Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. Taşındı canım ama şehir içi...iki ay sonra İstanbul...ama başka aksiliklerle uğraşıyorum...her daim iyi dileklerinde sakla beni...çok ihtiyacım var geleyim de gel yanıma
  2. Sevgili Dipnot,bayadır nasıl bu güzel yürek bilmiyorum,habersizim...direnmek,direnmeyi her daim hatırlatan sizle çok daha güzel...size ve o umutları yeşerten güzel yüreğinize sevgilerin en özelinden...sevgiler!
  3. Sevgili Yayamaz,kimlere değer vereceğini çok iyi biliyor. ''demirefe'' her yazdığını mutlaka okuduğum,kendisine ve düşüncelerine değer verdiğim güzel bir insan. Ve belki de tüm güzellikle güzel insanlarda böyle isim bulur. Varoluş yada yokoluş...ağır felsefik bunalımlar...boşverin size,sizlere güzeli konuşmak yaraşır...sevgili ''demirefe'' hep burada olman dileği ile...sevgiler! MEMLEKETİMİ SEVİYORUM Memleketimi seviyorum : Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım. Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı memleketimin şarkıları ve tütünü gibi. Memleketim : Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya, kurşun kubbeler ve fabrika bacaları benim o kendi kendinden bile gizleyerek sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir. Memleketim. Memleketim ne kadar geniş : dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye pamuk işleyenlere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye utanıyorum. Memleketim : develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler, kavak söğüt ve kırmızı toprak. Memleketim. Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven alabalık ve onun yarım kiloluğu pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla Bolu'nun Abant gölünde yüzer. Memleketim : Ankara ovasında keçiler : kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması. Yağlı, ağır fındığı Giresun'un. Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması, zeytin incir kavun ve renk renk salkım salkım üzümler ve sonra karasaban ve sonra kara sığır ve sonra : ileri, güzel, iyi her şeyi hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım yarı aç, yarı tok yarı esir... Nazım'dan iki güzel yüreğe...demirefe ve yayamazıma.
  4. Ve lütfen herkes taşları nereye oturacağının farkında olsun.Saygılar!
  5. Değerli arkadaşım Kısıtlı bir zaman diliminde,çoğu kez saatler sonrası dönülen ''anlatmak istediklerim''le sınırlı olan düşüncelerimi ifade etmeye çalışırken,neden olduğum kavramlarımda ki kargaşa için özür dilerim. Dersim İsyanı başlı başına konuşulması gereken bir isyandır.Dünü ve bugünüyle de anlaşılacak olandır aynı zamanda.Daha açık yazayım;Dersim İsyanı nedir,nedendir diye bir soru sorduğumumda kendime,Seyit Rıza kimdir sorusunun yanında dün neler yaşandı o coğrafya da sorusu da ister istemez aklıma takılıyor..Bununla da kalmıyor;dün Seyit Rıza,öncesinde diğer isyanlar ve bugünününde tüm yaşananlar.Nedir bu olan bitenler? Bakın,bölgede olan bitenleri doğru okumalıyız.Bugünün hesabi dün üzerinde kurulu.Şunun farkında olmalıyız ki,bölgede ki feodalizm,ne onun bayrağını taşıyanların ne de o bayrak altında sömürülenlerle açıklanacak kadar basit değil.Feodalizm seçim değildir;dönemdir,koşuldur. Sadece bir olayın bir yönü; Dersim bölgesinde ki feodal yapıyı açıklamaya çalışan kitaplarda benim dikkatimi özellikle çeken bir noktayı izninizle sizlerle paylaşayım.Şöyle ibarelerdir az çok bu tespitleri ortak kılan.Osmanlı Devleti kendi kendine üreten bir sosyo-ekonomik formasyon.Kendi egemenliğinde ki toprakla kendisine yeten bir imparatorluk(en azından yükselme ve genişleme adıyla tarih sayfalarında oturttuğumuz dönemlerde).Tımar sistemine hepimizin kısmende olsa aşinalığı vardır,toprak size verilir,alır işlersiniz.Sadece bu mudur?Tabi ki hayır.Siz ayrıca toprağı verdiğiniz kişiye,buralar senden sorulur diye otorite tarafından yetkilendirirsiniz.Bu oldukça önemli bir ayrıntı.Bunun yanında,Dersim Bölgesi engebelidir,kolay kolay geçilmez;tüm bunları alın ve şunu ekleyin;devlet yada egemen buraya otoritesini o bölgenin ileri geleniyle,o bölgeden biriyle kurmaya çalışır.Bu Osmanlı'dan gelen bir gelenekti,o döneme taşındı.Bu Dersimi ve orada yaşananları açıklamaya öalışan tüm ibarelerin ortak olduğu nokta. Ve Dersim İsyanı.O isyan bir özgürlük isyanı değil,ben bunu demedim.Demek istediğim şuydu;bu isyanın tek sorumlusu Seyit Rıza değil,bu isyanın tek taşıyıcısı bölge halkı değil.Bu isyanda onlar olduğu kadar oraya gidemeyen devlette sorumludur. Bakın,sanılmasın ki Osmanlı Devlet'ini yazarak ''efendim bu isyan haklıdır''demeye getireceğim düşüncelerimi.Osmanlı devleti dedim çünkü enkazında Dersim de var.Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Bölge halkını suçlamak için o bölge insanına verdiklerimizi de yazmalıyız.Kürtçe'den başka bir dil bilmeyen o insanlar için devlet kimdir diye de sormalıyız. Dersim isyanı,bölgede dönen çarklar için çıkmıştır;devlet tarafından çok sert biçimde bastırılmıştır.Sadece bu mudur?İnanın ki değil.Diri diri yakılan insanlar vardır,devlet tarafından çıkarılan ölüm davetiyesi vardır,çıkarların sadece Seyit Rıza ile tartılamayacağı bir terazi vardır...vardır da vardır. Bugün,dün ve o gün...kolaj gibi oldu değil mi?Cyrano yanlış hatırlamıyorsam siz askerliğinizi Diyarbakır'da yaptınızı yazmıştınız(yanlış ise özür)Eğer öyleyse bölgeyi az çok biliyorsunuzdur.Burada birileri açken diğerleri İstanbul'da bile göremediğim sıfır model arabalarla en alasından hava atıyor.Bu nedir;denilendir.Yani çıkarı olanın korunduğudur,az buçuk feodalizmdir.Peki bunun sorumlusu kimdir;halk mı...?hayır,aldatmayalım kendimizi. Koruyucu sitemi feodalizm değil midir,devlet tarafında desteklenen ağalar ve şeyhler feodalizm değil midir?Ağamız yaparken türlü zulmü,arkasında duran devlet feodalizmi taşımadı mı...? İşte benim kolajım bundandır biraz,biraz da sizin sorularınızda... ''Seyid Rıza'nın karşı olduğu neydi ?''sorunuza yanıtım Cumhuriyet olsun, ''Seyid Rıza niye ayaklandı ?'' sorunuza yanıtım ''kişisel çıkar''olsun, ''Cumhuriyet ne yapmalı idi ? Dersim vilayetinin aşiret reisleri, tarikat şeyhleri tarafından yönetilmesini mi kabul etmeliydi ?'' sorunuza benim yanıtım yok,çünkü yapılması gereken yapılmadı.Ve ilginç olan ise bugünde hala o Cumhuriyet'in birşeyler yapamaması...varsa yapılan gösterin bana! Halkın tepkisini buyrun sorgulayalım,isyanları ve çıkış nedenlerini buyrun sorgulayalım...ama lütfen siyaseti de sorgulayalım,sistemi de. şuna da beraber bir göz atalım isterseniz... ''Özellikle merkezi yönetimin kendisini hissettirdiği dönemlerde ağalar daha zalim oluyorlardı.Dağlık kesimlede zaten çok yoksul olan aşiretliler yönetimden korkmadıkları için ağalar onlar üzerinde fazla basklı kuramıyorlardı.Şayet baskıcı olursa rakip bir ağanın kontrölüne girebilirlerdi.Ortalama bir aşiret Kürt,merkezi yönetimi,anlamadığı bir dilde konuşan,bilinmeyen bir yabancı tanrı olarak görüyordu.Bu yüzden her an soluğunu enselerinde hissettikleri yönetime karşı güvenebilecekleri ağaları kendilerini insafsızca soysa da,üzerlerinde baskı kursada onu memnun etmek zorunda olduklarını hissediyorlardı...'' W.R.Hay'ın kitabında ki tespitleriydi yukarda aktardıklarım.bakın Seyit Rıza yada Dersim isyanı ile ilgili birkaç ilginç tespit... ''Kürt milliyetçiliğinin başa çıkılmayan unsurlarından biri olan-farklı bir dilin varlığı-illgili olarak da sivil müfettiş''Kürt köylü çocuklarının Kürtçe konuşmayı yasakladığı...'' ve Abidin Özmen'in ''kürtsüzleştirme planı''ile ilgili ilginç tespitlere devam edelim; ''Bir bakıma Kürtlere batıda mecburi iskan ettirme siyaseti ile 1932 tarihli yasayı tamamlayıcı mahiyetteki bu plan,ülkenin batısındaki Türklerin doğuya.Van Gölü bölgesine ve Muş ovasına.....yerleştirilmesini öngörüyordu'' 1937 kanunu ve hemen sonrasında Seyit Rıza isyanı;ve sonrasında kanlı bastırılmış bir sorun yumağı. Chris Kutschera Kürt Ulusal Hareketi içerisinde Dersim İsyanını böyle anlatıyor ayrıca şunu da yine ekleyeyim,Dersim isyanını doğru bulup bulmamak değil derdim...sadece anlamak.Saygılar.
  6. İnanın yazdıklarınızdan birşey anlamadım...etnik kimlik derken?
  7. şu altını çizdiğim cümleler;inanın ki sadece güldüm...AKP li olur mu değil,siyai partili olur mu diye düzeltseniz...Godzilla değil,Sayın Özdilli...
  8. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Dini Konular - Din - Dinler
    Kim kalkıp da dünya üzerinde yaşanan özel veya genel durumları salt bir nedenle değerlendirebilir ki?Geri kalmıştır,çünkü dindir diyebilir ki?
  9. Siz geri kalmış olarak nitelediğiniz bu bölgelerin şu anki durumunu ''İslam'' dini ile mi açıklıyorsunuz? Ben ''islam'' ile değil daha çok dini yanlış anlayan bireylerle ve dengelerle açıklanmalı diye düşünüyorum. Muhammed kitleleri ardında sürekleyen İslam Peygamberi,onu ve getirdiği dini eleştirebilirsiniz,inanmayabilirsiniz...ama insana ve değerleri adına biraz dikkatli olmalıyız değil mi?
  10. İzninizle bir düzeltme yapmalıyım. Kürt istilası adı altında verilen bilgilerin,alıntı yapılarak verildiğini ve bu alıntıyı yapan forumdaşımın ne demek istediğini ben çok iyi anladım. Yalnız bu sıralar,zamanın kısıtlı olduğundan kısa cümlelerle bu konuda ki düşüncelerimi yazdım. Dediğim gibi,birey düşüncesinde özgürdür;kendince bir dili ve halkı yok sayabilir;ben var olduğum sürece haklılığını sorgular,bireylerin düşüncelerini sorgularken de kendimi ölçüt alır,saygı duyarım. Ayrıca; bu konu hakkında,kimin,ne düşündüğünü az çok biliyorum. Kimseyi yanlış anlamadım,alıntı yapana değil alıntılanan kısımla ilgiliydi tüm yazdıklarım. Özür dilerim. Duyuru kısmı da sadece başka bir duyuruya eklemek istediğim bir duyuruydu...saygılar!
  11. Dersim olayı daha doğrusu Dersim Katliam'ı isyanın çıkış neden ile değerlendirilecek kadar basit değil.Kaldı ki Seyit Rıza-feodalizm-devlet üçgeninde tek suçlu Seyit Rıza değil,bu suçu paylaşan bir de devlet var; asıl suçlu ise yanlış politikalarla feodalizmi kendi çıkarı için taşıyan zihniyettir. Şunu belirtmek de fayda var,Dersim isyanı halkın isyanıdır;çıkış nedeni feodalizm de olsa özgürlükte olsa... Dersim isyanı bastırılış şekliyle denildiği gibi apayrı bir konu;adına ne koyulursa koyulsun...tarihin en karanlık sayfalarından biri. Orada bir halk yok edilmeye çalışılmıştır;isyan imha ile bastırılmıştır. Farkında olmamız gereken;yeni kurulan devletin kökleri ve yine farkında olmamız gereken;genç Cumhuriyet'in dönemsel özellikleri. Bölge halkı,feodalizmi taşımakla suçlanan!Feodalizm neydi,devlet bölgede feodalizm adına neler yaptı,dünden bugüne uygulanan politikalar ve asıl soru;feodalizmi taşıyanlar Seyit Rızalar mıdır yoksa devletin kendisi mi? Ben devletin kendisi derim. Bunun en güzel göstergesi,kendi bölgeme bakarak devlet tarafından desteklenen ağalar,imamlar ve koruyucular...bunlarda feodalizmde birer araç. Seyit Rıza,isyan etti.Devlet otoritesini kabullenmediğinden değil;devlet ile çıkarı çatıştığından. Devlet dediğimiz güç ise,toprak reformları ile sınırlandırılacak bire çaba dışında orada,otoritesini hiçbir şekilde kendi adımlarıyla kuramadı. Osmanlı Devleti ekonomik/sosyal formasyonu gelenek halinde devam etti. Cyrano,sorduğun iki soruya da; Seyit Rıza'nın kabul etmediği devlet otoritesi desek de sırf egemenliğini korumak için bu isyan oldu desek de üçünçü sorunuzda tıkanırız. ''Cumhuriyet ne yapmalı idi ? Dersim vilayetinin aşiret reisleri, tarikat şeyhleri tarafından yönetilmesini mi kabul etmeliydi ?'' evet,Cumhuriyet ne yapmalıydı,Cumhuriyet ne yaptı? ve hemen akaibinde... Dersim isyanı dahil olmak üzere,bölgede tüm yaşananlara dair;dünden bugüne...Cumhuriyet yapması gerekenleri ne kadar yaptı?
  12. İşten çıkıp eve gideceğim demek isterdim ama; yapılacak işlerden gece 10 anca evi bulurum...ama önce güzel bir yemek için Memoya gideyim
  13. sevgiler Dayı'ya... bu arada; Bende ''İnsan Ne İle Yaşar ''kitabını okumuştum;tabi kişinin değerlerine göre şekillenecek bir yorum olur yazılacaklar...sevgi,bilgi ve inanç...ben bunlara deneyim demeyi tercih ediyorum;denedikçe yaşar insan...deneyimle yaşar insan!
  14. Kürtlerin istilası ile başlayan bir yığın bilgi,hemen akaibinde gelen Türklerin Kürtleştirilmesi mevzusu ve duyuru...zamanım olsaydı çok şey yazardım,başladığım yer vicdan bittiğim yer vicdan olurdu.Öncesini düşünmeye gerek var mı?Önceside vicdanla başlayacak olan objektiflikti.... Bir duyuru da benden;Kürt Dili yoktur yada sonradan oluşturulmuş diyenlere...
  15. Sevgili Radya, Bak Nazım'ın şiiriyle sana olan sevgimi dile getireceğim.Sevgi dedim değil mi,eğer yanlış anlaşılmak beni bu kadar üzmüşse bu sevgidir değil mi? Çok şey yazmak isterdim;ben susacağım Nazım Usta konuşsun.Bu şiiri özellikle seçtim,şimdi çok sevdiğim birine veda etmemek için saatleri durdurmak isterdim.Bunu yapamıyorum,en azından özlemimi seninle paylaşayım...üzgünüm...sevgiler! BİR FOTOĞRAFA Karşımdasın işte... Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim. Tıkandığım o an, Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte, Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim. Ellerim boşlukta, ben darda kaldım. Ellerim buz gibi, ben harda kaldım. Bir senfoni vardı kulağımda çalınan, bitti artık hepsi... Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. Bakış açım belli oldu yine. Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde. Demiştim sana hatırlarsan: “Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil, ‘zamanla bırakmamak’tir..” Şimdi bana, geçen o zamanın Unutulmaz sancısı kalır Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim... NAZIM HİKMET
  16. Sevgili Bursercan,araştırdın mı sen,ben direk senden alsam Şaka bir yana,Hz Muhammed Arap kökenlidir,bunun araştıralacak bir yanı yok artık.Ama yinede ben sana döneyim...sevgiler canım.
  17. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Değerli arkadaşım, çok farklı değil bu konuda düşündüklerimiz,hatta siz yazdıklarınızla benim ifade etmek istediğim düşünceleri gerekçelendirmiş,neden ve sonuçları ile çok net göstermişsiniz. Taraf Gazetesi ile de örnekleme yoluna gitmişsiniz,daha doğrusu bu yasağı Taraf ile açıklamışsınız.Taraf veya başka bir gazete...kişi düşüncesine göre doğru yada yanlışlığı tartışılacak yayın ilkeleri.Siz demek istediklerinizi yazmışsınız,genel anlamda aynı kapıya çıkacak düşünceler yığını. zaten mesele herşeyden önce ''tarafsız ve doğru'' habercilik anlayışıydı ki,dediğimiz gibi bu bizde en büyük eksilik.Demokrasinin olduğu yerde ki çoğunluğu,çok sesliğin gerektirdiği durumdandan bahsetmiyorum,benim en büyük hayalim gerçek anlamda demokrasi.Benim bahsettiğim herşeyi ile çıkar ve iktidarlara hizmet eden medya. Ve bunu tüm samimiyetiimle söylüyorum;bizde ki bu anlayış,bu çarpıtmalar artık yeter dedirtecek cinsten. bu medya,bu ilişkiler ağı...nerden tutarsanız tutun çıkmaz sokak. bizim konumuz yasaklar,yasaklar demişken yine;Sayın Başbakan hangi hak diye soramadan geçemeyeceğim. ......... Tarihi egemenler yazar demiştim.Siz egemeyen olmayanlarda yazar diye eklemişsiniz.Bu konuda size katılmıyorum...savaşlara bakalım;savaşı çıkaranlar egemenler,egemen olmayanlar birer piyon.Diyebilirsiniz ki;sonucu belirleyen egemen olmayanlar...tam evet diyecekken aklıma takılan şu olur;egemenler sonucu belirler ama belirlenen sonucu kendi penceresinden tarihe yansıtanlar onlar değil;yine egemenler! saygılar.
  18. vay vay Feyzo'nun hemşosu valla hemen belli ediy en azından ben anlayacak kadar zekiyim neyse oyunları dün fena dağıttık ama sonra topladık devam edeyim... efem kendisi Feyzo'nun hemşosu.ondan sevim
  19. ''Devletin adalete güveni sarstığı bir ortamda herkes kendi adaletini sağlamaya çalışır.'' Buna bir de sağlayamadığı adaleti sağladığını düşünen vatandaşlarına ''bu bir toplumsal tepkidir'' diyen bir devlet yetkilisini ekleyin... Sormazlar mı;sen neden ordasın o zaman?
  20. madde-1: türkiye devleti bir cumhuriyettir madde-2: türkiye cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. madde-3: türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. dili türkçedir.bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.milli marşı "istiklal marşı" dır.başkenti ankaradır. madde-4: anayasanın 1 nci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 ncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. İşte Anayasanın değiştirilemez ilkeleri.Haşim Kılıç'ın tartışmaya açma mesajı verdiği bu ilkeleri demokratik bir ülkeyse gelin tartışalım.Yalnız; -1921 Anayasası ile hakimiyet şartsız milletindir ile başlayan,1924 Anayasası ile ''Türkiye Cumhuriyeti'' olarak tanımlanan,en son 1982 Anayasası ile son bulan bu anayasalar zincirini ve bunun değişmez ilkelerini tartışırken,taşları olması gereken yere bırakmasını da iyi bilelim. -Şunun farkında olalım ki;daha saltanata bile son verilmeden,ülkenin idaresinde millet ve millettin iradesini gösteren,sonraki anayasalarda ''cumhuriyet'' olarak nitelenen,son sözü millete veren değer;yani Cumhuriyet;hala kendi içimizde oturtamadığımız bir değerdir.Hala yabancı kaldığımız bir değerdir ki;önce özümsenmeli. -Demokrasi,laiklik vs değerler de maalesef ülkemizde sadece kağıt üzerinde kalmış,uygulama aşamasında olmadık hukuksuzluklarla bir çıkmazda kalakalmıştır. -Ve asıl tartışılması gerekenler; 1-Anayasanın değişmeyen ilkelerini şimdilik bir tarafa bırakalım;AKP'nin seçim vaadinde ki sivil anayasa nerde? 2-Anayasa da konuşulması gerekenler değişmeyen ilkeler mi yoksa demokratik olmayan maddeler mi?...301 örneği! -Ben ne Kılıç'ı ne de AKP Hükümetini samimi bulmuyorum.Bunun nedenlerini yazma gereğini de hissetmiyorum...sadece söylenenler ve değişen politikalara bakmak yeterli. Bunun yanında demokratik,laik,sosyal bir hukuk devletinde yaşadığıma da inanmıyorum.En azından sunulan yaptırımlarla. Geleneği taşıyan bir hükümet örneği sadece AKP...öncesinde bakmak lazım. Demokratik olmaya çalışan bir ülke;hala darbe sonrası hazırlanan anayasalarla yönetiliyor...bu da apayrı bir komedi.
  21. Ahanda sen Feyzonun mu hemşosusun bende sendikalıyım
  22. efem ben canlarıma döneyim yene...acemi öğretmenler ne de olsalar
  23. ordakiler birbirini yumruklarda biz çiğ köfteleri tabana yapıştırmaz mıyız?hatta içli köftelerle yasama işlerimizi taçlayalım
  24. he şimdi sendikasını da yazardım eme neyse

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.