Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

melonss

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

melonss tarafından postalanan herşey

  1. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Çabuk Gel Vakit geçirmeden çabuk gel Ezelden ben sana bağlandım Fırtınalı bir gecede ve sensizim Aşkım,ne olursun yanıma gel Sen olmayınca yaşasam ne olur Issız bir gecede ve yine sensizim Zaman geçmiyor sensiz,ne olursun yanıma gel Yalnızım,yalnız sensiz olmuyor Arkana bakma bir an önce yanıma gel Rabbim sana şükürler olsun İkimizi bir araya getirdin Mecnun gibi seviyorum seni,Leyla'm olur musun benim
  2. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Çaresizim, Uçsuz bucaksız bir denizin ortasında kalmış gibi, Öyle çaresiz. Öyle fakir Aşktan mahrum bir avuç yürek Hayallerimde ümitsizlik gölgesi Gözlerimde bulutluluk Bir dalga vuruyor sahile Köpük köpük ,dalga suyunda ıslanıyor ayaklarım Yürüyorum aldırmadan Arkamda kalan ayak izleri bir dalga darbesiyle siliniyor Ve yağmur yağıyor uzaklara Bir hüzün, bir haykırış Bir rüzgar uğultusu Gözlerime getiren eski hatıraları Niye küstüm hayata Niye düştüm gaflete Uyan ey gözlerim kendine gel! Nedir bu isyankarlık Nedir bu çaresizlik. Böyle kendini bırakışın, Nedir bu kendini boşluğa atışın, Kime kızdın! Sahil boyu dolaşan sevgililere mi? Onlar bulmuş aşkı zaten Arayıpta aşkı bulamayanlardanım ben. Yoksa kadere midir? Bu sitem Ellerimle attım kendimi kor ateşlere Duman oldum bacalardan tüten Buharlaşmış sevginin arkasından göz yaşı döken Zincirleme kendini Hançerleme yüreğini Haince saldırma bedenine Esen rüzgara karşı dalgalana saçlarım Düşer gözlerimin önüne Bir parmaklık gibi Ve bir soğuk,yüzümü hırpalıyor Bir istek doğuyor içimde, Bir fincan kahve Bir yudum sevgi içmek istiyorum Çaresizim çaresiz Seni bekliyorum...... sevmek beklemekese canım seni beklerim...
  3. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    selam yazdıkların gururumu okşadı teşekkür ederim arkadasım ama dedim ya benden cocuklarıma kalıcak tek sey şiirlerim olucak
  4. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Ekim’de Bekleyiş Suyu görünce yeşeren, yeşerdikçe çoğalan ekinler gibi büyüyor içimdeki özlemler. Hasretim arttıkça kan toplanıyor beynime. Kocaman yüreğimle koşuyorum düşlerime, sonsuzluğa. Kavurucu yaz sıcakları ortasında reyhan rengi yalnızlığımı bilemekteyim. “Neden gittin?” yakarışlarımı duymazdan geldin, gittin o uzak diyarlara. İnadınla bilinmezlere gömüldün sessizce, çığlık çığlığa. Götürdüğün anıların ağırlığı hiç mi acıtmadı yüreğini? Ardında bıraktığın, çam ağaçlarının sert, dikenli yapraklarıydı bu Temmuz ortasında. Hayal gözlerinle, hayal bir geleceğe bıraktın beni, öyle soğukta, yalınayak, ezilmiş benliğimle. Hani yorgunluğumu atmak için yalnız bırakmıştın ya beni?.. Daha yorgun yarınlara. Çocukça salınacağımız parksız çocuk bahçelerinde seninle yan yana, yapayalnız dolaşmıştık çalı çırpılar arasında, el ele. Yıkadık yüreğimizi duygu nehirlerinde ağladık, çırpındık, ama boşuna. Koşacağım günleri beklemekteyim. Bulutların arkasında umutsuzluğumun yıkıldığı anı beklemekteyim, umudun kucağına atılacağım anı. Beklentilerinin içine gömüleceğim anı düşlemekteyim, sahipsiz kimliğimle ve bütün acılara inat koşacağım eskisi gibi buruk ama hazin kendimle ulaşılmaza. Beni, bensizlikte boğulmuşluğunla karşılayacaksın, biliyorum. Bir efsanenin bitmemiş sonunda, seninle uzakta da olsa mutluluğa soyunmayı beklemekteyim, hasretinle. Akıl almaz bir sevdanın en onulmaz noktasında sana ulaşmanın sancısıyla uyanacak mıyız dersin sahipsiz sabahlara? Yaşam denen o karmakarışık dehlizlerde buluşacağız belki; sigarada, bir bardak çayda, gülen gözlü çocuğumuzda biz olarak, güzel bir gelecekte... Yitirilmiş ama bulunacak bir kayıp gibi buluşacağız. Bilinçsizce bulunacak bir kayıp gibi kavuşacağız diye gözlerim ışıldamakta benim. Koyu bir sensizlik gölgesinde varolacakla yaşamaktayım düşlerimde, umudumda. Nisan yağmurları yağacak koyu bulutların arkasından bir sonbahar sabahında. Serçeler anlatıyor buluşacağımızı, uçarak telaşla gökyüzünde. Birbirini kovalayan, ağustosa inat ötüşleriyle seni müjdeleyen serçeler götürecek beni, sana. Mutluluk gözyaşları süzülecek yanaklarımızdan, ama kimse bilmeyecek, vakitsiz bir sonbaharın kapısında olduğumuzu. Bir yazı devirmekle geçiyordu günlerim. Onca çirkinliklerin onca ihanetlerin kavurucu sıcaklığında bir Harranlı kadının mağrurluğu ile geçirmekteyim bu son yaz ihaneti günlerini. Bitecek, diye umutlanarak serinliğe uzanacağım sıcak yaz günlerinin inadına; ama endişesiz, kaygısız, rahatlamış yaz akşamlarına veda etmenin hüznünü de taşımaktayım tüm ağırlığıyla. Kuşlar ötüşmüyor; her yan, sıcağın yapışkanlığı altında kilitlenmiş, kımıldamıyor. Buharlaşmaya başlayan pislikler, gökyüzüne savrulmakta harmandaki buğday başakları gibi. Sonbaharın yüklü yağmur bulutlarına kavuşmak için gün saymaktayım sabırsızlıkla. Sabırdan sıkıldım, sabırsızlığı sevmekteyim nedense... Kaç yaz geçirdik yanarak, ateşe basar gibi zıpladık durduk o sıcaklarda, cayır cayır. Umudumu Eylül’ün sarıya çalan yapraklarının Ekim’de dökülüşüne bağladım acı sarı fiyonklarla. Yüreğimi, yakan yazın o yalancı duygularından sıyırıp sonbaharın umut böceklerine saklamaktayım şimdilerde. O sararmış, ömrü bitmiş yapraklar dökülecek bir bir ya da rüzgarların etkisiyle birbirine girerek havada uçuşarak dökülecek. Ve kendi ayaklarımla duygularımın ezikliği altında yürüyeceğim, saçlarım rüzgarlarda özgürce savrula savrula. Dumanlanmış başım açılacak ve rahatlayacağım diz boyu güzelliklerle. Ağustos, ekime dayanırken ardında sıcaklarını bıraktı, farkında olmadan. Değişen çok şey gibi ekimin o serin, az güneşli, duygu yüklü bulutları kaplayacak yeryüzünü. Kısa yaşam yolculuklarımı hayallerimle aldatacağım ama kimselere zarar vermeden. İyi sarılacağım ekimde, önce kendime, sonra da sana sevgili dost. Sen de o acıya bulanmış umudu bekliyorsan. Acaba içinde bir umut çiçeğinin büyümesini bekleyen var mı şu an, sabırla? Yalnızlık insana yakışmıyor ki! Bana hiç yakışmaz. Yalnız, sevgisiz, kimsesiz yaşamak olur mu bu koca dünyada? Bir dost bir post, yetecek bana, gerisi boş, diye geçirmekteyim içimden. Haksız mıyım? Kim yalnız direnebilir bu koca dünyaya, yaşama? Kendimle, sevgimle, anlayanımla yürüyeceğim zor bir dünyanın tünelinden, ama onurluca ve dostça. Seninle. Arayışlarımı, sevgimi karşılıksız bırakmayan bir dost olabileceksen sen... Acılarım sona erecek ekim parklarında, çocuk sesleriyle dinlenecek ruhum. Bir parkta gözlerim arayacak çok uzaklarda olan birini... Yalnız, yapayalnız benle olmak isteyen birine uzanacağım habersizce bir akşam üzeri. İhanetlerin ötesinde seninle, sana ulaşacağım bir ekim akşamında. Belki bir Sirkeci treniyle, belki de bir Mavi trenle, belki de bir kağnıyla Anadolu’nun harman yerinden, kim bilir... Hasretle sarılmalısın bana, sevgiyle kokmalısın. Bense... Utangaç, ezik ama aldırmaz sarılmalıyım sana. Gülüyorum; gülme şimdi, hadi oradan, deme. Sarılırım sımsıkı, dostsan, dostça bağrına basacaksan eğer? Yan yana düşmeliyiz senle, arkamızda ekim güneşi ve duygu fırtınalarıyla; soğuk esen akşam denizini izlemeliyiz, batmaya yüz tutan güneşle. Yan yana yürüyerek girsek dost evimizin tahta kapısından. Geri çekilsem bir adım, kapıyı açsan. Sonra doğru soğuk mutfağa koşsam, diyorum, sen perdeleri çekerken. Özledik, hem de çok. Yalan değil, kaç yıl döktük geçmişe, buz gibi özlemlerle yanan uyanık hain gecelere. Konuşmayacağım artık eskisi gibi. Neden mi? Zaman unutturdu desem konuşmayı? Acımasızca, hain... İnat, geçmiş yıllarda kaldı; tüm özlem filizlerim büyümeden sessizliğin ortasında, yalnızlığımla kaldı. İşte bundan unuttum konuşmayı! Geriye kalan, anlamlı bir dostluk karşında neye yararsa... Acelesi olmayan, kimsenin beklemediği sakin biri var şimdi yanı başında. Geçmiş daha mı güzeldi, diye düşünüyorsan eğer... Her zaman ki gibi sessiz, kaçamak bakıyorsun yüzüme. Ben böyle istemiyorum seni! Daha sevecen bakmalısın ki, sevinsin yaralı yüreğim. Daha duygulu olmalısın ki duygulansın ruhum, essin, bir an da olsa. Oysa esmeyeli yıllar oldu ruhumda sevda yelleri, değil mi? Yediğimiz şamarları arkamıza alsak... Uzanabilsem, diye geçiriyorum içimden, yorgunluktan ölmüşüm anlasana dercesine. Bir yer minderine yastıksız uzanabilmek keyfine razıyım, o tezek kokan köy evlerinde. Sen, karşımda, istediğim gibi... Yeniden doğayım yeryüzüne. Sığınayım o limana sessizce, duygu çalkantıları arasında ve uykusuz kalayım, umurumda mı? Uyuyamam. Yağmur vurmakta cama. Bilirsin, severim buğulanmış camın ardından hem seni hem dışarıyı seyretmeyi. Çay, elimde; aklım bir yerlerde, bilinmez mesafelerde, ya da bir heyecanla nefes nefese. Desem ki, son söz olarak, “Seni seviyorum.” Yanaklarım kızarmış, utanmışım ama demişim işte. Acı, fırtınalı, kavurucu yaz sıcaklarının terkedilmiş, yalnız günlerinin acısına, en fazla bir gece… Ama ‘arkadaşça, dostça’ yaşasak nasıl olurdu? Elimi uzatabilsem bir mitoloji tanrıçası gibi sana, sen de bir tanrı gibi tutsan beni, korusan, sıcaktan dili damağı kurumuş efsane sevdalara inat. Hiç gözümü kırpmadan sabahın ilk gün ışığı vursa uykusuz gözlerime. Aramızda bir kapı, sadece aralık ve oradan içeri sızan müzik, güneş ışığına dolanmış. Hafif, dinlendirici, huzurlu bir güne başlangıç dansı, gün ışığıyla rüzgarın bana uzattığı bir demet sevgi yanı başımda. Yan yana, tüm sahte sevgilere inat soyunsak güzelliklere. Nasıl mı? Bir gülümseyen yüz bulanmış onca yaşama, sevginle saygın anlatsa seni bana, beni de sana, diyorum. Darmadağınık saçlarımla, buruk bir ‘günaydın’ dökülse dudaklarımdan. Cümlelerinle dokunsan ya da bölünmüş bir elmayla yaklaşsan.
  5. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Özleme Dair Özledim seni... Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir... Beynimi uyuşturuyor özlemin... Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca ay içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum. Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp sürekli bir boşluğa dönüşüyor. Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup seninle başbaşa karş ılamaları özlüyorum; oynaşmalarymızı, hırlaş malarımızı, yürüyüşlerimizi, kaçamak tatillerimizi, sevimli haşarılğıını, çocuksu küskünlüğünü... Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken... Bilsen, ne zor gitmen gerektişini bile bile "Kal" demek sana... Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtişini bilmek... Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur oldu?umuzu görmek ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek... "Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa" demek sana ne zor... ..Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden; sesin, kokun hala beynimdeyken... ..Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşıylaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... ..Yeni bir sevdayı kesinlikle yasakladığım kalbime söz geçirmek... ..Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı, yanyana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı, onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına, arkandan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor... ..Yokluğunu beklemek, ne zor... Bunlary düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp, terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden... Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum. Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve "Dön birtanem" demek istiyorum: "Geri dön... canın seni bekliyor..."
  6. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Ölüm Çağırıyor Kulaklarım çınlıyor, sanki bir boşlukta yalnızım, ve zifiri karanlıktan gelen ses ve beynim buna dayanamaz hale geliyor. Başlıyorum ağlamaya, gözyaşlarım bir hançer gibi süzülüyor yanaklarımdan. Yere düşen damlaları sayıyorum düşüncelere dalarak. Ardından, bağırmak, haykırmak ve ölmek istiyorum. Her şeyden uzaklaşmak, insanlardan uzklaşmak ve kendimden uzaklaşmak bir bir özgürlük gibi geliyor bana. Ve tekrar ağlıyorum düşündüklerime. Sanki, biri itiyor beni boşluğa. Yavaş yavaş süzülüyorum, kör boşluğun içinde. Belki boşluktan çıkarım ümidi ile çırpınıyorum uçmak için. Kanatlarımı kırıyorlar acımasızca. Birileri yapıyor bunu ama kim! Bulamıyorum, bulamadıkça isyanım başlıyor. Belki de bendim diye düşünüyorum kendimi boşluğa iten. Ve eski paslı bir hançeri, zaten çırpınan kalbime saplıyorum. Sanki isyanım, çaresizliğim akıyor hançerin ucundan ve gözlerim kapanıyor. Ulaşıyorum sessizliğe ve bir ferahlık sarıyor içimi, sonsuzluğa kadar.
  7. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Mavi Gözler İlk doğduğu günden beri herkes onun gözlerine bakar, ‘ne güzel gözleri var’ derdi. Gerçekten de güzel bir kız çocuğuydu. Mavi gözleri, altın sarısı saçları ve sevimliliği gittiği her yerde herkesin dikkatini çekerdi. Her seferinde herkes onun mavi gözlerine imrenir, mavi gözlerle ilgili övücü sözler söylerlerdi. Annesi onu dizine yatırır, ‘mavi gözlüm’ diye severdi. Günler geçtikçe kız mavi gözlerinin bir ayrıcalık olduğunu; güzelliğinin, kendisi ile ilgilenilmesinin sırrının mavi gözleri olduğunu keşfetti. Henüz üç-dört yaşlarında idi. Her arkadaşının göz rengine bir kusur buldu. Gözleri maviden başka olanlarla dalga geçiyor, onların gözlerini alaya alıyor ve en kötüsü gözlerinin maviliği ile büyükleniyordu. Annesi çalışan bir kadındı, işe gittiğinde onu kreşe bırakıyordu. Çocuk anne sıcaklığını duyamamanın ezikliği ile sürekli ağlıyordu. Bakıcıları ne kadar iyi de olsalar annenin yerini tutamıyorlardı tabiî. Günlerden bir gün yine annesi onu kreşe bırakıp işe gitti. Çocuk arkasından ağlamaya başladı. Bir türlü susmak bilmiyordu. Diğer çocuklar ve bakıcılar bundan rahatsız oluyordu. Bakıcılardan biri küçük kızın mavi gözlerinden dolayı kaprise girdiğini, onlarla övündüğünü biliyordu. Ağlayan kızın yanına geldi ve ona, ‘tatlım, eğer ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Dakikalardır ağlayan kız bir anda susuverdi. Bakıcının gözlerine bir daha baktı. Arkadaşlarının gözlerine bir daha baktı. Ayrıcalıklı olmanın mavi göz olduğunu yeniden hatırladı. Bakıcıya emin olmak için sordu: - Gerçekten ağlarsam mavi gözlerim kahverengi mi olur? - Evet, hem de sonsuza kadar. Mavi gözlü kız ne zaman ağlamaya kalksa ona hep, ‘mavi gözlerinin kahverengi olacağı’ hatırlatıldı. Bu durumu annesine söylediklerinde annesi de bir kahkaha attı. Çocuk evde ağlamak istediğinde annesi, ‘ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Kısa bir zaman sonra bu durum çocukta bir saplantı oldu. Ve mavi gözlerini kaybetmemek için yıllarca ağlamadı. O ağlamadığı için herkes mutlu idi. Kreşteki bakıcılar o ağlamadığı için daha fazla kahkaha atmaya zaman buluyorlardı. Annesi o ağlamadığı için evdeki işlerini kolay yapıyor, makyajına daha fazla zaman ayırıyordu. Yıllar geçip gitti, kız büyüdü, serpildi, mavi gözleri, sarı saçları ile güzel bir kız oldu. Artık yirmi yaşlarına gelmişti. O mavi gözlerinden, sarı saçlarından dolayı bütün gözler her zaman olduğu gibi ondaydı. Annesi onun bu güzelliği ile gurur duyuyordu. Bir bahar sabahı uyandıklarında mavi gözlü kızın annesinin hasta olduğu anlaşıldı. Doktor doktor gezdirdiler, derdine bir türlü çare bulamadılar. Gitmedikleri doktor kalmadı. Kadın mavi gözlü kızının gözleri önünde eriyordu. Ama mavi gözlü kız annesinin bu durumuna üzülmesine rağmen gözlerinden bir damla yaş gelmiyordu. Birgün mavi gözlü kızın babası bir komşularının tavsiyesi ile ermiş bir adama götürdü hasta kadını. Ermiş, kadına bakınca ‘bu derdin sadece bir çaresi var’ dedi. ‘Üç gün üç damla göz yaşı içecek. Dördüncü gün ayağa kalkacak’ dedi. Herkes sevindi. ‘Bundan kolay ne var’ dediler. ‘Birimiz ağlarız içiririz göz yaşımızı’ dediler. Ermiş, ‘kolay gibi görünüyor ama o kadar kolay değil, bu göz yaşı mavi gözlü olan kendi kızının gözyaşı olacak’ dedi. Eve geldiklerinde mavi gözlü kızın gözyaşını istediler. Annesini çok seven mavi gözlü kız onu kurtarmak için ağlamak istedi günlerce, aylarca ama gözünden bir damla yaş gelmedi. Mavi gözlerini kaybetmemek için yıllardır ağlamamıştı. Bu sebepten ağlamayı unutmuştu. Mavi gözlü kız bir türlü ağlayamıyor, günler geçtikçe annesi gözlerinin önünde eriyip gidiyordu. Topu topu üç damla yaş çıkaracaktı gözünden. Ama olmuyordu. Bir gün günbatımında kadın kızını yanına çağırdı. Kızının dizine kafasını koydu. Açık pencereden batan güneşi görebiliyordu. Bir ‘ah’ çekti. ‘Ben ölürsem üzülme kızım. Suçlusu sen değilsin. Ben senin gözyaşlarını kurutarak kendi ölümümü kendim hazırladım. Ben öldükten sonra birgün ağlamanı dilerim’ dedi. Kız annesinin bu sözlerinden o kadar duygulandı ki gözleri dolmuştu. Her an ağlayıp, annesini kurtarabilirdi. Biraz daha zorladı kendisini ve gözlerinden bir damla yaş süzülerek yanaklarından akmaya başladı. Yanaklarından süzülen damlalar annesinin dudaklarına düştüğünde dizinde soğuk bir bedenin varlığını hissetti sonra. Mavi gök yüzünü siyah bir örtü kaplamış, artık gün batmıştı.
  8. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Mavi Gözler İlk doğduğu günden beri herkes onun gözlerine bakar, ‘ne güzel gözleri var’ derdi. Gerçekten de güzel bir kız çocuğuydu. Mavi gözleri, altın sarısı saçları ve sevimliliği gittiği her yerde herkesin dikkatini çekerdi. Her seferinde herkes onun mavi gözlerine imrenir, mavi gözlerle ilgili övücü sözler söylerlerdi. Annesi onu dizine yatırır, ‘mavi gözlüm’ diye severdi. Günler geçtikçe kız mavi gözlerinin bir ayrıcalık olduğunu; güzelliğinin, kendisi ile ilgilenilmesinin sırrının mavi gözleri olduğunu keşfetti. Henüz üç-dört yaşlarında idi. Her arkadaşının göz rengine bir kusur buldu. Gözleri maviden başka olanlarla dalga geçiyor, onların gözlerini alaya alıyor ve en kötüsü gözlerinin maviliği ile büyükleniyordu. Annesi çalışan bir kadındı, işe gittiğinde onu kreşe bırakıyordu. Çocuk anne sıcaklığını duyamamanın ezikliği ile sürekli ağlıyordu. Bakıcıları ne kadar iyi de olsalar annenin yerini tutamıyorlardı tabiî. Günlerden bir gün yine annesi onu kreşe bırakıp işe gitti. Çocuk arkasından ağlamaya başladı. Bir türlü susmak bilmiyordu. Diğer çocuklar ve bakıcılar bundan rahatsız oluyordu. Bakıcılardan biri küçük kızın mavi gözlerinden dolayı kaprise girdiğini, onlarla övündüğünü biliyordu. Ağlayan kızın yanına geldi ve ona, ‘tatlım, eğer ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Dakikalardır ağlayan kız bir anda susuverdi. Bakıcının gözlerine bir daha baktı. Arkadaşlarının gözlerine bir daha baktı. Ayrıcalıklı olmanın mavi göz olduğunu yeniden hatırladı. Bakıcıya emin olmak için sordu: - Gerçekten ağlarsam mavi gözlerim kahverengi mi olur? - Evet, hem de sonsuza kadar. Mavi gözlü kız ne zaman ağlamaya kalksa ona hep, ‘mavi gözlerinin kahverengi olacağı’ hatırlatıldı. Bu durumu annesine söylediklerinde annesi de bir kahkaha attı. Çocuk evde ağlamak istediğinde annesi, ‘ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Kısa bir zaman sonra bu durum çocukta bir saplantı oldu. Ve mavi gözlerini kaybetmemek için yıllarca ağlamadı. O ağlamadığı için herkes mutlu idi. Kreşteki bakıcılar o ağlamadığı için daha fazla kahkaha atmaya zaman buluyorlardı. Annesi o ağlamadığı için evdeki işlerini kolay yapıyor, makyajına daha fazla zaman ayırıyordu. Yıllar geçip gitti, kız büyüdü, serpildi, mavi gözleri, sarı saçları ile güzel bir kız oldu. Artık yirmi yaşlarına gelmişti. O mavi gözlerinden, sarı saçlarından dolayı bütün gözler her zaman olduğu gibi ondaydı. Annesi onun bu güzelliği ile gurur duyuyordu. Bir bahar sabahı uyandıklarında mavi gözlü kızın annesinin hasta olduğu anlaşıldı. Doktor doktor gezdirdiler, derdine bir türlü çare bulamadılar. Gitmedikleri doktor kalmadı. Kadın mavi gözlü kızının gözleri önünde eriyordu. Ama mavi gözlü kız annesinin bu durumuna üzülmesine rağmen gözlerinden bir damla yaş gelmiyordu. Birgün mavi gözlü kızın babası bir komşularının tavsiyesi ile ermiş bir adama götürdü hasta kadını. Ermiş, kadına bakınca ‘bu derdin sadece bir çaresi var’ dedi. ‘Üç gün üç damla göz yaşı içecek. Dördüncü gün ayağa kalkacak’ dedi. Herkes sevindi. ‘Bundan kolay ne var’ dediler. ‘Birimiz ağlarız içiririz göz yaşımızı’ dediler. Ermiş, ‘kolay gibi görünüyor ama o kadar kolay değil, bu göz yaşı mavi gözlü olan kendi kızının gözyaşı olacak’ dedi. Eve geldiklerinde mavi gözlü kızın gözyaşını istediler. Annesini çok seven mavi gözlü kız onu kurtarmak için ağlamak istedi günlerce, aylarca ama gözünden bir damla yaş gelmedi. Mavi gözlerini kaybetmemek için yıllardır ağlamamıştı. Bu sebepten ağlamayı unutmuştu. Mavi gözlü kız bir türlü ağlayamıyor, günler geçtikçe annesi gözlerinin önünde eriyip gidiyordu. Topu topu üç damla yaş çıkaracaktı gözünden. Ama olmuyordu. Bir gün günbatımında kadın kızını yanına çağırdı. Kızının dizine kafasını koydu. Açık pencereden batan güneşi görebiliyordu. Bir ‘ah’ çekti. ‘Ben ölürsem üzülme kızım. Suçlusu sen değilsin. Ben senin gözyaşlarını kurutarak kendi ölümümü kendim hazırladım. Ben öldükten sonra birgün ağlamanı dilerim’ dedi. Kız annesinin bu sözlerinden o kadar duygulandı ki gözleri dolmuştu. Her an ağlayıp, annesini kurtarabilirdi. Biraz daha zorladı kendisini ve gözlerinden bir damla yaş süzülerek yanaklarından akmaya başladı. Yanaklarından süzülen damlalar annesinin dudaklarına düştüğünde dizinde soğuk bir bedenin varlığını hissetti sonra. Mavi gök yüzünü siyah bir örtü kaplamış, artık gün batmıştı. ............... birce ye gelsin
  9. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Aşk, Uydurduğumuz En Güzel Yalan! Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti. Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. “Bana kalan, Beni kalansız bölen bu şehir. Ah! bu şehir, yalan şehir” demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yarattığım, inanmak için yıllarımı harcadığım kocaman bir yalandın sen. Gerçek olduğunu gördüm. Sen gittin... Aslında içimden giden sevgili değildi. Ben sadece, yalanıma inanmıştım. O, gerçekti... Aşk bitmişti. Düşünüyorum da acaba aşk, ruhumuzun derinliklerinde yaratılan koca bir yalan mı? Şiirde, müzikte ya da sözde, nerede aşk varsa orada bir de yalan yok mu? Aşk ve yalan, güzel ile çirkin, iyi ile kötü gibi birbirini besleyen, değiştiren ve dönüştüren; biri olmadan diğeri varolamayan ya da anlamsız kalan evrimin temel dinamiklerinden ikisi olabilir mi? Ya da aşk, yalana sesdeş mi? “Seni seviyorum” derken, aslında içimizde yarattığımız en güzel yalana övgüler mi düzüyor, kendimize olan hayranlığımızı mı dile getiriyoruz? “Bir gün içimden gittin, anladım.” Aşk, uydurduğumuz en güzel yalan! Ve aşk, yalan varsa aşktı. İnsanın doğasında var. Doğrular ne kadar da az cezbeder bizi. Yasaklı ya da yanlış ne varsa, yaptıklarımız hanesine yazmak isteriz. Durduralamaz bir dürtüdür bu. Yalanı bazen istem dışı kullanırız. Söyleyen biz değilizdir ama, söyleten ta kendimizdir. İçimizdeki yasaklı kimliktir O: Mülkiyet duygusu ve egosu olağanüstü gelişmiş; ihtiraslı, doyumsuz ve aşka her zaman hazır. Pembedir, mavidir ve daha çok kırmızı. Cıvıl cıvıldır, yerinde duramaz. Yaz gibidir: Islak ve sıcak. Zaafları vardır, yasak ve güzel olan herşeye. O cennetteki en güzel meyveyi tadan, ilk ihaneti gerçekleştirendir. Kısacası O, yaşayan tarafımızdır. En güzel anılarımız, en heyecanlı anlarımızdır... Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye ve neden gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti. Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. ......................................................................................
  10. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    AGLADIGIMI KİMSEYE SÖYLEME!!!! Ağladığımı kimseye söyleme…… Onlar beni güçlü biliyor Onlar beni en zor günümde bile ayakta biliyor Ben aslında gülerek geçirdiğim her günün akşamı evde ağlarken, Onlar benim içimin sızladığını, yüreğimin yandığını bilmiyor…….. Ağladığımı kimseye söyleme ……… Onlar beni kral biliyor Onlar ben kızdım mı dünyayı yakacak insan biliyor… Ben aslında onun gizlerine bakmaya bile kıyamazken, Onlar benim bir K I Z uğruna üzüleceğimi tahmin bile etmiyor… Ağladığımı kimseye söyleme …. Onlar beni ağlamaz biliyor…. Onlar beni…. Üzüldüm bulunduğum şehri bulutlar kaplar biliyor.. Ben aslında odama kapanıp sitem duygusuyla bir köşeye sinerken, Onlar beni hiçbir şeyin sarsacağını akıllarının ucundan bile geçirmiyor…. Ağladığımı kimseye söyleme .... Onlar bunu hiç bilmiyor… Onlar için ben en sağlam köprülerden daha sıkı bağlıyımdır hayata… Ben aslında ölümle yaşam arasındaki ince çizgide bir o yana bir bu yana giderken, Onlar hala benim için hayatın büyük bir hayal kırıklığı olduğunu bilmiyor… ve ben sana ağlıyorum askım ........
  11. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    SENİ SEVİYORUM DE bişi takılır boğazımaa anlatmak istesem sana baktığımda yüreğimdekileri ama anlatmak istediğime yetmezz kelimeler hiçbişey benzetemem o güzelliğine yetmez sayfalar yüreğimin anlatmak istediğini anlatamaz kalemim zamanla alıştım bu hastalığa yayılmış bütün korkularım bütün umutsuzluklarım sensizliklerim sessizliklerim.... bütün vücuduma elim ayağım tutmaz gözüm görmezz ve nedense tek ihtiyacım sadece iki kelime yeter ki bi kere seni seviyorum de ben seni seviyorum çünki ....
  12. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Sensiz bir ağladım biliyormusun Usul usul sessiz sessiz... Kimsesiz ve yanlız ve bedbaht ve caresiz ağladım işte boş boş bakareken duygulandım sayarım seni andım biliyomusun gözyaşlarım düşerken mazgala sanki gidişin gibiydi benden öteye uzağa... kendine bir ihanet yolu çizmiştin oysaki sen gidiyordun bense hala seviyordum gitmeni sevmiyordum oysa kalmıyordunki yanımda bir başkasına ait bir yürek nasıl çarpıyordu benim avuçlarımda... nasıl bir aşkmış anlayamadım seviyorum seni nedensiz unutmadım biliyomusun aslında niye niye bilmiyorum seni hala seviyorum bi sevda aldım gecen gün üç beş kurus bedelle odemesi ölümüne bir bedel siz can kaldı elimde bir seyyah sevdaları... seni toplamazki bedenim sarar toprakta bir ayyuka çıkarken seni görmeler vardır aslında unurtulmaktan gecen bir sevda..! ki gorulmemiş dunyada ama sen yoksun gittin neden ? ihanet buyusu kaplamış avuçlarımda bir can kalmış kifayetsiz amansız amaçsız bi beden kimsesiz ve sensiz ve yolsuz…
  13. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    SENİ O SANMISTIM S essini o kadar cok özledimki! E ller bu özlemin duygusnu anlyamazlar! N eyle dindire bilirim sensizliyin hastertini I nan sana olan askimi kimseye veremeyecegim! O kada sensiz yalnizliklar icindegimki! S ana nasil anlata bilsem yalnizligin acisini! A glayan gözyasarimi sevdana bagisladim! N e umudum nede tutunacak dalim kalmis! M erhametle doneveksen sevdama dönme sakin! I intiltmem sana gururumu askinin karsisinda! S u dunyada varligini gerekirse uzaklaran severim! T ek sana olan sevdam kaderime karsi kucuk dusmesin! I nsanlar hic bir zaman anlayamayacaklar sana olan sevdami! M ezara kadar askin yügregimde bir sir olarak girecektir kara topraklara.... AGLADIM
  14. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Sen Benim Her Seyimdin Sen gözlerimdin benim Hiç tükenmeyen bir pınar misali Süzülürken damla damla sular Bazen ılık, yüreğinin sıcaklığında Bazen buz kesmiş, kartal bakışlarında Bakarken bazen, yıldız parlaklığında Sen gözlerimdin benim. Sen sözlerimdin benim Dilimden dökülen bir çağlayan misali Ve yatağına sığmayan bir nehir Bazen bir çığlık sessizliğimde Bazen bir sitem haykırışlarımda Dökülürken dilimden, uçurumdan dökülür gibi Sen sözlerimdin benim. Sen ellerimdin benim Rüzgarlarınla doldurduğun bir yelken misali Bir sağa çekersin beni, bir sola Bazen savurursun açık denizlere Bazen vurursun acımadan kıyılarına Başıboş dümensiz, kapılacakken girdaplara Sen ellerimdin benim. Sen yüreğimdin benim Ritimsiz çalan bir saat misali Çalışıyorsun tik tak tik tak Bazen ileri gidiyorsun koşar gibi, Bazen geri kalıyorsun, sanki yorgun Ha durdu, ha duracak hala sana vurgun Sen yüreğimdin benim. Sen herşeyimdin benim Düşlerim, ümitlerim,geleceğim Ellerimdin, gözlerimdin ve yüreğim Bazen kapılsamda umutsuzluklara Bazen kızsamda yüreğim alev alev Sen ne görürsün beni. ne duyarsın Yine de sen herşeyimdin benim Ve yine de herşeyimsin.
  15. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Lanet Olsun... Akan Göz Yaslarima Seni Kattim Hos Koksun Diye.... Dalinda diken Gibi Battim Yüregime Ama Ama ne bir Damla Kanim Akti nede Canim Acidi.... Ama Yüreg Kin nefret Kan Kust be Bebegim.... Acan Güllerine Degil Ucup Giden Kokularina lanet Olsun... Nedir Ulan Nedir Senin askin Serefi Illeti gercek adi nedir... Ask Dedin Sana Kalbimi Verdim sevda dedin yüregimi verdim yetmedi yetmedi can deseydin onuda alirdin benden... ...Lanet Olsun Lanet Olsun...
  16. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Göz Yasima Degermi Hani O Saf düslerin bulusdu bir yer vardir Kalbmi derler bilmem söküp atilar Yokluk hisediyorum büyük bir derinlik Kayip mi oluyorlar bilmem.. Hani hic hisetmedim degil... Hisetirmediler diye degil... Oyaladilar mi desem ne desem Kendim bilmiyorum ki basima gelenleri Gözlerim boyaliymis meger Tozpembe renklerle icim icime sinmiyordu Bir Gülüsün icin ben neler vermedim Neler feda etmesdim... Meger neler Kaybetmisim... Bir Cicek takmisim Aklima onun yolluna giderken neler ezmisim aslinda O yolla Degmez olan Cicek Kaybolmus Dönüsde Ezilenleri gördüm yeniden Filizlenirken ama boynulari Büküktü bana Karsi bakmiyorlardi... YARABBIM neler yaptim ben Hayatimda Adam olmaya calisdim ama ne Kazandim Avucum bos kafam Agir Kalbimse Kayip... Benden ne olsun bu Saaten sonra Benden ne olacak senden sonra birdaha Yüzüne bakamam ki Gözlerim baksada bile Sakilan Gururumu grömesin sen tabi... Gözlerimin boslunu Hisedersen Ses cikartma sadece sunu bil ki ölümlü Dunya Sen herseyimi öldürdün Gün gelecek ki seni de öldüren cikacak karsina Hani demistim ya baska bir Sen hic birzaman olmadi... Doru... Beni hic birzaman beni böylesine yikan Beni böylesine maf eden olmadi Bazen gecenin Sesizligin sinir üzerime Aglamiyorum ama... Yapoz gibi döküldüm Hisediyorm o ayni Gecelerde sana kurdum Düsleri Hayaleri teker teker gömüyorum Unutamam.... Unutmayi bilmedim icin SEVMEYIDE bilmiyordum Sen ögretmistin nedenini bilemiyorum ama.... Heralde beni ilk defa yerde görmek icin Aferim Aferim basara bildin bundan önce baska bir Sen yoktu beni Bu duruma sokan benimle böylesine Dalga gecen Benimde korkum vardi ama... Sen gercek birsey degilmisin ki var olmayandan neden korkmusum ki.... Sence senin Adin bir Göz yasima Degermi Sen icimde bir OK olmusun Tüyünde Adin yazili nereye ceksen Kan kayibi Bu OK icimde kalsa raht durmas Tüyünden asagi damlar Cansiz Kani Cansiz Göz yaslarim yanliz Akiyorlar yapa Yanliz Sence senin ismin Birtanesine Degermi ...bilemiyorum...
  17. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    tesekkür ederim yzdıkların için ben izmirden melons şiir yazmayı severim sanırım bu bana babamdan kaldı onunda vardır böle şiirleri .. kitap işine gelince 600 e yakın şiirim var ama su ana kadar düşünmedim sanırım düşünmüyorumda bunalr benden cocujklarıma kalıcak
  18. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Yağmur Damlası Ben küçük bir su damlasıyım. Gökten yağarım, tenlerinize usulca, Bazen de sertçe dokunurum. Ürkersiniz ama küçük bir su damlası diye aldırmazsınız. Devam edersiniz nefes almaya. Toprağa dokunurum, filizlendirir, çiçek açtırırım. Bunu bir kulun yaptığını düşünürsünüz. Hoyratça yaklaşır koparırsınız dalından tazecik çiçeği. Düşünmezsiniz akan kanları Denizlere düşerim suyuna tuz katarım Kirletirsiniz, hatta ta? yığınlarıyla kapatmaya çalışırsınız. Ben küçük bir yağmur damlasıyım. Hayatınıza hayat katarım Bazen isyan edersiniz bana... Bazen de ellerinizi semaya kaldırıp dua edersiniz küçük bir yağmur damlası için. Kimi zaman beni görmek istemezsiniz, Bana isyan eder bir de tokat atarsınız. Ama hiç düşünmensiniz benim ne olduğumu... Ben küçük bir yağmur damlasıyım... Hayatınıza hayat katarım Bana muhtaçsınız... Ben küçük bir yağmur damlasıyım..
  19. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Yağıyorum Biliyormusun ? En güzel aşk, Son kez söylenendir. Bugün yağıyorum üstüne, İçimde ne varsa sen... Her susuşumun bedeli, Sen olup kalmak olacak. Bir yaprağın ucunda Su damlası gibiyim. Koylarına dağılmış, Tutungaçlarım var. Islak düşlerim senle.. Sanki haykırışlarım ve Geç kalmışlığımın Çığırtkan ezgisi gibi. Ardıma koyduklarım Yıkık sevda öykünmeleriymiş. Labirentlerde dolaşmayı , Aşk sanmaksa çaresizlik. Bugün; Yağan yüreğimin Her damlası aşkınla dolu. Utangaç bakışlarıma dökülense Benim son gerçeğim ... Biliyorsun artık; En güzel aşk, Senle çok kez yaşanandır.
  20. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Uzaktan Sevmek Zamanın birinde bir sevdiğim vardı. Öyle çok sevmiştim ki. Yaklaştığı her an korktum. Sevgimi çalacak diye... Öyle çok uzaktan bakmışım ki gözlerine. Yaklaştığı her an daha bir güzelleşti. Öyle çok hayalini kurdum ki. Baktım ki hayal olmuş her şey. Öyle çok sevmediki beni. Ve öyle çok aldandımki dokunuşlarına. Onu hissettiğim her saniye İçimde yaşattığım her an Daha bir sevdim,daha bir aldandım. Şimdi öyle uzakki bana Her zaman olduğu gibi değil. Daha uzak,yüreğimin cennetinde. Öyle iyi birisiydiki merhum Sırf ben onu sevmeyeyim diye uzaktaymış meyerse Sırf benim için bakmamış gözlerime. Halbuki bilememiş. Uzaktan sevmek,sevmelerin en güzeli diye...
  21. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Uzaktaki Sen Bilirim ki artık onun gözleri benim için Issız bir gece vakti Çok ama çok uzaklardaki Bir şehrin ışıkları gibidir Sürekli ona doğru koşmama rağmen Hiç bir zaman sokaklarında koşamayacağım Ve hiçbir zaman ona ulaşamayacağım Ama olsun ; Ben yine bu şehrin gözyaşlarına kapılıp Sana aldanırım. ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Uzaksın Bana Sahipsiz gönlümü almak istemezmisin. Hissetmek istemez misin sevgimi Yazmışım seni her parçama Sigaramın her nefesinde Aldığım her nefeste Kokladığım her çiçekte Bütün hayalimde sen varsın Sanki her zaman benimlesin Ne olur hep yanımda olsan Sevginden birazcık tatsam Rüzgar getiriyordu kokunu bana Kuşlardan alıyordum haberini Uzak kalma benden Diz çökmüş bekliyorum seni Zamanın içinde kaybolmuş gibisin sanki Yıldızlara sordum, ağaçlara sordum Taslara sordum ve kuşlara sordum Dediler ki o gelmez sana Sormaz olaydım. Bütün umutlarım yıkıldı bir anda Gecelerin karanlığında kayboldum. Artik aydınlatmıyordu yıldızlar yolumu Bulamıyordum kaybettiğim umutlarımı Sevginle büyüttüğüm çiçekler Soldular birer birer. Susamışlardı onlar da sana En az benim susadığım kadar. ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
  22. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    uykunda öpüyorum seni Uykunda ağlıyorsun... Uykunda öpüyorum seni... Korkmadan ağlıyorum seninle... Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum... Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın kuralları yok... Kendine nasıl derinden ve katıksız inanıyorsan, bu hayata, bu insanlara da öyle inanıyorsun... Bunu sana ben anlatamam. Bak bu sensin, bak bu da hayat, bu da kuralları; bak, insanlar seni aslında nasıl görüyor, yok bu hayatta duygularının karşılığı, diyemem. Seni sevginden uyandıramam... Yıllar önce senin olduğun yerdeydim ben de. Tam orta yerde. Benim de saçlarım sevecen bir kardeşlik kokardı. Herkese koşarken açıkta kalırdı öldürülmeye en açık, en savunmasız yanlarım. Nereme bıçak saplanırdı bilmezdim, ama hep yersiz kanayan o zavallı saçlarıma dostluklara gölge düşürüyor, diye kızardım...Umudu ürkütüyor diye yaralarıma kızardım... Ben en çok beni yaralayanlara koşar; bir suç, bir yanılgı varsa, çoğunu omuzlamak için kendimden vazgeçerdim... Sırf sevgiler bitmesin, sırf hayatın sevinci gölgelenmesin, dostlukların son günü gelmesin diye üstüme alırdım bütün günahları, bütün yanılgıları, geçmiş ve gelecek bütün kötülükleri... Sevginin umutları sürsün diye, göze alırdım kalbime akıtılacak zehirleri... Göze alırdım eksik yaşanmış bütün sevgilerin tanığı ve sürgünü olmayı... Sonra baktım kimsesiz ve tesellisiz ölüyorum... Gördüm kendimi nasılsa. Gördüm anısız ve habersiz öldüğümü... Son kez baktım etrafıma, bir yakın, bir içten ses, bir kardeş kokusu aradım kendime. Bağlanmak istedikçe öylesine kopmuştum ki insanlardan, öylesine çok sevmiş, öylesine çok inanmıştım ki, nasıl oldu bilmiyorum, içimden bir kötülük, bir acımasızlık; içimden zavallı bir intikam duygusu çıkartıp, o yaralı kendimi, beni ben yapan o kimsesiz sevgimi o boşluktan çekip aldım... Aldım onu ve korumaya başladım.. O yaralı, o parçalanmış, o kimsesiz sevgimi, kötülükle, acımasızlıkla, hırsla, kıskançlıkla korumaya başladım... O da yetmedi, yazmaya başladım sevgili. Yazmaya... Ne hissedersem, ne hissedeceksem, hayatımda ne varsa, her şeyi yazmaya başladım... Yazmak, acılardan, aşklardan, yitirişlerden, itilip kakılmalardan kurtulmanın en geçerli yolu oldu benim için...
  23. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Unutamadım Unutmak istedim seni Bir baskasindan hoslandim Onu sevmeye calistim Ama olmadi, unutamadim seni Unutmak kolaymi sanki Kolaysa sen unut beni Ben beceremedim Unutamadim seni Sensiz gecmiyor saatler Dakikalarsa, onlar sanki durmus gibi Ya sanyeler, onlar dahada beter Sanki hayatta unutmaktan daha zor olani yokmus gibi Bos bos hayallerden cikip gelmeni bekliyorum Sokaklardan ayak seslerini duyuyorum Bir umut var icimde, geleceksin biliyorum Seni ne yapsam yapiyim unutamiyorum nasıl unuturum geceler boyu sevişmelerimizi ....
  24. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Ucu Yok Sevdamın Seni bir hayat boyu sevebilirim ben.. Ölümün beni bu dünyadan ayırdığı son nokta, İşte oraya kadar.. Belkide ondan sonrası da var benim için; Seni kara toprakta bembeyaz kefenle bile sevebilirim ben.. Duyguların bittiği yer yok benim için; Seni bir çiçeğin gözünde, Seni bir çocuğun elma şekerinde, Seni,sen benden uzaktayken bile sevebilirim ben... seni ben sen yokkende severim .... askım
  25. melonss şurada cevap verdi: melonss başlık Şiir Forumu
    Uçurum Çiçeği Biz seninle imkânsız sevdanın iki kuluyduk Ve iki yakası hiç kavuşmayacak Birbirine sevdalı uçurumduk Ayaklarımız yanarken karlarda Bir avuç güneşimizle Toprakta zamansız yeşermeyi umduk Zaman durmayacak elbette Yalnızlığı dolduracak yüreğimize Susacak umutlarımız, Ayrılık ket vuracak dilimize Yaşayacağız belki de ayrı kentlerin sabahında Ama....Ama aynı güneş doğmayacak gözlerimize Sırtlarımız yoklukta hep nemli duvarlara yaslanacak Boğazımızda düğümlenecek sevdaya yazılmış satırlar Belki de hep susacak.... Kim bilir belki de bir aksam Solgun uçurum çiçekleri düşecek ellerimize Güneş kamaştırsa da gözlerimizi Yüreklerimiz hep kuytularda içli içli ağlayacak Acılarımızı harmanlayacağız mevsimlerde Gözlerimizi arayacağız hep ıssız köşelerde Bihaber yaşasak ta yaban ellerde Hep şarkımız çalacak ayrı düşmüş dillerde Ayrı kentlerin soluğunu alsak da İnadına yaşatacağız sevgimizi ayrılsak da Takvimler düşerken asırlara Uçurum çiçekleriyle ayrılığımız yazılacak baharlara Ölüm gelene kadar yalnızlık çalacak kapımızı Unutmak için birbirimizi Kim bilir kaç gece yakacağız anılarımızı Ama... ama hiç unutulmayacak yeminlerimiz Sen unutsan da beni uçurum çiçeği Ben sonuna kadar yaşatacağım ölümsüz sevdamızı.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.