
kafedengi
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
415 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
kafedengi tarafından postalanan herşey
-
BUGUN HERKEZ ORUÇLU OLSAYDI!...
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
ınancsızlıgı , ınanc ozgurlugunun karsısında telakkı ederek ınanmamaya ınanmak ısteyebılecegınızı soylemıs oluyorsunuzkı bu zaten ınanc ozgurlugu kapsamındadır. -
Bir ateist niçin hayatına son vermez?
kafedengi şurada cevap verdi: Salamura başlık Dini Konular - Din - Dinler
alemlerden ustun ve alemlere ustun kıldım seklınde ıkı farklı ıfade var. ıkı anlatımda da baska bır mıllete, ırka, kavme veya topluluga hulasaa ınsana karsı ustunluklerı oldugunu cagrıstıracak bı ıfade yok. ınsanın dısında olan ne varsa ondan ustun ve ona ustunluk var. -
İslamda kölelik ve cariyelik
kafedengi şurada cevap verdi: haksöz başlık Dini Konular - Din - Dinler
ıttıfak etmenın ne demek oldugunu bılmıyormusunuz. mutabık kalmıslar dusman sayılanla. yanı senın dusmanın artık benımde dusmanım demısler.- 202 cevap
-
- İslamda Kölelik ve Cariyelik
- İslam
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İslamda kölelik ve cariyelik
kafedengi şurada cevap verdi: haksöz başlık Dini Konular - Din - Dinler
vatan kabul ettıgınız topragı musterek mudafaa etmek uzere anlastıgınız kısılere en zor zamanlarında yanı savas sırasında yanı savas cereyan ederken dusman kuvvetlerı ıle ıttıfak ederek ıhanette bulunmak.- 202 cevap
-
- İslamda Kölelik ve Cariyelik
- İslam
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Bir Masumu Öldürmek, Bütün İnsanları Öldürmek Gibidir
kafedengi şurada cevap verdi: Muallim-i Âli başlık Dini Konular - Din - Dinler
bu ayetın yahudılerden bahsettıgını ıddıa etmek soylemek nasıl mumkun olabılıyor dıye dusundugum zaman bulabıldıgım ıkı cevap var ya hezeyan ya art nıyet. -
bu kadar uzun bır metnın ustelık bu kadar uzun surede yazılmıs olmasına ragmen sureklı bır kafıye ıle yazılmıs bı baska ornegı varmı.
-
O' nun ahlakı hıc kımsenın hayal ve tabııdırkı tasvır dahı edemeyecegı kadar ustun ve gercek ıdı. Hz. Ali (ra)'nın oğlu Hz. Hüseyin (ra) naklediyor: Babam Hz. Ali'den, Peygamber Efendimiz'in, meclisinde bulunan dost ve arkadaşlarına karşı nasıl davrandıklarını sorduğumda şöyle anlattılar: "Resûlullah (sav) Efendimiz: Her zaman güler yüzlü yumuşak huylu ve alçak gönüllü idiler. Asla asık suratlı katı kalpli, kavgacı, şarlatan, kusur bulucu, dalkavuk ve kıskanç değildiler. Hoşlanmadığı şeyleri görmezlikten gelir; kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz ve onları, isteklerinden tamamen mahrum bırakmazdı. Üç şeyden titizlikle uzak dururlardı: Ağız kavgası, boş boğazlık ve malâya'ni! Şu üç husustan da titizlikle sakınırlardı: Hiç kimseyi kötülemezler, kınamazlar ve hiç kimsenin aybı ile gizli taraflarını öğrenmeye çalışmazlardı. Sadece yararlı olacağını ümid ettikleri konularda konuşurlardı. Hz. Peygamber konuşurken, meclisinde bulunan dinleyiciler, başlarının üzerine kuş konmuşçasına hiç kımıldamadan kulak kesilirlerdi. Zât-ı Risâletleri susunca da konuşma ihtiyacı duyanlar söz alırlardı. Ashab, Resûl-i Ekrem'in huzurunda konuşurlarken bir birleriyle asla ağız dalaşında bulunmazlardı. İçlerinden birisi Resûlullah (sav)'ın huzurunda konuşurken o sözünü bitirinceye kadar, hepsi de can kulağıyla konuşanı dinlerdi. Peygamber Efendimiz'in katında onların hepsinin sözü, ilk önce konuşanın sözü gibi ilgi görürdü. Ashabın güldüklerine kendileri de güler, onların taaccüb ettikleri şeylere kendileri de hayretlerini ifade ederdi. Huzurlarına gelen gariblerin (bedevilerin) kaba-saba konuşmaları ile pervasızca suallerinin yol açtığı tatsızlıklara sabrederlerdi. Ashabı ise, onların gelip sual sormalarını çok isterlerdi. Peygamber Efendimiz: "Hacetinin giderilmesini isteyen bir ihtiyaç sahibi ile karşılaştığınız zaman ona yardımcı olunuz" buyururlardı. Hz. Peygamber, ancak yapılan iyiliğe denk düşen ve fazla dalkavukluğa kaçmayan övgüleri kabul eder ve haddi tecavüz etmediği müddetçe hiç kimsenin sözünü kesmezdi. Şayet yüksek huzurlarında haddi aşacak şekilde konuşulursa, o zaman, ya konuşanı susturmak ya da o meclisten kalkıp gitmek suretiyle ona engel olurlardı." GÜZEL AHLÂK KÂMİL İMAN ALAMETİDİR Katade oğlu Umeyr der ki: Bir adam: "Hangi Mü'minin imanı daha kamildir?" deyince de: Rasulullah (sav): "Ahlâkı en güzel olanların imanıdır" buyurdu. (Taberani) İki haslet vardır ki, mü'minde bir araya gelmezler: Cimrilik ve çirkin ahlâk. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn-i Mace) Mü' minlerin iman bakımından en olgun olanları, ahlâkı en güzel olanlarıdır. En hayırlılarınız kadınlarına en hayırlı olanınızdır. (Ebu Davud) GÜZEL AHLÂK İBADETTİR Size yorulmadan yapılan en kolay ibadeti bildireyim, o da susmak, boş laf konuşmamak ve güzel ahlâktır. (İbni Ebi'd-Dünya) Kişi güzel ahlâkı sayesinde gece ibadet eden ve kavurucu sıcakta susuzluk çeken oruçlunun derecesine ulaşır. (Taberani) GÜZEL AHLÂK ALLAH(C.C) VE RESÛLÜNÜN (ASM) SEVGİSİNİN ALÂMETİDİR Güzel huylar Allah katında bir hazine gibi korunmaktadır. Allah bir kulunu sevince, ona güzel bir huy ihsan eder. (Hâkim) Bana en sevgili olanınız ve bana ahirette de en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanınızdır. Sizden en çok kızdıklarım ve ahirette bana en uzak olnalarınız da, ahlâkı kötü olanlar, gevezeler, böbürlenenler ve boş boğazlardır. (Ahmed, Taberani, İbni Hıbban, Tirmizi) GÜZEL AHLÂK GÜNAHLARI YOK EDER Güzel ahlâk, güneşin kırağıyı erittiği gibi, günahları eritir. (Haraitî) Suyun buzu erittiği gibi, güzel ahlâk da günahları eritir. (Yok eder.) Kötü ahlâk da, sirkenin balı bozduğu gibi (güzel) amelleri bozar. (Taberani) İşarat'ül İ'caz, Mektubat, Zülfikar, Tergip ve Terhip, İhya-i Ulum'id-din, Peygamberimiz'in Şemaili, Câmiü's-Sağir "Ahlâk olmadığında iman tesir etmez!"
-
İslamda kölelik ve cariyelik
kafedengi şurada cevap verdi: haksöz başlık Dini Konular - Din - Dinler
sozunu ettıgınız bu tıp teorıler hayat boyu karsılasılabılecek vakıalardır ancak hendek savasında gerceklesenler burda anlattıklarınıza uymuyor. benı kureyza kabılesının muslumanlar ıle bırlıkte hareket etme konusunda saglamıs oldukları anlasmaya sadık kalmayıp saf degıstırdıklerını goruyoruz. bu yaptıkları vatan haınlıgı degılde nedır. hanı yıllar yılı ''araplar bızı arkamızdan vurdu'' propagandası yapılmıstı. ve bu bıze cok cırkın gosterılmıstı. dogrudur. cırkındır. araplardan bunu yapanlarda olmustur. o zaman merkezı bır otorıte yahut yeterlı bır guc mevcut olsa ıdı ıahenet edenlerle sınırlı kalmak sartı ıle onlar ıcınde aynı ceza uygulanabılırdı. taakı bu bızı ırkcılıga ve kan davasına goturmesın. ana babaların yaptıgının bedelı sonrakı nesıllere odetılmesın.- 202 cevap
-
- İslamda Kölelik ve Cariyelik
- İslam
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
etkılesımın sadece ınsandan hayvana, ınsandan dogaya, ınsandan ınsana seklınde tezahur etmedıgı acık. dıger yonlerı ıtıbarı ılede gerceklestıgını bılıyoruz. doganın ve dogal olanın degısımıne katkısı olan ınsana dogadan ve dogaldan karsı bı reaksıyon gelmesı kacınılmaz. bu durum etkı/tepkı ve sebep/sonuc ılıskısı seklınde acıklanır. domuz hayvanının esını kıskanmıyor olması, sızın soyledıgınız sebebe yanı sıkısık agıllarda yasıyor olmasına baglı olsa bıle bu durumun baslangıcının kalabalık agıllar oldugunu soyleyebılecek bılgıye sahıp degılız. gercı boyle cok bılımsel konusmaya calısmakta anlamsız. ben burada sızın soylentı dedıgınız esını kıskanmama durumunu kesın kes ıspatlayabılecek bılgıye sahıp degılım. kendı capımda yaptıgım analızlere daha da dogrusu gozlemlere gore domuz tuketımının asırı oldugu ulkelerdekı yapı ıle soylenen bu kıskanmama hadısesının paralellık arz edıyor olması. artık burda kımın kımın etkısınde kaldıgını herkes farklı degerlendırebılır. sozu gecen canlı kendı pıslıgını yıyen, cok hızlı buyuyup cok hızlı ureyen, cok yaglı bı yapıda. ve bunların hıcbırısı esrefı mahlukat olan ınsana yarasırda degıldır uygunda. bızım ıcın Allah tarafından yasaklanmıs olması yeter. acaba neden dıye dusunur anlamaya calısırız. anlayamadıklarımızdan dolayı O' nun emır ve yasaklarında bı noksanlık oldugunu dusunmeyız. anlayıncaya kadarda aramaya devam ederız. -
İslamda kölelik ve cariyelik
kafedengi şurada cevap verdi: haksöz başlık Dini Konular - Din - Dinler
cevap yukarda dıkkatlı okuyun.- 202 cevap
-
- İslamda Kölelik ve Cariyelik
- İslam
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
tarafsız olsanız anlarsınız ama ne yazıkkı tarafsınız. hacerul esvedın sorununu cozmesı ıcın musade edılme durumu yok. bunun boyle oldugunu sanıyorum sız de bılıyorsunuz. munakasa devam ederken gelen kısının kım oldugunu bılmeksızın ılk gelenın hakemlıgıne razı olalım dıye karar alınır. ılk gelen peygamberımız efendımız as olunca herkes derııııın bır oh ceker. cunku bılırlerkı o boyle bır sorunu cozebılecek en dogru kısıdır. oy bırlıgı ıle razı olurlar. sorun en guzel bıcımde cozulur. her kabılede memnun kalır. cunku hakem alemlerın efendısı hz. MUHAMMED dır as. -
İslamda kölelik ve cariyelik
kafedengi şurada cevap verdi: haksöz başlık Dini Konular - Din - Dinler
elınızde bır senedınız vardamı muslumanların bu konuyu kendı aralarında propaganda malzemesı oldugunu soyluyorsunuz. bu tıp ıddıalar bır mesnede dayandırılmayacaksa eger aynı seyı muslumanlarda sızın ıcın pekala yapabılır ve sucu olmayan ınsanları katletmısler soylemını propaganda malzemesı olarak kullandıgınızı ıddıa edebılır. Düşman birlikleri güneyden ve kuzeyden Medine çevresine geldiklerinde hendek kazma işi tamamlanmıştı. Kureyşliler ve onların güney müttefikleri, Kur'an-ı Kerîm'de de bildirildiğine göre "Müslümanların alt yanlarından", kuzey müttefikleri ise, yani Gatafan ve Fezâreliler, Yahudilerin Hayber'in bir yıllık mahsulüne karşılık Esed ve Necid'de oturan kabilelerle birleşerek "üst yanlarından" gelmişlerdi.[359] Müşrikler, alışık olmadıkları bu savunma tedbiri olan hendekle karşılaşınca şaşkına döndüler. Bölgelerinden çıkarken yanlarına bu tür bir savaşta kullanılabilecek malzeme de almamışlardı. Müşrikler Medine çevresinde üç ayrı karargâh kurdular. Ordunun genel komutanı Kureyş lideri Ebû Süfyan b. Harb idi. Hendek kuşatmasından bir ay önce hasat yapılmış ve tarlalardan mahsül toplanmış olduğundan, düşman askerleri hayvanlarını beslemekte güçlük çekmeye başladılar. Ordu ile birlikte getirdikleri yiyeceklerle yetinmek zorunda kaldılar.[360] Seçkin üç bin Müslüman asker ve otuz beş atlı, hendeği korumaya ve devriye gezmeye başladı. Çünkü sadece hendek kazmak yeterli değildi; aynı zamanda onun korunması gerekiyordu. Piyadeler ve süvariler arasında görev taksimi yapıldı. Düşman atlıları hendek boyunca dolaşıyorlar, hendeğin savunulması zayıf noktalarını araştırıyorlardı. Onlar hendeği geçebilmek maksadıyla bir geçit oluşturmak için harekete geçtiğinde Müslümanlar tarafından ok yağmuruna tutuluyorlardı. Düşmanın baskısı sonucu Müslümanlar zaman zaman sıkıntılı anlar yaşadılar. Hz. Peygamber'in öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını zamanında eda edemediği günler oldu.[361] Bazı cesur düşman süvarileri bir iki defa hendeği aşmaya teşebbüs ettiler. Bunlardan Nevfel b. Abdullah el-Mahzûmî, hendeği aşmayı başaramayarak içine düştü ve Hz. Ali veya Zübeyr b. Avvam tarafından öldürüldü. Düşman, Nevfel b. Abdullah'ın cesedinin iade edilmesi için on bin dirhem vermeyi teklif etti. Hatta Ebû Süfyan'ın yüz deve gönderdiği söylenir. Ancak Hz. Peygamber onun cesedini karşılıksız olarak iade etti.[362] Düşmanın birkaç defa daha hendeği aşma teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı. Kuşatma uzadıkça müşriklerin hem kendilerinin ve hem de hayvanlarının yiyecekleri tükenmeye başladı. Bu arada onların Hayber'den yiyecek takviyesi gördükleri anlaşılmaktadır. Nitekim bir defasında Benî Nadîr Yahudilerinden Huyey b. Ahtab'ın gönderdiği yirmi deve yükü arpa, hurma ve hurma kabuğu Müslümanların eline geçti. Müşrikleri organize ederek on bin kişilik orduyla Medine'nin kuşatılmasına sebep olan Huyey b. Ahtab, dışarıdaki ordunun hendeği aşamayacağını görünce, vahanın güneydoğusunda oturan Kurayza Yahudi kabilesinin başkanı Ka'b b. Esed'e giderek onu müşriklerle birleşmeye ve Müslümanları arkadan vurmaya razı etmeye çalıştı. Huyey b. Ahtab'ın Ebû Süfyan tarafından yolda gönderildiği de söylenmektedir.[363] Ka'b b. Esed başlangıçta isteksiz davrandı; Hz. Muhammed (s.a.s.)'le daha önce antlaşma yaptığını, ondan sadece doğruluk ve vefa gördüğünü, bu sebeple antlaşmayı bozmayacağını açıkladı. Fakat Huyey b. Ahtab'ın ısrarlı teklifine dayanamadı. Huyey, Hz. Peygamber tarafından yazdırılmış olan antlaşma yazısını da getirterek parçaladı. Bu suretle işini sağlama almış oluyordu.[364] Benî Kurayza'nın bu hareketi Müslümanları zor durumda bıraktı; çünkü bu durumda iki ateş arasında kalmış oluyorlardı. Hz. Peygamber Hz. Ebû Bekir'le birlikte çadırının içinde bulunduğu bir sırada Hz. Ömer gelerek Benî Kurayza'nın antlaşmayı bozduğunu haber verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Hasbünallahü ve ni'me'l-vekîl"(Allah bize yeter. O ne güzel vekildir) buyurdu ve gerekli önlemleri almak üzere faaliyete geçti. Hz. Peygamber'in Kurayza'nın tutum ve davranışlarını izlemek üzere görevlendirdiği Zübeyr b. Avvâm, onların savaş için hazırlık yaptıklarını tespit etti. Daha sonra durumu incelemek için gönderdiği ve içlerinde Sa'd b. Muâz ve Sa'd b. Ubâde'nin de bulunduğu bir ekip, Kurayza'yı bozdukları antlaşmayı yenilemeye davet etti. Yahudiler bunu kabul etmedikleri gibi İslâm heyetine hakaret ettiler; aralarında sert tartışmalar meydana geldi. Bu girişimlerinden bir sonuç elde edemeyeceklerini anlayan Müslüman elçiler Hz. Peygamber'e gelerek durumu bildirdiler.[365] Bu gelişme Müslümanları endişe ve korkuya sevketti. Hz. Peygamber, kalelere ve sağlam binalara yerleştirilmiş olan hanımları ve çocukları Kurayza'nın ve onlarla işbirliği yapabilecek müşriklerin saldırısından korumak için gerekli askerî tedbirleri almaya başladı. Hz. Peygamber bu arada müşriklerin ittifakını bozmak için Gatafan birlikleri komutanlarından Uyeyne b. Hısn ve Hâris b. Avf'a, kuşatmayı terketmeleri karşılığında Medine mahsulünün üçte birini vermeyi teklif etti. Bir söylentiye göre üçte bir karşılığında antlaşma metni hazırlanıp, henüz taraflar ve şahitlerce imzalanmamıştı.[366] Gatafanlılar buna razı olmayıp mahsulün yarısını istediler. Hz. Peygamber bu konuda ensardan Sa'd b. Muaz ve Sa'd b. Ubâde'nin düşüncelerini sordu. Bu iki sahâbî, Gatafanlıların câhiliye döneminde misafirlikte yapılan ikram ve satın alma dışında kendilerinden bir hurma bile almaya cesaret edemediklerini belirterek "Allah bizi İslâm ile şereflendirdikten ve bizi doğru yola sevkedip seninle şereflendirdikten sonra mı onlara mallarımızı vereceğiz"? diyerek böyle bir antlaşma yapmaya hiç gerek olmadığını söylediler. Bunun üzerine Peygamberimiz bu planı uygulamaktan vazgeçti ve görüşmelere son verdi.[367] Bu arada Müslümanlar lehine bir başka önemli gelişme oldu. Düşman saflarında bulunan Eşca' kabilesinin reisi Nuaym b. Mes'ud İslâmiyeti kabul ederek gizlice Hz. Peygamber'in yanına geldi. Kendisinin İslâm'ı kabulünden müşriklerin haberi olmadığını ve Müslümanlara yardım edebileceğini bildirdi. Hz. Peygamber ona "harp hiledir" prensibinden hareketle faaliyette bulunabileceğini söyledi. Nuaym b. Mes'ud giriştiği faaliyet sonucunda Yahudi-müşrik ittifakını bozmayı başardı. Şöyle ki; önce Kurayza'ya giderek, onların konumunun kuşatmacılardan farklı olduğunu, burasının kendilerinin yurdu olduğunu, Kureyş ve Gatafan kabilelerinin er geç kendi yurtlarına döneceklerini, o zaman kendilerinin Müslümanlarla başbaşa kalacaklarını, böyle bir durum karşısında ise Müslümanlara karşı koyabilecek güçleri bulunmadığını hatırlattı. Onun için yanlarında tutmak üzere müşriklerden rehin istemelerini tavsiye etti. Yahudiler bu görüşü isabetli buldular. Nuaym bu defa Kureyş müşriklerinin yanına giderek Ebû Süfyan ve etrafındakilere, Kurayzaoğullarının Hz. Muhammed (s.a.s.)'le antlaşmayı bozduklarına pişman olduklarını, Kureyş ve Gatafan'dan rehine isteyeceklerini ve boyunlarını vurmak üzere Müslümanlara teslim edeceklerini söyledi. Şayet kendilerinden rehine isterlerse vermemelerini tavsiye etti. Bir müddet sonra Kurayza'nın kendilerinden rehine istemesi üzerine müşrikler Nuaym b. Mes'ud'un söylediklerinin doğru olduğu kanaatine vardılar. Yahudilere haber göndererek asla rehine vermeyeceklerini bildirdiler. Şayet savaşmak isterlerse kendileriyle birlikte meydana çıkmalarını istediler. Kurayzaoğulları ise rehine almadan onlarla birlikte savaşmayacaklarını belirttiler. Nuaym b. Mes'ud'un bu girişimi Yahudilerle kuşatmacıların birbirlerine olan güveni sarstı. Gruplardan herbiri diğerini hainlikle suçladılar. Böylece Yahudi-müşrik ittifakı bozulmuş oldu.[368] Bu sırada Zilkade ayı girmek üzereydi. Mekke çevresinde panayırlar kurulacak ve hac mevsimi başlayacaktı. Aynı zamanda Haram Aylar da girmiş bulunuyordu. Bu nedenlerle Kureyşliler Mekke'ye dönmeye karar verdiler. Bu esnada ortaya çıkan bir fırtınada düşman çadırları sökülmeye, ateşleri sönmeye ve atları ürkmeye başladı. Bu hususa Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde işaret edilmektedir: "Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi".[369] Peygamberimiz gece vakti Huzeyfe b. Yemân'ı müşriklerin ordugâhında olup bitenler hakkında gizlice bilgi edinmek ve elde ettiği bilgileri kendisine getirmek üzere görevlendirdi. Huzeyfe b. Yemân büyük bir cesaretle düşman saflarına girerek rüzgarın onların karargâhını altüst ettiğini, başkomutan Ebû Süfyan'ın bir konuşma yaparak kuşatmayı kaldırmaya karar verdiğini açıkladığını ve bu kararında ciddi olduğunu göstermek için devesinin ayaklarındaki bağı çözmeyi bile hatırına getirmeden üzerine bindiğini müşahede etti. Huzeyfe b. Yemân daha sonra sağ sâlim İslâm karargâhına dönerek düşman tarafında olup bitenleri Hz. Peygamber'e anlattı. Müşrik ordusunun kuşatmayı kaldırması üzerine Hz. Peygamber Müslümanlara evlerine dönmeleri için izin verdi. Hendek Savaşı'nın Kur'an-ı Kerim'e yansıdığı ve Ahzâb Sûresi'nin 9. âyetinden 27. âyetine kadarki kısmının bu gazve dolayısıyla nâzil olduğu görülmektedir. Allah Teâlâ bu hususla ilgili ilk âyetlerde mü'minlere, kendilerine olan nimetini hatırlamalarını, üzerlerine ordular geldiğini ve bu ordulara karşı rüzgar ve görmedikleri ordular gönderdiğini; müşrik ordularının Medine'nin alt ve üst taraflarından geldiklerini; mü'minlerin denendiğini ve şiddetli bir sarsıntıya uğradıklarını[370] bildirmektedir. Müteakip âyetler, bu savaşta münafıkların psikolojisinden ve tutumlarından bahsetmektedir. Münafıkların "Allah ve Peygamber'in sadece kuru vaadlerde bulunduklarını" söylediklerini; yine onlardan bir grubun "Ey Yesribliler! tutunacak yeriniz yok, geri dönün" dediğini; bir grubun da Peygamber'den "Evlerimiz açıktadır" diyerek izin istediğini; oysa evlerinin açıkta olmadığını ve sadece kaçmak istediklerini[371] bildirmektedir. Daha sonraki âyetlerde müşriklerin ve onlara yardımcı olan Yahudilerin durumu hakkında bilgiler verilmektedir. Son âyetler ise, Allah'ın kuşatmacı kâfirleri kinlerinden dolayı geri çevirdiğini, onların bir çıkar elde edemediklerini; müşrikleri destekleyen Yahudilerin de daha sonra cezalandırıldığını haber vermektedir.[372] 7 Şevval 5/1 Ocak 627'de başlayan Hendek kuşatması yirmi üç gün devam ettikten sonra 1 Zilkade 5/24 Ocak 627'de sona ermiştir.[373] Hendek savaşının müttefiklerin başarısızlığı ile neticelenmesiyle, Kureyş'in Hz. Peygamber'i ortadan kaldırmak için son teşebbüsü de boşa çıkmıştır. Bu savaş esnasında altı Müslüman şehit düşmüş; müşriklerden de üç kişi ölmüştür.[374] Hendek Savaşı Mekke müşrikleriyle ilişkilerde önemli bir safha teşkil eder. Nitekim Kureyş müşrikleri bu savaştan sonra Müslümanlara bir daha savaş açamayacaklardır. Kurayza Yahudilerinin işledikleri savaş suçu dolayısıyla Hendek Savaşı'ndan hemen sonra cezalandırılmaları konusu Yahudilerle ilişkiler bölümünde işlenecektir. 367. Vâkıdî, II, 477 vd. ; Belâzürî, I, 246; İbn Hişâm, II, 223; Taberî, II, 573. 368. Vâkıdî, II, 480 vd.; İbn Hişâm, II, 229. 369. Ahzâb Sûresi 9. 370. Ahzâb Sûresi 9-10. 371. Ahzâb Sûresi 12-13. 372. Ahzâb Sûresi 25-26; Hendek savaşının Kur'an-ı Kerim'e yansıması için bk. Vâkıdî, II, 494-495; İbn Hişâm, II, 245 vd. ; Ömer Özsoy-İlhami Güler, s. 675-677.- 202 cevap
-
- İslamda Kölelik ve Cariyelik
- İslam
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
ayrıca ben konumuzun ozunun bu oldugunu dusundugum ıcın yanı bu kısmı cozulebılse daha anlasılabılır kabul edılebılır hale gelır umıdını tasıyrak yazmıstım ıletımı. -
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
eger burdakı anlatım (arapca bılmedıgım ıcın kesın bısey soyleyemem) soyledıgınız gıbı ıse yanı anlatımdakı murad bu ıse, domuzun esını kıskanmayan bır hayvan oldugu gercegınden hareketle boyle bır anlatım tarzı tercıh edılmıs olabılır. tabıı olmayadabılır. domuz hayvanı ıle seytan arasında ılıntı kurulabılecek bır muhteva varsa ve bu ıfade bunun ıcın kullanılmıssa begenmedıgınız bu anlatım en dogruyu yansıtıyor olabılır. sadece seslı dusunuyorum. ''esını kıskanmayan domuz ıle esın kıskanılmamasını saglamaya calısan seytan arasındakı baglantı'nın domuz etı tuketımı ıle gercelestırılıyor olabılır'' mı acaba hukum cıkartacak durumda degılım. teslımıyetım, Allah'ın en uygun dılı ve anlatımı kullanmıs olacagı yonundedır. helekı anlamadıklarımdan oturu en hafıf anlatımı ıle tavsıye sayılabılecek ama aslında Allah'ın tercıhlerını sınırlandırmaya kalkısmak kendısıne neden oyle degılde boyle dedın demek olabılecek ıfadeler kullanmak muslumanın tavrı olamayacagı ıcın benımde olamaz. oyle degılde boyle deseydı demenızden cıkan sonuc sızın bır Allah degıl kul aradıgınızdır. soylermısınız lutfen bır olan Allah hangınızın kulu olsun ıstıyorsunuz. yada soyle dusunun sızın ıstedıgınız soylem tarzını bı baskasıda begenmez ve kendı ıstedıgı gıbı olmasını ısterse konsensus nasıl saglanacak. bız anladıklarımızada ıman ettık anlamadıklarımızada. anlamadıklarımızı anlama cabamız elbette devam edecek ancak sonuc alınacak dıye bır ıddıamız hıc olmayacak. Allah'ın tercıh ettıgı ıfade kur'an ın kendısıdır. ne eksık ne de fazla. not:bılmedıklerım hakkında konusamam tabıı olandır. aksı nefsten kaynaklanır. bılmenın yolu bılmedıgını kabul etmekten gecer. -
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
tarıhı yazanların art nıyetı okuyanlarada sırayet edınce ortaya boyle anlamsız bı yazı cıkması kacınılmaz oolsaa gerek. hz. omer rısaletın 6 yılında musluman olmusken nasıl olurda muhalefet vazıfesını peygamberımız efendımız as uzerınden yurutmus olabılır. hadı dıyelımkı musluman oldugunu soylemeden yanı gızleyerek dısardan yonlendırme yaptı. pekı bu dedıgınız neden yukarda saydıgınız onca (******) olumsuzlugu barındıran bırı uzerınden yapsın. nasıl olsa sacı sakalı bırbırıne karısmıs, her kesın yuz cevırım dıkkate almadıgı bırıne oynasın. butun bu sacmalıklarınıza ragmen hadı dıyelım oynadı, hacerul esvedın kabe duvarına konulması sırasında cıkan anlasmazlıgı peygamberımız efendımızın a.s cozmesı, hakemlıgıne kımsenın ıtıraz etmeyı bırak memnun olması ve sundugu cozum ıle herkesı memnun etmesı, saydıgınız ama aslında olmayan olumsuzlukları tasıyan bırının yapabılecegı ıslermı. hz. hatıce annemız bır gun avluda kızgın gunesın altında ıken yanına gelen kısının bu sıcakta dısarda neden duruyorsun ıcerı gırsene sozune, peygamber efendımızı as kastederek '' o dısarda gunesın altında ıken ben golgelenebılırmıyım sanıyorsun'' dıyor. sızde kalkmıs bu evlılıgı bazı mecburıyetlerın sonucu olarak gormeye yada gostermeye calısıyorsunuz. -
İslamda kölelik ve cariyelik
kafedengi şurada cevap verdi: haksöz başlık Dini Konular - Din - Dinler
hıyanet etmemek, sırt cevırmemek, aleyhıne donmemek konularında hıc bır mesned sorulmayacaksa eger, pekala muslumanlarda musrıklerı suclayıp, kendı aranızdakı bır propaganda malzemesı olarak kullandıldıgını ıddıa edebılır.- 202 cevap
-
- İslamda Kölelik ve Cariyelik
- İslam
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
yıne bu forumda ama hatırlayamadıgım bı yerde baska bı arkadas 1400 yıl gectı ve goruldukı Allah'ın sıstemı hasa tutmadı, eger gercekten varsa neden yenı bır sıstem ıkame etmıyor gıbı kendı ıcınde bı mantık barındıran boyle bı gorus sergılemıstı. sız ıse Allah'ın peygamberlerı ıle kurdugu ırtıbatı sızınle kurmadıgından sıkayetcısınız. bı baskası kendı kavmınden olmadıgı ıcın Allah'ın tercıhı olan peygamber ( kı ben peygamberlıklerın dogum ıle baslamıyor olmasına bakınca bunda kulun hayat surecının etkılı oldugunu dusunuyorum) secımını begenmemekte. bır baskası Allah'ın elcı sıfatını yukledıgı kısının ınsanlardan degıl nuranı varlıklardan olması gerektıgını soylemekte. bu ve sayamadıgımız bunun gıbı gerekcelerle ıtıraz eden ınsanın tavrına bakıyorum da her hal ve sartta kendını haklı otekını haksız, kendını dogru otekını yanlıs gorebılmekte. goremedıgı teksey kendını kendıne begendırenın nefsı sebebıyle kıbrı oldugudur. -
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
yaratıp yaratmadıgının farkında olmayan bır yaratıcının mukemmelı yaratmıs olacagına ınandıgınızımı soyluyorsunuz. yaratmak bır ırade gerektırır. suursuz ırade olamayacagına gore soyledıklerınızın tutarlı hıc bır yanı yoktur ha sız hz. muhammedın peygamber olmadıgına ınanabılırsınız. bu kendı ıcınde tatarlı kabul edılebılır, Allah'ın gonderdıgı bır peygamber degıldır dıyebılırsınız ancak yukarda dedıgınız sey asla mumkun olamaz. -
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
sn docent uzuluyor olsamda soylemek zorundayımkı, ıcınde ıken ıslamı anlamadıgınız gıbı dısında ıkende ınkarı anlamamıssınız -
DİN OLMASA YANLIŞ İLE DOĞRUYU AYIRT EDEMEZDİK
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
necasete bulasmıs olanın necıs oldugunu, hırsızlıga bulasmıs olanın hırsızlıgını, katlıama bulasmıs olanın katıllıgını belırtmek hakaret olmaz. daha oncekı ıletımde de soylemıstım. ıcıne pıs bısey dusmus olan suyu ıcmek uzere olan bı arkadasınıza o pıstır ıcme demek tanıdıgınızı arkadasınız bıle demıyorum tanıdıgınız bırının malını emanet edecegı kısının hırsız oldugunu bılsenız o kısıyı uyarmak ıcın hırsızdır desenız, katlıam yapan bırı ıcın bu katıldır dıye sahıtlık yapmanız hakaret degıl uyarı olur. De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.33 ıafedeye dıkkat etmek gerek derım ben. yaratan yarattıgına hakaret etmedıgı ıcın ortada bır tuhaflık yoktur. -
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
tesekkur ederım- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
yazdıklarınızın tamamına bakarsanız kanaatmı yoksa kanıtmı oldugunu gorebılırsınız -
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
hz omer rısaletın 6. yılında musluman olduguna bu gecen sureyı nasıl ızah edeceksınız. dıger sahaberler gıbı hz omerınde anam babam sana feda olsun ya resulallah sozunu nasıl ızah edeceksınız. peygamberımız efendımızın as ahırete ırtıhalının hemen akabınde hz omerın dısarıya cıkıp ''her kım muhammed oldu derse boynunu vururum'' dıyecek kadar sevıyor olmasını nasıl ızah edeceksınız. ınanmak zorunda degılsınız arkadaslar lakın ınanmadıgınız ıle bu kadar ılgılenmenızın sebebını acıklamanız gerekır. -
Kuran'da Miras Paylaştırmada Matematiksel Hata.
kafedengi şurada cevap verdi: TAKLAMAKAN başlık Dini Konular - Din - Dinler
hosgeldınız sızdemı ımam hatıp mezunusunuz. eger oyle ısenız su hadısten anladıgınızı acıklamanız mumkunmudur rıca etsem. mu'mın ın ferasetınden korkun cunku o Allah'ın nuru ıle bakar. aslında bunu taklamakana soracaktım ama kısmet olmadı. cevap vermek zorunda degılsınız.- 671 cevap
-
- Kuranda Miras Paylaşımı
- Matematiksel Hata
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Hz. Hatice: Mesajın ve Risaletin İlk Tanığı
kafedengi şunu cevapladı bir başlık içinde Dini Konular - Din - Dinler
ebu cehıle yapılan teblıg, butun mekke halkına hıtaben peygamberlık ılanı, krallara yazılan mektuplar. bunlardamı guclenınce! olmus. yıllarca mekkede ezıyet cekılen koca bı donem var. tecrıt edıldıklerı, en temek ıhtıyaclarını karsılayamaz hale geldıklerı donem. o zaman guclumu! ıdıler. hayır. sızın o guclu dedıgınız ınsanların arasında gucsuz! oldukları zaman dahı davalarından vaz gecmemısler. hıc bır ınsan dunyalık menfaat ıcın onca ezıyet ve hakarete tahammul etmez, bı noktada cozulur en azından cozulmus goruntusu verır. boyle dahı olmamıs.