Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Freyja

™ Admin--
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Freyja tarafından postalanan herşey

  1. Freyja şurada cevap verdi: Freyja başlık Çevre Bilimi - Ekoloji
    PROJELER İmece Evi Topluluğu kuruluş amacı, hedefleri ve belirtilen değerlere uygun olarak, farklı yerlerde farklı projeler üstlenebilir. Projeler, sorumluluğunu üstlenmeye gönüllü insanlar ortaya çıktıkça, olanaklar elverdiği ölçüde hayata geçirilir. Ve her biri birbirinden bağımsız, özerk yapıya, tüzel kişiliğe sahip olur. Bütün projelerde birleştirici unsur ortak vizyondur. 2007 den beri İmece Evi Deniz projesi yürütülmektedir. İmece Ekoköyü ve İmece Evi Şehir’ de gerçekleştirilmesi planlanan projelerdir. İmece Evi - Deniz; İmece Evi Denizde; çok yakında kurulacak ekököyün küçük bir modeli oluşturulmuştur. Burada; ekolojik tarım ve hayvancılık, doğal ürünler (zeytinyağı, peynir,sabun, deterjan,boya, pekmez, sirke,şarap,salç a, vb) ve bu ürünlerin üretimleri ile ilgili atölye çalışmaları, seminerler düzenlenmektedir. İmece Evi Deniz, ekoköy için, faaliyetlerin yönetileceği geçici bir üs, ekolojik yaşam için deneme merkezi, bir buluşma ve sosyal kaynaşma noktası ve ekoköy kurulumunu maddi olarak destekleyecek işi, ekonomiyi oluşturan bir eko-kamp işletmesidir. İnternet sitesinde ve haberleşme ağımızda şu an içinde yaşadığımız ve İmece Evi-Deniz adıyla yürüttüğümüz proje detayları paylaşımdadır. www.imeceevi. org veya www.imeceevi. comKira sözleşmesi 5 yıl daha uzatılıp yaz aylarında buluşmalarımıza ev sahipliği yapmaya devam edecektir. İmece Ekoköyü; Doğal yaşam, doğal tarım, hayvancılık faaliyetleri, üretim ve işlenmesinin yanısıra bir arada uyum içinde yaşama yöntemlerinin deneyimlenmesine olanak sağlayacak iklime, fiziksel ve psikososyal koşullara sahip dağlık bir alanda ekoköyü gerçekleştirme projesidir. Vizyonun temel hedefi; dünyadaki benzer yaşam örneklerini de sentezleyerek, kendi coğrafyamız için uygun bir örnek yaşam modelini İmece Ekoköyü ile gerçekleştirmektir. İmece Evi Topluluğu ekoköyün kurulması için Ege Bölgesinde uzlaşmış ilk arazileri almıştır. İmece Evi Şehir; İmece Evi İstanbul, İmece Evi Ankara, İmece Evi İzmir gibi projeler ile şehirlerdeki ekoloji hassasiyeti yüksek insanlar için sosyal buluşma noktası kurulacak, süreç içinde şehirlerde kollektif yaşam modellerinin oluşturulması sağlanacaktır.
  2. Freyja şurada bir başlık gönderdi: Çevre Bilimi - Ekoloji
    İMECE EVİ Doğal yaşam Okulu İmece Ekoköyünün amacı; insanların, ekolojik, sürdürülebilir, sosyal ve ekonomik eşitliği benimsemiş, uzlaşı ve dayanışma içinde, “ortak karar, ortak kasa ve ortak kazan” ilkesiyle yaşadığı, kendi kendine yetmeyi hedef alan, sade ve doğayla uyumlu örnek bir yaşam oluşturmaktır.Bu temel amaç çerçevesinde İmece Ekoköyü'nün hedefleri;İmece Ekoköyü, İmece Evi Deniz ve İmece Evi Şehir yerleşimlerini hayata geçirip çoğalmanın yolunu açmaktır. İLKELER VE DEĞERLER Ortak karar, ortak kasa ve ortak kazan Topluluğun dününü, bugününü ve geleceğini ilgilendiren konularda ve her ihtiyaç-istek belirtildiğinde ortak karar alınır. Kar amacı gütmeden oluşturulan ekonomi, ortak olup her bilgi gibi ekonomi ile ilgili bilgilerde üyelerin her zaman ulaşabilecekleri şekilde düzenlenir.Genellikle yemekler birlikte yenir. Yemek, grubumuzun aitlik duygusunu ve keyfini paylaştığı alanlardır. Ekonomik Bağımsızlık Her fırsatta takas mekanizmasını çalıştırarak, doğal tarım, hayvancılık ve diğer üretimler ile mümkün olduğunca kendine yeten bir işleyişin oluşturulması benimsenir. Diğer ihtiyaçların giderilmesi için ise şehirdeki dostlarla oluşturulan ürün paylaşım ağı ile kapalı ekonomi yaratılarak bağımsız bir sistem sürdürülür. Doğa ile Uyum Tüm faaliyetlerde, tüketimi en aza indirerek, yerel ve doğal ürünleri tercih ederek, atıkları doğal olarak dönüştürerek, çevreye zararlı kimyasal ve endüstriyel ürün ve ambalajları kullanmadan, doğal ve sade bir yaşam biçimi benimsenir. İhtiyaçlar, tüketime yönelik alışkanlıklarla değil, bilinçle, ekolojik çözümlerle belirlenir.Yerel ve geleneksel değerler ile uyuma önem verilir. Diğerlerine Saygı Diğer insanlara (farklı kişilik yapılarına, etnik ve kültürel kökenlerine, dini ve siyasi görüşlerine, geçmişlerine ve sorunlarına), başkalarının mülküne ve ortak mülke, tüm canlı türlerine gönülden saygı duyulur. Tüm nesillerin, kişisel ve sosyal potansiyellerini yaratıcı bir şekilde geliştirip, ifade edebilmeleri için gerekli koşullar hazırlanır ve desteklenir. Toplumsal Cinsiyet ve Dezavantajlı Gruplar Cinsiyet eşitsizliği ve psikolojik, sosyal ve ekonomik olarak dezavantajlı kişi ve gruplara duyarlılık esastır. Ekoköy yerleşimi, kişilerin onurlu, eşit ve saygın bir yaşam düzeni içinde olmalarını benimser. Birey Olmak ve Özgürlük Ekoköy yerleşimcileri birey olmaya ve topluluk yaşamına aynı hassasiyet ile yaklaşır. Topluluk yaşamı bireylerin, duyguları, düşünceleri ve davranışları ile bütünlük içinde kendilerini var etmelerini destekler. Gönüllülük temelinde bir araya gelmiş bireylerden oluşan topluluk da, kendi sosyal işleyişini, topluluğu gözetecek ve birliğini koruyacak biçimde sürdürür. Duygusal Olgunluk ve Kişisel Bütünlük Özünde, sözünde ve davranışlarında, uyum içinde olunması benimsenir. Ekoköy yerleşimcisi olma kararının, kişisel ve sosyal bir farkındalıkla ve sorumluluk duygusuyla alınmış, özerk bir karar olması beklenir. Doğrudan İletişim Duygu ve düşüncelerin, açık, net ve dürüstçe ifade edilmesi ve başkalarını kalpten dinlemek, içtenlikle anlamaya çalışmak; aleni veya özel konuşmalarda, başkalarını yeren, karalayan ifadeler kullanmamak, insanlarla doğrudan yüz yüze konuşmak kabul edilir. Sorumluluk Eylemlerin ve hataların sorumluluğunun üstlenilmesi, yapıcı eleştirileri dinlemeye açık olup başkalarına uygun dille ve saygılı bir şekilde yapıcı eleştiriler sunarak, kişisel gelişime katkıda bulunulması beklenir. Şiddetsizlik Tavır ve isteklerin başkalarına dayatılmaması; baskıcı, şiddet içeren (fiziksel, sözlü ve psikolojik) eylemlerin durdurulması ve bu eylemler gerçekleştiğinde yapılan müdahalelerin kabul edilmesi beklenir.Sorunların çözümünde diyalog, etkililik, kalıcılık ve uzlaşma benimsenir. Dayanışma Bir ekoköyde birlikte yaşamak, herkesin gönüllü dayanışmasına ve açık iletişimine dayanır. Bu yüzden bütün üyelerin elinden geldiğince, ortak ihtiyaçların karşılanması için çalışması, katkıda bulunması beklenir. Bilgi Paylaşımı Bilgi ve deneyimler, sosyal ve eğitsel bir merkez olma perspektifiyle ilgili kişi ve kurumlarla paylaşılır.Bilgi ve deneyimlerin, yerel, ulusal ve uluslar arası sorunların çözümünde etkili bir şekilde kullanıldığı yaşam alanları yaratılır. Toplumsal sorumluluk Başta Ekoköy ve yakın çevresi olmak üzere halka halka genişleyerek, gezegenin tümünde yaşayan canlı ve cansız varlıkların evvel zamandan beri oluşturdukları dengenin, ekosistemin korunması çalışmalarına etkin olarak katılıp, kamuoyu oluşturarak, tehdidin ortadan kalkması için çaba gösterilir, Anlaşmalara Sadakat Üyelerin yaptıkları tüm anlaşmalarda, üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri, yasaların, yönetmeliklerin, devlet kurumlarının, ekoköyde yaşarken imzalanan sözleşmelerin gerektirdiği tüm sorumlulukları üstlenmeleri, herhangi bir kamusal cezaya (trafik, maliye, çevre, vs) ya da hasara neden olduklarında, bunu şahsen ödemeleri beklenir. Adanmışlık Üyeler tüm eylemlerinde bu ortak zeminde belirtilen değerlere uygun davranmayı kabul ederler. www.imeceevi.org 'dan alıntıdır.
  3. EKOLOJİK YAŞAM ADINA 1- Çöplerimizi ayırıyoruz. 2-Geri dönüşüm uyguluyoruz. 3-Plastik maddelerden uzak duruyoruz. 4-Organik besleniyoruz. 5-Yiyeceklerimizin mayalarını kendimiz evde üretiyoruz. 6-Poşet yerine file, bez torba,sepet kullanıyoruz. 7-Deterjan kullanmıyoruz. Kendimizin ürettiği kül suyu ile tüm temizliğimizi yapıyoruz. 8-Kişisel temizliğimiz için yerel üretildiğine güvendiğimiz zeytinyağlı sabun kullanıyoruz. 9-Markete gitmiyoruz. Ambalajlı ürünlerden kaçınıyoruz. 10-Sade yaşıyoruz. Fazla olanı tüketim adına satın almıyor, yaşamımıza sokmuyoruz. Takası destekliyoruz. YAŞAMIMIZDAN ÖRNEKLER Organik çöplerimizden balkonumuzda kompost yapıyoruz. Kağıt çöplerin boyasız düz kartonlarını sobada yakmak üzere ayırıyor, diğerlerini sokaktaki çöpün yanına kağıt toplayıcılarının ulaşabileceği şekilde koyuyoruz. Ambalajlı ürünleri tercih etmememize rağmen, o kadar yaygın ki kurtulmak nerdeyse imkansız olduğundan, bunları da geri dönüşüme çevirdiklerimiz hariç, ambalaj toplayıcılarının ulaşabileceği şekilde çöpün yanına koyuyoruz. Her hafta Cumartesi günleri kurulan Organik Pazara uğrayıp, her türlü sebze, meyve, bakliyat, çay, yoğurt, süt, yumurta, ekmek, un v.b ihtiyaçlarımızı temin edip, bir hafta boyunca içeriğini bilmediğimiz ürünlere yaklaşmamaya çalışıyoruz. Evimize aldığımız organik gıdalardan mümkün olduğunca yemek yapıp, iş yerinde dahi dışarıdan yiyecek tüketmemeye çalışıyoruz. Her zaman tercihimizi kendi ürettiğimizden yana kullanıyoruz. Bir takım maya yapma yöntemlerimiz mevcut. Bunları uygulayarak kendi ekmeğimizi üretiyoruz. Organik taze süt bulabilsek yoğurdumuzu hatta peynirimizi de kendimiz üretme yetisine sahibiz. Poşeti reddediyoruz.Ama bunu yapabilmek ve poşete hayır diyebilmek için, yanımızda çantamızın içinde file ve bez torba,arabamızın bagajında sepet taşıyoruz.Çok etkileyici sonuç verdiğini söyleyebilirim. Temizlik için kendi ürettiğimiz kül suyunu kullanıyoruz. Çamaşır makinesinin deterjan gözüne ve bulaşık makinesinin deterjan gözüne sıvı deterjan olarak kül suyunu koyduğumuzda, bulaşık makinesi parlatıcısı da sirke oluverdiğinde deterjandan çok daha iyi sonuç alabiliyoruz. Çünkü çamaşırlar temizliğin yanında yumuşacık çıkıyor. Bulaşıklar da yeterince temiz. El ve banyo temizliğinde şampuan olarak zeytin yağlı sabun kullanıyoruz. Markete gitmiyoruz. Çünkü markette satılan hemen her üründe katkı maddesi mevcut. Ayrıca ambalajsız ürün neredeyse yok. Evimizde kağıt peçete kullanmıyoruz. Onun yerine leke tutmayan bez peçeteler çok daha kullanışlı. Tuvalet kağıdı gibi zorunlu ihtiyaçlarımız için ise mahalle bakkalı yeterli oluyor. Gezinti alanı olarak Alışveriş merkezlerini tercih etmiyoruz.Doğa bizim öncelikli tercihimiz.Böylelikle tüketimi azaltıyoruz.Sade yaşam ,mutlu yaşam. İhtiyaç fazlası metaryellerimizi takas etmeyi tercih ediyoruz. Mutfağımızın balkonunda küçük çaplı ekim-dikim işleri yapıyoruz.Yeşil soğanımız,maydanozumuz,adaçayı ve reyhanımız oradan sağlanıyor. KÜL SUYU YAPIMI 1*** Şehirde yaşayanlar; en yakın odun ateşinde ekmek yapan, fırına gidip yarım kovadan az fazla kül alın. Bu kül merak etmeyin ya meşedir,ya zeytin yada benzer bir ağaçtandır.Yani potasyumu fazladır.Doğada yaşayanlarda kendi külü yetmediğinde en yakındaki fırından alabilir. Çünkü bu küller siz almayınca şehir çöplüğüne gidiyor. 2*** Külün üstüne su ilave edin ve karıştırın. Bu su yağmur suyu olursa daha etkili sonuç alırsınız. 3*** Külün içindeki hafif malzemeler kömür dahil su üstüne çıkar. Bunları tel süzgecinizle alıp en yakındaki toprağa bırakın. Çoksa seyrelterek dağıtın. Eğer kömür sobanız varsa ya da mangalda bu kömürleri yakabilirsiniz. Enerjiyi çöpe atmayın. 4*** Akşam karıştırılan karışım sabaha kadar durulur. Kül aşağıya çöker, su ise artık potasyum hidroksitli bir şekilde üstte kalır. İşte buna doğal kostik; Kül suyu diyoruz. Çok açık renkli bir çaya benzer. Ihlamur çayı renginde diyebiliriz. Parmağınızı sokup test ederseniz kaygan olduğunu fark edersiniz. 5*** O günkü ihtiyacınız kadar suyu bir şişeye aktarın. Geri kalan karışımı karıştırın. Çünkü her karıştırmada külün içindeki potasyum suya karışıp deterjanınızın daha güçlü olmasını sağlayacak. 6*** Haftada bir fırına uğrayıp kül alıp karışımınıza eklemeniz yeterli olur. 7*** Kovanın altında kalan eski külleri ise başka bir kaba aktarıp krom, çelik, seramik, lavabo,mermer,taş yüzeylerde tel yerine yada biriken yağ katmanlarını ovalayarak temizleyebilirsiniz. Ancak arası açık renk “derz” olan fayanslı yerlerde grilik olacağını unutmayın. 8*** Artan külü bahçenizde seyrelterek gübre katkısı, tarım ilacı yada tavuklarınız varsa eşelenerek parazitten arınma kumu olarak kullanabilirsiniz. 9*** Sil baştan…. yeni karışım… yeniden kül alıp hazırlamayı unutmayın. Bizimle beraber şehirlerde deneyen dostların ifadelerine göre balkon bu iş için çok uygun bir alan! Kap olarak her tür olabileceği gibi Toprak küpler ideal. Nefes alıp terlediği ve suyu azalttığı için… Kül suyu hazırlığı ayda bir yeterli olur ama kül suyunu; çamaşır, bulaşık, genel temizlik ve kişisel temizlikte kullanıyorsanız ve kalabalık bir aile iseniz haftada bir yapmayı planlamanız daha gerçekçi olur. Kül suyunun temizleyici özelliğinin artması için, kül ve su karışımını daha uzun süre bekletebilirsiniz veya elde ettiğiniz kül suyunu kaynatarak suyun uçmasını sağlayabilirsiniz. Kaynatmak için kalorifer üstü veya soba üstü yeterlidir. Yukarıdaki soğuk tarifteki kül suyunun yoğunluğu normal şartlardaki ev temizliği için yeterlidir ama temizlenecek malzemenin kirlilik derecesi fazlaysa ısıtılarak yoğunlaştırılmış kül suyu daha etkin olacaktır. BULAŞIK MAKİNESİ Bulaşıklarınızı makineye koymadan önce iyice sıyırmalısınız. Bunun için çok su harcamadan organik çöpleri başka bir kaba artık ekmekle sıyırırsanız kompost yapamıyorsanız ya da bizim gibi keçi ve tavuklarınız olmasa da sokakta bu yemeğe muhtaç pek çok hayvan yaşıyor; kedi, köpek, kuş, vs… -Bulaşık makinesi tamamen dolmuşsa deterjan gözüne kül suyu ayrıca parlatıcı gözüne sirke koyun. Sirke yapımı oldukça basit ve kül suyu gibi bedavadır. Ancak ilk denemeler için satılan en ucuz sirke işinizi görecektir. ELDE BULAŞIK YIKAMA Elde bulaşık yıkamanız gerekirse sabun artıkları ile kül suyunu birleştirerek daha önceden hazırladığınız karışım (Arap sabunu) ve sıcak su yeterli olacaktır.Ağır lekeler ,dibi tutmuş tencereler ve kocaman kazanlar için en pratik çözüm kül suyundan artan külün bizzat kendisidir. ÇAMAŞIR MAKİNESİ Sahip olduğunuz otomatik çamaşır makinesinin kısa veya uzun program gözüne sadece kül suyu koymanız yeterli. Ne oranda olması gerektiğini ise kullandıkça siz belirleyeceksiniz. Kül suyu kullandığınız sürece yumuşatıcıya da ihtiyaç duymazsınız. Çamaşırlarınızı güneşe asarsanız güneşinde son kalan bir leke varsa onu sihirli bir şekilde çıkardığını şaşkınlıkla izleyebilirsiniz. Yıkanan çamaşırlarda koku olmaz. Kötü ya da iyi. Ancak siz mutlaka bir koku istiyorsanız denemeler yapabilirsiniz. Arzu ettiğiniz kokunun bitkisinin çayını demleyip yumuşatıcı gözüne atabilirsiniz. www.imeceevi.org' dan alıntıdır.
  4. Tabi ki hayır! Türkiye 60 yıldır eskimiş nükleer teknolojiden medet ummaya devam ediyor. Her yeni hükümet bu soğumuş yemeği ısıtıp ısıtıp önümüze getiriyor. Görünen o ki bu masal böyle devam edip gidecek. Eğer biz durdurmazsak… Şimdi 1 milyon kişi biraraya gelerek bu masalı bitirmenin ve nükleer ile yaşamak istemediğimizi göstermenin zamanı geldi. Bir milyon kişiden biri de sen ol. Harekete geç ve kendi nükleer karşıtı kampanyana buradan başla. ilovvenuclear.org
  5. Sayın Bakan Taner Yıldız, nükleerle yaşamaya hazır mısınız? Greenpeace’in Ankara’da gerçekleştirdiği eylem sonrasında bayramlaşmak üzere Greenpeace ofisini ziyaret etmek istediğini söyleyen Bakan Yıldız’a “Nükleer ile Yaşamaya Hazır mısınız?” tişörtü hediye edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Greenpeace Akdeniz ofisini ziyaretinde Greenpeace yetkilileri ile özel bir toplantı yaptıktan sonra Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Greenpeace’in 24 Kasım’da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı önünde gerçekleşen eylemi sırasında Libya’da bulunan Bakan Taner Yıldız, bayram sonrasında Greenpeace Akdeniz ofisini ziyaret etmek istediğini söylemişti. Bu eylem sonrasında yapılan görüşme sırasında ağırlıklı olarak konuşulan konu ise nükleer enerji oldu. Greenpeace’in, Türkiye’de yapılması planlanan nükleer enerji santrallarına karşı yürüttüğü kampanyayı anlatan Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, “Nükleer enerji projeleri ile zaman kaybediyoruz. Bunun yerine yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği üzerinde durmalıyız. Bu nedenle nükleerle yaşamak istemeyen bir milyon radyoaktivisti www.ilovvenuclear.org sitemizde eyleme davet ediyoruz”dedi. Dr. Özesmi, Greenpeace tarafından hazırlanan Türkiye’nin 2050 yılına kadar enerji senaryosunu çıkaran Enerji (D)evrimi raporuna da dikkat çekti. Bakan Taner Yıldız ise Greenpeace’in hazırladığı Enerji (D)evrimi Raporu’nu incelemek üzere bir heyet kurulduğunu söyleyerek “Şeffaflığın gücüne inanıyorum, yenilenebilir yerli enerji kaynağını enerji planımızın başına koyduk” dedi. Bundan sonraki çalışmalarında Greenpeace’in görüşlerini de almak istediğini belirten Bakan Yıldız, her iki tarafın da temsilcilerinin yer alacağı bir çalışma grubu kurulacağını söyledi. “İhtiyacımız olan Türkiye’nin nükleersiz geleceği için bir değişim” Geçtiğimiz Ağustos ayında Greenpeace’in Bakan Yıldız’ı ziyaret etmesiyle başlayan bu diyaloğun olumlu bir gelişme olduğunu belirten Dr. Özesmi “Diyaloğa her zaman açığız ancak bir sonuca varması, Türkiye’nin nükleersiz enerji geleceği için bir değişim yaratması gerekiyor.” dedi. Dr. Özesmi, toplantı sırasında Bakan Yıldız’a üzerinde “Nükleerle Yaşamaya Hazır mısınız?” yazılı kampanya tişörtünü hediye etti. Bakanın bu soruya cevabı ise “Evet, hazırız” oldu. Greenpeace ve Destekçileri Nükleer ile Yaşamaya Razı değil! Ancak Greenpeace ve destekçileri nükleer ile yaşamaya hazır değil. Geçen dört nükleer santral ihalesi ile Türkiye çok zaman kaybetti. Bu iki yıl zarfında da yeni pahalı fosil yakıt anlaşmaları yapmanın ötesine gidemedik. Türkiye’nin sahip olduğu yenilenebilir kapasitesi ve enerji verimliliği çözümleri ile ihtiyacımızı temiz enerjilerle karşılayabiliriz. ilovvenukleer.org 'den alıntıdır.
  6. Freyja şurada bir başlık gönderdi: Çevreciler - Greenpeace
    "Nükleer ile yaşamaya hazır mısınız? Nükleer enerji geçen 60 yılında hiçbir sorununa bir çözüm bulamadı. Güvenlik açıklarından, atık sorununa, artan maliyet ve inşaat sürelerine kadar pek çok konuda harcanan milyarlarca dolara rağmen nükleer enerji dünyamızın en kirli ve en riskli enerji üretim kaynağı olmaya devam ediyor. Aslında çoktan 20. yy'ın işe yaramaz teknolojileri arasında yerini alması gerekirken birileri bize tekrar tekrar nükleer enerjiyi yeni, güvenli ve temiz bir enerji kaynağı olarak tanıtmaya çalışıyor. Ancak biz nükleer enerjiyi zaten Çernobil'den, her yıl Sibirya'ya gönderilmek zorunda kalınan çözümsüz radyoaktif atıklarından, dünya üzerinde 20 yıldır uzun süredir tamamlanamayan ve çok büyük ihtimalle harcanan milyarlara rağmen tamamlanamayacak 12 reaktörden zaten biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki Türkiye'de bir nükleer santral kurulursa, bu bize rağmen, çocuklarımızın ve gelecek kuşakların hayatlarını riske atarak ve de bizim ceplerimizden karşılanarak yapılacak. Ben nükleer enerjiye karşıyım ve karşı çıkmak için de hem kendi hem de gezegenimiz adına pekçok nedenim var. Vaaddettiği hiçbirşeyi karşılamayan bu kirli, tehlikeli ve pahalı teknolojiyi finanse etmek istemiyorum. Ülkemde nükleer endüstrisinin yalanlarını dile getiren devlet yetkilileri, nükleer enerjinin faydalarını sıralayan eski kafalı bürokratlar görmek istemiyorum. Dünya değişiyor, siz de değişin." Sen de 'Nükleerle yaşamaya HAZIR DEĞİLİM!' diyorsan, kampanya materyallerini sosyal medyada paylaşarak bize destek ol! Alıntıdır. Nükleerle Yaşamaya Hazır mısınız? Videosu için
  7. İklim değişikliği yaşamakta olduğumuz bir gerçek. Bugün, dünyamız geçen iki bin yılın en yüksek sıcaklık değerlerine sahip. Mevcut eğilimler devam ederse, bu yüzyılın sonunda, geçen iki milyon yılın en yüksek küresel sıcaklıklarına ulaşacağız. İçinde bulunduğumuz dönem dünya tarihinin kaydedilen en sıcak dönemi olmayabilir, ancak bu sefer farklı olan ısınmanın küresel olmasının yanı sıra ve bu durumun artık doğal mekanizmalarla açıklanamıyor olması. Bunun en büyük sorumlusu ise insanoğlu.. Bir asırdan uzun bir süredir enerji ihtiyacı, petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardan karşılanıyor. Bu da küresel ısınmaya neden olan karbondioksit gazının atmosfere salımını arttırıyor. Diğer sera gazı etkisi yapan gazlar ve ormansızlaştırma ise süreci daha da hızlandırıyor. Kopenhag’da yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi, iklim değişikliği kaosunu önleyebilmek için en iyi fırsat. Dünya liderleri insanları, çevreyi ve gezegeni korumak için sorumluluk alarak birlikte çalışmak ve zirvede yasal olarak bağlayıcı, istekli, eşitlikçi ve hakkaniyetli olan süreli ve yeterli salım azaltımları üzerine anlaşmak zorunda. Türkiye’nin de bu anlamda üzerine düşeni yapması ve Kopenhag’da Başbakan Erdoğan’ın katılımıyla en üst düzeyde temsil edilerek iklim kaosunun çözümünde adil bir çerçevede sorumluluk paylaşarak liderlik örneği göstermesi gerekiyor. Başbakan Erdoğan'dan iklim için "van minüt" demesini isteyin
  8. Sürpriz oldu bu başlık Hoşbuldum, teşekkürler, hepinizle yeniden beraber olmak benim için zevk... Sevgiyle kalın...
  9. “The Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri"
  10. “The Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri" projesinden
  11. “The Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri" projesinden
  12. “The Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri" projesinden
  13. “The Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri" projesinden
  14. Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri" projesinden
  15. “The Lullabies of the World”- "Dünya Ninnileri
  16. Freyja şurada bir video gönderdi: Türkçe Müzik Videoları
    ben bir bülbül olsam ötsem bahçelerde her türkümde yaksam adını üzerine her sabah şakırım gülüm gülüm nina ninay nay ben bir bülbül olsam ötsem bahçelerde her türkümde yaksam adını üzerine her sabah şakırım gülüm gülüm nina ninay nay ben bir martı olsam uçsam denizlere ruzgârlara açsam giderim sehere her kanadımı çarpışla gülüm nina ninay nay..
  17. KARGA İLE TİLKİ Ormanda bir karga yaşarmış. Karganın karnı birgün çok acıkmış. Yiyecek bulmak için ormana yakın köylerden birine doğru uçmaya başlamış. Sonunda bir evin camına konmuş. Camdan içeriye bakmış, masanın üzerinde bir parça peynir görmüş. Ağzı iyice sulanan karga, etrafta kimseyi de göremeyince, açık pencereden içeriye doğru süzülüvermiş. Peyniri kaptığı gibi ormana geri dönmüş ve bir ağacın dalına konmuş. Tam peynirini yiyeceği sırada aşağıdan gelen o sesi duymuş; "Günaydın Sayın Karga, Bu ne güzellik böyle; İnanın bakmaya doyamıyorum size, Ve şu pırıl pırıl tüylerinize... Eğer sesiniz de tüyleriniz kadar güzelse, Bu ormanda bir güzel daha yoktur sizin üstünüze..." Bu ormanın kurnaz tilkisiymiş. Peynirin kokusunu almış da gelmiş. Ne yapıp edip, karganın ağzındaki peyniri almakmış niyeti, onun için kurmuş bütün bu güzel cümleleri... Karga kurnaz tilkinin söylediklerinden pek etkilenmiş, önce sesinin gerçekten de güzel olduğunu düşünmüş, sonra "Bir gak diyeyim de şu tilki de duysun güzel sesimi..." demiş. Ve ardından bir "GAAAAK!" demiş. O Gaaak deyince ağzında tuttuğu peyniri yere düşmüş, peynir yere düşmeyle tilki peyniri kapmış ve yiyip, bitirmiş. Karnı doyan tilki, yukarıya, kargaya doğru dönmüş; "Sayın Karga" demiş "Her dalkavuk çıkarı için över, Yüzüne güler, Sonra da işte böyle peynirini yer." Bu sözlerden sonra karganın aklı başına gelmiş ve bir dahakine daha akıllı olmaya kendi kendisine söz vermiş.
  18. MART 2009 EN ÇOK OKUNAN KİTAPLAR 1. Elif Şafak - Aşk Ya ortasındasındır AŞK'ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde.. Ella Rubinntain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte "sorunsuz" bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir. Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella'yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır. Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar... ve aşkın peşinde kat etmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller... Aşk... Kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası... Aşk... Elif Şafak'tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman... 2. En Son Yürekler Ölür-Canan Tan Bu kez yazar, aşk'ın yanı sıra organ nakli konusuna da dokundurmuş kalemini. Yaşamla ölümün kıyasıya savaştığı yol ayrımında geçen çarpıcı bir öykü. Yanı başımızda yaşanıyormuşçasına gerçek... "Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana âşık oldum Nehir...""Sen, tüm şatafatlı tanımlardan sıyrılıp en doğal halinle, yaramazlık yapan çocuklar gibi boynunu bükmüş bağışlanmayı beklerken, ben sana âşık oldum Deniz..." Yüreklere düşen ilk kıvılcımlar... Sonsuza dek süreceğine inanılan aşk, mutluluk... Ve o uğursuz kaza! Kadının belleğinde kalan son sözcükler... "Sıkı tutun Nehir!..." 3. Stepheine Meyer - Göçebe 37 farklı dilde 40 milyondan fazla satan "Alacakaranlık" Serisinin yazarı Stephenie Meyer'den aşk ve heyecan dolu bir roman daha… Arka Kapak "Stephenie Meyer, görkemli zihnini ve ruhunu kullanarak karanlık hikâyelerini inanılmaz bir aydınlıkla okuyucularına sunuyor. Kahramanları ne kadar büyük acılar çekse de, Meyer hikâyelerini ışık ve umutla doldurmayı çok iyi beceriyor."Orson Scott Card, Ender Serisinin Yazarı "Harika, yaratıcı, özenli ve güçlü bir roman… Göçebe'yi okuyacakları uyarıyorum: Bu kitap sizi ele geçirecek, saatlerce elinizden bırakamayacaksınız. Son kelimesine gelene kadar aklınızdan çıkmayacak. Stephenie Meyer, kahramanlarını ve hikâyesini, Stephen King ve Isaac Asimov karışımı bir usta gibi harmanlamış."Ridley Peason, Beşikteki Flüt'ün Yazarı "Büyüleyici, tutkulu ve eşsiz bir psikolojik gerilim... Stephenie Meyer, Göçebe'yle 'çift karakterli olmak' tanımına yeni ve şaşırtıcı bir anlam yüklüyor."Katherine Neville, Sekiz'in Yazarı 4. Stephenie Meyer - Alacakaranlık Üç şeyden kesinlikle emindim. Birincisi, Edward kesinlikle bir vampirdi. İkincisi, onun ne kadar güçlü olduğunu bilmediğim için bu vampir yani benim kanıma susamıştı. Üçüncüsü, ona koşulsuz ve geri dönülmez biçimde âşıktım. 5. Prof. Dr. İ.Saraçoğlu - Bitkisel... Doğa asla çöp üretmez Yürürken, dalından düşmüş bir yaprağa basmaktan sakınırım. Ne patatesin, elmanın veya portakalın kabukları, ne kirazın sapı ne de dalından düşmüş bir yaprak çöp değildir. " Eğer çöp diyorsak biliniz ki, ilmimiz henüz onu anlamamıza' yetmemiş dernektir. Doğanın sunduğu her şey bir nimettir. Her nimetin de bir hikmeti vardır. Doğanın insana farklı zamanlarda farklı nimetler sunması; Allah'ın bizlere örnek ve yol göstermesi değil midir? Hiç düşündünüz mü, dut neden yaz mevsiminde yetişiyor? Dut, bir kış meyvesi de olabilirdi..." 6. Stephenie Meyer - Yeniay İlk kitabı Alacakaranlık’la büyük başarı elde eden genç yazar Stepheni Meyer Publishers Weekly dergisi tarafından 2005’in en çok ümit veren yazarlarından biri seçildi. Eserleri 20’den fazla dile çevrilen yazarın ikinci kitabı Yeniay da Alacakaranlık’la birlikte raflarda! NewYork Times En Çok Satanlar Listesinde 1 Numara!“Gençler bu yeni maceraya bayılacak ve yeni kitapları sabırsızlıkla bekleyecekler! Booklist Edward ve Cullen Ailesi’nin diğer üyeleri Bella’nın doğum günü için bir parti verirler, fakat Bella ısrarla karşı çıkar. Çünkü ortada büyük bir sorun vardır; Edward sonsuza dek genç kalacaktır, peki ya Bella? Kâbuslar, sırlar, imkânsızlıklar, seçimler ve kararlar... Bella ve Edward’ı yine zorlu bir mücadele bekliyor. Alacakaranlık’ın kahramanlarının aşk ve heyecan dolu macerası Yeniay’da hız kesmeden devam ediyor. 7. Adam Fower - Olasılıksız Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar? Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı? Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘Olasılıksız’ tam size göre bir roman.. 8. Stephenie Meyer - Tutulma Alacakaranlık Serisi’nin beklenen üçüncü kitabı: Tutulma... 16 Ocak’ta vizyona girecek olan filminin afisiyle birlikte, sinemadan önce raflarda! Epsilon Yayınevi okurlarının heves ve ısrarla neredeyse her gün arayarak “Ne zaman çıkacak?” diye sorduğu Tutulma çıktı!Tüm dünyada satış rekorları kıran Alacakaranlık Serisi’nin yüksek hasılatlı filmi vizyona girmeden beklenen üçüncü kitap Tutulma, hem de filmin afişiyle birlikte kitapevlerinde…Binlerce Alacakaranlık hayranını beklediğine değecek kadar sevindirecek olan kitabın satışa sunulduğu ilk gün kapışılması mümkün!Çünkü Edward’la Bella için aşkın anlamı Tutulma’da daha derin… 9. Ahmet Maranki - Şifalı Bitkiler Stratejik araştırmalar uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki ile Fizyoterapist, Biyoenerji uzmanı, Ekstrasens ve İgleroterapist Elmas Maranki çiftinin kaleme aldıkları kitaplarla başlayan Sağlıklı Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Süreci, kitlevi bir bilinçlenme hareketine dönüştü. Geçen 2 yıl süre zarfında 500 bin km yol kat ederek yurtiçi ve yurtdışında yaklaşık 250 görüntülü konferans veren çift, 500 binden fazla kişiye doğrudan, yüz yüze, milyonlarcasına da TV, radyo ve yazılı medya aracılığıyla “sağlıklı düşün, beslen, yaşa” sloganıyla yaşam enerjisini arttırmanın ilmi ve pratik yollarını anlattı. Maranki çiftinin “Noktalarla ve Masajla Mucizevi Tedaviler” kitapları yanında ana kitap olan “Kozmik Bilim ve Bilinçle Yaşam Enerjisi” adlı ilk kitabı 77 baskı ile 250 bin adete yakın baskı yaptı.Maranki çifti, günümüzün geldiği bu noktada hastalık ve hastalanma oranlarının giderek artması sebebiyle bütün bu hastalıklara çözüm olabilecek “KOZMİK BİLİM IŞIĞINDA ŞİFALI BİTKİLER” isimli bu kitabı hazırlayarak Yaşam Enerjisi serisine, dünya ve Türk literatürüne bir kaynak eser kazandırdı. Bu kitap bitkiler dünyasının bugüne kadar bilinmeyen yönleri ile eskimez eserleri günümüzün teknolojisiyle birleştirip, dünle bugünü barıştırarak insanlığın hizmetine sunmuştur. ŞİFALI BİTKİLER, Orta Asya Türk töresinden İbn-i Sina nın Fittü’l-Tıbbına, Tabib İbn-i Şerif’in Yadigâr’ından Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetnâme’sine, Tıbb-ı Nebevi’den günümüzdeki en yeni araştırmalara kadar incelenmiş ve Kozmik Bilim metotları süzgecinden geçirilerek hizmetinize sunulmuştur.Kitapta bitkilerin hususiyetleri, şifacılığı, kullanım ve kür uygulamalar bugüne kadar yazılmayan terkip ve metotlarıyla alternatifli olarak denenmiş, mücerrep kaydıyla hizmetinize sunulmuştur.Bu kitabımızın da diğerleri gibi insanlığa faydalı olması temenni ve duasıyla…“SİZİN EN HAYIRLINIZ, İNSANLARA EN FAYDALI OLANINIZDIR.” 10. V.Türkali-Yalancı Tanıklar Kah... Vedat Türkali, 5 yıl aradan sonra yazdığı bu romanında Türkiye'nin 70'li yıllarına ayna tutuyor. Üniversiteli, sol görüşlü bir gencin gözünden Türk siyasi tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birinin geniş bir panoramasını çizerken, barınamadığı bir toplum içinde yolunu çizemeyen Muhsin'in tutkulu aşkını da zor günlerin öyküsüne katıyor. Kökleri o yıllara dayanan ve ağırlığını günümüzde çokça hissettiren toplumsal ve siyasal gelişmeler, sağ-sol çatışmaları, toplumsal güç olarak din ve sendikalaşmalar gibi konuların ve olayların sağlam bir fon oluşturduğu roman, 12 Eylül Darbesi'ne doğru giderken, kahramanlarının hayatları üzerinden farklı bir bakış açısı getiriyor. "Doğru söylemiyordu. Sözünü etmişti ya, ev mev aramamıştı. İçinden gelmiyordu aramak. Daracık çatı katında onu bırakmayan bir şey vardı sanki! Reyhan'la bölüştüğü mutlulukların o dağınık odaya sinmiş anıları mıydı? Olabilirdi, niye olmasın ki!.. Devrimcilik savıyla diretmişti Reyhan'a! Devrimcilik adına ne yapıyordu peki? Hiç! Gizli örgüt bağı yoktu. Olmasını istememişlerdi… Kanlı olaylar, aylar boyu, beklentilerin de ötesinde, çeşitli illerde öylesine sıralanmaya başlamıştı ki, bu sağlıksız ortamda tek başına, neyi, nasıl düşünüp nasıl davranacağını bilmek başlı başına sorundu. Yapanı bilinmeyen tek kişilik cinayetlerle topluca saldırılar iyice sarıyordu ülkeyi."
  19. bu akşam ben de bu filmi izledim begendim seri bir filmdi sıkmıyor heyecanlandırıyor.. Ameliyat sırasında ozellikle epey gerildim bir ara koltuga sımsıkı yapışmış buldum kendimi... Gerildim...
  20. Freyja şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    7 ŞUBAT 2009 LOTTO ÇEKİLİŞİ KAZANAN ÜYELERİMİZİ TEBRİK EDİYORUZ
  21. Freyja şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    17 OCAK 2009 WEB PİLAV LOTTO ÇEKİLİŞİ KAZANAN NUMARALARI GÖRMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ...
  22. Freyja şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Havadan Sudan Konular
    Evet sevgili arkadaşlar, Yeni bir Web Pilav Lotto çekiliş günümüze daha hoşgeldiniz... Az sonra size kazanan numaraları açıklayacağım... Ama önce biraz heyecannnnnn Önce şu küremizi çeviriyoruzzzzz ve ardındannn kazanan numaraları hep birlikte görüyoruz Çevirelim bakalım; Ve toplarımızzz görünmeye başladııı... 17 Ocak 2009 Web Pilav Lotto Çekilişi Kazanan Numaralar TEBRİKLER
  23. Doğum Günü Kutlamaları Doğum Günü Parti Hazırlıkları Doğum Günü Hediyeleri Doğum Günü Öncesi Planlanması Gerekenler vs. vs. ama daha da güzeli doğum gününüzde Türkiye'de ve Dünyada neler olmuş öğrenmek istemez misiniz? Ve kişiye özel ilginç bir hediye seçeneği DENEYİN
  24. Freyja şurada bir takvim etkinliği gönderdi: Etkinlik Takvimi

    Işıkların Dansı IMAGE BLACK LIGHT THEATRE “IŞIKLARIN DANSI…” IMAGE’IN ÖYKÜSÜ 1989’da BAŞLAR. Alexander Cihar ve Eva Asterova 1989 yılında kendi düşlerindeki bir tiyatro topluluğunu kurmak için yola çıkarlar. Kafalarındaki düşünceye göre bu ‘’Kara Tiyatro’’ dans, modern caz, çağdaş müzik ve pantomim sentezine dayanan özel bir tiyatro olacaktır. Bu proje devlet desteğiyle ilk gösterisini 1990’da gerçekleştirir. ‘’Caz Pantomim Öyküleri’’ ‘’Kara Tiyatro’’ ve solo pantomim gösterisinin bir birleşimi olarak, geleneksel pantomim skeçlerinin tümünü, besteci Zdenek’in müziği eşliğinde, Naima’nın caz formasyonuyla canlı olarak sergiler. Topluluk, 1992 yılında ‘’Caz Pantomim Öykülerine’’ yeni bir yön verir. Mozaik revü ‘’Hayal’’i yazar ve sahneler. ‘’Kara Tiyatro’’ ve pantomim arasında daha sıkı bir bağlantı kurmayı başarır. 1994’ de ‘’Hayal’’i ses ve ışık efektlerini, film gösterimleriyle genişleterek ‘’Gece Uçuşu’’nu tasarlar. ‘’IMAGE’’, repertuarını sürekli güncelleştirir. Geleneksel ifade tarzlarına ek olarak, izleyicilerle bağlantı, dansa yapılan sanatsal yaklaşım, ses ve müzikle çalışma, film gösterimiyle hazırlanan ‘’Kara Tiyatro’’, özel efektlerine, sanatçıların arasındaki işbirliği de katılınca ortaya muhteşem bir gösteri çıkar. ‘’IMAGE Tiyatro’’su, bu güne kadar 6000’den fazla oyun sahnelemiştir. Grup yurtdışında Almanya, İsviçre, Belçika, İtalya, Yunanistan, Kıbrıs, Macaristan, Slovakya, Kore gibi pek çok ülkeye turneye gitmiştir. Ayrıca ‘’IMAGE Tiyatro’’su çok sayıda saygın kurumun sosyal etkinliklerini oyunlarıyla süslemiştir. (Microsoft, Nokia, Volkswagen, Johnson&Johnson, Motorola, Münih Olimpiyat Salonundaki Bayern Werk AG). Onbeşyılı aşkın süredir ‘’IMAGE’’ Prag kültür sahnesinde ‘’Kara Tiyatro’’ olarak çok önemli bir yer tutar. Çekoslovaklar kadar yurtdışından Prag’a gelen izleyiciler de ‘’IMAGE Tiyatrosu’’nu yakından tanırlar. Topluluk Prag’ın tam merkezinde Paris sokağında eski şehir meydanına birkaç adım uzaklıkta bulunan salonlarında gösterilerine devam etmektedir. Tarih : 09-10-11 Ocak 2009 Fiyat : 45,00 YTL,35,00 YTL ,25,00 YTL Bilet Satış Yerleri :Biletix Yer : Tim Show Center Adres : Büyükdere cad. Derbent Mevkii Darüşşafaka kampüsü yanı 34457 Sarıyer İstanbul Tel : 0 212 286 66 86
  25. Freyja şurada bir takvim etkinliği gönderdi: Etkinlik Takvimi

    Splendor 7’den 77’ye Her Yaşın Çocuklarına Muhteşem Bir Sömestr Tatili Müjdesi! 2008 BEİJİNG OLİMPİYATLARI KAHRAMANLARI 30 Ocak- 8 Şubat 2009TARİHLERİ ARASINDA TİM GÖSTERİ MERKEZİNDE ve ANKARA ANADOLU GÖSTERİ MERKEZİNDE…[/b] Topluluk 2008 (Beijing) Olimpiyatları’nda, Çin kültürünü dünyaya tanıtmak için Çin akrobasisini dans ve opera sanatlarıyla birleştirmiştir. Gösteride sunulan, çok ileri teknolojideki ses ve ışık kompozisyonları, özgün sahne tasarımı ve farklı hanedanlara ait renkli kostümler izleyenleri büyülemiştir. Bu show modern sahne tekniklerinin, zarif dansların, büyüleyici ışıkların, güzel müziğin ve rengarenk kostümlerin sahneyi süslemesiyle geleneksel Çin kültürünün birleştiği görsel bir şölendir. Çin kültürü, beş bin yıldan uzun görkemli bir tarihe sahiptir. Çin akrobasisi ise, üç bin yıldan eski geçmişiyle bu tarihi kültürün önemli bir parçası olup, “Doğu sanatlarının incisi” olarak anılmakta ve günümüz insanına Çin kültüründen ihtişamlı portreler sunmaktadır. Tarih/Saat: 30 Ocak Cuma 21:00 31 Ocak Cumartesi 15:00 31 Ocak Cumartesi 21:00 01 Şubat Pazar 15:00 06 Şubat Cuma 21:00 07 Şubat Cumartesi 21:00 08 Şubat Pazar 15:00 Tarih : 30-31 Ocak/01-06-07-08 Şubat 2009 Yer : Tim Show Center Adres : Büyükdere cad. Derbent Mevkii Darüşşafaka kampüsü yanı 34457 Sarıyer İstanbul Tel : 0 212 286 66 86

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.