denizz

sevgili dipnot.güzellik göreceli bir kavram.yalnız kriterler nelerdir merak ettim.şaşırdığımı söylemeliyim.avrupada bir çok ülke gezdim kentlerin,köylerin ,caddelerin, adeta bir ressamın elinden çıkmış gibi estetik olduğu. korunmuş doğal tabiat yapısının yanında.ayrıntılara girmeden söyleyeyim, bizim beton yığını kentlerin,toz toprak içindeki kasaba ve köylerin.tahrip edilmiş ağaçsız,yeşilsiz topraklarımızla.nasıl böyle bir netice aldığımızı merak ediyorum.

doğu perinceğin,isviçre parlementosunun ermeni soykırımının tartışılmasını yasaklayan kararına karşı isviçre mahkemelerinde gösterdiği direnci ve tepkiyi takdirle karşılıyorum.

değerli dostlar.abd,nin ırak,ı işgali sırasında yeni bir gazeteci pozisyonu ile tanıştı kamuoyu._iliştirilmiş gazeteciler_harekat sırasında abd birlikleri ile beraber hareket eden,birlikte yemek yiyen,aynı vasıtalarda yolculuk yapan,yani habere tek taraftan,sadece abd askerlerinin bakış açısıyla bakabilen,gazeteciler, iliştirilmiş gazeteciler.(ırak işgali sırasında bazı türk gazetecilerde abd birlikleriyle beraber şavaşı takip etsede objektif olmayı başardılar).embedded kelimesi ingilizce _aynı yatakta,yanyana_manasına geliyormuş.abd ile aynı yatakta yatan.bizim yerli işbirlikçileri merak etmiyormusunuz.1 körfez savaşı esnasında seçilmiş 10000 kuzey ıraklı kürdün gelecek günler için ajan olarak yetiştirilmek amacıyla daha 1991 de abd ye aileleriyle beraber götürüldüğünü unutmayın.yine aynı tarihlerde bir türk gazetecinin görüşme yaptığı abd,li generalin odasındaki duvarda gördüğü gelecekteki ortadoğu haritasının bu gün nasıl yavaş yavaş oluşmaya başladığını.abd.nin dünyanın her yerinde kamuoyu oluşturmak için fonladığı onbinlerce insan var.bunlar her yerdeler,her meslekten olabilirler ,belkide sade bir forum yazarı olarak ta karşınıza çıkabilirler.sağlanıcak menfaatlerde çok çesitli.bu bir ticari bağlantıda olabilir,cocuğunuza verilecek bir yurt dışı bursuda,yükselmek isteyen hırslı birisine gelecekle ilgili ümitlerde,yüksek bir mevkii ile yapılacak röportajda olabilir veya sadece parada.türkiye gibi stratejik önemi olan,büyük bir ülkede.bölgesel güç olan bir ülkede.yetmiş milyon nüfusu olan ve asıl etki alanı çok daha büyük olan bir ülkede.dünya petrol rezervlerinin yanıbaşında,güçlü bir ordusu olan bir ülkede.kaç tane iliştirilmiş vatandaşımız var.bu ülkenin parçalanma andlaşması olan sevr, kuruluş andlaşması lozandan daha sempatik geliyor bazı ülkelere.ulusal hassasiyetler,ulusal onur ,ulusal menfaatler sözkonusu olduğunda,hemen bir koro harekete geçiyor.gerici oluyorsunuz,fosil oluyorsunuz,çağdışı oluyorsunuz.bu çığırtkan koro sizi sindirmeye çalışıyor,sizi bezdirmeye çalışıyor.fiyakalı laflar söylüyorlar,paranoyak ilan ediyorlar, bazende tehdit ediyorlar.demokrasi kılıfınıda kullanarak hepimizi kandırmaya çalışıyorlar.değerli dostlar,ülkemizin çıkarları sözkonusu olduğunda bazılarının maskesi çoktan düşmüş olan bu güruha,acıyarak bakabiliriz,ama teslim olmayacağız.

doğu perincek,hayatı boyunca devamlı çelişkilerin insanı olmuştur.sol entellektüeller içerisinde genelde sevilmez.enteresandır,sağcılarda hiç sevmez, perinceği.dönem dönem çok radikal fikri,dönüşleri olmuştur. muhbirliği tartışılır. sol franksiyonların aralarındaki çekişmelerden keskin ayrışmalardan ve basın önündeki kavgalardan şuçlamalardan kaynaklanır.kavgacı kişiligi,polemikçiliği,sert söylemleri ile son 30 senedir hep gündemdedir. yaptığı bazı yorumlar hayal sınırlarını zorlayabilir. istihbarat teşkilatlarının iç çekişmelerinde gruplar dışarı haber sızdırmak istediğinde ilk akla gelen isimlerden biridir perincek.bu sayadede toplum bir çok bilinmeyen konuda bilgi sahibi olmuştur o da ayrı konu. hiçmi iyi tarafı yok, tabiiki var.ciddi bir entellektüel olduğunu unutmayalım.cumhuriyet tarihi ile ilgili son derece önemli eserleri yazmıştır.12 eylülün etkilerinin devam ettiği bir dönemde 2000 e doğru dergisinde işlediği konular tam bir cesaret örneğiydi.

bozan sağol,bizi afrika ülkelerine sürgüne gönderiyorsun,genede iyiyiz yerin dibine gidin de diyebilirdin.atatürkçüler,solcular,sosyal demokratlar, akıllı liberaller ,laikler,türkiyenin geleceği için kaygı duyanlar,üretenler,emeğine,çabasına haram katmadan yaşamaya çalışanlar bilim adamları,bilim kadınları,aydınlar,feministler,sendikacılar,kadın haklarına önem verenler,çevreciler,önce hukuk diyenler,denizi sevenler, şarap içenler,tiyatroya gidenler,sinamayı sevenler,okuyanlar,düşünenler,pozitif bilimi esas alanlar,yaşamını düzenlerken dinsel dogmaları esas almayanlar,hayvan haklarına inananlar,ressamlar, aleviler, işçiler,ülkemin aydınlık insanları,toplaşın gidiyoruz.bozan efendi bize yolu gösterdi,artık bize burda ekmek yok.büyük göçe hazır olun ----biz gittikten sonra arkamızda kalıcak olan bozan ve şurekası,da şöyle içki haram diyenler,töre için kızını kesenler,nakşibendiler,ver kurtulcular,anayasayı bir sefer delmekle bir şey olmazcılar,nurcular,saidi kürdiciler,federasyoncular,dişlerini misvakla temizliyenler,cukkacılar,türban,ilahiler,erik hoşafı,gül suyu,faizsiz bankacılık,belinize kuvvet istediğiniz kadar çoğalın diyenler,badem bıyık,haşema,denize girmeyen sevmeyenler,kuma severler,hiç bir şey bilmeyip çok şey bildiğini zannedenler,cerrahiler,bilmemneciler,bir sürü tarikatçılar.------nasıl bozan iyi böyle değilmi, ne güzel yaşar gidersiniz tehlikesiz,tehlikesiz .tadından yenmez değilmi.avucunu yala bozan yok öyle yağma bu ülkede ne olup bitiğini gören,tehlikelerinde farkında onmilyonlarca insan var

bozan bazı iletilerini okudum, sizinle ilgili çıkarttığım bir profil özetide var kafamda.anlaşılmaz değilsin, tam tersi çokta kolay çözülebilir olduğunu söyleyebilirim.yaşadığımız ülkenin,hangi şartlarda kurulduğunu,varolduğu coğrafyadaki hassasiyetleri,tarihini, insan yapısını,bölgesel ve uluslararası dengeleri göz önüne almadan sadece soyut bir demokrasi kavramı üzerinden türkiyeyi yorumlamak mümkün değildir.bu sebeplede yorumların gördüğüm kadarıyla hep askıda kalıyor.demokrasimizdeki eksiklikleri devamlı özetliyorsun, bazılarına katılmamakta mümkün değil ama eleştirilerinin devletimizi kuran,milli mücadeleyi başarıya ulaştıran insanlara küfretmeye,atatürkü saddamla bir tutmaya kadar götürdüğün noktada , asıl derdinin başka olduğuda hemen anlaşılıyor.netice olarak bu kadar kavramları birbirine karıştırıp cumhuriyet dönemini tamamen tu kaka yaptığınızda sizinle ilgili varacağım sonuç.son dönemlerde, zaman, yeni şafak,gibi gazetelerde yazan bir takım dönek solcu yada islamcı/ liberal ve kafası karışık, ne dediğini kendiside bilmeyen_ sazan demokrat _ köşe yazarlarının çok etkisinde kalmışsınız yada bu foruma yazdığınız yazılar için telif alıyorsunuz.yoksa belli bir entellektüel seviye taşıyan yazılarda yazabilen bir kişinin atatürke nasıl firavun diyebildiğini ulusalcı düşünceyi altını dolduramadan nasıl ,abd maşası olarak nitelemeye devam ettiğini anlam verebilmek mümkün değil

bozan bu başlıktaki konu bu değilki.ortaya attığın bir iddia var,cumhuriyet gazetesi ülkeyi karıştırmak için(not=bahsi geçen ülke türkiyedir,sizin uyruğuna tabii olduğunuz iyi iş yapanlar devleti değil)provakasyon içerisinde eğer su dönemde bir aydın, yazar ,gazeteci öldürülür yada saldırıya uğrar ise bilinizki sebebi cumhuriyet gazetesinin kışkırtması neticesidir.bu iddianın maddi dellleri nelerdir,mesela hangi yazılar, hangi başlıklardır.ayrıca bunlarda yetmez provakasyon diyorsun, gazete bu işin sadece azmettiricisimidir yoksa tetikçiler ilede bağlantılarımı var.yani bozan ne biliyorsan dök ortaya bizde bilelim,bu konudaki bilgilerinden herkez istifade etsin,gerçekler aydınlansın.eğer böyle bir şey yoksada bozanın geniş muayyilesi,nin ürünüymüş yada vakitle falan karıştırmış diyelim. gülelim geçelim

bozan gene derin analizlerinden birini döktürmüş,futurulok bu arkadaş kimse farkında değil.büyük ifşaat,duyduk duymadık demeyin,ey vatandaşlar yakında bir yazar saldırıya uğruyacak ve bilinizki bu saldırının müsebiği de cumhuriyet gazetesi.yani pes dostlar bu arada, ****** *********, nasıl bir rahatsızlıktır ,aklıma geldi soruyorum yanlış anlamayın.arkadaşlar,uğur mumcu,muammer aksoy,ahmet taner kışlalı,bahriye üçok bu isimler hangi gazetede yazıyordu.daha gecen danıştayı basan.gruplar hangi gazeteyi bombalamışlardı.ara dönemlerde hangi gazetenin yazarları en fazla işkenceyi gördü,cezaevine tıkıldı,eziyete uğradı.hangi gazete sıkıyönetim dönemlerinde en fazla kapatıldı.insan hakları için,zamanında 141,142,163 ncü maddeler için kimler mücadeleler etti. önümüzdeki günlerde ,bir yazar öldürülecek ve sorumlusuda cumhuriyet gazetesi olucak.komedi serimiz devam ediyor bozan ı takip etmeyi ihmal etmeyiniz

internet insanlara isterlerse başkalarıyla tanışma zemini sağlıyor sadece.geriside sizlere kalmış evlenirmisin, ne yaparsın.nereye kadar gidersin.neticede bir dönem sonra sanal ortam reele de dönebiliyor.netice her şey kişilerin kendi ellerinde.

izmirin kızları(gerçek izmirliyse ,yerli,selanikli giritli,boşnak,eski muhacir, falan)adamın başını döndürür.sizi devamlı meşgul eder,arar,not bırakır,aklınız devamlı ondadır. konuşkandır,cilvelidir,karakterlidir.sevdiği zaman tam sever,sizin için her şeyi feda edebilir.sadece vakit geçiriyorsa çok uğraştırır,peşinden koşturur.flörtöz bir afet olur .elinizden kaçıcak diye devamlı endişe altında bıraktırır.izmirli bir sevgiliniz olsun sevgili hemcinslerim eğer kafanız yatıyorsada evlenin hemen tecrübeme dayanarak söylüyorum hayat boyu mutluluk garantili bir beraberliğe adım attınız demektir.

karadenizli fıkraları gibi

hayatım yolda kaza olmuş moralim çok bozuldu lütfen yavaş kullan arabayı

bozan arkadaşın,geçmiş iletilerine ve açtığı başlıkları baktığımda şöyle bir tabloyla karşılaştım. bozana göre türkiyeyi,faşist bürokratlar yönetiyor,irtica diye bir kavram ülkemizde sözkonusu bile değil,atatürk, saddamla, niyazofla eş değer bir diktatör kendi ifadesiyle firavundur.yetmedi bir başlıkta atatürk,e şiirde yazmıştır bozan, ilk kıtası/bana bir kahraman yarat oynak olsun/ la başlıyan ayrıca hrant dink;i de ulusalcılar öldürdü.hemde abd ye uşaklık eden ulusalcılar.zaten bozan arkadaşımız hiç bir ulusa bağlı falanda değil,kendileri iyi işler yapanlar ulusuna tabi kendi deyişiyle.zaten uğur mumcuda şu an kimsenin hatırlamadığı,sağlığında jakoben,işe yaramaz adamın biriydi.şu çılgın türkler kitabı ilkokul seviyesinde bir müsamere kitabı.köy ensitüleri,halkevleri topluma geçmişte hiç bir faydası olmayan çalışmalar,sosyal devlet ilkeside türk halkının öküzleştirilmesine yarayan bir uygulama.bütün kabahatte ülkemizi işgalden kurtaran,cumhuriyeti kuran kadrolarda ve bunların zihniyetinde,bunlar baskıcıdır.jakobendir,tepeden inmeci ve halka rağmen halkı idare etmeye çalışan insanlardır.2007 senesinde bile ortalama egitim süresi 4 yıl olan halkımız aslında özgür iradesini 1920 lerden itibaren kullanabilse neler yapardı neler,aya değil satürn gezegenine bile gidebilirdi sanırım size göre.gerçek olan şu sizin beğenmediğiniz o jakopen tepeden inmeci zihniyette olan insanların kurduğu cumhuriyette ve sağladıkları zeminde tüm eksiklerine rağmen ülkemiz islam ülkeleri içerisindeki tek demokratik ülke. petrol zengini olmamasına rağmen kendi coğrafyasında en gelişmiş sanayi ve üretime sahip.ulusalcıların abd nin kuklası olduğu görüşünüz ise komik ötesi bir hazeryan.abd küreselleşme adı altında tüm dünyada ingilizce konuşulan aynı kültürel değerlerin,aynı tüketim alışkanlıklarının olduğu bir yapının peşinde,bu düzen içerisinde dünyadaki toplam sermayenin %50 sahip olan amerikan şirketleri dünyadaki her şehire her köye, bireye mal satar hale gelicek.bu yapılanmaya karşı olan ülke,yönetim ve liderler abd nin de düşmanı şu an,örnek çin, rusya ,iran gibi ülkeler.simdi bu durumda ulusalcılar abd nin maşası sizce hakikaten komik.

avrupa halkları yüzyıllardır, teknoloji,sanat,toplumsal refah,ve hukuk düzenlerinin doğu ve islam ülke halklarına göre ileri olması sebebiyle bu toplumlara geri ve eksik ve görgüsüz insanlar olarak bakar.barbar tarifi çok eski artık kullanılmayan ve geçersiz bir kelimedir.daha çokta yağmacı ve toplayıcı halkları tarif eder.avrupalının doğulu toplumlara bakış açısı sosyete semtlerinde oturan kişilerin,gecekonduda oturanlara bakışının aynısıdır. yada kötü patronun çalışanına olduğu gibi diyelim. yüzlerce yıllık süreçtede bu psikolojiyi adeta içselleştirmişlerdir.özellikle avrupalıların zengin ve aydın tabakasında bu hissiyat dahada yoğundur.

hangi ülkenin tarihini biraz eşeleseniz böyle olaylar vardır.en büyük savaşları çıkaranlarda genellikle hep batı ülkeleri oldu.1 ve 2 dünya savaşları avrupalılar kendi içlerinde çıkardılar ve yüz milyon insanın ölümüne maloldu.yahudiler ve çingeneler topluca soykırıma uğradılar.aynı olaylar stalin döneminde rusyadada gerçekleşti.amerikalıların sadece ırak müdahalesi dahi 650000 insanın kaybıyla devam ediyor,vietnamda ve dier müdahalelerindeki insan kayıpları milyonlarla ifade edilebilir,amerikan yerlilerine yaptığı soykırım ise 20 yüzyılın başına kadar devam etti.abd nin 2 dünya savaşı devam ederken 3 yıl boyunca ülkedeki kendi vatandaşı 1 milyona yakın japon u toplama kamplarına kapattığını unutmayın.ingilizlerin, fransızların afrikada yaptığı katliamların daha dumanı tütüyor.din , mezhep ve haçlı savaşları yüzyıllarca avrupa kıtasını bir cinnet coğrafyası haline getirmiştir.pontus,süryani,kürt,asur katliamı konusunu ilk defa duyuyorum.türkiyeyi sevmiyen aylak avrupalı birkaç akademisyenin yada ülkesinde seçim dönemi yaklaşmış politikacıların en son saçmalıkları gibi duruyor.

değerli bozan türkiyeyi kendine göre çin e uyarlayarak anlatmışsın. atatürkün nutkunuda nuting yapmışsın,ilginç bir benzetme.yazdıklarıla ilgili seninle aynı şeyleri düşünmüyorum.hrant ı öldürenler belli.ırkçı anlamda aşırı milliyetçi,*****,eğitimsiz ***** ,kendilerine göre durumdan vazife çıkaran bir grup *****.bu tür olayların altyapısını,geçmişini,ve emniyetin bu olay olana kadar olan gevşekliğini bir tarafa bırakıyorum,ancak bu cinayetin sebebi (kendi ifadenle) abd maşası ulusalcılar nasıl oluyor.farklı kültürleri kucaklayan geniş bakış açılı küresel yaklaşım abd yi neden rahatsız ediyor? yorumunu biraz daha açar ve örneklersen sevinirim.ben tam tersini düşünüyorum.abd , ab, ve dünyadaki ekonomik ve siyasal karar odaklarından bağımsız hareket eden veya kısmen etmeye çalışan ülkelere baskı uyguluyor bence.örnek çin,iran,rusya,küba. türkiyede bu güçlerin istediklerini yapmalarının önündeki tek engel ulusalcı düşünceyi savunanlar.yorumun çok temelsiz geldi bana.

yaşadığımız coğrafyada 1 dünya savaşı sonrası, kürtler ve araplar çeşitli dönemlerde emperyalist ülkelerin maşası oldular.her zamanda kaybeden onlardı.mevcut durumda gördüğümüz, ıraktaki (tabii böyle bir ülke kaldı ise) türkmen topluluğunun mevcudiyetinin devamı peşmergelerin olmayan vicdanına kaldığı.çok uzak olmayan bir dönemde kerkükte yaşanacak olan acılara hep beraber şahit olacağız.bunun işaretleri abd işgalinin başladığı günlerden itibaren verilmeye başladı bile.kuzey ırak kürtlerinin bölgedeki petrolde söz sahibi olmak için kerküğün nüfus yapısını değiştirme girişimlerini ibretle izliyoruz. devamı, türkmenlerin taciz edilmeleri,kırsalda köylerinin yakılması,toplu infazlar,bir gecede ortadan kaybolan yüzlerce insan olabilir.yıllar önce ırak türkü yaşlı bir beyle sohpet etmiştim bana çocukluğunda yılda birkaçkez bağdattaki büyükelçiliğimizin önündeki türk bayrağını seyretmek için günübirlik 190 km yoldan babasıyla gelip caddenin köşesinden saatlerce ağlayarak baktıklarını daha sonrada aynı yolu tekrar alıp evlerine döndüklerini anlattığında ikimizde gözyaşlarımızı tutamamıştık.kerkükte olacakları ve türkiyeye çok bağlı bu insanların yaşayacakları dramları düşündükçe yüreğim daralıyor.bu durum ülke içindede karışıklıklarada sebep olabilir.bütün bu gelişmelerin bölgede abd planları ve gözyummaları neticesi olduğunuda unutmayalım. arkadaşlar, konuyu canlı tutalım , 2 nci bir bosna faciası yaşanmadan elimizden ne geliyorsa yapalım,bu hepimizin tarihe karşı insanlık borcumuzdur. sevgiyle kalın.

değerli dostlar,bu başlık altındaki tartışmalar,bazen sertleşsede,harika olan bir şey var,cumartesi gecesindeyiz,saat 2,30 ve hala ileti geliyor. bu saatte,konuyla ilgili hiç bir kişisel çıkarı olmayan insanlar fikirlerini paylaşıyor,birbirlerinden bu anlamda istifade ediyor.ülkenin sorularına kendi bakış acısına göre yorumlar getiren ve bu saatte bunları burada paylaşıp,kafa yoran insanları kendi adıma kutlamak istiyorum. kimsenin ülke sevgisininde farklı bakış açıları yüzünden kantara konulmasını doğru bulmuyorum.sevgiyle kalın

değerli sardunyam.yazılarını zevkle okuyorum.yalnız bu konu başlığı altında galiba olayın özünden bir miktar uzaklaştık.hrant dink i basından ve tv de bazı tartışma programlarından tanıyorum.aslına bakarsan bi çok görüşlerinede katılmamıştım,yalnız bu çağda insanların görüşlerinden ötürü hala öldürülebilmeleri beni dehşete düşürüyor.asıl yoğunlaşmamız gereken konu bu.fikirlere fikirle karşılık vermek varken düşünceleri beğenilmeyen ve hiç bir şiddet çağrışımı yapmayan insanların vahşice ortadan kaldırılmaları korkunç bir durum. provakasyon planları için yada bu olayda olduğu gibi üç beş serseri biraraya gelip düşüncesini beğenmediği insanları öldürememeli, demokrasi kültürümüz bunları aşmalı artık. cenazede şu slogan atılmış, şöyle denmiş bunlar detay sadece. slogan atmaklada insanların milliyeti değişmez .hassasiyetlerine katılıyorum,herkezin bir etnik kökeni var ve son 20 yılda bu köken ayrışmalarının altı daha fazla çizilmeye başladı.abd ve ab liğinin medyada satın aldiğı kalemler bu ayrışmaya çanak tutuyorlar ve malasef türkiyede türk olmak her gün aşağılanmaya başlandı. olaylara ulusalcı bakışla bakmakta yine bu kalem sahiplerince alaya alınıyor .bunların hepsi tamam,ama bu cinayetin insani boyutunu lütfen ıskalamayalım.

hrant dink öldürüldü.3 tane çoçuğu ve torunu vardı,onu çok seven bir eşi vardı,arkadaşları, dostları onunla beraber olmaktan mutlu olan bir dolu insan vardı.hrant dink gazeteciydi,türkiye ve dünya üzerine söylenicek sözleri ve düşünceleri vardı yani aydındı,bana göre bu forumda içinde bilgi olan yazılar yazan bir çok arkadaş gibi aydındı.yakın tarihimizin ve resmi söylemle ermeni tehciri denilen olaya alternatif düşüncelerle bakan ermeni kökenli bir türk vatandaşıydı ve bu düşüncelerini ifade ettiği için farklı düşündüğü için öldürüldü.türk ırkçılığı yapanlar tarafından öldürüldü.düşünceleri beğenilmediği için şu an kumkapı ermeni mezarlığında toprağın bir metre altında cansız yatıyor ve bu tartışmaları duyamıyor,göremiyor.konu budur.ülkemizde farklı olana,farklı bakana,farklı söyleyene yönelen linç etme kültürüdür.(sorarım sizlere bu coğrafyada 50 yıl önce kaç tane gayri müslüm vatandaşımız vardı şu an sayıları ne kadar.o hep anlatılan hoşgörü ikliminden memnun oldukları içinmi göç etti bu kadar insan güldürmeyin) bu durumda mevcut linç kültürünü besleyenlerin, canlı tutanların hiçmi kabahatı yok.olayların üzerine layıkıyla gitmeyen resmi görevlilerin hiçmi kabahatı yok,zamanında bu tarzlar cinayetleri bir hafta sonra unutup arkasını bırakan bizlerin hiçmi kabahatı yok.adeta nerden bu iş oldu, ülkemiz zor duruma düşecek diye karalar bağlayıp mezarında yatan hrantı suçlar hale gelecek bazıları neden öldürüldün diye. cenazeye dışarıdan bir cok katılım olmuş,olmuşta ne olmuş o timsah gözyaşları dökenler gelse ne olur gelmese ne olur. cenazede niye insanlar hepimiz ermeniyiz diye slogan atmış,nasıl olurmuş,basbayağı olmuş.korkmayın o şekilde bağıranların hiç biri ermeni falan olmadı.ırki bir slogan değildi çünkü. düşünce hürriyetine karşı atılan kurşunlara verilen tokat gibi bir cevaptı o slogan.senin gibi düşünmüyorum ama düşüncelerini söyleyebilmen için kendi hayatımı verebilirimin türkçesiydi belkide. saygılar

yıllar önce bu kişinin vaazlarını samanyolu tv her akşam uzun uzun verirdi,kendimi zorlayarak ve dikkatimi vererek en az 5 tane vaazını dinledim.inanın hiç bir şey anlamadım.olmaz böyle bir şey.konudan konuya geçiyor,arasıra ***** ****** ağlıyor,söylediklerinde hiç bir düşünce bütünlüğü yok,saçma sapan hikaye ve efsaneler.insanlar bu saçmalıklara bağrıyor ağlıyor, şaşırdım kaldım.bu muydu fettullah gülen,bunun arkasındanmı gidiyordu bir sürü insan.daha sonra 28 şubat sürecinde hastalık bahanesiyle amerikaya gitti ve dönmedi.türkiyedeki son dönemlerinde adete baş imam pozlarındaydı.bu kişinin uzun vadeli amaçları ve faaliyetleriyle ilgili gecekuşu arkadaşımızın yazdıklarına tamamen katılıyorum.ülkemizdeki okullarının amacını biliyoruz.yurtdışında açtığı okullara sevinen bunları bir şey zanneden arkadaşlar var.o okullar 80 li yıllardaki abd nin yeşil kuşak projesinin neticeleri olarak düşünülmeli.bir nevi bizdeki amerikan kolejlerinin türevi.ana yemek olarak ingiliz dili ve amerikan kültürü,önden tadımlık niyetine türk dili.birde şunu sormak istiyorum,amerika ve ingilterede müslüman olma potansiyeli olan onmilyonlarca zenci ve fakir insan var.abd ve amerikada gülenin açtığı kaç tane okul var.

ölüm haberini duyduğumda içimden bir şeyler koptu ,siyaset dünyasıda seviyeli,güleryüzlü bir beyefendiyi kaybetti.bu çapta bir devlet adamı,aydın,siyasetçi çok azdı zaten .kalanlarda belli bir yaşın üzerinde.türkiyeyi ve dünyayı doğru tahlil edebilen,uzun vadeli perspektif çizebilen ender kişilerden biriydi.allah rahmet eylesin.

trevize arkadaşım, bahsettiğin başka bir başlıktaki soruyu sanırım yanlış anlamışsın.buradaki başlıktaki sorular ise son derece açık ve anlaşılabilir diye düşünüyorum.altındaki iletide ayrıntılara girmiştim.nüfusu ve tarihi müslüman olan ülkelerin ekonomik gelişmişlik açısından neden gerilerde olduklarını irdeliyorum matematik ve istatistik diye bir bilim varsa bu yadsınmaz bir gerçek.bu durumun raslantısalmı eğer değilse nedenlerini soruyorum .ayrıca bu ülke halklarının yönetim biçimi olarak genellikle totaliter ve monarşik (mevcut duruma bakarak) rejimleri tercih ettiklerini yazımda bir tespit olarak belirttim.yine müslüman ülke toplumlarının son 500 yılda hayatımızı kolaylaştıran hangi bilimsel buluşlara imza attıklarını dünya halklarının mevcut teknolojik düzeyine yaptıkları katkıları konu etim.dileyen herkez bu konularla ilgili istediği her şeyi yazabilir.benimcevap vericekleri kategorize etmem sözkonusu dahi olamaz ayrıca forum kurallarıda buna müsaait değil sizde biliyorsunuz.ama özellikle laiklik ve demokrasi kavramlarını reddeden ve islami vurgulamaları yoğun kişilerin bu konularla ilgili cevaplarını ayrıca merak ettiğimi belirteyim. yeterki konuların etrafında dönülmesin,özünden uzaklaştırılmasın.bana yönelttiğiniz sorunun ise asıl konuyla hiç bir alakası yok.

dostlar,dünyada 200 ün üzerinde ülke var.ekonomik gelişmişlik göstergeleri açısından küçük bir araştırma yaparsanız,en alt sıraların ve en kötü kriterlere sahip ülkelerin genelde islam ülkeleri olduğunu görürsünüz.nedir bu kriterler kişi başına düşen milli gelir,ortalama eğitim düzeyi,doktor ve hasta yatak sayısı,temizlik ve kişisel bakım ürünlerinin tüketim miktarı,elektrik üretimi,internet kullanımı,işsizlik oranları,otomobil sayısı vs vs .( bazı ülkelerin petrol zengini olmasıda bu sıralamaları pek değiştirmiyor aslında) bu durum raslantısalmıdır,başka sebebleride varmıdır.dikkat çekici bir başka konuda müslümanların pek fazla demokratik yönetim tarzını benimsememeleri, genellikle monarşiyi tercih ediyorlar. dier bir konuda son 500 senedir islam toplumlarının dünyadaki teknolojik ilerlemeye olan katkısı acaba nedir.tıpta,mühendislik bilimlerinin tamamında,genetik biliminde,uçak ve uzay sanayiinde.geçtiğimiz günlerde diş doktoruna gitmek zorunda kaldım.dişçi koltuğunda sıemens yazıyordu.doktorumun yazdığı ilaçta bayer fabrikalarında üretilmiş.şu an yazdığım bilgisayarda hp,sahi şu internet ve bilgisayarda insanların hayatını ne kadar kolaylaştırdı değilmi.velhasılı insanların ortak kullanımına sunulan hangi icat ve yeniliğin sahibi bu ülkelerde yaşayanlar.fark neden bu kadar açıldı.özellikle laikliği reddeden,demokrasiye burun kıvıran,(ama ortaya herhangi bir alternatif yönetim biçimi tarifide sunamayan) hatta ülkemizi işgalden kurtarıp bizlere sunan kadroları ama açık açık bazende kinayeli olarak aşağlıyan,hakaret eden atatürk e bile zübeydenin oğlu diye hitap eden kişiler bu konulardaki düşüncelerini lütfedip bizlerle paylaşırlarsa çok sevinicem

türkiye bir aydınını daha karanlıktan gelen kurşunlarla kaybetti.hepimizin başı sağolsun.insanların düşüncelerinden dolayı yada provakasyon planlarının neticesi susturulmaları hayatlarını vermeleri ne kadar acı.aynı uğur mumcu ,turan dursun,muammer aksoy ve daha niceleri gibi.unutmayalım bütün bu insanların türkiye üzerine söyleyecek sözleri olduğu gibi aynı zamanda aileleri, eşleri, çocukları, dahası yapmak istedikleri pek çok şeyler vardı.özgür düşüncenin ve ifade hürriyetinin bir çok noktada kısıtlandığı bir yerde aydınlarımızın aynı zamanda öldürülme korkusuyla yaşamaları daha ne kadar sürecek.