Sevgili dostum,
"insan olamamak",insanı olması gereken yere bırakmamaktır.Suç kimindir bilmem ama suçlunun olduğunu bilirim.Herşey "insan" yararına değildir bilirim ama insan yararına olanları bile insansızlaştıranların da insan olduğunu bilirim.
asıl paradoks budur,nereye koyacağımı bilememek.
İnsan özeldir,olması gereken yer yaşayacağı yerdir.Tek ve en vazgeçilmez hakkı yaşamak hakkıdır.Hiçbir din,ideoloji...bu yaşam hakkına müdahale edemez.İnsanı yok sayan herşey batsın,bitsin.....
İşte "insana dair" düşüncelerim.
Ama dostum bu çelişkiler,insanı da okunmaz kılıyor bende.Okuyamıyorum insanı,anlayamıyorum yapılanları.
Demiştim ya;öldüren de ölen de insan...
Toplum olarak bizler gerçekten kendi dünyamıza,değerimize sıkışık kalmışız dostum.O kadar sığ düşünüyoruz ki,o kadar basit düşünüyoruz ki
Tam bunları yazarken,verdiğim sözü hatırladım...sadece umudu yazacağım,sözüm var
......
Gelelim söylemlere...kim olduğumu yada olmak istediğimi bir daha yazmayacağım,yaklaşımınız için de çok teşekkür ederim.
Verdiğiniz örneği okudum,demek istediğinizi anladım.
Siz diyorsunuz ki,
"Ben Türk değil Parok?um? söylemi sorunlu bir söylemdir. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti."
bu noktada size katılmıyorum.Çünkü;
"Parok federasyonu, Parok özerkliği, ya da Parok devleti istemleri sorun yaratır." şeklinde ki düşünceleriniz çok farklı söylemlerdir.
Ben etnik kimlik olarak Türk değilim,bu demek değildir ki benim özerklik yada devlet istemim vardır.
Dostum,ben bir Kürt olarak bu istemi dile getirenlere "dur bakalım,burası bizimdir,hepimizin,senin veya benim değil"diyor ve ekliyorum;
"bizim varsa konuşalacak bir sorunumuz,o da sistemle ilgilidir,devletin ve halkın kendisi ile değil."
Ha diyebilirsiniz ki,"arkadaşım Anayasa da ki Türk kavramı etnik kimlik ile açıklanmıyor zaten."
ben de derim ki ama uygulamalar benim etniğimi yok sayıyor(du).
İşin ilginç tarafı uygulamaların keyfiyeti.
Sevgili arkadaşım,bölgede çıkarların ve dengelerin hesabı yok.
Bir tarafımız zorbalık iken diğer tarafımız o zorbalığın üstünlüğü.Nasıl mı?
PKK bölge de taşlar ile oynarken,karşısında Hizbullah.
Biz bunu ABD ve AB arasında ki çıkarlar ile hesaplarken,yine kendimizden koruyucular yarattık.
Yangın yerine odun taşındı,su değil.
Ve şuna emin olun ki benim başka bir etnik kimlikle veya dinle veya değerle hiçbir sorunum yok.Olduğu gün öldüğüm gün olsun.Hele ki Türk kimliği,o bana sadece baş tacı edilecek insan gerekliliğini değil aynı zamanda kader ortaklığını anımsatıyor(etnik anlamda)
Yalnız,benim yaşananlarla ve izlenen politikalarla sorunum var.Kürt yada Türk halkı değil,tüm halklarımız da en az sistemin kendisi kadar bu yaşananlardan sorumludur.
Ben bir 12 Eylül'ü konuşurum,yanında bu sürece tepkisizleri koyarak!
Ben bir Diyarbakır Cezaevlerini konuşurum,yanında uygulamaları yazarak!
saygılar...