Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

diloş

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.633
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

diloş tarafından postalanan herşey

  1. güzel kelebeğim..ne kadar hasas bir yürek taşıyorsun sen...çok kırarlar..çok üzerler seni..dediğin gibi katılaş biraz..bükülmeyesin esen her sert rüzgarda..hoyrat bir söz kanatlarını kırmasın hemen..anlıyorsun beni değil mi?..ama bunu sana zaman öğretecek..canım benim.. egzorsist..çocukluğumuza dair anılar unutulmazlarımızdır..bazılarını ise unutmak istesekte başaramayız..o macunun ağzında kalan tadı gibidir çocukluğumuz..bir o kadar eski ve güzel.. ayşegülüm..bu cümlelerimiz bana bir şarkıyı anımsattı; "dalgalanımda duruldum..koştum ardından yoruldum binlerce güzel sevdimde..en son sana vuruldum.." sardunyam..gitmelere ilişkin bir şey yazmıştım bi zaman..bi yerlerde..bi dakka bekle onu bulup buraya ekliyciim anacım..
  2. umarım beğenirsin egzorsist..dafterin için ilk şiirimi hayranı olduğum Murathan Mungan'dan seçtim.. CAM YAZ Adını arayan rumuz Eylüllerden yaz yap bana Bir dönümlük bir dünyada Şiirim mıntıka temizliği Cam şişelere koyduğum Eylüllerden yaz yap bana Bir dönümlük bir çocukluk gökkuşağı uçurtma mayın mantar ütopya yalancı mücevherler gibi birbirine benzemeyen şiirler yazdım okyanusa karşı ağladım sonra Bak ay karışıyor akşama Acemi mevsimlerdi Aşk adı altında yıllarca tek kale top oynadım Cam üfledi şiirlerimi Batık gökkuşağı, patlamış mayın yırtık uçurtma Eylül gelmeden bavulumda ütopya Kendime trenlerden ayrılık aldım bak ay karışıyor alnıma Adını arayan rumuz bu mantar sende kalsın Yırt at bu şiiri okuduktan sonra ..
  3. ben yine geldim müttefikim..şiir bırakmaya..ha bu arada..seni seviyorum bilesin.. SİZDEN SAKLI gelmediniz, ben hep sizi bekledim eksilen yanlarımla sizden saklı eskidim her şeyden önce aşk verilmiş bir sözdü benim için gün, ay, saat, hafta; takvimişi zaman yani Aldıkça dönemeçleri değişmedi hiçbir şey yalnızca ufuklar yeniledim Kaç aşktan oluşmuş bir şeydi aşk..? her sevgiliyle biraz daha.. biraz daha .. sizden saklı eskidim. Murathan MUNGAN
  4. güzel kelebeğime.. SÖZLER, YAPRAK bazı sözler karanlıkta söylenir, diyorum uykularımın birinde bazı sözler hiçbir zaman, diyorum kendi sesime uyanırken bazı sözler karanlıkta söylenir bazı sözler hiçbir zaman diyorum armaların birinde öyledir, iki yanı ağaçlı yollar, arasından geçip gitmektir şiir ağaçla, yolla, ne tarafa ve hangi zaman imgenin şiddetiyle çoğalır anlam parçalana parçalana geçtiğimiz yollardan onca yaprak düşer birkaç şiir kalır yalnızca o derin ağaçlardan kendi sesimize uyandığımız rüyalarda... Murathan MUNGAN
  5. diloş

    Erbay

    çekirdek babam.. bu mekanına ilk gelişim..elim boş gelmek istemedim ama senin çekirdek camiası eriklere olan hasetlerinden grevdelermiş.. hiçbirine ulaşamadım..bende bir şiir armağan ediyim dedim..çok sevdiğim bir şiir bu..umarım sende beğenirsin... sağ kolun ahu'dan çekirdek tadında ... MIRILDANDIKLARIM Kırdım mı.. incittim mi birilerini..? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler? Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, Giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları, Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hâlâ sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma Ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum 'İçtenliğin' ya da 'dünya görüşünün' kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hâlâ bir umut var mıdır Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz Sadece rüzgârlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim Senin ve benim , yani bizim için... Murathan MUNGAN
  6. Aynı Adam Tozludur saçlarım, saçlarımdan devrilmiş sarayların dumanları savrulur yüzüm yanıktır yüreğime bir karanfil sokuludur ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı benim göğsüme göğsüme vurup durur. Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum bahar da sürgülenir içime katranlar da hem koşarak yarattığım sevgiler vardır hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum. Beni sular kocaman taşları parçalayarak hatırlıyor dağlarda ve beni hatırlatıyor çeltik tarlalarında aynı sular umutlu sakinlikleri lohusalıklarıyla. Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum kökten dallara yürüyen sular gibi yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye torna tezgahlarında demir. Yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen yürürüm yürüyüşümdür yeryüzünün halleri kanla dolar pazuları tarladakinin hızar gürültüsü içinde türkülenir bir öteki gökleri göğsümden aşırtarak yürürüm yağlı kasketimin kıyısında nar çiçekleri. Aynı adam Ekim günlerinden beri gümbür gümbür gelirim teneke damların üstüne safi sinirden doğan güneş portakallar fırlatarak parlıyor benim adımlarımla anladım neden yorgunluk gülümserlik getiriyor insana hayatın bana başat bana avrat oluşunu öğrendim işçiler bunu kurşunlanarak öğrendi on beşinde bir arkadaş inancını savunurken yargıca anladı bulana durula akmakta olan şeyi. Yürüyorum azarlanıyorum fışkıran başaklarla iki bomba gibi taşıyorum koltuğumdaki bir çift somunu hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından gözlerim nemli değil. gözlerim namlu. İsmet Özel
  7. Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Resmin Arkasındaki Satırlar Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri geçirmez kimseyi ateşten korumaz kelimelerim kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına uçtum ama uçuşum radarlarla izlendi gayret ettim ve sövdüm bu da geçti polis kayıtlarına. Haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa laboratuvarda çalışanlara sorarsanız ruhum sahte evi Nepal'de kalmış Slovakyalı salyangozdur ruhum sınıfları doğrudan geçip gerçekleri gören gençlerin gözünde. Acaba kim bilen doğrusunu? Hatta ben kıyı bucak kaçıran ben ruhumu sanki ne anlıyorum? Ola ki şeytana satacak kadar bile bende ondan yok. Telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir devlet sırrıyla birlikte insanın sinematografik bir hayatı olabilir o kibar çevrelerden gizli batakhanelere yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri ve sonunda estetik bir idam belki! Evet, evet ruhu olmak bütün bunları sağlayamaz insana. Doğruysa bu yargı bu sonuç bu çıkarsama neden peki her şeyi bulandırıyor ertelenen bir konferans geç kalkan bir otobüs? Milli şefin treni niçin beyaz? Ruslar neden yürüyorlar Berlin'e? Ne saçma! Ne budalaca! Dört İncil'den Yuhanna'yı tercih edişim niye? Ben oysa herkes gibi herkesin ortasında burada, bu istasyonda, bu siyah paltolu casusun eşliğinde en okunaklı çehremle bekliyorum oyundan çıkmıyorum korkuyorum sıram geçer biletim yanar diye önümde bir yığın açalya bir sürü çarkıfelek gergin çenekli cesetleriyle önümde binlerce çiçek korkuyorum sıra sende sen de başla ve bitir diyecek. Yo, hayır yapamaz bunu, yapmasın bana dünya söyleyin aynada iskeletini görmeye kadar varan kaç kaç kişi var şunun şurasında? Gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! Bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da. Bedelinde biliyorum size çek yazmam yakışık almaz bunca kaybolmuş talan parayla ölçülür mü ya? Bakın ben, bir çok tuhaf marifetimin yanısıra ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim üstüme yoktur ödeme hususunda sözün gelişi üyesi olduğunuz dernek toplantısında bir söyleve ne dersiniz? Bir söylev: Büyük İnsanlık İdeali hakkında! Yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim kazanana vertigolar, nostaljiler karasevdalar çıkar. Yapılsın adil pazarlık yapılsın yapılacaksa işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları sizin geçmiş hatalarınız karşısına. Ne yapsam döl saçan her rüzgarın vebası bende kalacak varsın bende biriksin durgun suyun sayhası yumuşatmayı bilen ateş öğüt sahibi toprak nasıl olsa geri verecek benim kılıcımı. İsmet Özel
  8. Sevgili arkadaşım..bu defterine ilk ziyaretim..inşallah daha çook şey paylaşırız..seni tanımak çok hoş.. bu şiir senin için; İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır Ya Kendin Gel Ya Beni Oraya Aldır Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak onların yardımıyla dünyamıza acıdım. Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran. Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya Benimse dar çünkü dargın havsalamın gücü yok bazı şeyleri taşımaya. Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu sakın Styks sularının heyulası sanmayın er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu, biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak ne ellerin hırsla yaban tutuşu ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır dev iştihasıyla bende kabaran aşkı yetmez karşılamaya. İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim şakaklarıma dayanınca güneş can çekişen bir sansar edasıyla uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum kadınların sahiden doğurduğuna toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum nicedir kavrayamam haller içinde halim demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum duydum yağmurların gövdemden ağdığını. Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları bir harfin başlattığı yangın ile söndür beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım öyle mahzun ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın. İsmet Özel
  9. diloş

    redblack

    Redblack.. öyle içten..öyle samimisin ki..seni tanıdığım için çok mutluyum canım..alttaki şiir sana; Bir Yusuf Masalı başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı ilk önce damarlarımızda duyuyor çağıltısını uzak iklimlerin kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz bize ait olan ne kadar uzakta! İsmet Özel
  10. Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak Benim adım insanların hizasına yazılmıştır. Hergün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu. Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olsaydım ölüm ve acılar çatsaydı beni düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı. Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım diri-gergin kasları konuşsaydım 'Kardeşler! ' deseydim 'Kardeşlerim! ' 'Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan 'Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan Bakın yaklaşıyor…' yazık, şairler kadar cesur değilim çocukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdan gövdem kuduz yarasalarla birazcık yatışıyor. Benim gövdem yıllar boyu sevmekle tarazlandı öyle bir çalımlarla gecenin çitlerinden atlardım bir güneş sayardım kendimi denizin karşısında çünkü çam kokularına sürtünüp ağırlaşan ruhların inanmazdım dosyalara sığacağına gittikçe ışıldardım dükkanlar kararırken hüznün o beyaz etrafına sakallarım batardı. Benim adım bilinen bütün cevapların üstüne mühürlenmiş ellerim tütsülenmiş evlerin yeni yıkanmış serin taşlıklarında dirgenler, bakraçlar, tornavidalar bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa gövdem açık bir hedef kılındı belâlara. Ve bu yüzden yakışıksız oluyor insanları hummalı baharlar olarak tanımlamak ve bu yüzden göğsümde dakikalar ince parmaklar halinde geziniyor konvoylar geçiyor meşelikler arasından bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına ölümden anlayanı ciddi bir yaprak unutulacak diyorum, iyice unutulsun neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak. İsmet Özel
  11. Leylam.. çok özledim seni..ama yoğunluktan giremiyorum bugünlerde..üstteki yazını yeni okudum..gitmek..biliyorsun bu konudaki düşüncelerimi..dün gece rüyamda gidiyordum..ama biliyormusun çok tuhaf bir sızı bıraktı bende..demek düşündüğümüz kadar kolay değil bu..belki gidemeyişimiz bundandır ha ne dersin?..sen normalsin..merak etme..normal olmayan şey belki de yaşadıklarımız..ve bizde bıraktıkları izler.. canım benim..bu şiir senin için.. Mevsimlerin İnsanlara Yaptığı Fenalıklar Mevsimlerin bizim âşıklarımız olduklarını bilmezdim Bizi duysunlar için doluyorlarmış meğer etrafımıza Koynumuzdan her geçişinde kendine yol edermiş bir mevsim Ve gelirmiş sargımız kalkıverince uyarak çağrımıza Ruhu saran zevklerden sözaçtı da nice yıldır nice insan Kimseler anlatmadı sargıların kaldırıldığı zamanı Söylenmedi çıplak kaldı mı ruh neydi hemen rengi koyultan Neydi öperken akıtır öpülürken pıhtı kılardı kanı Özlenen bir pişmanlık diye tarif ederler aşkı sorarsak Ve her sevilen nobran biraz her mevsim severken birer zorba Çözülür tirleşir çatık ten sonra tekrar toparlanıcak Farkederiz üstümüzde bir çentik hangi mevsimden acaba Bir yemini hatırlatsın diyedir belki de yazdansa bu iz Uzayan gün bıktırıcı setreylemeyen karanlık müzevir İnsan olmaktan kalan elemin zamkı gibi belli belirsiz Depreşen o ilk yeminden başka yazın herşey alelâdedir Herşey bir soruyu katederkenki hayatımız kadar ürkek Taze şarap herbirimiz son korkusuna garkolmaya teşne Köhneleşmekten kaçarken güç ararız kahverengi ve erkek Böyle kalır bir güz lekesi yükü artan göklerden kinâye Yani hataya önceye ait önce öbür yüz öpülecekti Öbür gölden içecektik kaplamasaydı çabuk sineyi kış Üşüdük terkedilmekten utandık ruh kendini içe çekti Aldırdık aldanmak için çentik dedik oysa sadece yanlış Koyverin matemi tasvire çengiyle köçek çullanadursun Her yanlışı yeşeren dal fışkıran otla kapatsak n'olur Ağlayış buldu eşin neydi adı ko bahar coşkusu olsun Yüze vurmaz artık elem yapışır âdeme göğsünde solur kitâbe Bende mevsim denilen üftâdelerin yardığı yer apaçık Esebilsin sevgililer diyerek cân içre dünden hazırım Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık Ömrüm fenâlıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım İsmet Özel
  12. Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka sonuçları bir bir gözden geçiriyorum pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can madenlerin buharından elde edilen büyü bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala. Denedim. Soğuk sular dökünüp fırladım sokaklara sorular sordum nice kara sıfatları üstüme alaraktan işte boynum, ağzım şehvet yalaklarında çarpıştım, and içip ayna kırdım doğadan bir vahiy bekledimse boşuna baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın. Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor böylesine hazırlıklı değilim daha. Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda. İsmet ÖZEL
  13. vazgeçilmezlerim benim.. öyle çok seviyorum ki sizi..
  14. Sardunyam..yine çok güzel.. demek denizler durulmaz dalgalanmadan... aynı deniz dalgalanır yine değil mi Ayşegülüm..? teşekkür ederim herşey için...
  15. tekrar teşekkür ederim egzorsist.. unutsamda herşeyi..unutamam seni çocukluğum..ne kadar da doğru.. çocukluğum..çocukluğum eksik birşey var anlatamıyorum o zamanlardan yasaklamışlar doyasıya..doyasıya ağlayamıyorum.. teşekkür ederim arkadaşım..
  16. etme kendini zayi.. ben olurum.. mannak.. b]canım Leylam... anlıyorum seni..sende benim için özelsin..hemde çok ...canımsın sen benim.. [/b]
  17. teşekkür ederim.. Redblack... canım benim.. ne kadar anlamlı bir şiir..tam bugüne özel..sende çok özelsin..yüreğinin güzelliği her satırından belli oluyor..seni tanıdığım için çok mutluyum..teşekkür ederim canım..
  18. canım sarmaşığım..biricik müttefikim ve sevgili Ra_dya..çok teşekkür ederim güzel ve anlamlı şiirleriniz için.. ve..evet Ra_dya daha sık görüşelim canım.. mutluluk üzerine yazdıkların çok ama çok güzel teşekkürler arkadaşım..
  19. Ayşegülüm.. sağolasın gül gibi güzel yüreklim..dileklerin içinse AMİN diyorum..seni seviyorum.. canım benim.. umarım birgün o günlerde gelir..gözlerindeki ışığı göreceğim günler..sesinin tınısını duyacağım..sana sarılacağım günler..inşallah.. birtanem..
  20. amanın..çekirdek babam gelmiş.. ne şeref seni burda görmek..hele armağanın.. oturdum başına çıt çıt çıtlıyorum şimdi.. bu şiir..nasılda buldun..bak şimdi..hani tepesine oturduğun bi dağ var ya başı dumanlı..senlen oraya otursak çekirdek baba..elimizde çekirdeklerimiz şiirdeki gibi konuşsak ordan burdan..hayatı çıt çıt çıtlasak..ne güzel olurdu.. çok teşekkür ederim çekirdek babam...sağ kolun Ahu seni tanıdığı için çok mutlu..
  21. Sevgili arkadaşım.. bu şiir her kiminse sanki beni anlatmış..harika bir hediye bu..çiçeklerde çok güzel..seni tanımakta çok güzel Keskinkalem..adınla tezat ruhun hiçte keskin değil..sevecen ve duygusal..teşekkür ederim..
  22. Sevgili Erguvan.. hissiyatınızın bende karşılık bulduğunu söylememe bilmem gerek varmıdır?.. hani beni heç sevmez, sinir olurmuşsunuz ya onu diyorum işte.. benim gibi dünya tatlısı bir şahsiyete.. sinir olabilmek için özel bir çaba sarf etmiş olmalısınız.. yine de bu çabanız bile takdire şayan doğrusu.. derinlerde.. sırtında zıpkın yarasıyla yüzen iki garip balıktık.. zor olmadı.. birbirimizi yaralarından tanıdık.. birimiz o derindeki kayalığa saklanmaya çalıştı.. diğerimiz umarsız bir çabayla suyun yüzüne çıkmaya.. ikimizde başaramadık.. kimbilir hangi kayıp hazineyi bulamamaktan yorgun bu anlaşılmaz iki balık sürüldük derinlere.. savaşmayı bıraktık.. seni ve dahi beni düşünerek yazdığım üstteki mısraları umarım beğenmişsindir Frozenim.. kalbimdeki yerin ayrı..hatta bana öyle geliyor ki kalbimin öyle bir köşesi olduğunu senlen keşfettim..yani sen oraya yerleştikten sonra içimde böylesi bir yerin olduğunu ayrımsadım..ne tuhaf ama aynı zamanda ne büyüleyici değil mi? hediyeme bayıldım..sanki hep hayalini kurduğum yer.. seni seviyorum ayrık otum..senin beni sevdiğin gibi..
  23. özür dilemekte neyin nesi..? sen varsın ya..bundan güzel bir armağan olur mu?..benim kendi minik ama yüreği kocaman kelebeğim.. bende seni çok seviyorum sağol birtanem.. Minecim.. bilsen ne kadar tatlı.. ne kadar sevecensin..seni tanımak çok güzel..forumun neşesi..vazgeçilmezi..güzel dileklerin için teşekkür ederim canım.. amanda aman..biricik müttefikim de buradaymış.. yerim ben onu.. Hindistan'dan güzel duyumlar aldım..bugün yarın ordayız..haberin olsun..ulvi amacımıza ulaşmamıza ramak kaldı..ha gayret!!! canımsın benim..seni seviyorum şekerim..ve bunu bildiğini biliyorum...
  24. Sevgili RA_dya.. ne kadar nazik..ne kadar sevgi dolusun..seni uzaktan takip ediyorum..forumumuza renk ve güzellik kattın..umarım daha fazla paylaşımda bulunuruz..güzel dileğin ve çiçek için ayrıca teşekkür ederim arkadaşım.. Sevgili egzorsist.. evet çok paylaşımımız olmadı ama bende seni tanıdığım kadarıyla yüreği çok güzel,duygusal ve kaliteli bir arkadaşsın..umarım bundan sonra daha çok görüşme imkanımız olur..çiçek,pastam ve hediyem..harikalar...ne kadar teşekkür etsem az.. bütün güzellikler seninle olsun egzorsist..
  25. tatlı çileğim..mavi düğmem..simgelerin en güzeli.. bende Çalıkuşu'na minnettarım aynı sebepten..bana seni tanıttı...su gibi duru..dağ meltemi gibi rahatlatıcı canım Leylam..benle ilgili hislerin tamamen karşılıklı..seni bir gün görmesem özlüyorum..gözümde tütüyorsun..benim üzerimde yatıştırıcı tesirin var senin..senle konuşunca rahatlıyorum biliyormusun..ruhum huzur buluyor..çiçek ve şiir çok güzel..dileklerin de öyle..seni çok seviyorum Leylam..biliyorsun.. yukarıda yazmayı unutmuşum ..birtanecik sarmaşığım şiirin bir harika..yalnız sen fısıldayacaksında ben duymayacağım öyle mi Sardunyam..işte buna imkan yok...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.