Fragged

Bence sen bu konuda çok hava atıyorsun. Orada kontrol edilen şeyin ne olduğunu sanıyorsun??? 1. Genetik mutasyonların oluştuğunun kanıtlanması (kendiliğinden). 2. Hayvanlarla genetik benzerliklerimiz. 3. Kanser mekanizmalarının kısa evrimin bir kanıtı olması (Kanser hücresi normal hücreden "evrimleşir"). 4. Virüslerin evrimi sağlaması vs.

Var. Kanser. Maymunların en yakın genetik atalarımız olması. Hayvanlarla genetik akrabalılığımızın uzaklaşması ile ortak genlerin oranının azalması. Ortak genler tesadüfen mi duruyor?

Kaç tane geni kontrol edebiliyoruz? Neresi çürütülmüş? Benim bildiğim her geçen gün evrimin temellerinin güçlendiğidir.

Toplumdaki normlar, o toplumda yaşayan ve belirli bir şeye - çoğunluk oranında - inanan insanlar tarafından konulmaktadır. Tabi, insanların çoğunun IQ seviyesi ortalamanın altında olduğundan, çoğunluk insanlarının normal olarak kabul ettiği şeyler aslında "anormal" olan şeylerdir.

Bence de...

Bu dini konular tartışılırken, birisinin oturup da "Varsayalım ki var, o zaman ......" (Optimist, inanan) gibi tartışmaları ya da "Peki o zaman, varsayalık ki yok....." (Pessimist, Ateist) gibi tartışmalarıda gereksizdir. Boş boş zaman harcamasıdır. Optimizm ve pessimizmden kastım bu. Konunun gereksiz oluşu ise, konunun cevaplanabilecek bir tarafının olmamasıdır. Enerjinizi bu tür işlere harcamayın. Enerjiniz bu tür işlere harcanamayacak kadar değerlidir.

Demek istediğim tartışmanın bardağın doluluk ya da boşluk üzerinden olmasının gereksiz olduğudur. Bize göre dolu veya boş değil, iki kat fazla gerekesiz olmasıdır önemli olan. Konuyu tartışmanın anlamı yoktur.

Yarım bardak su; Optimiste göre yarısı doludur, Pessimiste göre yarısı boştur, Mühendise göre bardak olması gerektiğinden iki kat büyültür Anlayana davul zurna

Chrom: Senin dediğin şey neye benziyor biliyormusun? Ayakkabıcıya gittiğin zaman bir ayakkabı seçersin ve ayağına büyük çıkar. Şimdi burada 2 sorun var. Ya ayak küçüktür ya da ayakkabı büyüktür. Biz ayak küçüktür diyoruz mesela sense yok ayakkabı büyüktür diyorsun. Şimdi böyle bir durumda asıl gerçek nedir? Asıl gerçek, ayak ile ayakkabı büyüklüğünün farklı olmasıdır. Gerçek budur. Nasıl adlandırdığın değil. Bu yüzden, senin dediğin yöntem sadece gerçeği saptırarak insanların midesini bulandırmaktan başka bir şey değildir. Ayak ile ayakkabının uzunlukları farklıdır gibi gerçek olan yeni bir bilgi kazandırmıyor bize.

Karadelikler, bildiğimiz çekimi en güçlü objelerdir. Fakat kendileri küçük olduklarından, etraflarındaki uzay boşluğu aşağı yukarı Dünyanın etrafındaki boşluk kadardır diye söyleyebiliriz. Fakat, nedense, aşağı yukarı aynı miktarda boşlukla çevreli olsalar bile, birisi ışığı yutabiliyor. Demek ki boşlukla alakası yok.

Günümüzde kanser hastalığı evrimin kanıtıdır. 4 milyon yıl beklemenize gerek yok.

İnsanlar gönderdikleri yazılarda kime nasıl hitab edeceklerini kendi bakış açılarına göre kendileri karar verirler. Okuyucular ise gördükleri yazılara nasıl tepki vereceklerine de yine kendileri karar verirler. Bu onların problemidir. Konuşmacı, kişilerin hoşnutsuzluklarına göre hareket etmek zorunda değildir. Konuşma özgürlüğü de budur. Kimse kalkıp da sen bunu böyle yapacaksın diyemez. Ama tabi bu buradaki forum sahiplerinin olaylara karşı ne kadar adil olarak baktıklarına bağlıdır. Onlar biz böyle istiyoruz derlerse, ya kalacaksınız ya da gitedeceksinız. Saygılar.

Kızlık zarının görevi anlaşıldığına göre, insanların bu konuya bir daha bu kadar önem vermeyeceğini tahmin ediyorum.

Suçlu olan sadece fotoğrafçı mı? Biz de şu anda oturup hiç bir şey yapmıyoruz. O ülkelerde hala açlıktan ölen insanların bulunduğunu da biliyoruz. Peki ne yapıyoruz? Evet, tabi ya. Allahın olmadığını ıspatlayana 1 milyar veriyoruz.......

Mustoni: Sana patronsun demedim. Hareketlerinden patronluk kokusu alıyorum dedim. Yazdığım yorum da bu varsayıma dayanarak yapılmıştır... Hem ağda msn kullanan kişiler ne gibi sorunlar çıkarıyorlar? Monitöre kafa mı atıyorlar?

Canugur: Bu söylediklerimi bizzat Başbakan Recep Erdoğan ta ilk geldikleri zamanda kadrolaşma tartışmaları yapılırken halka açıklamıştı. Demek ki kadrolaşma üzerinde güçleri vardır. Yoksa adam boşuna laf söylemezdi. Hem kadrolaşma yapılırken, adamlar ne yusuflar çekiyordu. Bunun bir anlamı yok mu?

Canugur: Saçmalık!!! Seçilen kişiler ilgili bakanlığa ait kurumlardaki kadroları değiştirebilmektedirler. Kendi düşünüş tarzlarına uygun kişileri atayabilmektedirler. Onların bir kukla ya da gereksiz bir vitrin malzemesi olarak görmeniz çok zavallıca bir düşünce tarzıdır. Saygılar.

Canugur: Bu konuyu yukarıdakilerin üzerine atmak bence doğru değildir. Neden? Çünkü onlar insanların istediklerini yaparlar. İnsanlar bazı şeylerin olmasını (çürük evler olmasın gibi) isterlerse, onlar da bu işlere burunlarını sokmak zorunda kalacaklar. Demokrasi böyledir. Ayrıca oturup da denizdeki balık üzerinde pazarlıklar yapmak akla mantığa sığmayan bir hareketdir. Yok onlar böyledir, bu böyle gelmiş böyle gidecek falan filan. Aklın gücün yetiyorsa git sor hesabını. Ayrıca insanlar hiçbirşeyden haberdar değildirler. Aslında sonuca bakılırsa umurlarında da değildir. Umurlarında olsaydı bu olayların zaten üzerine giderlerdi.

Sayın Mustoni. Siz insanlarla konuşmaz, onlarla insan gibi davranmaz (patronluk taslar) ve fikirlerinizle heyecanlandıramazsanız, onlar da bunu başka yerde ararlar. Saygılar.

Türk insanı çok duygusaldır. Ondan böyle oluyor.

Patron kokusu alıyorum.

Demek, 17 Ağustosta 40 bin kişinin ölmesi, milletin akıllanmasına yeterli olmadı. Ne diyeyim, 400 bin olsa ne yazar?

Böyle bir işe ayıracak bir milyarınız varsa, onu birisine burs olarak verseniz daha çok işe yarayacaktır.

İngiltere ve Fransa gibi ülkeler bundan yüzyıllar önce bu ülkeleri istila ettiklerinde, bu insanlar bu kadar zavallı değillerdi. Bu gün ise bu insanlar yine bu ülkelerin umursamazlığı yüzünden hergün açlığa insan canı kurban etmektedirler. Batılı ülkeler uzaya turist göndermek için milyonlarca dolar harcarken, şuracıkta açlıktan ölen insanlar halen görülmektedirler. İnsanların insanlığı da bu kadardır ancak.