Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

iLyAdA

» Mavi Uçurtma Grubu
  • İçerik Sayısı

    1.168
  • Katılım

  • Son Ziyaret

iLyAdA tarafından postalanan herşey

  1. Benim de üyesi olduğum ve anne, baba , uzman doktor ve psikologlarında içinde yer aldığı çocuk terbiyesi grubu forumunu açmıştır. Şimdiye dek mail yolu ile haberleşen bu grup henüz çok yeni olan foruma üye olmak için davet ediyor bizleri. çocukterbiyesiforum Hepimizin mutlaka paylaşacağı ,deneyimlerimi aktaracağı ve öğreneceği çok şey olduğuna inancıyla katkılarınızı bekliyorum.
  2. Sanırım bu onların da hatalarını düzeltmeleri için de olumlu bir adım, en azından bu kampanya sonrası metin konusunda daha duyarlı olabilirler..Kitap konusunda evet haklısın bencede kesinlikle edebi yayınlarda çok daha düzgündür dil. Feyza Hepçilingirler'in bir kitabı var bilmem okudunuz mu? TÜRKÇE OFF ; öylesine güzel tespitlerle dolu ki yanlışlıklarımız konusunda, okumayan arkadaşlara tavsiye ederim, eminim beğeneceklerdir...
  3. İlk örnek benden olsun.. Yaz tatilinde Gaziantep' teyim, zamanı gelip taze fıstık çıktığında dükkanların yanı sıra el arabalarında da satılır.Bir alışveriş sırasında bir satıcı gördüm, çekmiş arabasını caddenin kenarına hem satıyor fıstığı, bir yandan da yemeye devam ediyor.Ama bir baktım yerde bayağı bir kabuk yığını oluşmuş, yanına gittim neden bunları yere attınız dedim bir poşete koyabilirdiniz şehri pek çok turist geziyor ne düşünürler hakkımızda? Cevap sanane oldu, bende banane değil ya sen şimdi burayı süpürüp temizliyorsun, telefonu çıkardım bu arada;) ya da ben şimdi buraya zabıtayı çağırıyorum dedim, Önce pek inanmadı ama baktı numarayı tuşluyorum, çevre dükkanların birinden bir fırça bir faraş buldu ben başında bekledim temizledi orayı O benden sonra yine atmıştır yerlere
  4. iLyAdA

    Toplumsal duyarlılık

    Merak ettiğim bir konu var dostlar, çevre temizliği konusunda ne kadar hassasız? örneğin sokakta , yere çöp atan birini gördüğünüzde tepkiniz ne olmuştur?Banane mi dersiniz, yoksa uygun bir şekilde uyarır mısınız? Ben sonumun prof.Orhan KURAL'a benzeyeceği konusun da ciddi endişeler taşıyorum Gerçi şimdi ye dek çok ters biri rast gelmedi ama, ya gelirse
  5. Kesinlikle haklısın, dünya durdukça duracak bir hediye..Bunu en iyi ben bilirim ani bir rahatsızlık sonucu hastaneye giden ve beyninde kitle tespit edilen çok sevdiğim bir dostuma minik bir çam fidesi götürmüştüm normal çiçek yerine..Yapılan 2. ameliyatın sonrasında kaybettim dostumu ama ağacı her geçen gün daha büyüyor evinin bahçesinde ..Senin ağacın derdi hep... Ayrıca Tema vakfının ankarada yaptığı ağaçlandırmalara çocuklarla birlikte ellerimizde çapa amele olarak katılıyoruz Yorgunluğunun tadı bile bir başka güzel... O sertifikalardan bizde de mevcut, fuarlarda açılan Tema standlarından almıştı çocuklar . Minik kuşum ,anne acaba ağacım şimdi ne kadar olmuştur ? diye sormakta hala aklına her düştüğün de....
  6. CEKUL Vakfi, '2007’de 7 Agac' kampanyasi ile yeni yilda ozel oldugunu dusunduklerinize '7 agac' armagan etme olanagi sunuyor. Cam Ocagi Vakfi tarafindan uretilen agac seklindeki yaka ignesi, dekorasyon amacli kullanilabilen cam agaci ve yilbasi agaci da armagan secenekleri arasinda yer aliyor. Tan Oral, Yesim Dizdaroglu-Zeynep Ozatalay tarafindan yilbasi icin ozel olarak tasarlanmis uc boyutlu sertifikalardan da edinilebilir. Cekulvakfi.org.tr adresindeki armagan kosesinde doga ve kulturu sembolize eden ucretsiz e-kart’lar da yer aliyor. Neden yedi agac? Kisi basina gunluk yasamda tuketilen kagit, kalem, mobilya, yakacak gibi ihtiyaclar icin yilda ortalama yedi agac kesiliyor. CEKUL Vakfi, 1993 yilindan bu yana Turkiye’nin en genis sivil katilimli agaclandirma girisimlerinden biri olan '7 Agac Ormanlari' projesine binlerce doga dostunun destegiyle hayat vermeye devam ediyor. Projenin amaci ulkenin orman varligini artirmak, yeni kent ormanlari yaratmak, topragi ve su havzalarini korumak, her bireyin, her yil tukettigi kadar agaci dogaya geri vermesini saglamak. '7 Agac Ormanlari' projesine destek veren doga severler, her yil kasim ve mart aylarinda duzenlenen fidan dikim senliklerinde biraraya geliyor. Fidanlar Kilyos-Istanbul, Catalca-Istanbul, Marmaris-Mugla, Bursa, Antalya, Bilecik, Sivas, Harran-Urfa, Diyarbakir, Korfez-Kocaeli ve Bilecik-Osmaneli’ndeki '7 Agac Ormanlari'na dikiliyor. Her yedi agac bedeli ise 30 YTL Telefon: 0 (212) 249 64 64
  7. en bu kartlardan msn listemdeki tüm arkadaşlara yolladım, şimdi ise onlar mns den bana tıklayıp biz de yolladık diyorlar.. ayrıca teknik bir nedenden dolayı erişemediğim kendi sitemde de arkadaşlar izin istedi , madem sen gelemiyorsun biz ekleyelim linki dediler;) çabuk olun dedim bayram yılbaşı geçmeden biliyorum ki burada ki arkadaşlarımızda bu konuda destekliyor bizi...taurus hemen imzasına ekleyerek anında desteğe başladı sağolsun... herkes sevdiklerine en azından birkaç tane yollamıştır bu kartlardan...inanıyorum canı gönülden buna.
  8. Bush`un Pulu Baskan Bush'un yeni talimati: - Uzerinde resmim olan pul bastirdim, bundan boyle baskanligin butun mektuplarinda bu pullar kullanilacak. Bir sure sonra gorulmus ki pullar zarfa bir turlu yapismiyor. Baskan Bush kuplere binmis ve yetkilileri cagirip sormus; - Ustunde resmim olan pullar yapismiyor, arkalarina zamk surmediniz mi? - Surduk efendim, demis yetkili ve eklemis; - Yapismamasinin nedeni, herkesin pulun arka yuzune degil de on yuzune tukurmesi efendim..."
  9. bugün aşırı bir duygusallık mı var, yoksa genel bir durum mu?
  10. bu istediklerini yapmana engel olan ne ki? kelebeklere gelince ne kadar sürerse sürsün yaşamları adı bir ömür işte , bir ömür....
  11. o zaman havası oluyor hem doğru söze ne denir ki kaçmana gerek yoktu
  12. sizlerde sağolun, izlediğimde çok hoşuma gitti beraber izleyelim dedim
  13. AKIL HASTANESI MUSTERI HIZMETLERI Gunaydin! Iyi gunler, .... Akil ve Sinir Hastaliklari Hastanesini aradiginiz icin tesekkurler. For english please dial something else... -Eger takintilariniz varsa, devamli olarak 1'e basin......... -Eger cok kisilikli iseniz 2, 3 ve 4 e basin........ -Eger travma sonrasi sinir bozuklugundan sikayetciyseniz, 5'e basin ama cooook yaaavaaaas ve diiikkaaaaatliiiiiiiceeeee........ -Eger ikilemlerden sikayetciyseniz, 6'ya basin. Simdi 9'a basin, Simdi 6ya basin ve simdi 9'a basin.... -Eger gayipten sesler duyuyorsaniz 7'ye basin, telefonunuz ana gemiye yonlendirilecektir...... -Eger kisa sureli hafiza kaybindan sikayetciyseniz, 8e basin, 8 e basin, 8 e basin, 8 e basin, 8 e basin, 8 e basin, 8 e basin, 8 e basin, 8 e basin..... -Eger sizofreni sikayetiniz varsa dikkatlice dinleyin.Kisik bir ses size hangi numaraya basmaniz gerektigini soyleyecektir..... -Eger sinir bozuklugundan sikayetciyseniz, musteri temsilcisi cevap verene kadar diez tusuna basarak oyalanin...... -Eger Uyusturucu ya da Alkol bagimlisiysaniz, birinden sizin yerinize yildiz tusuna basmasini rica edin....... -Eger depresyondan sikayetciyseniz, tusa basmaya zahmet etmeyin size zaten kimse yardim edemez......... -Eger Paranoyaksaniz, hicbir tusa basmaniza gerek yok... Kim oldugunuzu, ne istediginizi ve size nasil ulasabilecegimizi biliyoruz....... -Eger ********** kompleksiniz varsa, lutfen telefonu kapatin cunku tum operatorlerimiz su an mesgul ve hicbiri size zaman ayiramaz........
  14. Her zaman imkansizlari istedigimi biliyorum. Biliyorum da yine de vazgecemiyorum. Once hangisinden baslasam bilmiyorum. Sensizligimden mi, yalnizligimdan mi, yoksa bugulu gozlerimden mi? Hep kolay gibi gelirdi yalnizlik, tatmamistim ki! Hep kolay gibi gelirdi unutmak, AsIk olmamistim ki! Oysa sen SON NEFESIM. Oysa sen oyle acimasiz ogrettin ki bunlari... Oysa sen oyle yalniz biraktin ki... Once gozlerin gecti gozlerimden cigliklarla dolu o yolda. Sonra ellerin gitti ellerimden bir saniyelik kisa bir zamanda. Sonra... Sonrasi yok, sen gittin iste. Ilk o gun kanadimin kirikligini hissettim ve o durmadan kanayan korkunc yarayi. Nerde yikamali, nasil kurtulmali?... Bir zamanlar beni cok sIk arardin SON NEFESIM. Sesimi duyunca rahatladigini soylerdin. Sonra... Sonra birden sustun yeminli gibi. Telefonum calmaz oldu. Bataryasi artik on gunde anca bitiyor. Su koca kalabaligin icinde oyle yalniz, oyle SENSIZIM ki; hicbir kelime anlatmaya yetmiyor. Odam sensiz sessiz. Odam sensiz soguk. Odama gunes vurmuyor. Odama huzun hakim. Odama kasvet... Iste!... Imkansiz mi, al iste... Beni sevmen imkansiz. Seni sevdigim gibi sevmen, deli gibi ozlemen imkansiz iste... Sensiz olmuyormus SON NEFESIM. Sensiz olmuyormus bu hayat. Sensiz olmuyormus bu nefes. Anladim, ama biraz gec kaldim. Onceleri dedim ya, onceleri bicak saplanmiyordu sirtima. Omceleri serseri kursunlar mayalamiyordu gecelerimi. Onceleri oyleydi... Ve birde sonralari var ne yazik ki... Gozlerimde dans eden, ha akti ha akacak derken yagmur gibi inen yaslar var artik. Gozlerimde sen, gozlerimde kan, gozlerimde hasret... Yagmur ormanlarini aratmiyor gozlerim. Gece cakan simsekler misali, sagnak yagmur gibi gozlerim... Ve sen SON NEFESIM. Ve sen yine yoksun... alintidir...
  15. iLyAdA

    DİLİNİZDEN UTANMAYIN!

    DİLİNİZDEN UTANMAYIN! Türkçe'de son yıllarda yaşanan kirlenme ve yanlış kullanım ciddi boyutlara ulaştı. Bu durum, hem Türkçe'de karşılığı olduğu halde yabancı sözcüklerin kullanımı hem de Türkçe ifadede anlam yanlışlığı ve sözcüklerin yanlış kullanımı ile karşımıza çıkıyor. Bir toplumun en önemli kültürel mirası olan dilin bu kadar kirlenmesi de doğal olarak o kültüre zarar veriyor. Türkiye'de dil kirliliği üzerine yapılan araştırmalar, sanılanın aksine en doğru Türkçe'nin reklamlarda kullanıldığını da ortaya koyuyor. Bu nedenle Reklam Yaratıcıları Derneği, kendi alanındaki sosyal sorumluluğunun gereği olarak, dilimizde yaşanan kirliliğe dikkat çekmek ve doğru Türkçe/sadece "Türkçe" kullanımını teşvik etmek amacıyla "Dilinizden Utanmayın!" kampanyasına başladı.
  16. iLyAdA

    Anlattikca insan

    Anlattikca insan kendini, yabancilasir kendine “Insanin yuregi cabuk curur.” En cok kendine aci cektirir insan. En iyi tanidigi kendisidir cunku. Yasaminin yalanci olmayan tek tanigi kendisidir. Kendini sever, hem de cok… Bu yuzden soru sorar kendine; yanit arar. Yapacak o kadar cok sey vardir ki donmek mumkun olsa gecmise. Yalandan, kotulukten uzak o dus ulkesine… Yapacak o kadar cok sey var ki “simdi”yi eskitmesek, “bugun”u gecmis olmadan yasayabilsek… Anlatir durur kendini insanlara. Insanlar ki, o hep en anlayisli diye dusunduklerimiz. Arkadaslar, dostlar; hatta bir umar sayip hic tanimadiklar…Kendi kendine soyleyemedigin sozleri bazen bir baska agizdan duymak iyidir. Sadece sen bilirsin; anlatilan senin hikayendir… “Anlattikca insan kendini, yabancilasir kendine…” Anlatmak yabancilasmaktir biraz. Icimizde gizli, baskalarina sorduklarimizin yanitlari. Bunu bildigimizden, sorgularken yasam karsisinda benligimizi; kendimizin en acimasiz sorgucusu ve hatta zaman zaman iskencecisi oluruz. Her ne kadar insana insan tarafindan yapilan zulme karsi olsak da… Iskenceye en iyi direnen de biziz oysa. Bir yanimiz bitip tukenmeyen sorular sorup suclamalarini siralar. Yapilan her hata, her basarisizlik, affedilmez bir suca donusmustur artik. Susar diger yanimiz. Huzne doner, aci ceker. Yanit vermez, veremez. Susar sadece… En adil olmayan yargilamadir bu. Hicbir sey, hic kimse bizim tarafimizda degil. Herseyden, hepsinden tecrit edip kendimizi, ic sesimizle basbasayiz… Kendimizin sorgucusu, tanigi, yargici ve infazcisiyiz biz. Yasalar insan yapimidir. Her insanin, yasamin genel yasalari yaninda kendi ozel yasalari vardir. Karar bu dogrultuda verilir. Bazen hukum sonrasi kirilir kalem. Infazci esliginde cekilir ceza. Aciga cikarmamak gerekir aciyi. Kendinleyken diledigin gibi davran. Istedigin kadar aci aynadaki suretine. Ama baskalarinin yaninda en guclu sen olmalisin. Yuregini yaralamamayi basarabilirsin; disaridan bakarsan; soyutlarsan kendini her seyden, her seyin gerisinde kalmayi kabullenebilirsen; kendinin, zamanin, iliskilerin… Uzak durur, seyretmekle yetinirsen tum olan biteni; yasamaz, icinde yer almaz, tek seyredersen; yuregindeki aci cogalmaz belki. Sakin acini paylasmaya calisma… Acini gozlerine yansitmaktan sakin! O gozler ki, yasamin renkleriyle karsilasmasin.. Gormemek icin olumu, hemen oldur icindeki cocugu. Ve kork hata yapmaktan. Oylesine kork ki nefesin kesilsin, hic baslayamayasin. Karaya kapat gozlerini; pembeye, maviye, yesile ve sariya da… “Kendisi olamayinca inan; her sey, herkes olabiliyor insan.” Guclusun sen. Hic kahkahaya donusmeyen ama arandiginda yuzunde hep bulunan gulumsemen bu yuzden. Dogrularin pesinde kosuyordun; alisIk degildin hata yapmaya. Yalanlarla karsilastin da savruluverdin kuru bir yaprak misali. Tum baglarindan kurtuldugunu zannederken kendi zincirlerini olusturdun; ozgurlukten kacarak huzun dehlizlerine. Hep kacmak… Hazirliksiz yakalanmaktan korkarak. Husran, ozlem, aci, keder; huzun renginde ne varsa ordun zindanini. Ve umudu hapsettin icine. “Fiziksel olumden daha agirdir; insanin kendi ic dunyasini oldurmesi.” En agir ceza su yasanilasi dunyada, susturmaktir kendini. Bagirmamak gidenlerin ardindan, haksizliklara karsi haykirmamak… Yasarken icini oldurmek, kacmaktir kendinden. Yasam alanlarini bir bir bombalayip kendine ait hicbir sey birakmamak, artik kendini unutmak, unutmaya calismak… Surgun etmek kendimizi icimizden. Huzne salmak o hep umut dolu yuregimizi, gulmeye hazir gozlerimizi… Bazen sevincten aglar insan; mutluluktan. Belki huzunlu aglayislarindan daha icten. Ki, en guzel gozyaslaridir bu dokulen yanaklarindan. Surgundeki insansa bolunmustur, kimsesizdir. Huzunden bogulsa da agladigi cok nadir. Aci cekmek icin cikmistir yola. Cekecektir! Belki mutsuz yasamina karsi intikam alir kendinden. En guzeli, en dogruyu ararken kotuluklere arka cikmaktir bu. Bize hic yakismayan. Hic bizden olmayan… Insan dogasi geregi hatalariyla var. Kurgularimiz, duslerimiz, kendimiz icin istediklerimiz hep olacak. Hayalgucumuze sinirlar koymak, gerceklestiremediklerimizden dolayi yilginliga kapilmak yanlis. Samuel Beckett, O, Godot’yu bekleyen adam soyle der: “Hep denedin Hep yenildin Bir daha dene Bir daha yenil Ama daha guzel yenil” Yasam bir oyun. Ama onceden yazilmis bir senaryosu olmayan. Dogaclama yasarken kimi zaman surcer dilimiz; hic dusunmedigimiz sozler dokulur agzimizdan. Yapmak istedigimiz hareket, kimi kez asar beden gucumuzu, basaramayiz. Aslolan beyindir, yurektir. Beyindeki dusunme gucu; yurekteki sevgi, umut, cesaret. Hicbirseyin, hic kimsenin bunlari yok etmesine izin vermezken, kendini surgun etmek hayattan, guzele ulastirmaz insani. O aradigi mukemmel olan kilometrelerce uzaklasir gider. “Insanin yuregi cabuk curur.” En fazla kendine aci cektirir insan. En iyi kendini tanir cunku. Yasanilan yurege cizikler atmayi surduruyor. Derin, uzun cizgiler; hafif kucuk siyriklar… Hissediyorum, yuregimin bir yani curuyor. Oteki yansa celik gibi; piril piril , saglam; ustundeki pasi kazirsam. Ne yeraltinda; ne yeryuzunun doruklarinda kendine yer bulamayan rengarenk bir kelebek suzuluyor odama. Gelip kirmizi bir karanfilin ustune konuyor. Direnc asiliyor, umudu, gelecegi mujdeliyor, duslerin gercek olacagi gunleri… Gelip tam yuregimin ustune konuyor. Aciliyor bir bir goncalar. Bir bag karanfil oluyorlar kirmizi, tum surgunluge inat. Ta uzaklarda bir seyler kipirdiyor. Bir aydinlik doguyor belli belirsiz. Bir yerlerde sabah oluyor mutlaka. Mutlaka safak sokuyor bir yerlerde. Bak, icimizdeki surgun suruluyor. Farkinda misiniz? Ay Orada Yeniden ortaya cikiyor… Yazar:?
  17. Puzzle kartpostal
  18. Zeki çocuklar nasıl deha olur? Bilim insanları doğal zekanın nasıl dehaya ulaşabileceğini araştırdı. 26 Aralık 2006 Salı 22:37 Dahi bir çocuk yetiştirmenin yolu aslında zeka, eğitim, sevgi dolu bir aile ortamı ve çalışkanlık gibi bilindik kurallar, ancak işin sırrı bunların nasıl kombine edileceğinde. Bilim insanları bunun formülünü araştırdı. Saygın Perspectives on Psychological Science adlı dergide yayımlanan 35 yılı kapsayan bir çalışmada, 5.000den fazla matematik yeteneği yüksek genç 12 yaşından itibaren sürekli takip edildi. Gençlerin başarısı ilerki yaşlarda yaptıkları çalışmalar, kazandıkları dereceler ve diplomalar ve buldukları patentler gibi unsurlarla ölçüldü. Araştırmaya katılan bilim insanlarından Vanderbilt Üniversitesi uzmanı David Lubinski, matematik ve benzeri konularda zekanın başlangıçta işe yaradığını, ancak ve ancak, zekanın üstüne eğitim, fedakarlık ve çalışkanlık konmadığında zekanın köreldiğini vurguluyor. Lubinski, eğitim ve çalışkanlığın zekaya katkısının doğuştan gelen yeteneği aşabildiğini belirtiyor. İYİ EĞİTİM, SEVGİ DOLU AİLE Araştırmada öne çıkan gençlerin çoğunlukla sevgi dolu ve güven verici aile ortamlarında yetişmiş olduklarına dikkat çekiliyor. Eğitim ve sosyal rehberlik gibi dış faktörler zekanın gelişmesi kadar karakterin de gelişmesine olanak sağladığı için, çocuğun daha çalışkan olmasını, dolayısıyla da kendi yeteneklerini daha iyi öne çıkarmasını sağlıyor. ÇALIŞKANLIK ŞART Lubinski, en zeki çocuklar arasında bireysel farklılıkların eğitim ve rehberlik gibi dış faktörlerle belirlendiğini, avantajın iyi öğretmen ve çocuğa rahat veren bir ev hayatından geçtiğini ifade ediyor. Ebeveynlerin gençlere gösterdiği kişisel saygı ve güven, gençte çalışkanlık duygusunu artırıyor, bu da zekanın potansiyelini gerçekleştirmesini katkıda bulunuyor. Lubinski, zeka ile patent ve doktora alma arasında doğru orantı olduğunu, daha zekilerin kariyer olarak daha yüksek başarı gösterdiğini dile getiriyor. http://www.realhabe r.com/news_ detail.php? id=17467
  19. iLyAdA

    Iyi Noel`ler

    sağol sedelina, umarım herkes için iyi bir yıl olur... gerçi her yıl aynı dileklerde bulunuyoruz ama genellikle gelen gideni aratıyor.bu defa da farklı olsun artık
  20. inanna, eğer ki sana selam dediğime pişman olursam, bunu ilk duyacak kişi sen olursun ama ben böyle birşey olacağını düşünmüyorum, bu dünya hepimize yetecek kadar büyük, sevgi ise isteyene verebilecek kadar bol...
  21. iLyAdA

    Asiklar atisiyor

    Prenses trip yapma, ERBAY rest çekti bana. Daha konuşma dedi, Zımba vurdum ağzıma Kartla tabak almadım, Limiti doldurmadım. Getirdiğim çeyizi, Hala kullanmaktayım. Çok sevgili kardeşim Türküleri beklerim Eğer yazmazsan bana Kaderime küserim
  22. by_x_man şimdi sana da haklısın katılıyorum demek istiyorum ama şimdi yine karın ağrısı falan filan gelecek devamında ondan ses etmiyorum.. nobody, bu işin inançla ilgisi yok bence tamamen kişilikle ilgili ve nerde kim olursa olsun acil bir hastayı reddeden kişinin insanlığından şüphe duyarım ben.. Bu konuda şimdiye dek yazdığın yorumların tek kelimesi bile yanlış değil...
  23. Moryel im hoşgeldin canım Bıcır bıcır yazar benim bidenem Diğer kaçakların yokluğunu sen belli etme barii Ansha malum dj, Odisseus bugün klavye ve bir maustan olmuş ezerek süzerek ,yazacaklar inşallah azz sonraaaaa...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.