Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kaan_bebeto

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.221
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    6

kaan_bebeto tarafından postalanan herşey

  1. kaan_bebeto

    Nuh Sûresi

    Nuh Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Şüphesiz biz Nûh'u, kavmine, "Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar" diye peygamber olarak gönderdik. ﴾1﴿ Nûh şöyle dedi: "Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım." ﴾2﴿ "Allah'a ibadet edin. Ona karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah'ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz." ﴾3-4﴿ Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim." ﴾5﴿ "Fakat benim davetim ancak onların kaçışını artırdı." ﴾6﴿ "Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler." ﴾7﴿ "Sonra ben onları açık açık davet ettim". ﴾8﴿ "Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum." ﴾9﴿ "Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü o çok bağışlayıcıdır.' ﴾10﴿ ‘(Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.' ﴾11﴿ ‘Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.' ﴾12﴿ ‘Size ne oluyor da Allah için bir vakar (saygınlık, büyüklük) ummuyorsunuz?' ﴾13﴿ ‘Halbuki, o sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.' ﴾14﴿ ‘Görmediniz mi Allah yedi göğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?' ﴾15﴿ ‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?' ﴾16﴿ ‘Allah, sizi (babanız Adem'i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)' ﴾17﴿ ‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.' ﴾18﴿ ‘Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.' " ﴾19-20﴿ Nûh dedi ki: "Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular." ﴾21﴿ "Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular." ﴾22﴿ "Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd'i, Süvâ'ı, Yeğus'u, Ye'ûk'u ve Nesr'i hiç bırakmayın." ﴾23﴿ "Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır." ﴾24﴿ Hataları (küfür ve isyanları) yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah'tan başka yardımcılar bulamadılar. ﴾25﴿ Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!" ﴾26﴿ "Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kafir kimseler yetiştirirler." ﴾27﴿ "Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır." ﴾28﴿
  2. kaan_bebeto

    Mearic Sûresi

    Mearic Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu. ﴾1-3﴿ Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir. ﴾4﴿ (Ey Muhammed!) Sen güzel bir şekilde sabret. ﴾5﴿ Şüphesiz onlar o azabı uzak görüyorlar. ﴾6﴿ Biz ise onu yakın görüyoruz. ﴾7﴿ Göğün, erimiş maden gibi ve dağların atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla. ﴾8-9﴿ (O gün) hiçbir samimi dost, dostunu sormaz. ﴾10﴿ Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın. ﴾11-14﴿ Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz, cehennem derileri kavurup çıkaran alevli ateştir. ﴾15-16﴿ O, (hakka) arka döneni ve (imandan) yüz çevireni; servet toplayıp yığanı kendine çağırır. ﴾17-18﴿ Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır. ﴾19﴿ Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır. ﴾20﴿ Ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır. ﴾21﴿ Ancak, namaz kılanlar başka. ﴾22﴿ Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir. ﴾23﴿ Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir. ﴾24-25﴿ Onlar ceza gününü tasdik eden kimselerdir. ﴾26﴿ Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir. ﴾27﴿ Çünkü, Rablerinin azabından emin olunamaz. ﴾28﴿ Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. ﴾29﴿ Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar. ﴾30﴿ Kim bunun ötesini isterse, işte onlar sınırı aşan kimselerdir. ﴾31﴿ Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir. ﴾32﴿ Onlar, şahitliklerini dosdoğru yapan kimselerdir. ﴾33﴿ Onlar namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir. ﴾34﴿ İşte onlar cennetlerde ikram göreceklerdir. ﴾35﴿ Şimdi, inkar edenlere ne oluyor ki, boyunlarını uzatarak (alay etmek için) sağdan soldan gruplar halinde sana doğru koşuyorlar? ﴾36-37﴿ Onlardan her biri Naîm Cennetine sokulacağını mı umuyor? ﴾38﴿ Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık. ﴾39﴿ Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter. Bizim önümüze geçilemez. ﴾40-41﴿ Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar batıl inançlarına dalsınlar ve oynasınlar. ﴾42﴿ Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir halde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür. ﴾43-44﴿
  3. profil den resim yükle tabiki çok küçük bişey olması lazım
  4. Madde döngüsü
  5. KAPARİ BİTKİSİ Çorum’un Osmancık Evliya Çelebi, 400 yıl öncesinde keşfetmiş bu bitkinin varlığını.Ünlü “Seyahatname”sinde bakın neler söylüyor kapari için , Çorum’un Osmancık İlçesini tanıttığı bölümde “.İşte bu kumlu toprakta, bu iklim şartlarında “gebre” adında bir yemiş yetişiyor ve bu yöre halkı bu yemişin sirkeli turşusunu yapıyor.Bu turşu için “ çok faydalı” diyor Evliya Çelebi.Faydalı oluşu hastalıklara deva olmasından, zindelik, sağlık , güç vermesinden olsa gerek.Ve meşhur olması da lezzetli, faydalı oluşundan Akdeniz Ülkelerinde ilk çağlardan bu yana gıda ve tedavi amaçlı kullanılan kapari bitkisinden günümüzde boya ve kozmetik sanayiisin de yararlanılmakta. Kaparinin bezelye büyüklüğündeki tomurcuklarının protein, vitamin, mineraller, rutin ve hardal yağı glikosidi yönünden oldukça zengin olması, onu doyurucu bir besin haline getiriyor.Özellikle turşusunda ortaya çıkan iştah açıcı aromatik kokusunun kaynağı da hardal yağı glikosidi.Kapari turşusunda sadece kokusunu değil, keskin tadını da bulabilirsiniz hardal yağının. Gençleştirici ve “afrodiziak”- cinsel gücü arttırıcı- etkisi de keşfedilen kapari tomurcukları, Avrupa ve Amerika da vazgeçilmez bir çeşni olarak sofrada yerini alıyor.Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde kaliteli bir meze olarak kabul görüyor.Kapari tomurcukları salamura edildikten sonra, zeytinyağı ve limonla işlem görüyor ve mezeye dönüşüyor;sofraların baş tacı oluyor. Kaparinin tomurcukları dışında “karpuzcuk”da denilen meyveleri ve sürgün uçları da salamura ve sirkede muhafaza edilmek suretiyle gıda olarak değerlendiriliyor.Özellikle de Kıbrıs’ta ve İspanya’da sürgün uçları, vejetasyonun başlarında taze iken toplanıyor.Tabii yine sirke ve tuz ile terbiyelendikten sonra tüketiliyor.Çünkü acılığı- ki bu acılık içeriğindeki hardal yağı glikosidinden kaynaklanıyor- ancak bu şekilde gideriliyor ve asıl tadı ortaya çıkıyor. MUCİZE BİTKİ KAPARİNİN FAYDALARI SAYMAKLAN BİTMİYOR. ALINTIDIR ......
  6. 9 yıl olmuş herkese saygılar.....
  7. kaan_bebeto

    Hâkka Sûresi

    - Hâkka Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Gerçekleşecek olan kıyamet! ﴾1﴿ Nedir o gerçekleşecek olan kıyamet? ﴾2﴿ Gerçekleşecek olan kıyametin ne olduğunu sen ne bileceksin? ﴾3﴿ Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar. ﴾4﴿ Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi. ﴾5﴿ Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi. ﴾6﴿ Allah onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün. ﴾7﴿ Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun? ﴾8﴿ Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı olan Lût kavmi) hep o suçu işlediler. ﴾9﴿ Öyle ki Rablerinin elçilerine karşı geldiler. Bunun üzerine Allah da onları gittikçe artan bir azap ile yakaladı. ﴾10﴿ Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin. ﴾11-12﴿ Sûr'a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur. ﴾13-15﴿ Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur. ﴾16﴿ Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır. ﴾17﴿ O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz. ﴾18﴿ İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: "Gelin, kitabımı okuyun!" ﴾19﴿ "Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum." ﴾20﴿ Artık o, hoşnut bir hayat içindedir. ﴾21﴿ Yüksek bir cennettedir. ﴾22﴿ Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir). ﴾23﴿ (Onlara şöyle denir:) "Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için." ﴾24﴿ Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: "Keşke kitabım bana verilmeseydi." ﴾25﴿ "Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim." ﴾26﴿ "Keşke ölüm her şeyi bitirseydi." ﴾27﴿ "Malım bana hiçbir yarar sağlamadı." ﴾28﴿ "Saltanatım da yok olup gitti." ﴾29﴿ (Allah şöyle der:) "Onu yakalayıp bağlayın." ﴾30﴿ "Sonra onu cehenneme atın." ﴾31﴿ "Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu." ﴾32﴿ "Çünkü o, azamet sahibi Allah'a iman etmiyordu." ﴾33﴿ "Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyordu." ﴾34﴿ "Bu sebeple, bugün burada onun samimi bir dostu yoktur." ﴾35﴿ "Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur." ﴾36﴿ "Onu günahkârlardan başkası yemez." ﴾37﴿ Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. ﴾38-40﴿ O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! ﴾41﴿ Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! ﴾42﴿ O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. ﴾43﴿ Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık. ﴾44-45﴿ Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. ﴾46﴿ Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı. ﴾47﴿ Şüphesiz Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür. ﴾48﴿ Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz. ﴾49﴿ Şüphesiz Kur'an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir.﴾50﴿ Şüphesiz Kur'an gerçek kesin bilgidir. ﴾51﴿ O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et. ﴾52﴿
  8. kaan_bebeto

    Kalem Sûresi

    - Kalem Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. ﴾1-2﴿ Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. ﴾3﴿ Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. ﴾4﴿ Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler. ﴾5-6﴿ Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir. ﴾7﴿ O halde yalanlayanlara boyun eğme. ﴾8﴿ İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar. ﴾9﴿ Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. ﴾10-14﴿ Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der. ﴾15﴿ Yakında biz onun burnunu damgalayacağız. ﴾16﴿ Şüphesiz biz, vaktiyle "bahçe sahipleri"ne belâ verdiğimiz gibi, onlara (Mekkeli inkarcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi. ﴾17﴿ (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. ("İnşaallah" demiyorlardı.) ﴾18﴿ Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı. ﴾19﴿ Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü. ﴾20﴿ Derken, sabahleyin birbirlerine, "Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin" diye seslendiler. ﴾21-22﴿ Bunun üzerine, "Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yola koyuldular. ﴾23-24﴿ (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği halde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar. ﴾25﴿ Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler. ﴾26﴿ (Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler. ﴾27﴿ Onların en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?" dedi. ﴾28﴿ Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler. ﴾29﴿ Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. ﴾30﴿ Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!" ﴾31﴿ "Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız." ﴾32﴿ İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi! ﴾33﴿ Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm cennetleri vardır. ﴾34﴿ Biz müslümanları suçlular gibi kılar mıyız? ﴾35﴿ Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? ﴾36﴿ Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz? ﴾37﴿ Onda, "Seçip beğendiğiniz her şey mutlaka sizindir" (diye mi yazılı?) ﴾38﴿ Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız? ﴾39﴿ Sor onlara: "Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?" ﴾40﴿ Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını! ﴾41﴿ Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı. ﴾42-43﴿ (Ey Muhammed!) Bu sözü (Kur'an'ı) yalanlayanlarla beni başbaşa bırak. Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helaka yaklaştıracağız. ﴾44﴿ Onlara mühlet veriyorum. Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır. ﴾45﴿ Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir? ﴾46﴿ Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar? ﴾47﴿ Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı. ﴾48﴿ Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir halde ıssız bir yere atılacaktı. ﴾49﴿ (Fakat böyle olmadı.) Rabbi onu (peygamber olarak) seçti ve salih kimselerden kıldı. ﴾50﴿ Şüphesiz inkar edenler Zikr'i (Kur'-an'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) "Hiç şüphe yok o bir delidir" diyorlar. ﴾51﴿ Halbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür. ﴾52﴿ ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Surenin tamamı bu kaynakdan http://mushaf.diyanet.gov.tr/
  9. kaan_bebeto

    Mülk Sûresi

    Mülk Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. ﴾1﴿ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. ﴾2﴿ O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? ﴾3﴿ Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir. ﴾4﴿ Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. ﴾5﴿ Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! ﴾6﴿ Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. ﴾7﴿ Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorarlar. ﴾8﴿ Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik." ﴾9﴿ Yine şöyle derler: "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık." ﴾10﴿ İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah'ın rahmetinden uzak olsun! ﴾11﴿ Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır. ﴾12﴿ Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir. ﴾13﴿ Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır. ﴾14﴿ O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak onadır. ﴾15﴿ Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle çalkalanıyor. ﴾16﴿ Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz! ﴾17﴿ Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkar etmenin sonucu nasıl oldu!? ﴾18﴿ Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla görendir. ﴾19﴿ Yahut Rahmân'dan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış içindedirler. ﴾20﴿ Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular. ﴾21﴿ Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi? ﴾22﴿ De ki: "O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!" ﴾23﴿ De ki: "O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurunda toplanacaksınız." ﴾24﴿ "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" diyorlar. ﴾25﴿ De ki: "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım." ﴾26﴿
  10. BOLU Akşemsettin Türbesi- Göynük Gerede Asar Kalesi Mudurnu Evleri Seben Kaya Evleri Bolu Türbeleri Tokad-i Hayreddin Türbesi, Akşemseddin Türbesi, Ömer Sekkin Türbesi, Aşağı Tekke Türbesi, Ümmi Kemal Türbesi, Kasım Dede Türbesi, Babahızır Türbesi başlıcalarıdır. Bolu Han ve Hamamları Yukarı Taşhan Bolu merkez Büyük Cami mahallesinde bulunan Taşhan, 1804 yılında Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır. Orta Hamam 1389 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Çifte hamam tarzında yapılan hamamın iç mekanlarında zengin süslemelere yer verilmiştir. İl merkezindedir. Tabaklar Hamamı 16. yüzyılda Tavil Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. İki bölüm olan hamamın iç mekanları mermerlerle kaplıdır. Sultan Hamamı 16. yüzyılda Sokullu Mehmet Paşa tarafından çifte hamam tarzında yaptırılmıştır. İl merkezindedir Süleyman Paşa Hamamı Göynük İlçesinde bulunan hamam, 1335’li yıllarda Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yıldırım Beyazıt Hamamı Mudurnu İlçesinde bulunan hamam, aynı adla anılan caminin yanındadır. Aynı devirde yapılan hamamların en güzellerindendir. 1382’de yaptırılmıştır. Erken dönem Osmanlı hamamlarının en orijinal örneklerinden biridir. Hamam taç kapısı ve kubbe geçişleriyle dikkat çekicidir. Yıldırım Hamamı İlimiz Yeniçağa İlçesine bağlı Eski Çağa Köyünde bulunmaktadır. 1388 yılında Yıldırım Beyazıt adına yapılan hamam, mimari bakımdan önemli bir eserdir. Aşağı Hamam Gerede İlçesi Kitirler mahallesinde yer alan hamam 14. yy. sonlarında moloz taştan yapılmıştır. Bolu Koruma Alanları Yedigöller Milli Parkı Bolu Fındığı Tabiatı Koruma Alanı Bolu Akdoğan (Ebe Çamı)Tabiatı Koruma Alanı Bolu Kökez Tabiatı Koruma Alanı Bolu Sülüklügöl Tabiatı Koruma Alanı Abant Gölü Tabiat Parkı Bolu Kaplıcaları Bolu kaplıcaları Şehir merkezine 5 km. mesafede, Karacasu mevkiinde bulunan kaplıcalar çevresi ormanlarla kaplı nezih bir dinlenme yeridir. Termal Turizm merkezi olan bölgede termal otel ve büyük kaplıca, küçük kaplıca ve Sağlık Bakanlığı’na ait fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi olmak üzere üç birim hizmet vermektedir. Doğal kaynaklı olan bu kaplıcalar, romatizma hastalıklarına, deri, dolaşım ve kalp, solunum yolu, kadın, sindirim sistemi, böbrek ve idrar yolları, kemik ve kireçlenme hastalıkları, metabolizma bozukluklarına iyi gelmektedir. Babas kaplıcası Mudurnu’ya 5 km. Mesafede bulunan kaplıca suları, travertenler arasından çıkmaktadır. 18 yataklı bir tesis bulunmaktadır. Kaplıca suyu metabolizma hastalıkları ile romatizma, kadın, sindirim ve böbrek rahatsızlıkları üzerinde olumlu sonuçlar vermektedir. Sarot kaplıcası: Mudurnu’nun 30 km. kuzeybatısında Ilıca köyü hudutları içerisindedir. 66ºc sıcaklığındadır. 1500 yılı aşkın süredir kullanılmaktadır. Tarihî bir hamam vardır. Acı sular grubuna girmektedir. İçme kürü şeklinde kullanıldığında idrar yolu ve böbrek rahatsızlıklarına, banyo olarak kullanıldığında ise romatizma hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca yanında küçük bir konaklama tesisi bulunmaktadır. Bağlum (Kesenözü) Kaplıcası Bağlum kaplıcaları, Seben ilçesinin 14 km. Güneyinde, Kesenözü köyünde bulunur. Kaplıca suyu banyo olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır. Mide, safra kesesi, solunum ve dolaşım bozukluklarında olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Kaplıcada özel şahıslar tarafından işletilen pansiyonlar bulunmaktadır. Çatak Kaplıcası Göynük ilçesinin 30 km. güneydoğusunda dik yamaçlar arasında çok güzel bir vadide, Himmetoğlu Köyü yakınındadır. Kaplıcanın romatizma, siyatik gibi rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Çevrede bulunan kalıntılardan Romalılardan beri kullanıldığı düşünülmektedir. Bolu Gölleri Bolu Abant Gölü Abant Gölü, Bolu’nun 34 km. güneybatısında Abant Dağları üzerinde tabii bir göldür.Ankara–İstanbul D–100 karayolunun ve TEM otoyolunun 203. km’sinden ayrılan 22 km’lik yol ile ulaşılmaktadır. Bolu’ya 34 km., Ankara’ya 225 km., İstanbul’a 258 km. uzaklıktadır. 125 hektar genişliğinde bulunan gölün denizden yüksekliği 1325 m’dir. Yer altı suları ile beslenir. En derin yeri 45 m’dir. Tektonik menşeli Abant Gölü ve çevresinin bitki zenginliği, ayrıca büyük bir açık hava rekreasyon potansiyeline sahip bulunması nedeniyle yörenin 1150 hektarlık bölümü, 1988 yılında “tabiat parkı” olarak koruma altına alınmıştır. Göl çevresi zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Bolu Yaylaları Aladağ Yaylaları Bolu’nun 25 km. güneyindeki dağ yamaçları üzerinde, orman alanları arasında yer alırlar. Yemyeşil düzlükleri ile piknik için de ideal olan bu yaylalar çevresinde bulunan Orman İşletme Tesisleri, Aladağ İzcilik Kampı ve Göleti ile göz kamaştırıcı güzellikler sergilerler. Kamp imkanlarının da olduğu başlıca yaylalar, Değirmenözü, Sarıalan, Gölcük, Ardıçtepe ve Üstyaka Yaylalarıdır. At Yaylası Bolu’nun kuzey yakasındaki dağların arkasında yer alır. Kirazları ile ünlü olan bu yayla etrafında meyve bahçeleri vardır. Her yıl geleneksel kiraz bayramı şenlikleri yapılır. Gerede Yaylaları Gerede’nin güneyinde 1200 – 1500 m. yüksekliklerde bulunan bu yaylalar, Haşat, Zorpan ve doğu Köroğlu Dağları üzerinde bulunan Dörtdivan yaylalarıdır. Kıbrısçık Yaylaları Köroğlu Dağları’nın güney yamaçlarındaki düzlük alanlarda bulunurlar. Belen, Karaköy, Kökez, Bölücekkaya, Karadoğan ve 1825 m. yükseklikte bulunan Devevira en önemli yaylalardandır. Mengen Yaylaları Mengen İlçesi’nin doğusunda yer alan başlıca yaylalar; Sarıklı, Soğucak, Mile, Sepetçiler, Çelebioğlu ve Çiftçatak yaylalarıdır. Mudurnu Yaylaları İlçenin kuzeyi ve Abant Gölü güneyinde yer alırlar. Dedeler, Alpağut, Dodurga ve Dağyolu yaylaları en önemlileridir. Göynük Yaylaları 1000-1500 m. arasında da bir şeritte sıralanan yaylaların en önemlileri Karabey ve Kaşıkçı yaylalarıdır. Seben Yaylaları Kiraz Dağı çevresinde toplanmış, ortalama 1400 m. yükseklikte olan bu yaylaların en önemlileri Gerenözü ve Kızık yaylalarıdır. Kızık Yaylası Kızık Yaylasının evleri, değişik mimarisiyle dikkati çeker. Bu evler hiç çivi kullanmadan, çam ağaçlarından çatkılı, kenetleme ve birbirine geçme şeklinde yapılmıştır. Yerden yüksekçe yapılmış merdivenler, geniş ocakları ve kendine has eşyaları ile bu evler oldukça değişik özellikler taşırlar. Kartalkaya Kayak Merkezi Kartalkaya kayak merkezi Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Bolu il merkezinin 38 km. güneydoğusunda, Köroğlu Dağı turizm alanı içerisinde yer almaktadır. Kayak alanı 1850–2200 m. yükseklik kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Yöre, yarı ılıman bir iklime sahiptir. Kartalkaya Kayak Merkezi ve çevresi orman örtüleri ile kaplıdır. Bolu Milli Parkları Batı Karadeniz Bölgesi’nde Bolu’nun 42 km. kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan Milli Parka Ankara–İstanbul karayolunun 152. km’sindeki Yeniçağa ve 190. km’sindeki Bolu’dan kuzeye ayrılan yollarla ulaşılır. Kışın Bolu–Yedigöller güzergâhı (karla) kapalı olduğundan ulaşım sadece Yeniçağa–Mengen–Yazıcık üzerinden yapılır. 2019 hektar büyüklüğündeki Yedigöller Havzası, 1965 yılında milli park olarak korumaya alınmıştır. Havza kayan kütlelerin vadilerin önlerini kapatması sonucu oluşan, yüzeysel ve yeraltı akışlarıyla birbirine bağlı, kuzeyden güneye 1500 m. mesafede sıralanmış 7 gölden oluşmuştur. Milli park içindeki “Köyyeri” mevkiinde yeni Bizans dönemine ait bulunan kalıntılardan, eski dönemlerde bölgenin bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. Milli park bünyesinde Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olarak 7 göl vardır. Bu göller aralarında 100 m. yükselti farkı bulunan iki plato üzerindedir. Ortalama 780 m. yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. En derin yeri ise 15 m’dir. Büyükgöl’ün güneydoğusundaki Deringöl, 20 m. uzunluğundaki akan bölümü ile Büyükgöl’e bağlıdır. Büyükgöl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur. Büyükgöl’ün kuzeyinde ise Seringöl bulunmaktadır. Diğer platodan 100 m. yükseklikteki platonun en geniş gölü Nazlıgöl’dür. Dibinden sızdırdığı bol miktardaki su, gölün kuzeydoğusunda yüzeye çıkarak bir şelalenin oluşmasına sebep olduğundan “Şelale Gölü” adı da verilir. Aynı platoda Sazlıgöl, İncegöl ve Küçükgöl bulunur. Kuzeyden güneye doğru alçalma gösteren bölgede, en yüksek yer 1488 m. ile Eğrikiriş Tepesi, en alçak yer ise 465 m. ile Kirazçatı’dır. .. ALINTIDIR ...
  11. İSTANBUL Saklı Göl Şile İstanbul’a yakın eşsiz bir güzellik, Kamandere köyü içinde bulunan Saklı Göl Şile’de yürüyüş, kahvaltı ve temiz havanın tadını çıkaracağınız doğa harikası saklı bir yer. Adı gibi bir çok güzelliği içerisinde saklı bulunduran bu göl, doğa severlerin uğrak yeri olacaktır. Buraya bir kez geldiğinizde eminiz ki gün geçtikçe saklı gölün müptelası olacaksınız. Yapay bir baraj gölü olan bu yer, hizmet veren tesis ile bağdaşmış bulunmakta. Ama bir uyarıda bulunalım tesis hafta sonları kalabalık olabiliyor bu yüzden erken gitmenizde fayda var. Aydos Tepesi – Aydos Ormanı Mesire – Aydos Göleti Aydos Tepesi ve Aydos Omanı Mesire yeri ile Eşsiz Oksijen hava deposudur ve Aydos Göleti ise bu parçaları görsel olarak tamamlayan son parçadır. İstanbul’da hala böyle güzel Ormanlar görmen insanı mutlu ediyor. Bu güzel Atmosferde çayınızı yudumlayıp göle karşı piknik yapabilirsiniz. 537 metreyle istanbul’un en yüksek noktası olan Aydos Tepesi rahatlıkla görülebilir. Osmanlı imparatorluğu döneminde av alanı olarak kullanılması çam ağaçlarından oluşan ormanının ne denli zengin olduğunu ortaya koymaktadır. Aydos Gölü iste Aydos Tepesi’nin tam zıttı istikamette bulunuyor. 4 farklı giriş bölümü bulunan 6620 dönümlük mesire yerindeki gölet, çevresindeki ekolojik bütünlük küçük bir Uzun Göl manzarası oluşturmaktadır. Piknik sahaları, büfesi ve koşu parkurları oldukça bakımlıdır. Aydos Tepesi: 537 metrelik tepe yüksekliği ile İstanbul’un en yüksek noktasıdır. Kartal ilçesinde bulunan Aydos Tepesi, adını Roma ve Bizans döneminde bugünkü Sultanbeyli İlçesi sınırları içinde kalan Aydos Kalesi’nden almıştır. Pendik’in kuş uçumu 9 km kuzeyinde, yüksekliği 537 metre olan bir tepedir. Güneyden bakıldığında konik görünen tepe, kuzey-güney doğrultusunda uzanan bir yükseltinin güneyde son bulan en yüksek noktasıdır. Aydos Ormanı: Anadolu Yakası’nda geçmişte bulunan güney ormanlarının günümüze ulaşan parçalarından biridir. Çevresi, Kartal, Pendik ve Sultanbeyli ilçelerine bağlı yerleşim alanlarıyla sarılmış durumdadır. Aydos Göleti: Aydos Gölü, Ormanın içinde ve Aydos Tepesi’nin tam zıttı istikamette bulunuyor. Gölün içerisinde farklı bitli örtülerini görme ve bol bol resim çekme şansına da sahipsiniz. Yıldız Parkı Korusu Yıldız Parkı Korusu Beşiktaş ile Ortaköy arasında yer alan yaklaşık 46 hektarlık alanı ile kent içerisindeki en büyük koru olan Yıldız Parkı, çeşitli tarih kaynaklarında adı geçen defne ormanları ve mitolojik öykülerdeki “Pan”ın Boğaziçi’nde flütünü çaldığı yeşillikler olarak da biliniyor. 400 YILLIK AĞAÇLAR 1994’te kira mukavelesi yenilenmeyerek kullanımı İstanbul Büyükşehir Belediyesine geçen köşkler ve parkta, aralarında 400 yıllık olanlarla birlikte nadir bulunan sekoyaların yanı sıra çamlar, sedirler, köknar, ladin, dişbudak, porsuk, ardıç, akçaağaç, meşe, yalancı akasya, sofora, at kestanesi, menengiç, Çin şemsiye ağacı, Amerikan lale ağacı, acem dutu, sabunağacı, kaymakağacı ve oya ağacı gibi çoğunluğu yabancı kökenli 120’den fazla egzotik ağaç ve çalı türü bulunuyor. FATİH KORUSU BELGRAD ORMANI EMİRGAN KORUSU FETHİ PAŞA KORUSU MİHRABAD KORUSU BEYKOZ KORUSU belli başlı yerler ... alıntıdır ...
  12. kaan_bebeto

    Tahrim Sûresi

    Tahrim Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾1﴿ Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾2) Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi. (3﴿ (Ey peygamber'in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah'a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih mü'minler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. ﴾4﴿ Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir. ﴾5﴿ Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır. ﴾6﴿ Ey inkar edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz. ﴾7﴿ Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. "Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter" derler. ﴾8﴿ Ey Peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası! ﴾9﴿ Allah, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi. ﴾10﴿ Allah, iman edenlere ise, Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o, "Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti. ﴾11﴿ Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem'i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi. ﴾12﴿
  13. AĞAÇ DİKİMİ zamanı gelmiştir yöresel farklılıklar olabilir.
  14. kaan_bebeto

    Talak Sûresi

    Talak Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde onları iddetlerini dikkate alarak (temizlik halinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah'a karşı gelmekten sakının. Apaçık bir hayasızlık yapmaları dışında onları (bekleme süresince) evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır. ﴾1﴿ Boşanan kadınlar iddetlerinin sonuna varınca onları güzelce tutun, yahut onlardan güzelce ayrılın. İçinizden iki âdil kimseyi şahit tutun. Şahitliği Allah için dosdoğru yapın. İşte bununla Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu açar. ﴾2﴿ Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah'a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şeye bir ölçü koymuştur. ﴾3﴿ Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. ﴾4﴿ İşte bu, Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını büyütür. ﴾5﴿ Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir. ﴾6﴿ Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah'ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. ﴾7﴿ Nice kentlerin halkı Rablerinin ve O'nun elçilerinin emrinden uzaklaşıp azdılar. Bu yüzden kendilerini çetin bir hesaba çektik ve görülmedik bir azaba çarptırdık. ﴾8﴿ Böylece yaptıklarının cezasını tattılar ve işlerinin sonu tam bir hüsran oldu. ﴾9﴿ Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kur'an) indirdi. ﴾10﴿ İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah'a inanır ve salih bir amel işlerse Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah gerçekten ona güzel bir rızık vermiştir. ﴾11﴿ Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah'ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz. (12﴿
  15. Maki nedir ? Akdeniz iklimi etkisindeki kıyı bölgelerimizde, tahrip orman kuşağının yerinde oluşan yeşil olan bodur çalılardan ibaret bitki örtüsü topluluğudur. Makiler çalı yada ağaççık olarak tanımlanır. Yüzlerce çeşidi vardır. Tesbih, Sandal, Zakkum, Delice Zeytin, Kocayemiş, Keçiboynuzu v.s. bazılarıdır. Makiler tüm kıyılarımızda görülür. Ancak Güney kıyılarımızdan Kuzeye doğru yükselti basamakları ve çeşitleri değişir. (enlemin etkisi) Akdeniz’de 800-1000m lere Ege’de 500-600m lere Marmara’da ise 300m’ye kadar yetişebilirler. Karadeniz’de ise Yalancı Maki dediğimiz Garigler yer alır.
  16. - Bozkır nedir ? Otsu bitkiler veya bodur ağaçlardan meydana gelen yerler. İlkbaharda havaların ısınması, karların erimesi veya yağmurların yağmasıyla otlar çabucak gelişir. Toprağın kalın, nemin yeterli olduğu yerlerde bozkırı meydana getiren otlar büyür, fakat bu görünüş çok sürmez. Sıcağın birden artması, yağışların kesilmesi ve toprakta nem kalmaması yüzünden otlar kurur ve bozkır, aylarca süren boz bir renge bürünür. Sonbaharda otsu bitkiler yeniden yeşermeye başlarsa da gelişemezler. Hayvancılık ve aşırı otlatma yüzünden bozkırın zenginliği kaybolur. İç anadolu bozkırları bu duruma misal teşkil ederler. Bozkırlarda otların boyu bir metreye kadar çıkar. Hatta bazen bir metreyi de geçer. İç Anadolu'da bozkırlar çıplak görünüşlüdür, çok büyümez. Hatta bu çıplak görünüşünden dolayı buralara dazkır da denir. Dünyada en büyük bozkır alanları Rusya, Kuzey Afrika, Orta Asya, Avustralya ve Arjantin'de vardır. Buralarda bazı bozkır yerleri, buğday ekim alanları haline getirilmiştir.
  17. kaan_bebeto

    Tegâbün Sûresi

    Tegâbün Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd de O'na mahsustur. O her şeye hakkıyla gücü yetendir. ﴾1﴿ O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü'mindir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. ﴾2﴿ Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O'nadır. ﴾3﴿ Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. ﴾4﴿ Daha önce inkar edip de inkarlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır. ﴾5﴿ Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, "(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?" deyip de inkar etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layıktır. ﴾6﴿ İnkar edenler, kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: "Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah'a kolaydır." ﴾7﴿ Artık siz Allah'a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur'an'a) iman edin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. ﴾8﴿ Toplanma vakti için Allah'ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah'a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır. ﴾9﴿ İnkar eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedi kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası! ﴾10 ﴿Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. ﴾11﴿ Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir. ﴾12﴿ Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler. ﴾13﴿ Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾14﴿ Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükafat vardır. ﴾15﴿ O halde, gücünüz yettiği kadar Allah'a karşı gelmekten sakının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. ﴾16﴿ Eğer siz Allah'a güzel bir borç verirseniz Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir). ﴾17﴿ O, gaybı da, görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. ﴾18﴿
  18. kaan_bebeto

    Jeotermal enerji

    Jeotermal enerji Jeotermal enerji yerkürenin iç ısısıdır. Bu ısı merkezdeki sıcak bölgeden yeryüzüne doğru yayılır.
  19. kaan_bebeto

    Münafikun Sûresi

    Münafikun Sûresi Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla (Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, "Senin, elbette Allah'ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz" derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor. (Fakat) Allah o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder. ﴾1﴿ Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah'ın yolundan çevirdiler. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür! ﴾2﴿ Bu, onların önce iman edip sonra inkar etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. ﴾3﴿ Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar! ﴾4﴿ O münafıklara, "Gelin, Allah'ın Resülü sizin için bağışlama dilesin" denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün. ﴾5﴿ Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez. ﴾6﴿ Onlar, "Allah Resûlü'nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler" diyenlerdir. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar. ﴾7﴿ Onlar, "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır" diyorlardı. Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler. ﴾8﴿ Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah'ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. ﴾9﴿ Herhangi birinize ölüm gelip de, "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. ﴾10﴿ Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. ﴾11﴿
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.