Zıplanacak içerik

kralx

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

kralx tarafından postalanan herşey

  1. Kız, babası ve kızın erkek arkadaşı .. Baba:z Erkek arkadaş:x Kız:y olsun.. y-Baba bu benim erkek arkadaşım x, z-Öylemii memnun oldum delikanlı, kızımı üzme ha.. ! x-Beyefendi kızınız seviyorum onu üzermiyim.. y-Peki. y-Babacım bu hafta sonu x'in arkadaşlarıyla bir gezi düzenledik sahile doğru z-Aaa buna sevindim... kızım sana emanet x.. x-Ne demek efendim, o benim herşeyim ona gözüm gibi bakarım.. Aradan bir kaç yıl geçti x ve y nin aralarına kara kedi girdi.. ayrıldılar zaten evlenmemişlerdi artık ex aşk oldular... Kızcağız çok acılar çekti Allahtan ondan bebek yapmamıştı ama o'na tüm mahremiyetini vermişti.. Mahremiyetini verdiğine hiç pişman değildi.. Sadece sevgisine yanıyordu.. Neyse gençlikti bu, onlar çağdaş insanlardı medeni bir çağda yaşıyorlardı ve bütün bunlar olağan şeylerdi.. İçinde kalan küçük sevgi kırıntılarınıda temizlemişti.. Gün geçti an geçti, zaman aktı... y yeni bir aşk girdabına düşmüştü, bu kez gönül verdiği şahsın sosyal yaşantısı ve sosyal görüşleri y e çok uzaktı, ama o çok yakışıklı ve olgun bir beydi.. Birbirlerine sırılsıklam aşıktılar, y daha da bir aşıktı.. Bir gün y şok sözlerle irkildi, dizinde yattığı yeni sevgilisi o'na birşeylerden söz ediyorudu.. Ben namusa bekarete önem veririm diyordu.. Zaten o zamana kdar y yi sadece öpmüş ve saçlarını okşamıştı daha öteye geçmemişti. Ve devam ediyordu.. Bir kızın en değerli varlığı iffetidir, namusudur.. Allahtan sen o kızlar gibi değilsin diyordu.. Oysa bilmiyordu nereden bilsindi..?? y hiç sesini çıkarmadan erkek arkadaşnın dizinden kaktı doğruldu hafif buruk bir sesle, tabiki ben o bildiğin kızlardan değilim dedi, ama konuşurken gözlerini kaçırıyordu, odaklayamıyordu.. Apar topar birşeyler bahane etti ve gitmesi gerektiğini söyledi.. Vedalaştılar ve en kısa zamanda görüşmek dilekleriyle ayrıldılar.. y eve gelmişti kendini odasına zor attı.. Ağladı düşündü düşündü düşündü.. Er geç bekire olmadığı bilinecekti, erkek arkadşı "kızlık zarının başka nedenlerle de yırtılabileceğini bilmeyebilirdi.." Düşüncelerinden soyutlanamamıştı, çaresizdi.. Ama onu çok seviyordu uğrunda can verecek kadar.. Ancak evlenirlerse o gece neler olacaktı, bunu düşünmek bile istemiyordu.. y gittikçe karamsarlığa büründü, aklı başından gitti.. Gözü avizenin kıvrık demirine ve yatağının üzerindeki çarşafa ilişti.. Bunu yapmamalıydı, ama içindeki anafordan kurtulamıyordu.. Artık y y değildi.. Başka dünyaların başka düşünce sisteminin ve başka psikoloji kolonisinin bireyi olmuştu.. Normal düşünemiyordu.. Çarşafı büktü kıvırdı ve uç kısmını çeberli düğüm yapt.. Sandalye, kıvrık avize demiri, düğümlü çarşaf ve...... sonuç: x+y=? ?=Ölüm, hezayan, biten aşk, gözü yaşlı baba, aşkına yanan adam ve bir başka kızın da başını her an yakmaya aday x...... Öylesine yazıverdim arkadaşlar içimden geldi.. Saygılar-sevgiler..
  2. Yaa öle. kalmamış
  3. Tebrikler hoara özellikle şu son cümleniz mükemmeldi.. "Allah'ın kurbana ihtiyacı yok sloganını kullanacağınıza , hiç kimsenin Allah'ın kurbana ihtiyacı var demediğini ve etleri ve kanları Allah'a ulaşmaz sizden TAKVA ulaşır ayetini tekrar gözden geçirmeniz daha yararlı olacaktır kanatimdeyim. " Gelelim meseleyee... Elbette Allah-ü tealanın ete kana gıdaya ihtiyacı yok.. Daha öncede bahsetmiştim kurban kesmenin hikmetini derinlemesine irdeledinizmi.. Bakınız Allah insanları her konuda imtihan etmektedir.. Bizleri klurban kesmekle nasıl imtihan edebilir..? Elbette insanların hayvansal gıdalara ihtiyacı vardır.. Bir aslanın bir ceylanı boğazlaması vicdansızlık değildir... insanların da besin için bir hayvanı boğazlaması vicdansızlık değildir.. Hicbirimiz bir hayvan kesilirken haz duymuyoruz, hiç birimiz piskopat değiliz, vahşi değiliz, tam tersine içimiz cız ediyor.. Ama tam bu noktada içinizdeki o acıyı Allahın rızasına değişebilmenizdir imtihan en doğrusunu Allah bilir.. Örneğin Allah için evlarınızdan, mallarınızdan, makamlarınızdan ve canlarınızdan vazgeçmek gibi.. Bu sadece küçük bir tespittir en doğrusunu gene Allah bilir, yanlış hüküm vermekten Allah'a sığınırım.. Birde kesilen kurbandan fakirlerde gözetilecekmi imtihanı.. Belkide imtihan bile değil sırf et yeme zamanı.. Biliyorunuz Türkiyede ve çoğu müslüman ülkede sadece kurbandan kurbana et yiyen insanlar vardır.. Yasni belkide bir ziyafet bir ödüldür.. Belkide kurban bahanesiyle insanların kaynaşması, barışması, kucaklaşması.. Allahın o kesilen hayvanlara acı çektirdiğini de zannetmiyorum ancak bizlere acı çekerlermiş gibi gösterilebilir ki, acıma hissiyle kulluk hissi arasında nasıl bir amel sergileyeceğimizin beyanı açısından..! Tekrar ediyorum burada hiçbir şekilde hüküm belirtmiyorum haşa haddime değildir sadece faraziyedir.. Allah affetsin.. Saygılar-sevgiler.. Kurban olayında birincisi Allah için
  4. Kısa cevaplar vereceğim demiştim.. Sayın haksöz.. Tefsir yapmıyorum dediniz ama, görüyorum ki, bütün ayetleri kendinizce yorumlamışsınız. Tefsir yorumdur.. Örneğin dikili taşlardan kabeyi de kastetmişsiniz.. Oysa Allah (cc) kabeyi kastetseydi direkt kabe derdi size göre... Herhangi bir dikili taşla, bina edilmiş ve dört duvarı ooan bir yapıyı nasıl aynı kefeye koyuyorsunuz.. Enam-116 daki çoğunluktanda ehlisünneti kastetmişsiniz ve bu şekilde yorumlamışsnız.. Oysa orada da apaaçık ehlisünnet kastedilmiyor, çoğunluktan kasıt günah işleyen ve Kurandan hadislerden dinden uzak insanları kastetmiş olabilir.. Tabi burada size göre Peygamber hiçtir ve hadiste hiçtir bu durumda o çoğunluk size göre biziz.. Eşek ağacı dışardan kemirir ağaç ölmez aksine daha sağlam kabuk bağlar, kurt ağacı içten kemirir ağacı öldürür...(kralx) Saygılar-sevgiler..
  5. kralx şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    Neden zalim diyelim paula Darbuka denilirmi davula Sen git ardına bakmadan Çamura çukura batmadan
  6. Aceleye gerek yok.. Alahın varlığını yokluğunu ölünce anlarsınız.. Allah sabredenlerin en sabırlısıdır ve yarattığı ve nimet verdiği bu insanların kendisine karşı bu denli nankörlüğünü bu denli densizliğini, bu denli ahlaksızlığını ve bu denli isyanını büyük bir sabırla; işleyişini bilemediğimiz, fiziki yasalarını anlayamadığımız ve mutlaka yaşanacak olan kabir, berzah ve ahiret alemine saklamaktadır.. Saygılar..
  7. ARKADAŞLAR ÜŞENMEYİN LÜTFEN TAMAMINI OKUYUN..!!! Sayın haksöz az kaldı yakında bizlere kafir diyeceksin.. Ama...!! 1- İslam alemi diye birşey yok o sizin hüsnü kuruntunuz demişsiniz ve kanıt olarak enam-116 yı vermişsiniz.. Cevap veriyorum.. Biz müslümanların oluşturduğu topluluğa islam alemi diyoruz.. Hıristiyanların oluşturduğu topluluğa da hıristiyan alemi diyoruz, bunda kuruntuluk bir yan göremiyorum nesine takıldığınızı anlayamadım.. Enam-116 yı kendince tefsir etmişsin, diğer alimlerin tefsirini eleştirirken ve aracıya gerek yok, Kur'an-ı her okuyan anlar derken, kendin aracılık vasifesi üstlenip kendince tefsir etmişsin..!! Orada kastedilen çoğunluk ifadesi senin dışındaki müslümanlara göre islam dininden gayrisi, sana göre ehlisünnet... İyi bir düşün bakalım bu durumda sen tefsirci olmuyormusun.. 2- "İslam alimleri diye de bir gurup yok. Onlar sadece atalarınızın taktığı boş isimler" demişsiniz; Cevap veriyorum..İslam alimi diye birşey vardır ve boş isim değildir.. Alimlik öyle üç-beş kitap okumakla 4 yıllık üni okumakla bir kaç yerde münazara etmekle olmaz.. Nasıl ki, kolay prof olamıyorsun alimlikte öyledir.. Geçtiki günümüzde proflar sadece kendi dallarında profturlar.. Fakat öyle alimler vardır ki, fizik, kimya, astronomi, cebir, hadis, fıkıh, siyer, tefsir ve daha ismi aklıma gelmeyan nir çok ilim dalında ana dalı gibi bilgi sahibidirler.. Zaten bir müfessirin 11 ana ilim ve bunların kolları olan yüzküsür ara ilmi bilmesi ve arabi dili ana dili gibi bilip, gıramerini dört dörtlük bilmesi gerekir.. "Ulum-u Kur’an", Kur’an’ın doğru bir şekilde anlaşılması için gerekli olan bütün ilimleri kapsar. Bu yüzden izafet terkibi halinde kullanılan "ulum-u’l-Kur’an" ifadesinin ilk parçası olan "ulum/ilimler" tekil değil de, çoğuldur. Bu durumda Kur’an ilmleri; "Kur’an’la ilgili bütün bilgi ve ilimlere işaret eder." Tefsir başta olmak üzere Kur’an’ın inmesi, toplanması, tertibi, yazıya geçmesi, kıraati, i’cazı, mecaz ifadeleri, i’rabı, ayetlerin iniş sebepleri, Mekki-Medeni oluşları, nasih-mensuh, muhkem-müteşabih, gibi bir çok mesele “ulum-u Kur’an” bağlamında değerlendirilir. Sen bütün bu ilimelri yokmu sayıyorsun.. Birt alim örneği.. İmam-ı Azam Ebu hanife; 4 yaşında Kur'an-ı Kerimi öğrenmiş ve 7 yaşında tamamını ezberlemiştir, diğer ilimlerini yazmaya gücüm yok.. Eserleri... 1. el-Fıkhu'l-Ekber 2. el-Fıkhu'l-Ebsat 3. Osman el-Betti'ye Risale 4. Osman el-Betti'ye diğer bir risale 5. el-Vasıyye 6. el-Vasıyye (oğlu Hammad'a) 7. el-Vasıyye (talebesi Yusuf ibnu Halid es-Semiti'ye) 8. el-Vasıyye (talebesi kadı Ebu Yusuf'a) 9. Müsnedu Ebi Hanife (Ebu Yusuf'un rivayetiyle) Senin kaçkitabın var haksöz..? Yüzeysel bir soru oldu ama aklıma geliverdi işte.. Birde sen 4 yaşındayken neler yapıyordun acaba, kumdan kaleler yapabiliyormuydun..?? Yusuf-40 ve tevbe-31 i alim olayına delil getirmişsin.. Oysa bizler alimlere ibadet etmiyoruz, bizler alimleri seviyoruz ve onların bildirdiği açtığı şekilde şekli ibadetlerimizi yapıyoruz.. Sen namaz kılıyonmu..? kılıyorsan nasıl kılıyorsun..? ve kimden öğrendin?? Senin dininde namazın yeri nedir ve kılınmalımıdır..? Ve nasıl kılınmalıdır..? 3- Kabe için sarfettiğin çirkin sözlerine karşın.. Şu ayet-i kerimeleri ekliyorum.. “ Bütün insanların Allah’a ibadet etmeleri için yeryüzünde kurulan ilk mabet, alemlere hidayet,rahmet ve sevap kaynağı olan Mekke’deki Kabe’dir.” – Al-i İmran / 96 - “ Orada apaçık nice alametler,Makam-ı İbrahim vardır. Oraya giren emniyet içinde olur. Gücü yeten, imkan ve yol bulan insanlar üzerinde, Beytullah’ı haccetmeleri, Allah’a bir kulluk borcudur.Kim bunu inkar eder, bu hakkı, bu farzı tanımazsa Allah’ın ne ona, ne ameline, ne de kainatta bulunan herhangi bir şeye ihtiyacı vardır. O bütün alemlerden müstağnidir.” - Al-i İmran / 97 – “Ey İbrahim! İnsanları hac yapmaya çağır, dünyanın her tarafından ister yaya olarak ister nakil vasıtalarıyla gelip Rablerinin onlar için tahsis ettiği dünya ve ahiret nimetlerine kavuşsunlar, belirli günlerde ( hac günleri) Allah’a ibadet edip onlara nimet olarak verilen hayvanları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar ve hem kendileri yesinler, hem de fakirleri doyursunlar. Böylece maddi ve manevi kirlerini gidersinler. Hac vecibelerini ve verdikleri sözleri yerine getirsinler ve Kabe’yi tavaf etsinler.” – Hac / 27,28,29 - “ Ey Resulüm! Yüzünü semaya doğru çevirip durarak bir arayış,bekleyiş içinde olduğunu görüyoruz. Seni gönlüne hoş gelecek, arzu edegeldiğin kıbleye döndürüyoruz.Yüzünü artık Mescid-i Haram’a çevir, Beytullah’ı kıble edin!Siz nerede olursanız olun yüzlerinizi ona çevirin.Şüphesiz ehl-i kitab onun Rablerinden gelen bir hak olduğunu çok iyi bilirler. Allah,elbette ki onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.” – Bakara /144- “ Allah için, Haccı da Umreyi de hakkıyla eda edip tamamlayın...” - Bakara/ 196- “ Hac ayları malum olan ( şevval- zilkade ve zilhicce) aylarıdır. Kim bu aylarda hacca niyet ederek ihramlaşırsa , artık ona söz ve fiiller, günah ve isyan içeren hal ve hareketler ile kavga, dövüş ve düşmanlık yapmak yasaktır. Sizin bütün bunlardan korunarak yapacağınız hayır ve hasenatı Allah takdir ederek sevabını verecektir. Hac süresince kimseye muhtaç olmayacak şekilde maddi yönden hazırlıklı olunuz, ancak hazırlın en hayırlısı Allah’ın rızası doğrultusundaki manevi hazırlıktır. Ey akıl sahipleri, benim emirlerime ters düşmekten sakınınız.” - Bakara / 197- Aslında cevap verilecek bir çok mesele var fakat çok uzun olduğu zaman okumamanız endişesine kapıldığım için bu iletiyi burada kesiyorum ve bundan sonraki iletilerimi kısa ve öz nakledeceğim.. Saygılar-sevgiler...
  8. kralx şurada cevap verdi: ..::uslu_cocuk::.. başlık Bilim Dünyası
    Fiziğin en temel kanunlarından birisi olan "Termodinamiğin İkinci Kanunu", evrende kendi haline, doğal şartlara bırakılan tüm sistemlerin, zamanla doğru orantılı olarak düzensizliğe, dağınıklığa ve bozulmaya doğru gideceğini söyler. Canlı, cansız bütün herşey zaman içinde aşınır, bozulur, çürür, parçalanır ve dağılır. Bu, er ya da geç her varlığın karşılaşacağı mutlak sondur ve söz konusu kanuna göre bu kaçınılmaz sürecin geri dönüşü yoktur. Bu gerçek hepimizin yaşamları sırasında da yakından gözlemlediği bir durumdur. Örneğin bir arabayı çöle götürüp bırakır ve aylar sonra durumunu kontrol ederseniz, elbette ki onun eskisinden daha gelişmiş, daha bakımlı bir hale gelmesini bekleyemezsiniz. Aksine lastiklerinin patlamış, camlarının kırılmış, kaportasının paslanmış, motorunun çürümüş olduğunu görürsünüz. Aynı kaçınılmaz süreç canlı varlıklar için çok daha hızlı işler. İşte Termodinamiğin İkinci Kanunu bu doğal sürecin, fiziksel denklem ve hesaplamalarla ifade ediliş biçimidir. Bu ünlü fizik kanunu, "Entropi Kanunu" olarak da adlandırılır. Entropi, fizikte bir sistemin içerdiği düzensizliğin ölçüsüdür. Bir sistemin düzenli, organize ve planlı bir yapıdan düzensiz, dağınık ve plansız bir hale geçmesi o sistemin entropisini arttırır. Bir sistemdeki düzensizlik ne kadar fazlaysa, o sistemin entropisi de o kadar yüksek demektir. Entropi Kanunu, tüm evrenin geri dönüşü olmayan bir şekilde sürekli daha düzensiz, plansız ve dağınık bir yapıya doğru ilerlediğini ortaya koymuştur. Termodinamiğin İkinci Kanunu ya da diğer adıyla Entropi Kanunu, doğruluğu teorik ve deneysel olarak kesin biçimde kanıtlanmış bir kanundur. Öyle ki yüzyılımızın en büyük bilim adamı kabul edilen Albert Einstein, bu kanunu "bütün bilimlerin birinci kanunu" olarak tanımlamıştır: Entropi Kanunu, tarihin bundan sonraki ikinci devresinde, hükmedici düzen şeklinde kendini gösterecektir. Albert Einstein, bu kanunun bütün bilimlerin birinci kanunu olduğunu söylemiştir; Sir Arthur Eddington ondan, bütün evrenin en üstün metafizik kanunu olarak bahseder. Evrim teorisi ise, bütün evreni kapsayan bu temel fizik kanununu bütünüyle gözardı ederek ortaya atılmış bir iddiadır. Evrim bu kanunla temelinden çelişen tam tersi bir mekanizma öne sürer. Evrime göre, dağınık, düzensiz, cansız atomlar ve moleküller, zamanla kendi kendilerine tesadüflerle biraraya gelerek düzenli ve planlı proteinleri, DNA, RNA gibi son derece kompleks moleküler yapıları, ardından da çok daha ileri düzenlere, organizasyonlara ve tasarımlara sahip milyonlarca canlı türünü ortaya çıkarmışlardı. Evrime göre, her aşamada daha planlı, daha düzenli, daha kompleks ve daha organize bir yapıya doğru ilerleyen bu hayali süreç, Entropi Kanunu'nun ortaya koyduğu gerçeklere bütünüyle aykırıdır. Bu nedenle evrim gibi bir sürecin, en başından en sonuna kadar varsayılan hiçbir aşamasının gerçekleşmesi mümkün değildir. Evrimci bilim adamları da bu açık çelişkinin farkındadırlar... yorumsuz.... Sagılar-sevgiler..
  9. İyide arkadaşım baştan sölesene arkadaşının Fransız olduğunu ve onlarda bu gibi olayların normal olduğunu, bu kadar yazdırıyon millete.. Onlarda böle şeyler problem değilse sorun ne o zaman.. Bakkalla manavla tamirciyle iş götürmesi hamile kalacak kadar abes ve tersmi Sen arkadaşına söyle kızın bu durumu onlara göre gerçekten problem teşkil etmiyorsa kızı alsın.. Bakkaldan manavdan tamirciden korkmasın belki uçkuruna sahip bakkal manav ve tamirci denkgelir onların eve.. Saygılar-sevgiler...
  10. Sayın haksöz.. Koskoca hadis ve siyer ilmini yok ediverdiniz.. Koskoca islam alemini ve alimlerini hiçe sayıverdiniz.. Koskoca bir dini nötralize ediverdiniz.. Şu bahsettiğiniz Kur'an dinini açarmısınız.. Ama lütfen demogojik bir dille olmasın, yuvarlakta olmasın.. Tek tek sade sade lütfen.. Saygılar-sevgiler...
  11. Anaa bu arkadaşlarda kim böyle.. Bu mahalle başka mahallemi..?? Erkekler neden kendini beğenir öylemi.. Birkere "ler" eki yanlış olmuş, genelleme yapmışsınız.. Bazı erkeler deseydiniz doğruydu.. Mesala ben kendimi beğenmiyorum..
  12. kralx şurada cevap verdi: YESHUA başlık Dini Konular - Din - Dinler
    1400 yıldan bu yana tarihin herhangi bir devrinde veya bugün dünyanın herhangi bir yerinde Kur'an-ı Kerimden gayri bir başka Kur'an-ı Kerim bulmazsınız birtek harfi bile değişmemişştir, değiştirilemeyecektir de.. Çünkü Kur'an-ı Kerimin bu durumu bir mucizedir... Ama Tevrat ve İcil'in tahrif edilip edilmediği konusundaki bu tartışmaya şunu eklemek istiyorum.. Madem İncil tahrif edilmediyse neden birden fazla incil vardı veya var.. Neden İznik konsülü toplandı..? Birbirinden ayrı ve değişik birden fazla aynı kitabın aynı kitap olduğu ne kadar doğrudur..? Saygılar-sevgiler..
  13. Hmmmm demek öle alaturka.. bilelim yani...
  14. Senin de kanıtların yok dostum.. Tekrar ediyorum hiç bir teori kanıt teşkil etmez.. Kanıt teşkil etmeyen yada ıspatlanamayan teorinin mantıklısı da birdir mantıksızı da.. Laftan çok kekeleyen sözünüzü de aynen geri iade ediyorum.. Terbiyeni takın sonra yaz.. Bir zarın 3-2 gelmesi için oluşan şartlardan bahsediyorsunuz.. Başını iki elinizin arasına koyup iyi bir düşünün, ama önce sinirlerinize ve hazmınıza hakim olun.. Asılında zar örneğini verirken güya kendi fikirlerinizin doğruluğunu ıspat etmeye çalışmışsınız ama komik bir şekilde benim fikirlerimin doğruluğunu ıspat etmişsiniz.. Nasılmı..?? Zar örneğinize göre tesadüf diye bir şey yoktur.. O halde tesadüf diye nitelendirilen evrim teorisi de yoktur.. Gerçekten de tesadüf diye bir şey yoktur.. Herşey en ince ayrıntısına kadar hesaplanmıştır, herşey etkiye etki oranında tepki verir.. Bu durmda o zarın 3-2 gelme işi tamamen etki tepki meselesidir.. Sakın bana canlılığın oluşabilmesi için gereken şartlar oluştuğu için canlılar oluşmuştur deme.. Canlılığın oluşması için gereken şartları bilen ve oluşturan kim..?? Milyonlarca türden maydana gelen bu canlılık kendi kendine canlılık meydana gelcecek ortamı bulur bulmaz nasıl olurda çeşit çeşit, harikulade ve karmaşık yapılar meydana getirirler.. Canlılığın var olması için gerekli şartları ki, bu şartlar öyle iki satır yazı ile ifade edilebilecek şartlar değildir.. Bunun için yeni bir bilim doğmuştur ve bilim adamları yaşam için milimi milimine hesaplı ve uygun şartın oluşturulduğunu keşfetmişlerdir.. ve bu şartları akılsız atomlar yada atom altı parçacıklarının oluşturamayacağını kabul etmişler ve sonsuz kudret sahibi Allah (cc) ye iman etmişlerdir.. Not: Evrim teorisi aslında muhatap kabul edilebilecek bir teori bile değil ama bakmayın, bazı arkadaşlarımızın ortalıkta uçuşan kelime ve mantık tozlarını tenefüs edip, bu saçma teoriye inanma tehlikesinin olabileceğini farzederek karşı iletiler yazıyoruz.. Hala bana.. hadi tesadüf demeyelim (şartlar oluşmasını zorlasa bile) diyelim ; stocrom-c - evrim uyuşmasını ve açıklamasını yapamadınız.. Bekliyorum.. Sayıglar-sevgiler...
  15. HALA İLETİŞİM KURAMIYORUZ.. BENDE AYNINI DİYORUM ARKADAŞIM... "Diyorum ki, bazı dua kalıplarına takılıpta bunu iman esasıymış gibi anlayıp bu şekilde itikat edilmemelidir.. " (HURAFE) TIRNAK İÇİNDEKİ BU İLETİMDEN HİÇ BİR ŞEY ANLAMIYORMUSUNUZ, SİZİN SÖYLEMİNİZLE BENZERLİK İÇERMİYORMU..
  16. Arkadaşım sanırım iletişim kuramıyoruz... Sizin, hiç kimsenin duasına karışma hakkınız yok... Diyorum ki, bazı dua kalıplarına takılıpta bunu iman esasıymış gibi anlayıp bu şekilde itikat edilmemelidir.. Ok..? sanırım anlaşıldı..
  17. İstersen iletimi tekrar oku bay haksöz..!! Özellikle "ancak" diye başlayan mısrayı..
  18. Sevgili gecekuşu ben yamyama iğneleme falan yapmadım ya Sadece latifeydi... Yamyam beni anlar boşversen.. Bak o da geri kalmamış.. Bu çiçek yamyama ve gecekuşuna..
  19. Rabbimiz musa aleyhisselama sormuştu: "elindeki nedir?" musa aleyhisselam ise,"bu asamdır" dedi, "ona dayanırım, onunla hayvanlarıma yaprak silkelerim..." pekala, musa aleyhisselam da, biliyordu ki Rabbi elindekinin ne olduğunu biliir. Üstelik asanın dayanmaya yaradığını, hayvanlara yaprak silkmekte kullanıldığını, her şeyi bilen Rabbe ayrıca söylemesi fazla gibi görünüyor... sizce de öyle değil mi? ama sorarım, siz de sevdiğinizin huzurunda olsanız, lafı uzatmak istemez misiniz? daha çok huzurda kalmak için yeni yeni konular bulmayı arzu etmez misiniz? konuştuğunuz konunun ne olduğu önemli değildir; önemli olan konuşmanızdır. çünkü konuşmak sizi huzurda tutacaktır... dua da böyledir işte, kulun Rabbiyle söyleşmesidir. ister ayakkabınızın kaybolan bağcığı gibi sıradan bir şey için, ister ebedi hayat gibi en başta gelen hacetimiz için dua etmek, Rabbin huzurunda kalma vesilesidir... mümin için duanın kabul olup olmasından daha önce, dua etmek gelir... çünkü dua, içeriği ne olursa olsun, sonucu nereye varırsa varsın, Sevgilinin huzurunda kalmaktır...-http://www.dualar.com/analizdty.asp?dua=49- Ey Allahımız(c.c.) Toprak bizi örttüğünde, ahbab(dostlar) bizi terketttiğinde, na'im(nimetler) bizden ayrıldığında ve nesim(hoş rüzgar) kesildiğinde bize rahmet et. ALLAHIMIZ! İsmimiz unutulduğunda, cismimiz çürüdüğünde, kabrimiz kaybolduğunda ve zikrimiz(bahsimiz) kapandığında bize rahmeyle. (Muhyiddin-i Arabi) Bırakın isteyen istediği gibi dua etsin.. Dua mü'minin silahıdır.. Ancak çeşitli dua kalıplarını iman esasları gibi görmesin.. Peygamber efendimizden nakledilen ve onun yaptığı güzel dualarla dua etmek bizim için daha hayırlıdır.. “De ki ; duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin” (Furkan-77) Saygılar-sevgiler..
  20. Ateistlere karşı içimde olan sevgi-sevgisizlik, ön yargı-objektiflik, arkadaşlık-düşmanlık gibi özel hisler ve tuumlar bende kalsın.. Aziz33 ün devam eden yazızında "yaratıcıya inananırız derler ve içlerinde derin şüpheler vardır" dediği kişiler elbette mevcuttur.. Ama o şüpheye rağmen yaratıcıyı reddedip reddetmemesi kendi içinde bir konudur.. Orasını bilemeyiz.. Birde münafıklar vardır dışardan iman ettik derler ve müslüman gibi davranırlar fakat içerden iman etmemişlerdir.. Tabiki böyle bir kişinin hali daha vahimdir.. Aziz33 isterseniz izah edebilirim demiş bekleyelim bakalım.. Yazılarını biraz daha açar inşallah.. Saygılar-sevgiler...
  21. Arkadaşım daha 2 haftalık bir bulgudan bahsediyorum ne yeni öğrenmesi.. Fransız bilim adamlarının son bulgusudur bu, yukarda tarihini de verdim.. Hberi duyduktan sonra, önceden biliyormuş havasına girmeniz çok komik ve abes düştü.. Çünki önceden bu olay bilinmiyordu.. Saygılar:..
  22. sevgili zıplayandana.. Yazılarında cevap verebilecek bir yan yön taraf cihet kısım paragraf mısra kelime harf vs.. bulamadım.. Uyku semesimi yazdın bunları, yoksa kafa iyimiydi..? Gerçek söylüyorum benim söylediklerime karşın senin şu verdiğin cevaplar ne alaka..?? Saygılar...
  23. Sayın A.T Allah aşkına siz neler söylüyorsunuz böyle ya.. Söylediğiniz şeyler adını yazmayı bilemediğim lafonten den masalları geçmiş.. Siz adını yazmayı bildiğiniz la fonteine nin masallarıyla büyümemişsiniz ama ondan da geri kalır yanınız yok maşallah.. Ne demek ''bir olaya temel oluşturan bütün etkenler açıklanamazsa'' o olay tesadüftür demek.. Böyle komik iddia olurmu ya.. Valla bir çuval inciri berbat etmişsiniz.. En baştaki o mısrayı okuduktan sonra beynimde oluşan sizinle ilgili tablo, iletinizin diğer kısımlarını da gülerek ve cıkcık çekerek okumama neden oldu.. Yani ben bilgisayarın nasıl yapıldığını, bilgisayarı oluşturan parçaların neler olduğunu açıklayamıyorsam o bilgisayar tesadüfen oluşmuştur öylemi Söylediğiniz aynen budur A.T.... kurtarmaya çalışmayınız.. Gellelim diğer konulara.. Diyorsunuz ki, ilk dinsel düşünce ''Paleolitik'' dönemde ortaya çıkmıştır... Bu sadece tarihi bir teoridir.. Dinin paleolitik devirdfe ortaya çıktığını ıspatlayan ve kati olarak budur diyen bir veri yada sonuç yoktur.. Bilim adamlarının mağara duvarlarında buldukları resimlerden figürlerden böyle bir tespitin çıkması çok kısır ve basit bir bir tespittir.. Bizlere göre dünyada, genel olarak hiç bir dönemde ilkel insanlar yoktu.. Mağaralarda bulunan o resimleri yapan insanlar sizinde söylediğiniz gibi bugün bile mevcuttur, geçtiki geçmişte mevcut olmasın.. İlk insan Adem aleyhisselamdır ve tarımdan hayvancılığa kadar o' na bir çok bilgi verilmiştir ve o dönemlerde uygulama başlamıştır.. Ha..! sonraları doğal afetler yada insan yıkımları sonucu belki o devirlere ait kalıntılar ortadan kaybolmuştur.. Mağaralar doğal afetlere en dirençli yerlerdir ve yapısı gereği sağlam ve silinmesi güç yüzeylere sahiptir.. Elbete o devirin geri kalmış insanlarının mağarada yaşayanları ilkel yaşamış ve bunu da resmetmiş olabilir... Şuan bile dağlarda, kamıştan evlerde ve buzdan evlerde ve hatta mağaralarda yaşayan insanlar mevcuttur.. Ama şuan bizlerde mevcuduz..!! Gene bu ilkel insnaların bilmem nelerden korunmak, şans getirmesini ummak yada belayı, uğursuzluğu defetmek gibi inanaçlarla size göre dinin temeli dediğiniz ve o temel dinin tanrısı sandıkları heykelciklerden, çakıl taşlarından ve buna benzer şeylerden medet ummaları onların psikolojileri ve bilgisizlikleri gereğidir.. Bugün bile en gelişmiş ve modern toplumlarda boğazındaki kolyeden uğur bekleyen yada bazı nesnelerde uğursuzluk olduğuna inanan, putlara, ateşe, ineğe, yıldıza tapan insanlar mevcuttur.. Ayrıca din sanıldığı gibi Musa aleyhiselamla falan başlamaz hatta senin sandığın gibi de değildir.. Din ilk insandan bu yana vardır ve haktır.. Bunu bilim ıspat edebilir ama asla inkar edemez... Kim ne derse desin, gördükleri muazzam kudret karşısında isteyerek yada istemeyerek boyun eğen ve büyük bir çoğunluğu da müslüman olan bilim adamlarının varlığı bizler için sevindirici bir durumdur.. Saygılar-sevgiler..
  24. kralx şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    İşim olmaz kupa mupa Eşeği yoldan çıkarır sıpa Bırak şu maçları erbay Yoksa gelmezsin ipe sapa Kupayı kim alırsa alsın da Şaka söyledim aslında Bizerilya alacak gibi Öyle okudum basında (medyaya göre öyle)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.