Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

FUZULİ

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.980
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    5

İletiler gönderen: FUZULİ

  1. Her ne sebeple olursa olsun Denizfeneri bu olayla lekelenmiştir itibarı zedelenmiştir.Beni en çok üzen ise bu tarz dini temelli, dini söylemli fiilli derneklerin, insanların buna benzer hiç olmaması gereken olaylarla ilişkileri olması veya inanç tacirliği yapıyor bir görüntü vermeleridir.Burada asıl lekelenen asıl güven itibar kaybeden insanlar değil inançtır ne yazık ki.İnancın zarar görmemesi itibarını kazanabilmesi için varsa kiri kirletenleri ortaya çıkarılmalı bu kişilere samimiysek sahip çıkılmamalıdır.

     

     

    MUHABBETLE...

  2. Mavi yazıya kadar bir mantıkla gelmiş siniz.

     

    Birden , ne olduğu anlaşılmadan , kırmızı yazılan bölümde , bir YARGI da bulunmuş sunuz.

     

    Yada bunu yazan kimse...

     

    Cümlenin gelişinde kopukluk var. Sanki sonradan eklenmiş gibi , sanki iki değişik insan sözü gibi...

     

    Dikkatli okuyunca daha net...

     

    Ayrıca Türkiye ye gelince bu kitabı bulmaya çalışacağım. Listeye ekledik.

     

    Saygılar.

     

     

    Hiç şaşmadım kusura bakmayın,yüzeye değil lütfen derine bakın...

     

    MUHABBETLE...

  3. Hayat dokunduğumuzu hissettiğimiz kardar gerçek.Hayat görebildiğimiz kadar gerçek.Hayat koklayabildiğimiz kadar gerçek.Hayat tadabildiğimiz kadar gerçek.Hayat beş duyu organımızın çalışır olduğu sürece beynimize sinyal gönderebildiği kadar gerçek.Hayat beynimizde, hücrelerimizde gördüğümüz resim kadar gerçek.Dokunma hissin yoksa dokunduğun her şey masal.Görme yetin yoksa göremediğin her şey masal.Tatma hissin yoksa tatamadığın her şey masal.Koklama hissin yoksa koklayamadığın her şey masal.Zaman kadar mekan kadar gerçeksin madde beyninde madde beynindeki hayal kadar gerçek.Bu alem madde kadar gerçek madde kadar yalan.Bir yerden geldiğine inanmıyorsan bir yere gittiğini görmüyorsan hayat o kadar gerçek hayat o kadar mantıklı hayat o kadar masal.Masalın içindekiler masalın yazarına masal diyorlar...

     

    MUHABBETLE...

  4. Bunlar eskilerin masalı.

     

    Onları çok okuduk , dinledik.

     

    Siz önce itiş kakışın kimle kim arasında olduğunu iyi etüd edin.

     

    Olan kime olmuş onu da etüd edin.

     

    Sonra yeniden masal anlatırsınız.

     

    Size öğretilen masalda mantık hataları var.

     

    Masal ya. Mantık beklemek te hatalı aslında ama.

     

    En doğru ve evrensel düşünce benimki deyince...

     

    Bizde bunları yazmak zorunda kalıyoruz.

     

    Üç gün önce okuduğum bir kitabı size tavsiye edebilir miyim?Adı:Atatürk'ün Hayatını Değiştiren Kitap/Allah'ı İnkar Mümkün mü?/Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi Bütün arkadaşlara tavsiye ediyorum.Emin olun büyük bir zevkle,merakla okuyacaksınız.Bir şeyler değişecek göreceksiniz...

     

    MUHABBETLE...

  5. ne kadar da komiksiniz...

    ne yani şapka devrimi oldu diye herkes şapka mı taksın...

    [size="4"]biz dinciler gibi türban da türban diye tutturanlardan değiliz...

    zorlama yoktur bizde...[/size]ancak çağdaşlaşmanın bir göstergesi olarak bu devrim,

    ilkel fesi, sarığı bırakın eğer başlık takacaksanız modern ve uygar şapkayı takın demişlerdir..

    şapka bir tür başlıktır..sürekli kafada durması gerekli olan birşey değildir...

    Atatürk sanki kafasında sürekli şapkasıyla mı dolaşılırdı...

    yapılanlar bir cevap bulamayınca anlamsız yerlere dalmak..

    ayrıca şapka o zamanın modası olarak bir aksesuardır...

    bugün değildir...

    ancak Atatürk sanıyor musun herkes daima şapka taksın istemiştir...

    eğer takılacaksa uygar olan takılsın demiştir...

    ee başlıksız gezmeyen bir toplum için de 'bu takılsın' diye düşünmüştür...

    Atatürk'ün devrimleri özgürlük kısıtlamaz...

    ancak eğer o özgürlükler başkasını kısıtlıyor, devleti ve yönetim biçimini tehdit ediyorsa engellenir...

    siz asıl meseleyi bırakıpbaşka yerlere girmeyi bırakın da asıl eleştirdiklerinizin gerekçlerini anlatın...

     

    Hakikaten kusura bakmayın da Hakanaytaç sizin söylediğinizi duyan da devrim döneminde bütün kanunları halk istedi halk yaptırdı zanneder.Devrim döneminde''özgürlüğe'' vurgu yapıp savunma temeli oluşturmanız sizi bu temelde başarısız kılar.Şapka kanunuyla ilgili ''İskilipli Atıf Hoca'nın'' başına gelenleri okumanızı hatta filmine bakmanızı tavsiye ederim belki fikirlerinizi farklı temelde savunma gereğini görürsünüz.150'likler konusunda da araştırma yaparsanız nasıl bir özgürlük ortamı olduğunu görürsünüz.Burda devrimden bahsediyoruz unutmayın...

     

    MUHABBETLE...

  6. Doğrusun bu memleketin başına her ne musubet geliyorsa CHP den geliyor. Türban sorununu da CHP açtı bu ülkenin başına. Her nevi anti demokratik uygulamaların musebibi de bu CHP.

     

    Bence bu CHP hemen kıvırıp bu yeni oluşturulacak AKP+MHP anyasasına destek vermeli değilmi? Ancak böylece demokrasi yanlısı olduğunu gösterecek, halka şirin gözükecek galiba.

     

    Fuzuli sen güncel konuları yorumlamak içinmi giriyorsun foruma, yoksa CHP ye vurmakmı tek amacın.

     

    Ne demişti dini bütün cumhurbaşkanımız zamanında; "bana sağ kesim hatalıdır dedirtemezsiniz."

     

     

     

    Bence doğru teşhisi yazının başında koymuşsun. Burayı biraz daha aç istersen. Müslümanlar neler yapmalı? Daha ayrıntı lutfen.

     

    Tersinden bakalım Bilimselci bu ülkede halkın hangi sorununu CHP çözdü veya çözdü de halk mı yanlış tanıyor CHP'yi?CHP'yi bu millet niçin yanlış anlıyor ben de anlamıyorum.CHP'nin aşikar özellikleri:Atatürkçü düşüncenin temsilcisi, sonunan kadar demokrasi savunucusu,laikliğin koruyucusu,rejimim koruyucusu,yoksulun dostu,yalnızın yoldaşı,halksever,vatansever,dindever,diyanetsever daha sayamıyacağım birçok özellikler...Bu özellikler var mı yok mu Bilimselci?Varsa halk niçin bütün bu güzelliklerin,sıfatların sahibi bir anlayışı desteklemiyor?CHp'nin halk için söylediği doğru o zaman:Halk yanlış yapıyor,bizi anlamıyor..Halk senin dilini bilmiyor galiba ya da sen halkın dilini bilmiyorsun.CHP bu ülkenin lokomotifi desem nasılbir tepki gösterirsiniz Bilimselci?İnanır mısınız bu söylediğime inanıyorsanız eğer de inanç özgürlüğü var bu ülke de inanabilirsiniz kimseye dayatmamak koşuluyla resmi ideoloji haline getirmemek koşuluyla öyle mi?

     

    İkinci olarak CHP'yi güncel konuların içinde görmemek yorum yaparken CHP'ye atıfta bulunmamak CHP için, Mustaf'a Kemal'e hakaret etmiş kadar haksızlık olur hele ki bunu bir destekçisi söylüyorsa daha da yazık yanılıyor muyum?CHP'siz Türkiye gündemi, acısız kebaba benzer benim fikrim tabi.

     

    O dini bütün Cumhurbaşkanımızın kimyasında bazı tepkimeler oluyormuş da halk bilmiyormuş bugün başka bir bütünün parçası zat-ı muhterem.Sözlerinin benim nazarımda çok da kıymet-i harbiyesi yok.

     

     

    Sadece Müslümanlar neler yapmalı derseniz birileri sütten çıkmış ak kaşık Müslümanlar kirli kaşık olur ki buna zihnim pek inanmaz.Herkes ne yapmalı sadece birileri değil.Sadece sen suçlu değilsin hep beraber bir şekilde hatalıyız olmalı yanlış mı?Bu tavrı bu ülkede şu noktada görmek mümkün değil olası da değil.Ekran karşısında en küçük konuda dahi sadece kendini haklı gören profların bolca olduğu ülkede kocaman halk kitleleri evet hatalıyız mı diyecek?Müslümanlar CHP'nin yorumunu yaptığı Müslümanlığı yaşamak istemiyorlar bu ülkede,CHP zihniyeti de İslam'ın hayatın içinde olduğu daha da öte yönetim bile oluşturduğu Müslümanlığı görmek istemiyor bu ülkede yanlış mı?Suç kimde bilen var mı?

     

    MUHABBETLE...

  7. Yanlış silahla yanlış savaşçılarla savaşmak bu olsa gerek.Ne söylendiğinin önemi yanında kimin de söylediği önemlidir bir konuda cümleler sarfediliyorsa.Hani bir laf vardır ya:''Dinime söven Müslüman olsa!''

    Şu yaşadığıdığımız çağda insanlar yönetim bağlamında sosyal hayattta dahi birileriyle iş yapacaklarsa birilerine güveneceklerse şunu düşünüyorlar:''Düzen bozulmuş, insan boızulmuş,zaman kötü kötünün iyisini bulduğum zaman ona şükredeceğim.'' umarım anlaşılmıştır anlatılmak istenenler adına bir parça.Namaz kılmayan birinin namaz kılmayan başka birine ''Bu adam nasıl bir Müslüman kardeşim?...'' türünde Müslümanlık eşleştirisi yapması ne kadar inandırıcı ise bu alanda dini temelli ayetli,sünnetli eleştiriyi sadece kendi işine geldiği için yapması o kadar inandırıcı ve bir o kadar komiktir.Ben bunların mal varlığı az demiyorum ama Peygamber efendimizin dönemini de hatırlayıp sonra hiç kendi halime bakmayıp bir başkasınıda eleştirme hakkını vicdanen,dinen,ahlaken kendimde görmüyorum.Bunlar ucuz yollar ve eskidi artık yeni yöntemler bulmak lazım.Herkesin ne kadar Müslüman olduğu ortada...

     

    MUHABBETLE...

  8. Türkiye'de demokrasi tam anlamıyla içselleştirilmediği,demokrasi kültürü oluşmadığı için rejim kendini hala halkı tarafından tehdit ediliyor olarak gördüğü için -haklılık payı var kendini düşmanlaştırıyor çünkü- içtimai yönetim sorunlarımızı tartışırken sorunları hukuk,demokrasi zemininde tartışıyor çözümü o zeminde arıyor gibi gözüküyoruz.Halbuki hukuğu,demokrasiyi kendi kafamızdaki ideolojik zeminin içine oturtup hukuğu da demokrasiyi de birçok değeri de ideolojimiz doğrultusunda şekillendiriyoruz.Türban sorunu salt bir örtü sorunu değil malumunuz üzere.Türban, bu ülkede hala çözemediğimiz irtica-laiklik düzen çatışmasının paravanını oluşturuyor.Bu ülkede Müslümanlar mevcut rejime karşı potansiyel düşman olarak görünmekten sıyrılabilirlerse, mevcut rejimin kendilerini koruyucusu olarak atfeden kişilerde artık din bu ülkede rejime düşman değildir bu tehlike yoktur kanısına varırsa ve her kesim gerçekten iyi niyetliyse o zaman hukuk,demokrasi,insan hakları zemininde bu sorun ve diğer sorunlar o kadar kolay çözülür.Bugün geldiğimiz noktada daha doğrusu kaldığımız yerdeyiz hala bu sorunun çözümü mümkün gözükmüyor.Ama Türkiye'de güçdengeleri anlayış değişikliği bakımından büyük değişimler göze çarpıyor.CHP irticaya karşı savaştığını rejimi koruduğunu söylerken bunun mücadelesini verirken demokrasi,hukuğu kendine uydurduğunun hatta rafa kaldırdığının rafa gerekirse kaldırılması gerektiğinin savunucusu durumunda ve ilginç tarafı bunun farkında değil.Demokrasi,hukuk savunuculuğu yaparken hala halkı kendi zihniyeti doğrultusunda değiştirmek kendisi gibi düşündürmek için diktatörce tavırlar içinde,halka hiçbir şekilde güvenmemekte.Bu millet CHP'nin bu tavrından dolayıdır ki rejimi kendine düşmanca tavırlar içinde görüyor ve her seferinde dini hassasiyetleri olan iktidarlardan yana oyunu kullanıyor.CHP hem dışlıyor hem destek görmeyince evet düşündüğümüz gibi bu millet bu anlayışı destekliyor diyor.Bilmiyorum ki CHP ne zaman aynaya bakıp da kendini görecek ve akabinde parti isminin de içinde yer alan ''Halk'' kelimesinin idrakine varacak.Bu ülkede seçimler de normal yapılmıyor bir yazar böyle diyordu.Millet icraatlardan çok tepki duygusuyla hareket ediyor.Önce mağdur ediyorlar sonra da bak mağdur edebiyatı yapıyor diyorlar.İnsan buna gülmesin dene yapsın kardeşim.Sen de anlat sen de mağdur edebiyatı yap yaptığın siyaset zor mu?Neyse bu ülkede irtica tehlikesi var mı bilmem ama büyük bir değişim tehlikesi var onu biliyorum.Birileri bu değişim geriye diyor birileri ileriye diyor.Pozitif ilim değil ki ölçesin biçesin tartıya vurasın da cevap veresin.Hukuk da bilim ama aynıv cürümlerden bir başka parti bir zamanlar kapatılırken bir başka zaman yani bugün hem suçlu bulunup hem de kapatılmayabiliyor parmak çoğunluğu da sağlanmadığı için.Değişiyor bir şeyler sizin baktığınız yerden ne görünüyorsa o yönde değişiyoruz yorum çok...

     

    MUHABBETLE...

  9. ''Eskimek'' sözlükte ''Eski duruma gelmek,yaşlanmak,yıpranmak'' manalarına gelmekte.Bireysel bağlamda sahip olduğumuz maddi eşyaların eskimesi hususunda karar vermek herkesin kabul edeceği bir fijir ortaya koyabilir ama bir ideolojinin eskidiğinin,yıprandığının yorumunu yapıp tam manasıyla bir ilke ortaya koyabilmek mümkün gözükmüyor.Günümüz dünyasi kapitalizmin kuşatması altında.Kapitalizm,küresellleşme bütün fikirleri,bütün milletleri,yönetimleri ziyadesiyle etkilemekte birçok fikrin,anlayışın yönetimin istenmese de dönüşümüne sebep olmakta ki bu bugünkü dünya arenasında aşikar bir durum.Mustafa'a Kemal'in fikirlerieskidi mi?Önce şunu halletmek lazım:Mustafa Kemal'in fikirleri bu ülkede tam yerleşti mi ki fikirleri bizi getirdiği noktada yetersiz kalsın ve bizi daha ileriye götürmediği,terk edilmesi hususnda fikir birliğine varılsın yorum yapılabilsin.Ülkemizin nüfusu,ekonomisi,sosyal şartları değişse de bugün yaptığımız kavgalar Cumhuriyet'in kuruluşunda yapılan kavgalarla aynı.Cumhuriyet yıllarında bu ülke için en büyük tehlike irtica(şeriat devleti) idi bugünde tehlike aynı devlet nazarında.Bugün Atatürk'ün fikirleri eskidi diyenler CHP zihniyetini tasvip etmeyenler ve bir kısım liberallerdir herhalde.Türkiye'de büyük bir değişim var anlayış,fikir bağlamında.CHP 1930'ların baskıcı,sindirici,kontrol edici zihniyetini bugünkÜ Türkiye'de hala devam ettireceğini zannediyor.Eskiyen bu bence.Laikliğin sekülerizm yönü Türkiye'yi bu şekilde görmek istemek anlayışı halkı şekillendirme anlyışı eskidi.Halkı darbelerle,demokrasi dışı yollarla zapt-u rapt altına alma anlayışı eskidi.Siz buna Atatürkçülük diyorsanız eskittiniz bilmem farkında mısınız?Türkiye geriye mi gitmek istiyor Osmanlı zamanına mı dönmek istiyor?Hayır bunu istemiyor büyük çoğunluğu.Bir kısım uç anlayışlar hala tamamen eskinin özlemi içinde bu da aşikar.Peki milleti temsil ediyor mu bu anlayış bence hayır.Ama bu millet bu rejimi inandığı dinle barıştırıp öyle devam etmek istiyor.Devletini dinine düşman olarak görmek istemiyor kendinin devletin düşmanı olarak gösterilmesini istemiyor CHP'nin laiklik anlayışını dinine tehlike olarak görüyor.Bunu da her seferinde söylüyor.Ayrıca değişmeyen tek şey değişimdir.Bu değişim doğruyu güzeli bulma yönündeyse faydayı yakalama zeminindeyse fikirler takip edilen fikirler buna hizmet ediyorsa bu fikirler gelişir,değişir ama eskimez.Tamamen fikirler terk ediliyorsa, edilmek zorunda kalınıyorsa daha iyi bulunduğu ve kabullenildiği için artık eskimiştir bir şeyler...Daha iyi, daha faydalı, daha güzel denilen değerler de izafidir,zamana bağlıdır doğruluğunu kestirmek de pek mümkün değildir bence.

     

    MUHABBETLE...

  10. ''İthal'' kelimesi sahip olduğumuz değerler bağlamında herkesin kendi konumundan haraketle bir diğerini dışlamak aslın parçası olmadığını vurgulamak için kullandığı derin anlamlar yüklenen bir kavram.Laik kesimin İslam'ın birçok değeri için hatta bunların içinde seküler olanların İslam'ın kendisi için kullandıkları bize ait olmadığını ortam oluştuğunda savundukları,çoğu zaman içlerinde gizledikleri bir kavram.Başörtüsü bizim,türban ithal yaşanılan Müslümanlık Araplardan ithal,Anadolu Müslümanlığı var bizim olan daha da öteye gidenler İslam'latanışmamızdan dahi gocunur İslam'la tanışmamızı ithal ettik mantığıyla dahi açıklar.Tarihi değiştiremezsin kısmet oldu İslam'la tanıştık.Kimi buna şükür eder kimi lanet eder ama İslam'la bütünleştik tarihin arenasında,her bir sayfasında.İslam devleti bayrağı altında yönetildi bu millet yüz yıllarca.Anlayacağınız kültürümüz İslam'la bütünleşti şekillendi.Bu ülkede İslam'ı silmeye çalıştığınızda geriye ne kalır bir düşünün.Ki dün bunun mücadelesi verildi bugün de bunun mücadelesi veriliyor.Avrupa'da Avrupanın özünü oluşturan Hıristiyanlık anlayışını sildiğinizde Avrupa da ne olursa bu ülkede de bu olur.Bugünkü çatışmalarımız anlaşmazlıklarımızın özü nedir neden bir araya gelemiyoruz birbirimizle uğraşıyoruz meselemizin asıl sorusu bu?85 yıldır yeni bir düzenle anlayışla yönetilen ülkeyiz ama 85 yıldır aynı9 sorunları yaşıyor aynı noktalarda karşı karşıya geliyoruz.Halk bu rejime sahip çıkmakta mıdır büyük çoğunluğuyla bu da önemli bir soru?Kendini Kemalist olarak niteleyenler halkı keisnlikle rejimin savunucu olarak görmemekte fırsat olursa ortam oluşursa bunlar yine eski sisteme döner mantığını her zaman gütmektedirler.Artık bu analayış karşısında söyleyecek fazla bir söz yoktur.Eğer tesbit doğruysa halk rejimi özümsemediyse benimsemediyse su mecraanı bulacaktır hakikat budur baskıyla,tepaden inme kaidelerle askeri yönbtemlerle zihinlere,gönüllere milletin benimsemediği anlayış mı yerleştirilecektir bu gerçekçi midir?Eğer tesbit doğruysa durum budur.Peki halkın gönlünde rejim nerde yert almaktadır?Benimsemiş middir,sahiplenmiş midir?Eğer rejim bugünkü kendine Kemalist diyenlerin savunduğu rejimse dünden bugüne halkın söylediği ortadadır halkın gönlünden geçen aşikardır.Halk Kemalist değildir ama dinine tarihine,kültürüne düşman olmayan Atatürk'ü de bağrına basmıştır.Yok Mustafa Kemal'de bugünkü Kemalist olanların dediğini dediyse bu ülkede millete giydirilmek istenen kendi kültüründen,tarihinden uzak,kendine yabancı Avrupa'dan devşirilen kültür elbisesi dayatılıyorsa bu millet özünü her zaman arayacaktır.Birileri bu ülkede laiklikten sekülerizm anlamakta İslam'ı hiç tanımamakta İslam'ı vicdan dini haline getirmeye çalışmakta daha da ileri giderek vicdanlardan da silmek istemektedir yani din düşmanlığı yapmaktadır.Bu forumda yazan birçok Atatürkçü arkadaştan edindiğim intiba ateist tarihine hakaret eden insan anlayışı.Bu rejimi bu milletle barıştırmak istiyorsanız bu rejimin dinine düşman olmadığını kanıtlayacaksınız.İnandığı dini kendi anlayışınızla şekillendirmeyeceksiniz.İyi niyetliyseniz İslam'ın yanlış yaşandığından yakınıyorsanız İslam'ın doğrusunu bulup insanların yaşaması için uğraş verirsiniz ama bir din düşmanı olarak değil bu milletten biri olarak.Burası Avrupa değildir bu millet de Hıristiyan değildir.Birileri bu ülkede Avrupa'da olduğu gibi Reform-Rönesans ya da Fransız ihtilaline benzer bir ihtilal beklemekteler.Avrupa^'yı kendi ülkesinden çok görenler Avrupa'nın tarihini daha iyi bilenler kendi tarihlerini kendi milletlerini unuttukları için kendi milletini Avrupa'yla milletinin dinini de Hıristiyanlıkla karıştırmaktadır.Bütün bu zihniyet çatışmları mücadelelri yüzünden bu millet kendi dininden de kültüründen de kopmuştur.Görüntüsü Müslüman yaşayışı hiçbir kültüre tam benzemetyen tarihini bilmeyen,dinini bilmeyen insanlar topluluğu hal,ine gelmiştir.Millet ne olduğunun neyi yaşadığının farkında değildir birileri laiklik irtica tartışması yapmaktadır.Ortada ne hakiki din ne de hakiki bir millet kalmıştır ne yazık kİ!Avrupadan ithal değerlerle bu milleti zorla Avrupalı yapmaya çalışırken ortada avrupalı olacak bir millet kalmamıştır.Biz hangi kültürü hangi dini yaşıyoruz Allah aşkına bir bakın şu sokağa,ekrana,okula her yere ve de kendimize...Bu ülkede her beyinde irtica var.İrtica icin sözlüğe bakınız sadece şeriat anlamayınız...

     

    MUHABBETLE...

  11. Haftanın güzel günlerinden birinde cumartesi günü güzide yollarımızda hat safhada sorumluluk gerektiren bir eylemi araç kullanma eyleminin iznini alabilmek için bilim yuvası okullarımızda minik sıralarda oturduk anlayacağınız ehliyet sınavına.Aranızda girenler de olmuştur belki!Sınavla ilgili kurabileceğim kurmak istediğim o kadar fazla cümle var ki!Anormalliklerin bu kadar normal olduğu bir başka ülke daha görmedim ve duymadım.Sınavda çıkan sorular,sınavın üslendiği amaç,sınavın sınav olma şartları,dilin kullanımı ve bu ülkede yapılan diğer bütün sınavlarda da ortaya konan mantık beni ziyadesiyle güldürüp akabinde sinirlendirmeye yetti.Bu sınava girenler bilir sınavda üç konu bölümü var:İlkyardım,trafik ve çevre bilgisi ve motor bilgisi olmak üzere.Bu konu bölümleri niçin var herkesin malumatı vardır.Kaza anında veya kazaya tanık olunduğunda ilk yardım faydalı olacak; trafik kuralları bilinecek ki herhangi bir kazaya sbebiyet verilmeyecek çevreye duyarlı olunacak, aracı iyi kullanabilmek için de motor bilgisine ihtiyaç var tabiatıyla.Burda sorun şu:Bu insanlara bu konulardan ne kadar bilgi lazım neleri öğrenmeleri kendileri ve toplum için fayda sağlayacak?Arkadaşlar herhangi bir ehliyet sınavı kitapçığıyla karşılaştıysanız yakın zamanda sorular ve sınavın amacı insana şunu söylüyor:İlk yardımda bir doktor kadar bilgiye sahip olacaksın,trafik işaret,levha görevlileri hakkında en ince ayrıntıya kadar bilgiye sahip olacaksın; araç bilgisine gelince de tamirciye gitmeye gerek yok alet edavat alırsanız siz de4 tamir edebilirsiniz düzeyinde aracım motorunun en ince ayrıntı parçasını bileceksin.Sınavın biraz abartılı da olsa mantığı bu arkadaşlar.Atardamardan hangi renk kan çıkarmış,yaralılar taşınırken hangi bölgesinden yaralanan kesinlikle sedyeyle taşınmalıymış,asit içen kişiye ne yapılmalıymış,zedelenmenin,bayılmanın tanımı neymiş,volan kayışı neyi çalıştırırmış,distiribütör ne işe yararmış,anahtar ne işe yararmış,piston gücünü nerden alırmış, yarı romork ve tam romork taşıyan-yük taşımayan araç neymiş vs. vs. lginç sorularla ne yapmaya çalışmışlar ne öğretmeye çalışıyorlar anlamış değilim vallahi.Şu da dikkatimi çekti birçok insan bilgidüzeyine,kültür seviyesinin yüksekliğine rağmen sınavlardan kalmakta ve kaldığı her sınav için tekrar tekrar para ödemektedir.Sorularda kullanılan dile hiçbir şey demiyorum sorunun ne demek istediğini Türkçe mi başka bir dilde mi soru soruluyor anlayamıyorsunuz.Şu da önemli bu kadar ciddi düzeyde insanları bilgilendiriyorsunuz da bu kadar kaza niçin oluyor ya da ilkyardım rezaleti yaşıyoruz.Nerden bakarsanız bakın nerden tutarsanız tutun tutarsızlık saçmalık,trajikomiklik çarpıyor yüzünüze.Bir başka konudan bahsedeceğim yine.Sınava hazırlanırken ya sürücü krsundan ya da kırtasiyeden kitap alıyorsunuz hazırlanıyorsunuz.Kitaba çalışıyorsunuz sınava giriyorsunuz bir de bakmışsınız ki kitabın anlatış şekli kullandığı kelimelerle sınavda kullanılan üslup kelime ler uyuşmuyor yanlış kitapla çalıştım diyorsun sonra.Bu nasıl bir iş arkadaşlar?ÖSS,KPSS' de de çalıştığın kitap takip ettiğin kaynak çok önemli.Sen çalıştığını zannnediyorsun,kendini inandırıyorsun sınava giriyorsun ki kullandığın kitabın dışında bambaşka bir üslup,soru çeşidi ar karşında.Basit bir olay olarak görmüyorum bunu arkadaşlar sinirlerim bu durumlara ziyadesiyle bozuluyor.Neyin doğru neyin yanlış neyin niçin yapılması gerektiği,niçin yağıldığı net olmayan yapılan işlerin arkasında maddiyatın ön plana çıkarıldığı her şeyin bir birine girdiği bir ortamda insanlar nasıl mutlu olabilir?Hali pür melalimiz ortada.Sınavlarımızda dahi insan unsuru yok bilimsellik yok,hassasiyet yok.Ne yetiştiriyoruz niçin ne için insan yetiştiriyoruz yetiştirebiliyor muyuz arkadaşlar?Bu nasıl bir gidiştir hoyrat devlet yapısıdır Yarabbi!Sen akıl fikir ver bize Allah'ım!Duayı eden biziz çalışan Avrupalı,Amerikalı,Çinli buna da ne denir bilmiyorum artık.Türkiyede bilim bilim diye bağıranların naralarından başka alın terlerini de görsek sınavımız da değişecek insanımız da? :(

     

    Muhabbetle...

  12. Sevgili FUZULİ...

    Tarihsel süreç içerisinde bu ilkenin doğup gelişmesi Avrupa’da olsa bile, Türkiye’den Japonya’ya kadar yaygınlaşıp büyüyerek evrenselliği vardır.

    Batı toplumunda yükselen akılcılık ve pozitiv bilimle sanayinin gelişimi karşısında dinin devlete ve topluma müdahalesi sınırlandırılarak, din ve devlet işleri birbirinden ayrılmış ve din, bireylerin vicdanıyla ilgili bir durum haline getirilmesi bizler içinde olmazsa olmazlardan biridir... Durum böyle olunca ne yazikki tüm bu gelişmeye/gelişmelere yabancı kalan islam dünyasının aksine, Türkiye ulu önderin ileriyi hedefleyen üstün görüşüyle laik ve demokratik reformu yaşayan tek müslüman ülke olarak tarihteki yerini almış ve yoluna hiç kuşkusun tüm kararlılıkla devam edecektir...

    Ancak son birşey daha var coğrafyamız gereği, tarihimizdeki laiklik çıkmazı ne ilk ne de son olacaktır bulu biliyoruz ve işte bu nedenle de dini kullanan, dini halka kendi siyasal ve politik söylevlerine alet eden, insanları bilim ve gelişmelerden uzaklaştıran ve umudunu öbür dünyacı yapan bu zihniyet karşısında tüm olumsuz gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya dökmek, sorgulamak, araştırmak ve gelecek kuşaklara başı dik, üretken, anlı açık doğmaların zincirinden uzak, akılcı ve bilimi temel felsefe edinmiş vatandaşlar olarak aydınlatmak ve yaşatmak boynumuzun borcu dur...

    Umarım yeterlidir...

    Saygılar..

     

    Benim anlamak istediğim mantığı,kullanılan yöntemi ifade etmişsiniz Sayın Dipnot.Sizin savunduğunuz Sekülerizm.Bu izm İslam'ın özüne tamamen terstir Sayn Dipnot.Ayrıca Avrupa-Hıristiyanlık tarihi süreci,sonuçlarıyla İslam-Doğu tarihi sürecini,sonuçlarını aynı fikir düzlemi üzerinde değerlendirip birinin sonucunu diğerinin de sonucu olması için çalışmaya girişmeniz yanlış bakış açıları geliştirmenize sebep olacaktır.Avrupada din sadece vicdanlarda değildir ayrıca Dipnot.Avrupa'da din hayatlarının her yerindedir ama yaşadıkları din kendi ürettikleri,değiştirdikleri,tehlikeli gördükleri yerleri attıkları dindir.Şunu anlamanız gerekir di Sayın Dipnot:İslam sadece vicdan dini değildir sadece vicdanda yaşanacak bir din değildir bir hayat felsefesi sunar inananın hayatının temel noktasıdır.Sorun şuki bir zamanlar Hıristiyanlığın gelişime,ilerlmeye engel olması gibi bugünde bu durum İslam için söylenmektedir.Sorun burda dinde değildir.Dinde olsaydı birçok alanda dünya medeniyetine katkıda bulunmuş Müslüman alim yetişmezdi İbni Haldun,Gazali,El Birüni,Mimar Sinan,İbni Sina vb.İslam'ı orta çağ Hıristiyanlık anlayışıyla bir tutarsanız doğru bir tutum olmaz.İslam hiçbir zaman bilime karşı çıkmamıştır özünde teşfik vardır birileri yanlış anlayıp kendince İslam'ı bilime karşıtlıkla suçlasa da.

     

    Verdiğiniz mücadele Sayın Dipnot bazı ilkeler bağlamında noksanlık içeriyor.Bir arkadaşımız yine söylemişti.Müslüman değilim ama öyle görünüyorum,dine karşı da mücadele ediyorum.Siz böyle söylüyorsunuz demiyorum arkadaşın benimsediği yöntemle sizinki aynı.Bir zamanlar İngilizlerin Müslümanların arasına kendi ajanlarını Müslüman kisvesiyle sokup fitne çıkarttıkları gibi aynı yöntem ben bunu tasvip etmiyorum...Bilim din değildir birileri yine din yerine bilimi ikame etmeye çalışıyorlar,laikliği dinin alternatifi gibi göstermeye çalışıyorlar ben baştan söyleyeyim mücadelenizi yanlış kavramlar üzerinden yürütüyorsunuz.

     

    MUHABBETLE...

  13. ATATÜRK VE TÜRKÇE

     

    "Türk demek Türkçe demektir.

    Ne mutlu Türk'üm diyene"

     

     

     

     

    "Türk demek, dil demektir. Milliyetin en bariz vasıflarından biri dildir. Türk herşeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır."

     

     

     

     

    "Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bizde Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz hadiseler içinde ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin velhasıl bugün kendi milliyetini yapan herşeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor.

    Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir."

     

     

     

     

    "Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli olması,milli hissin gelişmesinde başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkelerinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır."

  14. Sayin Fuzuli neyin savunmasini yapiyorsunuz veya neyi elestiriyorsunuz,kendinize sorun bakalim ne kadar objektifsiniz,bem iletimde bir gercekten bahsettim halkida kücümsemedim ama halkin nasil aldatildigini anlatmaya calsitim.Bu neden size bu kadar ters geldi.Halk aldatilmiyrmu yoksa halk kendi düsünerekmi oy vsandiginin basina gitmektedir,ben size 50 kisi hösterebilirim baskasinin sözüyöe oy kullanan.Bunlari sizde bilmektesiniz ama nedense bu demokrasi tiyatrosundan bahsetmem size ters düstü.Ha bu arada benim demokrasi dogmamis cocuktur ifaedemi neden AKP kapsamli yorumladiniz onuda bilmiyorum,ben AKP den degil halkin aldatilmasindan bahsettim buna AKP de dahildir.Gelelim din konusuna,bunu cok yapiyorsunuz,yapiyorsunuz derken sizi kisisel olarak hedef almadim genel anlamda yaziyorum.Allahi siyasere alet edenlerden bahsediyorum ki 1950 yilindan baslayarak Allah her secimde sandiga sokulmaya calisildi,müslüman Cumhurbaskani müslüman basbakan falan filan.Sanki Menderes disinda kalanlarin hicbirisi müslüman degildi,sanki Özal disinda kimse müslüman degildi sanki Erdogan ve Gül disinda kimse müslüman degil bu ülkede.Herkes müslümandi sayin Fuzuli,ama müslümandan ne anlasildigi önemlidir,kimisi icin müslüman kafasini ambalajlayandir kimisi icinde carsaf giyendir,kafasini ambalajlayan ve carsaf giyenler icin bunlari reddedenler müslüman degildir tabiiki,bunun savasi verilmektedir bugün Türkiye'de ve kolayinida bulmuslar"kisisel tercih,özgürlük,insan haklari"eger kisisel hak devlete türban icin kafa tutmaya cevaz veriyorsa Devletinde kendisine kafa tutana cizgisini gösterme hakki vardir,devlet kapisi kisilerin inanclarini sergileme standi degildir,kisisel haklar kisisel sinirlar icersinde kalir.Egemenlik milletindir derler,bunu basbakanda arada bir savurur,millet egemenlik hakkini yasama yürütme ve yargi yoluyla kullanir iste demokrasi budur,yoksa efendim anayasa mahkemesi sinirlarini asmistir,yetkilerini asmistir meclisin üstunde kimse kendini göremez gibi ipe sapa gelmez ciddiyetten uzak ifadelerle anayasa mahkemesine saldirmakla demokrasinin hicbir ilgisi olamaz bu olsa olsa dikta hevesidir,dikta calismalarinin yari yolda kalmasinin verdigi hircinliktir.

    Demokrasi ya vardir yada yoktur,varsa herkese vardir yoksa herkese yoktur,iste ülkemizde bunun noksanligi vardir.

     

     

     

    saygilarla

     

    Problem de bu ya Sayın Politika.Siz halk aldatılıyor diyorsunuz halk da bunu söyleyenler asıl aldatanlardır diyor yanlış mı düşünüyorum.Şunun ayrımını yapamıyorsunuz halk sürekli din hassasiyetli iktidarları başa geçiriyor bir şey söylüyor halk,bir dileğini isteğini dile getiriyor siz buna rejim düşmanlığı diyorsunuz topyekün.Rejim düşmanı yok mu bu ülkede elbette var ama siz kalkıp bütün inançlıları yok efendim türban takanları rejim düşmanı diye nitelerseniz,devletin standı inançları sergileme alanı değil derseniz burda insanlar bir duruyor düşünüyor.Eğer laiklik,rejim bir türbandan dahi bu kadar alerji duyuyorsa vay haline bu rejimin de laikliğin de!Devlet kapısı dediğin üç beş kapı ama ya vatan satıhındaki türbanlılara ne yapılacak,düşman diye nitelendirilenlere ne yapılacak?Üç, dört tane kuruma almadığında laiklik sağlamamı alınmış olacak?Sorun şu Sayın Politika:Bu ülkede kim düşman kim değil açıkca söylenmiyor kurulan cümlelerden,takınılan tavırlardan millet kendini devletin düşmanıymış gibi algılıyor devleti de dinine düşmanmış gibi algılıyor.Dini hassasiyeti gösteren hangi anlayış varsa ona destek oluyor siz de buna dini kullanıyorlar diyorsunuz buna dini kullanmak denmez başka bir şey denir.Halkı bir veye iki kere aynı yöntemle kandırabilirsiniz değil mi?Her seferinde aynı zihniyete destek veriyorsa orda düşünmesi gereken başkalarıdır.Kullanılan üslup ve söylenenlerin içeriği çok önemlidir.Dediğim gibi halkı aydınlatmanın yolu kafasına ambalaj,geçiriyorlar,sizi kandırıyorlar,siz demokrasiden anlamazsınız,zaten oyunuzu satıyorsunuz mantığıyla olmaz olmuyor da zaten.Oy satanlar yok mu var diyorum ama üsluba bakıyorum herkes oyunu sattı etiketi yapıştırılıyor düşünülmeden.Sen bu lafı söyledikten sonra oyunu bulgura dahi satan adam sen altın versen oyunu yine sana vermez burası da ayrı bir konu.Yavaş yavaş öğreniyoruz demokrasiyi birilerine rağmen.Benim gördüğüm herkesin demokrasiden anladığı farklı ama bir kısım ali zatlarımız tek demokrasi olarak kendi demokrasilerini dayatıyor bunu da görebiliyoruz demokrasiyi yok etmek isteyenleri gördüğümüz gibi sizlerle aynı kişileri düşünmesek de...

     

    MUHABBETLE...

  15. Yeni kasetinizi, yok yeni kitabınızı bu da değil di yahu yeni makalenizi miydi ha buldum yeni yeni sorulara yeni yorumlarınızı dört gözle bekliyorum kimse üstüne alınmasın kendi adıma konuşuyorum dersem yanlış olur kendi adıma yazıyorum...Ara sıra değil sık sık uğrayın Sayın Bozan ayrıca sadece soru soran kızla muhabbet ediyor olmanız ayrımcılık değil mi;bize haksızlık değil mi,bize yazık değil mi,değil mi, değil mi? :D

     

    MUHABBETLE...

  16. Demokrasi dogmamis bir cocuktur Türkiye'de.Bu nedenle olmayan bir seyin tehdit edilmeside imkansizdir ve olmayan demokrasiye karsi antidemokrat kavrami bile fuzulidir.

    Millete hep demokrasi var dendi ama millete demokrasinin ne oldugu nasil oldugu ve olmasi gerektigi ögretilmedi,millet ögrenir dendi ama millet baska seyler ögrendi örnegin OMEGA 3 nerede bulunur, veya aganigi gaganiki vb.gibi seyler.Rus kadinlarina Natasa demeyide ögrettiler halka o demokrasiden daha önemli oldugu icin önce onu ögrenmesi gerekiyordu,millette zaten pek merakli degildi siyasete,4 yil gibi kisa bir sürede hep sandik basina giden halkin siyasete ayiracak fazlaca bir vaktide yoktu.Millete ayrica Laikligin dinsizlik oldugunuda ve hem Laik hem müslüman olunmazida ögrettiler.Ha bu arada milletin ögrendigi cok önemli seylerden biride,"Türkiye seninle gurur duyuyor"diye bagirmaktir.Örnegin Tayyip Erdogan "Demokrasi bizim icin bir aractir veya demokrasi bir tramvaydir(TRAVMA DEGIL)duraga gelince inersiniz,al ananida git,Sayin Öcalan,artislik yapma ***,ben Istanbul'un imamiyim,LAIKLIK ne menem seymis,halk isterseLaiklik kalkar."diye meydanlarda hava atarak erkekce!!konusurken halk "Türkiyeseninle gurur duyuyor"diye tempo tutuyordu.

    Demokrasi varsa yasatilmalidir olmayan birseyin tartismasi bile gereksizdir,diger tarafta Ordu sonucta bu ülkenin ordusudur herhalde AB ve ABD yetkilileri kadar ve hatta onlardan daha fazla ülke hakkinda söz söyleme özgürlügüne vede hakkina sahiptirler,baska neyimiz varki güvenecegimiz,yoksa Barzaniyemi güvenelim.

     

     

     

     

    saygilarla

     

    Yazılanlara bakıyorum da daha önce kabul etmediğiniz ama sizinde bildiğiniz dillendirmediğiniz tesbitler katı ideoljik yargılardan biraz uzaklaşınca özgür bırakılınca kulaklarımıza çalınıyor ne güzel.Demokrasi doğmamış çocuktur,olmayan bir şey tehdit edilmez gibi cümlelerden sonra olmayanı tehdit eden olarak tek bir sebep,sadece bir partiyi müsebbip gösterme,yaşanılanları buna bağlama ön kabullerimizin ön planda olduğunun tezahürüdür.Yıllardır tekerrür eden aynı haller ve tartışmalar yine gelinen aynı noktalar.Şu bana her zaman komik gelmiştir ve sürekli söylüyorum.Bu millet, kendini demokrasinin,Atatürkçülüğün,laikliğin,vatan severliğin tek temsilcisi olarak gören bir partiye niçin itibar etmemekte de bunların tam tersini savunduğu söylenen,sürekli dillendirilen din hassasiyetli partilere itibar etmektedir?Bu mevzu dini istismar ediyorlar gibi içi garip fiilllerle doldurulan bir tesbitle açıklanacak buna sığınılacak kadar basit midir ve bundan çıkan çözüm nedir nedense hiç anlatılmaz.Dini kullanıyorlar,dini kullanıyorlar bitti mi bu mudur yani açıklama başka bir şey yok mudur?Halka sizi kullanıyorlar,sizin dini duygularınızı istismar ediyorlar dendiğinde bile halk nedense bunları duymamazlıktan geliyor.Söyleyende samimiyet problemi olabilir düşünsek mi acaba!Hani bir laf vardır:''Dinime söven Müslüman olsa.'' halk böyle algılıyor olmasın?Ben niçin bunları diyenlerin sözüne itibar edilmiyor söyleyeyim:Her şeyin en iyisini bildiğini söyleyenler her seferinde halka güvenmediklerini dile getiriyorlar.Dindar kesim için öyle bir genelleme yapılıyor ki hepsi de devlet düşmanı,irticacı sanki.Bakın adam namaz kılıyor,türban takıyordan hareketle her söylenen ve temellendirilen düşünce irticacı sıfatını yapıştırmaya kadar gidiyor.Birilerinin bu ülkede Müslümanların olduğunun farkında değil galiba.İran,Arap halkı suçlanmıyor bu halk Arap'mış,İran'mış gibi eleştiriliyor tehlikeli gösteriliyor ayrıştırmadan,yanlış doğru ayrımı yapmadan.İki kız çıkıyor bir şey söylüyor,biri elinde şırıngayla dolaşıyor(yalan habermiş bu da ayrı konu...) irticacı oluyor bir bakmışssın herkes irticacı bilmem neci bilmem nenci olmuş.Bir yerde bir tehdit varsa adını koyacaksın,kimden geliyor söyleyeceksin yuvarlak cümlelerle bir düşman izhı yapıyorsan kendine düşman dediğin bütün inanalar oluyor farkında değilsin.Kırıp, döküyorsun, küçümsüyorsun,değer vermiyorsun sonra da bana niçin inanmıyorlar diyorsun.Aklı başında olan insan oturur düşünür ben ne diyorum,söylediklerim kimi incitiyor bu sözler kime gidiyor diye.%47 tartışması örneğin.Kardeşim kaş yapıyım derken göz çıkarıyorsun yine farkında değilsin.Demokrasiyi anlat da demokrasi gibi anlat insanca,kırmadan.Birileri %47'i her şeyi yapar mantığını güdüyorsa bak kardeşim demokraside çoğunluğun tahakkümü yoktur,çogulculuk vardır halkın büyük bir desteğini almışssın ama bunu yapma denir artık ne yapılıyorsa.Peki bu nasıl söyleniyor:%47 dediğin ne ki %53 ne olacak,rakamın hiçbir önemi yok sen bu oyları bulgurla kömürle aldın(oyunu satanlar tek bu partiye oy verdi sanki!)Senin söylediğin doğru da olsa yanlış bir üslupla söylüyorsun karalıyorsun,yıkıyorsun,kırıyorsun...Birazcık akıl eden iletişimden anlayan,başkasının yerine kendini koyabilen düşünür.Ben %47'yi oyunu satmakla suçluyorum,demokrasi bilmemekle suçluyorum halk beni yanlış anlamasın?Yok yanlış anlamıyor zaten senin anlattığının hepsini ve seni çok iyi anlıyor.Oyunu satanların umrunda değil de söylediklerin oyunu sattığını söylediklerin emin ol hakkında iyi şeyler düşünmüyor.Bütün bunlar bir tepki oluşturuyor tabiatıyla.Kimsuçlu,kim hatalı,kim gerici ayırmadan,belirginleştirmeden ağzına geleni söylüyorsun.Millet cevabını verir eline fursat geçtiğinde bir fırsatı var o da sandık.Orda da söyleyeceğini söylüyor zaten.Türban meselesi yine neye karşı olduğunu anlatamıyorsun ve kırıyor,döküyorsun.Hassas değerler üzerinden cümle kurarken vijdanları yaralamaya,kalpleri kırmamaya dikkat edeceksin herkesi kendin gibi görmeyeceksin.Türban tehlikeyse eğmeden bükmeden söyleyeceksin.Yok efendim ben de dindarım da benim de anneannem takıyorda...gibi cümleler yaptıklarının üstünü örtmeye yetmez.Türban Arap kültürü,türban(başörtüsü) gericilik,türban tehlike,türban siyasi simge,türanı kullanıyorlar,türbanı eskiden şunlar takardı bunlar inanmış biri için inanmadığı birinden duyduğu kendini tehdit altında hissetmeye ziyadesiyle yeten sözler.Ne yaptın halkı mı aydınlattın hiç zannetmiyorum...Denize düşen yılana sarılırmış sayın Politika.Millet kötüler içinde birazcık iyi olanı bulmaya çalışıyor,bel ki bu benim için az da olsa iyi bir şeyler yapar diyor bir de bunu deneyelim diyor yapamazsa seçimde indiririz diyor.Seçime gerek kalmıyor zaten,halkın yerine doğruları düşünen kendisi için iyinin ne olduğunu bilen çok zat var bu ülkede Allah onların yokluğunu vermesin!Halka güvenmiyorsun seni desteklemeyince halkı suçluyorsun,halkın seçtiğini rejim düşmanlığıyla suçluyorsun ki o zaman onu seçenlerde rejim düşmanı(Bile bile oy veriyor...) halk sahip çıkıyorsa rejimine aşikar rejim düşmanlığı yaptığı söylenen partiye bir daha destek olmaz değil mi burda da halka inanmıyorsun bu sefer eee ne yapsın bu halk kendi değerlerini küçümseyen,hiçe sayan anlayışı mı başa getirsin?Burda bir anlayışı eleştiriyorum sayın Politika sözlerim sadece sizinle ilgili değil...

     

    MUHABBETLE...

  17. Size katılıyorum. Ancak bunun asıl nedeni bence şu: 500 yılda söke söke aldığın hak ve özgürlüğün kıymetini bilirsin (örnek: batı); 10 yılda tepeden inme verilen özgürlük ve hakların ise değeri bilinmez (örnek: biz). İşte bu yüzden sorun ZAMAN dır, zamanla alınacak eğitimdir. Bir geçiş sürcidir. bu süreç içinde kanayan yaralar hep olacaktır. Mühim olan en az zararla atlatabilmektir. Ve umuyorum ki bu ülke bu buhranı atlatacaktır. Kimin dini türbanı kullanıp emeği sömürdüğünü görecektir, kimin demokrasi özgürlük laflarını kullanıp milliyetçilik duygularını sömürdüğünü ve savaş politikasına hizmet ettiğini görecektir. Öyle umuyorum. Peki ya göremezse? Siz söyleyin... Göremezse?

     

    85 yıldır aynı noktadayız fikri sorunlarımız bağlamında.O zaman ne yaşandıysa bugünde aynısı yaşanıyor.İki anlam çıkıyor bundan ya bu millet demokrasiyi sevmiyor ya da yaşanılan demokrasi değil bundan dolayı halk sahip çıkmıyor?Çünkü demokrasi dediğiniz insana hizmet eder.İnsan kendine hizmet eden kendi iyiliğini isteyen bir anlayışı reddetmez herhalde.Eğer reddetiyorsa demokrasi diye sunulan bir anlayışı, o zaman o anlayışı sorgulamak lazım akıllıca olan budur yanılıyor muyum?

     

    MUHABBETLE...

  18. Birileri bu halk demokrasiyi bilmiyor diyerek dem vuruyorsa burda suç demokrasiyi bilip de anlatmayanlarda ya da anlatamayanlarda ya da demokrasiyi bilmeyip demokrasi anlatmaya çalışanlarda halk da değil.Efendim bize oy vermiyorlar oy çektirirsen vermezler tabi git bir sor bakalım sana niçin oy vermiyorlar.Bizim orda buna ''Kendi çalıyor(oyun havası) kendi oynuyor.'' derler...

     

    MUHABBETLE...

  19. Çok önemli bir yere değinmişsiniz.

    Evet aynen öyle. yaraya pansuman yapmak. hangi yaraya? geçmesi yüzyılı aşkın bir süre gerektiren bir yara. Dini duyguları kullanan ve kullandırtan bir yara. Şıhlar, şeyhler, günahçılar, türbancılar... Yüzyılı geçer bunların öğrenilmesi. Toplumsal bir süreçtir bu. Geçiş dönemi. Geçiş dönemini yaşamadan yukardan inen özgürlük ve demokrasi... Böylece kıymeti bilinmez.

     

    Evet büyük bir yara. Bunlarla yaşamayı öğrenmemiz lazım. Çünkü zaman isteyen bir yara. Deprem gibi düşünün. Engelleyemezsiniz bu tür hareketleri. Engellenmesi ve yok edilmesi zaman alır. Öğrenmek gerek. Eğitim gerek. Bu da zaman gerek demek. Bu zaman içerisinde bu yara daha çok kanar ve her seferinde pansuman ister. Kaçınılmaz bir şey bu. Önemli olan, bu yarayı ABD gibi dış güçlere kullandırtmamayı öğrenmek ve öğretmek. Umarım anlatabiliyorumdur...

     

     

     

    Bu soru sizce ne kadar doğru? AKP ve DTP örneklerini vereyim. Bunların kime göresi mi var?

     

     

     

     

    Bana 12 Eylülü anlatmayın. Yaşamadığım halde çok iyi bilirim. Evrenin yaptıkları, yaptırdıkları. Beni onlarla aynı kefeye koymanız hiç anlamadığınızı gösteriyor...

     

     

     

     

    Evet, derler. Bu ülkede ağzı olan konuşur. Dinleyip kanacak çok kafa var nasılsa. AKP gibi, DTP gibi örneklerle ne kadar da örtüşüyor değil mi? Onlar da neler neler söylüyor da...

     

     

     

    Hayat bana şunu öğretiyor. Bazı durumlarda yıkıcı olmak gerekebilir. Ama bu lafım yine 12 Eylül'cü gibi anlaşılmasın. Örneğin AKP, haddini çok aşan bir parti olarak kapatılmayı çoktan haketmiştir. Böyle bir yıkım gereklidir.

     

    Bana sorarsanız, sunacağım çözüm şudur:

     

    Toplum çıkarlarını gerçek anlamda samimice savunacak bir oluşum yaratılmadığı sürece bu kısır döngüden çıkılamaz. Eğer ülke bölünmek, parçalanmak istemiyorsa bunu yapmak zorunda. Bu yara sürekli olacak. uzun sürede... Bu süre içerisinde böyle bir oluşum yaratılmadığı sürece parçalanmak ile hep yüzyüze olacağımız kesin. şimdi sorarım size... Demokrasi diye yırtınan iki parti: AKP ve DTP; ellerinde olsa Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkarlar mı yoksa sahip mi çıkarlar? herkes elini vicdanına koysun da bir düşünsün... Bu oluşumları meclise biz soktuk, çünkü cahiliz... Eğitime ihtiyacımız var. Ve şu anda, o eğğitim sürecini geçene kadar (kli zaman ister) bir güvencemiz olmalı... Nedir o güvence? Atatürkçülükten taviz vermemek derim. Kıymetini bilmek derim. Ve ülke sınırları ve rejimi karşısındaki her türlü tehlike engellenmeli derim. Bunun adına ister demokrasi deyin, ister antidemokrasi deyin. Tarihsel süreç içerisinde değerlendirdiğimizde, demokrasi bize pek de yakın değil. Kullanmayı bilmediğimiz eşsiz bir oyuncak başımıza dert açıyor. Çünkü o maskeyi takan art niyetliler çok fazla. Haksız mıyım?

     

    Samimi açıklamalarınız takdire şayan Sayın Yarasa.İşte ben bunları açıkça duymak istiyorum.Bu ülkede milletin beğenmediği tasvip etmediği bir şey yapılıyorsa bunu millete açıkça anlatacaksınız sağa sola sapmadan.Yapılanın neyle alakası olduğunu niçin böyle yapıldığını bütün açıklığıyla söyleyeceksiniz ki halk da ne olduğunu hakkında ne düşünüldüğünü bilsin sizin uyarılarınızı da samimi bulursa dikkate alsın.Sorun burda zaten.Halk nedense, kendini hakiki demokrasi,vatan savunucusu olarak adlandıranlara inanmıyor,samimi bulmuyor tam tersi söylenen zihniyeti başa getiriyor burda büyük bir çelişki var.Halk kendi kendini bölmek yok etmek istiyor asıl vatanseverlere itibar etmiyor.Güler misin, ağlar mısın, neylersin Allah'ım!...

     

    MUHABBETLE...

  20. GEREKİRSE evet.

    İyi okumamışsınız; tek tek okuyalım:

     

     

     

     

     

     

     

     

    Yoksa son cümlede kırmızı ile işaretlediğim cümlenin hedeflerinden birisi misiniz?

     

    Demokrasiyi nasıl bir yöntemle öğretmeyi düşünüyorsunuz Sayın Yarasa bildiğinizi varsayarsak?Örneğin AKP'yi kapattık ki öyle görünüyor akabinde halk yine aynı türden bir partiyi iktidara getirirse bu sefer de halkı mı kapatacaksınız?Parti kapatmak yaraya pansuman yapmak oluyor kanımca çözümü sunmuşsunuz da halk da mı antidemokratik zihniyet taşıyor yoksa?

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.