-
İçerik Sayısı
2.221 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
6
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
kaan_bebeto tarafından postalanan herşey
-
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. ﴾1﴿ Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve "Süregelen bir sihirdir" derler. ﴾2﴿ Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. ﴾3﴿ Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi. ﴾4﴿ Bu haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor! ﴾5﴿ O halde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil'in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir halde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar. ﴾6-7﴿- Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler, "Bu zor bir gün" derler. ﴾8﴿ Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Onlar kulumuzu yalanlayıp "Bu bir delidir" dediler ve kulumuz (tebliğ görevinden) alıkonuldu. ﴾9﴿ O da Rabbine, "Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et" diye dua etti. ﴾10﴿ Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık. ﴾11﴿ Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti. ﴾12﴿ Biz Nûh'u çivilerle perçinli levhalardan oluşan gemiye bindirdik. ﴾13﴿ Gemi, inkar edilen kimseye (Nuh'a) bir mükafat olarak gözetimimiz altında yüzüyordu. ﴾14﴿ Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan? ﴾15﴿ Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (gördüler)! ﴾16﴿ Andolsun biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? ﴾17﴿ Âd kavmi de (Hûd'u) yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış! ﴾18﴿ Biz onların üstüne, uğursuzluğu sürekli bir günde gürültülü ve dondurucu bir rüzgar gönderdik. ﴾19﴿ İnsanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu. ﴾20﴿ Azabım ve uyarılarım nasılmış, (gördüler)! ﴾21﴿ Andolsun biz, Kur'anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? ﴾22﴿ Semûd kavmi de uyarıcıları yalanlamış ve şöyle demişlerdi: "İçimizden bir insana mı uyacağız? (Asıl) o takdirde biz apaçık bir sapıklık ve delilik içine düşmüş oluruz." ﴾23-24﴿ "Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir." ﴾25﴿ Onlar yarın bilecekler: Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık! ﴾26﴿ (Salih'e şöyle demiştik:) "Şüphesiz biz, onlara bir imtihan olmak üzere, o dişi deveyi göndereceğiz. Şimdi onları gözetle ve sabret." ﴾27﴿ "Onlara, suyun (deve ile) kendileri arasında (nöbetleşe) paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun." ﴾28﴿ Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti. ﴾29﴿ Fakat azabım ve uyarılarım nasılmış! ﴾30﴿ Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular. ﴾31﴿ Andolsun, biz Kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? ﴾32﴿ Lût kavmi de uyarıcıları yalanladı. ﴾33﴿ Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgar gönderdik. Yalnız Lût'un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükafatlandırırız. ﴾34-35﴿ Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar. ﴾36﴿ Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik. ﴾37﴿ Andolsun, onlara sabahleyin erkenden kalıcı bir azap geldi. ﴾38﴿ "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik. ﴾39﴿ Andolsun, biz Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? ﴾40﴿ Andolsun, Firavun'un ailesine de uyarıcılar gelmişti.﴾41﴿ Bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları mutlak güç ve iktidar sahibinin yakalaması gibi yakaladık. ﴾42﴿ (Ey Mekkeliler!) Sizin kafirleriniz onlardan daha mı hayırlı? Yoksa sizin için kitaplarda bir berat mı var? ﴾43﴿ Yoksa onlar, "Biz yardımlaşan (güçlü) bir topluluğuz" mu diyorlar? ﴾44﴿ O topluluk yakında (Bedir'de) bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır. ﴾45﴿ Hayır, kıyamet, onların (görecekleri asıl azabın) vaktidir. Kıyamet (azabı) ise daha müthiş ve daha acıdır. ﴾46﴿ Şüphesiz suçlular (müşrikler) sapıklık ve ateşler içindedirler. ﴾47﴿ Yüzüstü ateşe sürüklendikleri gün kendilerine, "Cehennemin dokunuşunu tadın!" denecek. ﴾48﴿ Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. ﴾49﴿ Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir. (Anında gerçekleşir.) ﴾50﴿ Andolsun, biz sizin gibileri hep helak ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan? ﴾51﴿ İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır. ﴾52﴿ Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır. ﴾53﴿ Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar. ﴾54﴿ Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler. ﴾55﴿
-
Necm Sûresi attığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı. ﴾1-2﴿ O, nefis arzusu ile konuşmaz. ﴾3﴿ (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir. ﴾4﴿ (Kur'an'ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu. ﴾5-7﴿ Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. ﴾8﴿ (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. ﴾9﴿ Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti. ﴾10﴿ Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. ﴾11﴿ (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? ﴾12﴿ Andolsun ki, o, Cebrail'i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü. ﴾13﴿ Sidretü'l Müntehâ'nın yanında. ﴾14﴿ Me'va cenneti onun (Sidre'nin) yanındadır. ﴾15﴿ O zaman Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. ﴾16﴿ Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. ﴾17﴿ Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü. ﴾18﴿ Lât ve Uzza'ya ve diğer üçüncüsü Menat'a ne dersiniz? ﴾19-20﴿ Erkek size de, dişi O'na mı? ﴾21﴿ Öyle ise bu çok insafsızca bir paylaştırmadır. ﴾22﴿ Onlar ancak sizin ve atalarınızın (ilah edindiğiniz şeylere) taktığınız isimlerdir. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar (putperestler)yalnız zanna ve nefislerin arzusuna tâbi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir. ﴾23﴿ Yoksa insan (kayıtsız şartsız), her temenni ettiği şeye sahip mi olacaktır? ﴾24﴿ Oysa, Ahiret de dünya da Allah'ındır. ﴾25﴿ Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah'ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar. ﴾26﴿ Şüphesiz ahirete iman etmeyenler, meleklere dişi isimleri veriyorlar. ﴾27﴿ Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez. ﴾28﴿ Öyle ise bizim zikrimizden (Kur'an'dan) yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden yüz çevir. ﴾29﴿ İşte onların ilimden ulaşabildikleri nokta! Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı daha iyi bilir. O, hidayete ereni de daha iyi bilir. ﴾30﴿ Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah'ındır. (Bu) kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenleri de daha güzeliyle mükafatlandırması için (böyle)dir. ﴾31﴿ Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah'a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir. ﴾32﴿ Şimdi yüz çevireni; pek az verip de kaskatı cimrileşeni gördün mü? ﴾33-34﴿ Gayb'ın ilmi kendi yanında da o gerçeği mi görüyor? ﴾35﴿ Yoksa, Mûsâ'nın ve Allah'ın emirlerini bütünüyle yerine getiren İbrahim'in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi? ﴾36-37﴿ Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenmez.﴾38﴿ İnsan için ancak çalıştığı vardır. ﴾39﴿ Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir. ﴾40﴿ Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir. ﴾41﴿ Şüphesiz en son varış Rabbinedir. ﴾42﴿ Şüphesiz O güldürür ve ağlatır. ﴾43﴿ Şüphesiz O öldürür ve diriltir. ﴾44﴿ Şüphesiz O iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır. ﴾45-46﴿ Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir. ﴾47﴿ Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı. ﴾48﴿ Şüphesiz O, "Şi'râ'nın Rabbidir. ﴾49﴿ Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helak etti ve hiç kimseyi bırakmadı. ﴾50-51﴿ Daha önce de Nûh'un kavmini helak etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi. ﴾52﴿ O, "Mu'tefike"yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.﴾53-54﴿ O halde Rabbi'nin nimetlerinin hangisinden şüphe ediyorsun (ey insan!). ﴾55﴿ Bu da önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. ﴾56﴿ Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı. ﴾57﴿ Onu Allah'tan başka açacak kimse yoktur. ﴾58﴿ Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur'an'a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? ﴾59-61﴿ Haydi Allah'a secde edin ve ona kulluk edin. ﴾62﴿
-
Tûr'a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, "Beyt-i Ma'mur"a, yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. ﴾1-7﴿ Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur. ﴾8﴿ O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır. ﴾9﴿ Dağlar yürüdükçe yürür. ﴾10﴿ İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay haline! ﴾11-12﴿ Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, "İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir" denilir. ﴾13-14﴿ "Bu Kur'an mı bir büyü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?" ﴾15﴿ "Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor." ﴾16﴿ Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar Rablerinin, kendilerine verdiği şeylerle zevk ve mutluluk duyarak cennetlerde ve nimetler içinde bulunurlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. ﴾17-18﴿ Onlara, "Dünya'da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için" denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir. ﴾19-20﴿ İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir.﴾21﴿ Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik. ﴾22﴿ Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar. ﴾23﴿ Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar. ﴾24﴿ Birbirlerine dönüp ("Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?" diye) sorarlar. ﴾25﴿ Derler ki: "Şüphesiz daha önce biz, ailemiz içinde yaşarken (Allah'a isyandan) korkardık." ﴾26﴿ "Allah da bize lütfetti ve bizi iliklere işleyen cehennem azabından korudu." ﴾27﴿ "Gerçekten biz bundan önce ona yalvarıyorduk. Şüphesiz O iyilik edendir, çok merhametlidir." ﴾28﴿ (Ey Muhammed!) O halde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli. ﴾29﴿ Yoksa onlar, "O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz" mu diyorlar? ﴾30﴿ Onlara de ki, "Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim." ﴾31﴿ Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur? ﴾32﴿ Yoksa, "O Kur'an'ı kendisi uydurup söyledi" mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar. ﴾33﴿ Eğer doğru söyleyenler iseler, haydi onun gibi bir söz getirsinler! ﴾34﴿ Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? ﴾35﴿ Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar. ﴾36﴿ Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hakim olan kendileri midir? ﴾37﴿ Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilahi vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin! ﴾38﴿ Yoksa, kızlar O'na (Allah'a) da oğullar size mi? ﴾39﴿ Yoksa sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır? ﴾40﴿ Yoksa, gayb ilmi onların yanında da ondan mı yazıyorlar? ﴾41﴿ Yoksa, bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl, inkar edenler tuzağa düşecek olanlardır. ﴾42﴿ Yoksa onların Allah'tan başka bir ilahı mı var? Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. ﴾43﴿ Gökten düşmekte olan parçalar görseler, "Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır" derler. ﴾44﴿ Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hallerine bırak. ﴾45﴿ O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir. ﴾46﴿ Şüphesiz zulmedenlere bundan başka bir azap daha var. Fakat onların çoğu bilmezler. ﴾47﴿ Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et. ﴾48﴿ Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında O'nu tespih et. ﴾49﴿
-
ELEMENT VE BİLEŞİKLER : 1 Elementler ve Elementlerin Özellikleri : a) Elementler : Aynı cins atomlardan oluşan, fiziksel ya da kimyasal yollarla kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamayan saf maddelere element denir. Elementler çok sayıda atomdan oluşur ve elementleri oluşturan atomlar aynı cins atomlardır. Çok sayıda aynı cins atom birleşerek görünür boyuta geldiklerinde elementleri oluştururlar. Bir elementi oluşturan bütün atomların büyüklükleri yani şekilleri (ve atomları arasındaki uzaklık) aynıdır. Fakat bir elementin atomları ile başka bir elementin atomlarının büyüklükleri yani şekilleri farklıdır (ve atomları arasındaki uzaklık). Elementi oluşturan atomların birbirine olan uzaklığı elementin katı, sıvı ve gaz haline göre değişebilir. Örnek : • Demir elementini oluşturan atomlar demir atomlarıdır. Demir elementini oluşturan en küçük tanecikler demir atomlarıdır. Demirden yapılmış farklı maddeler de aynı demir atomlarından oluşurlar. • Bakır elementini oluşturan atomlar bakır atomlarıdır. Bakır elementini oluşturan en küçük tanecikler bakır atomlarıdır. Bakırdan yapılmış farklı maddeler de aynı bakır atomlarından oluşurlar. • Demir elementini oluşturan demir atomları ile bakır elementini oluşturan bakır atomları birbirinden farklı büyüklüktedir. b.) Element Çeşitleri : 1 Atomik Yapıdaki Elementler : Bazı elementleri oluşturan aynı cins atomlar doğada tek başlarına bulunurlar. Böyle atomlara sahip elementlere atomik yapılı elementler denir. Atomik yapılı elementlerin en küçük taneciği atomlardır. Örnek: Demir, bakır, alüminyum, çinko, kurşun, altın gibi elementler atomik yapılıdır. 2 Moleküler Yapıdaki Elementler : Bazı elementleri oluşturan aynı cins atomlar doğada ikili gruplar halinde bulunurlar. Böyle atomlara sahip elementlere moleküler yapılı elementler denir. Moleküler yapılı elementlerin en küçük taneciği moleküllerdir. Örnek: Hidrojen, oksijen, iyot, karbon, fosfor, kükürt, azot… c) Elementlerin Özellikleri : 1 Kendi özeliğini taşıyan en küçük yapı birimleri atomlardır. 2 Aynı cins atomlardan oluşurlar. 3 Kendinden daha basit ve farklı maddelere ayrılamazlar. 4 Saf maddelerdir. 5 Sembollerle gösterilirler. 2 Moleküller : Aynı cins ya da farklı cins iki ya da daha fazla atomun (kimyasal bağlar ile) birbirine bağlanması sonucu oluşan atom gruplarına (yapıya) molekül denir. Atomların çoğu doğada tek başlarına bulunmazlar. Aynı cins ya da farklı cins atomlar bir araya gelerek molekülleri oluştururlar ve doğada molekül halinde bulunurlar. Moleküller iki ya da daha fazla atomdan oluşurlar. İki (az sayıda) atomdan oluşan moleküllere basit yapılı moleküller, çok sayıda atomdan oluşan moleküllere karmaşık yapılı moleküller denir. (500 atomdan oluşan moleküller bulunabilir). Örnek : • Su, iyot, hidrojen, oksijen molekülleri basit yapılı moleküllerdir. • Günlük hayatta kullanılan besinlerde ve hücrede bulunan karbonhidrat, protein ve yağ molekülleri karmaşık yapılı moleküllerdir. a) Aynı Cins Atomların Molekülleri : Aynı cins iki atom bir araya gelerek element moleküllerini, aynı cins element molekülleri de bir araya gelerek elementleri oluştururlar. Bazı elementleri oluşturan aynı cins atomlar doğada tek başlarına bulunurken bazı elementleri oluşturan aynı cins atomlar da doğada ikili gruplar halinde bulunurlar. Doğada ikili gruplar halinde bulunan atomlara sahip elementlere moleküler yapılı elementler denir. Moleküler yapılı elementlerin en küçük taneciği moleküllerdir. Hem elementler hem de element molekülleri aynı cins atomdan oluşur. Elementler çok sayıda atomdan oluşur ve görünür boyuttadır. Element molekülleri ise iki atomdan oluşur ve elementlerin yapı birimleridir (görünmez boyuttadır). b.) Farklı Cins Atomların Molekülleri : Farklı cins atomlar bir araya gelerek bileşik moleküllerini, bu moleküller de birleşerek bileşikleri oluştururlar. Bu nedenle bileşikler farklı cins atomlardan oluşurlar ve bileşiklerin kendi özelliklerini taşıyan en küçük tanecikleri moleküllerdir. Bileşiklerin moleküllerini oluşturan atomlar farklı cins atomlar oldukları için bu atomların büyüklükleri ve özellikleri de birbirinden farklıdır. NOT : 1 Karbon di oksit molekülünde hem aynı çeşit hem de farklı çeşit atomlar bulunur. NOT : 1 Su molekülünde hem aynı çeşit hem de farklı çeşit atomlar bulunur 3 Bileşikler ve Bileşiklerin Özellikleri : a) Bileşikler : İki ya da daha fazla çeşit element atomunun bir araya gelerek oluşturdukları yeni saf maddeye bileşik denir. Farklı atom içeren moleküller (çok sayıdaki molekül) bir araya gelerek görünecek boyuta ulaştıklarında bileşikler oluşur. (İki ya da daha fazla elementin kendi özelliklerini kaybederek belirli oranlarda ve kimyasal tepkimeler sonucu oluşturdukları saf maddelere bileşik denir). Bileşikler kendini oluşturan atomlardan (elementlerden) farklı özelliklere sahiptirler. Bileşiği oluşturan atomlar kendi özelliklerini kaybederler. (Helva, kendini oluşturan un, yağ ve şekerden farklı tada ve özelliğe sahiptir). Bileşiklerin çoğu moleküllerden oluşmuşlardır. Bir bileşiği oluşturan moleküllerden her biri bileşikteki diğer moleküllerle aynı sayıda ve aynı cinste atom içerir. (Bileşikteki moleküllerin hepsi aynı sayıda ve aynı cinste atom içerir). Doğada bilinen 116 çeşit atom vardır. Bu atomlar farklı çeşitlerde ve şekillerde bir araya gelerek milyonlarca farklı madde yani bileşik oluşur. Bileşikler atomik yapıda değildirler. Örnek : • Su bileşiktir ve su bileşiğini oluşturmak için çok sayıda su molekülü bir araya gelir. Su bileşiğini oluşturan moleküllerden her biri suyun diğer molekülleri ile aynı sayıda ve cinste atom içerir. Bir su molekülü iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. b.) Bileşik Çeşitleri : 1 Moleküler Yapıdaki Bileşikler : Bileşikler iki ya da daha fazla atomdan oluşan moleküllerden oluşmuşsa böyle bileşiklere moleküler yapılı bileşikler denir. Moleküler yapılı bileşikler moleküllerden oluşurlar. Örnek : • Şeker bileşiği moleküler yapıdadır ve her molekül 24 atomdan oluşur. Glikoz = C6H12O6 • Su bileşiği moleküler yapıdadır ve her molekül 3 atomdan oluşur. 2 Moleküler Yapıda Olmayan Bileşikler : Bileşikler, ikili ya da daha fazla atomdan oluşan moleküllerden oluşmayıp, bileşiği oluşturan atomlar bir yığın oluşturacak şekilde dizilmişlerse böyle bileşiklere moleküler yapılı olmayan bileşikler denir. Moleküler yapıda olmayan bileşikleri oluşturan yığınlardaki atomlar sayılamayacak kadar çoktur ve yığındaki atomun sayısı yığının büyüklüğüne göre değişir. Fakat moleküler yapıdaki bileşikleri oluşturan moleküllerdeki atomlar sayılabilirler ve moleküldeki atom sayısı değişmez. Örnek : • Tuz bileşiği moleküler yapıda değildir, yığın görünümündedir. Tuzluktan dökülen bir tuz kristalinde sayılamayacak kadar çok sayıda atom bulunur. c) Bileşiklerin Özellikleri : 1 Bileşikler, kendini oluşturan elementlerin (atomları) özelliklerini göstermezler. 2 Bileşiği oluşturan elementler (atomlar) kendi özelliklerini kaybederler. 3 Bileşiği oluşturan elementler belirli oranlarda birleşirler. 4 Bileşikler oluşurken enerji alışverişi olur. 5 Bileşikler, kimyasal tepkimelerle oluşur ve kimyasal yollarla ayrılırlar. 6 Bileşikler en az iki farklı elementten yani atomdan oluşurlar. 7 Bileşiklerin belirli erime, kaynama, donma ve yoğunlaşma sıcaklıkları vardır. 8 Bileşikler saf ve homojen maddelerdir. 9 Bileşikler formüllerle gösterilirler. 10 Bileşiklerin en küçük yapı birimleri moleküllerdir. SORU : 1 Doğada bilinen 116 element ve bu nedenle 116 atom olmasına rağmen doğada milyonlarca farklı madde bulunmasının nedeni nedir? 2 Bütün bileşiklerin molekülü var mıdır?
-
GEÇMİŞ OLSUN KORKMA ALLAHIN DEDİĞİ OLUR. ŞU BAŞLIĞI AÇTIĞIMDAN BU YANA EN ÇOK MÜDAVİNİ SEN OLDUN BİRDE DEPREM OLMADANŞU BAŞLIĞA UĞRASALARDA BAKSA MİLLET
- 190 cevap
-
- 1
-
-
- TÜRKİYEDEKİ SON DEPREMLER
- Deprem Araştırma Enstitüsü
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İyi Sahurlar . Allah C.C Orucu tutma gücü versin inşallah. oruç Sabırdır . Oruç söz tutmakdır. Allah C.C hiç bir şeye ihtiyacı olmadığı gibi bizim oruçlarımıza ihtiyacıda yok . Ama biz insanların oruca ihtiyacı vardır. Allah C.C Reyan Kapısından içeri girmemizi nasip eylesin ...
-
ez-ZÂRİYÂT Mekke'de inmiştir. 60(altmış) âyettir. İlk âyette geçen ve "rüzgârlar" anlamına gelen "zâriyât" kelimesi, sûrenin adı olmuştur. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1. Tozdurup savuranlara, 2. Yükünü yüklenenlere, 3. Kolayca süzülenlere, 4. İşleri ayıranlara andolsun ki, 5. Size vâdedilen, kesinlikle doğrudur. 6. Ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. 7. İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki, 8. Siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. 9. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez). 10. Kahrolsun o koyu yalancılar! 11. Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir. 12. Ceza gününün ne zaman olduğunu sorarlar. 13. O gün onlar ateşe sokulacaklardır. 14. Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.) 15. Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. 16. Rablerinin kendilerine verdiğini alarak . Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı. 17. Geceleri pek az uyurlardı. 18. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi. 19. Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı. 20. Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır. 21. Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz? 22. Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır. 23. Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir. 24. İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.) 25. Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti. 26. Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş, 27. Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti. 28. Derken onlardan korkmaya başladı. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler. 29. Karısı çığlık atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben kısır bir kocakarıyım!" dedi. 30. Onlar: "Bu böyledir. Rabbin söylemiştir. O, hikmet sahibidir, bilendir" dediler. 31. (İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi. 32. "Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik." 33. "Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik)." 34. (Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır). 35. Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık. 36. Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık. 37. Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık. 38. Musa'da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik. 39. Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demişti. 40. Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu. 41. Ad kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. 42. Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu. 43. Semûd kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti. 44. Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi. 45. Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. 46. Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idiler. 47. Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz. 48. Yeri de döşedik. (Bak) ne güzel döşeyiciyiz! 49. Her şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız. 50. O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. 51. Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. 52. İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler. 53. Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur. 54. Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin. 55. Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir. 56. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. 57. Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum. 58. Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır. 59. Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler! 60. Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!
-
Şu albümden: AYAZ
-
Askerdeyken böyle bir manzara görmüşdüm
kaan_bebeto şurada galeri fotoğrafı gönderdi: Üye Fotoğraf Galerileri
Şu albümden: AYAZ
-
Şu albümden: AYAZ
-
Şu albümden: AYAZ
Ayaz Bey -
KGS'den HGS'ye Geçiş için 01 Ocak 2013 Son Gün
kaan_bebeto şurada cevap verdi: gloria başlık Trafik ve Araç Teknolojileri
Hgs Almak çok kolaymış bu zaman kadar erindim , boşaymış . 2 dakikada veriyorlar . Peki bir şey sorcam elimizdeki para ile aldığımız kgs ler ne olcak bende 4 tane var.- 2 cevap
-
- HGS Hızlı Geçiş Sistemi
- KGS
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Mevlana Celâleddîn-i Rumi’ye felsefecilerden bir grup geldi. Sual sormak istediklerini bildirdiler. Mevlana Hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî’ye havale etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî Hazretleri mescidde talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler Şems-i Tebrîzî; “Sorun!” buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı: “Allah var dersiniz ama görünmez göster de inanalım.” Şems-i Tebrîzî hazretleri; “Öbür sorunu da sor!” buyurdu. O; “Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz sonra da ateşle ona azab edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azab eder mi?” dedi. Şems-i Tebrîzî; “Peki öbürünü de sor!” buyurdu. O; “Ahirette herkes hakkını alacak yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar karışmayın!” dedi. Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci derhâl zamanın kadısına gidip davacı oldu. Ve; “Ben soru sordum o başıma kerpiç vurdu.” dedi. Şems-i Tebrîzî; “Ben de sadece cevap verdim.” buyurdu. Kadı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı: “Efendim bana Allahü Teâlâyı göster de inanayım dedi. Şimdi bu felsefeci başının ağrısını göstersin de görelim.” O kimse şaşırarak;“Ağrıyor ama gösteremem.” dedi. Şems-i Tebrizi; “İşte Allahü Teâlâ da vardır fakat görünmez. Yine bana şeytana ateşle nasıl azab edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana; “Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz.” dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyada küçük bir mesele için hak aranırsa o sonsuz olan ahiret hayatında niçin hak aranmasın?” buyurdu.
- 43 cevap
-
- Şems-i Tebrizi
- 40 Kural
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Barış Manço, 2 Ocak 1943 tarihinde, Rikkat ve Hakkı Manço çiftinin dördüncü çocukları olarak Moda’da dünyaya geldi. Annesi Rikkat Hanım, Türk Sanat Müziği sanatçısıydı. Aileden gelen yeteneğiyle özellikle ortaokul öğrenimini aldığı yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladı. Lise yılları Galatasaray Lisesi’nde başladı.
- 45 cevap
-
- BARIŞ MANÇO
- Mançozade
-
(ve 1 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
Türkiye Tohum Bankası
kaan_bebeto şurada bir başlık gönderdi: Bitki, orman, çiçek ve diğer yeşillikler
30 Temmuz 2009 tarihinde temeli atılan Dünyanın 3. büyük bankası TÜRKİYE TOHUM GEN BANKASI Bu banka 250 bin numune saklama kapasitesiyle ABD ve Çin'den sonra dünyanın en büyük 3'üncü gen bankası olma özelliği taşımaktadır alıntıdır -
İstanbul'da Bugün Hava Durumu
kaan_bebeto şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Çevre Bilimi - Ekoloji
yazdan kalma bir güzel güneşli hava vardı. -
BAZEN UZAKLAŞMAK GEREKİR ,YAKINLAŞMAK İÇİN... BAZEN HATIRLAMAK GEREKİR , HATIRLANMAK İÇİN ... BAZEN AĞLAMAK GEREKİR , AÇILMAK İÇİN ... BAZEN ANMAK GEREKİR ,ANILMAK İÇİN ... BAZENDE SUSMAK GEREKİR , DUYMAK İÇİN ... ŞEMS-İ TEBRİZİ
- 43 cevap
-
- Şems-i Tebrizi
- 40 Kural
-
(ve 2 diğerleri)
Yapıştırılan Etiketler:
-
İstanbul'da Bugün Hava Durumu
kaan_bebeto şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Çevre Bilimi - Ekoloji
* 02 Temmuz 2012 Hava : bugün az bulutlu güneşli bir hava var. -
İstanbul'da Bugün Hava Durumu
kaan_bebeto şurada cevap verdi: kaan_bebeto başlık Çevre Bilimi - Ekoloji
* 27 Haziran 2012 Hava serin ve ara sıra yağmur atıştırıyor. -
Kedi ve Köpeklere Mikroçipli kimlik 26 Haziran 2012 11:23 (Son güncelleme 26 Haziran 2012 11:40) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tüm kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi amacıyla bir çalışma yaptı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, hastalıklarının kontrolünü daha etkin sağlamak amacıyla, sahipli ve sahipsiz tüm kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi amacıyla bir çalışma yaptı. Buna göre, kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesi, kayıt altına alınması ile ilgili tüm işlemlerin yürütülmesinden Bakanlık yetkili olacak. Hayvanların kimliklendirilmesi, veteriner hekimler tarafından mikroçip ile yapılacak. Yeni doğan hayvanların kimliklendirilmesi, doğumdan itibaren en geç 4 ay içinde gerçekleştirilecek. Mikroçip takılarak pasaport düzenlenen hayvanlar 7 gün içinde veri tabanına kaydedilecek. kaynak AA http://www.aa.com.tr/tr/yasam/60623--kedi-ve-k--peklere-mikrocipli-kimlik