denizz tarafından postalanan herşey
-
Asıl sıkıntıları bu..
bahsi geçen grupların halka açık şirketlerinin mali tabloları açık ve şeffaftır.kesinlikle şişirmece ,maddi temeli olmayan bir yazı.anadoluda tarikat toplantıları,yada cemaat içi gaz verme konuşmalarında cahil cühela insanlarımıza kandırmak amaçlı kullanılabilecek evsafta ve kalitede.kelime ve yazı kirliliğinde başka hiç bir şey değil.
-
Benim Ülkem İlginç Bir Ülke
sevgili rua.yazını defalarca okudum.bu yazıda yazılanlar adeta benim gençliğim,benim çocukluğum idi.bir o kadarda duygulandım.ne kadar güzel ifade etmişsin duygularını.1970 li yıllar.yaşadığımız ilde chp de yöneticilik yapan bir baba,öyleki parti uğruna 2 sefer işleri bozulan,iflas eden ailesini bizleri ihmal eden ama bir o kadarda vatansever dürüst,herkeze yardımcı olmaya çalışan bir insan.dev-genc te siyaset yapan ağabey ise eve ancak gece 6,7 arkadaşının korumasıyla gelebiliyor.mahalle mhp lilerin sınırına yakın bir konumda çünkü.her gün öldürülen aydınların arkasından tutulan yaslar.babamın 12 eylül anayasası refarandumundan önce etrafında hayır verilmesi için yaptığı konuşmalardan gözaltına alınması,1980-2000 arası tüm demokratik tepkilerin içinde yaşayıp sorumluluk alırken bir anda cuntacı,demokrasi karşıtı,geri kafalı bir ulusalcı konumuna düştük bazılarınca.açıkçası artık umursamıyorumda,olup bitenleri.kim nasıl düşünürse düşünsün.artık halkımızda 25-30 sene önceki uğruna çileler çekilecek,mücadeleler verilecek halk değil malesef.açtığın başlık ve harika yazın için tekrar teşekkürler rua.sağol
-
HÜKÜMET ŞARAPÇILIK SEKTÖRÜNÜ ÖLDÜRMEK İSTİYOR
5000 yıllık geçmişiyle ,tüm dünya ülkelerinde en fazla tüketilen içki olan şarap doğduğu topraklarda gömülmeye çalışılıyor.şarap sektörü üzüm yetiştiricileri,fabrikalarda çalışanlar,tedarikçiler,dağıtım ve bayi ağı çalışanlarıyla yaklaşık olarak ülkemizde 1 milyon kişinin gelir sağladığı bir sektör.5 kasımda yürürlüğe giricek bandrol uygulamasıyla şarap ın litresine 3,2 ytl ötv getiriliyor.bu her türlü insafın dışındaki uygulama satılan şarabın kalitesi ve fiatı gözetilmeden standart olarak her şişeye sabit olarak konuluyor.litresi 25 ytl ye satılan şarapla 4 ytl ye satılan şaraba aynı vergi.ülkemizde en çok tüketilen ucuz sofra şaraplarının fiatını otomatikman %150 pahalandırıcak olan bu uygulama adeta şarap içicilerine ceza niteliğinde.uygulamanın neticesi olarak düşecek tüketimden dolayı şarap fabrikaları üzüm almıyor,üreticide üzümünü satamıyor.hemen çözüm bulunamaz ise üzümler bağlarda kalıcak,fabrikalarda kapanıcak.en fazla 3 yıl içerisindede binbir emekle yetiştirilen bağlar sökülmek zorunda kalıcak. tüm bunların açıklaması nedir sizce. içki üretimine engel çıkartmak,zorlaştırmak değilmi.onbinlerce üzüm yetişticisi aileyi mağdur etmek,fabrika çalışanlarını işsiz bırakmak pahasına yapılan bu uygulama sadece vergi gelirlerini arttırmaya yönelik masum bir çalışmamı sizce.
-
i. MELİH GÖKÇEK
bu kadar büyük bir planlama hatasını özel sektördeki bir yönetici yapsa meslek hayatı bitmişti.13 yıl ankara bld başkanlığı yaptıktan sonra melih gökçeğin geldiği nokta tam bir fiyaskodur. insan içine çıkamaması gereken bu kişi ,hala tv lere çıkıyor,hala saldırgan,hala pişkin,hala binbirtürlü demogaji.sırada istanbulda var. seçenler sonuçlarına katlansınlar diyesim geliyor ama diyemiyorum. nazımın-akrep gibisin kardeşim-şiiri ni söyleyebiliyorum sadece.
-
EKONOMİK KRİZ KAPIDA
bundan sonra ne olur. küresel sermaye evine geri dönüyor.abd de konut kredilerindeki batık oranı henüz bilinmiyor,ancak tahmin edilen %15 ler seviyesinde bu oran gerçek ise korkunç bir durum.asıl sorun ise, henüz gündeme düşmeyen fakat büyüklüğü muzzam olan dolar-yen paritesi ve japon faizlerinin düşüklüğünden beslenen fonlardaki parite değişiminden doğan büyük zararlar. dünya ekonomisi para hareket trafiğinin yavaşlayacağı bir döneme giriyor.netice olarak türkiye ekonomisi azalan likitide ile birlikte,ekonomik büyüklüğüne göre oransal olarak cok büyük olan cari açığı ile baş başa kalıcak.borçlu şirketler,sanayi kuruluşları,gerçek kişiler borcu borçla kapatmakta zorlanacaklar.bankalar kredileri ya kesicek yada şartlarını ağırlaştıracak, kredi verenler alacaklarının tümden kapatılmasını isteyecek.faizler yükselecek,enflasyon hedefleri yükselen kur yüzünden tutmayacak.yükselen faizler ve piyasalardaki tedirginlik müthiş bir durgunluğa sebeb olucak.firmalar harcamalarını kısıp çalışan azaltıcaklar.borçlar ödenmiyecek,alıcaklar alınamıycak.gayrimenkul fiatları düşücek,genede alıcı bulamıycak.alanın az satanın çok olduğu ama paranın olmadığı bir piyasa yerleşicek.durgunluk içindeki,enflasyon, stagflasyon dönemine başlıyacağız.5 senedir yanlış öğretilen ezberler bozulacak.bu hikayede böyle bitecek.olanda istikrar , türkiye havalandı,kabuk değiştiriyor,ekonomi düzlüğe çıktı masallarına inanıp gırtlağına kadar borçlanan orta sınıf vatandaşlarımızın hayallerine ve geliceklerine olucak. saygıyla
-
EKONOMİK KRİZ KAPIDA
aynı ülkenin içerisindeyiz.hiç bir yurttaşın hangi sebeblerle olursa olsun ekonomik kriz isteyeceğini sanmıyorum.içinde olduğumuz problem zaten geliyorum diyen, adeta ilan edilmiş bir durumdu.2001 krizi sonrası kemal derviş tarafından oluşturulmuş güçlü ekonomiye geçiş programı o günlerdeki nakit akışını düzenlemek ve bütçe gelirlerini arttırıp,harcamaları kısarak mali dengeleri tekrar yerine oturtmak esasına dayalı mevcut yangını söndürmek için alınmış kararlardı.son derece başarılı uygulandı.asıl sorun bu ekonomik programın amacına ulaştıktan sonra hiç değiştirilmeden uzun yıllar sürdürülmesiyle oluştu zaten.ucuz kur-yüksek faiz politikası ile ekonomimiz hazmetme kapasitesinin çok üzerinde bir nakit girişine sahip oldu. iktidar ucuz kuru enflasyonun düşürülmesi için bir araç olarak kullandı.ülke ithalat cennetine döndü ve özellikle iç pazara dönük üretim yapan şirketler adeta üzerlerinden silindir geçmiş gibi ezildiler.dış yatırımcıya ödenen dünyanın en fahiş faizi ise hepimizin cebinden çalındı.ihracat yapan firmalar ise düşük karlarla ancak kendilerini ayakta tutma savaşımı verdiler.gelişmiş ülkelerdeki düşük faizler ve sıcak para ile nakit akışı sağlayan bankalar kolayca borçlanıp içeride kredi musluklarını sonuna kadar açtılar.ucuz ithal mallar,bankaların kolay kredi vermesi tüm toplumumuzu bir borçlanma çılgınlığı içerisine soktu.dış piyasaların etkisiyle sahte bir cennet ortamı yaratıldı. gelinen nokta 2001 krizinden çok farklıdır.halkımız,şirketlerimiz geçmişe oranla olağanüstü borçludur.firmalar kar üretememekte,ayakta kalmaya çalışmaktalar.insanlarımız gelirleriyle ancak borçlarını ödemeye çalışmakta,bu durumda piyasalarda olağanüstü bir durgunluğa sebep olmaktadır.kayıt düşmek için yazıyorum markus. son birkaç gündür gözlenen ekonomideki çalkantının tahmin edilebilenden çok daha fazlası önümüzdeki günlerde karşımıza çıkacak.sanal ekonomiden,gerçek dünyaya geri dönüyoruz.sahte başarıların,sahte kahramanlarının cilasının döküleceği günlere.
-
EMİN ÇÖLAŞAN'IN İŞİNE SON VERİLDİ!
emin çölaşanın hürriyetten çıkarılmasını isteyen istediği gibi yorumlayabilir.liboş-kürtçü-dinci tayfa muhakkak çok sevinmiştir.yazı ve değerlendirmelerindende anlaşılıyor.kısa ve öz . bu gün 15/08/2007 bu tarihten sonra yönetim ,patronaj yapısı değişmediği sürece, yaşamım boyunca hürriyet gazetesine okur olarak elimi dahi sürmiycem.
-
DENİZ BAYKAL VE EKİBİ İSTİFA ETMELİDİR
aynı filmi 5 kez arka arkaya izlermisiniz.zannetmiyorum.çok sevmiş,beğenmişseniz belki 2 kere olabilir.chp nin genel başkanı ve malum arkadaşlarının oluşturduğu mkyk ve parti meclisi 11 saat süren bir toplantı yaptı , seçim sonuçlarını değerlendirdi.netice malum.2007 seçimlerinden önceki 4 seçimde olduğu gibi yönetim haricinde herkez seçim neticelerinden sorumlu tutuldu.hatta halk bile suçlu bulundu,böyle bir netice alınmasından.gülermisiniz,ağlarmısınız bilememde, sizleride sıkmadımı bu tekrarlar artık.chp nin tüm dünyada sosyal demokrat partilerin sorunu olan küreselleşme ve vahşi kapitalizm karşısında alternatif politikalar oluşturamama problemini anlıyorum.ülkemizin özgün koşulları, işçi sınıfının zayıf ve örgütsüz olması,genel muhafazakar yapı,gerçekleri yansıtmayan medya,hemşericilik,dini cemaatlerin seçime etkin taraf olmaları.hepsi tamamda,bunların hiçbiri bu denli uzun soluklu bir başarısızlığın gerekçesi olamaz.kaldıki başarısızlığın gerekçesi olarak sunulan bazı sebebler solun iktidar olduğu bir çok ülkedede mevcut. tüm dier sebebleri bir tarafa koyuyorum,sadece şunu sormak istiyorum.lütfen etrafınıza bakınız,yakın çevrenizde deniz baykaldan sempatiyle söz eden kaç kişi ile karşılaştınız.lider figürünün çok önemsendiği günümüzde.bu kadar antipatik ,hırçın, sevilmeyen,negatif elektrik yayan,asık yüzlü bir liderin .aynı evsafta olan idareci kadronun 6 ncı başarısızlığı yaşatmak üzere bir sonraki seçimdede partinin başında olmaya hakları varmıdır.
-
DENİZ BAYKAL VE EKİBİ İSTİFA ETMELİDİR
chp, nin seçmen tabanı cumhuriyet değerlerinin,laikliğin, ulusal onurun, ülke çıkarlarının takipçisi ve yılmaz savunucusudur.bu durum 50 sene öncede aynıydı şimdide aynı, gelecektede bu vizyon değişmeyecektir.chp tabanının yurtseverliği deniz baykalın genel başkan olmasıyla ilintili değildir.genel başkan kim olursa olsun bu durum değişmez.yanlış tercihler,politikalar oluşturulursa taban yönetime haddini bildirir.sorozcular partiyi işgal edicek söylemi parti örgütünü tanımamaktan başka bir anlam ifade etmez.problem büyük oranda partinin yönetimini 20 yıldır elinde tutan ekibin siyaset yapma tarzından kaynaklanıyor.il ,ilçe örgütlerindeki bağlantılarıyla beraber,küçük olsun bizim olsun mantığını yürüten bu yapı zaten partinin fazla büyümesinide istemiyor.parti büyürse tabandan yetişecek veya partiye katılacak çok sayıda yetişmiş ve pırıl pırıl insanların şu an yönetimde olanların işgal ettikleri koltuklara talip olabileceği düşüncesi bunları rahatsız ediyor. sonuçta her zaman 70,80 milletvekili çıkaracakları oyları alıyorlar.bu sayıda, arkadaş grubundaki temel kişilerin meclise girmesi demek.hazine yardımı ve bağışlarlada genel merkezdeki saltanat devam ediyor.chp nin sorunu temsil sorunudur.uzun yıllardır ülkenin temel sorunlarıyla ilgili hiç bir konuda gerçekçi ,çözüme yönelik proje üretilmedi.sendikalardan,aydınlardan,iş dünyasından,meslek odalarından,üretici kuruluşlardan kopuldu.gençlik kolları,kadın kolları,seçimden seçime hatırlanan bir yapıda bırakıldı,önemsenmedi.eleştiri getirenlerede parti içinde yaşam hakkı verilmedi.eski genel başkanlardan ve parti büyüklerinden aktif siyaset yapan tek kişi dahi yok bugün.kimi ihraç edildi kimi küstürüldü. nüfusun %25 nin açlık sınırında yaşadığı ülkemizde bu ezgin ,yoksul insanlar için gelecek umudu olucak hiç bir söylemi ve programı yoktur şu an ki chp nin.
-
DENİZ BAYKAL VE EKİBİ İSTİFA ETMELİDİR
gelin hep beraber deniz baykalın siyasetteki son 20 yılını mercek altına alalım.önce shp içerisinde partiyi kurultay partisi haline getiren uzun bir parti içi iktidar mücadelesi dönemi.erdal inönünün altını oymak için yapılan örgütlü çalışmalar.en güçlü döneminde kamuoyuna partiyi 2 başlı gösterme faaliyetleri.devamında partinin sadece kavgalarla,iç çekişmelerle anılır olması.chp nin tekrar açılmasıyla solun 3 partisi olarak oyların bölünmesi işlevine destek.1994 yerel seçimlerine hiç bir varlık gösteremiyeceği belli olmasına rağmen katılarak ankara ve istanbul büyük şehir bld refah partisine verilmesine katkı.(ankara yı shp 2000 oyla kaybetmişti)genel başkan olarak girilen 4 genel seçimdede alınan başarısız sonuçlar.20 senedir hiç değişmeyen adeta politbüro görünümü veren hizipdaş mkyk üyeleri.her seçimde dier seçimden tamamen değişik politik söylemler.bazen blair,in yeni solu bazen şeyh edibali muhabbetleri.1 seçimlik vitrine konulan ama bilgisinden hiçbirzaman istifade edilmeyip küstürülen değerli isimler.halktan kopuk içi boş söylemlerle göz boyama çalışmaları.sola kapalı sağa açık siyaset tarzı.değişime karşı duruş ve sıkı bir statükoculuk.solun doğal tabanı olan ezilen,dar gelirli kitlelere hiç bir gelecek umudu vermiyen,ekonomik politikalar sunamayan,siyaseti sadece meclis içi manevralardan,kuru vaazladan ibaret sayan bir 70 li yıllar demogogluğu.kazanılan belediyelerde halka yakın olma siyasetini önermeyen üst yönetim.ülkenin doğu ve güneydoğusuna,sorunlarına,sıkıntılarına sırt çevirme,bu bölgeyi adeta yok varsayma.insanların birbirini sevmediği bir parti örgütü,antidemokratik tüzüklerle korunmaya çalışılan partiiçi iktidar.uzlaşmaya kapalı,hırçın,kavgacı,yapıcı değil,bozucu bir söylem.40 yıldan beri insanların göre göre bıktıkları bir yüz.deniz baykal ve tarikatı politika yapma tarzları ile 20 senedir türkiyede solun önünü tıkayan,gelişmesini,program üretmesini önleyen en önemli barikat durumundadır.türkiye solunun önündeki bu put devrilmeden,chp nin değişeceğini,yada halkın umudu olacağını düşünmek gereksiz bir iyimserlikten öteye geçemez.saygılar
-
imamlar tazminat istiyor
imamların çalışma saatlerinden kasıtları namaz kıldırdıkları süre ise bu günde 1 saati geçmez.bunuda cemaatle beraber yapıyorlar.oldu olucak cemaatte maaşa bağlansın.iş güçlüğü zammına taraftarım.ancak bir şekilde, ezanı mikrafondan değil minarenin en tepesine çıkıp okurlarsa.istedikleri zammı alamazlarsa greve gitmelerini öneriyorum
-
VE BEKLENEN (!) SONUC... (Bir çuval kömüre, 5 kg pirince, tapusuz evine tapu vaadine, Ülke topraklarının peşken çekmelerine verdiğin oylarl)
bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.trajik olan şu.akp ye oy veren geniş kitlelerin ekonomide iyileşme ve rahatlama olarak gördüğü durumun 5 yıllık geçmiş dönemde 200 milyar dolar +borca malolduğu.tamamen uluslarası konjektüre bağlı bu yapının sabun köpüğü gibi bir anda geçebilecek sanal bir yapı üzerinde olduğu.türkiye ne yaptığını bilmeyen belediyecilerin elinde ab ve abd nin güdümünde nereye ineceğini bilmeyen bir uçak gibi havada yakıtının bitmesini bekliyor.malesef bizde bu uçağın içerisindeyiz.
-
Bir Anayasa Profesörü
toplumun dışında değilim restpektif.görebildiğimi, anlayabildiğimi, kendi tecrülerimle birleştirip aktarmaya çalışıyorum.türkiyede ne zaman tabandan gelen bir demokrasi talebi oldu.demokrasi kültürünü içselleştirmeden,özel hayatında yaşamadan üst yapı kurumlarının yapılarıyla oynayıp ,sadece kanunları yeniden yazmaklamı ulaşacağız demokrasiye.halkımız genel manada,orman ve kamu arazilerini talan etmek ister,kanunların etrafından dolaşmayı çok sever,vergi vermeyi sevmez,rüşvet ve yolsuzluk liginde, uzun yıllardır en iyi derecelerin sahibidir.bedavadan yaşamaya,siyasi rüşvet almayada son derece meraklıdır.peki yazar, çizer kadronun dışında gerçekten demokrasi isteyen kaç kişi ile karşılaştınız.karşılaşmamışsınızdır çünkü böyle bir şey yok.keşke gerçekten demokrasiyi talep edicek,demokrasi kültürünü benimsemiş olgunlukta bir insan yapımız olsa.unutmayalım hala töre için kendi kızını kesen insanlarla,empati denen kavramın yanından geçmiycek bencilliklerle yaşayan bir toplumuz.sivil anayasayı yapalım tabii,ama türkiyeyi birarada tutan kuruluş koşullarını ve prensiplerini unutmadan.abd ve ab nin uzun vadeli türkiye konumlandırmalarına zemin yapmak için değil.
-
Bir Anayasa Profesörü
türkiye sivillesecek ve demokrasisi yükselecek. tabii bunun için atatürkçülük her manada ve her kurumdan her metinden, temizlenecek.böylece pusulasını ve yönünü yitirip nereye sürüklendiği belli olmayan bir ülke haline gelicek.bunuda üretmeden,tüketmeye çalışan son 40 yılda nüfusunu 1 misli arttıran, ortalama eğitim düzeyi3,5 yıl olan, bahşişe göre oy veren geniş halk kitlelerinin aracılığıyla kendi elleriyle yapıcak.- kendi düşen ağlamazmış-önümüzdeki yıllarda arjantinden beter bir hale gelip,açlık isyanları çıkarıcak olanlar,atatürkçülük,mgk,olmayan sivil anayasanızla kuracağınız ileri demokrasiniz hayırlı olsun.
-
kim bunlar *****..
değerli kardeşim.seçim sonuçlarıyla ilgili üzüntünü anlıyorum.bu sonuçların türkiye için hiç iyi şeyler getirmeyeceğininde farkındayım ve çokta üzüntülüyüm.ancak lütfen daha sakin ol.çözümüde halka kızarak bulamayız.
-
İşte Halk Muhtırası
akp de chp de hakettikleri oyların dışında sonuçlar almışlardır.chp hiç değişmeyen söylemleri ve yine hiç değişmeyen adeta bir politbüro görünümü veren halktan kopuk yönetim kadrosuyla inanılırlılığını tamamen yitirmişti.netice olarak varoşlar seçim erzaklarına ve akp li belediyelerin devamlı yardımlarına kandı.orta sınıf gırtlağına kadar borca battığı için krizden korktu,tek parti ihtidarından yana tavır aldı.sonuçta sandıktan çıkan neticeye saygılı olmak mecburiyetindeyiz.kimse kimseyede sivil muhtıra falanda vermedi. akp nin çok övündüğü,halkımızında afyon yutmuş gibi inandığı, geçmiş 4 yıllık dönemde kişisel ve özel sektör borçluluğu 8 misli artmış, düşük kur yüksek faiz sarmalında,devamlı sıcak para girişine ihtiyacı olan 400 milyar dolar borçlu ekonomimiz çokta uzun olmayan bir süreçte duvara çarpıp filmi kopardığında görüşmek üzere
-
baykal'ın kabusları..
yüksek düzey bürokratlarla chp yi ilintilendirmek kadar saçma bir şey olamaz.60 senedir sağ ihtidarlarla yönetilen bir ülkede chp li bürokratmı kalır.seçimlerde aday olmak için görevlerinden istifa eden memurların ezici çoğunluğu akp de şu an.12 eylül sonrası, başlangıcı anap ve devam eden hükümetler zamanında memuriyetteki atamalarda liyakat ve kıdem gibi kriterlerlerden vazgeçilip partinin memuru kavramı icat edildiğinden beri devletin memuru kavramı çok yıprandı zaten. aslında şikayet edilen konu bürokratik elit falan değil arkadaşlar.şikayet konusu ihtidarı ele geçirenlerin ben yaptım oldu mantığıyla yada sınırsız güç kullanma isteğiyle kendilerine engel olarak gördükleri hukuk devleti kurallarıdır.bürokrasi ve mahkemelerden şikayetin yegane sebebi gözükara hırslarına devletin yerleşik kuralları ve kanunların önlerinde engel oluşturması.
-
CHP
tamam marcus senin dediğin gibi olsun. en iyisi ,sana göre bu hiç bir işe yaramaz demokrasinin önünde engel,bürokrasiyle kol kola politika yapan, faşist olarak nitelendirdiğin parti kapansın.herkezde rahatlasın.oldu olacak, mhp de kapatılsın.toptan temizlik ne güzel.yetmez.silahlı kuvvetler bir devlet bakanlığına falan bağlansın veya başbakanlık müştaşarına.yaşasın demokrasi,bunlar olmadan demokrasimizi prangalarından kurtaramayız.böylece milli refleks veren hiç bir kurumumuz kalmayınca demokrasimiz taçlanıcak,ve zirve yapıcak.tüm toplum bir anda abat olucak.demokratik düzeyimizin geriliğinin yegane sebebleride bu kurumlardı zaten.acaba aynı ülkedemi yaşıyoruz marcus.
-
CHP
özgürlükler ve demokrasi konusunda açılım yapan partileri sayarmısın marcus çok merak ettim.kadınlara seçme ve seçilme hakkını avrupadaki bir çok ülkeden daha önce hangi parti verdi.yada toplu sözleşme ve grev yasasını kim kabul etti.12 eylül zindanlarında en fazla eziyet gören ve siyasetten yasaklananlar daha çok hangi görüştendi.cmuk ne zaman çıktı.yada güneydoğunun mecliste temsili için tam 16 yıl önce dep e parti sıralarını açıp.sonrada sırtından hançerlenen partinin ismini hatırlıyormusun.idam cezası ne zaman kalktı.toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası,derneklerin rahat çalışmasını sağlayan kanun.en fazla seçimli kurultay(eleştirilse ve alayada alınsa)akp demi yapılıyor. aday belirlemede ön seçim uygulayabilen partileri merak ettim marcus.demokrasi söylemiyle göz boyayıp partilerini dikta ile yönetenler sence ne kadar demokrat oluyorlar.lütfen şu demokrat liderleri ve partilerini sayarmısın marcus .
-
Jasmin Çongar.....
hundston enstitüsünde, askeri personelimizin kuzey ıraklı bazı kişilerle beraber türkiye konulu berbat bir senaryoyu beraberce tartışmalarını yadırgamamak mümkün değil. silahlı kuvvetlerin yada emniyet güçlerinin,sağlık teşkilatının olası, olumsuz durumlarla ilgili fikir jimlastiği yapıp potansiyel tehlikelerle ilgili çözüm senaryoları,planları oluşturmak istemeleride yaptıkları işlerin içinde olması gereken faaliyetler.abd deki çalışmada bundan ibaret aslında.buradan hareketle tsk lerini karalama ve gözden düşürme çabalarına girenlerde mal bulmuş gibi konunun üzerine atlıyorlar.geçmişteki aydın cinayetlerini,hatta anafartalar çarşısının bombalanmasını bile fırsat bu fırsat deyip silahlı kuvvetlere mal ediyorlar.neredeyse kapkaççılarla bile ilinti kurulacak.yazık ,hemde çok yazık.
-
MHP ICIN ZAMANINDA KOMINIST ECEVITIN KOYNUNA GIRDI DIYENLER
vay anasını yaaa. bir şekilde dtp hükümete dahil olur ise, bu durum demokrasimize katkı sağlıyacak öylemi. kim bunlar.kürt milliyetçileri, **** ****** *****, ******* ********** kurmak isteyenler,bu sebeble göstermelik sözde partileri defalarca kapatılanlar,apdullah öcalan,a önderimiz deyip,bu şahsın ablasının dahi elini öpmek için kuyruğa girip önlerini ilikliyenler.ümit ederim istediğin olur aslan kardeşim .seçimler biter ve akp-dtp koalisyonu kurulur.kimin ne olduğu daha açık bir şekilde belli olur.demokrasimiz nurlu ufuklara yol alır,taçlanır.çetin altanın çok eski bir deyişi vardır.köylümüz piyano çalmaya başladığında türkiye medeni bir ülke olmuş sayılır diye.değişen gündeme göre bende şöyle diyorum bölücüler hükümet olmaz,halkımızda haşemayla denize girmezse demokrasimiz eksik demektir. aklınla çok yaşa aslan kardeş. yalnız ,fikrini hiç beğenmedim, ben almayayım sağol.
-
MHP ICIN ZAMANINDA KOMINIST ECEVITIN KOYNUNA GIRDI DIYENLER
pkk nın siyasi kolu olarak hareket eden ve pkk eylemlerini kınamaya kesinlikle yanaşmayan dtp ile akp koalisyonunu türkiye kaldıramaz.herşeyden önce dtp yöneticileri söylem ve niyetleri ile devlet adamından ziyade pkk sözcüsü gibi hareket ediyorlar.dtp-akp hükümeti demek aynı zamanda barzani-akp kolisyonu manasına gelir.bu durumda abd nin secim sonrası türkiyede oluşturmak istediği hükümet kompozisyonudur.
-
EKONOMİK KRİZ KAPIDA
ülke ekonomisini ve piyasaları, faiz-borsa-kur üçgeni olarak görenler reel gerçeklikten tamamen kopmuş ,değerlendirmeler yapıyorlar.gelişmiş ülkeler , özellikle japonyada yakın zamana kadar %1 lere kadar düşen faiz oranlarının harekete geçirdiği likitide yüksek faiz veren türkiye ve benzeri birkaç ülkeye anormal miktarlarda bir sermaye girişini sağladı.şu an imkb de işlem gören hisse senetlerinin %70 i yabancılara aittir.dış sermaye grupları belli pazar payı ve satış örgütü olan şirketlerimizi dünya ölçeğinde bakılırsa çok ucuz rakamlara satın alıyorlar.bu süreç son derece hızlı bir şekilde devam ediyor.üretim tesislerimiz,markalarımız yabancı yatırımcıların eline geçiyor..bankacılık sektörünün şu an %40,ı eğer halkbankta dış yatırımcıya satılırsa %53 ü avrupalı ve abd grupların olacak.holding,medya,banka sahibi zengilerimiz çok mutlu.satmak istedikleri her şirkete şu an alıcı var.dünyadaki likitide bolluğu sebebiyle kredi bolluğu yaşayan toplumumuz şu an bir borç batağının içindedir.uzun vadeli kampanyalar,cazipmiş gibi gösterilen krediler sebebiyle, kişisel borçlanma 2002 yılı rakamlarına göre 6 misli artmış .kişisel iflaslar çığ gibi artmakta,protestolu senetler,ödenmeyen çekler her yıl katlanmaktadır.çeşitli tahminlere göre banka kredilerinin %12 si daha şu an batık ve tahsili mümkün olmayan durumdadır.nüfusun %35 ni oluşturan çiftçimiz can çekişiyor,küçük esnaf market zincirleri vasıtasıyla bakkal,manav,kasap,fırın,nalbur vs işlerini dahi yapmaktan men ediliyor.büyüdüğü iddaa edilen ekonomi istihdam ek istihdam yaratamıyor,çoğu ilde kapanan işyeri,açılan işyeri sayısından daha fazla.ekonomi ile ilgili rakamlar,tüik tarafından manipüle edilip çarpıtılıyor.kobiler ucuz kur yüzünden çalışamaz durumda.değerli dostlar ekonomideki tüm bu olumsuzlukları kapatan tek bir sebep var.dünyadaki dolaşımdaki para hareketinin fazlalığı ve gelişmiş ülkelerdeki faiz hadlerinin düşüklüğü.bir çok saygıdeğer ekonomist dünya piyasalarındaki bu trendin sonuna gelindiğini söylüyorlar.dışarıdaki en küçük bir dalgalanma iç-dış ve kişisel borçluluğunun zirvesini yaşayan ülkemiz ekonomisini yerle bir edecektir.forum arkadaşlarımıza küçük bir hatırlatma olması temennilerimle. saygılar
-
SEÇİMLERDE, TÜRKİYE EMPERYALİZM İLE YÜZLEŞECEK... ( Türkiye'nin parçalanmak istendiğini gören TSK, "artık yeter" dedi. Halkı emperyalizmin tehdidine.)
erol manisalı hocadan her kelimesine katılacağım harika bir analiz.ancak, halkımızın tehlikeli gidişatın farkında olduğundan hiç emin değilim.ayrıca ulusalcı olarak gördüğümüz partilerinde eğer iktidar olurlarsa nereye kadar dik durabileceklerini bilemiyorum.kısacası hoca kadar iyimser değilim
-
Masonlar ve AKP
türkiyedeki masonluk teşkilatlanmasının yanlış anlaşıldığını görüyorum.akp nin amerikanın uzun vadeli türkiye planlarıyla ile ilgili olarak türkiyede iktidar yapılması ayrı masonluk ayrı bir konu.masonlar yaşadıkları ülkenin elit tabakası içerisinden iş ve kariyer sahibi gelecek vaat eden insanlar arasından seçilir.masonluğa girişte davetle olur,ben mason olucam deyip mason olamazsınız.etkili ve gelecek potansiyeli olan , aile yapısı,özel hayatı düzgün,temsil kabiliyeti olan kişilerin oluşturduğu bir klüp olarakta düşünebilirsiniz.mason teşkilatlarının,kendi aralarındaki üye yardımlaşmasının son derece yüksek olması,üyelerin her konuda birbirlerine destek olmaları mason olmayı tercih sebebi yapar.din düşmanlığıyla bir bağlantısı olmadığı gibi,bu konu üyelik için kriterde oluşturmaz.türkiyede çok önemli görevlerde bulunmuş ve ülkesine önemli hizmetleri geçmiş sayılamıyacak kadar çok mason vardır.türk masonluğunu bir fitne yuvası,yada şer odağı olarak göstermek yanlış bir tespittir