Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BrainSlapper

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.691
  • Katılım

  • Son Ziyaret

BrainSlapper tarafından postalanan herşey

  1. Sosyal olaylar bir günde gelişmezler. Bir süreç işidir. Başlayanlarla bitirenler arasında fark olur. * 1. Onca olumsuzluğu barındıran Muhammed'i neden kullandılar? 2. Veya Hacerül Esved Sorununu niye Muhammed'in çözmesine müsade ettiler. Akli yeterliliği olmayan birinin söyleyeceği sözlere insanlar çok tepki göstermezler. Gülerler geçerler. Akli yeterliliği olmayan birinin vereceği kararın taraf tutmaktan uzak olacağını düşünür insanlar. Neden biliyormusunuz? ******* Saygılar.
  2. Ben sizden "anlaşmayı bozdular", "hıyanet ettiler" arkadan vurdular" gibi boş lafların içini doldurmanızı rica ettim. Doldurmamışsınız. Bekliyorum. Sokakta iki delikanlı kavga ediyor. Biri diğerini yaralamış veya hastanelik etmiş. Polis soruyor: Neden yaraladın adamı? Cevap: Bana küfretti! Polis: Ne dedi! Cevap: Küfretti! Polis: Nasıl küfretti, ne dedi? Cevap: !!???! Küferetti. Polis: Nasıl küfretti onu soruyoruz zaten! Cevap: !? Soruyu yine soruyorum: Kureyzalılar nasıl hıyanet etmişler, hangi düşmana silah vermişler, ne yapmışlar Müslümanlara? Saygılar.
  3. Peki Yüce Peygamber Doçent'e ve onun mucizesi prosataryus'a neden inanmıyorsun? Yüce Yaratıcı HİSPORATAMUS seni affetsin. Senin gibi inkarcıların çıkacağını da söyledi zaten Yüce HİSPORATAMUS. O ayeti ben bizzat dinledim Yüce Doçentten. Saygılar.
  4. E-mail sapm saçmalıklarının kaynakları belli oldu. E-mail spamcıları yine de merhametliymiş, 50 değil, 10 kişiye falan postalayın diyorlar. Saygılar.
  5. Müslümanların bu "boykot" iddialarının da didiklenmesi, incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim tezim şudur: Çocukluğunda anne ve baba sevgisinden uzak bir ortamda büyüyen Muhammed, içine kapanık yetişmiştir. Ayrıca sara hastalığından muzdariptir. Çocuğu sahipsiz olduğu için, birlikte yaşadığı akrabasının yanında kendini üvey hissetmiştir. En küçük olumsuzlukları bile anne-babası olmadığı için kendisine karşı yapılmış bir eylem olarak yorumlamaktadır. Bu durum, akrabaları dahil çevresindeki herkese karşı kin ve nefretle büyümesine yolaçmıştır. İçine kapanıklığı artmıştır. Ama karşı koyacak, mücadele edecek gücü yoktur. Hatta kimseye güvenmediği için korkak ve ürkektir. Sadece nefret etmekte ve kin duymaktadır. Nefret ettiği insanlara hayallerinde inanılmaz cezalar vererek ve işkenceler ederek kendini tatmin etmektedir. Ayrıca, kendi kendine "sevilmeyecek bir adam olmadığını" ispat etmeye çalışmakta, hatta en büyük ilah olan Allah'ın en çok kendisini sevdiğini hayal etmektedir. Sara, hastalığı, içine kapanıklığı, çobanlığı (dağda bayırda yalnızlık), fakirliği gibi nedenlerle, kendisiyle evlenmeyi arzulayan bir kız bulamamıştır. Bu sırada, yaşı kemale ermiş, zengin ve güç sahibi Hatice, kendisine hükmedemeyecek, sadece oraya buraya koşturabileceği, genç, ürkek bir adam aramaktadır. Muhammed bu işe uygundur. Dul olmanın verdiği sıkıntıdan dolayı bu kişiyi "koca" statüsüne çıkarmıştır. Evlenmesine rağmen, Muhammed'in yalnızlığı, **** ve hayal alemindeki yaşamı sona ermemiştir. 30-35 yaşları arasında artık insanlar arasından kaçma,, uzaklaşma sadece hayal dünyasında yaşama arzusu artmış, bu nedenle dağlara kaçmaya, mağaralarda yaşamaya başlamıştır. Mağaralarda günler geçirdikten sonra, kir-pas ve saç-sakal karışmış bir vaziyette kkente geri döndüğünde, dikkat çekmekte, garip bakışlara maruz kalmakta, hatta "cinlwenmiş, delirmiş" olduğu söylenmektedir. 40 yaşlarına doğru, artık Muhammed, çorçocuğun ve sıradan halkın delirmiş gözüyle baktığı birisidir. İnsanların Muhammed ile alay etmelerine, akrabaları bozulmaya başlamış, bu nedenle Muhammed'in akrabaları ile diğer insanlar arasında küçük çaplı tartışmalar yaşanmaya başlamıştır. Muhammed de bu sırada dozu iyice kaçırmış, artık tamamen "cinlenmiştir/*******", insanların inançlarına laf etmeye başlamıştır. Hep babasını düşünmekte, hatta artık sadece babasının ismindeki ilahı düşünmekte, o da sadece o ilahı sevmektedir. Diğer ilahlardan nefret etmektedir. Bunu açıkça dile getirmeye başlamıştır. Bir noktaya kadar,diğer insanlar Muhammed'i "cinlenmiş" olduğu için, yaptıklarına fazla ciddiyetle bakmamışlar, hoşgörüyle yaklaşmışlar, hatta eğlence olarak görmüşlerdir. Ancak, Muhammed'in ailesinin, ********** diye sahip çıkarak, işi kavgaya kadar götürmesi ortamı tatsızlaştırmıştır. Küçük kavgalar gişderek büyümüş, küslükler, dargınlıklar artmıştır. Tartışmaların ve kavganın dışında olan insanlardan bazısı, eğlence olsun diye, bazısı bir tarafı haklı gördüğü için, bazısı Muhammed'e acıdığı için, bazısı da mevcut iktidara karşı bir Muhalefet olsun diye Muhammed'i desteklemiştir. Günümüzde bile, insanlar küstükleri, dargın oldukları insanlarla irtibatı keserler veya en aza indirgerler. Mekke'de de iş büyüyünce bu tür dargınlıkların ve küslüklerin artmış olması ve sülaleler boyutuna taşınması kaçınılmazdır. Dargınlık/küslük döneminde taraflararasıında alışverişin veya irtibatın kesilmiş olması, ağız dalaşı ve küçük çaplı kavgaların doğaldır. Hatta, iktidar sahiplerinin, "cinlenmiş bir adam"ı bile kontrol edemeyip kentteki huzur ortamını bozan Abdulmuttalipoğullarına kızmış olmaları ve herkesi onlarla irtibatı kesmiş olmaları bile normaldir. Bunun bile abartıldığını düşünüyorum. Ama iktidar sahiplerinin, sırf Muhammed başka bir ilaha inanalım dediği için, Muhammed'i ve sülalesini dışladığı iddia edilemez. 300 küsür ilaha inanan Mekke ahalisinin, fazladan 1 ilaha daha tepki gösteremedikleri için tepki gösterdiklerini söylemek abesle iştigaldir. 300+ ya hoşgörü gösteren, 301+'ya da tolerans gösterir. Sülalaler arası küslük haline gelen bir hhuzursuzluk ortamından yağ çıkarmaya çalışan, medet uman, mevcut iktidara doğrudan yapamadıkları muhalefeti Muhammed üzerinden yapmaya açlışan, Ebu Bekir, Ömer ve Osman gibi insanları ve bunların ateşe körükle gitmelerini de unutmamak gerek. Mekke'den Medine'ye hicretin de esasen Mekkeliler zorladığı için değil, zamanla işlerin tavsaması ve ciddiyetini kaybetmesi üzerine, kültten kopmalarını önlemek ve yabancı bir memlekette, birbirlerine daha çok sarılmalarını sağlamak, kült üyelerini bir arada tutmak için ekip tarafından organize edildiğini düşünüyorum. Kuran'da hicret etmeye teşvik edici, hicret edenleri övücü, hicret etmeyenleri de hicret etmeye çağıran bir sürü ayet vardır. İslamiyet güçlenip iktidar olduktan sonra, tarih, retrospektif bakış açısıyla yazılırken, başarıyı büyütmek için, olumsuzlukların abartılması, düşmanların çoğaltılması, imkanların azaltılması, "efsanevi tarih" yazımında karşılaşılan bir sorundur. Tarih'i, tarih yazımındaki bu sorunu gözönüne alarak okumak gerekmektedir. İslam tarihini okurken de tarih yazımındaki bu sorunu dikkate almak gerekmektedir. Saygılar.
  6. Anlaşılır ifadelerle yazarsanız sevinirim. Ayrıca,Kureyzalılar nasıl hıyanet etmişler, hangi düşmana silah vermişler, nasıl sırtlarını dönmüşler, örnek veriniz. Saygılar.
  7. Semavi dinlerin, yani gökcismi tapınımına dayanan dinlerin, "amin" kelimesi bile Mısırlıların ilahlarından Amen'i yüceltici bir sözden ibarettir. Hazin olan şudur ki, insanlığın yarısı putperest inançlar kolaksiyonu olan bu dinleri, herşeyi yarratığına inandıkları ilahların gönderdiğini sanmaktadırlar. Yahudiler ve Müslümanlar, Mısır medeniyetini yerden yere vurular, ama inandıkları dinin ana çatısı bile Mısırlılara aittir. Yüce Hisporatamus herkesi doğru yola sevketsin. Hispo. Saygılar.
  8. Sayın Kafedengi, ben yazımda ne söylemişim? Ben kanaatle değil, İslam tarihindeki kayıtlarla konuşuyorum. Biraz öğren dinini. Saygılar.
  9. Bu "acıların çocuğu" hikayelerini yutuyor musunuz? Kayıt olduğu için, savaşlarda zorla zimmetine geçirdiği kadınları biliyoruz: Cümeyriye, Safiyye, Reyhane vs. gibi. Ama hissesine düşen altın, gümüş, davar, sığır, deve vs. ne kadardı tam bilemiyoruz. Kadın esirler arasından en güzel ve en genç olanları seçen bir adamın, yağmadan pay almadığını ve fakir fukara yaşadığını iddia etmek akla mantığa mugayir hareket etmektir. Muhammed müslümanların iddia ettiği gibi fakir fukara yaşamak istese bile, çevresinde bulunan Ömer, Ebu Bekir, Osman vs. gibi adamlar onun fakir yaşamasına izin vermezler. Şöyle bir sahne düşünün: Ömer Muhammed'in evinin yanından geçiyor. Muhammed karnına taş bağlamış açlıktan. Ömer de "vah vah üzüldüm" diyor ve geçip gidiyor. Böyle birşey mümkün olabilir mi? Muhammed'in hasırda yattığını ve açlıktan karnına taş bağladığını iddia eden, fazla Küçük Emrah filmi seyretmiş arkadaşların, İslam'daki ganimet mevzusunu ve özellikle "safiyye" mevzusunu öğrenmelerini tavsiye ederim. Saygılar.
  10. Hiçbir İslam tarihçisi, Beni Kureyza'nın, "hıyanet" ederek, "sırt çevirerek", Müslümanlara "ne" yaptığını söyleyemez. Müslümanlara ok mu atmışlar, kılıç mı çekmişler, taş mı yuvarlamışlar, düşmana yemek mi vermişler, su mu vermişler, ne yapmışlar? Bu "hıyanet etmek", "sırt çevirmek", "alejyhine dönmek" vs. müslümanın müslümana propagandasından başka birşey değildir. Bu ifadelerin içi boştur. Saygılar.
  11. Sayın kafedengi, Muhammed ve ekibi, zeki/kurnaz idareci. Buna bir itirazımız yok. "Müşriklerle konuşmayın görüşmeyin, vs". gibi ayetler, müslümanların gayri-müslim tanıdıkları ile muhabbete devam ederek dinden çıkmaya başlamaları üzerine, müslümanları korkutmak için yazılmış ayetlerdir. Biraz dininizi öğreniniz. Ebu Süfyan ile konuşulduğu zaman, İslam'ın güçlü zamanı. Yani Muhammed'in yağmalamak ve öldürmek istediği insanlara "Seni İslam'a davet ediyoprum. Kabul ediyormusun? Etmiyorsan bu savaş sebebi" dediği, adam kesmek için bahane aradığı bir dönem. Eee akıl akıldan üstündür. Sayın Demirefe'nin de yazdığı gibi, Ebu Süfyan da Muhammed ve ekibinden akıllı çıkmış. Ebu Süfyan zaten din ve cin işlerinin hava civa olduğunun farkında olan, asıl kavganın ekmek kavgası olduğunu bilen bir adam. Muhammed'e itirazının nedeni de, 300 küsür yerine 1 ilah olması değil. Muhammed'e itirazı o 1 ilahın "heryerde" olması. Ebu Süfyan "ilah 1 olsun, çok olsun farketmez, ama kaç olacaksa olsun, ama Mekke'de olsun" diyor. Ebu süfyan 300 küsür ilah uğruna gelen müşterilerin, pardon hacıların, Allah heryerde olursa, gelmeyeceklerini düşünüyor ve bundan korkuyor. Başka bir korkusu yok. İklahların 1 olması da umurunda değil, 1000 olması da umurunda değil. Muhammed ile pazarlığını yapıyor, Allah'ın Mekke'de olmasını sağlayacak düzenlemeyi yaptırıyor, Haccı farz kıldırıyor, ve amacına ulaşıyor. Müşterilerin/hacıların Mekke'ye gelmesini sağlayacak çözümü Muhammed'e kabul ettiriyor. Saygılar.
  12. Sayın styxonawaits, Burada yazan dinsizlerin hepsi zamanında müslüman insanlardı. Bilgi ucuz ve ulaşımı kolaylaştıkça bizler, şüphelerimizi tereddütlerimiz internet üzerinden paylaştık. Yalnız olmadığımızı, bizim gibi düşünen binlerce insan olduğunu gördük. Birimizin göremediğini, diğerimiz gördü. İrdeledik, sorguladık, ve 1400 yıldır süren bu yalandan kendimizi sıyırmayı başardık. Ben burada uzun süredir yazarım. Tebbet Suresinin "evrensel niteliği olmayan" bir bedduadan ibaret olduğunu söyledim geçtim. Ama, mesela sen, benim farkedemediğim bir hususu yakalamışsın. İletinde renklendirdim. Katkılarının devamını bekleriz. Dinlerden özgürlüğe hoşgeldin. Saygılar, sevgiler.
  13. BrainSlapper

    Arkadaş Peygamber

    Sayın Evren, Alıntıladığın yazı biraz uzun. Herkes okuyamayabilir.Herneyse. * Biz dinsizler, başka gerekçelerle de olsa, zaten senin bu alıntıladığın yazıda önerilen şeyi yapıyoruz. Muhammed'den "Muhammed" diye bahsediyoruz. Farklı gerekçelerle de olsa, o kişiye hitabetin Müslümanlar tarafından da düzeltilmesinden memnuniyet duyarız sadece. * Biz dinsizler, Muhammed'i arkadaş gibi görmüyoruz. Metafizik bir güçten mesajlar alan bir insan olarak da görmüyoruz. Muhammed'in iyi bir Arap milliyetçisi, hatta Arap Milliyetçiliğinin kurucusu, çağına göre zeki/kurnaz bir idareci olarak görüyoruz. Ama başka yanlarını da görüyoruz. Mesela Muhammed'in hasta olduğunu, acımasız olduğunu, kindar olduğunu, şahsına özgü kanunlar çıkardığını, soykırım yaptığını, köleliği ve yağmayı yasallaştırdığını, kardeşi kardeşe kırdırdığını, ****** olduğunu da görebiliyoruz. Muhammed ismine tapınımın yanlış olduğunu görebildiğiniz gibi, bir gün, Muhammed'in şu anda göremediğiniz yanlarını da görebilmenizi temenni ederim. Saygılar, sevgiler.
  14. Sana arkadaşlarımız gerekli yanıtı vermişler. Saygılar.
  15. Hayır! Asla çobanlık yapmamıştır!... Bu konuyu tekrar araştırın! Sayın SimalyildiziNet, Sana, benden önce müslümanlar itiraz eder. Sen önce biraz google falan karıştır sayın forumdaşım. Yazdıklarım güzel ahlak tanımına elbette uymuyor, ama Muhammed ahlakına uyuyor. Müslümanlara, bunlar güzel ahlak örneği diye yutturuyorlar, onlar da o yazdığım şeylere güzel ahlak diyorlar. Kaynaklar: -Evlatlık ve evlatlığın eşi konusu: Ahzab Suresi. -Katlettiği insanların eşleriyle aynı gün cinsel ilişkiye girme hadiseleri: Cümeyriye ve Safiye nasıl Muhammed'in karısı haline gelmiştir. Okuyunuz. -Yağmacılık: Ganimet nedir ve islamdaki yeri nedir. Okuyunuz. -Kölelik: Kölelik ve cariyelikle ilgili ayetleri okuyunuz. Mariya nasıl Muhammed'in karısı haline gelmiştir. Okuyunuz. -Bedir Savaşında savanlar kimlerdi öğreniniz. Kuran'daki kardeşi kardeşe, evladı ataya düşman eden ayetleri bulunuz. -İslamiyet öncesi Mekke'deki dini kültür hakkında bilghi edininiz. Sen yenisin galiba. Dinini biraz öğren sen, sonra gel konuşuruz. Saygılar.
  16. El-Emin sıfatı güvenilir olduğu için değil, "Çoban" manasına da geldiği için verilmiştir. Peygamberin ne dersi vermiş "cahiliyye" diye nitelendirdiğin dönemin insanlarına? Evlatlık müessesini kaldırarak mı? Evlatlığının karısını gaspederek mi? Kocasını-babasını kestiği kadınlarla aynı gece cinsel ilişkiye girerek mi? Yağmacılığı ve köleliği meşrulaştırarak mı? Kardeşi kardeşe düşman ederk mi? 300 küsür değişik dini ve ilahı barındıracak kadar özgürlükçü ve hoşgörülü bir kültüre sahip olan Mekke'ye hoşgörüsüzlüğü ve tahammülsüzlüğü getirerek mi? Nasıl ders vermiş? Muhterem, bu ayeti kerime hangi ayetti, hatırlayamadım. Hatırlatırmısın? Ne demek istiyorsun? Pis şeyler yiyen pis, diğerleri temiz mi demek istiyorsun? Bu mantıkla, kendi lafını yutma sonra? Saygılar.
  17. Önce yanlışları düzeltelim, imzanızdaki ilah ismi yanlış. Yanlış dine ve ilaha inanıyorsunuz. Doğrusu şudur: Şüphesiz Yüce Uçan Spagetti Canavarı, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Yüce Uçan ! Peki (O?ndan) nasıl çevriliyorsunuz? * Yaptığın araştırma hakkında biraz bilgi verebilir misin? * Madem oruç tutma bu kadar faydalı, bence sizin dine değil, Budistlerin dinine uyun. 24 saat içinde saadece 1 öğün yemek ve o da beş başı mamur iftar sofrası değil, yenebilecek minimum yemeği yiyorlar. Senin tezine göre, Budistlerin dini daha doğru. * Herkesin oryuçlu olmasını hayal etmişsin ya, ben de herkesin müslüman olduğu bir dünya hayal ettim, bakalım ne olucak: - Her kadın, 6. yüzyılda Muhammed'in getirdiği kadın giyim modasına uyacak, herkes çarşaflı. Hatta herkes kara çarşaflı. Kadın giyimi ile uğraşan insanlar yorulmayacaklar, kadın giyim fabrikaları tek tip ütretim yapacak. Boya falan kulşlanılmayacak. Böylece doğa kirletilmemiş olacak. - Herkes sünnet diye sakal bırakacak. Jilet üretimi sona erecek. Böylece kullanılıp atılan jiletler doğayı kirletmeyecek. - Turistik seyahat, pardon hac, sadece Mekke'ye yönelik olacağından, dünyanın diğer yerleri kirletilmeyecek. Doğa korunmuş olacak. - 1.5 milyar müslümanın Mekke seyahatinde bile yüzlerce insan telefatı olurken, 6 milyar insan müslüman olunca daha çok telefat verilecek. Böylece nüfus planlamasına katkıda bulunulacak. - Kuran herşeye yeten bir kitap olduğundan, başka kitaplar yazılmasına gerek kalmayacak. Böylece kağıt harcanmayacak, kağıt için ağaçlar kesilmeyecek, doğa korunacak. - Kutuplarda namaz-oruç gibi "zamana dayalı" ibadetleri yapmak mümkün olmadığından, ibadetler yapılabilsin diye herkes güneşin hergün doğduğu ve battığı yerlerde yaşamaya zorlanacak, böylece kutuplar hiç kirlenmeyecek, doğa korunacak. vs. vs.... Aklıma bi de şöyle bişey geliyor: Mesela İstanbul gibi bir büyük kent. Neredeyse her adım başı insan olan bir kent. Şehirden biri "Hz. Muhammed s.a.v diyor". Ondan sonra şehirde bir uğultu "s.a.v" Sonra yine biri "Hz. Muhammed s.a.v diyor". Şehirde yine bir uğultu: "s.a.v" Artık hergün ve her saat uğultuyla geçer. tv'lerdeki programlar da din üzerine ve Muhammed merkezli olacağından, tv'de her "Hz. Muhammed s.a.v" sözü geçtiğinde seyreyle sen eğlenceyi. Bütün dünya ""s.a.v" diye uğulduyor. Dünyanın herhangi bir noktasın Müslümanlardan biri mutlaka Hz. Muhammed diyecektir. Seyreyle eğlenceyi. "s.a.v" çekmekten başka bişey konuşamaz hale gelen bir dünya nüfusu. Gerçi ne gereği var değil mi başka şey konuşmanın. Müslümanların ilahı kendi yaratmak istediği için yaratmamış ya, bakmış Muhammed'e, onun yüzüsuyu hürmetine yaratmış ne de olsa dünyayaı, evreni. Onun adını anmayıp da napıcaktı müsmüna bir dünya. Adam ilahtan bile önemli yani. Allah ve melekler bile Muhammed'in adını zikredip duruyorlarmış. ... Ding dong... Uyanın, kabus bitti. Sadece bir hayaldi Saygılar.
  18. Kuran, yani sizin inancınıza göre "herşeyi yaratan ve bilen Allah", doğru düzgün ifade edememiş mi? Ayette gayet açık bir şekilde bırakılan malın falanca kısmı şuna, filanca kısmı buna deniyor. Muhammed'i kurtaracağım endişesiyle, inancının diğer unsuru olan Allah'ı düzgün ifade edememekle, beceriksizlikle mi suçluyorsun? İnsanların yarattığı değerlere, bilgiye bak, neyin ortaya konduğunu, neyin üzerinde olduğumuzu görürsün. İnsanları inançlarına, düşüncelerine, renklerine, ırklarına, cinslşerine göre ayırmayan bir düzenin yerleşmesini sağlamak. Her insanın ifade ve tercih özgürlüğüne saygı duyan, baskıcılıktan ve dayatmadan uzak bir sistemin oluşmasına katkıda bulunmak. Din adına, ideoloji adına insanlara zulüm yapılmasını, işkence edilmesini, insanların katledilmesini önlemek. Saygılar.
  19. Ne güzel, ben dava açtım ve 72.000 yeteleyi karım ve baldızlar için aldım. Geriye ne kaldı? 36.000 ytl. Ama kaynana payını istiyor, büyükanne ve büyükbaba da. Onlar da biraraya gelip kızlara karşı dava açıyorlar. Onlar da şöyle hesaplıyorlar ve paylarını istiyorlar. 1/6 +1/6+1/8 = 4/24+4/24+3/24=11/24 108.000/24=4.500 4.500 * 11 = 49.500 Ama geride sadece 36.000 var! Hakim napıcak? 13.500 ytl yi cebinden mi verecek? Kendini nasıl savunacak? Burada amaç, iddia edildiği gibi, değişmez, evrensel doğrulara sahip bir din olmadığını göstermek. Bırakın evrensel doğruyu, bu dinin basit bir matematik problemini bile çözemediğini göstermek. Bu dinin herşeye gücü yeten bir varlık tarafından insanlara gönderilmediğini, Muhammed ve ekibinin bir ürünü olduğunu ve her insan ürünü gibi yanlışları bulunduğunu göstermek. Bağcı yalan söylüyorsa, bağcının yalan söylediğini ortaya çıkarmak. Bağcıyı insanların tanımasını sağlamak. Yoksa bizi, ne insanların ineğe taptığı, ne de sineğe taptığı ilgilendirir. İneğe tapana itirazım ne zaman başlar? İneğini getiri de, kutsal diyerek, sokaklara yatırır ve pisletirse, o zaman ona da itirazım başlar. Görünmez putların dinine ne zaman karşı çıkarım? Eğer benim düşünce özgürlüğümü kısıtlamaya yelteniyorsa, kılığıma kıyafetime karışıyorsa, ve en önemlisi yaşama hakkıma kast ediyorsa, ben o dine karşı çıkarım. Burada ineğe tapanları tartışmıyoruz, zira ineğe tapanların bize bir zararı yok. İneğe tapanlara karşı mücadeleyi Hindistan'daki dinsizler veriyor, zira inekler onların hayatının içine ediyorlar. Dünyanın her yerinde, dinlerin oluşturduğu bağnaz, yobaz düşünce sistemlerine karşı savaş veriliyor. Ve bizim en büyük yardımcımız bilgidir, bilginin ucuz ve ulaşılır olmasıdır. Bilginin pahalı ve ulaşılmaz olduğu dönemde kök salmış olan bu ilkel, bağnaz ve yobaz düşünceler, bilgi çağında yokolup gidecektir. Saygılar.
  20. Sen kendi dininin kitabını bilmiyorsun. 106. Rabbinden sana vahyedilene uy! O'ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden yüz çevir! Saygılar.
  21. Müslümanlardan gördüğümüz bu tür yaklaşımları takdirle karşılıyoruz. Keşke diğer müslümanlar da, bu tür hikayelerin saçmalıktan ibaret olduğunu görebilseler. Keşke, bütün müslümanlar "bu tür hikayeler neden çıkmış acaba?" diye sorabilseler. Keşke bütün müslümanlar, sadece "ay yarılması" vakası değil, Kuran'ın kendisinin de mucizelikten uzak, sıradan ve hiçbir kıymeti olmayan bir kitap olduğunu görebilseler. Ama yitirmedik umudumuzu. Bilginin bu kadar kolay ulaşılabildiği ve ucuz olduğu bir çağda sorgulamak da, düşünmek de görmek mümkün olacak. Önce hadisler/rivayetler. Sonra ayetler. Birer birer dökülüp gidecekler. "Allah'tan gelmiş, değişmez doğru" diye yutturulan Arap putperestliğinden kopartılan her taş, bizim için makbuldür. Bizleri bilimsel doğrulara, insani değerlere bir adım daha yaklaştırır. Saygılar, sevgiler.
  22. Tarih, kazananlar tarafından yazıldığı için, tarihi kayıtlar kendi içinde tutarlılık testine tabi kılınarak, doğru aktarılmadığı tahmin edilen yerler belirlenir. Bedir Savaşını bir tahlil edlim bakalım: 1. Sadece İslami kaynaklar tarafından yokedilmiştır. Alternatif yazımlar yokeldilmiş veya elimize çeşitli vesilelerle ulaşamamıştır. 2. Müslümanların Mekke Kervanını yağmalayacağını öğrenmeleri üzerine, Mekkeliler yağmayı caydırmak amacıyla Bedir Kuyularına gelmişlerdir. Ciddi bir savaş hazırlıkları ve savaşma niyetleri yoktur. Ebu Süfyan'ın kervanı güvenli bir yoldan Mekke'ye ulaştıracağının kesinleşmesi üzerine, birçok kişi dömüş veya dönmek için can atmaktadır. 3. Savaş olabilme ihtimali ortaya çıkınca bile, Mekkeliler kardeşleri, arkadaşları ve akrabalarından oluşan bir topluğun kendilerine karşı ciddi ciddi savaşa tutuşabileceğine inanmamışlar, Muhammed'in, çevresindekileri ne derece meczuplaştırdığını o güne kadar farkedememişlerdir. 4. Adam öldürme niyeti ile gelen, örgütlü küçük bir topluluğun, savaşa gittiğinden bile habersiz, olaya bir şamata ve cümbüş olarak bakan büyük bir gurubu nasıl dağıtabileceğinin en bilinen örneklerinden. Mahallede mafyacılık oynayan 3-5 kişinin, bütün mahalleyi terörize etmesi gibi birşey. 5. Bedir savaşı, Muhammed'in yeni düzeninin nasıl olacağının ilk işaretidir: Yağmacılık, acımasızlık ve kardeşe kardeşe düşman eden, kardeş kanı akıtan bir sistem. Saygılar.
  23. Senin ****** dinin ne diyor bakalım senin için: Nisa Suresi 139: Öyle kişiler ki onlar, müminleri bırakıp da küfre sapanları dostlar ediniyorlar. Onların yanında onur ve yücelik mi arıyorlar? Onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır. Maide Suresi 57: Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah'tan sakının. Maide Suresi 80: Onlardan birçoğunun, küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! Allah, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır. Maide Suresi 81: Eğer Allah'a, peygambere ve ona indirilene inanmış olsalardı, küfre sapanları dostlar edinmezlerdi. Ama onların çokları yoldan sapmışlardır. Saygılar.
  24. 1. Sözlere bakıyoruz. Eylemlere de bakıyoruz. Eylemlerden gördüğümüz şu: Müslümanlar, katlettikleri erkelerin karıları cve kızlarını cariye ve köle olarak almışlardır. Başta Muhammed olmak üzere, katliamın yapıldığı aynı gün içinde de, katlettikleri insanların karılarına ve kızlarına almışlardır. 2. Yukarıdaki ayetten anladığımız kadarıyla, insanlar Muhammed gibi ***** taraftarı değil. Savaşmak istemiyorlar. Zira savaşacakları insanlar kendi akrabaları, kendi arkadaşları. Muhammed'in akla ve ahlaka mugayir kışkırtmasına daynarak savaşmak istemiyorlar. Muhammed ise, o insanları korkutarak savaşmaya zorluyor. Saygılar.
  25. Cevap bunlardan hiçbiri 108.000 dağıtılacak miktar yani payda. Paylar 3 kız kardeş 2/3 bir anne 1/6 bir baba 1/6 ve bir eş 1/8 (eşin oranını vermemişsin) çözüm şöyledir. İlk olarak her bir hissenin neye tekabül ettiği bulunur. 2/3+1/6+1/6+1/8 paydalar 24 de eşitlenir ve tablo şu şekilde olur 16/24+4/24+4/24+3/24=27/24 sonucu elde edilir katsayıyı (bir hisse) neye tekabül ettiğini bulmak içinde paydayı payların toplamına böleriz oda 108.000/27=4000 de tekabül eder. burda bir hissenin neye tekabül ettiğini bulduk. şimdi dağıtım yapılacak hisselerin tabloda çıkan rakamla çarpar böylece dağıtımı yaparız. Kızkardeşler 4x16=64.000/3=21.3333.... Anne 4x 4=16.000 Baba 4x 4=16.000 Eş 4x 3=12.000 ____________________________ 24x27=108.000 Yukarıdaki taksimi yapan hanif_42'de bu taksimatı yapan hakim. Bu problemde, diyelim ki ben kızlardan birinin eşiyim. Baldızlardan da vekalet alıyorum. Kızlar, yani, eşim ve abldızların Mirastan alması gereken payı hesaplıyorum: 108.000/3*2= 72.000 YTL. Ama hakim bana 64.000 YTL verdi. Hakim'i yanlış hesap yapmaktan ve bizim haklarımızı gaspetmekten dolayı dava ediyorum. Dava başladı. Hakim kendini nasıl savunacak? Saygılar.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.