Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

rina

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

rina tarafından postalanan herşey

  1. rina şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Benim tatlı kızım ....o kadar güzel anlatmışsın ki....seni kutluyorum....... Benim hayatımın dengelerince gelince dengeyi bozmamak için saçlarımı ağarttım inan bana denge bir kere bozuldumu ,dengeyi sağlayabilmek için anam ağlıyor onun için hep dengedeyim sadece dengeyi sağlayabildiğim değnek eskidi yenisini alacağım seninle alışverişe çıktığımızda ......
  2. Sevgili dayı....Körlerin nasıl yemek yediğini anlayabılmek için bir otelde bir restorant açmışlar .....isteyen oraya gidip bir baksın, anlarlar nasıl bir zor hayatlarının olduğunu.....Adam&Eve..Otelin adı her yer karanlık hiç bir ışık yok çatalı, bıçağı bile garsonlar önüze el yordamıyla getiriyor yanınızdakinin kim olduğunu bile görmüyorsunuz ...Keşke bizde bazı şeyleri görmesekte diyemeyeceğim çünkü YÜCE RABBİM bize bu duyumuzu vermiş ve bizde görebiliyoruz......
  3. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Ah, kalbimiz... Ne kadar ortada, ne kadar savunmasız, ne kadar çıplak. Ve ne kadar açık. Kelimeler giydiremiyor onu... Sahici olanlar müstesna. Dudakların giydiremediği bir endam kalp. Terzisinin işi ne de zor, modaya göre dikse kıyafetini, yakışmıyor kalbe... Çiğ düşüyor... Dikkat etmese güne, çağa, o başka dert... Tazeliğini kaybedince her şeyini kaybediyor kalp... Birden iç karartıcı duygular görünüyor her eyleminde, hareketinde... Renkler önemli kalbi kuşandırırken... Sesler... Kumaşın kalitesi, dokuması, parlaklığı... Zor iş kalbe giysi dikmek... Kalbi en güzel aşk giydirip kuşatıyor. Hani şu bulunmaz Hint kumaşıyla... Evleri dayayıp döşemek kolay... Koltukları, duvarları, pencereleri kaplamak... Bedenleri örtmek, bedenlere kıyafet bulmak kolay... Konfeksiyon giyinmeyi sevmiyor kalp. Kalbi giyindirmek zor. Ah, kalbimiz... Ne kadar ortada, ne kadar savunmasız, ne kadar çıplak. Ve ne kadar açık. Kumaşlar önemli. Kalın, kaba kumaşlardan inciniyor kalbimiz. Hiç giyinmek istemiyor onları, ilk fırsatta çıkarıp atıyor üstünden. Özensiz, sert kılıklar dar geliyor ona. Tazeliğini kaybedince her şeyini kaybediyor kalp... Yaşamak değilse tazelik, tomurcuk ne? Neden ölürken bile yaşlanmıyor, kırışmıyor kalp? İtirafı zor ama, ölürken bile sanki hiç giyilmemiş bir elbise kadar temiz ve ütülü değil mi aslında? Hiç giyilmemiş gibi. Hiç çıkarılıp bir iskemlenin üzerine atılmamış, hiç soyunulmamış, hiç naftalin kokan bir dolapta yıllar yılı unutulmamış gibi, hiç lekelenmemiş gibi, düğmesi kopmamış, telası astarından ayrılmamış gibi... Nasıl da nefes nefese... Aşık gibi... Nefes almayı bile unutan bir aşık gibi... Oysa yaşamıştı hepsini. Ah kalbimiz, ne kadar ortada, ne kadar savunmasız, ne kadar çıplak. Ve ne kadar açık. Her şeyin sesi duyulur, yalnız kalbin sesi duyulmaz... Hayır... Duyduğunuz o değil, o yüreğinizin sesi değil, o kalbinizin ayak sesi! Kalbi en güzel aşk giydirip kuşatıyor. Sonra uzaktaki sevgili. Sonra, göz yaşı. Sonra,erkekler, kadınlar ve çocuklar. Sonra kitaplar. Sonra yoksullar. Sonra eski arkadaşlar. Sonra şarkılar. Sonra babanın emekliliği. Sonra... Sonra annen. Bir de uzakta bir köy mezarlığı. Durmadan yaklaşan, üstüne üstüne gelen. Kelimeler giydiremiyor onu. Hele kelimeler. Akıldan çok kalbin işi kelimelerle... Akıl kırılmaz çünkü, incinmez... Söz, dille yani dilin diğer anlamı gönülle bağlı kalbe, sözün asıl muhatabı kalp... Kıyamıyor kelimelere kalp, giyinilecek bunca şey varken! Çünkü, üstünde taşımıyor kalp kelimeleri, damarlarında taşıyor! Ah kalbimiz, ne kadar ortada, ne kadar savunmasız, ne kadar çıplak. Ve ne kadar affedici. Çünkü yere göğe sığamayan, gelip gönle yerleşiyor... Affetmek, kalbin kanında var! ........ALINTIDIR.....
  4. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    ......Saygıdan dostluğa uzanıp giden .......................................... ....................Her yolun taşında sevgi var sevgi ...................................... ................................Gönül sevdiğinden ayrı düşerse ........................................ .............................................Akan göz yaşında sevgi var sevgi ...................................... Ozan EROL Her yer kurak bir çöldü… rüzgar deli gibi eser, sürerdi hükmünü… Hakimi rüzgardı tüm çöllerin… Çılgındı, önüne gelen her şeyi acımadan dağıtırdı. Günlerden bir gün, kumları bir birine katarken, bir kum tanesini gördü. Hepsinden farklıydı, öylesine asildi ki binlerce kum tanesi arasından seçiliyordu. Rüzgar kendine hakim olamadı ve aşık oldu kum tanesinin güzelliğine… Günler geçiyor ve rüzgarın kuma olan aşkı gün geçtikçe büyüyordu. Kum tanesinin her hareketi onun elindeydi. Kimi zaman onu yavaşça kolları arasına alıp esiyor, kimi zaman sessizce gelip onu seyrediyordu. Rüzgar çöllerdeki hakimiyetini artık kaybetmişti. Eskisi gibi çılgınca esemiyor ve hiçbir şeyi önüne katıp sürükleyemiyordu. Deli gibi esen çılgın rüzgardan geriye bir şey kalmamıştı. Kum tanesinin asilliği karşısında kendini günden güne yitiren rüzgar, bir gün bilinmek istedi. İstedi ki içindeki gizli hazineyi kum tanesi de görsün. Bilsin nasıl onun için yanıp tutuştuğunu… Aslına bakarsanız kum tanesi de onun için boş değildi. O da seviyordu rüzgarı… Onun deli dolu oluşu, onu bir yerden bir yere sürükleyişi, her bir hücresini saran nefesini hissetmek hoşuna gidiyor ve kum tanesini mutlu ediyordu… Fakat bazı acı gerçekler vardı ve içini kemiren düşüncelerden kurtulamıyordu. Gelin görün ki rüzgarın bunlardan haberi yoktu kumun onun için olan duygularından da, acılarından da habersizdi… Rüzgar kum tanesinin, kum tanesi rüzgarın duygularından bi-haber yaşıyorken; rüzgar tüm cesaretini toplayıp kum taneciğine derdini anlatmaya karar verdi. Gözünde her bir varlıktan güzel olan kum taneciğine: - yüreğim senindir desem alır mısın bu yüreği? Dedi. Rüzgarın esintisi bir anda kum taneciğinin yüreğine bahar kokularını getiriverdi. Kalbi bir kelebeğin kanat çırpışları gibi çarpmaktaydı. Ama hazindi her kanat çırpışı… Biliyordu ki uçmaya çalışsa düşecek ve bir kelebeğin bir günlük hayatı gibi son bulacak yaşamı… Döndü ve dediki: - ey canımın canı, ey çöllerde estiği gibi yüreğimin her hücresinde esen asil rüzgarım...! Sen kurak çöllerin, başı dumanlı dağların, hoyrat denizlerin deli dolu sevgilisisin… Bense çöller ortasında kalmış, çaresiz küçük bir kum tanesiyim… imkansızlık kolyesi çoktan takılmış boynumuza şimdi istesek de çöllerde susuzluktan kurtulamayız der. Rüzgar bu sözleri kabullenemez ve biricik sevdiğinden ayrı kalma düşüncesi rüzgarı deliye çevirir. Öylesine hoyratça esmeye başlar ki önüne ne gelirse yıkıp geçer, her taraf toz dumana karışır. Rüzgar artık bir fırtınadır ve acımasızdır. İçindeki aşk onu çılgına çevirmiştir. Deli gibi eserken kum tanesini unutmuş ve onu denizler ortasına fırlatmıştır. Rüzgar, biricik sevdiği kum tanesini denizin mavi sularına gömdüğünü çok geç anlar ama artık istese de ne rüzgar, nede kum tanesi bir birine ulaşamamaktadır. Bir anlık öfke ve hırs onu kum tanesinden ayırmıştır. Biricik göz bebeği sevdiği artık denizlerin koynundadır. O günden sonra rüzgar kendini denizlere adar. Her güneşin batışında ve doğuşunda sevdiğini öpercesine eğilip denizin soğuk sularına dudaklarını değdirir. ALINTI Rüzgar gibi esip bir anda herşeyini kaybeden tüm sevenlere gelsin.....Ben insanları kaybetmeyi değil kazanmayı yeğlerim.... Tatlı sözün yılanı bile deliğinden çıkardığını unutmayın...... Duygularınızı asla gizlemeyin ,Seviyorsanız sevginizi geciktirmeden söyleyin..... Yarını beklerseniz çok geç kalabilirsiniz..... Aşk yürektedir yüze ne gerek var...... SEVGİLERİMLE....
  5. :))

    rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Çok akıllı,çok hareketli ama senın hayat kaynağın.... Allah sağlıklı uzun ömür versin ..... Radya'cım sen öğrendin mi beni .... Ben değil o SEN..... ÇOCUKLAR HERŞEYİN DOĞRUSUNU BİLİR....
  6. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Adam zengindi. Hem de çoklarının hayal edemeyeceği kadar. Ülkenin en güzel şehirlerinin en güzide semtlerindeki dairelerinin sayısını bile bilmiyordu. Ayrıca, iyi bir antika meraklısıydı. Elinde tuttuğu zengin koleksiyonun değeri de tahminleri zorluyordu. Çiftlikleri ve arabaları da vardı tabii. İşlettiği mağazalarda binlerce insan çalışıyordu. Herkes, “Keşke onun yerinde ben olsam!” diye düşünüyordu. Gelin görün ki o, bulunduğu yerden hiç memnun değildi. Her şeye sahip olduğu doğruydu. Ancak, içinde bir yerde derin bir boşluk, doyurulmaz bir açlıkla kıvranıyordu. Kendisine “Baba!” diye sarılacak bir çocuğu yoktu. Yıllardır, eşiyle birlikte, bu yalnızlığı, bu eksikliği içten içe hissetmişlerdi. Ama, umutla dua etmeye, sabırla beklemeye devam ediyorlardı. Eşi, aynı zamanda bir ressamdı. Kadın, hayal ettiği bebekleri, çocukları büyük bir ustalıkla yağlıboya tablolara çiziyordu. Ancak, resimleri hep kendine saklıyor, sergilemiyordu. Resmini yaptığı bebekleri, çocukları kendi çocukları gibi seviyordu. Haliyle, çocuklarını parayla bir başkasına satmak aklının ucundan geçmezdi. Sonunda ihtiyarlık günleri gelip çattı. Artık, çocuk sahibi olma hayalleri bitmişti. Fakat, beklenmedik birşey geldi başlarına. Ağır bir trafik kazası geçirdiler. Adam, hafif yaralı olarak kurtuldu. Ancak, karısı ciddi bir beyin hasarı ile yoğun bakımda yattı aylarca. Adam, karısının sağlığı için, servetinin önemli bir kısmını harcadı. Derken, doktorlar karısının kısmen iyileştiğini söylediler. Kadın eve döndü. Ama, artık eskisi gibi değildi. Adeta bir çocuk gibi yaşıyordu. Karısının gündelik işlerini yapabilmesi için, bir bakıcı hanım çalışıyordu yanlarında. Kocasını savaşta kaybetmiş genç hanımı, adam ve eşi evlatları gibi sevdiler. Eve biraz olsun çocuk cıvıltısı getiren iki küçük çocuğunu da torunları bildiler. Bu arada, evin hanımı, eskiden olduğu gibi resimler yapmaya çalıştı. Bekleneceği gibi tabloları eskisi kadar başarılı değildi. Yine de kadının eski günlerdeki gibi mutlu olmasına yardımcı oluyordu. Yıllar hızla aktı. Kadın, bir gün beyin sorunları nedeniyle öldü. Adam, bakıcı hanım ve iki yetimini, değerli hediyelerle evlerine gönderdi. Çok geçmeden, adam da kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Böylece, hayalleri süsleyen o koca servet sahipsiz kaldı. İlk olarak, paha biçilmez antikalar büyük bir müzayedede satışa sunuldu. İlk parça, adamın eşinin beyin özürlüyken yaptığı bir tabloydu. Bir özürlünün umutlarını döktüğü, ruhunu ortaya koyduğu bu mütevazı tabloya kimse dönüp bakmadı bile. Herkes az sonra önlerine gelecek paha biçilmez antikaları bekliyordu. Satıcının “Artıran var mı?” diye bağırışına salondan tek cevap gelmiyordu. Müzayede salonundaki sessizliği, müzayedeye ilk defa gelen bakıcı kadının sesi bozdu. Annesi gibi sevdiği bir kadının çocukları gibi sevdiği tablosuna müzayede salonunda pek alışık olunmayan bir teklifle müşteri oldu: “Beş dolar!” diye bağırdı acemice. Daha fazlası yoktu cebinde. Umutla bir başkasının kendi teklifini artırmasını bekledi. Sessizlik yine bozulmadı. Müzayede yöneticisinin “Satıyorum. Satıyorum.. Saaaaat...tım!” demesiyle, tablo sadece 5 dolara kadının oldu. Müzayede yöneticisi, satılan tabloyu bir kenara koymak yerine, çerçevenin arka yüzünü herkesin görebileceği biçimde yukarı kaldırdı. Tablonun arkasında, katlanmış küçük bir kağıt parçası vardı. Yine herkesin gözleri önünde kağıdı aldı ve açtı. Özenli bir el yazısıyla yazılmış notlara göz gezdirdikten sonra kalabalığa döndü: “Bayanlar ve baylar, müzayede bitmiştir!” ---Sonra, kağıt üzerindeki notu seslice okudu: “Kim eşimin bu mütevazı emeğine değer vererek bu tabloyu satın almışsa, eşime verdiğim değerden çok daha azını hak eden servetim de onundur.” ---Ailemizde birbirimiz için yaptığımız her işin ardında böyle bir not olmalı mı dersiniz? ----“Karımın benim için yaptığı her şey benim değer verdiklerimden çok daha değerlidir” gibi. Kocamın benim için yaptıkları onun sahip olduklarından çok daha paha biçilmezdir” gibi. Ve çocuklarımızın bizim için sevgiyle yaptıkları, kendi ruhlarını taşırıp da ortaya koydukları güzel şeylerin ardında yazılı bu notu okuyabiliyor muyuz? ---Dünya belki de bir açık artırma salonudur. Gördüğümüz her şeye birileri bir paha biçer. Sırf başkalarının biçtiği değerler üzerine yeni değerler eklemek için ömrümüzü bizim için en değerli olanları unutarak, hatta bazen kırarak tüketiyor olabiliriz. Sevimli bir çocuğun babası ve annesi olmanın değeri, borsalarda ölçülemiyor. Fedakar ve sadık bir eşin bizim için yaptıklarını hiçbir insan kaynakları uzmanı hesaplayamıyor. Oysa, hepsi antika… -- Kimsenin görmediği, kimsenin fark etmediği kadar özel ve güzel değerler… “Müzayede” bitmeden, birbirimize ziyadesiyle değer vermemiz gerekmez mi; olur mu?
  7. Ayyy BJK sözümü ben Fenerbahçeliyim ama ....neyse söz konusu pasta olunca bekleyeceğiz artık...bakalım tutacakmıyız sözü ....
  8. Deniz _kizi kıskanmaz ablasını ....ama ablası onu kıskanırmış. ... senin pastan daha güzelmiş
  9. Ay çok teşekkürler ...Pastanın katları yılı simgeliyorsa bana 4.5 katlı olsun lütfen .... Mavi olmayan gökyüzüm sana 3 büyük katını gönderirim.... bana küçük katı yeter ...pasta değilmi bu saatlerce uğraşıyorsun hazırlamak için 2 dakiykada bitiyor ...ben krokanlı ve çikolatalı isterim söz mü?
  10. 23 Yaşmı oooooooo çok oldu ben o yaşı geçeli keşke geriye dönsem.....DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BURSERCAN....Sevgilerimle.... RİNA
  11. Bende doğum günümde bu pastadan isterim .....
  12. rina şurada yorum gönderdi Senyour'nın blog başlığı içinde Senyour's Blog
  13. Soru Yarışması doğru tahmin ettim ve şu kadar zaman aldı 2 -! Kazandığım puan 45 Puan!
  14. Soru Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 50 Puan!
  15. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
    Aaaaa Radyamı maymun etmişler ben görmeyeli....Artık maymunlarda akıllandı bu oyunu oynamıyorlar ...Dua ette benim gibi birde ikinci evliliği yapmadın kendi çocuklarından ziyade eşinin çocukları birde onun eski eşi eh yetmiyormuş gibi...... neyse bende biraz üç maymunu oynayayım yoksa godzilla banada bilmediğim kelimeleri yazacak, Allahtan açıklamalarını yazıyorda sözlüğe gerek kalmıyor...
  16. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Yazdıklarınızda size katılmıyorum....yinede teşekkür ediyorum.....
  17. rina şurada yorum gönderdi Aries'nın blog başlığı içinde Aries' Blog
    Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım ....
  18. rina şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    Sevgilerrr Dilerim herşey gönlünüzce olur
  19. rina şurada cevap verdi: Pikado başlık Webmasterlar Tartışıyor
    Size katılıyorum..... Teşekkürler çok güzel bir ortam ve müzikler çok kaliteli... Sevgiyle kalınız efendim.....
  20. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Bayram Geldi Hoş Geldi.... Bayramlar uzun zamandır bana hüzün verir oldu. Benim yaşım ilerledikçe çevremdeki sevdiklerimi kaybetmem belki de sebebi..Belki de şimdiki bayramları çocukluğumuzdaki bayramlar lezzetinde yaşayamadığım içindir. Hepimiz bir koşturma içinde hayatı yakalamaya çalışırken ,yorgunluğumuzu çıkartmak için bayram tatillerini kullanır olduk. Ailelerimizden,sevdiklerimizden,arkadaşlarımızdan uzakta hayatı yaşıyoruz işte,adına yaşamak denirse… Benim gibi mi düşünürsünüz bilemem ama ben hepinize çocukluğumuzdaki,çocuk yüreğimizdeki heyecanı tadacağınız,sevdiklerinizi hatırlayıp sadece cepten bir mesajla değil en azından bir ALO diyeceğiniz,büyüklerinizin ellerinden öpüp ,küçüklerinizi küçücük hediyelerle sevindireceğiniz,küslüklerin,dargınlıkların bittiği bir bayram diliyorum.. Hepinize sevgi dolu bir bayram dileğiyle… İyi Bayramlar!!! SEVGİLERİMLE…....
  21. rina şurada bir blog başlığı gönderdi: rina's Blog
    Günümüzdeki ilişkilere baktığımızda, zor durumda olanın genelde kadınların olduğunu görüyoruz.. Kadın çabalar. Kadın koşar.. Kadın yalvarır.. Erkekse olağanda sertliğiyle durur karşısında.. Şiddet gösterir.. Kadın ağlar.. Erkek hakaret eder.. Kadın üzülür.. Sevdiği adamın her sözü kalbine bir ok gibi iner.. Erkek durmaz.. Devam eder.. Bilmez.. Erkeğin bilmediği bir şey daha vardır.. Yaptığı her hata kadının defterine bir çeltikdir.. Kadın her kırıldığında hayali defterine bir not daha düşer.. Her üzüntüde o deftere yeni satırlar eklenir.. Örneğin bir kaç kız toplandığında, defter açılır.. Kısmen.. Çünkü esas notlar her zaman en sona saklanır.. Satırlar süzülür gözyaşları eşliğine.. Nefretler dile gelir.. Boş telkinler eşliğinde.. Sonuçta dönülen nokta yine aynı olur.. O adamdır.. Kadın üzüleceğini bile bile gider o adama.. Başına gelecekleri bile bile tutar elini.. Kırılacağını bile bile sarılır boynuna.. Öper uzun uzun.. Erkek, kendisine verilen gizli bir şansı yine hiçe sayar.. Boş tartışmalarla heba olur geçen zaman.. Kadın yine üzülür.. Yine ağlar.. Ve erkek gider en sonunda.. Kaçar.. Kadın yaşayan ölü olur.. Attığı her adımda hüzün vardır artık.. Zamanla azalsa da içinde kalır hep bir şeyler.. Kaçıp giden erkeklerin geri dönmesi sıkça görülen bir durumdur.. Çünkü erkeklerin hayatı hep bir arayış içindedir.. Tutunacak bir dal aramakla geçer hayatları.. Gözünün önünde olanı değil başkasını arar.. Tüm kapılar kendisine kapandığında eskiler dönüş yapar.. Erkekler birer çocuktur.. En sert, en ciddi duruşun altında bile zayıf bir ruh vardır.. Çok çabuk incinir o.. Belli edilmemesi için şiddete başvurulur.. Sürekli istekler, sürekli engellemeler hep bundandır.. Erkekler sanıldığı kadar güçlü değildir.. Kadın üzüldüğünde kolay kolay silemez yaşananları.. Kadınların en sık başvurduğu beyaz yalandır bu.. Unuttum, boşver vs.. Her ayrıntı bir nottur kadının gizli defterinde.. Her notun bir çıkış zamanı vardır.. İlişkilerde iktidar her zaman kadının elindedir.. Kadın bir süreliğine erkeğe devreder ünvanını.. Erkeğin üstün görünmesi hoşuna gider.. Çocukluğundan beri liderlik kompleksleriyle büyüyen erkek bu ’’geçici’’ ünvanı sürekli sanır.. Kendi küçük egoları yüzünden büyük yaralar açar sevgilinin kalbinde.. Aşkın son, nefretin ilk damlalarını damlatır sevgilinin kalbine.. Erkeğin her hatası kadının içinde saklanır.. Aylar hatta yıllar sonra ortaya çıkmak üzere depolanır beyninde.. Kadın sadece uygun zamanı bekler.. Ölümcül darbe hazırdır.. Hiç beklenmedik bir anda notlar çıkartılır ortaya.. Hatalar bir bir sıralanır.. Defter açılmıştır.. Erkeğin bir zamanlar basit gördüğü şeyler şimdi kabusu olmak üzeredir.. Kırılan kalp tekrar onarılamaz.. Kadının iktidar zamanı gelir.. Erkek gerçekle yüzleşir.. Her kadın biraz zalimdir aslında.. Sadece bunu her zaman belli etmezler.. Bu yüzden bir kadını üzmeden önce 2 kere düşünün..
  22. rina şurada yorum gönderdi Gece Yağmuru'nın blog başlığı içinde Gece Yağmuru
    Hayat dediğin 1 çay, İnsan ise sadece 1 şeker Karıştırdıkca hayattan tat aldığını sanırsın Oysa ki; Hayatın seni erittiğini, çay bitince anlarsın!!!..... Biraz gülümse lütfen...Yolun daha başındasın gece yağmuru.....Bütün bir gece yağmur yağar sanki gök delinmişte tüm suyunu boşaltmış gibi gelir ama sabah güneş ağardığında bir bakarız her yer tertemiz, ışıl ışıl ,çok güzel bir koku yayılmıştır etrafa hatta ağaçların yapraklarından süzülen yağmur taneleri sanki en değerli elmas gibi pırıl pırıl parlar... işte bizim hayatımızda böyledir, her batan güneşin ardından öyle bir güneş doğar ki bir önceki güneşi aratmaz....Yüreğinin sevgiden geçmesi dileğiyle...
  23. rina şurada yorum gönderdi Radya'nın blog başlığı içinde RA'NIN RUH SESİ
  24. Şans Kurabiyen -------------------------------------------------------------------------------- Gerçeklerle yüzleşirken onları ciddiye al. -------------------------------------------------------------------------------- Benim hayatımda sıfır yoktur...Gerçeklerdede sıfır yoktur....
  25. Şans Kurabiyen -------------------------------------------------------------------------------- Fazla konuşmayın, bırakın birazda insanlar kendileri sizi tanısın. -------------------------------------------------------------------------------- Tamammmmmmmmmmmm

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.