GÜNDÜZ YARASALARI 
  
I. 
  
  
Neyiz ki biz? 
  
İlk ışınları görününce güneşin, 
  
Kaparız tepenin gözkapaklarını   
  
Çam değiliz ki, kollarımız açık 
  
Ürpererek karşılayalım donuk ışığı. 
  
Gölgeler kısalınca çıkarız ortaya, 
  
Açıklıktır, aydınlıktır aradığımız, 
  
Parlaklıkta bulur gücünü görüşümüz. 
  
Tanımayız alacakaranlığı delen, 
  
Tepelerin arasından seçen bakışı. 
  
Kör olmuş ışıktan gözlerimiz. 
  
Gündüz yarasalarıyız biz. 
  
  
  
II. 
  
  
  
Geceyi düşleriz gündüzken, 
  
Geceyken de gündüzü, 
  
Yitirebileceklerimiz yitiktir  
  
Onlardan uzaktayken ama 
  
Özleriz, döneriz yeniden 
  
Yitirmeden 
  
Yitirebileceklerimizi 
  
Yitiremediklerimize. 
  
Yitirebilirdik, deriz; 
  
Ama yalnızca bir fiil çekimi bu  
  
Tutsaklıklara bağlamışız özgürlüğümüzü. 
  
Gündüz yarasalarıyız biz. 
  
  
  
III. 
  
  
  
Sağlamdır düşünce temellerimiz, 
  
Ama altlarında kist vardır, sonra kum  
  
Dururuz gerçi, sapasağlam, kalın 
  
Taştan duvarlarımızla, dimdik 
  
Ayakta; ama biraz su, bir sızıntı 
  
Kaydırır temellerimizi hemen. 
  
Duyarız yerçekimini hemen, 
  
Titreriz. Sımsıkı, gergin 
  
Bağlar vardır 
  
Düşüncelerimizi ayakta tutan, ama, 
  
Ya temelsizse temeli 
  
Bütün bu bağları 
  
Bağlayan 
  
Bağın? 
  
Bağlantısızca bağlarız bağlarımızı. 
  
Gündüz yarasalarıyız biz. 
  
  
  
  
  
Oruç ARUOBA