İNTERLOCK

.. 14.haziran 1925: Alpullu Şeker Fabrikası açıldı. 1930: Askeri Yargıtay kuruldu. 1935: Ankara'da Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesinin kurulması hakkındaki kanun kabul edildi. Amortisman Sandığı Kanunu kabul edildi. Elektrik İşleri Etüd İdaresi Kanunu kabul edildi. Maden Tetkik Arama Enstitüsü Kanunu kabul edildi. 1937: Tarım Bakanlığı Kanunu kabul edildi. 1946: Türkiye Emlâk Kredi Bankası Kanunu kabul edildi. 1950: DP Milletvekillerinden bir grup, halkevlerinin yeni bir tüzüğe bağlanması için kanun teklif etti. 1954: Sakarya ve Adıyaman İlleri Kuruldu. 1958: Türk Hükümeti, İngiltere'nin Kıbrıs plânını kabul etmedi. 1967: Sovyet Rusya, İsrail'in Süveyş ve Akabe statüsünde değişiklik istemesine karşı, Boğazlar'da da Uluslararası kontrol talep etti. 1970: Personel Reformu Kanunu tasarısındaki aksaklıkları protesto için "Türk Persen", Ankara'da büyük bir protesto yürüyüşü düzenledi. 1972: Anarşistlerin davaları serisine "Sandık Cinayeti" olarak adlandırılacak olan yeni bir cinayet eklendi. 1977: Cumhurbaşkanı Korutürk, Başbakan'lık görevini CHP lideri Ecevit'e verdi. 1983: Yeni Seçim Yasası yürürlüğe girdi. 1984: TBMM, biranın alkollü içiki olduğu kararına vardı. Bira satışı ruhsata bağlandı. Diyarbakır'da 10 TİKKO üyesi idama mahkum oldu. 1987: Yazar ve çevirmen Cemil Meriç öldü. 1989: Kapalı yerlerde, her türlü toplu taşıma araçlarında ve bekleme salonlarında sigara içme yasağıyla ilgili yasa önerisi kabul edildi. Sigara reklamı ve kampanyası yasaklandı. 1990: Cumhuriyet Başsavcısı, TDKP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. 1993: Özel Radyolar yeniden yayına başladı. 1996: Kuzey Irak'ta sürdürülen ve "Tokat Operasyonu" olarak adlandırılan operasyonda 90 PKK'lı öldürüldü. 6 Asker şehit düştü. 1998: KESK'in önderliğini yaptığı memurlar, hükümetin verdiği yüzde 20'lik zammı protesto ettiler. ..

bazen hareketli resimleri reddediyor.. galiba.. efendim.. fıstık-lokumlu kahvenizi beğenmediniz mi?

kahve olsam dolaplarda kavrulsam toz duman olsam dağ başında savrulsam kemer olsam yâr beline sarılsam ağlaya ağlaya gözlerime kan doldu siyah da zülfün pembe yanak üstüne bend oldu

garnitür, evde ne varsa artık.. yanına soğuk cola.. ayran..

günaydın bize günaydın size hepimize günaydın günaydın hepimize bu gün yeni bir gün sevimli bir gün yeni bir gün bu gün hepimize günaydın günaydın uyanışımıza, uyanışımıza günaydın

Cristóvão Colombo bağlamında elâstıkî and biçimi güzel makarna bilgisi teferruatlı malûmatları: bir çubuk makarna pakedini açtığınız zaman üzerinde yas sı olan bir nahiye'ye tesadüf ediyorsanız; o halde elinizdeki makarna ham mamulü gluten hususunda zengin bir undan yapılmıştır bu böylece anlaşılır hâkiki oluşundan şüphe duymayınız.. zirâ gluten hamuru özlü yapar ve makarna imâlden sonra kurur iken gluten ağırlığı sebebi ile istinad noktasını basar! işte böylesi bir makarnası; sert ve fekat elâstıki durumdadır renk; sarımtırak ve intisaci kabadır pişirilirkene; yapışkan olmazdan evvel ve hamur haline gelmeden iki misli büyür şu noktalarına tikat buyurunuz; renk sarı olsun deyu bu mübarek gıda'ya safran boyası katarlar (katkı maddesi) bu nedenle gıdamız durdukça solar bu ne demektir? soluk renkli makarna alınmamalıdır.. alınmış ise de istimâl edilmemelidir mahzur ihtiva eder şekil-şemailli makarnalar ise hamuruna başka unlar katılmış makarna çeşitleridir uyanık olunuz! ancak; fiyong türü bu kıyasın dışısındadır.. yeyiniz yenilmesine de teşvik konumunda bulununuz dostlarım; makarna pek mugaddi ve haşlanmış yağ ilâve edilmemiş olduğu takdirde çok koley hazmedilir mide sorunu olanlarda ..nuz var ise bu sade tarifim üzerine peşiriniz de yeyiniz faidelidir perhizdir.. dip-not: makaronyamızda elâstik oluş/buluş/bilgi kristof kolumbos ilen başlamıştır bu durumu çok kimse bilmemektedir durum bu sebeb ile (makarna konusu) bu gün açığa çıkmaktadır: fanlarımız; kolumbos kardeşimiz hayiti adacıkına vardıkta adada yaşıyan eciş-bücüş beşerlerin bir "zıp yuvarlacık" peşisinde koşup-durduklarını taaccüb ile tesbit ettiğinde ve sormuştur; "bu zıp-yuvarlacık nedir?." deyu.. yamyamcık protolarımız kris'e cevaben "kat-çuk" cevabını vermişlerdi o tarihte nedir kat-çuk? kauçuk!

uyarım bazen.. bazen silerim.. bazen genliğimle oynarım.. genleşirim bazen.. köpekler havlar korkarım.. bazen frekans modülasyona geçerim.. rüzgâr çıksa da.. fırtınalar savursa.. tepelerde interact'lar kurmuşum.. ilgilenmem.. bi küçücük yongam var.. bilirim.. severim.. "süpürgesi yongadan.. beli inceden emine'm.." .. ve bazen de anlaşılamam..

işte o konuyu efendim ve geniş bi biçimde.. çok güzel/kapsamlı şekilde hazırlanmış olan.. ahmet hulusi üstaz'ın kitap ya da videolarından.. ücretsiz olarak temin ederek öğreneceksiniz..

selâm.. bana; bazen güvenebilirsiniz..

biri kafasını kaşır.. biri yanaşmaya çalışır.. ben uykusuz kalırım.. dışarıda esinti bile yok.. bari bi kahve yapayım.. işte size de bir fincan.. ve yanı başına da.. "kahve olsam.."

yok işte.. "paintings" in "pain-things" olabildiğini bilirseniz.. üzüntü ya da acı ve sadece bir resim olarak kalıyor.. kaldırı verin resmi astığınız yerden.. indiri verin.. işte bu kadar..

yo.. öldü.. müş.. miş li geçmiş zamanda.. aslında.. var mıydı? bilmiyorum.. bi şeyler anımsıyorum.. gözümün önüne ve güncel belleğimden gelen resimler.. pek hoş olmayan görüntüleri içeriyor.. işte ondan öyle güldüm.. abuk güldüm her nedense..

tiplerini mi beğenmemişler aceba.. yoksa görüşler mi uyuşmamıştır.. şuraya bakınız efendim.. bi de meraksız mışım.. neymişim?

benim annem üç ay önce ölmüş.. haberim olmamış.. oldurmamışlar.. ne demekse?

aşık olduğundan emin derecesinde bir görüşe sahibim efendim.. ancak; platonik bi pozisyonda olabilicek midir? yakınlaşma teessüs edile bilinmiş midir? bunun üzerinede henüz bi kestirimde bulunamamaktayım.. ne dersiniz örtmenim?

bilirmisiniz? "öpüş" kelimesinin karşılığı; "maç" tır.. farsça'da ve bazı yörelerde türkçe'de de.. va takriben: sevgi, saygı, bağlılık, teşekkür belirtmek amacıya dudaklarını bir şeye değdirmek.. anlamlarına gelir..

.. peki.. ..

bu arada-derede.. sakız sen poşetlere-moşetlere!? uymayınıs.. onlar nylon bişidirler.. nylonlara bulaşılmas for example olaraktan.. (bu arada eyi fransısça bildiğimi belirtmiş oldım.. mercy)

anneciğim.. anneciğim.. bilemedim de sataştım ariel iğneledi beni.. demedim mi çucum arieller iğneler, acımas kurtulmak için şimden sona dillerinden.. olmalısın usta bi hacıyatmas.. pek iyi anneciğim..

siz son ikiniz.. ikinizin içinin o kavenin telveleri kimin kıvrıntılı ve kafferenki olduğunu öğrendim.. silkininis yaw..