Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

frozen

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4.763
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

frozen tarafından postalanan herşey

  1. hepinizin bayramı güzel geçsin arkadaşlar..
  2. Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim İmrendiğin, öfkelendiğin Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim Yani yaşamışlık sandığın Geçmişim Dile dökülmeyenin tenhalığında Kaçırılan bakışlarda Gündeliğin başıboş ayrıntılarında Zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren, Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin. Yaz başıydı gittiğinde, ardından, Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum. Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine Çerçevesine sığmayan Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu. Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi Ucucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, Belkide ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? 'Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen' notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda. Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığını Aramızda bir düşman gibi duran zamanı Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını. Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz. Kış başlıyor sevgilim Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan Oysa yapacak ne çok şey vardı Ve ne kadar az zaman Kış başlıyor sevgilim İyi bak kendine Gözlerindeki usul şefkati Teslim etme kimseye, hiçbir şeye Upuzun bir kış başlıyor sevgilim Ayrılığımızın kışı başlıyor Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak, Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak, Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak.... Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır Çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz Çıplak bir yara gibi sızlar paylastığımız anlar, Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara, Çağrışımlarla ödeşemezsiniz. Dışarda hayat düşmandır size İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz Bir ayrılığın ilk günleridir daha Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup Kulak verdiğiniz saat tiktakları Kaplar tekin olmayan göğümüzü Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz Bakınıp dururken duvarlara Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek, Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani, Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına, Başımıza gelmiş bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya Kendimizi hazırlar gibi. Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken, Ve kazanmış görünürken derinliğimizi Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar Göremeseniz de, bilirsiniz Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar. Bana zamandan söz ediyorlar Gelip size zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onalar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir. Gün gelir bir gün Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide O eski ağrı Ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten bitmissinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır Ölmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Günlerin dökümünü yap Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini Kim bilebilir ikimizden başka? Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış Bir ilişkiyi, duyguların birliğini, Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Bunlar da bir işe yaramadıysa Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Solgun yollardan geçtim. Bakışımlı mevsimlerden İkindi yağmurlarını bekleyen Yaz sonu hüzünlerinden Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim Geçti her cağın bitki örtüsünden Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından Bakarken dünyaya Yangınlarla bayındır kentler gibiyim: Çicek adlarını ezberlemekten geldim Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların Unuttuklarını hatırlamaktan Uzun uzak yolları tarif etmekten Haydutluktan ve melankoliden Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden Duyarlığın gece mekteplerinden geldim Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Yaram vardı, bir de sözcükler Sonra vaat edilmiş topraklar gibi Sayfalar ve günler Işık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde Ask yalnız bir operadır, biliyordum: Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım. Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk Birlikte çıkalan yolların yazgısıdır: Eksiliyorduk Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim Her otelde biraz eksilip, biraz artarak Yani çoğalarak Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında Ağır ve acı tanıklıklardan Geçerek geldim. Terli ve kirliydim. Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de... Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları Ve açık hayatları seviyordu. Buraya gelirken Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri Ödünç almadım hiç kimseden hicbir şeyi Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri... panayır yerleri... Ölü kelebekler... Ölü kelebekler... Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim. Adım onların adının yanına yazılmasın diye Acı çekecek yerlerimi yok etmeden Acıyla baş etmeyi öğrendim. Yoksa bu kadar konuşabilir miydim? İpek yollarında kuzey yıldızı Aşkın kuzey yıldızı Sanırsın durduğun yerde Ya da yol üstündedir Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı. Aşkın bir yolu vardır Her yaşta başka türlü geçilen Aşkın bir yolu vardır Her yaşta biraz gecikilen Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler Gözlerim Aşkın kuzey yıldızıdır bu Yazları daha iyi görülen Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler İlerlerim Zamanla anlarsın bu bir yanılsama Ölü şairlerin imgelerinden kalma Sen de değilsin. O da değil Kuzey yıldızı daha uzakta Yeniden yollara düşerler Düşerim Bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler Yaşamsa yerli yerinde Yerli yerinde her şey Şimdi her şey doludizgin ve çoğul Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi Şimdi her şey yeniden Yüreğim, o eski aşk kalesi Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum Yoksun sen Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren. MURATHAN MUNGAN
  3. sorgulamanın önü kesilmiş günahtır aman dinden çıkarsın..yok şöylesi ..yok böylesi..bide kalkıp bize derler ya bazı inançsız arkadaşlarımız siz işinize geldiği gibi yorumluyorsunuz asıl aşırılar dinlerini gerektiğince yaşıyor diye..buda başka bir kandırmaca..çift taraflı ateş anlıyacağın.. bu beynin neden kafamızın içinde olduğunu hiç merak etmezler bazıları..kafamızı sallayıp bize söyleneni uygulayacaksak düşünmeye gerekte yok zaten..ee bana bu soruları sorduran beyin neyin nesi o zaman? ibadet dediğin gibi nefsi terbiye etmenin bir yoluda olabilir..ama artık ibadet bile şekilcilik olmuş..yok şöyle yap yok böyle olsun sağdan şu gözükmesin soldan bu olmasın vs.. bizim camimizde bir kuran kursu vardı pek eski derme çatma..şimdilerde kartonpiyerli parkeli vs..ama okullarımız hala benim gittiğim zamandaki gibi eski..hani hep derizya müslüman ülkeler neden bu kadar geri çağ dışı..neden olmasın ki eğitim en istenmeyen şey çünkü..düşünen sorgulayan beyinler en istenmeyen şey.. ilim dinden ayrıymış gibi gösteriliyor.. yaratandan uzaklaştırılarak.halbuki ilimde yaradana varmanın yolu.. akan büyük paralar var çünkü..mevkiler var yalan dolanla dolu..o zaman kim dinleyecek el pençe duracak kim paralarını akıtacak.. allahı bulmak içinde.. neden yaratıldığını bulmak.. niçin yaşadığını bilmek..bunların cevabını kafa sallayarak mı bulacağız o yasak bu günahlamı ilerleyeceğiz..hala başörtüsünü tartışıyoruz büyük mesele biliyorsun..örtündün imanlısın ayrılıyorsun diyorlar örtünmedin herhangi biri..karar bu..fikre bak.. yada dediğin gibi o taş senin bu kapı benim yüz sürerek aman dileyerek bir şeyler istiyorlar..hala sakal cübbe hala kılıç kan hala allah adına dökülen kardeş kanları cihadlar filan..bu hurafecilik bu ezbercilik olmasa bulabilirlermi sanıyorsun bu saçmalıklara inanacakları.. nefret tohumları ekiliyor içimize..korku salıyorlar üstüne bi tutamda ayetle filan süsleyip budur buyrun diyorlar.. bu değil...birazcık anlamaya çalışan için bu değil..
  4. bu hükümetten icraat filan daha çok bekleriz sevgili sardunyam.. unuttunmu askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyen.. sayelerinde demokrasiyle tanıştığımız beyi.. kürtlerle ne gibi bir sorun vardıda dağda silahı eline geçiren öfkesini kusmaya başladı hak hukuk diye..masalları sever olduk iyicene.. askerimizi vuran silah bir çapulcunun elinde değil buna izin verenlerin elindedir..
  5. frozen

    13 ŞEHİT VERDİK

    demagojiyle işim yok..
  6. sorun yok tabe nenem sen içini ferah tut
  7. açıklarım anlayabilirsen tabe biraz uğraşcem emme olsun ama ben büyüklerine saygı duyan bir minik olaraktan önce senin hem msnde bize laf yetiştirirkene hemde forumda oldukça uzun metrajlarda ileti gönderebilme kabiliyetinin sırrını açıklamanı beklesek diyom yuksam ben açıklamak zorunda kalacam nası yaptığını da o bakımdan şey ettim
  8. siz birazcıkın zor öğrenirsiniz hani mevcut durumunuz itibariylen diyom yani kapasite alarm veriyor sizdede
  9. nenem geldim ben burdayım bu sardun gıcığı gene bana tuzak kurmuş işte..nasıl göstercem ben uzaktan yakın olmak lazım hem diyom o bize daha öğrettimiki aynı anda hem msn de olup foruma nasıl yetişebildiğini... sanırsam kendisi bütün meziyetlerinin yanısıra tesirli bir büyücüde
  10. frozen

    13 ŞEHİT VERDİK

    burdalar..görmek lazım..onada parmak sallayım bunada parmak sallayım..peki bu yazında parmak salladıkların yoktuda... hazırcı olmamak lazım...sen gibi düşünenler nerde ne yapıyor? evet demokrasi geldi gül diken dal budak diye başlıklar açıp bu hükümeti yere göğe sığdıramayan bazı kişiler... hangi düşüncesizlikle gelip burda ''yoklar çünkü'' diye yazı yazar.. savunduğunu unutacak kadar kararırsa gözler.. ne denir adına..onuda böyle yapanlara bırakıyorum.. 13 şehit verdik..bende vatan sağolsun demiyorum demiyeceğim..kimlerin sağolduğu aleni ortadayken..
  11. çok güzeldi sağol..
  12. arkadaşlar hepinize teşekkür ediyorum.. nenem çok güldüm ya..sağol bende yazsam diyom başhekime yani kafese bi kağıt kalem koysalar bi ayı kadar olamadık
  13. biriyle fena halde konuşmaya ihtiyacım var biriyle fena halde dertleşmeye evimde ne sıcak bir tabak yemeğim var ne de televizyonun sesinden başka ses ama içimde bi\' yerlerde sabır taşı gizli sanki doğduğum günden bugüne orda duruyor sessiz bir kaya düşün deniz kıyısında yalnız dalgalara göğüs gerip soğuktan üşüyor ne ahlak ne de sevgi gökten dünyaya indi insanlık istedi keşfetti hepsini dün doğmuş bir bebeğe bile girebilen mikrop misali içimizde hem kötü var hem iyi hangisi daha güçlü diye beklemektense heyecanla attım kendimi dans pistine ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim neden böyle olmuşuz nerelerde kaybolmuşuz aklımdaki soruların hepsini soracaktım \"senin ne haddine böyle şeylerle uğraşmak?\" diye soran hazırcı tembel sen misin? böyle yaşlanmak olmaz seninki eskimek, çökmek ruhu küskün bomboş bir bedensin kelimeler yetse daha neler neler buldum elimle koymuş gibi huzurluyum geniş ve loş bir yer istersen sen de bir uğra doğru yanlış iyi kötü herkes orda hangisi daha güçlü diye beklemektense heyecanla attım kendimi dans pistine ayrı ayrı hepsiyle dans edecektim biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim neden böyle olmuşuz nerelerde kaybolmuşuz aklımdaki soruların hepsini soracaktım.. kaldığım yerden devam ediyorum ve eski heyacanımla dans pistine atıyorum kendimi..isterseniz sizde bir uğrayın ara sıra..doğru yanlış iyi kötü herkes orda.. hadi kalın sağlıcakla..
  14. teşekkür ederim
  15. az sonra iki film izleyeceğim..buldum nihayet..
  16. durmadan suçlusunuz, durmadan suçlusunuz, durmadan suçlusunuz, ve artık kendinizi gücünüz yok ödemeye.. E.cansever
  17. düşkün hayatım sadece bana aittir, dahası yaşadığım her yıl için beni içten içe yıkan, isyan etmeme neden olan bir yığın ertelenmişlik, haksızlık var belleğimde, kullanılmışlık var...
  18. gününe göre değişiyo
  19. Era-Ameno
  20. ödünç hançer öldürmez beni bir küfür gibi kara kayış dilini ver binlerce kez açıklasam da dilini çözemediğim ihanet gel bir daha bende dene kendini ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte ne ben yenebiliyorum seni yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden giden yolları suçlarından arındır arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler unutkan şiirler, kopmuş alıntılar hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla kendine yazdığın yaşam öyküsü! ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır gelme üstüme boşalmış yeminlerin bileği ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir ödünç hançer öldürmez beni ya başka bir silah seç kendine ya bırak başkasının ellerine ölüm aşkın işidir kork benden sevgilim ahretin olurum senin bu kadar çok seven öldürmesini de bilir ben seni çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim gücümdü güçsüzlüğüm ey, izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge, büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat yanıltma beni, beni bana yakıştır son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen! kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak kör eder hançerini içimin gücü ölümü göze alan yaşamasını da bilir
  21. frozen

    ^^^^^zeyynepp^^^^^

    hoşgeldin zeynepcim..
  22. tamam nenecim buda güzel.. pamuk prensesin cehennemde olması dikkatimi çekti bize böyle anlatılmamıştı ki teşekkür ederim bidenem
  23. canem nenem insanlığını beğenmemek mümkünmü..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.