Hayır, yapacak. On yıl, yirmi yıl öncenin karışık öyküsünü duyuracak. Yanlışlıklar mı yapmışım, ters bir adım mı atmışım, bir çıkmaza mı girmişim, ille ille hatırlatacak! Biliyorum onları. Terslikler, yanılgılar çok. Yaşamım dolu onlarla. Ne olacak? Ben geçtim onarlı. Ben o insan değilim. Başka kişiyim artık. Her gün yeni bir insan değil miyiz? Geçti o anılar. O anılardaki kişi. Bak, kilom başka, paltom başka, elbisem başka. Deri, deri de başka. İçimdeki düşüncüler, üzüntüler, sevinçler, düşler başka. Duygular başka. Öyleyse ne var o eski şeyleri tekrarlayacak? Evet, o yollara sapmamalıydım, o yanılgılara düşmemeliydim. O kitabı kapatmalı, başka kitabı açmalıydım. Yeni yönlere doğru koşmalıydım. Doğru belki de dedikleri. Belki yanlış büsbütün. Kim bilebilir? Geçmiş, geçmiştir. Yeniden yaratılamaz ki! Ne istiyor öyleyse benden? Niye ayrılmaz ardından. Niye hep beni kıstırmaya uğraşır? … … … Tamam. İçime bir şeyler doluyordu. Yalnızlığımın acısını duyuyordum. Kaçırılmış fırsatlar, aptallıklar. Yıllar öncesi bu duraklarda bekleyişlerimi, eli boş dönüşlerimi. Sinemada bazen bir benzeyiş, bir anış, bir gülüş beni geçmişe sürüklüyordu. Sevmiyordu beni hiç. Küçümsüyordu. Ömrünü havaya uçurmuş biri sanıyordu. Çılgına çeviriyordu. Beni geçmiş yanılgılarımla baş başa kalabileceğim günlere itiyordu. Bir aynaya baksam gözlerimin içine güldüğünü görüyordum. Garip bir sevinç duyar gibiydi acılarıma. Aynaları kırmak, geçmişi geleceği ortadan kaldırmak istiyordum. Çaresi yoktu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Karşıma ilk çıkan insana koşup “Ateşiniz var mı? “ diyordum. Ya da bir kadına çapkın çapkın bakıyordum. Uzaktan geçen bir tanıdığı görür görmez koşup koluna giriyordum. …. (Bu Oktay Akbal' ın "Yalnızlık Bana Yasak" adlı öyküsünden kısa bir bölüm. ------------------------------------------------------------ İnanmıyorlar, gülüşüyorlar. Pis pis. Sarı dişlerini göstererek. Hepsi kahvedeydi, yalvardım, gelin 5 dakikacık, ne olur. Güldüler. Biri tekme savurdu. Kara suratlısı küfür etti. Kahveci tuttu kolumdan sokağa itti. Yüzümü yağmura çevirdim. Çirkin bir akşamüstüydü. Sonra camın ardında tavla oynayanları seyrettim. Canım bir sigara yakmak istedi. Hoştur yağmurda sigara içmek. Yok sigara ceplerimde. Tütüncüye koştum. On kuruş uzattım. Vermedi. Güldü o da. Herkes gülüyor nedense. Geldiler başkaları, beni ittiler… Bir gün inandıracağım hepsini. Gerçeği göstereceğim. Kızı kaptırmayacağım onlara. Hem inanmasınlar, gülsünler, beni tekmelesinler, hem de kız onların olsun. Yağma yok! Kız benim. Ben buldum onu. Ben yarattım. Onlar önünden geçip gittiler sabah akşam. Göremediler, bilemediler. Oysa oradaydı. Camın ardındaydı. Birini bekliyordu. Kendisini anlayacak birini. Ben anladım. Onun yaşadığını, soluk aldığını, kımıldadığını, düşler kurduğunu. Şarkı söylediğini. Şarkı söylüyor ya! Kimse duymuyor, ben duyuyorum. Ne zaman radyoda oynak bir hava olsa dudaklarını oynatıyor hafiften. …………. (Bu da Oktay Akbal' ın "Canlılar Cansızlar" adlı öyküsünden kısa bir bölüm. Burada bir vitrin mankenine ve ona olan sevigisini anlatıyor.Devamı çok güzeldir.Ama benim için buraya eklediğim bölüm çok önemli.Sanal dünyanın gerçek sevgisini belki böyle tarif edebiliriz.) sizedir bu yazı.
-
Sevgili Radya yine döktürmüş... Çok güzel çok güzel çok güzel
-
yeni yıl şeysi... v.2 (bu başlık için pek emin diilim...)
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi alamet-i farika'nın blog başlığı içinde alamet-i farika
Evet ilginç bir yaklaşım sizin ki Sevinmeli miyiz üzülmeli miyiz aslında orasıda bir muamma. Ama siz istemesinizde farkında olmadan bişeyler sizi istemediğiniz yerlere götürecek.Yoksa 1980 lerde de kalabilirsiniz.Sayılara takılmamak lazım bir nevi ...Akıl vermek de değil aslında benimki sakın yanlış anlamayın. Ayrıca yazınızın son bölümüne gelince siz zorlamayın kendinizi o kadar yorulursunuz gibi -
Radyam...nice mutlu senelere....
Blanc Sombre şurada cevap verdi: mavi olmayan gökyüzü başlık Doğum Günü Kutla
Geç oldu belki ama affınıza sığınarak doğum gününüzü kutlamak istiyorum -
KARIŞIK...
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Gerçekten SÜREKLİ MUTLULUK diye birşey yoktur..Zaten olursa tadı da olmaz herhalde..Hergün aynı yemeği yemek gibi Hep birşeyler için uğraşmaktayız.okul du sınavdı bir amaca ulaşmak için ama doymak bilmeyen istekler mutluluğu uzaklaştıryor gibi (aynı şeyleri yazdım daha önce galiba.İnsan yaşlı olunca aynı şeyi on kere söylüyor) ...Gerçekten karıştı aklım yine Huzur dediğin şeyi kaygıyla değil ama sabırla bulursun belki. Yorumların için teşekkür ederim.Çok güzeldi. -
KARIŞIK...
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
evet bende bazen ufacık şeylerden mutlu olabiliyorum ama bazen de ufacık birşeyi büyütüp olay yaratıyorum..karışık -
KARIŞIK...
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
o kadar güzel anlatmışsınız ki bravoo -
BACA KENARINA KEDİ OTURTTUM
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
Harika şarkılar... -
Bertrand Russel ne demiş: "Pek ender olan tam mutluluk anlarımızda da, doymuşluğun sürekli olmadığını bildiğimiz için, Othello gibi ölümü istememiz doğaldır. Sürekli mutluluğu sağlayacak şey, insanoğlu için olanaksızdır: Yalnız Tanrı'dır tam mutluluğa erişen, zira 'saltanat ve iktidar ve şan ve şeref' O'nundur. Yeryüzündeki saltanatlar, başka saltanatlarla sınırlıdır; yeryüzündeki iktidarı ölüm kısa keser; piramitler de diksek, 'ölümsüz şiire bağlı'da olsak, yeryüzündeki şan ve şeref, yüzyılların geçişiyle söner. İktidarı az olanlara, şan ve şerefi az olanlara, biraz daha fazlası yetecekmiş gibi gelir, ama böyle sananlar yanılmış olurlar: İstekler doymak bilmezdir, sınırsızdır ve onlar ancak Tanrı'nın sonsuzluğuyla yatıştırılabilir. Varolmak ve çoğalmak hayvanlara yettiği halde, insanoğlu yayılmak ister ve insanoğlunun bu konudaki istekleri sadece hayal gücünün olanaklarıyla sınırlıdır. Her insan, eğer elinden gelse, Tanrı gibi olmak ister; pek az rastlanan bazı insanlar vardır ki, bunun olanaksızlığını kolay kolay kabul edemezler." Evet hep bir arayış ve doyumsuzluk.Mutsuzluğun sebebi mi? Ben bilmem ben her bakımdan doydum mu ki bunu soruyorum.Bak çelişki burada başlıyor.Bize doymuşluğu sağlayan şeyler nedir ki?Bilmiyoruz işte neye göre doyarız para, aşk, ev araba, kariyer gibi her neyse...Hangi noktada doyduğunu bilmiyorsun.Bunu bilmeyincede mutsuzluk başlıyor.Doymayan doyumsuzluk saçma değil mi? Sadece bilinçsizce yaşıyoruz.Ama çok sıradan isteklerin karşılanması ile mutlu olan bir arkadaşım vardı.Fabrikada bir iş bulayım akşamları da kahveye gideyim benim için yeterli.Bir çocuk yaparım onu parka götürür salıncakta sallarım diyordu ve bunlar oldu mutluda oldu uzun bir dönem.Sonra işten çıkartıldı.Ters gitti herşey.Çok ilginç.Kimin elinde mutluluk.Senin elinde mi?Biri mi veriyor? Siz mi alıyorsunuz? Çok karışık... ------ Albert Camus demiş ki: Devrimlerde insanı paramparça bulurlar. Ama sevdikleri, hayran oldukları tek değeri de orada bulurlar : insan ve sessizliği. Yoksulluklar zenginlikler bundan gelir. Bir tek lüksleri varsa, o da insanlar arasındaki alışveriştir. İnsan nasıl anlamaz ki, bu geçici evren içinde, insanca olanın, yalnız insanca olanın daha ateşli bir anlamı vardır. Uzanan çehreler, bugün var yarın yok kardeşlik,insanlar arasındaki o güçlü ve çekingen dostluklar en gerçek zenginliklerdir. Çünkü, bunlar yok olup gidecek değerlerdir. İnsan yalnız onlar arasında kendi güçlerini ve sınırlarım, yani kendi yapabileceği şeyi kavrar. Kimileri "deha" sözünü ederler. Ama "deha" pek düşünülmeden söylenmiş bir sözdür. Bence zekâ demek daha iyi. Doğrusu, zekâ yaman bir değer olabilir. Bu ıssız dünyayı aydınlatan, ona egemen olan zekâdır. Köleliklerini bilir ve değerlendirir. Zekâ bu bedenle birlikte ölecektir. Ama, bilgi, işte, onun özgürlüğüdür. Ne kadar da doğru ama masalsı geldi bana bu sözler.Bu sözleri çıkıp bir meydanda bağıra bağıra söylese birisi indirin şu deliyi şuradan ne diyor bu."İnsanca olanın daha ateşli bir anlamı vardır" ne kadar doğru.Ama şu anda en ateşli olan şey silahların ve bombaların ateşi...Bakın bende masala geçiş yaptım bir anda. Anlaşamıyoruz, konuşamıyoruz çünkü insanlıktan çıktık.Sadece kendimizi düşünmek, kendi çıkarlarımızn peşinde koşmak, kendini insan olarak görüp karşındakini ne olduğunu bilemediğimiz bir varlığa sokmak haklı çıkarma çabasıdır bütün bu yaşananları. not:ben birini biliyorum ki; o "insanca" yaşamak için var bu dünyada. ----------- gottfried wilhelm leibniz de şöyle demiş: İyilikseverlik, evrensel bir iyiyürekliliktir ve iyiyüreklilik aşk veya duygulanım durumudur. Sevmek veya duygulanmak başkasının mutluluğuna sevinmektir veya aynı anlama gelen başkasının mutluluğunu kendisininkinin içine sokmaktır. Bu şekilde, Tannbilim'de çok önemli bir zorluk çözümlenmiş oluyor; her umuddan, her kaygıdan, çıkarla ilgili herşeyden kurtulmuş çıkardışı bir sevginin nasıl varolacağını bilme konusu. Çözüm, başkalarının mutluluğu bizi sevindirdiği zaman, onların mutluluğunun kendi mutluluğumuzun içine girmesidir, çünkü bizi sevindiren şey kendi için aranır. Umutsuzum... Başkaların mutluluğunun kendi mutluluğumuzun içine girmesini bırakın bizi mutsuz eden bir mutluluk oluyor.Neden? Kıskanmak fiili ile açıklanabilir mi bu acaba.Başkalarının mutluluğundan kendimize biraz pay çıkarsak güzel olabilir ama kendi mutsuzluğumuza çare değil gibi .Bazen TV de izlediğimiz yarışmalarda başkalarının kazanmasına sevinebildiğimiz gibi , kaybetmelerine de "oohh iyi oldu" da diyebiliyoruz. Sırf kendi mutluluğumuzla alakalı yani kendimizi tatmin eden ne ise ona göre vaziyet . Kötü... Karışığım bu aralar buarada da karıştırmış olabilirim ortalığı
-
GÜZELDİR YAZMAK
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Yorumların için çok teşekkür ederim Sevgili Radya Bende yazarak korkularımı yeniyorum yavaş yavaş ve faydasını da görüyorum. Yazmak çok güzel gerçekten ...Aradan yıllar geçip yazdığınız yazıları bulup okumak çok güzel duygular yaratıyor insanda. Dostunuz da çok hoş yazmış ona da teşekkür ediyorum çünkü sizi birazda olsa tanımama yardımcı olmuş Dediğiniz gibi okuyanda sağolsun okumayan da... Teşekkürler -
KİMSİN SEN ?
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Teşekkürler Rina.Zaman anlar sadece değil mi?Sabrım var benim beklerim. Bekleyiniz efendim bende çok sabırlıydım .......Ödülümü aldım .... Zaman herşeyin ilacıdır ..... Ben de alırım ödülü mü muhakkak değil mi? Tanrı bilir -
Yazmak iyi gelir insana, alır bütün gerginliğini. En azından sizi dinlemeyen birine konuşmaktansa yazmak daha iyidir. İyi bir dinleyicidir defteriniz, kağıdınız ya da blogunuz .Bazen insanların yüzüne söylemeyi cesaret edemediğiniz şeyleri de yazarak söyleyebilirsiniz.Ama yazmak yalnızlaştırır mı insanı ya da yalnızlığına çere buldurur mu ? Oofff onu bilmiyorum... Ama canım sıkıldı yazdım. İyi de geldi. Hep bir arayışta ve biinmezlikte gibiyim.Aslında ne aradığımı biliyorum.Ama ona nasıl ulaşacağımı bilmiyorum. Bende yazarak çare bulmaya çalışıyorum kendime.Belki çare olacak.Saçmalıyorum belki de.Ama olsun anlayan çıkacaktır beni. Yazmaya çok vaktim yok bu kalabalığın içinde ama yine de fırsat yaratıyorum.Bu karmaşanın içinde yalnız kalmak için iyi geliyor.İşte karışıklığım burada ortaya çıkıyor.Yalnız mı kalmayalım, yalnız kalmamalı mıyım ? Yalnız kalmalıyım ama O' nunla sadece O' nunla... Devam ederim sonra.Bir şiir ekleyeceğim çok ilgi çekici bir hayatı olan François Villon dan. MERYEM ANA'YA DUA BALADI Deyin İsa Peygambere benim için, Bağışlasın suçlarımı birer birer: İyilik gören papaz Theophilus'ün Hani o Mısırlı Kadın'ın dostlar, Bağışlanması gibi.. değil mi kader.. Şeytana vadedilmişti bilirsiniz, Beni beterinden esirgeyiniz, Paraymış, şöhretmiş boyun eğmiyorum, Arasında o kutsal bildiklerimiz, Bu ruhla yaşamak, ölmek istiyorum. Bir ihtiyarcağızım ben yoksul, üzgün Ne okuma, ne yazma.. ben de ne gezer, Ben bir yanık aşık bir köşede her gün Neylerin çalındığı canım cennetler, O fıkır fıkır kaynayan cehennemler, Birinde sevinç, birinde kederimiz Ulu Tanrıça, huzuruna gelmişiz. Tüm suçlularla işte baş eğiyorum, Senin yoluna kul kurban serilmişiz Bu ruhla yaşamak, ölmek istiyorum. Ve son olarak Çiçero'nun Yaşlılık'ından bir cümle : titus (1) i kendi tarafımdan silinmiştir.Çünkü ben bu sözü başkasına söylüyorum "....... , senin yardımına koşsam, hafifletsem derdini, seni kavuran, içini burkan derdini, ödülüm ne olur?"
-
KİMSİN SEN ?
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Çok hoş bir şarkı çok güzel sözler Teşekkür ederim Radya . -
KİMSİN SEN ?
Blanc Sombre şurada yorum gönderdi Blanc Sombre'nın blog başlığı içinde Blanc Sombre "écrit"
Teşekkürler Rina.Zaman anlar sadece değil mi?Sabrım var benim beklerim. -
Dünyaya gelir gelmez içine girdiği o karışık kalabalık hayat, zor bir aile, onların yaşadığı acılar, kötü günler, nankörlükler... Gördüğü bildiği tek hayat buydu. Bu hayattan kaçmak için bir liman aradın kendine hiçbir şey soruşturmadan yanaştın o limana.Peki kurtuldun mu? Sana aşktan başka her şeyi verdi o liman değil mi? Aslında bir limandın sen zaten başlı başına bütün herkesi o sıcak şefkatinle, sevginle korudun.Ama sana gerekli olanı bir türlü bulamadın. Bütün zorluklarla dalga geçtin sen, her derde çare oldun. Bu gücü nereden buluyorsun çok şaşırıyorum.Ama o cesur yürekliliği kendine de göster artık. Kimsin sen? Kime söylüyorum ben bunları onu da bilmiyorum. Korkma tutkularının alevinden, yürü yürü....Hayır kooşş... Bu hayatın neresinden dönersen kardır. Bir gemi vardır okyanusta seni bekleyen ya da sana gelmek isteyen, senin gücüne ve aşkına ihtiyacı olan...hani o sıcacık... Blanc Sombre