Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

GıLgaMeŞ

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

GıLgaMeŞ tarafından postalanan herşey

  1. 1-gazali .... olmadı.belki ona **** diyen **** oldu__neyse 2-başka çarem yok diyip ne yaptığının farkındamısın...senin yaptığın felsenin ve bilimin erdemine uygun düşmüyor.şu olmadı deyip suduru bırakmamak adına muhali kabul ediyorsun.
  2. GıLgaMeŞ şurada cevap verdi: ihgg başlık Din Felsefesi
    kardeş verdiğin ayet halbuki yememişlerdi derken sen nasıl burdan kaldırıpta evvelki yaşamları bir hayaldi dersin.rüyaydı dersin.git kafadan atma ayetin tefsirini oku.benim aklımada başka şeyler geliyor.hadise gelince uykudan maksat gaflettir uyanmak gafletten sıyrılmaktır.ölümlede baki aleme gidileceğinden gaflete sebeb şeylerden kurtulmuş olunacaktır....bunlar dini delillerinmiş .bak kardeş dini delil böyle muğlak olmaz böyle müteşabihata kaçabilecek nakillerdende sonuç çıkarmak senin benim işim değil.bu delillerini kabul etmiyorum. bilimsel olanlara gelince hiçbiri senin anladığını kanıtlamıyor.camera olayından bahis edilirken titreşim demiş eeee titreşim ne soyutmu .?elbette hayır somutun ta kendisi. kardeş bak asıl vehim senin bu işleri yaşamadan anlatmaya kalkmandır.ayrıca ben sana soruyorum; bu mesele bu kadar mühimmiki peşine düşmüşsün.amentüyemi dahil ?tabiki hayır ...o zaman sorun ne?
  3. GıLgaMeŞ şurada cevap verdi: ihgg başlık Din Felsefesi
    kardeş kendini zorlama diyecem ama istersen her ikisinden de delil getir.ama uzun olmasın.
  4. Mâlâ yanî (kişiyi ilgilendirmeyen, dünya ve ahiret hayatına faydası olmayan) konuşmalar ve gıybet (insanı arkasından çekiştirmek, duyunca hoşuna gitmeyecek şeyleri gıyabında söylemek) caiz değildir, bunları meneden, kötü sonuçlarını açıklayan ayetler ve hadisler vardır. Ancak bu iki kavramın çerçevesini belirlerken aşırıya kaçmamak ve yanlışa düşmemek gerekir. Gıybetin istisnaları vardır; mesela müslümanları bir kimsenin zararından korumak için onun arkasından konuşmak, kötü yönlerini açıklamak caizdir. Mâlâ yanî de ancak dünya ve ahirete faydası olmayacak sözleri söylemekle gerçekleşir; aile içinde sohbet etmek, şakalaşmak, dozunda eğlenmek, dışarıda ve içerde olup bitenleri konuşmak, konular üzerinde değerlendirmeler yapmak, gerektiğinde tartışmak (müzakere etmek) yararlıdır, caizdir ve yasaklanan konuşmalar çerçevesine girmez. Bizim dinde, başkaların yerine koyamayacağımız ve herkes için örnek olan rehberimiz Sevgili Peygamberimizdir (s.a.); o her gün ikindi namazından sonra, bazan akşamla yatsı arasında eşlerinin bulunduğu yere gelir, onların hal ve hatırını sorar, ihtiyaçlarını dinler, bunlar dışında günlük işler üzerine ve diğer konularda onlarla konuşur, sohbet ederdi. Hem karı-koca arasında hem de ebeveyn ile çocuklar arasında sevgiye dayanan sıcak ve samimi bir diyalog olmalıdır. İnsan duygu ve düşüncelerini birileriyle paylaşmaya muhtaçtır; karı koca ve çocuklar aralarında bunları paylaşamıyorlarsa ortada bir problem var demektir; yani paylaşmanın dünya ve belki ahiret hayatına faydası vardır, paylaşmamanın, bu ihtiyacı tatmin etmemenin de zararı vardır. Ebeveyn çocuklarını eğitmekle yükümlüdürler, eğitmenin çok önemli bir aracı da konuşmadır. Konuşmaya baştan sınır koymak onu engeller, en önemli eğitim aracının elden çıkmasına sebep olur. Evin üyeleri doğru yanlış, iyi kötü, lüzumlu lüzumsuz konuşabilmelidirler; bunları kırıp dökmeden iyiye yöneltmenin usulü vardır, ama bu usulü uygulayabilmek için de konuşmak gerekir. Soruda kendisinden söz edilen aile reisi iyi niyetli ve sorumluluk duygusu fazlaca gelişmiş birisi olabilir, ama tuttuğu yol yanlıştır, yağmurdan kaçarken doluya tutulabilir, aile bireylerinin kendisinden kopmasına, içe kapanmalarına ve belki de hoşlanmayacağı kimselerle diyalog kurmalarına sebep olabilir. İşte bunlar, ileride düzeltilebilecek bazı yanlış ve yersiz konuşmalardan daha zararlıdır. hayrettin karaman_____ islamda kusur bulmaya şartlanmış arkadaşlarımızın, böylesine mühim bir sosyal yaraya yine İSLAM'ın getirdiği çözüm için neden bir görüşleri yok acaba?
  5. Flew, Önemsiz Bir İnsan mı? Biraz interneti karıştıran herkes bunu cevabını bulabilir: İngiltere'nin bu önde gelen felsefe profesörü, çok değil bir yıl öncesine dek çağımızın en önemli ateist düşünürlerinden biri sayılıyordu. "Presumption of Atheism" (Ateizm Varsayımı) adlı ünlü yaklaşımıyla, "varlığına dair ikna edici kanıtlar görmedikçe, bir Tanrı'nın varlığına inanmaya gerek yoktur" diyordu. Katıldığı ateizm-teizm tartışmalarında da bunu savunuyordu. Ama sonra Flew "ikna edici" kanıtlar görmeye başladı. 90'lı yıllardaki bir yorumunda "Big Bang kozmolojisi karşısında ateizmin savunmanın çok zor olduğunu itiraf etmeliyim" dediğinde, pek çok kişiyi şaşırtmıştı. 2004 yılında ise şöyle deyiverdi : "Ateizmi gönüllü bir şekilde bırakıyorum... Evrenin bir İlk Neden ve Akıl tarafından yaratılmış olması gerek. Bir süper-Akıl'ı kabul etmenin, yaşamın kökeninin ve doğanın kompleksliğinin en iyi açıklaması olduğunu düşünüyorum." Flew daha sonra kendisiyle yapılan bir röpörtajda, Akıllı Tasarım teorisyenlerinin yaklaşımını büyük ölçüde benimsediğini söyledi. Dahası, Tevrat'ta (ve Kuran'da) yer alan "Altı Günde Yaratılış" kavramına, İsrailli fizikçi Gerald Schroeder tarafından zamanın izafiyetinden yola çıkılarak getirilen yorumu da "çok etkileyici" bulduğunu belirtti. Kısacası Flew'un ateizmden dönmesi tek kelimeyle "büyük olay"dı. Zaten o nedenle tüm dünyada geniş yankı buldu.
  6. bakınız arkadaşım size yazılanı ve sizin yazdığınızı okudum.bilmiyorsanız öğrenin tarihi olaylar böyle kıt bilgiyle yargılanamaz.vakayı kaynak olarak doğru gösteriyorsunuz buna bir itirazım yok buraya kadar tamam.ancak vakayı anlatırken okuyucuyu kendiniz gibi düşündürecek şekilde anlatıyorsunuz.oysa bakılıp incelendiğinde öyle olmadığı ve bir çarpıtmanın hakim olduğu anlaşılıyor. bakın hakarete varan ifadelerinize hiç girmiyorum terbiyenizi sergilemişsiniz.ancak savaşta bir taktiktir ve düşman saldırmazdan evvel böyle bir baskını haber alıp ilkönce saldırmaktada bir sakınca göremiyorum.ayrıca şeref vermek için yapılan bir saldırı yokki sadece yapılacağı haber alınan saldıraya taarruzla cevap verdikten sonra o kabilenin reisinin kızını nikahlama durumu varki yukarda tafsilatı var diye ayrıntıya girmiyorum. dul olan ve kabile reisinin kızı olan cuveyriye alındığı zaman o kabileyle doğal bir yakınlık kurulmuş ve MUHAMMED peygamber sıfatıylada karşı tarafa bir şeref kazandırma söz konusu olmuştur.şahsen ben peygambere hısım olmayı kendimce şeref bilirdim tüm müslümanlarda böyle düşünür.o zaman arkadaşım siz hangi sıfatla rahatsızlık çekiyorsunuz.alan razı veren razı,nikah yoluyla ve gönüller alınarak yapılan bir evlilik olmuştur.cüveyriye itiraz etmemiş ve hatta hz aişe validemiz onun çok ibadet ehli olduğunu nakletmiştir.tamamen kişilerin rızalarıyla olan bir evlilik sizi neden bu kadar geriyor,anlamıyorum.okuyan arkadaşlarımdan ricam konuyu az araştırsınlar mesele gayet net anşılacaktır.
  7. GıLgaMeŞ şurada cevap verdi: ihgg başlık Din Felsefesi
    sevgili kardeşim sen tartışmak için tartışıyorsun.ve ortaya bir delilde koymadan illede benim dediğime gelin diyorsun.olmuyor ama. saygılar-sevgiler
  8. bu ayetlerde putların (canlı-cansız)mutlak manada yaratılmış olduğu ve bu putlara tapılmasındaki çarpıklık gayet güzel ifade edilmiş.gelelim sizin sorunuza Allah neden cevap vermiyor?diyorsunuz.buyrun siz cavap verin ozaman kışın ardından baharı getiren ,toprağa hayat veren,susuz kalmış bitkilere canlıların tümüne yağmur yüklü bulutları sevkeden,ağzına aldığın bir lokmayı ne yapman gerektiğinden habersizce yuttuktan sonra karnında bunu ayrıştıran faydalarına göre vucuda dağıtan,yıldızları direksiz tutan ayı takvim yapan,dağları sağlam bir kazık yapıp yeryüzünü sarsıntılardan koruyan...bunları saymaya kalksak bitmez vs...şimdi bunca işi gören zat çağrılara kulak vermiyormu.ne kötü hükm ediyorsunuz.ha sizin Allaha olan açık isyanınızı Allah erteliyorsa bunuda hikmeti gereği imtihanda olan dünya hayatında değil vaad ettiği ahiret yurdunda yapacaktır.ve ozaman göreceksiniz çağrılana nasıl geliniyormuş.
  9. sayın *******... ne kadar derin bir ilmi araştırma arkadaşım. yazılarınızı okuyorum ve sizde tespit ettğim şey şu; tamamen maksatlı olarak, hakkında açıklama yapılan konuları tekrar tekrar kurcalıyorsunuz.bilgisizliğinizide buna eklersek ortaya işte yukardaki yazılarınız gibi ilmi haysiyetten uzak yanlı tespitler çıkıyor. oysa soru öğrenmek için sorulmalıdır.siz ise baştan inanmamaya şartlanmış olarak soruyorsunuz,bunun kimseye bir faydası olmaz bununda bir sonucu var siz zamanı israf ediyorsunuz yani hayatınız sizin iradenizle ellerinizin arasından kayıp gidiyor.yoksa inanın hiç bir müslüman bu tarz basit oyunlarla yoldan çıkmaz ve geniş çapta bir muvaffakiyet sizin için sadece bir hayalden ibaret.
  10. sayın evrensel inanın tenkit etmek bile sizin bu yazdıklarınıza değer vermektir.şu kadar varki; kuran değişmedi orjinal yazısı ve mushafı kaynağıyla tamamen aynıdır.mealde zaten kuran değildir.dolayısıyla sizin yaptığınızı yapmaya kalkan birilerinin yaptıkları zaten hemen anlaşılacaktır.gözden kaçmaz zaten boşuna tasalanmayın.sizin bu iddianızı zamanında sebeciler yapıyordu onlarında iddialarının temelsizliği ortadır.bahsi geçen atıf hz. ömerin hutbesiyle ilgilidir.muhteşem bilgi eksikliğiniz var. son olarak yukarda bende değiştirdim diyerek yazdığınız o ******* için sizi kınıyorum ve bilmiyorum sizde farkındamısınız bu örnekle kendinize olan saygınızıda ortaya koymuşsunuz.
  11. bir mesele aktarılırken işimize gelmesede gerçekleri olduğu gibi aktarmak gerekir.ayrıca yorum yapacağınıza vakayı olduğu gibi aktarsaydınız daha ahlaki bir yol seçmiş olacaktınız. Hz. Cüveyriye, Mustalikogullari kabilesinin baskani Hâris b. Ebî Dirar'in kizidir. Ayni kabileden Safvân oglu Musâfi'den dul kalmisti. Mustalikogullari, Hicret'in altinci yilinda Medîne'ye saldiri için hazirlik yapmaya basladilar. Durumu ögrenen Hz. Peygamber (s.a.s.), yediyüz kisilik bir askerî kuvvetle, onlardan önce davranarak Müreysi' suyu basinda saldirdi. On kisi öldürüldü. Müslümanlar bu gazvede bir sehit vermisti. Mustalikogullari'nin bütün erkekleri, kadinlari ve çocuklari esir alindi. Deve, sigir ve davarlarina da ganimet olarak el konuldu. Esirler arasinda bulunan, kabile baskani Hâris'in kizi Cüveyriye için, dokuz okiyye altin, kurtulus fidyesi olarak tespit edilmisti. Cüveyriye yirmi yaslarinda bir kadindi. Kurtulus fidyesini temin edemeyince Hz. Peygamber'den yardim istedi. Hz. Âise bu olayi söyle rivayet eder: "Mustalikogullari kabilesinin kadinlari esir düstüklerinde ganimet olarak gaziler arasinda paylasildi. Önce beytülmâle beste bir ayrildi. Sonra her atliya iki pay, her yaya savasçiya ise birer pay verildi. Hâris'in kizi Cüveyriye, Kays oglu Sâbit'e düsmüstü. Cüveyriye Rasûlullah (s.a.s.)'a geldi; dedi ki: Ey Allah'in Peygamberi, ben Hâris'in kizi Cüveyriye'yim. Babam Benî Müstalik kabilesinin baskanidir. Benim basima gelen felâketi biliyorsun. Sâbit beni dokuz okiyye kurtulus fidyesi ile serbest birakacak. Beni kurtar". Rasûlullah cevap olarak buyurdular ki: "Ondan daha hayirli bir teklifim var, kabul eder misin? Teklifiniz nedir ya Rasûlallah? "Hem o parayi verip seni azat edecegim, hem de seninle evlenmek istiyorum." Cüveyriye: "Memnuniyetle kabul ederim" dedi. Rasûlullah (s.a.s.) da: "Ben de kabul ettim. " buyurdular. (Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 277; Ebû Dâvud, Sünen, IV, 22; Ibn Hisâm, Sîre, III, 307; Ibn Sa'd, Tabakat, VIII,116,117). Bu haber hemen etrafa yayildi. Esirleri ellerinde tutan sahabîler; "Biz Allah elçisinin sihrî hisimlarini nasil esir olarak tutabiliriz!" diyerek, hepsini serbest biraktilar. Bu manzara karsisinda Müstalikogullari Islâm'a girdiler. Bu yüzden Hz. Âise O'nun hakkinda; "Ben kavmi için Cüveyriye'den daha hayirli ve daha bereketli bir kadin bilmiyorum" demistir" (Ahmed b. Hanbel, VI, 277; Ibn Hisâm, Sîre, III, 307, 308; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Islâm Hukuku, Istanbul 1983, s. 238; Mahmud es-Savvâf, Rasûlullah'in Pak Zevceleri, Terceme, Ali Aslan, Ankara (t.s), s. 68-71). Hz. Peygamber Cüveyriye'yi babasina teslim edip; ondan istedi. Cüveyriye müslüman olmustu. ...buraya kadar aktarılan vakada her hangi bir çarpıklık yoktur olay açık ve nettir.
  12. teselsül muhaldir.sen sonsuzdan bir parçayı koparmayı aklına sığıştıramazken teselsül gibi bir çıkmaza nasıl giriyorsun.
  13. GıLgaMeŞ şurada cevap verdi: HİMYATA başlık Din Felsefesi
    kuran gökten (haşa) yuvarlanıp düşmedi herhalde.onu açıklayıp insanlara vaz eden peygamberi zişandır.ve bu sıfatına elçilik denir.muhammed resulullah : Muhammed Allahın elçisidir anlamına geliyor.burda uluhiyet izafe ediliyormu.hatta şahadette ''abduhu'' kelimeside vardırki kulu demektir.şimdi nerde uluhiyet izafe etmek.kusura bakmayın ama siz kuranın her yerini böyle okuduysanız işiniz yaş.çünkü nasıl bir gözle incelediğiniz belli oluyor.
  14. arkadaşım sizin bilgi eksikliğiniz çok bunu size samimiyetimle ifade ediyorum.bahsini ettiğiniz mesele kader meselesiyle ilgili olan ancak detayında hidayet ve inkar konularının iç içe girdiği konularıdır.hakkında toplayacağınız argümanlarıda tahmin edebiliyorum.ve iş sizin bildiğiniz kadar sığ değildir.ve hepsinin açıklaması vardır.şimdi siz bana summun bukmun...vb ayetlerden derleme yapıp ,bak mühür basılmış bana neden ceza verilsinki demeye getireceksiniz işi farkındayım.o ayetlerin tefsirlerine en ince detaylarına vakıf olmadan bu konuda atıp tutacaksanız buyurun argüman getirin kime ne faydası olacaksa.kabul etmeyeceğiniz konunun argümanları neden sizi bu kadar geriyor arkadaşım.
  15. seni tebrik ederim soruya bakarmısın; hangi müslüman boynunda kuran ve zemzemle elinde asayla üniverseteye gitti.ayrıca Türkiyede hristiyanlara tanınan haklar acaba aynı dine inananlarca neden müslümanlara tanınmıyor.hem bu memeleketin müslüman nüfusu çok olduğu ve imam hatip ataması din işlerinin yürütülmesi için gereken tüm okulların önleride kesildiği neden görülmüyor. ******* gibi ******** konuların işine gelen yerini yiyip bırakıyorsun.
  16. alsana cevap___________ Allah zamanla kayıtlı değildir.zaman maddeyle kayıtlıdır.Allahta madde olmadığı için zamana tabi değildir_________dolayısıyla Allah hep vardı ve hep var olacak ama zamana tabi olmadan.aklın almıyorsa senin sorunun...benim aklıma gayet iyi oturuyor.
  17. GıLgaMeŞ şurada cevap verdi: ihgg başlık Din Felsefesi
    cevaplar_________ 1- insan insandır dünya dünyadır.biz dünyadan yiyip içiyoruz dünyanın elementleri içimize giriyor demekki dünya içimizde.dünyada yürüyor barınıyoruz demekki dünyanın içindeyiz. 2-dünyada madde varmı demişsin zaten dünya maddedir. 3-vehim veya algı bunlar beynin içinde olan biten işlerdir ve beyin maddidir, bunlarda maddi bağlantılı ve yarı soyutumsu şeylerdir. 4-deriz güneşe bakınca onu görüyoruz ısısıda bize geliyor illede içine girip yanmakmı lazım anlamak için ulaşmak şartmı,değil. o mantıkla haşa Allahada ulaşamıyoruz ...yokmu diyeceksin haşa, ha tahmınınle aynımı değilmiye gelince aynı olmaması kuvvetle muhtemeldir.
  18. ya üstünü başını yırtmana ne gerek varki anlamadım.zaten senin dediğini kelam alimleri mesleye teselsül muhal diyerek bitirmişler.neden bu kadar strese girmişsin anlamadımki.ayrıca atesitler için benim bir tespitim var onlar hidayete sırtlarını döndüklerinden Allahta kalplerine mühür vurmuştur ki onun için bu kadar basit bir misali ****** almıyor.
  19. yemin ediyorum şu sayfayı açan arkadaşın düşünce sistematiğini gördükten sonra içim rahatladı.ilkin düşündüm acaba akıllıca bir tenkit varmı bir bakayım ama yok hatta ***** ***** yok. onun için haksöz nickli arkadaşın sözlerine cevap vermeye tenezzül dahi etmiyorum. dileyen rabbine bir yol tutsun
  20. mahlukatın içinde meleklerde var sayın haksöz.ayrıca halife sıfatına haiz olan insandır.kimse tutupta kendisine halife tayin edeceği kişiyi şeref olarak noksan olandan seçmez zaten.ve sizin tenkitinizi gereksiz kurcalama olarak görüyorum.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.