melonss
-
İçerik Sayısı
258 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
İletiler gönderen: melonss
-
-
Sakın Elimi Bırakma
Ilık rüzgarla gelen bir müzik sesiyle dalıverdim uzaklara; "Aşık olmak günahsa ben bir günahkarım, pişman değilim tanrım…" diyordu yumuşak bir ses… bir sızı saplandı ilk önce kalbime… sensizlik yüreğimi yakıyordu, sana hasrettim… sarı kurumuş yapraklar arasında yürürken rüzgarın yüzüme vurmasıyla kokunu duydum sanki… yalnızdım… mutsuzdum, sen yoktun… ebediyen gitmiştin… Şimdi yanımda olsaydın kollarınla beni sarar, yüzüme dağılan saçlarımı parmaklarınla düzeltirdin.. iki taraftan kulaklarımın arkasına sıkıştırır, "Böyle daha güzel aşkım"derdin… yüzüme düşen saçlarıma tuzlu gözyaşlarım karışıyor şimdi. "Sakın ha ağlama, seni birgün bile ağlarken görmek istemiyorum" derdin bana… şimdi bir yerlerden bakıyorsa gözlerin üzülüyorsundur… ama gözyaşlarıma söz geçiremiyorum sevgilim... Hani biz sonsuza kadar mutlu olacaktık? Hani birbirimizi terketmiyecektik? Neden beni tek başıma bırakıp gittin aşkım.? Kaza haberin geldiğinde inanamadım… evimizden nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum… hastanede seni öyle kanların içinde baygın bir şekilde görünce dünya başıma yıkıldı… elini tuttum ve sen gözlerini açtın "Sakın ha! Sakın elimi bırakma" dediğin zaman bile "Gözlerindeki ormanda yağmur yağmasın" dedin… yanaklarımdan süzülen sicim gibi yaşlar yüzüne döküldüğünün farkında bile değildim.. ameliyathanenin kapısına kadar elini hiç bırakmadım ve mecburen elini ayırdılar benden… saatlerce o odada kaldın… çıktığın zaman komadaydın… doktorlar ümitsizce gözlerime bakıyordu… seni odana götürdüler.. neydi, neden o makinaları vücuduna bağlamışlardı.? Sen yaşayacaktın.. beni bırakmayacaktın yemin etmiştin..yavaşça elimi elinin üzerine koydum.. hiç kıpırdamıyordun… günlerce başucunda bekledim… farkında bile değildin… hep uyuyordun… yanında seni beklerken; geçirdiğimiz günler bir film şeridi gibi gözlerimden geçti… beni kızdırmaların, sinirletmelerin ve ondan sonra gönlümü almak için bütün evi ben yokken çiçek bahçesine çevirmen… doğumgünlerimizde birbirimize aldığımız müzik kutuları… hani son doğumgününde sana mavi bir kazak almıştım da hemen giyip mankenlik yapmıştın ya ve ben seninle dalga geçmiştim sen de pastayı alıp yüzüme yapıştırmıştın ve sonra da bütün evi pastayla alt üst etmiştik… ne kadar deliymişiz, ne kadar aşıkmışız… mavi kazağını son gördüğümde kanlar içindeydi.. kaza günü onu giyiyormuşsun meğer… çok sinirlettin beni, nasıl çıkacak şimdi kazaktaki kan lekeleri? Olmadı şimdi, iyileşir iyileşmez kazağını sen yıkayacaksın.. onu sana ben aldım atmak olmaz ki… Hala uyanmadın… bir hafta geçti hiç bir kıpırtı yok…doktorların biri gidiyor biri geliyor.. söyledikleri hiçbirşeyi artık anlamıyorum.. bu arada o yağmurlu gün geldi aklıma.. bisikletlerle yarış yaptığımız o gün.. hani ani bir yağmur başlamıştı da eve zor yetişmiştik.. balkonda durup yağmuru izlerken bir gün bebeğimiz olursa ismini Yağmur koyalım demiştik… bizim yağmurumuz yaz yağmuru olsun demiştik… Ve bir gün daha geçti işte, yanında sen o yatakta hareketsiz yatarken bir gün daha geçti… elim elinde.. ve başım yatağın yanında, kendimden geçmişim.. ve aniden elin elimde kıpırdadı.. aniden kırmızı, şiş gözlerimi sana çevirdim… ve gözlerini açtın… o halinle bile gülümsüyordun bana… dudaklarına küçücük bir öpücük kondururken sessizce gözlerimden yine bilinçsizce tuzlu gözyaşlarım dudaklarına düştü… kızar gibi yine baktın bana… "Tamam" dedim "Ağlamıyacağım…" Gözlerime baktın buğulu… hiç beklemediğim bir anda dudakların kıpırdamaya başladı "Affet beni" dedin, "Birbirimizi terketmiyecektik, hala daha da seni terketmedim ama…." dedin ve gerisini duymak bile istemiyordum, parmaklarımla dudaklarını kapattım, "Konuşma, yorulma, sonra konuşuruz" dedim ama başınla "Şimdi" dercesine işaret ettin… "Şehre inmiştim, yıldönümümüz için beğendiğin tek taşlı pırlanta yüzüğü alacaktım, aldım da… yanında 25 tane gül vardı, arabanın torpido gözünde yüzüğün, koltukta da güllerin vardı" dedin… ve devam ettin "Hayatımda geçirdiğim en güzel yılları seninle paylaştım, gözlerim, kalbim hep yanında olacak, arabadan emanetlerini almayı unutma" dedin bana… gözlerimdeki yaşları artık durduramıyordum… "Bir dahaki sonbahara yürüdüğümüz yolda yanlız yürüyeceksin ve çok güçlü olacaksın, beni affet aşkım seni bensiz bırakıyorum, seni canımdan çok seviyorum, son bir öpücük ver bana" dedin ve bir elim elinde bir elimle alnını okşarken istediğini yaptım dudakların sıcaktı ve aniden makineden ince bir ses geldi, elin elimden kopuverdi…. Gözlerin yavaşca kapandı…. Doktorlar koşup geldiler… öylece orda kalıverdim hareketsiz kaldım, donmuştum, sen yoktun artık… doktorlar seni götürdüler… artık sen yoktun, yanlızdım.. Ve şimdi sensiz geçen ilk sonbahardayım… yürüdüğümüz yolda kurumuş yaprakların arasında tek başınayım. Arabadan bana getirdikleri emanetlerimin biri evde diğeri parmağımda… yüzüğünü yaşadığımı sürece parmağımdan, güllerini yatağımın yanından hiç ayırmayacağım… mavi kazağını yıkadım, temizledim… yastığının üzerinde duruyor.. Hazan mevisimi, hüzün mevsimi… aşk mevisimi.. ayrılık mevsimi… Kulağımda bana söylediğin şarkıyla yürüyorum tek başıma söz verdiğimiz gibi sarı yapraklı yolda....
"SANA RÜYA DIYEMEM, SENDEN UYANAMAM KI
NEREDE OLURSAN OL, SENINLEYIM BEN SANKI
BULUTLU GÜNEŞIMSIN, SEVGILIMSIN BENIMSIN
YAZ YAĞMURUM, KIŞ GÜLÜM, NEŞEMSIN KEDERIMSIN
SENINLE DOLU DÜNYAM, GÜNDÜZÜM GECEM SENSIN
ÖLSEMDE AYRILAMAM, BENLIĞIM RUHUM SENSIN..."
Biliyorum her an her saniye benimlesin, beni izliyorsun. Iyi ki şarkılar var ve şiirler. Sen sözünü tutmadın, beni bırakıp gittin. Belki birgün aşkım... Bu yağmurlar diner ve biz yine birlikte oluruz hiç ayrılmamacasına.
"HER YERDE HATIRAN VAR, HERŞEY SENINLE DOLU
HERŞEYDE SENIN IZIN, BU YOL AŞKININ YOLU
ALAMAZ BIN SEVGILI KALBIMDEKI YERINI
SANKI IÇIMDE AÇAR BU SARMAŞIK GÜLLERI.... "
Iyi ki şarkılar var...
-
Romantik Sevgili
Günlerce, gecelerce hep onu düşünmüştüm. O ise beni sadece bir iş arkadaşı olarak görüyordu. Hatta bir seferinde, kız arkadaşıyla kavga etmiş ve bana cep telefonunu uzatarak, onu aramamı ve ikna etmemi rica etti. Göz yaşlarımı içime akıtarak, kıza telefon açıp barğıması için ikna etmeye çalıştım. Sanki tanrı dualarımı duymuştu. Kız hiçbir şekilde barışmaya yanaşmıyordu. Ben üstüme düşeni fazlasıyla yapmıştım.
Aradan birkaç hafta geçmişti. Haldun olanları unutup, eski neşesine kavuşmuştu. Bir akşam saat 22:00 sularında cep telefonuma bir mesaj geldi. Mesajın sahibi Haldun’du. Mesaj şöyleydi.
-Yarın bana son kez yardım etmeni istiyorum. Hayatımın aşkını buldum. Ne olur benimle evlenmesi için onu ikna et.
Bu mesaj beni beynimden vurmuştu. Gün ışıyana kadar yanağımdan süzülen yaşlar yastığımda acı ve unutulması mümkün olmayan bir iz bırakmıştı.
İşe giderken ayaklarım beni geri geri götürüyor, yol bitmesin diye sürekli dua ediyordum. Hayatımda ilk ve son kez aşık olmuştum ve bu aşkı ben kendi ellerimle yok edecektim. Mesaime yarım saat geç gittim. İçeri girer girmez Haldun, bu günün hayatındaki en mutlu gün olduğunu ispatlar gibi neşeli ve bir çocuk gibi heyecanlı yanıma geldi. Ben ise yenilgiyi çoktan kabullenmiştim. Ama sevdiğimin mutluluğu beni teselli ediyordu. Haldun, iyi günler dedikten sonra hemen konuya girdi.
-Yeşim, senin hakkını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum. Ama inan çok yüce bir olaya vesile oluyorsun.
Elindeki telefon numarasını bana uzattı. Bu numarayı arayıp, karşı tarafa;
-Haldun seni hayatını paylaşacak kadar çok seviyor. Lütfen onu kırma ve evlilik teklifini kabul et. İnan seni şimdiye kadar kimseyi sevmediği kadar çok seviyor.
Dememi istedi. Masama;
-Bu emeğinin karşılığı değil ama,
diyerek küçük bir hediye paketi bıraktı. Elimdeki telefon numarasını çevirmeye başladığımda parmaklarımdaki titremeyi görecek diye çok endişelendim. Telefon çalmaya başlamıştı. Birden masamdaki kutudan love story müziğini duydum. Telefon halen kulağımdaydı. Bir yandan da kutuyu açmaya çalışıyordum. Kutuyu açtığımda bir cep telefonu gördüm. Telefonu aldım ve açtım. Haldun bir hamle ile masamdaki iş telefonunu kulağımdan aldı. Ben ise gayri ihtiyari cep telefonunu kulağıma götürmüştüm. Haldun şimdiye kadar duymayı her şeyden çok istediğim, bir kerecik duyduğumda ölmeyi bile kabul edeceğim o cümleleri söylemeye başladı. Ben ise göz yaşlarımı tutamadım ve boynuna sarıldım.
-
Dört Mevsim Avuçlarımdasın!
Duygularım avuçlarımda saklı.
Yanaklarım kızarmış, tüm bedenimi
Sarmış olsa da acımasız soğuk rüzgar.
Parmak uçlarımı uyuştursa,
Sarsa tüm bedenimi ayrılık acısı,
Bırakmayacağım seni özgürlüğüne.
Damla damla işlese başımdan aşağı yağmur,
Hiçbir yerim kalmasa ıslanmadık,
Baştan aşağı titremeye başlasam bile,
Bırakmayacağım seni özgürlüğüne.
Tüm dehşeti ile güneş sere serpe saçsa,
Sıcaklığını kalplere,
Kurutsa tüm ırmakları,
buharlaştırsa çöl kumlarını,
Hasret bıraksa beni bir damla suya,
Yine de bırakmayacağım seni özgürlüğüne
-
Sen Uyurken
Sen uyurken ben,
Meleklere yalvardım
Bulutları boşaltsınlar
Belli olmasın gözyaşlarım
Ve hep sana,
Sanaydı dualarım...
Sen uyurken ben
Saçlarından yıldız topladım
Ayışığı yansımalarını alıp
Nakış nakış
Gözlerime işledim
Sen uyurken ben,
Yanağını okşadım
Bin yıllık sevgiyi
Çıkarıp küller altından
Bir kere,
Son kere daha yaşadım...
-
Bu Gidiş !?
Anlıyorum, öylesi bir gidiş ki bu gidiş...
Kâlbi koparılıyor gibiyim köklerinden!
Gidiş değil, aldatma, bu apaçık bir terk ediş!
Terk etsen de, kurtulman imkansız yüklerimden.
Her hoş gülüş bir yara, her hoş bakış bir sızı
Misâli, yüreğimde zamanla depreşecek!
Yokluğunda aşkımın ritmi bozuk yıldızı
Kendini bilmez hâlde boşluklara düşecek.
Hatırladıkça içten söylediğin sözleri
Oluşacak özümde özlemden yanardağlar
Her tarafta hayâlin, yoracak bu gözleri
Bilmeyecek hiç kimse bu deli niçin ağlar.
Eğer kulak verirsen, kapını yumruklayan,
Çok uzak diyarlardan arza gelen rüzgara:
Diyecektir, bıkmadan adını sayıklayan
Biri var terk ettiğin, perişan, onu ara.
Kim bilir, belki de çok kızacaksın, kim diye?
Gelmeyeceğim belki aklına hiç, kim bilir?
Neden bu ansız kaçış, ayrılık niçin, niye?
Nereye gidersen git ruhum peşinden gelir.
-
Sensizlik
Yine sensiz geçti bir günüm daha
Dün kapınızın önünden geçtim
Ilık bir bardak çay içmek için
Girdim içeri boşboştu evin
Herkes vardı ama sen yoktun
Sonra veda ettim kaçar gibi
Hızlı adımlarla yürüdüm sokakları
Kimsesiz gibi kaçar gibi ardıma bakmadan
Birini gördüm tanıdık, selam verdim
Ne konuştuğumuzu bile hatırlamadan
Öylesine...
Bir şarkı duydum kafelerden birinden
Içinde yine ayrılık vardı sensizlik olan
Içimden bir ahhh ettim
Göklerde sedası yankılanan
Buram buram kokuyorsun şehrimde
Bir ıhlamur yaprağını salmış sen koksun diye
Ve bir akasya ağacı...
Yerde duran kuşları seyrettim uzun uzun
Minik minik serçeleri
Onlar ne kadar da mutluydular
Birbirleriyle konuşup uzun uzun sohbet ederken
Hayatları ne güzeldi...
Yüzüme bir tebessüm kondurdum
Ahh dedim içimden ahh
keşke bende bir kuş olsaydım...
Sonra bir sigara yaktım hasretine selam söyleyen
Dumanı sen olan
Her yudumunda sensizliğini içtiğim
Ve taa kalbimin içini acıtan yaralayan...
Yine sensiz geçecektim bu sokaktan
Yarın ve sonraki gün...
Yine hasretini arkadaş edecektim yanıma
Yokluğunda hayalinle konuşup
Sitem edecektim uzun uzun...
Bakkal Hüseyini gördüm
"Yine dalgın dalgın yürüyorsun?" diye laf attı
Biliyordu her zamanki halimi
Sayende onun bile diline düştüm...
Sensiz kaldığımdan beri dalgınlığımda arttı
Artık herşeyi unutur oldum
Yani anlayacağın sen gittiğinden beri
Ben her şeye boşverdim...
Artık aynaya da bakmıyorum uzun uzun
Ne bulursam giyiyorum üstüme
Öylesine taranmış bir saç ve kıyafetle
Atıyorum kendimi yalnızlıklar sokağına...
Oysa seninle ne güzel hayallerim vardı
Adı seninle biten bir umut şiirim vardı
Yalnız sana ait olan
Ve yalnız sen diye biten tertemiz bir aşkım...
Hayatım boyunca söyleyeceğim
Kimsenin bitirmeye gücünün yetmeceği
Bir umut türküm vardı...
Hoyrat esen rüzgarlarda seni düşünerek
O gece gözlerini düşünerek
Karşı gelecektim en kuvvetli rüzgarlara...
Kimse yıkamayacaktı beni
Hiç kimse incitemeyecekti
Çünkü yanımda hep sen olacaktın...
Elele gezecektik seninle meydan okurken hayata
Beraber olacaktık setten duvarları geçerken...
Şimdi sokaklarda sensiz yürürken
Sadece yalnızlık var bu şehirde...
Hiç kimsenin incitmediği kadar
Hiç kimsenin kırmadığı kadar
Ve hiç kimsenin yaralayamacağı kadar
Yaraladın kalbimi...
-
MASAL AŞK
Var mısın...
Masal gibi bir aşk yaşayalım seninle
Bir sen bir ben bilelim yaşananları
Sonra denizden bir boş sayfa açıp
Var mısın...
Sulara yazalım masal aşkımızı
Varsın yaşanmamış olsun
Dalgalar kayalarda söylesin şarkımızı
Aşkımız kıyı kıyı, liman liman dolaşsın
Var mısın...
Bir düş olup düşelim sulara
Bedenlerimiz arzulara teslim
Aşk selinde yıkanalım sırılsıklam
Dev dalgalarda bir bedende sarsılalım
Var mısın...
Koskoca bir ummanda kaybolalım
Aşkımızı anlatalım uçan kuşa
Dolaşıp liman liman cümle alemi
Fırtınada aynı limana sığınalım
Var mısın...
Yazalım yaşanmış gibi yaşanmamışları
Öpüşmelerimizi boş kumsalda
Hayal sevişmelerimizi bulutlar altında
İster adı masal olsun aşkımızın
Var mısın...
Bir gecede bin defa ölelim
İçimizde masalsı ürpermeler
Kah ağlayalım kah gülelim
Sulara aşkımızı yazıp acıları silelim
Var mısın...
Bir masal yazalım sulara
Yaşanmamış aşkımızın masalını
Sonra ölelim hiç yaşamamış gibi yarın
Masal aşkımız sularda yaşasın...
-
Sen Ol
Yağmur sonrası kokan toprak oldum
Biten sevdaların ardından.
Umutlarıma el açmaksızın
Yarınları düşledim.
Sen kokan yağmurlarda yıkandım
Düşen her yağmur damlasın da
Islandı gönlüm
Sonra sel oldu.
Bitmeye yüz tutmuş aşkların arasında
Göz yaşlarım koyboldu, boğuldum
Derin sessizliğe batarken bedenim
Tamda güneşi kaybetmişken,
Işığım oldun,ayım oldun birden
Son nefesimi vermek üzereyken.
Dilim çözülmeyi ve konuşmayı bilmeyen
Bir düğümdü önceleri
Sonraları sen geldin
Her düğümüne nakış nakış
Çözüm ekledin.
Ve sonra yine sen kokan gecelere
Giderken ben
Yıldızlarla düş kurdum
Şiirler yazdım gönlü esrarengiz sevgiliye.
Yüreğim boğulmuşçasına sıkıldı
Her günün gecesinde.
Ben seni bekliyorum gene
Bitmiş olan fırtına ardından
Toparlanıp yeniden yelken açarcasına ufka
Deşmeden geçmişin taze acılarını
Yeniden düşünelim,
Geleceğin;
Yepyeni taze filizler vereceğini
Her kışın ardından,
Bir bahar geleceğini bilerek
Yeniden gülümseyelim...
Her kimsen her ne isen gel:
Yaşama sevincini kırmayan ağaç ol
ve
Yağmurdan sonra kokan ben ol.
Yüreğimin ücra köşesinde,
Mutlulukları hak eden,
Ağladıktan sonraki gözlerimde
Bir tatlı tebessüm ol.
Gülmeyi unutan pervasız yüzümde
Yalnızlığı hüküm giymiş gönlümde
Gel sen ol...
-
DORUKLARDA SEVDAM
Buna ne diyorlar bilmiyorum?
Baktığımda gözlerine;
Işık var, yıldız yok.
Gözlerin var.
Derince baksam
Karlı doruklardan düşüyor gibi,
Uçuyor gibi,
Saçlarının rüzgarında nereye gideceğimi bilemeden,
Uçuyor gibi,
Bulutların arasında kaybolarak.
Derince baksam,
Buzdağı zirvesinden buzlar parçalanıyor.
Serin dalgalar açıyor damarlarımı,
Sanki ısınıyor bedenim.
Kalbim eriyor.
Ben yok oluyorum.
Derince baksam.
Hani cesaret edemem
Ama bakarsam
Sonrası bir yakamoz
Ve sonrası bir hayal.
Doruklardaydı sevdam,
Her yer siyah beyazken
Ben mavi düşlere dalacaktım.
Umudu elimdeki suya yansıtıp,
Toprağa damla damla düşürecektim,
Her birinde bir umut olacaktı
Her birinde tek bir sevda olacaktı.
-
Boşversene
Bu benim ilk yalnız kalışım,
İlk gurbet ellere düşüşüm,
Kendimle savaşımın yıl dönümü,
Hasretim gizli efkarım içine dönük,
Ben ise korkulara sevgi salgılayan tek savaşçı.
Koku nedir çile ne bilmezdi benim yüreğim,
Sen çıkmadan önce tabi,
Özleminle yaktın beni sonra da canlı canlı!
Kavurucu sıcaklık yaktı göğsümü,
Dayanmaya çalıştım ben her ölüm anında,
Beynimi kemiren bu duygusal çelişkilere bir son vermeye çalıştım,
Belki başardım belki de umutsuzluğa yenildim,
Direndim ama gayret ettim yıkılmamak,
Aldanmamak için özlem denilen sancıya,
Sende yoktun yanımda,
Halbuki sadece sen sarardın beni kollarına,
Sen okşardın saçlarımı,
Mavilerimizi paylaşırdık seninle,
Hayatımızı satmıştık her ikimizde birbirimize,
Bağlı kalacağımıza söz vermiştik,
Tek sen değildin beni yıkan,
Anamda beni yalnız bırakıp gitmişti buralardan,
Hasreti hep içimde bir çocuk gibi;
Gece gündüz ağlar oldu,
Susturamadım içimdeki bu feryatları,
Belki de gücüm yetmezdi bu çelişkilere,
Donuk hücrelerime ben seni yazardım oysa geceleri,
Bülbülün feryatları vokal olurdu göz yaşlarıma,
Birlikte söylerdik en içten en güzel şarkıları,
Yıldızları sayarken sen olmalıydın yanımda,
Bu hasret sürgünlerinde beni yalnız bırakmamalıydın,
Hayat boyunca eksik etmemeliydin gülücüklerini benden,
Ayazlar da elimden sen tutmalıydın,
Sadece sen dokunabilirdin gözlerime ellerinle,
Bırakmamacasına sarılmalıydık,
Nede güzel olurdu değil mi?
Ama sen mahvettin bütün bu güzel günleri,
Nasılda kıydın sen bu taze sevgiye,
Kimseler göz etmesin diye ben saklardım sevgimi herkes ten,
Sen başkaydın benim için,
Rüyalarımın prensesi hayatımın anlamıydın sen,
Özgür bir kuş gibi hissederdim yanındayken senin,
Ruhumu sana teslim eder gözlerinde yüzerdim,
İçimde burukluk olsa da,
O güzel gözlerin solmasın diye söylemezdim de sana,
Ama bana yaptıkların.....
Yıktın gittin sen beni viran kıldın hapse mahkum eyledin,
Karar kıldın hemen cezamı yazdın deftere,
Bilemezdin asla tahmin edemezdin seni ne kadar sevdiğimi,
Bulutlar bile ağlardı bana bu yalnızlığıma,
Geceleri hasretin daha bi çökerdi omzuma,
Yüklenirdi hep bana hep yalnızlığıma,
İimdi ne sen varsın nede o güzel günlerimiz,
Bitti her şey yine sensizim,
Yine bir başımayım,
Ama umudumu yitirmiş değilim,
Hani sende derdin ya “güçlü olmalısın” diye,
Evet güçlüyüm hala ayaktayım,
Ölmedim,yenilmedim hayata,
Aşka dair ne varsa attım kalbimden,
Luzumuna ihtiyaç duyardım arada sırada ama,
Sevgim tünemişti,
Artık lanet eder oluyorum seni sevdiğime seni ilk öptüğüm güne,
Keşke bağrıma kor alevleri yükleseydim de sana aşık olmasaydım diye
pişmanlıklarımı duyuyorum,
Volta atıyorlar pişmanlıklar denizlerimde,
Efsunkar gülüşüne bir yenisi daha ekleniyor,
Ben yeni sevdalara yüzüyorum,
İster gel ister gelme,
Bu gemi herkese açık,
Sevilmenin kıymetini bir gün anlayacaksın,
Ve gözlerin yine beni arayacak,
Vuslat diye aranır olacaksın,
Ama ben olmayacağım yanında,
Kendin ettin kendin buldun,
Allah"a emanet ol!
-
Bir Çiçek Aldım
Dün gece yine yalnızdım
Sokağa çıktım
Ve kendime bir çiçek aldım
Kendim almamış gibi yürüdüm sokaklarda
Ve yalnız değilmişim gibi düşündüm
Ama her gece gibi
Dün gece de yalnızdım
Ve kendime bir çiçek aldım
Bir saat geri alınmış saatler
Ben geri almadım
Ve bir saat daha yalnız kalmadım
Bir masaya oturdum
İki çay ısmarladım
Ben içtim
Sen soğutdun
Sana söyleyeceğim herşeyi unutdum
Çok dert etmedim
Çünki yoktun
Dün gece yine yanlızdım
Rahat ağladım
Yokluğunda gizlemedim gözyaşlarımı
Ve lambaları hiç karartmadım
Dün gece
Her gece gibi yanlızdım
Sokağa cıktım
Ve kendime bir çiçek aldım
Sen sandım
KOKLAMADIM..!
-
Sana Geleceğim
Tüm mavilerimi aldım yanıma
Kırmızılarımla sana geleceğim
Yüreğimdeki düşleri,
Düşlerimdeki gülüşleri sana
Birtek sana getireceğim
Gökkuşağının tümrenklerini giydim
Tüm renklerimi yoluna sereceğim
Ağlayışlarımı,acılarımı tükettim yenilendim
Arındım tüm acılarımdan
Mutluluk gülüşlerimi sana
Birtek sana getireceğim
En kuyu mutsuzlukta bile
Kalbim birtek senin adını fısıldadı
Vazgeçtim gerçeklerden yalan düşlerden
Birtek seni va aşkımızın resmini çizeceğim
Tek gerçeğim sen iken
Evrene meydan okuma gücünü
Birtek aşkıma vereceğim
Keşkelerin yer almadığı bir hayat
Bir hayat sunmak istiyorum bu aşka
Keşkelerimi atıp yalnız ben geleceğim
Aşkımın maviliğiyle yıkandım
Sana mavileri getireceğim
Bir martının kanatlarında
Umutları ve hayalleri değil
Yalnızca kendimi getireceğim
Bazen deli çırpınışları
Bazen beklentisiz
Sakin dalgaları değil
Aşkımın kabına sığmayan
Coşkularını getireceğim
-
Gitme Seni Özledim
Azaltma baharları
İşletme bana aşk adına günahları
Fırtınalı bir gece gibi esme
Bu son kez, mi bakışın gözlerime
Bu son sözlerin, mi
Sen yüreğimden yol alırken
Silemem izlerini yıllarca.
Gitme seni özlerim....
İliklerime işliyerek esiyorsun.
Keskinliğin çaresizliğim oluyor.
Gitme sabahlarım güneşsiz olur.
Güneşine uzanamaz ince dallarım.
Acılar bedenimi ezer yoğurur.
Dayanmaz yüreğim korkular büyütür.
Uğruna ölecek kadar sevdiğimsin.
Gitme seni özlerim............
Ayrılık girdi, girecek kanıma.
Nasıl anlatırım yüreğimdeki yangınlara.
Ne derim düşen takvim yapraklarına.
Gitme seni şimdiden özledim.
Bittimi vadem doldumu.
Gülermisin şimdi gözümdeki yaşlara.
Gitme uğrunda verdiğim can hatrına.
Gitme seni özlerim.......
-
Benim Sevdam
Benim sevdam
Bir güle benzer
Bazen solar,bazen açar
Ama sürekli yaşar
Kışın kardelen gibidir
Baharda delerek ölü toprağını
Göğe uzanır
Boyuna posuna bakmadan
Benim sevdam
Bir suya benzer
Temiz ve berrak
Ve çöl ateşinde kanarak
İçilen bir suya
Benim sevdam
Bir kuşa benzer
Uçar gökyüzüne
Bulanır maviye
Bazen kartal
Bazen serçe
Bazen güvercin olur.
-
AŞK
Dolaştım yine bÜtÜn sahilleri,
DÜşÜndÜm durdum kendi kendime
Oturdum bir kenara,balıkçıları izledim,
Gemiler geçti yÜreğimden,
Sessiz, sakin, huzur dolu gemiler,
Yine aynı sevdaya takıldı gönlÜm,
Alıp başımı gitmek istedim bir an,
Bir yanımda İstanbul diğer yanımda sen,
Yapamadım be sevdalım,
Bırakamadım bu şehri ve seni,
Neden diye sorma, bilmiyorum?
İçimde, tam şuramda,
Sezemediğim bir şey var,
KötÜ desem değil, gÜzel desem değil,
Bambaşka bir şey bu,
Dilim varmıyor söylemeye,
Adını sen koy be sevdalım ,
Ben korkuyorumÂ…
-
Sen Benimsin Sevgilim
Sen benim yüregimde büyüttügüm çiçegimsin
Sen benim gözlerimde tüttürdügüm hasretimsin
Sen benimsin sevgilim
Sen benim yasli gözlerimdeki sevincimsin
Sen benim her aldigim nefesimsin
Sen benimsin sevgilim
Sen benim etrafimda dolasan melegimsin
Sen benim yanimdayken bile özledigimsin
Sen benimsin sevgilim
Sen benim gönlümden içeri bir gönülsün
Sen benim ask bahçemin gonca gülüsün
Sen benimsin sevgilim
Sen benim tek amacim tek gayemsin
Sen benim herseyim, birtanemsin
Sen benimsin sevgilim
Sen benim her tebessümde güldügümsün
Sen benim ugrunda severek öldügümsün
Sen benimsin sevgilim
-
Acaba seviyor mu ?
Sevgiliniz, ilgi duymadığı bir konsere sırf sizi mutlu etmek için gidiyorsa, aşık demektir. Ancak sizi arkadaşlarıyla bile tanıştırmıyorsa, hiç şansınız.
şık olan ve uzun bir süre ilişki yaşayan birçok kişi, bir süre sonra aynı soruyla karşı karşıya kalır: "Acaba beni hala eskisi gibi seviyor mu?.. Eğer siz de bu sorunun cevabını merak ediyorsanız, aşağıdakileri dikkatlice okuyun ve kararınızı verin.
Seviyorsa...
* Işinizin nasıl gittiğini merak eder, onunla daha az zaman geçireceğinizi bildiği halde terfiyi kabul etmenizi ister, köpeğinizin nasıl olduğunu sorar, okula gidiyorsanız ders programınızı ezberler. * Çok ilgi duymasa da, sadece sizi mutlu etmek için 3 saat süren bir operaya gelir, sizinle beraber olabilmek için yaptığınız aktivitelere katılır. * Bazen sadece ne yaptığınızı merak ettiği için, bazen işiniz, arkadaşlarınız, yaşamlarınız ya da dünyada olan bitenlerden konuşmak için, bazense sadece sizi özlediğini söylemek için arar. l Ailesine ve arkadaşlarına sizi, okulunuzu, işinizi, başarılarınızı, yeteneklerinizi ve arkadaşlığınızı anlatır, sizi her ortamda över. * Onlardan hoşlansa da hoşlanmasa da ailenizle ve arkadaşlarınızla, sizi mutlu edebilmek için iyi geçinir. * Planları çok yoğun olmasına rağmen, ilişkiniz için her zaman zaman yaratır, moraliniz bozuksa kendi planlarını iptal eder, özel bir gün olmasa da size hediyeler ve kartlar verir. * Her yaptığı hareketle bunu göstermesine rağmen, sürekli "Seni seviyorum" sözünü de söyler.
Sevmiyorsa...
* Arkadaşlarıyla beraber olmak için sizinle yaptığı planları değiştirir ya da iptal eder. * Onda beğenmediğiniz özellikleri söylemenize rağmen bunları hiç dikkate almaz, sizin nefret ettiğiniz ancak arkadaşlarının çok beğendiği sakalını kesmez mesela. * Morali bozuk olduğu için cumartesi öğleden sonra onun köpeğini veterinere siz götürürsünüz ve saatler harcarsınız ama, o sizin için aynı şeyi yapmaz. * Bir sonraki buluşmanızdan sonrası hakkında hiç konuşmaz, beraber bir gelecekten bahsettiğinizde konuyu değiştirir. * Sizi iş arkadaşlarıyla gittiği toplantılara çağırmaz, arkadaşlarını sizinle tanıştırmaz. * Elinde kırmızı güllerle birden kapınızı mı çalacağını, son anda buluşmanızı mı iptal edeceğini tahmin edemezsiniz.
Aşkınızı tazeleyin
Elbette, sevdiğiniz için onunla birliktesiniz. Bunun bilinciyle ilişkiye olumlu gözle bakmasını biliyorsanız, ona tekrar heyecan duymaya uygunsunuz demektir. Bakışlarından, gülüşünden, esprilerinden ve hareketlerinden yine etkilenirsiniz. Kriz yaşayan ilişkilerde, geçmiş ve olumsuzluklar tekrar tekrar masaya yatırılıyor. Halbuki anlayış ve saygı, krizlere karşı çok etkili bir aşı. Uzmanlara göre, "Onun nesi hoşuma gidiyor?" sorusuna cevap ararsanız, olumlu düşünmeye başlarsınız. Bu yöntemle, aşkınız yeniden filizlenecektir.
Ayrıntılar önemli
Kahvaltı sofrasında, dergilerini ve pazar gazetesini almış keyifle okurken, kadın "Yeni filmlerle ilgili yorumu okudun mu?" diye sorar. Adam sadece "Evet, ilginç" diye yanıtlar ve tekrar gazetesiyle ilgilenmeye devam eder. İlgisizlik gibi görünse de günlük romantizmin ta kendisi bu. Uzmanlara göre, insanları birbirine bağlayan, mum ışığında baş başa yenilen bir akşam yemeğinden çok gündelik hayatın yüzlerce ayrıntısını paylaşmaktır.
-
Sevgiliye Mektup
Biliyorum sen de seviyorsun beni. Gözlerinden okunuyor, uyku gibi, yağmur gibi, duman gibi aşk dökülüyor gözlerinden. Beni sevmediğini söylerken dudaklarının kıvrımında öyle bir işaret görüyorum ki sevdiğini söylüyor. Elini tutuyorum, elimi iterken elin, yanarak titriyor.
Biliyorum sen de seviyorsun beni. Bazen hiç ses vermiyorum sana, beni çağırıyorsun, adımı sesleniyorsun, yüreğin beni arıyor. Uzaklara giderken beni de alıp götürüyorsun, yoksa bu kadar çınlar mıydı kulaklarım ?. Akşam yıldızına bakarken ben geçiyorum aklından, yıldız birden ışığa kesiyor.
Beklenmedik bir zamanda, umulmadık bir yerde ansızın karşıma çıkıyorsun, gözlerimiz karşılaşınca yüzünü çeviriyorsun. Benim yanaklarım alev alev..senin dudakların nar çiçeği.. bir rüzgar esiyor aramızdan görmezden geliyorsun. En yaşanacak zamanda saatler boşa akıyor, çileler sarıyorsun.
Sevgilim, benim nazlı sevgilim.. Neden bu cefa ? Neden susuyorsun? Aramızda niçin bu kadar insan, neden bu kadar engel koyuyorsun ? Sevgilim her şey bahane.. bütün söylediklerin.. Kelebek kanadı kadar ince, yağmur damlası kadar temiz bir aşk bu.. Korkmana, kaçmana gerek yok.
Sevgilim, biliyorum sen de seviyorsun beni, itiraf etmiyorsun
-
SENİ SEVİYORUM
Sende beni özlüyor musun bilmiyorum.
Ama ben seni özlüyorum.
Ve bendeki bu özlemin ikimize de yettiği kanısındayım.
Aslında senin çok iyi olmadığını da biliyorum.
Hani bazen frengi kadar bulaşıcı
Başen şeytana çıkan yolun klavuzu.
Bazen günah, suç, cürum ve sair kötülükler
Ama bazen de uğruna ölünebilecek bir sevdasın
Günleri boş versek yedi yıl kadar oldu ayrılığımız.
Ve halen bir yıl civarı hasretimiz var.
Sonra vuslat ...
Sen beni nasıl karşılayacaksın bilmiyorum.
Ve daha kötüsü ben seni nasıl kucaklayacağımı da bilmiyorum.
Bazen seni çıldırasıya özlediğim doğru
Ama bazen de seni düşünmüyor, özlemiyor dahası istemiyorum.
Biliyorum ki sen usturanın en keskin tarafısın.
Sen sırat misali, Kılıç kadar keskin, kıldan incesin ..
Ve bu yönlerin beni korkutup senden itiyor.
Yine de ; her şeye rağmen seni özlüyorum.
Belki de yollarıma barikatlar kurduğun içindir.
Yahut göğsüme sapladığın o zehirli hançerden dolayıdır.
Bilmiyorum.
Seni sevmeli mi, senden geçmeli mi bilemiyorum.
Oysa nice sevdiğimden geçmek zorunda kaldım.
Evet canım acıdı, yüreğim burkuldu ama nihayetinde geçtim.
Ama senden geçemiyorum.
Sana yalan söylersem bile kalbim gerçekleri biliyor ve bu laçin yüreğe yalan sökmüyor.
Şimdi kralına kadar yollarındayım.
Sanırım yakında ellerinden tutacağım
Aramızda ki engeller birer birer yıkılıyor.
Ve daha sonra beklenen güneş doğacak.
Belki o gün gözlerim nemlenecek, hatta ıslanacak yanaklarım.
Belki o gün hayatımda onlarca yeni sayfa açılacak.
Belki o gün gelmeden öleceğim.
Bilemiyorum
Yarınlar neyi, nasıl gösterir bilemiyorum.
Bildiğim bir gerçek varsa oda seni özlediğim.
Ve senin yollarıma neşter attığın.
Şimdi seninle sonları oynuyoruz.
Sen beni bekliyor musun bilmiyorum.
Beni sevip sevmediğini de bilmiyorum.
Ama ben seni seviyorum.
Senin adın ÖZGÜRLÜK olduğu için değil,
Sevdiklerimle aramdan çekildiğin için seni seviyorum.
Senin sonunda gerçek, nihai başlangıç olduğu için seni seviyorum.
Hem burda, hemde dışarda.
Anlıyor musun ?..
04 09 2008 ....
-
Sen gideli hayli zaman oldu. Yokluğunda kaç gün geçti, kaç defa güneşin hüzünlü boynunu büküp battığını izledim bilmezsin. Batmayan ne var ki şu dünyada. Her şey fanilik için yaratılmış yer yüzünde. Batmayan tek şey aşk ve aşkın samimi çocukları kaldı. Dilden dile anlatılan ölümsüz sevdalar kaldı. Dünya döndükçe unutulmayan sevdalar kaldı. Bir onlar ölmedi fani dünyada. Onlar önce ayrılığı öldürmüşler, öldürmüşler gönüllerinde ayrılık denilen, sevdaların azrailini. Senin acıların olmasaydı elbette unuturdum seni. O acılar ki hayatımın değişmez bir parçası oldu. Sen o acıları getirdin ömrüme, o acılar her seferinde seni getirdi karşıma. Ne zaman seni ansam üzülürüm ey yar. Yine de sen üzülme, mutluluğun anahtarını bul isterim. Ve senin için neler istemedim ki ben. Hep sev, hep sev ve sevil istedim. Rabbimizi çok sev, rabbimizin dostlarını, anneni, babanı, kardeşlerini, dostlarını, tabiatı, hayvanları bitkileri her şeyi çok sev istedim. Ama yar olarak benden başka sevme istedim. Hep sev sevil ve daima gülümse istedim. Yaşamın biricik gayesi olan sevdalı gülümsemeni istedim. Sevdaya hiç küsmeyen gönülle hayata ve hayatın içindekileri sev istedim.
Yokluğunda kaç gün battı bilmem. Nerede nasıl tükettim yaşantımı inan hatırlamıyorum çoğu zaman. Sanki yaşlanıp hafızasını kaybetmeye yüz tutmuş yaşlı insanlara döndüm. Sanki yaşamadan geçiyor zaman. Bir çok insan akıp zamanın gittiğin biliyor. Ben onun bile farkına varamıyorum artık. Ne uykuda tat var nede başka bir yerde. Kim ne haldedir inan bilmiyorum. Bildiğim tek şey, senin yokluğunla birlikte mutluluğunda yok olduğunu bilmek. O son sözün, beynimi her gün kemirir durur. Hayatıma dair ne varsa her şeyi kemirip tüketti. Bu büyük ayrılık cümlesini keşke hiç duymasaydım. Bir insan intikam düşünür gibi nasıl kirletebilir bir başka insanı. Aklımı almayan bir şeyi yine aklımla yenmeye çalışıyorum. Ne kadar da zavallı bir duruma düştü bu aklım. Bu büyük cümle, bir tek şeyi anlattı bana. Bu benim hasretli bekleyişim asla mutlu bir sonla bitmeyecek. Ömrümde bir kez dahi olsun yüzüne dahi bakmayacağım senin. O hiç bıkmadan usanmadan baktığım o gül yüzüne bir kez dahi olsun beklide göremeyeceğim. Görsem de bakamayacağım. Büyük bir uçurumdan düştüm sanki. Kaç yerim param parça olmuş, kaç büyük yaram var artık bilemiyorum.
Hayat öyle veya böyle devam ediyor. Bu sürüp giden hayatta halim hiçte iyi değil. Ya sen ne haldesin? Beni kedere salan bir soru cümlesi daha yeniden üzüyor beni. Nerdesin ne haldesin? Görememek bilememek azap veriyor yeniden bana. Kendi kendime acılar icat ediyorum. Ve o düşüncelerde oluşan o acıları dindirmek için sanki neredeyse şeytandan dahi medet umacağım. İnsanoğlunun en büyük düşmanından dahi medet umacak duruma düştüm. Oysa şeytan kimi mutlu etti ki beni mutlu edecek, aklımda gönlümde karşı çıkıyor. Rabbimizden umudunu ancak Rabbimize inanmayanlar keser. Benimse sebebini bilmediğim tuhaf bir umut var içimde. Mutluluğu tekrar bulacağıma dair küçük bir umut. Tekrar mutlu olacağım insanlara varlıklara tebessüm edeceğim günleri özlüyorum. Şu an elbette mutsuzum. Hem de hiç bilemeyeceğin kadar mutsuz ve huzursuz. Halimi bilemezsin, düşünemezsin dahi. Düşünsen de anlayamayacağın bir yerdeyim. Bildiğin bir yerde, bilmediğin bir halde hayat oyunumu oynuyorum.
Geçmiş her gün biraz daha uzaklaşıp gidiyor o meşhur ayrılık vaktinden. Bir şeyler var geçmişimde kalan. O bir şey, dünde hiç kalmıyor. Sanki hep yarın gibi, hep karşıma çıkıyor. Sevsen de sevmesen de ben geldim diyor. Arsız yüzsüz bir varlık gibi hayatımın baş köşesine geçip beni yönetiyor sanki. Masal misali bin başlı devler gibi, her gün hayatımda o ayrılık adı verilen dev. Her kolunda ayrı bir acı ile saldıran bir dev. Sen ve ihanet. Dikilip duruyor karşıma. Yarın olup giriyor günlerime ömrüme. Keşke hayatımda şu keşke lafları hiç olmasaydı. Keşke bir nefeste seni unutabilseydim. Kaç kez kendime affet gitsin, unut acın bitsin dedim. Olmadı, olmadı işte. Koskocaman bir nafile cümleydi benim için. Faydasız beyhude bir cümle. Hiç sevmesem de, sevemesem de, kara günleri yad etmekle geçiyor ömrüm. Devasını bulamadığım ince bir hastalığın içinde çürüyüp yavaş yavaş eriyorum. Gözlerim sevgiyi görmez, kulaklarım kahkahanın hazzını unutmuş. Varlıkların rengi silinmiş. Yavandan daha yavan, amacı huzuru kalmayan çöle döndü ömrüm. Hiçbir insanın paha biçmediği uzun büyük kum yığınları gibi enkaza döndüm. Çektiğim onca acıdan sonra, hiçbir varlığa ayrılık yazılsın istemem.
Ve sen sevdiğim. Umduğundan büyük sevdalar yaşa isterim. İsterim ki ömrünü gerçek güzellikler için sarf et. Benim gibi geçirme ömrünü. Gerçek sevgiler için emek sarf et. Unutma ki sevgi aşk en güzel varlıktır. Sevgiyle emekle her geçen gün büyüyen bir nur.
-
asik olmak bedava dostum....
Yine dusuvermissin askin icine he dostum..bu cok farkli demek
digerlerinden..oyledir bitanem,her askin tadi farkli,farkli ama
acisi ayni karsilik bulamayinca..ve adi ayni karsiliksiz olunca,ask
aslinda o zaman ask sonsuzluga bi basina yol alinca..
Hazirmisin dostum aciya,acabalara,gozyaslarina..karamsarliga dusupte
o ask-i umuda sarilip tekrar umid etmeye..sabahlara dek
uykusuzluga,gune onun hayaliyle baslamaya,her calan telefonda
yureginin yerinden cikacak gibi olmasina,ozlemeye
hazirmisin..hazirmisin emin olamamaya,senin askin kadar asik mi
acaba dostum,bunu dusunurken daha cok aska saplanmaya
hazirmisin..kucucuk bi ilgisizliginde pes edip kacmak isterken,seni
daha derinlere ceken ask denizinde cirpinmayi
surdurebilecekmisin?..yine,yine daha guclu olmaya hazirmisin
dostum..ya karsilik bulamazsan,,,,o zaman ki husran....hazirmisin bi
hayalet gibi gunler gecirmeye,isinde verimsiz,evinde tepkisiz ve
bazen kirici,en cokta kirilgan olmaya..bunlar askin kolay yanlari
aslinda gozumuzde buyutup korktugumuz...
Asik olmak bedava dostum...ya askina askla karsilik verecek olursa
askin..o zaman isin zorlasacak iste dostum,askin bedava
yasanmayacagini anlayacaksin..hep umit edecek ve bazen bekledigin
olmadiginda anlayisli olmayi ogreneceksin..
kimi renkleriniz tutmayacak;ama sen o begenmedigin renklere asik
oldugunu hatirlayip saygi duyacaksin..
sadece beklentilerle yasanmaz..sende beklenilenlere cevap
vereceksin..
gerektiginde alttan almayi,susabilmeyi,dinlemeyi bilip sabretmeyi
ogreneceksin..
bunlarin hic birini tek tarafli yasamayacaksin elbette;aldigindan
cok verecek,verdiginden cok beklemeyecek,beklediginden cogunu
buldugunda sukretmeyi bileceksin..
askin o essiz buyusune kapilip,gozlerini kapatip,o tutku yeli nereye
gotururse deyip birakmayacaksin kendini..
unutma!! dostum ask;yureginin ve mantiginin birlestigi tam o
noktada..oyle bi denge saglayacaksin ki birisinden biri daha fazla
hukmetmeyecek askina..sen "askin ilk solugu mantigin son solugu"
lafini dogrulamayacaksin..
Aglamayacaksin yine kimselerin yaninda..gozunden kiyamadigim yaslar
dokulurken kimseler gormeyecek o an ki gucsuzlugunu..
zor olacak canimin otesi biliyorum ama asik olmak bedava olsada
yasamak bedava degil!!..
Ufak tefek hatalarinda ozur dilemeyeceksin..gerektiginde kullanmak
icin saklayacaksin ozurlerini..ve oyle bi hata yapacaksin ki ozur
diledigine degecek..
ozurlerinin dilde olmadigini hatirlayip hazineni iyi ve yerinde
kullan bebegim..
Guvenmek isteyeceksin,guveneceksin..ama hissedeceksin ki emin
olacaksin..
guveniyorum demiceksin ve diliyorum ki "bana guvenmiyormusun"
sorusuyla karsilasmazsin bitanem..
kendi adima soyluyorum ki hayatimda karsilastigim en tehlikeli
guvensizlik sorusudur..
oysa guven asla sozlerle yasanmaz ancak hissedilir..kimse kimseye
guveniyorum diyerek guven kazanmamistir..
unutma!! bebegim bi baskasina ancak kendine guvendigin kadar
guvenebilirsin!!..
Ve dostum guvenmeye basladiginda hersey bambaska olacak..cunku ask
bi nevi guvensizlik duygusudur,acaba sorusudur..
bu kez bedava olan ask pahali bi sevgiye yol almaktadir
pahali dedim bitanem cunku asktan sevgiye gecis yaptigin o ince o
narin yol emek ister!!!
emeklerin beklentisiz,karsilik
beklemeksizin,vererek,gostererek,hissettirerek oldugunda sevgiye
coktan yol almissindir..
verdiginin karsiligini ummak en buyuk hakkin..
ama almak icin vermek dusecegin en buyuk yanilgin olur dostum..
sevdigin icin ozverili olacak,sevgin icin fedakar olacaksin..
Asik olmak bedava dedim ya dostum..
aski yasatmak senin elinde..askini sogutmadan sevgine katabilmek
yine senin elinde bitanem..
unutma sevgi emek ister,yurek ister..
o yurekte var benim dostumda!!!....
Bazen ozlemen gerekecek,o guzel duyguyu sindire sindire yasa olurmu
bitanem..
hasretinle bi basina kalip,icinin icine sigmadigi o anlardan
sikayetci olma sakin..
ozleneni ozlemek cok guzel goreceksin,hele ki sonu kavusma
olacaksa..
Yasanan ne olursa olsun pisman olmayacaksin..
yasadigin hic birsey sey icin pismanim demeyeceksin..
yasayan sendin;istedin,yasadin........
yureginden o an o soz geldi,soyledin.......
tavrin oyle olmaliydi ki o sekilde davrandin......
gitmeliydin,gittin.......
gulmeliydin,guldun......
susmaliydin,sustun.....
o an ne gerekiyorsa onu yaptin...>unutma!! bitanem;insanoglu yasadiklarindan dolayi pisman olmaz..
ancak yasayamadiklarimiz icin pismanlik duyariz...
Asik olmak bedava dostum...
yasamak,ask iklimine yurek uydurup yasatmak,inanmak,sevgi deryasina
aclimak,rotayi dogrultmak cesaret ister!!..
cesur olacaksin yuregimin ici,
dibe vursanda cikmak icin cesaretini kaybetmeyeceksin!!..
Simdi aklindan geciriyorsun.."peki sen dostum" diyorsun.."ben askin
icine dusmusken savunmasiz ve sen aski anlatirken
boylesine;yasatabildinmi askini"diyorsun biliyorum..
yasadim canimin otesi..
asklarimi dolu dolu yasayip ogrendim askin yolunu..
ve sansli degildim belki senin kadar...
hatalarimi yapa yapa,yanlislarimi kabullene kabullene
ogrendim..ogrenerek yasadim,yasayarak ogrendim sana anlattigim tum
bunlari..
ve yuregimin ici...
yasamadan bilemezsin,bilmeden yasasanda...
Simdi dostum hazirsin bedavadan gelen askini yasamaya..
Ask yolun acik olsun bitanem...
Ben yuregimden,omrumden gelen herseyi yapmak icin yanindayim nefes
aldigim surece..
ve yuregindeyim nefes sayim bittigi an...
-
Seviyorum Seni
Yürekten taşan gözlere yol bulur...
Lakin kalpte iz bırakan sözler olur...
Aşkınla yanan bağrımın nacizane şiiridir bu...
Hep haykırılmayı bekleyen duyguların alev alev yükselişidir bu...
Siması güzel, yüreği mükemmel sevgili!
Hasret kuru yapraklar misali dökülmekte sararan gönlümden...
Vuslatınla gel,
Bitir aşkın cennet kokulu güllerini...
Dert yokuşunun felah inişi!...
Çek kurtar sensizliğin buhranından bitap düşmüş yüreğimi...
Ey hayalimin gerçek hali!...
Umut örtüsüne tutku ipleriyle işledim ismini...
Heyecan rüzgarına kaptırdım sen olmuş benliğimi...
Sen, en güzel rüyaların tabiri!...
Sevdanın ebruli çizgileriyle sevdim seni...
Bazen öfkeyle, bazen sessizce...
Aşkın her rengine vuruldum sende,
Yüreğimi tuzla buz eden sözlerini de sevdim,
İçimi ısıtan şefkatini de...
Güzel hasletlerini gölgeleyen kusurlarınla sevdim seni,
Hırçınlığınla ve inadınla...
Her şeyinle.... Her halinle...
Kaderin karşıma çıkardığı en değerli inci,
Anla işte,
Deli gibi seviyorum seni!...
-
Bir duygunun esiri aklım, sadece delicesine yaşamak var seni seninle. Özgürlüğün pençesinde kıvranırken düşüncelerim hep sen varsın düşüncelerimde. Sen, gözlerimdeki hayal, bakışlarımdaki tutarsızlık, sen gecem, sen gündüzüm gibisin. Bir yolun başındaki kararsızlığımsın. Başlamak istediğim ama bir o kadar korktuğum bir yol. Seni istiyorum geceler boyu karşımda, korkmadan dokunmak sana. İçimdeki yangınların ötesinde sarılmak hiç bırakmamacasına.
GİT...
Git artık sen bana çok gibisin. Kahvemin kokusuna sinme, aynada seni görmek istemiyorum. Sesini de al git başımdan. Gecelerde seni istemiyorum.
Yok, hayır GİTME...
Gidersen yıkılır bu gönül. Seni ister, sarhoş bir eda ile bakarken başkalarına. Yok, GİTME. Her şey senin olsun, sen bende kal lütfen. Beni bırakırsan paramparça olur dünyam. Kurduğum sırça köşk yıkılır hayallerimle birlikte.
Ama hayır GİT.
Git ki sana alışmışlığım son bulsun. Artık kokunu burnumda hissetmek ve bununla yaşamak istemiyorum. Aldığım havaya seni sığdırmak, yediğim ekmeğe sen gibi bakmak istemiyorum. Al anılarını da çek git benden.
GİTME…
Gitme gidersen yok bedenim, ben yokum. Canımda can gibisin. Senin gitmen benim yok olmam demek. GİTME bedeli neyse ben yine öderim.
-
bu gece inadına seni düşündüm,ellerini düşündüm, gözlerini düşündüm, bana verdiğin mutluluğu düşündüm.
Sonra;
istemeden seni bir başkasıyla düşündüm kıskançlık damarlarımda dolaştı sabaha dek. bir görmeliydin nasıl perişandım.
Ben;
bu gece sana geldim. Yokluğun öyle koydu ki yüreğime; dayanamazdım. Ne karanlık nede korku dinledim. Sadece sendin bu gece gözlerimde büyüyen.
Sonra;
bir türlü utanç duvarını aşamadım. Bilirsin ben kendimden de utanırım. Paramparça geri döndüm kapından.
Ben;
bu gece bütün benliğimi sana verdim. Dualar yağdırdım gökten üzerine,ninniler söyledim sevgi sözcükleriyle, yıldızlardan evler yaptım ikimze küme küme, şafaklardan ağ ördüm sevgimizin ölümsüzlüğüne senden habersiz!
Ve ilk kez yalnızlığıma ağladım bu gece!
sadece ismini söledim
- Şiir Forumu
Gönderi tarihi:
’Yatmak,gözlerinde yatmak zindanı'’
Görmek,gözlerinde görmek ruhumu
Dokunmak,bedeninde dokunmak benliğime
Hissetmek,kalbinde hissetmek düşlerimi
Yok!Sevgilim,nerdesin?’Gözlerin hani?’
Uzaktasın.Elimi uzatıp gel desem de,uzaktasın
Ama silinmesin,silinmesin hayalin gözlerimin önünden.
Her gece gir sen yine düşlerime.Aldırma gözlerimi açtığımda ağlarmışım.Olsun
Sen her gece gir koynuma saat tam on ikide.Rüyalar bir saniye sürermiş gerçeklerin dünyasında.
Kanma!Sen gel.Yine gel.Yine gir koynuma her gece.Sen ömürsün sevgilim,hayatımsın bir saniyelik.
Uyanırsam ağlarım.Olsun, kurur elbet yanağımdan süzülen yaşlar;ben silerim.Ya da hayalinden bir sen yaparım.Onun elleri değer yanaklarıma.Yaklaşır silmek için bana.Hissederim,nefesini hissederim.Tutarım ellerini,tutup öperim.Sonra dudakların belirir apansız;yapışırım.Ben yanarım.Kavrulup kül olurum sana.Sonra kaybolursun.Ben ağlarım Bırak,bırak ben silerim!
Sevgilim,seni her nefeste özledim bugün.Yürüyordum.Bi ses duydum aniden.İçimde yağmurlar yağdı.Ah beni beni.Değildi işte.Kalbim acıdı.Başımı eğdim önüme.Yüzümde hüzün,ilerledim . Sanki ömrümün en uzun yolunu gittim.Ve ben bittim.Çünkü anladım sevgilim;sen gittin