Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ELiFLE

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    319
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

ELiFLE tarafından postalanan herşey

  1. ************************** Sevgili Birce'ye katılıyorum bende; hızınıza yetişmek mümkün degil Ve bir o kadar da anlamlı ve güzel tüm şiirler. Kaleminiz hiç susmasın
  2. Bir Hırsız Gizlice Düşümü Çalar Hava kararıyor iniyor akşam Ruhumda med /cezir zamanı şimdi Rüzgârda tuhaf bir hasret kokusu Issız sokaklara yayılır durur Esrik titreyişte bütün ışıklar Göz kırpar gel diye çağırır şimdi Hayal hayal dolar bütün köşeler Her sokak bir başka çıkmaza gider Kaldırımlar taşır en ağır yükü Her parkeye ayrı bir hüzün düşer Benim dudağımda hasret türküsü Bir kuşun kanadı çarpar geceye Bir hırsız gizlice düşümü çalar Yorulur gözlerim yol gözlemekten İncinir yüreğim yar özlemekten Gönlümde fırtına eser, durulur Düşlerime dokuz kilit vurulur. Mehmet Taş
  3. hu hu profilleri geziyordum kapidan bi bakim dedim)))

  4. merhaba yine beklerim :)))

  5. ****************************************** Hani ağzı olan konusuyor tabiri vardır ya; işte böyle bir durum belki de ifade etmeye çalıştığınız ve ben elinden geldiğince onlara yardım etmeye çalışan kanatsız meleklerde tanıyorum. Tabiki gönül ister ki çok daha duyarlı kanatsız melekler olsun ve resmimdeki gibi binlerce çocuğu yüreğinde hissetsin...
  6. ********************** Malesef kış ayazı yaklaşırken; üşüyen ve içler acısı halde olan o kadar çok çocuk var ki... Bu şiir ve resimde sadece ufak bir ayrıntı belki.
  7. Yoksul Bir Çocuk Yoksul bir çocuk görsem, yağmur altında üşüyen köprü olmak geçer hiç değilse içimden... Sunay Akın
  8. Gecenin Öteki Yüzü Gecenin öteki yüzünde Ağlayacak gözyaşlarımız hep vardı Hayallerimiz ürkerdi sizlerden Mahçuptuk, sesimiz duyulmazdı Gecenin öteki yüzünde Sorgulanan günahlarımız hep vardı Sevdiklerimiz kaçardı bizlerden Kaybedecek neyimiz kaldı Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Umutlarımız suçsuz biçare Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Köşelerimiz uçsuz yapılarımız virane Gecenin öteki yüzünde Saklanacak sırlarımız hep vardı Sessizliğimiz geçmezdi bizlerden Nedenlerimiz hiç sorulmazdı Gecenin öteki yüzünde Söylenecek sözlerimiz hep vardı Susardık korkardık sizlerden Susardık hiçbir şey sormazdık Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Umutlarımız suçsuz biçare Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Köşelerimiz uçsuz yapılarımız virane Vedat Sakman
  9. ************************** Birkere karanlığımı seviyorum ama sizin güneş cıvıltınızıda seviyorum ben
  10. şimdi iki sokak lambasının şavkı ... sen, bir şiir istiyordun bir düşte ben, “bir tek seni” diyerek uyandım ve tuttum bu mektubu yazdım sana, avucumdaki bütün üşümüş çizgilerle … __________ ^^ ____________________________ gecenin bir yarısı, bir kibrit sesi hüznü ve karanfil kokan bir tütünün, ilk nefesi … say ki, ben yakmışım yine tutmuş, sen çekmişsin ikincisini ve bölüşmüşüz bir kere daha aynı sigarayı, aynı dudak izlerinden tıpkı yan yanaymışız gibi … * yüreği, kalabalıklar içinde yalnız düşürülmüş bir kentin yalnızca iki kalbi saklayacak kadar küçük bir köşesinde yan yana iki kumru sokuluşuydu mevsim ve biz, henüz çekilmemiş bir fotoğraf karesiydik seninle … şimdi aynı yerde, kıyıya çarpıp dönen dalgaların hüznü ve bir şehir, yüreğinde iki kumru eksiğiyle … benimse uykularımda bile dinmeyen bir sızı ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum bilmiyorum artık hangisiyse … düşleri, gerçekler dünyasında betonlaşmış bir şehrin yalnızca bir avuçluk, hayal bahçesinde iki yılgın menekşeydik biz ve aynı dili konuşarak yabancılaşan, kalabalıklar ülkesinde yakınlaşıyorduk aynı dili susarak ikimiz … şimdi, iki sokak lambasının şavkı geceleri yan yana çırpınıp duruyor denizde ve herkes, yalnızlığına, iyi geceler dileyerek kapatıyor gözlerini her gün, biraz daha yabancılaştığı şehrinde ... bense görünmez bir yaradan, renksizce kanıyorum ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum hangisi ? diye sorma inan, hiç bilmiyorum … günleri, ezbere yaşanmaktan yıpranmış bir ömrün hem kavuşmak hem de ayrılık takvimiydi mevsim zaman, ikindide gün dönümü hayatsa nasıl olduysa, birbirimizde unutmuştu bizi gökte, yüzünü henüz suyla yıkamış tertemiz bir güneş karşıdaysa martılar avare uçuyorlardı sanki denizin mavisinden alabildiğine sarhoş sense gülümsüyordun sevda, yine gülüşünde güne bakan bense güpegündüz bir geceydim sen ne zaman gözlerini kapasan ... arada bir mutluluk, dudaklarının kıyısına sokuluyordu bazen de gün ışığı, gözlerinde ibadete duruyordu bense mucizemi yaşıyordum, elimdeydi ellerin ve her aralandığında hayatımın aralığı kirpiklerin gözlerinin dalıp gittiği o yerlere gözlerinin dalıp gittiği bütün mesafelere uçabilen bir kırlangıç olmayı bilsen, ne çok isterdim … şimdi, haddinden fazla birikmiş bir bulutun koyuluğuyla gözlerimde bir kırlangıcın kış sancısını taşıyorum aynı halsizlikteki gövdemde ve dalmışım, uzaklara bakıyorum ne desem, beyhude ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum hangisi ? ne farkeder zaten bilmiyorum … yüreği, kalabalıklar arasında yalnız düşürülmüş bir kentin ve düşleri, gerçekler dünyasında betonlaşmış bir şehrin yalnızca iki kalbi saklayacak kadar küçük bir köşesinde yan yana iki kumru sokuluşuydu mevsim ve biz hükümlüsü, hayat hapisanesinin sarılmıştık o gün ne de güzel, sımsıkı süssüz, zorlamasız yalnızca iki can gibi ve kaçmıştık gerçeğin arka bahçesinden yüzümüzde, el ele iki çocuğun sevinci ... şimdiyse, göstermeden akıtmayı öğrendiğimiz damlalar ve saklamanın ustası olduğumuz, dilsiz hıçkırıklar yaşıyoruz aynı hayali belki bir gün, yorgun düşer diye uzaklar ... umut ya, bakarsın yine aynı şehirde ve onca zaman neden ağladığını unutan çocuklar gibi o gün, yine seninle yeşeririz aynı kökten bir avuçluk hayalde yeniden yan yana iki menekşe … ve ihtimaldir, sen yine telaşsız uçan bir kuşa gülümsersin, kendiliğinden bense şüphesiz hemen yanı başında ısınırım, mütevazi bir güneşte yüzünden, yüreğime süzülen ve fısıldarım tıpkı şimdiki gibi fısıldarım, yettikçe nefesim ; noksan bir şiirin kayıp dizeleriydi gözlerin geldin tamamladın çok, teşekkür ederim … * gecenin kör vakti, kibrit sesinden bir hüzün ve karanfil kokusuna sarılmış bir tütün bir de uykularımda bile dinmeyen bir sızı ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum ama sorma hangisi yalnızca bil, özlemek, içime çektiğim duman gibi her daim göğüs kafesimi dolduran ve inan, birlikte içtiğimiz son sigaranın külüdür hala günlerimde savrulan … ____ ^^ SAFAK
  11. ELiFLE

    Can Yücel'den

    Can Yücel'den... Bilmelisin ki... Duvarda asılı diplomalar insani insan yapmaya yetmez. Bilmelisin ki... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. Bilmelisin ki... Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor. Bilmelisin ki... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da! Bilmelisin ki... .......... .......... Can Yücel
  12. KORKAK KADINLAR ŞİİRİ Onlar için pazarlar, erkekler sevda ile sıkıntı arasında bir gider bir gelirler gencömrü aşmak, bir dağı aşmak sırtta çocuklar sonra da genç sanmaları kendilerini ol sebeptendir. saati sormadan korkuları vardır yitirmek tek yılgı sevdikleri sevmedikleri de olmuşsa zamanla şakırlar sevdiklerini de ötekini nevroza dönüştürüp saklarlar. GÜLTEN AKIN
  13. ********************* Öncelikle çok teşekkür ederim;eleştirilecek kadar değer verdiğiniz için. Hep ben sadece yazıyorum, şiir mi yoksa şiirimsi birşeyler mi bilmiyorum demişimdir. Yazıya döktüklerimin çoğu karamsardır benim ve şiirlerin hüzünden beslendiğine inanırım hep. Ve günlerce yazdığı şiir üstünde duran dönüp dönüp çalışanlara hep imrenmişimdir; hatalarını düzeltmeleri adına... Ben ise yazdığım her neyse tekrar dönüp sadece bakmam genelde. Bu şiir yarım saat gibi bir zamanda çıktı ve sonu cok daha bağımsız başka şiir gibi oldu. Sonradan böldüm aslında,ama buraya öncesi eklemiştim ve öylece bıraktım burada ilk haliyle. Aslında buraya mümkün olduğunca kendi yazdıklarımı eklememeye çalışıyorum. Profilimde yazdıklarımı okuyabileceğiniz linki bulabilirsiniz Ve söylediğiniz konuları dikkate alacağım. Tekrar teşekkürler.
  14. Yüreğin bir volkansa eğer, avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin? Halil Cibran
  15. Cehennem Köpekleri azdılar yine; sıçrayıp ısırıyorlar,geri çekiliyorlar,etrafımda dolanıp sonra yine saldırıyorlar. oysa ben kurtulduğumu sanıyordum onlardan,beni unuttuklarını; ama şimdi daha da çoklar. ve ben daha yaşlıyım şimdi ama köpeklerin yaşı yok ve herzamanki gibi etinizi ısırmakla yetinmiyor beyninizi ve ruhunuzu da ısırıyorlar bu odada etrafımda dönüyorlar şimdi. harikulade değiller; cehenem köpekleri bunlar ve sizi de bulacaklar şimdi onlardan biri olsanız da. Charles Bukowski
  16. Hemde "Siz aşk nedir bilmessiniz" diyerek gelmiş...

  17. ***** Cesur ve serbest şiir şairlerinin önde geşenlerinden bence Charles Bukowski. Ve yanlış hatırlamıyorsam “Eğer tüm zamanınızı deneyerek harcıyorsanız, tek yaptığınız denemek demektir. Bu yüzden denemeyin, sadece yapın.” diye sürekli yerinde sayıp aynı şeyi denemeyi seçenlere sözü vardır birde
  18. topiğinize misafir geldi : adı bukowski ((:

  19. yildizlar atesböcegi sanilmaktan korkmazlar... “düsünüyorum da, sanirim en büyük korkumuz oldugumuz gibi görünmek. yumusacik kalbimizin fark edilmesi, naif yönlerimizin kesfedilmesi, cesaretsizligimizin anlasilmasi, korkularimizin paylasilmasi sanki zarar görecegimizin en büyük isareti. kabuklarimizin altinda kendimizi saklamakta ne kadar da ustayiz. ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarimizin ardinda. hissedilmeden, el degmeden, sevgimizi göstermeden. istiridyeler, deniz minareleri, midyeler. kirpiler ve kaplumbagalar gibi. sahi koruyor mu bizi bu çatlamamis sert kabuk? kimse incitemiyor mu duygularimizi, inançlarimizi, benligimizi? yoksa zarar mi veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.? hissettiklerimizi gölgeliyor, yansitmiyor mu gerçek kimligimizi? duygularimizi bastiriyor, el ele tutusmamizi engelliyor mu? eger bir yildiz gibi isil isilsam ve bir yildiz kadar parlak. ne çikar atesböcegi sansalar beni.? belki en hoyrat yürek bile atesböceginin o uçucu, masum, sevimli çocuksuluguna el kaldirmaya kiyamaz? güçlü kapilarin arkasina kilitlemesem kendimi, korkakligimi, sevgi istegimi en insani yönlerimi kayitsizca sunabilsem bu sert kabugun agirligindan kurtulup bir kus gibi uçacagim özgürce. anlasilacagim ve bir ayna gibi yansiyacagim karsimdakine. o da çözülecek belki. samimi ve güvenliksiz, silahsiz biriyle göz göze gelince. oysa bir görebilsek bunu. kalmadi böyle insanlar demesek. güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak. kirilmaktan korkmasak. incinsek, yaralansak. ne olur bir darbe daha alsak. yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabugu. denesek. risk alsak. yanilsak. fark etmez. tekrar, tekrar bikmadan denesek. ve kucaklassak yeniden. tipki eskisi gibi. ne oldugunu anlayamadigimiz o onbes yildan öncesi gibi. o zaman fark edecegiz. ne kadar özledigimizi birbirimizi. neler biriktirdigimizi, kaybolan degerlerimizi ne kadar özledigimizi. beraber geldik beraber gidiyoruz oysa. vakit az, paylasmak, sarilmak için. yasadigimiz cografya zor, sartlari agir. yüregi daha fazla küstürmemek lazim. sirtimizda agir küfeler, her gün katlanan. ve kosullar bir türlü düzelmeyen. sevgiye çok ihtiyacimiz var. ufukta kara bir kis görünüyor. ancak birbirimize sokulursak atlatiriz o günleri. kirin o sert, o agir kabuklarinizi. kurtulun bu yükten. korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize. yalnizliga mahkum ediyor bizleri. hem hepimiz bir yildiziz. ne çikar atesböcegi sansalar bizi. " tagore
  20. )))bak bu güzel iste. Hem az kaldi ,yarin hafta sonu ,bugünüde atlattin ohh deyme keyfine:)))

  21. :)) Kalp kalbe karşıymış demekki.:))
  22. Merhaba demek icin ugradim ve gidiyorum))

  23. KARANLIĞIM Katıksız ayrılıktı,siyah geceler Gözler yangınlarda Yıldızlar ise ateş kusardı Karanlıklarda Her yağan yağmurda Umutlar biraz daha kırılır Günahlar dökülür sağnak sağnak Avuçlara Bir ihanet filiz verir de Ya mutlu yarınlar Teker teker kurşuna dizilir Sessiz çığlıklar yürekte Taşan volkan gibidir Ay solgun umutsuz Güneş yitik Firari saatlerde, mülteci kaçışlar gözlerde Esir... Yorgun bir savaşçıyım şimdi yollarda Sözde sonsuzluğa Gecenin karanlığına Gün gelir düşer omuzlarım Batık kurtarılmayı bekleyen bir gemi misali Dalgalar vurur,sert Karaya vurur duygularım Nefesim kesilircesine İnadına ağlarım yağmura İnadına boşalır yaşlar yağmura karışarak Sebepsiz soldu hayatın rengi Ağlamak geldi,durdum; Ve sadece güldüm Zamandan intikam alırcasına Uyandım düşlerden Kırılan dallara inat Ve yeşerttim umutları Karanlığa rağmen sessizce... 29.10.2009,ELİFCE
  24. Yenilgi Yenilgi, yenilgim, yalnızlığım ve kimsesizliğim. Binlerce yengiden de bana değerli olan sen! Dünyadaki tüm parlak başarılardan sensin yüreğime yakın olan! Yenilgi, yenilgim, baskaldırım ve de benim kendimle tanışmam. Sayendedir ki, hala ben ayağı yere basan ve solmuş defneler peşinde koşmayan biri olduğumun bilincindeyim; ve sende, yalnızlığımı buldum ve de herkesten uzak, ve de gururlu olmayı. Yenilgi, yenilgim, benim parlak kılıcım ve de kalkanım. Gözlerinde okudum tahtı arayanın kendi kendisinin kuluna dönüştüğünü. Ve, bir kimsenin derinliklerindeki esasını anlayabilmemiz için onun gücünü söndürmemiz gerektiğini. Ve ancak böylesine olgunlaştıktan sonradır ki, bir meyvenin tadına varılabildiğini. Yenilgi, yenilgim, benim sözünü sakınmaz yol arkadaşım şarkımı, bağrışmalarımı, sessizliklerimi hep duyacaksın. Ve senden baska hiç kimse bana söz etmeyecek kanat çırpınmalarından ve deniz kabarmalarından ve de geceleri yanan dağlardan. Ve sen, tek başına ruhumun sarp ve kayalık yollarından tırmanacaksın. Yenilgi, yenilgim, benim ölmez cesaretim sen ve ben fırtınada birlikte güleceğiz; ve biz ikimiz, derin mezarlar kazacağız içimizde ölmekte olanlara; ve tutunacağız, tüm gücümüzle, güneşin karşısında; ve de tehlikeli olacağız. Halil Cibran
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.