Zıplanacak içerik

Efendi Türkler

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Efendi Türkler tarafından postalanan herşey

  1. Tamam,da Arkadasim sen sorunlari bütün Türkleri Avrupaya tasinacakmis gözüyle bakiyorsun! ,,ya onlar gelirse bu sorunlarla karsilasirsa o heyacani duyuyorsun , biz burda yasayan Türk göcmenlerden bahsediyoruz... burda uzun yillardir yasayanlarda ne dil sorunu var ne oturma, sonra buraya ikamet eden 5.senedir onlarda dahi bu sorunlar yoktur lütfen Türk milletinin yaraticiligini tekme tokat saldirir gibi saldirmayalim.. bir arkadasimiz hepsini mhp li yapti hepsini egitimsiz yapti ,mhp li olanida olabilir egitimsiz olanida olabilir bu gayet normal .. sonra mhp li olmak sucmu! Almanyada hersene yüksek bransda binlerce mezunun arasinda yüzlerce Türk bulunmaktadir bugün etrafimizi kafamizi cevirdigimiz zaman bunlarla heryerde karsilasabiliyoruz .. bugün tekrar diyorum her sehirde onlarca avukat onlarca doktor onlarca mimar onlarca mütahitimiz ve burda yetismis burda mezun olmus vatandaslarimiz bunu saymakla bitmez ve bunu her büyük kasabalarda vede hatta köylerinde dahi göre biliyoruz arkadasim sen bunlari görmüyormusun bunlar gökden mi geldi! kisacasi Adam olmak isteyen heryerde adam olur kabacasi.... sonra artik otobüs söferide türk berberlerde türk bankada calisanlarda türk gece bekcilerin hepsi türk bütün benzin istasyonlarin yarisindan fazlasi türk v.s v.s 80.milyon almana karsi 3.milyon türk daha ne yapsin fabrikada calisan bir Türk kalmadi artik geriside bla bla bla hani birisi kendi derdini bütün herkesin derdi zannedermis ya! ama gene diyorum eger bir sikinti varsa bu almanyanin genelini kapsamaktadir almanya,da birkac yildir yürürlükte olan Hart 4 uygulamasi yüzünden yoksulluga sürüklenen insan sayisi artiyor Almanya,da 6.milyon yoksul cocuk yasiyor ee tabi buraya yeni gelenleri fena vurabilir herseyle mücadele etmek zorundadir yani bu ülkede cicim ülkesi degilki? Saygilarimla Efendi Türkler
  2. Efendi Türkler şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    yirmi dört saat calismayan insan ya delidir yada yasadigini sanan ölüdür Efendi Türkler
  3. Sayin yasakli sorunlarla bu sorunlara karsi acilan davalar ve kazanimlari vurgulamissin .. tabii bu kadar karisik bir bicimde ortaya koyulmasi sanki bizleri buralarda bir agin icine düsmüs gibi gösteriyor unutmayalim yukardaki belirtdigin bütün sorunlar bu ülkeye okumak icin gelipte geri dönmek istemeyenler icindir artik herseyi bu kadar karisik hale getirmeyelim ki önümüzü görebilelim.. yani bizleri burda hurdaciya benzetmenin anlami yok? saygilarimla Efendi Türkler
  4. Efendi Türkler şurada cevap verdi: muki başlık İzmir
    Tekrar bu hale getirebilsek inanin getirme imkanida var evet ya söylenecek bir sey bulamiyorum! iki üc kere gezme imkanim oldu harika bir yer efes kenti...... eline saglik degerli muki yersoy arkadas nasil yikildigini arastirirken bir zahmet nasil onarilir onuda ekleyin. hoscakalin
  5. Sayin isyanci bizlerin türk halki olarak bir aliskanlik daha dogrusu bizlerin sorumluluktan kacmak icin kendi icimizde yarattigimiz bir bilinc alti aliskanligi .. sikayet sikayet ne zaman basimiza birseyler gelse basimiza ne zaman bir corap örülse ne zaman bir dolaplar dönse icimizde,, bunun sorumlusunu aramaya cikiyoruz öyle bir cikiyoruzki arkamizdaki sorunu unutup disarilara okyonuslara asiyoruz hic sormuyoruz kendimize bu kadar acilmak basimiza örülen sorunlardan daha tehlikeli degilmi! olayin basinda durup sakince olayi düzeltmeyi hiz kesmeden yola devam etmek varken! Almanyada Türk gencleri yeterince saygin yeterince belli noktalarda tabii bu noktada kalmak diye birsey yok eger o sayginligi yakalayamasaydik almanlarin en deger verdigi ve onlarin olmazsa olmaz güvenligi polislik görevinde aktiv sekilde iclerine almazlardi öyle bir noktaya geldiki fahri polislik yani ülkemizdede olan bu görevdede türkler ön planda tutulmaktadir? burada fahri poliste aktiv sekilde her denetime katilabiliyor.. acil durumda her yetkiye sahip Almanyanin ortak güvenliginden tutunda sagligina kisisel haklari savunan avukatlarina kadar bircok dalda burda kendini yetistirmis genc türkleri artik yogunlikta görebiliyoruz.. sizin dediginiz bazi istatistiklerde cikan sonuc burdaki genclerin yakalamis oldugu degerleri belirlemiyor onu ilerde daha detayli sekilde bir konun icinde anlatabiliriz.. tabiki uyum herseyin basi bu derslerden kacarak saglanamaz uyum herkesin ayni göz hizasinda olup kendini tanitma kültürel sosyal ekonomik ve politik yasama katilma firsatini bulmasidir yani uyum birlikte yasamin kurallari ve temel felsefesi etrafinda anlasabilmeyi saglayan süregen bir sürectir.. bu sürec icinde inaniyorum cok güzel noktalara gidiyoruz kalbini serin tut sayin isyanci sadece dönerle yedirmekle uyumun olmadiginin herkes farkinda artik Saygilarimla Efendi Türkler
  6. Almanya´daki Türk gencleri siyasete artik el koymali! Hani ne diyordu,5 kasim 2006 günü uzun süren hayata tutunma mücadelesinin ardindan,aramizdan ayrilip cok sevdigi sonsuzluga,ak güvercilerinin esliginde yürüyen,bize umut,sevgi ve hümanizmi miras birakan merhum Basbakan Bülent Ecevit bir siirinde... birseyler olacak yarin durusundan belli kirdaki atlarin bulutlarin kosusundan belli kazisindan köstebeklerin topragi karincalarin telasindan belli birseyler olacak yarin belki bir tomurcuk belki bir agacin düsen yapragi belkide bir cocuk pek o kadar göremesek de uzagi kuslarin ucusundan belli birseyler olacak yarin öbürgünden önemsiz bugünden önemli Ölümünün 1.yilinda. onurlu anisi önünde saygiyla egildigim, bu forumda forumumuzda gecde olsa? bu yaziyla anmaktan onur duydugum ,, doslugunu,sicakligini tatma onuruna sahip oldugum o güzel insanin kaleminden dökülmüs bir yasam felsefesine dönüsmüs bu dizelerden inanclarin hic yitirilmemesi gerektigini bu kadar bir siirle anlatilabilinirligine yazarken burda sahit oldugum.. her satirinda ayri bir mesaj,farkli bir felsefe ve bir ögreti var ama dizelerin bütününden cikartabilecek bir sonuc varsa o da insanin birseylere olan umudunun,degisime olan özleminin hic yitirilmemesi olsa gerek... Almanya,da 47 yillik gecmisi olan Türk toplumunun,nasil bir degisim sürecini yasadigini gözümüzün önüne getirirsek Aslinda Almanya,nin artik kalici bir unsuru olan Türk insanin,kendi varligini daha belirgin bicimde ortaya koymasi gerektigini ve artik zamaninda gectigi ortadadir... Özellikle Alman siyasi partileri bünyesinde yillardir yasanan düs kirikliklari,bu foruma katildigim dönemlerde avrupa degerlerine vede dört elle sarildigim medeniyetine tabiki bu halkimiz ülkemiz adina bunlara sahip cikmamak halkima bir ihanet olarak gördügümden dolayi herzaman savundugum degerlerin savunmakla degil ,,savundugun degerlerin sana yabanciysa sonbaharin rüzgari gibi senin savrulan yapraklar gibi savurduguna herseferinde sahit oluyorsan! bunu bu forumda saygi duydugum sayin Cyrona,nin elestirilerinle daha bir belirgenlesmis, durumda karsimda duruyor buna nazaran sayin Dipnotun güzel günler görecegiz vede yakindir sözleride benim icin ayri bir önemi var iste bu yakinlik bizlerin elinde iki deger bu forumda bana cok seyler ögretti Sayin Dipnot ve Sayin Cyrona... onlarin devami gözüyle baktigim rua,ninda anlasilmaz sekilde aramizdan ayrilmasi üzmüstür.. tabii forumdaki arkadaslarin hepsi bir deger degerlerin arasinda olmasan bir degerin olmazki! aranizdaki en yobazda benim anlatim tarzindan tutunda türkcemden bazi iletilerimin anlasilmazligindan kirdigim potlarina kadar? ama unutmayin aranizda bende varim Almanya,da birseylerin gidisatindan hosnut olmayan yeni dinamik kusaklarin artik özgür iradesini harekete gecirecegi dönemler yakindir artik öbürgünden önemsiz ama bugünden önemli yarinlarda artik birseylerin olmasi gerektigi zamani gelmistir.. bizler bu toplumun sanildigi gibi yillardir dislanan ulagi degil,ayrilmaz bir parcasiyiz Almanya,daki Türk genclerinin ,,Türkler benden sorulur,,diye ortalikta dolasan kimi siyasi cambazlarin yillardir göcmenleri oyalayan siyasi partileri yakin gelecekte agir bir politik yanit verecektir artik gencler hepsinin yani büyük cogunlugunun Almanlarin bile giptayla baktigi kariyel mevkilere yükselmistir evet onlar ordan ordan konusacaktir.. kendileri konusmak icinde güvenleri olgunlasmaktadir hersey yakindir! icerde ve disarda Türk ulusu cok seyleri basarma olgunluguna kavusmustur artik konusma zamanidir 10.kasimda cumartesi frankfurta büyük bir yürüyüsümüz var Terrör geht uns alle an ,,Teröre hayir mitingi son misralarimi yazarken medeniyet parayla alinmiyor toplum olarak kendini yetistirmekle oluyor ,,teknolojide satin alinmiyor aldigin zannettigin ürünleridir? evet arkadaslar Avrupa bugün medeniyeti ve degerlerini afrikadan getirdigi elmaslarla yaratmadi yaratsaydi osmanli yaratirdi vede dünyanin en güzelini yaratirdi.. lütfen emperyalistler diye herseyin üstünü kapamayalim bütün bu degerler cok calismayla okumayla oluyor birilerini suclayarak vede onlari bakarak olmuyor vede onlar hic bir zaman hakketmeyenede hediye etmez bilakis elindekinide kapar... Saygilarimla Efendi Türkler
  7. Ulaştırma Bakanlığı 6 yeni otoyol için kolları sıvadı Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye'nin batı bölümlerinde trafik akışını büyük ölçüde rahatlatması öngörülen 6 yeni otoyol projesi için kolları sıvadı. Karayolları Genel Müdürlüğü 6 yeni otoyol projesi üzerinde çalışmaya başladı. Bu projelerden 4'ünün gelecek yıl içinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Yap-işlet-devret yöntemiyle inşa edilecek yeni otoyolların yapım ihalesinde firmaların işletme süresi ya da uygulanacak geçiş ücretleri bakımından yarıştırılması hedefleniyor. Ulaştırma Bakanlığı, yeni otoyolların 4'ünün özellikle ülkenin batısında yapımını öngörüyor. Otoyolların 3'ünün buluşma noktası ise Türkiye'nin önemli ihracat noktalarından birisi olan İzmir'e bağlanması planlandı. 3 otoyol projesinin içinde İstanbul'a üçüncü bir köprünün, Çanakkale Boğazı'na ise ilk karayolu köprüsünün yapımı bulunuyor. Bir diğer projede ise İzmit Körfezi'nde yeni bir köprü geçişinin sağlanması da yer alıyor. Buna göre, yeni otoyolların güzergahları şöyle olacak. İlk otoyol projesi Edirne'den başlayacak, Çanakkale Boğazı'nı köprü ile geçecek olan bu otoyol, İzmir'e uzanacak. İstanbul'dan başlayacak diğer otoyol, İzmit Körfezi'ni köprüyle geçtikten sonra İzmir'e bağlanacak. Başkent ile İzmir arasında trafik yoğunluğunu ve iki kent arasındaki karayolu ulaşımının uzun sürdüğünü dikkate alan Bakanlık, bu kentler arasında trafik güvenliğini artırmak üzere yeni bir otoyol yapacak. Diğer otoyol projesi ise ülkenin kuzey batısında yapılacak ve Edirne'ye kadar uzanacak. Ancak, İstanbul Boğazı'na yeni bir köprü yapılmasını da içeren projenin detayları henüz netleştirilmedi. Projelerin 4'ünün en geç 5 yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Projelerin hayata geçirilebilmesinde finansman için yap-işlet-devret yöntemi uygulanacak. Projelerin ihalesinde, öncelikle otoyolun yapımından sonraki dönemde işletim süresini en az teklif eden firmalar tercih edilecek. Diğer bir alternatif olarak da geçiş ücretlerini en düşük teklif eden firmalar tercih sebebi olacak.A.A ................................
  8. bugünlere baktigimizda görünen köy kilavuz istemez denir ya ,dtp bugün akp nin kalemidir o atilan imzada en büyük pay akp tayfasinindir ama isteyerek ama istemeyerek ne kadar bu duruma düstüler orasini Tanri bilir bilinen bir sey varsa sucta onlarindir! barzani pkk ya yataklik ediyor diyen basbakan ve onun damadi barzanin karargahini insa ediyor yani k.Irakta neler oluyor bir bilen varmi tam anlamiyla?
  9. İnönü'nün Mirası... Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımını yaşamaktadır. Sorun açık seçik ortadadır; ama bir kez daha özetlemekte yarar görüyoruz. Ülkemiz bir yandan 'laik cumhuriyet' ile 'Ilımlı İslam Devleti' arasında bir seçim yapmaya zorlanıyor... Öte yandan etnikçi siyaset, Meclis'te grubu kurulmasına karşın, dışardan desteklenen terörle de eyleme dönüşüyor. Ekonomi ise dış borç ve faiz yüklemiyle soru işaretleri taşıyor. * AKP bu sorunları çözerek Türkiye'yi bunalımdan çıkarmakla yükümlüdür. Ne var ki iktidar, bizzat kendi varlığıyla bir sorun oluşturuyor. 'Ilımlı İslam Devleti' hedefine şartlandığından, AKP, devletin tüm kurumlarıyla -ordu dahil- adeta bir hesaplaşma sürecini yaşıyor. * Bu durumda ülkenin geleceğine dönük bakışlarında umut ve güven arayışına giren yurtsever kesimlerin gözleri muhalefete çevrilmektedir. Ancak, ana muhalefet başta olmak üzere, o kesimde de umut sağlayacak bir manzara sergilenmiyor. Ülke varoluşunun tehlikeye sürüklendiği bir zamanda bile muhalefetin dağınıklığı, kendi içindeki itiş kakışı; koltuk hırsları bir yana, dünya ve Türkiye koşullarını kavramaktaki yetersizliği ve edilginliği umut verici değildir. * Erdal İnönü 'nün acı ölümü işte böyle bir zamanda gündeme girmiştir. Muhalefet ileri gelenleri, gözlerini yaşama kapatan İnönü'yü uğurlarken, birlik ve beraberlik özlemini de dile getirmekte sanki söz birliği etmişlerdir. Gerçekten de İnönü'nün özlemi, solda, sosyal demokrat kesimde, bütünlük ve birliğin sağlayacağı güce ve özgüvene kavuşmaktı. İnönü bu amacı geride kalanlara bir değerli miras gibi bırakarak son yolculuğuna çıkmıştır. Eğer Erdal İnönü hakkında ardından söylenen sözler içtenlikliyse, bu konuşmaları yapanların bir an önce bir araya gelmeleri gerekir. O zaman İnönü, yaşamında başaramadığını ölümüyle gerçekleştirmiş olacaktır. * Yazımızın başında dile getirdiğimiz gibi Türkiye "olmak ya da olmamak" ikileminin sınavını veriyor. Bu sınav sürecinde AKP iktidarı başlı başına bir sorundur. Ancak içinde yaşadığımız sorun, yalnız iktidar sorunu değil... Aynı zamanda muhalefet sorunu... İnanıyoruz ki muhalefet sorunu çözüldüğü gün Türkiye birdenbire derlenip toparlanacak, geleceğe daha umutla bakmak olanaklarına kavuşacaktır
  10. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Mizah anlayisin gercekten mükemmel.. Eline, diline, beline, bir de klavyene sahip cik derler ya ,, ellerine saglik diyorum godziii:D
  11. Efendi Türkler şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
  12. ya arkadasim bunu bütün dünya biliyor ,,hatta artik Irak i artik araplarin degil A dan Z ye kürtlerin yönettiginide! Stratejik amacı Dünya İmparatorlugu olan Amerikanın, 11 Eylül sonrası tüm dünyaya meydan okuyan Teksas Baskan,i Bush, ne diyordu! Ya Amerika,dan yanasınız, ya da teröristlerden yanasınız! bugün teröristlerden yana olan kim Abd .. Abd den yana olan kim AKP ! burasi kapı, orasi sapı!.. anlayacagin ikiside ayni kapi! bizi yöneten böyyüklerimizden ne isitiyoruz,, Türkiye Amerikanın stratejik ortagıdır,,herhalde ortak yanimiz musul, kerkük degil ? ortak yanimiz dtp arti akp ,,yani anlacagin bizi ülkemizi ele geciren bu ortaklar yönetiyor? fedoel iliskilerle nasil yönettiklerinin bile farkinda degiller! bu yakin hemseriler..,, bulmuslar bir ülke üzerinde cayda cira oynuyorlar. frankfurt
  13. hadi canim sende madem haberleri vardi ozaman devir teslimi dtp niye gerceklestirdi! yada Akp i adam yerine koymayip karsi taraf böyle olmasini dahami uygun buldu? nerden bakarsan bak onur kirici onurumuz kirilmistir. frankfurt
  14. HEP BERABER CIGLIK ATALIM ,,hep beraber çığlık atalım Tanrı zeusun dilsiz oğlu varmış ..ama onda diğer çocuklarda olmayan bir özellik varmış ..geleceği önceden hissetme yeteneği varmış ..(geleceği önceden görme değil -kahinlik değil )..olayları erken değerlendirip , hemen sonuç tahmini yapabiliyormuş .. --bir gün , truva şehri etrafında , ve truva kentini ele geçirmek isteyen komşu devlet içindeki konuşmalara şahit olmuş ..konuşmalar hep , truva kentinin önemi ve truva kentinin kendilerinin olması durumunda neler elde edecekleri konusundaymış .. --tanrının oğlu anlamışki , bu komşu devlet ve halkı , truvayı kendilerine katmak için çok istekliler ..incelemiş bunları ..tanrının oğlu olduğu için , göklerden yere bakabiliyormuş ..sürekli incelemiş ..sürekli izlemiş ... --sonunda , truvaya savaş açmış komşu devlet .. --uzun zaman savaş olmuş ..ama ele geçirememişler truvayı .. --ne yapsınlar ..truva direniyor ..bir türlü elde edememişler ...savaşlar çok çetin geçiyor ama truvalılar destan yazar gibi savaşıyorlar ve teslim olmuyorlarmış.. -- -bir gün ,bulmuş yolu düşmanlar ..bir sahte at planlamışlar ..ve bu koca tahta atın içine asker yerleştirecekler ve hile ile truva şehrine girecekler .. --bunu anlayan tanrının oğlu , bu tehlikeyi truvalılara bildirmek istemiş .... --ama dilsizmiş tanrının oğlu .. --ne yapmalıda haber vermeli truvalılara .. konuşamaz - anlatamazmış .. --çıkmış kaz dağlarını tepesine ... konuşamaz ama çığlık atabilirmiş .. --başlamış çığlık atmaya ...önce ince bir çığlık ... --ardından biraz daha sert çığlık ... truva halkı göklere bakmış ..tanrı zeus orada oturuyormuş ..sakinmiş ..ama kaz dağlarından çığlık gelmeye devam ediyormuş ..tanrının oğlu olan gücüyle çığlık atmaya devam ediyormuş ....demek istiyormuş ki , truvalılar , sahte tahta atla sizi kandıracaklar ve şehrinizi ele geçirecekler , halkınızı katledecekler , çocuklareınızı kılıçtan geçirecekler ,. kadınlarınızı kaçıracaklar .. --tanrı zeusun oğlu , sezdiği kötülükten truvalıları kurtarmak için sürekli çığlık atıyormuş ...kaz dağları çığlıktan inliyormuş ... --truva halkı bir anlam verememiş bu gelen çığlıklara ...göklere bakmışlar ..tanrı zeus sakinmiş ..diğer tanrılarda sakinmiş .. --sadece , tanrının oğlu , göklerde yerinde duramıyor ve sürekli çığlık atıyormuş ... --ve yakın bir günde ,düşmanları truvanın ,sahte tahta at ile truvalıları kandırıp şehre girerek , truva halkını kılıçtan geçirmişler ..o güzel truva kızıl kana bulanmış ..çoluk çocuk ne varsa kılıçtan geçirmişler .. --tanrı zeus sakin sakin oturuyormuş göklerde ..diğer tanrılarda sakinmiş göklerde .. --tanrının oğlu kesmiş çığlık atmayı ..artık susmuş ..artık her yeri kaplayan kandan başka bir şey görülmüyormuş o güzelim truvada .. --çok üzgünmüş tanrının oğlu ...babası zeusa bakmış ..sanki o katliam olmamış gibi sakin sakin oturuyormuş yerinde ...--bu sakinlik olamaz ...bu katliama sessiz kalamaz--..diye isyan etmiş ,... dönmüş babasına doğru , gözleri üzüntüden ve ağlamaktan yerdeki kan kadar kızıla çalarak bir çığlık atmış ...tanrı zeus yine sakin oturuyormuş ...bir çığlık daha atmış zeusa doğru ..ardından bir çığlık daha ...yine çıkmış kaz dağlarının başına ...çığlık üzerine çığlık atmaya başlamış ...dinmemiş çığlıkları .. --nerede insanın kötülüğüne gelişen , nerede ülkemin kötülüğüne gelişen bir olay varsa , yada hazırlanan tuzak ...tanrının oğlu gibi bende bu kötülükleri görebiliyorum ...ve başlıyorum çığlık atmaya ... --görün insanlar , dini siyasi çıkarları için kullanıyorlar , size dindar ve iyi insanmış gibi görünüp , sizden para ve oy alarak , güç elde ediyorlar ,.. --görün insanlar ,atatürkü siyasi çıkarları için kullanıyorlar , atatürkçü ve iyi insanmış gibi görünüp, sizden para ve oy alarak , güç elde ediyorlar ,.. --görün insanlar ,fakir fukaraya kişilerin yardımı değil , devletin kuruluşlarının , kızılayın yada benzeri kuruluşların yardımı olursa daha organize yardımlaşma sağlanır ..böylelikle insanlar kişilere muhtaç görünümüyle kişiliksizleşme tehlikesinden uzaklaşır ..ama bunu savunamıyorlar bile . .siz bunu görün... --görün insanlar ,günlük hayatın din ile yönetilmesi için her ortamı kullanıyorlar ..cuma namazı saati tatilleşiyor ..iftar saati tatilleşiyor .. --görün insanlar , dini okulda eğitim görmeyen kişilere devlet kademelerinde önemli görev verilmiyor .. --her şey din üzerinden konuşuluyor ..her şey din konulu oluyor ... --asgari ücrete zam yapılmalı ,ama konuşan yok .. --işsizlik büyük dert ..yeni iş alanları açılmalı ..konuşan yok ... - -enerji sıkıntısı , ve enerji özelleşmeleri ile ilgili sıkıntı büyüdü ..,,bölücülerin şehit etiği asker sayımız , savaşta kaybedilecek rakamları geçti ..dost ve müttefik denilen abd. bölünmüş türkiye haritası hazırlamış vee ulu orta dünyaya göstermeye başladı ...türkiyede ermeni-kürt-rum azınlıklar var denilerek , ulusal bütünlğümüz ile oynanıyor ... --tanrının oğlunun çığlığından daha keskin çığlık atıyorum yıllardır ... --bu tür vurdum-duymazlıklar ,ülkemizi parçalanmaya götürür ..bizi şeriat yanlısı siyasetlerin yöneteceği ortama götürür diyorum ...çığlık atıyorum... hep beraber çığlık atalım ...tanrının oğlundan bile fazla ,,.. Askerlerimizi bile onlar teslim ediyor.,,,hersey vatan icin hep beraber çığlık atalım HEP BERABER CIGLIK ATALIM . .........................................
  15. Efendi Türkler şurada cevap verdi: seREnaDE başlık İzmir
    Manisayla karistirma...
  16. Sayin birce birkere muhakak dogru.. bende bu sevinci paylasiyorum ama ülkemiz 8. askerden olusmadigi kesin isterimki geride kalan bütün askerlerimizinde ömür boyu bu sevince ortak olabilsin... Gelisen olaylari nasil yorumlarsak yorumlayalim osmanlinin son dönemleri bugün tarih tekabürden ibarettir sözü önümüze asilmistir.. onlarmi sinirlari asiyor bizlermi .. Askerlerimizi degis tokus gibi kullananlar kim aslinda cok onur kirici bir ortamin icerisindeyiz... Asker emir bekler verirsin emri yerine getirir artik bu dönemde emir bile verilemiyor.. zannediyorum emiri verende disarda emiri alanda,, olan askerimize oluyor! Askerki bizim namusumuzdur.. iste bu noktada bu olay Tek bir söz ,,,DTP'nin şovuna terkedilecekmi! kimdir bunun sahibi bu askerlerimizi bulup ülkemize teslim eden? Efendi Türkler
  17. bugün tabiki meydana türbanlilar demiyelim onlari savunanlar inemez ve inmezde bugün kendi bireysel hareketleri dogrultusunda bir kactane türbanli görebiliyorsak... milyonlarin arasinda tabi onlar ne kadar türbanli diyebiliriz ... bu ülkede bes alti seriatci vardir anlamina gelmez veyahutta Akp yi destekleyen bin kisi degildir herhalde tahmin ediyorum en azindan bir yüzde yirmiler vardir DTP.ile beraber yani milyonlarin icinde milyonlari göremedik! bugün askerlerimizin teslim edilirken hükümetin haberi yoktu mesela yani sevincten meydanlara dökülemediniz ama genede olsun hükümetin adina dtp teslim almistir askerlerimizi ne büyük sevinc degilmi.. benim acimdan büyük bir aci neyse hür düsünceye sahip olmayanlar bunu anliyamaz ,,bugün türkiyemizin önünü kesen geri kalmasini nedenini kendilerinin oldugunu farkina varamayanlar daha nedenlerini sorabiliyorlar... sen bu ülke kuruldugundan beri hazmedemeyip ikinci bir cumhuriyetin pesinde kos ondan sonra kalk ben ülkem icin eee herseyimi feda ediyorum... osmanli döneminde yani ülkemize 250 sonra giren matbaa hesabi .. laikligin degerini 250 sonra anlamaya calis tabii onada daha zaman var! herseyini bütün degerlerini dinine bagla sen elense yap dinimiz herseyi birlestirir diye yani dinimizi tutkal yerine koy iste görürsün. k.Irak i ,,, yakindada dinimiz adina cok güvendigin baska semalarda baska borazanlari görürsün? evet kilik kiyafet insanin aynasidir bu cephede de yansiyor sehirde de... Efendi Türkler
  18. sen söyledin o zaman söyle bu sorunu nasil halletmeye düsünüyorsun?
  19. Bakanlık'tan şaka gibi yalanlama 4 Kasım 2007 8 Türk askeri Kuzey Irak'ta serbest bırakıldığı saatlerde Milli Savunma Bakanlığı'ndan inanılmaz bir açıklama geldi. Açıklama ile Vecdi Gönül’ün, gazetelere yansıyan “Rehin askerler bir iki gün içinde bırakılacak” şeklindeki açıklamaları Bakanlık tarafından yalanlandı. Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği tarafından yapılan yazılı açıklamada bazı yazılı basın organlarında dün çakın bazı haberlerde Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün Rehin askerler bir iki gün içinde serbest bırakılacak şeklinde haberler çıktığı anımsatılarak bunun gerçek dışı olduğu belirtildi.ANKA ............................. Ne kadar itici bir hükümet dünyadan bir haber! birileri teslim aliyor o yalanliyor.. onlarmi hükümet bunlarmi! somali olduk somali Artik acinacak halimize gülüyoruz.
  20. 8 asker serbest iddiası 4 Kasım 2007 PKK terör örgütü PKK'nın 21 Ekim'deki hain Dağlıca saldırısının ardından irtibat kesilen 8 askerin, bu sabah saatlerinde Kuzey Irak'a giden DTP milletvekillerine teslim edildiği iddia edildi. DTP'li milletvekillerinin saat 10.00'da Erbil'de askerlerle birlikte bir basın toplantısı düzenleyeceği bildirildi. Hakkari'ye bağlı Yüksekova İlçesi'nin Irak sınırında bulunan Dağlıca kesimindeki Piyade Taburu'nun güvenliğini sağlayan askeri birliğe PKK'lı teröristlerin 21 Ekim günü gerçekleştirdiği saldırıda 12 asker şehit olmuş, 16 asker yaralanmış ve 8 asker de kaybolmuştu. Kayıp askerler, Ramazan Yüce, İrfan Beyaz, Mehmet Şenkul, Fuat Başoda, İlhami Demir, Fatih Atakul, Halis Çağan ve Özhan Şabanoğlu'nun olduğu ortaya çıkmıştı. 8 asker, dün Kuzey Irak'a giden DTP milletvekilleri Aysel Tuğluk, Osman Özçelik ve Fatma Kurtulan'a bu sabah erken saatlerde henüz açıklanmayan bir yerde teslim edildi. DTP milletvekillerinin, askerlerle saat 10'da Erbil Havaalanı'nda bir basın toplantısı yapacağı belirtildi. Askerlerin bugün Türkiye'ye getirilmesi bekleniyor.ERBİL, (DHA) .................................................. Tek bir söz ,,,DTP'nin şovuna terkedilecek! mi
  21. İbrahim Tatlıses için karşı ağır konuştu İbo etek altı imparatoru İbo etek altı imparatoru Medya kuruluşlarına bugün e-mail yoluyla bir açıklama yapan Nihat Doğan,daha önce tartıştığı İbrahim Tatlıses için karşı ağır konuştu: Bugünden itibaren İbo'yu etek altı imparatoru ilan ediyorum eyvahhh bu agir konusmanin bir bedeli vardir! ibo bunu yemez acaba sizce ibo nasil bir karsilik verecektir cünkü nede olsa koskocaman imparator..bugünden itibaren ya etegi kabul edecek,, yada etegi Nihat Doğan`a giydirecek... ama nasil yapacak gömleginin dügmelerini göbegine kadar acan delikanli bir nihat dogan var! o etegi geri iadeside zor görünüyor.. Ses desen ses yok karizma desen karizma yok... ama yüregi saglammis fakat neden böyle aciklama geregi duydu onun bas velihati! ..............................
  22. o zaman yaşlanmiştir be godziii..........
  23. Prof. İrtica’ya ya erkekler itirazı Prof. İrtica takma adıyla nükteli yazılar yazan, irtica.worldpress.com adresindeki sitesini "İrticanın hortladığı site/en yobaz site" sloganıyla tanıtan yazar, "Üstü Mekke Altı Paris Durumları" başlığıyla bir yazı yayınladı: "Saçlarını örtmekle tesettürlü olduğunu zannedenler sadece işin içine etmekle kalmıyor bir kesimin de rencide olmasına sebebiyet veriyor. Vücut hatları tastamam belli olmasına rağmen saçlarını kapayan insanlar benim için hep garip varlıklar oldular. Düşünün ki bir Galatasaraylı Fenerbahçe’yi eleştiriyor. Bu olağandışı değildir. Ama düşünün ki bir Galatasaraylı Galatasaray’ı eleştiriyor. Bunu herkes önemser ve yıkıcılığı daha fazladır. Bizim için de durum örnekle benzerlik arzeder. İçimizdeki kişiler tarafından ’vurulmak’ çok üzücü ve gerçekten çok tahrip edici. Çünkü başkalarına daha kuvvetli malzeme oluyor ve daha kuvvetli bir referans sayılıyor." Bu yazıyı onaylayan üç yanıt geliyor ama Encodeum adlı bir blog yazarı patlıyor: "Peki biz erkekler doğru giyiniyor muyuz? Ben kot pantolonla namaza duruyorum. Doğrusu şalvardır. Kaçımız giyip dolaşabilir? İkincisi başörtülü örtüsüz her bayan bayandır ve her bayan kendini beğendirmek ister. Bence şu anda Türkiye’de çok fazla konuşulan ’yaa bunların kafasında örtü var ama ne yaptıkları belli değil’ muhabbetine ortak olmak yerine bu toplumun içine sinmiş ’namusunu kaybetmiş Müslüman erkek’ profilini incelememiz gerekmektedir. 5 vakit namaz kılan adamın aynı zamanda günde 500 vakit karı-kız muhabbeti yapmasını konuşmalıyız." SİBEL ERASLAN (Vakit Gazetesi Yazarı) Herkes dağılabilir ama kadın cinsinin ilk günkü masumiyetiyle durmasını bekliyoruz Önce örtünmemiz sorundu, şimdi ise nasıl örtündüğümüz... Örtümü Allah için giyiniyorum ama o kadar büyük bir kargaşa var ki tepemde vınlayan, kendi içime ve göğe yeterince bakacak fırsat tanımıyor hayat bana. Öte yandan modern çağın hıza ve yüzeyselliğe dayalı o tutkulu ritminin dışına çıkmak da çok kolay değil. Hepimiz aynı anda yaşarken bu fırlatılmayı, durmaya, iç dinginliğine veya frenlenmeye dair beklentimiz hep kadın cinsi üzerinden nedense. Yani herkes son sürat dağılabilir ama birilerinin, ki o kadın cinsidir, ilk günkü masumiyeti ile zamana ve yeryüzüne çakılmış adeta abidevi, bilgece bir sükûnetle durmasını bekliyoruz. "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu/ Birinciliği beyaza verdiler" diyor ya şair, onun gibi. EMİNE ŞENLİKOĞLU (Yazar) Erkek daracık pantolonla geziyor Müslüman mı değil mi belli değil İslami kesimi İstanbul’a benzetiyorum. Bir tarafı yeniden inşa ediliyor, çok güzel gökdelenler dikiliyor. Bir tarafta eski binalar dökülüyor, yıkılıp yenisi yapılmıyor. İslami kesimin bir tarafında uyanış, diğer tarafında dökülüş var. Mine Hanım’ın erkekler için söylediklerine yüzde 100 katılıyorum. Tesettür sadece kadınlara ait değil. Erkeklerin de kendilerine çekidüzen vermesi lazım. Daracık pantolonlarla geziyorlar. Hiç de hoş değil. Dindar kadınlar aşırı laikçiler tarafından aşağılanıp sert tavırlara maruz kalırken, erkekler Müslüman mı değil mi, belli değil. İnancı kılığından belli olmayan dindar erkekler, aşırı laiklerden ’siz, efendim’ kelimelerini duyabiliyor. Ama biz, ’sen, yap, git’ gibi kelimelere maruz kalıyoruz. Müslüman erkekler Resulullah’ı dinlemiyorlar. Bu durum, haklı olarak eleştirme konusudur. .........................................
  24. Başörtülülerde bir lümpenlik var giyimde Rahşan Ecevit’i çok beğeniyorum Tesettür yazıları yayınlandıktan sonra Mine Alpay Gün’le konuştuk. Milli Gazete’deki köşesinde fotoğraf kullanmıyor, "Ben gizemli olmayı seviyorum" diyor. Sanat tarihi okumuş, sosyoloji masteri yapmış. Sol kökenli olduğunu söyleyen Mine Alpay Gün, ailesinin ilk kapanan kadını olmaktan gurur duyduğunu ekliyor. Başlattığı tartışmayla ilgili şunları söylüyor: Öyle bir toplumuz ki ütopyalarımızı kaybettik. ’78 kuşağındanım. Üniversitedeyken herkesin sahip çıktığı bir ideoloji vardı. Ne yazık ki herkes deforme oldu. İslamcılar da bozuldu. Özellikle RP’nin belediye seçimlerini kazanmasıyla sınıf atladılar, standartları değişti. Sami Yusuf konserinde çarşaflı kız, bandajını takmış; bağırıp çağırıyor. Arabesk bir tutum. Cehaletten. Kızlar okutulmalı, masterini-doktorasını yapmalı. Ne yazık ki önü kapatılıyor. Ne yapsınlar? Kadın programlarında göbeğini açıp oynuyorlar. Hepimiz aynı anda belli bir çözülmeye uğradık. Bazıları kendi canları acıyınca AİHM’ye şikayet ediyorlar. İktidar koltuğu ellerine geçince bunu ellerinin tersiyle itiyorlar ne yazık ki. Başörtülülerde bir derbederlik, lümpenlik var. Laik kesimden giyim tarzını çok beğendiğim kadınlar var. Güldal Mumcu’yu çok beğeniyorum ama esas Rahşan Ecevit’i çok beğeniyorum. Tam bir kadın; aşkıyla, sevgisiyle. Kadınsılığını ortaya çıkarmayan naturel yüzü, ekose etekli liseli kız hali. Ben de sol kökenliyim. Rahşan Ecevit’in hoşuma giden bir yönü de eşinden büyük olması. Hz. Hatice Annemiz de büyükmüş Peygamberimizden. Kadın birkaç yaş büyük olmalı eşinden. Tesettürsüz tesettür üzerine bir açılım "Başörtülü yarı çıplaklar" başlıklı yazım, benim tesettür hakkındaki ne ilk yazımdı, ne de son... Ne ki geçen haftaki yazımı haber portalları kişileştirerek başlığa taşıdı. "Hayrünnisa Gül’e ağır eleştiriler" başlığı ile olayı şahsileştirdi. Oysa yazının içeriğinde kimsenin adı geçmiyor, tüm toplumun yaşadığı değişim ve tesettür bozulması ele alınıyordu. Hayrünnisa Hanım’ın olayı değil, hepimizin bir sorunu... Antidemokratik rejimin baskılarına karşı, kendimizi savunma biçimi olan makyajlar, dar etekler, yırtmaçlar; aslında kanadı kırık kuşların bir merhamet dilenciliği: "Ne olur bizi dışlamayın, bakın biz de size benziyoruz."
  25. İslami kesimde üstü Mekke altı Paris tartışması 4 Kasım 2007 Gülden AYDIN Aslında çeyrek tesettür, örtülü çıplaklar gibi eleştiriler İslami kesimde bir süredir devam ediyor. 2005’te Ahmed Kalkan’ın Vuslat Dergisi’nde yayımladığı "Çeyrek tesettür gerçek tesettüre karşı" başlıklı yazı dizisi çok dikkat çekti. Yazıdan yapılan alıntılar bugün bile internet sitelerinde dolaşıyor. Geçtiğimiz haftalarda Milli Gazete’nin kadın yazarlarından Mine Alpay Gün de modern giyimli tesettürlü kadınları eleştirdi. Başında örtüsü, yüzünde makyajı, dar pantolonu, pantolonun üzerine günümüz modası tuniği, stiletto pabuçları veya son model etek ve elbiseleriyle sokaklarda salınarak yürüyen genç kızlar, kimseye kendilerini beğendiremiyor. Ne laiklere ne de İslami kesime. Bunlar için ortaya atılan "üstü Mekke altı Paris" benzetmesi dilden dile dolaşıyor, haklarında alaycı şiirler bile yayınlanıyor. Bu görüşe göre, Müslümanlar bir yozlaşma, bozulma içinde ve bunu en iyi yansıtan da kadınlar. İnternetteki İslami forum ve bloglarda süren tartışmalar, geçen hafta Mine Alpay Gün’ün yazıları sonucu, Hürriyet’ten Mehmet Y. Yılmaz’ın, Vatan’dan Mustafa Mutlu ve Ruhat Mengi’nin de dikkatini çekti. "Light türban-hard türban" gibi yeni benzetmeler ortaya atıldı. İslami cephede tartışma zaman zaman bir kadın-erkek çatışmasına da dönüşüyor. Kadınlar erkeklere "Peki ya siz?" diye soruyor. Bazı erkekler de onlara katılıyor, "Biz kot pantolonla bile namaz kılarken ne hakla kadınları eleştiriyoruz?" diyorlar. Kısacası kadın kıyafeti, sadece İslami ve laik kesim arasındaki anlaşmazlığın sembolü değil, İslami kesimin içinde sürüp giden modernizm ve Batılılaşma tartışmasının da işareti. VUSLAT DERGİSİ YAZARI AHMED KALKAN’IN İKİ YILDIR İNTERNETTE DOLAŞAN YAZISI Çeyrek tesettür gerçek tesettüre karşı Yozlaştırılmış, sulandırılmış, ılımlılaştırılmış dinin başörtü versiyonu da böyle oluyor demek ki. Amerikancı Müslümanlığın, düzene uygun demokrat Müslümanlığın, fri takılmanın, özgürleşmenin yansıması bunlar. Uzun da olmayan etekleriyle diz altlarını, hele yırtmaçlı etekleriyle bacaklarını, kot ve benzeri pantolonla vücut hatlarını, bluz veya tişörtle göğüs çıkıntılarını, üstünde h l duruyorsa pardösü demeye bin ş hit isteyen mont türünden ve daracık dış giysisiyle belinin inceliğini göstermekten çekinmeyen başörtülü kızlarımız, başı açıklara geç de olsa uyarak düşük pantolon ve açık göbek modasına da uyar ve teşhirciliğin bu kadar rezilcesine de atılırsa şaşmamak l zım. Başında başörtüsü var ya yeter, o kendini kapalı sayıyor. Hicabın, tesettürün içi boşaltılmış, sadece başörtüsü, varsa yoksa türban kalmış. Onun da suyunu çıkartarak cıvıttılar; örtüsüz örtü gibi zıtlık ve tuhaflıklar ortalığı kapladı. Makyajın rengine uygun başörtüsü ya da başörtüsüne uygun renk ve biçimde kıyafet; başörtüsü modası denilen yeni moda türedi. Her dışarıya çıkmadan ütüden geçirilen, ayna karşısında yarım saat uğraşılarak takılan, kendisine verilen para ile Afrika’da bir kadının hayat boyu kendini tümüyle örtecek giysi alabileceği bir aksesuvar. Giysisiyle kültürlü olduğunu göstermek istiyor kızlarımız; tabii bu kültürün İsl mi bir kültür olmadığını önemsemeden. Kimlere benzemeye çalışıyorsa onlardan sayılacağını unutuyor. Genç ve özellikle güzel gözükmek istiyor sokaktaki ve iş hayatındaki bayanlar. "Örtülü isek, bizim de güzel gözükme hakkımız yok mu?" diyorlar; Müslüman hanımın cehenneme gitme (erkekleri de itme) hakkı araması gibi bir şey bu. İTİRAZIM VAR Ahmed Kalkan’ın dizi yazısı, tüm İslami forumlarda tartışmalara yol açıyor. Çoğu insan bu yazıyı beğeniyor ama eleştirenler de var. Risale Forum’dan Serdengeçti lakaplı, yaşının 21 olduğunu söyleyen bir internet kullanıcısı şunları söylüyor: "Kardeşlerim hiç kusura bakmayın ama ben bu yazıyı; olumlu, müsbet ve hele hele de ’nur talebesine yakışan’ şekilde değerlendiremiyorum. Çünkü yazı çok fazla ’radikalistçe’ yazılmış ve ben bunu ’vazifemiz’ olan müsbet harekete uygun görmüyorum. Bu hanım (Ahmed Kalkan’ın yazısını foruma bir kadının koyduğunu varsayarak) hafif meşrep bayanları veya renkli başörtüsü takan her bayanı ’takva fukarası’ olarak ilan etmiş. Ne hakkı var böyle bir yargıya, Allah’tan başka kim bilebilir kimde takvanın olduğunu veya ne derece olduğunu?" Eşarbı Vakko’dan alınmış bone, İnanması çok zor Allah’ım bu ne "Bu Fetvayı Kimden Aldın Müslüman?" adlı uzun şiir, internetteki İslami forumlarda parça parça sürekli karşımıza çıkıyor. Şiir Müslümanların modernizmi benimsemesini, bugünkü yaşam tarzını hicvediyor. Erkeklerin pantolonla namaz kılması da bir dizede eleştiriliyor ama asıl oklar, kadınların giyim tarzına yönelik. Şiirden bazı bölümler şöyle: Eşarbı Vakko’dan alınmış bone İnanması çok zor ALLAH’IM bu ne Altında pantolon modaymış gene Giyinmek manası örtünmek inan Bu fetvayı kimden aldın Müslüman? Kısa pardösüler dizden yukarı Renk renk başörtüler kırmızı sarı Yüz metre öteden parlar jakarı İslami kıyafet bu değil inan Bu fetvayı kimden aldın Müslüman? Ten rengi çoraplar görmez setreni Modada geçecek alman Ketreni Eli kolu kuyumcu vitrini İslami yaşayış bu değil inan Bu fetvayı nerden aldın Müslüman? HANGİ GELİNLİK TESETTÜRE UYGUN? Forum Kalite’de Funda adlı bir kullanıcı, tesettürlü gelinliklerin gösterildiği pekçok moda fotoğrafı yayınlıyor. 1 numaralı gelinlikle 2 numaralı gelinlik aynı. Birincisi, ikinci modelin ceketini çıkarmış hali, bu nedenle modelin bir kolu çıplak olarak görülüyor. Bu fotoğraflar üzerine Forum Kalite’de bir tartışma başlıyor: Dodi: Hepsi birbirinden güzel ama iki gelinlik tesettür değil. Funda: İkinci gelinlik birinci gelinliğin aynısı, lütfen tekrar bak. Dejdoibrahim: 1 nolu gelinlik tesettür mü be kardeş? Funda: Evet tesettür arkadaşım!!! Altına da yazdım. İkinci gelinlik, birinci resimdekinin ceketsiz halidir ve model göstermek amacıyla verilmiştir... Umarım anlatabilmişimdir!!! Lazgirl: Ayy hepsii çok güzel çok cici valla teşekkürlerr Ufuruk: Tamam hepsi güzel de bunlar gerçek tesettür değil. Kadınların boynu ve yüzü görülüyor ve affedersiniz göğüslerini belli ediyorlar. Medine: Yüzü görünüyor diyorsun, daha nasıl olacak peçeli gelinlik mi? BAŞÖRTÜLÜ HANIMEFENDİLERE KURALLAR İslami Forum’da bir yazar, "Bazı hanım kardeşlerimizin özellikle yaz aylarında düştükleri örtünme ve giyinme yanlışlarını madde madde sayarak" duyuruyor: İçi gösteren astarsız gömlek, elbise, özellikle etek, şifon ve organze türü. Dar ve vücuda yapışan elbise, tişört ve gömlek. Kumaşının türü sebebiyle vücuda yapışan, vücut hatlarını belli eden elbise, etek. (Buzy, ipekli türü vb.) Pantolon, kısa kollu elbise, yırtmaçlı etek. Çekici renkte mesela kırmızı, dar, uzun yırtmaçlı, parlak deri, bele doğru daralan (Rus modeli) manto. Çok süslü ve dikkat çekici delikli, dantelli, saydam veya çok parlak deri ceketler. Cafcaflı ve parlak çantalar. Aşırı süslü, uzun topuklu veya çok yüksek tabanlı ayakkabılar. Tıbbi zorunluluğu olmayan ve gösteriş niyetiyle takılan güneş gözlükleri. Aşırı parfüm ve makyaj. BAŞÖRTÜSÜ YANLIŞLARI Boynu örtmeyen, saçtan arkaya kayan ve saçın önünü dışarı çıkaran, aşırı süslü, dikkat çekici renkte, yaldızlı, boyun veya ense üzerinde düğümlenmek suretiyle sıktırılan, böylece başın veya saçın şeklini ortaya çıkaran. MİNE ALPAY GÜN’ÜN YANKI UYANDIRAN YAZILARI Etraf başörtülü yarı çıplaklardan geçilmiyor Tesettürle başkaları değil ama başörtülüler fena halde dalga geçmekte. Arkadaş zor geliyorsa çıkar kafandaki örtüyü. Sana zorla taktıran mı var? Bir salaşlık, bir derbederlik. Sanki kafasındaki iki kılı kapatınca hatun kişi, bütün vazifelerini tamamlamış gibi vücudunu orta yere saçıveriyor. Göbekler, göğüsler, kalçalar orta yerde. En baştakilerdeki bozulma bütün toplumu etkilemekte. VIP kadınlardan başlayan bir dezenformasyon. Tesettürün bozulmasında en büyük suçlu erkekler. Onlar açık bayanlara, televizyonun edepsiz çıplaklarına hayranlıkla bakarken, hanımları da; o aptal beylerini ellerinde tutabilmek için açılma yarışına girdiler. ...................................

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.