FUZULİ tarafından postalanan herşey
-
Çelişkiler-5
''Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dünü günü Bana seni gerek seni'' diyen Yunus'un aradığıyla sizin aradığınız bir mi Sn. Dayı? Yunus ''Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm.'' dedi aradığı seni kendinde buldu; ama bulduğu kendi değildi ve yine dedi ki: ''Yunus durur benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni.'' Muhabbetle...
-
Çelişkiler-5
İlahi Sn. Dayı! İnsan dediğin ne ki biraz kemik biraz et o sonra oluyor mu toprak.E en son nokta toprak.Toprağın başını sonunu düşünmezsen de bana yeter dersen al sana oldu mu Tanrı, doğa. Eee her şeyi düşünmeye kalkınca da bu kesretin bir hikmeti var diyor bu garip Adem. Muhabbetle...
-
Çelişkiler-5
....İnsanın kaynağı nedir?Kimine göre doğa(kendi kendine var olan madde(!)), kimine göre Allah.Doğanın kaynağı ne?Kimine göre kendi kimine göre Allah.Allah'ın kaynağı ne?Kimi başa döner yeniden başlamak isterse işe haşa insan der peki Allah'ın ötesine geçebilen biri var mı?Zorlayalım hafızamızı, yoklayalım kendimizi bulabilen var mı ötesini?Kim koydu sınırı bize ki? Muhabbetle...
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
MONNA ROSA I- AŞK VE ÇİLELER Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! * Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa, bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar. Zeytin ağacının karanlığıdır Elindeki elma ile başlayan... Bir yakut yüzükte aydınlanan sır, Sıcak ve minnacık yüzündeki kan, Zeytin ağacının karanlığıdır. Zambaklar en ıssız yerlerde açar, Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr, Işıksız ruhumu sallar da durur, Zambaklar en ıssız yerlerde açar. Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi... Ellerinden belli olur bir kadın. Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin, ellerin ve parmakların. Açma pencereni perdeleri çek: Monna Rosa, seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmem için yetecek; Anla Monna Rosa, ben öteliyim... Açma pencereni, perdeleri çek. Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna; Saat on ikidir söndü lâmbalar. Uyu da turnalar gelsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar; Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna. Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçemin incirlerine; Kiminin rengi ak, kiminin sarı. Ah, beni vursalar bir kuş yerine! Akşamları gelir incir kuşları... Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında. Hayatla doldurur bu boş yelkeni O mâsum bakışlar...Su kenarında Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni. Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa: Henüz dinlemedin benden türküler. Benim aşkım uymaz öyle her saza, En güzel şarkıyı bir kurşun söyler... Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa. Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, Meyvalar sabırla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin ta içine bak: Anlarsın ölüler niçin yaşarmış, Yağmurlardan sonra büyürmüş başak. Artık inan bana muhacir kızı, Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı, Artık inan bana muhacir kızı. Altın bilezikler, o korkulu ten, Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne; Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen, Bir tüy ki, kapalı geceye, güne; Altın bilezikler, o korkulu ten! * Monna Rosa, siyah güller, ak güller, Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! Sezai Karakoç (1952, Bahar)
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
AYNA Bana benzeyen bir gözlerim kaldı Bir de kederli bakışlarım Düşüncemin olmadığı Aynalarda ben varım Yalan değil değiştiğim, yalan değil Şimdi her şarkı beni ağlatır Deli eden insanı zaman değil Zamanı unutmamak kahırdır Zamandı avuçlarımdan uçup giden Hayallerimin olmadığı yerde Zamandı düşünceme hükmeden İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde? Önce hatıralarımı götürdü ölüm Zaman aynasında ölümü gördüm ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Muhabbetle...
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
Ayrılık İki ray (ı) gibiyiz Bir tren yolunun Yakın olması Neyi değiştirir Son istasyonun Sunay Akın MUHABBETLE...
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
Ben de Mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var. Aşık-ı sadık menem, Mecnun'un sade adı var. FUZULİ(Divan edebiyatı şaiiri) MUHABBETLE...
-
ŞİMDİ BİZ BURADAYIZ DEMENİN TAM ZAMANI...DAVETİMİZ!
Bu başlık altında anlatmak istediklerimizi ''Türkçe''yle anlattık, aynı dille paylaştık duygularımızı. Görüyorum ki herkes anlatmak istediğinin anlaşılmadığından,anlaşılamamaktan şikayetçi. Ayı dili konuşmak da anlaşılmak için yetmiyor demek ki?Anlaşılamamak ayrı konu, aynı dili konuşup aynı fikirlerde buluşamamak ayrı. Ortak duygu, ortak algılarımız olsaydı anlaşabilmek daha kolaydı. Aynı duyguları paylaşmıyorsak, aynı algılar yoksa ortak dili konuşmuş olmak da çare değil ayrılığa gayrılığa. Benim de bu konuyla ilgili bir duruşum,tavrım,doğruluğuna inandığım ''sabit'' fikirlerim vardı. Bu fikirlerimin yanında azami ölçüde dinlemek istedim,anlamak, algılamak istedim karşı tarafı. Terör savunulmuyorsa,vatanı bölmek fikri güdülmüyorsa anlayış,sevgi,hoşgörü zemininde ortak bir fikire ulaşılabir minin umudu vardı içimde. Sayın mavi olmayan gökyüzü'nü bu bağlamda destekledim.Sayın mavi'nin bu zeminde ''Kürt'' kelimesini ayrımcılık niyetiyle kullanmadığına inandım. Ben Kürt'üm ama Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlıyım anlayışına ''Hayır sen Türksün...'' mantığıyla yaklaşmadım. Gönlüm her vatandaşın kendini ırka dayanmayan bir Türklük kimliğiyle kendini bu vatanda var hissetmesi ama zorla yapılamadığını ya da bunu yapamadığımızı da gördüm. Vatanımı,devletimi, tarihimi,insanlarımızı siyaset üstü bir duyguyla seviyorum.Bu vatana düşman olanları,bu vatana zarar vermek isteynleri lanetliyorum. Keşke sorunların çözümü noktasında bulduğumuz, bulacağımız yöntemler de vatan sevgimiz kadar şüphesiz doğru olsaydı. MUHABBETLE...
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
ACILAR DENİZİ Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN MUHABBETLE...
-
KÜRTÇE'YE RESMİ DİL YOLU AÇILDI
Üzerinde hem fikir olamadığımız,hem fikir olanların dahi kendi anlayışları dogrultusunda içini doldurdukları kimlik meselesi. Musatafa Kemal:'' Türkiye devletini kuran Türkiye halkına Türk denir.'' diyor. Anayasa'mızın 66. maddesinde :''Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese Türk denir.'' ibaresiyle Türklük tanımı yapılıyor. Bu vurgulara baktığımızda dogrudur Türk kimliği tanımında etnik, ırksal bir temellendirme yapılmıyor.Türklük bir üst kimlik olarak vurgulanıyor ve ulusal bir çerçeveyle bütün Türkiye sathına tanım yayılarak Çerkez'i, Laz'ı,Türkmen'i,Rumu,Kürdü,Arabı,Ermeni'siyle kapsayıcı, bir ırka,etnisiteye dayanmayan kimlik tanımlanıyor. Bu bağlamda hepimiz Türk'üz.Alt kimlikte Çerkez Türk'ü,Laz Türk'ü,Arap Türk'ü, Kürt Türk'ü gibi. Ben Türk Türk'üm o zaman. Büyüdüğüm yerde ne Çerkezlik ne Lazlık ne Araplık ne de Kürtlük'le ilgili bir kültürel,atnik belirleme yoktu.Türk Türk'ü olmak garip bir tanım oldu ama bu tanımın üzerine başka bir belirleme yapabilir miyim bilmiyorum. Ben üst kimlik olarak Türklüğü tam manasıyla halkımıza anlatabildiğimizi,halkımızın bu kimlik üzerinden tanımlanan kimliğin bilinciyle devlete bağlanabildiğini, kendini bu kimlik üzerinden tanımladığını düşünmüyorum. Gidelim SBS'ye girmiş, ÖSS'ye girecek durumda olan lise eğitimi alan hatta üniversitede okuyan gençlerimize,insanlarımıza soralım.Türk nedir,Anayasa'mızdaki Türklük tanımı nedir, sen kendini ne olarak tanımlıyorsun diye? Eminim ki birçoğu Anayas'mızdaki Türklük tanımından bihaber olacak, ya kendini ırk temelli Türk olarak tarif edecek ya da ben bir Çerkez Türkü'yüm,Laz Türkü'yüm,Arabım ama Türkiye vatandaşıyım(Yani Arap Türkü'yüm demeyecek), Kürt'üm ama Türkiye vatandaşıyım şeklinde tanımlayacaktır. Genlerimizn bir çoğu Anayasa'daki Türklük tanımından bihaber olarak kendini bilinçli veya bilinçsiz, Türk olarak tanımlayacak bunu ırk temeli üzerinden yapacaktır. Ben Mustafa Kemal'in ve Anyasa'mızda tanımlanan kimliği kendini Türk olarak görenlerin tam olarak anladığından, bu kimliği kullandığından şüpheliyim. Bugün bu kimliği Kürtlere bu kimlikte ırk ayrımı, etnik ayrım yoktur temeli üzerinden anlatmaya çalışıyoruz. Bu kimliği biz tam olarak anlayıp halkımıza tam anlatamadığımızdan Kürtler'de bu kimliği devletin politikasına bakıp ve birilerinin de bu kimliği ırka dayalı kimlik olarak ayrıştırıcı gösterip,ayrıştırıcı bir temelde Kürtlerde algı oluşturmasından dolayı farklı kutuplarda , kimlik üzerinden oluşmuş ayrımı, bütün Türkiye sathına yayamadığımız birleştirici Türk kimliği sorununu tartışıyoruz. Hat safhada bilinçsizlik,bu bilinçsizliğin kötü niyetliler tarafından kullanılması,ortak değerleri anlatamama, oluşturamama ve birlikte bir ulusu dogru,akılcı,sevgi temelinde oluşturamama sebebiyle kötü bir tabloya bakıyoruz şu an. MUHABBETLE...
-
"Demokrasi Havarileri" nin gerçek yüzleri
Eleştirinize katılıyorum Sayın Dogrucudavut. Konuyu dağıtma niyetiyle bu tutumu sergilemedim.Ama eleştirim bu konunun içinde yabancı durdu doğru. Muhabbetle...
-
Golbal Baris Endeksi Sonuclari
Bence 72 milyon hep beraber toplu meditaston yapalım.Belki huzura ereriz. Lakin bu meditasyonu beraberce yapabileceğimiz konusunda da şüpheliyim.Meditasyona başlamadn önce ''Dinen uygun mudur değil midir,laikliğe aykırı mıdır değil midir,ben kendi dilimde yapmak istiyorum, abi bu iş bizi bozmasın ...'' türünden tartışmalarla daha meditasyon başlamadan biter herhalde. Biz önce huzur istiyor muyuz, huzur istiyorsak da kimin,kimlerin huzurunu istiyoruz, biz kendi içimizde huzurlu muyuz başlıklarında temelden, kendimizden başlarsak olaya belki huzurun ne olduğunu, insan olduğumuzu anlarız en başta. Yine yuvarlak cümleler kurdum ama huzuru en başta bozan kendimiziz şeklindeki bir düz cümleye de inanıyorum. MUHABBETLE...
-
Evrim müfredattan çıkarıldı...
Sakin olun, korkmayın, rahatlayın.Okullarımızda ne Evrim teorisi öğretilebiliyor ne de Yaratılış Teorileri.Hiçbirini öğretemiyoruz rahat olabilirsiniz. Hiçbir şey öğretemediğimiz için de rahatlıktan daha fazla tedirgin olabilirsiniz seçim bize kalmış. SBS,OKS,KPSS nasıl öğrenilemeyeceğini çok güzel öğretiyor en büyük başarımız, insanı köreltmede bayağı bir ön sıralardayız bu konuda da rahat olun. Muhabbetle...
-
Güçlü Ordu Fakir Türkiye
Sayın Diyarbakırlı çok keskin bir kurgu üzerinden konunun bambaşka ve ilginç bir yönüne temas etmişiniz.Kurgunuzun tartışılması bıçak sırtı bir durum. Ben ordumuzun güçlü olmasını, düşmanlara karşı caydırıcı olmasını, tehdit nerden gelirse onu en etkili şekilde bertaraf etmesini canı gönülden istiyorum. Eğerki birileri ordumuzun amacı dışında ordunun içinde bambaşka planlar peşindeyse, ordumuzun önemli konumda olmasını PKK üzerinden hesaplara bağlıyorlarsa bu anlayışta olanlar varsa lanetliyorum.Ordumuzu güçsüz görmek isteyenler varsa onlar hakkında da aynısını düşünüyorum. Daha fazla da ne söyleyim bilmem ki? MUHABBETLE...
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
ESKİCİ Eskiden yeterdim kendime Artardım bile. Şimdi ne yapsam nafile!.. Ve Kim demiş ''Can eskimez.'' diye? Bu can tedirgin tende. Can da eskimiş bende... Bedri Rahmi Eyüboğlu Muhabbetle...
-
BIN AYDAN HAYIRLI GECE
Gecenin rahmetinden nasiplenmek dileğiyle, geceniz mübarek olsun. MUHABBETLE...
-
Evrim müfredattan çıkarıldı...
Evrimi müfredattan çıkarıp bu konuyla ilgili de bir CYRANO arkadaşımıza açıklama yapmışlar galiba.Haberin özü nedir, ne değildir ne yapılmıştır ne bir bağlantı ne de bir kaynak yok. Onun dışında internette tam tersi ABD'de bazı eyaletlerde ders kitapından Evrim'in çıkarıldığından bahsediliyor. Ha bir de 8. sınıf müfredatından çıkarılmayla ilgili bir cümleçarpmıştı gözüme bugünde gittim baktım Evrim'le ilgili bir konu var mı diye. Hafızam yanıltmıyorsa 36. ve 42. sayfalar ''Adaptasyon ve Evrim''başlığı altında kitapta yer alıyor.Ha diğer konularda fazla ayrıntıya girilmeden aynı oranda yer almış.İnceleyin. Lise kitaplarıyla ilgili bir bilgi yok çıkartılsaydı ilköğretimden de çıkarırlardı herhalde. Bu kadar konuyu dallandırıp budaklandırmanın manası ne? Ve savunmada hakikaten komik kusura kalmayın:On yıl sonra doktor yerine hacıya gidersiniz, vay efendim karanlığa gömüldük, öldük bittik. Abartmadan konunun özüyle, önyargılı,düşmanca tavırlar takınılmadan tartışılırsa ne olup olmayacağı daha kolay anlaşılır sanırım. Ülkenin tüm bilimsel gelişmesi Evrimi öğrenmemize bağlıymış gibi,Türkiye'nin kurtuluşu Evrim'le olacakmış mübalağa sanatı da kullanılarak anlatılınca konuyla ilgili söylenen doğrular da kayboluyor içinde. AKP'nin demokrasi anlayışını demokratça eleştir, Evrim teorisi öğretilmezse hangi sorunlar ortaya çıkar gerçekçi ve bilimsel olarak söyle. Kalkıp da Türkiye'nin geleceğini Evrim'e bağlamanın mantığı ne?Aslında şaşırmadım. Evrimle ilgili birçok tartışma ve Evrimle ilgili birçok gelişme var dünyada doğru. Bizdeki Evrim algısı ve karşıtlığı her konuda olduğu gibi daha bir garip. Neyse yuvarlak cümleler yazıyorum sizin aklınız düzeltir bunları. MUHABBETLE...
-
Karanlık Şeyler Söylüyorum
Ah şiir denen güzel isimli sevgili iyi ki varsın.Çoğu zaman anlattığın yüreğimizi küle çevirse de küle dönen bu ateşi anlatan en güzel sensin. Muhabbetle...
-
Ey Suskun sevgili, dokun hayatıma....DİRİLEYİM.....
STV'deki dini içerikli mesaj verme üzerine kurulu hayat kesitleri sunan programlarda ben de kurgulanan mesajın veriliş biçimine ve dinle uygunluğuna takılıyorum. O programlarda kötülük yapan en kısa zamanda cezasını çekiyor, iyi olan, inançlı olan da mükafatını hemen alıyor ve mesaj geliyor hemen:''Kötülük yaparsanız, inanmazsanız cezanızı Allh en kısa sürede bu dünyada kesinlikle verir; inançlıysanız bu dünyada hemen mükafatını alacaksınız.'' Peki hayat böyle mi, din böyle mi söylüyor yok.Allah herkese mükafatı ve cezayı bu dünyada verseydi e Cehennem'e Cennet'e ne hacet, sınava ne hacet? İnnaçlı kardeşlerimiz bunları izleyip rahatlıyor, inancını besliyor ama o verilen mesaja inanırlar da haytatta da bunu Allah'tan beklerlerse dinden çıkmaları çok kolay olur Alimallah. MUHABBETLE...
-
Güçlü Ordu Fakir Türkiye
Ordu,sosyal, kültürel,eğitim,ekonomik alanları birbirinin alternatifi, birbirinin yerine ikame edilecek alanlar değildir. Ordunun yeri ayrı, kültürel etkinliğin yeri ayrı, eğitimin yeri ayrı vs. vs... Orduya harcayacağımız parayı kültüre harcayalım, kültüre harcayacağımız parayı eğitime harcayalım gibi bir mantık kurulamaz sanırım. Orduya da para harcayalım, eğitime de harcayalım, ekonomik etkinliklere de para harcayalım.Ki hepsinin ayrı ayrı bütçesi var hepsi de ayrı ayrı faaliyet alanı. Bu alanlara verilen öneme, bu alanlardaki duruma göre harcama miktarları, ayrılan bütçeler değişiyor.Ayrılan bütçelerin alan bazında faydayı gözetip gözetmediği tartışalabilir de orduya para harcamayalım oraya harcıyacağımız parayı halka harcıyalım demek de çok akıllıca bir tutum değil iyi niyetliysek. MUHABBETLE...
-
ŞİMDİ BİZ BURADAYIZ DEMENİN TAM ZAMANI...DAVETİMİZ!
Birçok meselede olduğu gibi bu meselede de ortak noktanın çok az bulunabileceği birçok bakış, tavır alış var. Bu meseleyi salt PKK sorunu olarak adlandıranlar var(Ülkeyi parçalamak ve devlet kurmak). Bu meseleyi salt Kürt kimliği üzerinden Kürtlerin sorunu olarak adlandıranlar var. Bu meseleyi salt demokrasi üzerinden demokrasi sorunsalı olarak adlandıranlar var. Bu meseleyi Kürtlerin Türkiye sorunu üzerinden Türkiyenin Kürt sorunu olarak görenler var. Bu meseleyi dış odaklı iç destekli yapay bir mesele olarak görenler var. Çözümle ilgili görüşlere gelince: PKK silah bıraksın ya da bıraktıralım Meclis'teki DTP için de etkin çözüm yolları bulalım bu sorun hallolsun diyenler var. PKK'yla mücadele devam etsin ama Kürtlerle ilgili sorunları da demokrasiyle çözelim diyenler var. Bu demokratik çözümle ilgili de bir dünya görüş sayabiliriz tabi. Kürt kanadından askerin operasyonu dursun, PKK benim temsilcim sonrasın da da demokratik taleplerimiz Kürt kimliği üzerinden verilsin diyenler var.Bunlar bölünme istemediklerini söylemekle birlikte bölücülüğü vurgulamakta da bir behis görmüyorlar. PKK'yı meşru görmeyip DTP'yi desteklemeyen ama sesi çıkmayanlar da vardır. Var da var yani anlıyacağınız. Anlatmak istediğim ise şu: Bu kadar farklı bakışlardan bir sorunu ortak fikir olarak tesbit etmek, akabinde ortak bir çözüm yolunda anlaşmak pek mümkün görünmüyor. Peki bu süreçte tanımlanan ve belirlenen yol ne o da pek belirgin değil. Peki nolacak vallaha ben de bilmiyorum... MUHABBETLE...
-
Ey Suskun sevgili, dokun hayatıma....DİRİLEYİM.....
Oruç için ''çile'' tabiri kullanılmış. Oruç tutanlar inançları için çile çekiyorlar tamam da siz neden bunun için çileden çıkıyorsunuz? . Ama çile çekenlerin çileli hallerinden dolayı sizin de çile çekmeniz hassasiyetinizi gösterir paylaşılacak bir fikir ve duygudur. MUHABBETLE...
-
DÜNYANIN MERKEZİ; MEKKE
Denizsiz dalganın mevcudiyeti namümkün.Dalga denizden olduğunu bilmeli ama kendini deniz sanmamalı. Dalga kendini bildiğinde bilecek denizi. MUHABBETLE...
-
Güçlü Ordu Fakir Türkiye
Sayın Diyarbakırlı ordumuzun bizim için güçlü olması ayrı konu,AB-ABD'nin burda bizim ordumuzu güçlü görmek istemesi ayrı konu, bu bölgeyi karıştırıp sonra bize silah satmaları ayrı konu. Vurguladığınız nokta mantıklı geliyor da güçlü orduyu AB-ABD istiyor mantığıyla da güçsüz bir ordu, silahsız bir ordu istenmez herhalde? Bir de şu yönüyle ABD'AB'ye üzerinden eleştiri geliyordu.Hani ordumuzla ilgili içerde çıkan olumsuz haberlerin AB-ABD destekli onların işine gelen bir durum olduğu söyleniyor. Çünkü ordumuz Atatürkçü değerleri savunuyor, ulusalcı ABD taraftarı değil içerde AKP'yi destekleyerek,orduyu da yıpratarak güçsüzleştirerek AKP üzerinden siyasetini gerçekleştirmeye çalışıyor düşüncesi var. Şimdi ben bunu anlamış değilim ABD-AB hem ordumuzu yıpratmanın siyasetini güdüyor hem de ABD ordumuzun güçlenmesi için bize silah satıyor güçlü ordu da AB-ABD'nin olası Müslüman ülkelerden gelebilecek tehditlere karşı bizi kendi siyasetine uygun, yakın görüyor. Bunu bilebilmek nasıl olur bilmiyorum.Görüneni okuduğunuzda ise bir gerçek var paramızı düşmanımıza verip silah alıyoruz,üretemiyoruz. MUHABBETLE...
-
Sinema tarihinin en iyi 50 filmi
Hepsini anladım da ya Kemal Sunal! Peki o nerde? Bu kadar hata, eksiklik de fazla! Yazmıyorum daha fazla! MUHABBETLE...