frozen

okyanusa

tuttu yarın çok işin var

ayrılmaz ikililer çay ve kurabiyelerle buluşucam

sorma neden,niçin herşey yalnızlıktan.. baaak baaaak baaaak baaaak güzel bir gün ölmek için

nerden çıkarıyon böyle şeyleri sayın canem tabiki yoookkkk

canem üşenmemiş eklemiş ve fakat dinlemeye değer bulmadım canem kadını görmem yetti ne oldu canem tıkanmışsınız da

canem en sevdiğim çiçeği verirmiş hemde yaşlılık işte hemen ağlıyorum gıcığım pes vallahi he kızım kıskanıyo bu gıcık anneni ondan bu çırpınışları naparsın güzellik başa bela evet şimdi ben gıcığım gibi olmayıp paylaşmayı çok sevdiğimden..bana verilen çiçekleri..size veriyorum canem forum arkadaşlarım hepsi sizin..

öyleyse nenecim hala neden endişeliyim akıbetim konusunda efet işe yarar tabe.. fikirsel deneylerimde kobay olmayı kabul eden herkese teşekkürler bu arada bi topictede iftira atma yaw ne uğraşıyon benim gibi bi fevkaladelikle anlamadım ki yuk yuk böle olmayacak en kısa zamanda imha edilmen lazım

psikolojik gerilim filmi izlememe gerek yuk canem seni tanımam yetiyoda artıyo bilem açık ve seçikliğe gelince valla sınırlarınızı siz belirleyin herşeyide ben düşünemem ki

yani o zaman bidenem efet sende bi cadısın ama tatlı olanından

sayın sardunyam -kısım- lafını size aynen geri iade edip sizi saygıya davet ediyorum bilirsin ben doğruları söyleyen bir cadıyım farkımız bu ve fena halde yanılmaktasınız hatırlatırım siz 50. yaşınızı kutlarken doğum için hastaneye yetiştirdiğiniz benim annemdi elinize doğduğumudamı inkar ediceksiniz kendi adına konuş gıcığım

sen o kediye eziyet etmeyi bırakta bana ver zavallıcığı o zaman niyetinizi açık vede lütfen reca edecem seçik bir şekilde yazın ki niyetinizi anlayalım sayın sardunyam güzelmiş insan tembellik etmez şarkının gerçeğinide eklerdi demi canem

Yalnızlığın doldururken içimi İzliyorum yavaşça gidişini Görüyorum rüyanın bitişini Karanlığın içine usulca sinişini Belkide hislerim oldu bir saplantı Yavaşça öldüren bir bulantı Acılarla dolu pis bir kalıntı Bitmez oldu lanet olası bu takıntı Günler, haftalar, aylar geçiyor Acı veren gerçek hergün sensiz doğuyor Bir el var sanki beni yavaşça boğuyor Acı veren gerçek hergün sensiz doğuyor Sen aslında, sen değilsin Sendeki bende ben değilim Bir sen var bende Senden farklı Bir ben var sende Benden ayrı kandırma kendini Kabul et artık oda tıpkı senin gibi Sürdürüyor insan denen nesilini Kırıyor, vuruyor, yıkıyor, döküyor, söküyor, alıyor, kaçıyor Gidiyor Arar, sorar, belki bulursun Bulunca elbet durulursun En sonunda gururuna kapılıp gider kaybolursun güzel bir şarkıdır..

yazı çocukların mağduriyetini anlatıyor öylemi? araya serpiştirilen ideolojik sözler..bol acılı kelimeler yanında iyi gidiyor.. ee bide çocuk masumiyetini kattık mı..oldu bu iş!

Her şey güzeldi bir zaman, çok önce Şehirler, insanlar, güneş deniz Mutluluğumu görebilirdiniz Çökmeseydi içime bu son gece Her şey bir anda bitmeseydi, yazık Olmasaydı gençliğime aptalca Belki de o yerlere varırdık O uzak dağlara ulu: koskoca Orada her şey değişirdi belki Açardı umutlarımız bakarsın Ateş rengi, kan rengi güller gibi Toprağında kimbilir hangi aşkın Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak Her umut belirtisinden uzağız O sevilmiş gözlerde saf ve berrak Bir ayna bile yok bakacağımız Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk Bozkırlardır uzayan önümüzde Kime baksan o yüz: veremli, soluk Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde Her yerde bitmişliği güzelliğin Kum kamyonları putreller betonlar Sonra ta beşikten mezara değin Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar Hadi öl bakalım ölebilirsen Zincirlerle bağlıyken yaşamaya Omuzla yükünü, hadi yalnız sen İsterse gücün olmasın taşımaya Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada Çökmüş boynumuza zulmün elleri Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku Boynundaki yaşamak fermanını Yaşamak sonra ölmek; iki korku Geri getirmezken bir anını Terkedilmiş şehirleri bilirsin Bilirsin gömülmüş uygarlıkları Ve düşün ki; patlaması bilincin Yırtmaya yetmiyor karanlıkları Öyleyse çek sapla göğe bıçağını De ki; benim işim tanrılıktan güç Benim hem yüksek, hem en aşağı İşte ellerimde sonsuzluk ve hiç De ki; Ömür verdin; en büyük yalan De ki; Beden verdin; içi boş ve kof İşte! Yüce eserin, işte insan Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of. Ümit Yaşar Oğuzcan |

canem nenem sana bu iletiyi endişe içinde yazmaktayım verdiğim görevden dönmediğiniz..bunun yanında bir mesaj bile gönderemediğiniz için sanıyorum bir aksilik oldu umarım bundan dolayı beni sorumlu tutmaz ve niyetimin fevkaladeliğini anlayabilirsiniz intikamın ne kadar kötü ve ne kadar yıkıcı olduğunu ve size heç yakışmayacağını bilmem sölememe gerek varmı

ne şimdisi canem biz her zaman böyleydik zati amacınızı anlayamadım ama hatırlatırım ben kül yutmam

sayın sardunyam yaşınızın 70 leri çooookkkkktaaaaaaaaannnnnnnn aştığını neden söylemiyorsunuz sizin kibin kendiylen barışık bir kültür mantarına yakıştıramadığımı bilmem sölememe gerek varmı

tuttu..çok severim fazla düşünmekten kafayı yemiş gibisin

kesinliklen tutmadı bebekleri çok seviyosun

TUTMADI beni sevmiyon

herkese iyi akşamlar

yuk değilim sen anlatıyon ya akıllısın

aaaaa bak buda tuttu dergide yazıları yayınlanan birimisin

tuttu ama hile yapıyon sen şairmisin