Zıplanacak içerik

frozen

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

frozen tarafından postalanan herşey

  1. gir-dağıt- parçala ve yık senaryolarının bir başka ayağı..nakış gibi işliyorlar.. bizler hala üç maymun vaziyetindeyiz..valla ne diyelim..geçmiş ola..
  2. bağlantıda yine sorun var..tam on dakikadır şu iletiyi yazmak için uğraşıyom..üffffffffff bugün doğum gününü kutlanan küçük adama sevgiler bu şiirde onun için..şimdiden alıştırmak lazım..iyi bir şiirsever olsun.. şiirin adı babasından çocuğuna ama biz değiştirelim annesinden çocuğuna olsun demi bidenem.. -çocuk sen ne zaman büyüdün boyun çınar gibi dal dal yaprak yaprak zıplayarak oynayarak çocuk söyle bana saçlarım böyle ak ak yüreğim böyle yumak yumak sen büyürken mi oldu ha? söyle bana çocuk. nolursun... acısız bir dünya yok ne yazık ki bende bu gerçeğe dayanarak yakışıklı efe'ye.. hayata karşı güçlü ve onurlu bir duruş sergilemesi için gerekli gücü her zaman bulabileceği kocaman ve sevgi dolu bir kalp dileyeceğim.. artık gidebilirim..
  3. Haylidir görünmedi, akşamları limana rüya taşıyan ince gemi. Tayfalarız biz, biliriz mercanlar misali, şikayetsiz beklemeyi. Derken kırık bir yüzgeç belirir suyun üstünde. Derisinde kapanmış zıpkın izleri. Işıldaklarımız bir an aydınlatıverir, iplere dolanmış o öfkeli iskeleti. Kapitan AhaB! Kapitan AhaB! Dilimizi midye kesti… Tarih okuyorduk dip sularda. Yenik girdap bilgisi! Zarif bir kuyruk darbesi bozar sonra bu sihri. Biter eriyen ayla defne kokulu ayinimiz. Ey ruhumuz dan eksilen kimya! Ey yatışmaz yokluk hissi! Tensiz ve çıplak ve mağrur ve kufi. Öylece kalırız. Mürekkebe bırakılan şişe içindeki çığlıklar gibi… Yine de tayfalarız biz, biliriz melek dönecek, bekleriz. Tetikte, namütenahi. -Hem bir kalp, dünyaya başka nasıl direnebilir ki? alıntı..
  4. bu yukarıdaki şiir çok güzelmiş bidenem ..gerçek kesindir değişmez.. anlamışsın bence..almışsın nasihatı..kimileri düşünmez hiç karşısındaki insanında bir kalbi ve korkuları olduğunu ..bencil davranıp kendini temize çıkaranların dünyasındayız..herkesin evinde var bir ayna..ama bakan göz görmeyince kendi çirkinliğini ne yapsan boş bidenem..sen bıkmadan yorulmadan gitsende.. bir adım gelmeye üşenir yediremezler kendilerine.. geride bıraktığı her güzel şeyide kirleterek giderler sözleriyle..boşver hiç şaşırma..ne demişti şair.. defolu çıktı hayat.. dün gece neden gittiğimi anlamışsındır umarım dost most yok demişsin ya ..arada benide harcama bu öfkeyle ..
  5. az sonra ne yapıcağımı bende bilmiyorum
  6. Ne gök yere indi, Ne bulutlar taşıdı bizi. Sıcaktın alabildiğine... Ellerim yandı. Turnalar alıp götüremedi, Şarkılar söylemedi bize bülbüller. Sıcaktın alabildiğine... Yüreğim yandı. "Çocuk gibi" olamadık sevince. Büyük olan, sevdamızdı... Biz, zaten çocuktuk. Başıbozuk aşklarımız olmamıştı hiç, Kirlenmemişti daha denizlerimiz. Sular kadar saftık... Serçe parmağım değse tenine, Nar gibi kızarırdık... Isınır ısınır, sanki tüm Ankara'yı Biz ısıtırdık... Dardı zaman... Böylesine seven, "tek ikimiziz" bilirdik. Köfte ekmek, taş üstünde... Sanki, en uzun tatildeydik. Okyanusları aşacak, Dünyayı değiştirecek güçteydik... Söz vermiştik: Bir "biz değişmeyecektik..." Ayıptı ya o zamanlar sevdalanmak, Sıraların üstüne adlarımızı Gizli gizli yazardık. Yeryüzünün tüm aşıkları gibi Kendimiz için yasalar, Yasaklar belirlemiştik. Sevmediğimizden değil, Yetmediğinden paramız, Bir bardak birayla saatlerce ağlardık. Vizyondaki filmlerin, Romanlarda ki aşkların Dünyayı umursamayanlarını seçerdik. "Ayrılık" diye, bir "ölümü" bilirdik... Sıcaktı alabildiğine... Bakınca gözlerimiz, gülerdik, Biz, dünyayı birbirimizle sevdik. Geleceği bir yorgan gibi üstümüze çektik... Eskiyordu bakışlarımız... Lakin dardı, Eskiyordu zaman. ...Bir gün fark ettik ki, Ayrı ayrı yanıyordu bedenlerimiz... Şimdi bize kalan tek gerçek Biz, aşkı adam gibi yaşamışız, Eskitmeden yeterince, Rafa Kaldırmıştık...
  7. vallamı seviyon mu Bu günlerde Hiçbir sözcüğü yakıştıramıyorum dudaklarıma Ne giysem üstüme ben değilim Ne atsam ağzıma Her lokmada kaybolan benim Yediğim ekmek değil.
  8. daha sık gel sende o zaman şiirde şiirmiş nenecim..öpüyorum buruşuk ellerinden
  9. frozen şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Bu ülkeyi kimin hangi erzak yada kömür torbasına feda edipte bu yönetimi seçtiğinin artık bir önemi varmı .. Şu an önümüzde bir gerçek var..napalım yani oh olsun seçerseniz böyle olur işte hadi bakalım görelim bundan sonrasını deme lüksümüz var mı sizce??.. Ve unutmayalım ki Atatürk kurtuluş mücadelesini yine bu halkla verdi.. Sırtını dönseydi Atatürtk dönerdi önce. Geriye bakarken bunlarıda görmek lazım.. Tekrar ediyorum Evet halk bu yönetimi HAK ETMİYOR.. Geldiğimiz bu noktadan çıkabileceksek eğer yine bu halk sayesinde çıkacağız.. yunan yada alman halkıyla değil.. uyumayanlar uyuyanları uyandıracak..bunu ağlayarak yakınarak yapamayız..HAK ETTİĞİMİZİ düşünerek hiç mi hiç yapamayız.. çünkü pençesinde olduğumuz emperyalizm denen canavardır.. o hiç durmuyor ve yeterince uyanık.. tamda burada bir kitap önermek isterim hala okumamış olanlarımız varsa okusunlar diye.. sivil örümceğin ağında-yazarı:mustafa yıldırım.. beyin temizleme,beyne yeni algılama düzeneği yerleştirme,kimlik oluşturma ve eyleme geçirme süreci 18 adımda gerçekleştiriliyor........... Emperyalist egemenlik için artık en büyük tehlike olduğu ilan edilen ulusal devletlerin yok edilmesi, ulusal egemenliklerinden ödün vermeyen devletlerin “sınırlarının eleğe döndürülmesi” işi artık, “insan hakları” ve “din hürriyeti” bekçiliğine dönüşmüştür ve operasyonun temelini “Amerikan tipi demokrasinin ihracı” oluşturmaktadır. Devlet merkezlerinin egemenliklerinin ellerinden alınıp, halk kitlelerinin merkeze olan güven ve bağlılıklarının zayıflatılması gerektiği; NGO denilen sivil toplum örgütleri ve vakıflar aracılığıyla kitlelerle doğrudan ilişkiye geçmenin daha kalıcı olduğu düşüncesiyle gerçekleştirilen yeni projeyi “sivil örümcek ağı” olarak tanımlıyor Mustafa Yıldırım. Acı duyarak okuyoruz; Çekoslovakya’da 1989’da başkanlık koltuğuna oturan “demokrasi kahramanı” yazar, aydın, sanatçı, tiyatrocu Vaclav Havel’in ABD’den “ülkesinin seçim sürecine derinden katılması” için uzmanlar, yasalar, projeler isteğini; bu isteğinin sevinçle yerine getirilmesinden sonra ülkesinin parçalanmasına yol açmasından şeref duyduğunu; ülkesini parçalayan ABD’nin “güdümlü demokrasiler”i inşa etmek için kurduğu sivil örgütünden Ulusal Demokrasi Fonu’ndan, “1989’da Orta Avrupa’yı değiştiren demokratik devrimin asıl entelektüel ve siyasi lideri” yazılı bir ödül aldığını... Acı duyarak okuyoruz; Sovyetler Birliği’ndeki operasyonları, işbirlikçilerin yaptıklarını ve bir oldu bittiyle iktidara getirilen Boris Yeltsin’in 23 Ağustos 1991’de Ulusal Demokrasi Fonu’nun mimarı Prof. Allen Weinstein’e “Bu zafere yaptığınız katkıyı bilmekte ve takdir etmekteyiz.” diye faks çekmesini... “Haiti’de seçimlerde gözlemcilik yaptık ve nerede gözlemcilik yaptıysak orada bizim adaylarımız kazandı.” Diyor ABD’li General Smadley Butler. Venezuela’da Hugo Chavez Farias’a karşı darbe girişiminin ardında Amerikan dolarları ve Ulusal Demokrasi Fonu vardı. Peru’da, Azerbaycan’da, Irak’ta yine dolarla ve yine demokrasi havariliği. Nikaragua’da projenin kanlı ve kansız uygulamasını okuyoruz. Kitabın 567. sayfasında ABD’nin operasyon yürüttüğü ülkelerin listesi;m 568. sayfada “Project Democracy” ağını besleyen örgüt, şirket ve vakıflar var. (Her ülkeden öğrenciler ABD’de, şimdilik 15.000 Türk öğrenci var.) Alıntıladığım yazı aşağıdaki linktedir devamıyla ilgilenenler için… alıntıladığım kaynak
  10. nenecim seni çok özledim bende..yoksun.. Cennette mültecilere yer var mı Anne ? Şöyle sıcak ve ürkek bir martının ellerinde Kulak tıkayarak her şeye / ve çığlık çığlığa Buruk bir dargınlıkla Ölse kızın
  11. (1) Sevgilim; Dışarıda penceremin ardında Menopozdan yeni çıkmış / güneşli bir hava Bir paket sigaram var Ve güzel düşlerim… Kaya diplerine sürgün edilmiş ağlıyor Krizalit gülüşlerim. Bir kağıt parçası gibi içimde sevda Yüreği beyaz güvercin olan Ve dudaklarında ruj yerine, Kapkara bir kan taşıyan Homoseksüeller tanımışım bu Dünyada… Görüyormusun beni ? Bir şehvet virtüözüyüm ben , Ceninlerini martılara meze yapan bir Ana.. Dudaklarımda bir dul sıcaklığı Haydi sevgilim tutuştur hayatı ! Ve beni. Sarhoştur sızlamaz Tanrıçaların bedeni.. Ağzında anason tadı ile başlar hayata Dışarıda, Dudaklarımda bir sigara Ve güzel düşlerim ….. (2) Sevgilim; Çiçekli basma entarimin Ve içindeki yorgun bedenimin, Kabuğunu soyup ikram ediyorum hayata.. Seni sevmek; Uzun bir şiire başlamak gibi Hayatıma giren adamlarla, Hırpalanmış bir yanım Bir yanım mosmor Bir yanım gece…. Sonra Babam Annemi dövüyor Kız doğururken şiirdeki bir hece. Annem ağlıyor Martılar intihar ediyor gözlerinde.. Bense gülüyorum Üzerimde basma,çiçekli seccade Sevmek için bir melek arıyorum… Bir giyotin düşüyor üzerime Artık ne zaman soyunsam hayata Annem şiir yazar. Bir kız doğurur hece Bir yanım gece Bir yanım Ayşe Her yanım Nur… (3) Sevgilim; Bak Dünyaya sığmıyor ellerim Bir paket sigaram var Ve hep bir kıza gebe düşlerim… alıntı..
  12. ben süpürüyorum farkedermi şiirlerin çok güzel bidenem..ben en çok bu cümleleri sevdim..
  13. sevgili gecekuşu ne güzel ifade etmişsiniz.. NEDENSE? müslümanıda..hristiyanıda..yahudiside..şusuda busuda hep aynı yanlışta ilerliyor kitleler halinde.. kitap nedir? okursunuz bilgi edinip anlamak için..ne anlatıyoruna bakıp beyninizden süzmek için..en sonunda her kitap bir fikir verir size.. olumlu yada olumsuz düşüncelerinize yön verir..ama siz orda o kitapta kalmazsınız ilerlersiniz doğrusu budur..şu ayetti bu hadisti dersek ve aynı mantığın içinde tek doğru buymuş gibi kabul edersek..ne yanlışlar düzelir.. nede insanlık inanç ve din adı altında yaptığı kıyımdan ve ayrımcılıktan kurtulabilir.. her şey kitaplar içinde hazır ve nazır önümüze konmuşsa bizlerde okuyup uygulayıp asla toz kondurmadan..ya evet böyle bir durum var acaba neden? diye sormadan.. sorulara ve yargılamalara cevap niteliğinde hep aynı şarkıyı söyleyeceksek..bari şu soruyu sorun kendinize..kafamızın içinde taşıdığımız bu beyin neyin nesi?.. peki hiç düşündünüz mü ateist dediğiniz onların hayrı için dua ettiğiniz bazı arkadaşların.. inanıyorum diyen,dinden çıkarım aman eyvah korkusu içinde olduğu yerde sayan birilerinden çok daha ileride olduğunu?.. biraz özeleştiri....
  14. Bana anlattıkların vardı bazı geceler Hayallerden kurulu o güzel yüreğinde Aşkımmm diye seslenişin .. Benim için ne anlama geldiğini asla bilemediğin Sözcüklerden yarattığın o dünyanın içinde Kaybolan ben vardı bir zamanlar.. Oysa sen Sana ait olan tüm kelimeleri gömdün içime.. Bu gece engel olamadım hasretine. Yine sana akan satırların arasında buldum kendimi Senden korkarak çekinerek yazdım saatlerce.. ‘’Günlerdir süregelen bir yıkımdı yaşadığım Ne avutabildim kendimi Nede susturabildim..’’diye başlayıp devam eden İçime gömdüğün onca yaşanamamışlığa inat Var ettim yoklukta kaybolan bizi Kalemimin ucundaydı HAYAT.. frozen..
  15. Hep aynı aldanış Her darbe hep aynı yere Başladığı gibi sürmüyor herşey Onur aynı onur değil her yürekte Hiç birşey göründüğü gibi değil Evet sevgili ............... El yordamıyla tutunuyorum hayata Yalan yok hiç bir sözümde Menfaat yok Hüznü..acıyı..kederi bile Onuruyla yaşıyorum Kimseye bulaştırmadan Karanlıklarda olabilirim ama Ruhumu satmadım daha Kırılmaya gelince Kırılacak yer kalmadı içimde Canım öyle bir yandı ki Soluksuz yaşıyorum Hissiz..duygusuz İşte bu yüzden kimse ulaşamaz İçimde ki o çoktan ölüp gitmiş çocuğa.. frozen..
  16. korkmuyorum bidenem.. hislerimizin yönü bile aynı biz büyük yaşıyoruz küçük hayatlarımızda sözlerimizde büyük gelebilir ama biz biliyoruz gerçeği başkasının ne düşündüğünden bizene iyi geceler..
  17. ne kadar benziyoruz birbirimize..biliyordum bu şarkıyı en az benim kadar seviceğini..teşekkür ederim bidenem iyi geceler..
  18. gerçeğiyle bizzat tanışıyom ne belgeseli uzak diye bir mesafenin iki insanın yüreğinde geçerli olmadığını öğrendim ve bazılarıyla aştığın km'lerin getirdikleriyle kaybettiklerine katlanabildiğini de kendimize sakladığımız yaşanmışlıklarımıza rağmen güvendiğin ve inandığın bir dostun yanında zorluklarla dolu bir yolda ilerliyoruz tökezlesekte,beraber düşsekte elini bırakmıyacağım dostum.. sımsıkı avuçlarımda
  19. sabah olmak üzere göle maya çal diyosun.. dan sonra bidenem..bundan sonra böle senimi kırıcam
  20. frozen şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    evet kendisini duymuşluğum var.. yuksam bu satırları nasıl okuyabilecektik değilmi.. kendisi gibi bir torun bıraktığı için müteşekkirim bile büyükbüyük ananene
  21. öleceksen ses etmiyim yane ama ben yazmadım bidenem senin için buralara kadar getirdim ama peki ne olcek şimdi korku nedir bilirim bidenem kaybetme korkusunun nasıl yiyip bitirdiğini insanı ve bağlanmaktan kaçarken hiç ummadığın birine yakalanmanın acısınıda bilirim.. demir gibi soğuk olsada sonrası değer demesinide bilirim bidenem..
  22. frozen şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    üye olması lazım kendisi bilinçli bir kargadır..
  23. Sustum konuşamıyorum pranga dilimde Doğru söz hangisi karıstı içimde Herkesin doğrusu yanlışı eğrisi büğrüsü var Sevmek yanlışsa doğru kimin ipinde Bir saklanbaç oyunu gibi Kaybettim bir yerde seni Neden başım alıp gidemiyorum Aşinayım firara kaçamıyorum En kötüsü gün be gün sana Biraz daha fazla bağlanıyorum
  24. frozen şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    yuk daha gelemedim yoldayım bende sana bayılıyom bidenecik gıcığım yani sanırsam böyle çok beğendim teşekkür ederim.. özellikle bu bölümü Haram olsun huzur nedir bildiysem Bin ağladım, senede bir güldüysem Acınacak durumlara geldiysem Kılavuzum karga çıktı neyleyim.. benim kılavuz karganın adıda sardun bilmem tanırmısın kendisini
  25. kendinde kabul etmişsin işte balık hafızalı olduğunu konferans bile veririm ve fakat anlatsam sanki anlıyacanda sen yuvarlan canem..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.