canugur

vallaaa benim, karsi cinsi kontrol altina almak gibi garip huylarim yok. (sevseydin böye düsünmezdin diyenler var, duydum sizi ) sevdigim insani, mutlu olacagi seyle bas basa birakacak kadar seviyorum. O nereden benim, ya da bana ait oluyor ki, ben de onun olayim??? O kendi bedenine sahip, ben de kendiminkine. Kontrolsüz iletisim, sürekli iki insani biribirine ceker uyaniklar

yaaa Alaturka kardes, ben 13 ve 14. maddelere takildim, cünkü celiski var gibi geliyor bana 13.maddede amcamiz, es secimini kitap secimine benzetmis, güzeeel. Disina aldanma, icine bak demek istiyor gaaayet mantikli. Amaaa, 14. maddede de, ASK ICIN EVLENIN diye ögütleyerek, 13. maddeyi yemis Ask icin evlenen bir insan, hic oturup ta kitabin icini acar da bakar mi? Aceba bu neymis ki, der mi allaskina Sonu ne olursa olsun der, tipki enam suresindeki gibi derhal gözlerimize perde indirir ve deliler gibi severiz. (kirmizi sarap ta olmali ama yaninda) Bundan güzel, bundan insanca ne olabilir ki su dünyada. Kim naaapsin o anda kitabin icinde neler yazyiyor. Sooora bakilir herhalde. kitabin i ci in e ... ... . .. ..... . . ... ne var? di...

keske her önüne gelenle ask mesk olsaydi da, bu günlere düsmeseydik. keske her önüne gelenle ask mesk olsaydi da, tüm insanlar biri birlerini sevselerdi. keske her önüne gelenle ask mesk olsaydi da, töre ve ahlak cinayetleri olmasaydi. keske her önüne gelenle ask mesk olsaydi da, GERCEK SEVDIKLERIMIZ VE SEVENLERIMIZ ILE BIRLIKTE OLSAYDIK. encok savundugumuz degerler, o denli zincirlerimizdir, kendi ayaklarimiza taktigimiz.

bir asktan tek beklentim, ilk kucaklayistan sonra bir seylerin bitip bitmedigini ögrenmek....?

Bunca maddelemeye yanit, bir filozofun su deyisi yeterlidir sanirim. Disi ile erkek arasindaki fark, fil ile fare arasindaki fark kadardir

Bu isin cig sütle, taze ya da bayat sütle filan alakasi yooook! En can alici noktaya Alaturka´nin süper aktif ve gecerliligini yüzyillardir koruyan sorusu deginmis. INSAN GERCEKTEN MONOGAMIK-tek esli- BIR CANLI MIDIR???? Asil odak noktasi bu olmali kanisindayim ben kendi incelemelerime göre yanitlarsam, insan denen memeli canli, kesinlikle, monogami yapisina sahip DEGILDIR. Bu konuyu tartismak icin, dinsel, geleneksel, ahlaksal tüm ögretilerden uzak durmak gerekir, zira degerlerimize kesinlikle ters düsecek kavramlar masaya yatiriliyor (ayrica bunun da cok gerekli oldugu kanisindayim)

nazanozkan, gereken en isbetli, en mantikli ve en dogru yaniti vermis, bu yaniti eger algilayabilirseniz siz ve arkadasiniz kazanirsiniz. sevgiler..

Bir yanimiz ile de yalnizligi biz secmiyoruz da degil hani........

NE ILGINCI YAHU, INSANLIK DISI!!!!

Yatak odasina giden yol, o kadar uzundur ki; bazen araya okyanuslar bile girebilir.

Yani, parasiz kaldigimizda bi coklarimiz kücük gerecler icin bitpazarina gitmistir bazen de nur yagabilir, dikkat!

Yani... haklisin.. Bunlar icin her seyin önü arkasi din. Hayir anlamakta güclük cektigim su: Eger bir seylere böylesine inaniyorlarsa, ki , kimse onlara birsey demiyor; neden diger insanlari cehenneme atmak arzusu ile yanip tutusuyorlar ki??? Bu nasil allah sevgisi????????????? Ben, sevgilime kavusmak icin yanip tutusabilirim ancak. Degil mi ya

Hakikaten cok ilginc olaylar. Canli ölümü. Cok az veri var elimizde. Bilim adamlari son hizla arastirma icinde bile olsalar, daha cok cok az verilere sahibiz. Yalnizca tahminler yürütebiliyoruz. Tabi fanatikler de bu olaylardan büyük paylar cikartiyorlar kendilerine. Cünkü papazlar ve imamlar, yüz yillardir bilinen bilinmeyen ne varsa hemen üzerine atlayip cözüm getiriyorlar insanlari kandirmak icin

enbiya30 suresindeki anlatimi, ve sizin yorumunuzu yapmak icin elime her hangi bir ingilizce kitap alip, icindeki harflerle yeni bilimsel tümceler olusturarak, o ingilizce kitabi peki ala kutsallastirabilirim. isimiz bu mu yani, bunca sorun icinde. Hic cekinmeden bir de inanmayanlar derken kafirler diye saldiri var. Kuranda kafirin ödülü, öldürülmesidir. siz, ayni zamanda inancsizlarin ölüm fermanini da birlikte veriyorsunuz. Haydi kolay gelsin bakalim

Mitoslarin, yüz yillari icine alan öyküler olmasi acisindan, son derece karmasik yapida olmasi dogal. Her mitosa, her cagda dinsel, bilimsel, düssel yeni eklemeler yapildigi icin, oldukca soyut hale gelirler ki, bir süre sonra iyice gercek disiliga itilirler... Yine de bilimden ayrilmadan; ama mitoslari da kurcaliyarak arastirma yapilmasi taraftariyim. sevgiler...

Düsüncelere katiliyorum. Üretken olmak temel. Bunu sürekli ben de vurguluyorum ama yine de düsünmeden edemiyorum. Sürekli de kafama takiliyor. Teknolojinin olanca hiziyla gelisen günümüzde, robot-otomasyon üretim sistemi karsisinda bizim gibi ülkelerin yapacagi pek fazla bir sey yok gibi. AB ve ABD nin dev firmalari, otomasyon teknigi kullanarak her yil on binlerce üretim iscisini kapiya koyarken, bizim üretim anlayisimiz ve pazarimiz ne olmali? Japonya,birkac yil icinde üretimde kullanilacak 4 bin yeni robot üretimini dünyaya pazarliyacak. Bunlardan birini herhalde Sabanaci holding alamayacak. Alsa bile 20 ya da 30 isciyi kapiya koymak zorunda kalacak. Yoksul halka düsen görev ise, sosyal haklari olmayan, sendikasiz gecici yalnizca hizmet sektörü. Temizlik, bahcivanlik vb. gibi. Nasil bir üretkenlenlik düsünüyoruz? Egitim, kültür, sanat, bilim vb.. hepsi pahali alanlar. Bunlar icin cok para harcamak gerek. Yasal Para da pazar ekonomisinden yasal bicimde, üretimden gecer. ?!! Pazar ekonomisinin en vahsi küresel cikislar yaptigi bir dönemde, nasil bir üretim bicimi önerebiliriz ??? Bir cok sey icin ise odukca gec kalindigi da gercektir. Düsünsel anlamda yardimci olursaniz sevinirim. Ayrica bu olaylarin, dünyada yeni bir cagin ayak seslerini cagristiriyor mu diye soracagim size. tesekürler Pesin söyleyim, (dinsel aciklamalar kabul edilmez)

Ekonominin, Demokrasinin ve Emegin dini imani, yurdu, irki olmadigini kavramak gerek herseden önce...

Bu konuda hic kuskunuz olmasin; Türkiye, bilgisayar cöplügüne dönüsmek üzere. Hemen herkesin kesin elektronikten anladigi bir ülkeyi niye AB ye almazlar ki

Her seyden önce, Türkiye borclu bir ülke. Borcu olanin dili olmaz derler... AB kendi pazarina yarar gördügü anda kimseden korkmasina gerek kalmadan istedigi dümende birlige alir. Istedigi kadar da uzak tutar. Yani oldukca sert kosullarda bu is olacaktir. Zira Ab ülkelerinde müthis üretim fazlaligi vardir ve bu birikimi bir bicimde eritmek zorunda. En yakin pazar ise, Türkiye. dir. Ekonomik olaylarini tarihi ve dini öykülere dayanarak yorumlarsak yandik demektir

Demokrasi, kendisiyle uzun süre oynatmaz. Öyle bir noktada al asagi edilirler ki, bir bakarsiniz, neye ugradiklarini anlayamadan mahkeme kapilarinda buluverirler kendini Karder kismet bu

Evrenin kendisi bir kosmostur. Kosmos, uyum dur. Uyum, dogadaki her seyde vardir. Siz isterseniz tabi Bir de inaniyorsaniz, neden ahenk olmasin ki? Haklisiniz. Ama bunu baskalarina neden yedirmeye calisiyorsunuz anlamiyorum. Buldugunuz ahengi siz iyi saklayin. Ben ahengi sevdigim insanin gözlerinde, samimiyetinde ve ince bedeninde buluyorsam buna ne buyurursunuz. simdi sevgilimin reklamini mi yapayim yani, söyle ahenkli böyle ahenkli sevgilim var , size de tavsiye edirim diye. Yüz bin defa söylendi, yazildi cizildi. Inanclarinizi baskalarina yedirmeyin. Siz inanin kafi.... Yahu senin gönülden inandigin her neyse, seni hos tutan, seni sakinlestiren seyi en iyi sen anlayabilir, sarilabilir, ona siginabilirsin. Beni niye rahat birakmiyorsun ki? Dini bize anlatmayin, tarih cok acik, her seyi tekrar yazmak istemiyorum. Inanclariniz da , kitabiniz da sizin olsun. Istemiyorum. OFHHHH YAAAA

Haklisiniz, arkadasa artik bilimsel yöntemler vermeye calismak yerine, onu rahat birakmak daha akillica olmali. Zira yeni hic bir sey getirmeden, sürekli ayni düsüncede iddia ediyor, getirdiginiz argümanlara da asla yanit vermedigi gibi, bildigini okuyor. Bu anlamda konu burada bitimistir denilebilir. esen kaliniz

Mümkündür, evrende cok önemli olan su neden baska uygarliklar tarafindan aranmasin diye düsünebiliriz. Ancak, tarihte de buna benzer mitoslar olsa, bu gün bilimsel deney ya da gözlemlerle kanitlanamadigi icin, gölün uzaylilar tarafindan cekildigi, spekültif bir haber olarak kalmaya devem edecektir.

Besin maddeleri, her seyden önce canlilari icin degildir. Bir hayavan, canlilar icin bir besin maddesi olsa da biz yiyelim diye var olmadi. O hayvanin yiyecegi seyler de besin maddeleri degildir. Onlari yiyerek hayatta kalmak zorunda oldugumuz icin besin maddeleri diyoruz. Bilim ilerledikce, kendimize zorla besin maddesi yaptigimiz canlilari, yakin gelecekte yiyemeyecegiz. Bu gün et yiyenler icin, laboratuarda; hayvan canli hücreleri gaz bilesimi ile sigir eti basariyla yapilmistir. Ilk adimlar olsa da ileride büyük capi besin maddesi sorunu cözülecek. Evrim sürecine insanin da katkisioldugunu itraf etmeliyiz. Bilimsel calismalarla bu gün bir cok hayvan ve bitki türleri karistirilarak, daha verimli ve daha cesitli ürünler elde edilerek, gelecek kusaklar ise yetistirildigi bicimde sürecektir. Ayni zamanda, doga eger canliligi tehlikeye sokacak kadar bozulmazsa, bir cok bitki ve hayvan, kendi gelisim sürecini tamamlamak icin ileriye dogru doganin evrim ve seleksionuna maruz kalarak varliklarini sürdüreceklerdir.

dogadaki her canlinin, tabi ki Insanin da, olusum süreci icinde bu güne gelinceye dek gecirdigi biyolojik degisimlerin dizini. Bildiginiz gibi dinler, adem havva teorisiyle bu günkü seklimizle cennetten kovuldugumuzu iddia ederler. Bilim ise evrim teoisini kullanarak, bu dinsel saf satayi yok etmis, canlilarin yüz binlerce yildir gecirdigi degisim evrelerini, bu güne kadar cikan fosil ve iskeletlerden ortaya cikardigi bulgularla evrim teorisini C.Darwin den bu yana sürdürmektedir.