Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

soltin

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    7
  • Katılım

  • Son Ziyaret

soltin Hakkında

  • Doğum Günü 06-02-1977

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://
  • ICQ
    0

Profil Bilgileri

  • İlgi Alanları
    medya, müzik, sinema, kitap v.s.

soltin - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  2. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  3. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  4. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  5. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  6. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  7. soltin doğum gününüz kutlu olsun!

  8. Tüm dünyada olduğu gibi medya sektörü içerisinde yer alan meslekler ülkemizde de gözde bir hal aldı. Fakat yine küreselleşmenin etkisiyle bu sektörde tekelleşmenin egemenliği altında. Bu sebeple zaten içinde bir çok zorluğu barındaran bu alanın meslekleri daha da zorlaşmaya başladı. Bu alanda eğitim gören ve meslekte yeni yeni yol çizmeye başlayan biri olarak bu alanda çalışmak isteyenlere küçük tavsiyelerim olacak. Elbette bu meslekleri yıllarca yapan ve benden daha tecrübeli olanlar var ama, benim kaygım bu alanda seçimini yapacak olanlara biraz da olsa da şimdiye kadar edindiğim tecrübelerimi paylaşıp tercihlerinde daha aydınlatıcı olabilmek. Tüm sektörü kapsayan bir yazı da olsa ben daha çok gazetecilik üzerinden ipuçları vereceğim. Eğer arkadaşlar içinizde bu mesleği yapmak isteyen varsa illa ki iletişim fakültelerinden mezun olmanıza gerek yok. İletişimde okuyan birinden bunu duymak belki size ilginç gelecek ve diğer iletişimde okuyan arkadaşlarım bana kızacak ama, fakülte sadece bir etiket. Size sağladığı avantaj yıllar geçtikçe meslekte daha kolay yer edinmeniz ve biraz daha söz sahibi olabilmeniz İşin temeli her işte olduğu gibi mesleğinizi çok sevmek. Gazetecilik zor bir iş. Ve oldukça da zevkli. Değişik ortamlardan bir çok kişiyle ya da olayla muhatap olabiliyorsunuz. Bi da sizin geniş bir çevreye sahip olmanızı sağlıyor. Zannedersem mesleği çekici kılan en büyük özelliklerden biri bu. Fakat hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Bir kere mesleğin ilk dönemlerinde inanılmaz derecede eziliyorsunuz. Her türlü işi yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ve inanılmaz derecede yıpranıyorsunuz. Hatta kimi zaman kişiliğiniz zarar görebiliyor. Siz her türlü işi görürken (ayak işleri ağırlıkta olmak üzere) bedavaya çalışıyorsunuz. Ve açıkcası bu meslekten çok da fazla para kazanmayı beklemeyin. Bir diğer olumsuz tarafı iş sahibiyim derken her an işsiz kalabilirsiniz. Bu sektör oldukça kaygan bir zemin. Sabah haberinizi hazırlarsınız, editöre verirsiniz ve akşam işten kovulmuş olarak eve dönebilirsiniz. Ertesi gün haberinizi okurken artık siz o gazetenin çalışanı olmayabilirsiniz. Her şey bu kadar da karanlık değil tabii ki. İşsiz de kalsanız sonuçta araştırmayı seviyorsanız, insan ilişkilerinde iyiyseniz bir şekilde piyasada isminizi duyurur (illa ki şöhret olmaya gerek yok gazeteciler birbirini tanır) ve başka yerlerde mesleğinizi devam ettirebilirsiniz. Sonuçta hazırladığınız bir haberi gazete de görmek, televizyonda izlemek kadar zevkli bir şey olamaz. Hatta haberin altında isminiz yazılmasa bile. Yalnız bu mesleği seçmek isteyen arkadaşlar varsa eğer, uzun lafın kısası yaptığınız işi gerçekten çok sevmek dışında sabırlı olmanız gerekiyor. Anlatması o kadar uzun ki sadece diyebileceğim para kazanmak için yapılabilecek bir meslek değil. Bu arada zamanın da sizi esir aldığını unutmayın.
  9. soltin

    Dördüncü Kuvvet Medya linkleri...

    Konu Başlığı: Kamuoyu Onayla Beni Kamuoyu Konu Başlığı: Hukuk Hukuk mu Guguk mu? Konu Başlığı: İletişim Fakülteleri Düşünüyorum ve Çözüm Bulamıyorum
  10. soltin

    Üniversite kargasasi

    Sayın alaTurka Aslında kullandığımız dil farklı ama derdimiz aynı. Sana katılıyorum. Bence insanların hakları ellerinden bu kadar arkası dayanıksız gerekçelerle alınmamalı. Ben de hem böyle bir yaşanmasına hem de bu olayı yaşayanlara üzüldüm.
  11. soltin

    Üniversite kargasasi

    bu konuyla ilgili olarak söylemek istediğim bir şey daha var, belki çok uçta olacak ama yine de bir ihtimal. Kamusal alan-resmi kurum ayrımı yapmadan Erzurum Üniversitesi'nde böyle bir olaya sebep olanların 'türbanı yasallaştırmak isteyenlere prim vermek amacıyla yapmadıkları ihtimalini' kim zihnimden atabilir ki. Arka planda 'zavallı türbanlılar' ya da 'öcü türbanlılar' mesajını vermek gibi. Hele iktidar ile muhalefet arasında Çankaya'ya çıkma ile ilgili türban tartışmaları varken. Aslında ben, derdimi kestirme yoldan anlatacağım derken 'türbanlı-türbansız' diye ayırım yapmaktan bile utanıyorum.
  12. soltin

    Üniversite kargasasi

    Sayın alaTurka, Yanlış anlaşıldım, hemen bir tartışmanın sonucunu kestirmek amaçlı söylemedim ama genel olarak türban konusunun tabiri caizse suni olduğunu düşünüyorum. Neden diye soracak olursan, dikkatimizi bu konuya çekerek arka planda başka işlerin döndürüldüğüne inanıyorum. Şuna inanıyorum ki, türban bizler için çok fazla sorun değil. Yani en azından benim için ya da çevremde gözlemlediğim kişiler açısından bakarsak kimse bunu sorun etmiyor. Bunu da insanların duyarsız olmaları anlamında demiyorum ama, en azından benim çevremde kimse ortamdan türbanlı diye dışlanmadı. Yani ben ve türbanlı arkadaşım sinemaya gidebiliyoruz ya da bir yerlerde oturup bir şeyler atıştırabiliyoruz. Yanımdakinin türbanlı olması ne benim için ne bulunduğumuz ortam için sorun. Biz sosyal alanda bu kadar içiçe geçmişken, niye bir dar görüşlü birilerinin türbanla ilgili yaptıkları absürt icraatlerinin doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışıyoruz ki. İnsanların bağlı olmadıkları kurumun kurallarını uygulama zorunluluğu yok. Sonuçta Erzurum'daki olayın kahramanı anne, o kurumun öğrencisi değil ve herkes yasalarla böyle bir müdahalenin yapılamayacağı biliyordur. Bu olayın birilerine prim sağladığını düşünüyorum. Yanlış mı sence? Saygılar
  13. soltin

    Üniversite kargasasi

    Üniversitelerin özerk bir kurum olduğuna inanmıyorum, sonuçta seçimle gelen rektörlerin bile resmi anlamda görevinin başına geçmesi bir sürü kişi ya da kurumların onayına bağlı. Son dönem üniversitelerde yaşanan türban konusuna gelirsek; bir annenin türbanlı diye kızının mutlu bir anında yanında bulunamamasına sebep olan zihniyetler, düşüncelerindeki türbanı açsınlar önce. Asıl sorun bu. Bu arada Sayın sycophent ve alaTurka nereye kadar gidecek bu tartışma. Sonuçta birilerinin işine geliyormuş gibi geliyor bu bana. 'Big Brother' ların yüzünü güldürmeyelim.
  14. Neyi tartışıyoruz ki, Türkçe diye bir dil kaldı mı acaba? Osmanlı da, Farsça-Arapça; şimdi de İngilizce. İpin ucunu, ta Osmanlı zamanında kaçırmışız. Artık dilimizi bu tür sözcüklerden korumak çok zor. Hatta başka yabancı sözcüklerin de dilimize girmeyeceğini garanti etmek. Neyse her şeyde olduğu gibi, buna da kılıf bulalım, 'küreselleşmenin etkilerinden' diyelim.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.