-
İçerik Sayısı
3.633 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
diloş tarafından postalanan herşey
-
nasıl sevindim seni gördüğüme.. canım benim.. tamam canım bir saat sonra görüşürüz o halde..
-
.....::Radya::.....
diloş şurada cevap verdi: sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... başlık Anı Defteri - Defterleri
Canım Radyam.. bu şiiri sana seçtim.. -
gördüğün üzre kara çalın geri döndü.. belkide yokluğumda; -hehehe..kurtulduk nihayet.. deyu heves şeettirmiş olabilirsin.. ve fekat gördüğün gibi...yıkıııılmadıııımmm..ayaktayıııımmmm..dertlerimle başbaşayııııımmmmmmmmmm... yani ben aynı bıraktığın benim.. al canem bu da şiirin.. o gülüşü unutmadım ayrık otum..
-
eveettt gökkuşağım.. bana göre uzun bir aradan sonra bir umut şiiriyle yine karşındayım.. umarım iyisindir..ve herşey yolundadır..özledim seni..
-
Sardunyam.. Döndüğünde sanırım ben izne ayrılmış olurum..korkarım biraz daha özliycez birbirimizi.. İyi olduğunu yazmışsın.. çok sevindim canım benim.. daha da iyi ol.. Seni çok seviyorum canım sarmaşığım.. bu Sardunyalı şiir sana birtanem.. Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum Duyuyor musun, orda mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma! Seni sevdim ben. Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak.. buda Sezen'inden..
-
orda bende öldüm Suhedam.. benimde çok var..bi toparlıyım yazarım..
-
Dünyanın, en tehlikeli eğlencesi Türk olmaktır. Altmış milyonluk bir bungee-jumping'dir hayat. Bir beton zemine doğru milyonlarca insan süratle düşeriz. Tam çarpacağımız zaman, kim olduğunu kimsenin bilmediği bir güç, ucunda sallandığımız lastik halatı çekiverir ve biz, yukarılara sıçrarız. Başbakanımızı asar, genelkurmay başkanımızı hapseder, gençlerimizi idam sehpalarına gönderir, sonra da en güzel aşk şiirlerini yazarız. Hep aptallığımızdan yakınır sonra da dünyanın en akıllısı IMF'yi tam on yedi kere dolandırırız. Aptallıktan sıkıldığımızda zekamızla övünür ve bin senedir her yaz mevsiminde damlarda yatar ve oradan düşerek ölürüz. Yağmur yağdığında ülkenin en büyük kentinin işlek bir caddesinde boğulan yeryüzündeki tek insan Türktür. Yeryüzünde kendine kanat yapıp uçan ilk insan da Türktür ama... Devleti kutsal ilan eder sonra da devleti soyarız. "Köylü efendimizdir" der köylüleri döveriz. "Yurtta sulh, cihanda sulh" diyerek bütün komşularıyla düşman olan da biziz. "Ulusal onuru" bu kadar değerli, "ulusal parası" bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur. Sürekli olarak birbirini kazıklayanlar Türklerdir. Bir büyük deprem olduğunda çoluk çocuk, zengin fakir el birliğiyle yardıma koşup, evdeki iki battaniyeden birini depremzedelere bağışlayanlar da Türklerdir. Kırk sekiz yıl boyunca dünya futbol şampiyonasının kapısından bile geçemedikten sonra, ilk katıldığı şampiyonada dünya üçüncüsü olmayı Türkler başarır. "Ata sporu" güreşte en olmadık ülkelere yenilen, güreşten hiç anlamayan Amerikalı güreşçilerle güreşirken kolunu bacağını kırdıranlar da Türklerdir. Her konuda fikrimizi söylemeye bayılır, ama hiçbir fikrimize inanmayız. Hiçbir filozofumuz yoktur, ama ne olduğunu kimsenin bilmediği bir hayat felsemiz vardır. Dünyanın en ünlü suikastçisi, papayı vuran bir Türktür. Papayı binlerce insanın arasında vurup kabak gibi yakalanan en salak suikastçi de Türktür. Katillerin "ulusal kahraman", şairlerin "vatan haini" olduğu tek ülke Türkiye'dir. Müslüman olanlardan sürekli kuşkulanır ama müslüman olmayan vatandaşlarımıza devlette tek bir görev bile vermeyiz. Savaşta kendi gemisini yedi saat boyunca bombalayanlar Türklerdir. Uçağı arızalandığında başkalarına bir zarar gelmesin diye o uçağı son ana kadar terketmeyip ölenler de Türklerdir. Yıllarca, Avrupa Birliğine girmemizi sağlayacak yasalardan hiçbirini çıkartamayıp, bir gecede başkalarının on yılda geçirebileceğinden daha fazla yasa geçiririz. Ömründe hiç trapez yapmamış altmış milyon insanin trapez yapması gibidir hayat burada. Bütün dünya, şaşkınlıkla bakarak düşmemizi beklerken biz düşmeyiz. Çünkü biz Türküz. Ya oynar, ya ağlarız. Dünyanın en tehlikeli eğlencesidir Türk olmak. Ahmet Altan?ın bir makalesinden düzenleyen Prof. Dr. Ergün Çil İşinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir Türk'ten başkası olamaz. (Ş.r.fsizin oğlu ne iş yapmış be kardeşim, helal olsun) Ancak bir Türk aracın sinyal lambaları dururken kolunu çıkararak "dönüyorum" hareketi yapabilir. Yemeğin etini en sona bırakan kişi tabii ki Türk'tür. Ancak bir Türk trafik ışıkları kırmızıdan yeşile döndüğünde önündeki herkesi salak sanarak kornaya basabilir. Dingildeyen bir masanın ayağına kağıt sıkıştırma fikri bir Türk'ündür. Tv'de film seyrederken filmin oyuncularıyla muhatap olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) diyen sadece Türk sinema severlerdir. Ancak bir Türk kulağını kalem ya da örgü şişiyle karıştırabilir. Arabasına öküz, köpek, horoz sesli korna taktırma fikrinin patenti bir Türk'e aittir. Ancak bir Türk kadını, denize dikkat çekmemek için elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir. Plastik yoğurt kabını saksı yapan elbette ki Türk'tür. Uçakta bulunan tanıdıklarına uçak havalandıktan sonra görmeyeceğini bildiği halde el sallayan birini görürseniz hemen boynuna sarılın çünkü o Türk'tür. Çiğnediği sakızı daha sonra çiğnemek üzere kafasındaki tülbente yapıştıran bir Türk kadınından başkası değildir.. Bütün bunlara ilaveten benimde bir tespitim var; Bir gün önce alkışlarla göklere çıkardığı kişiyi,ertesi gün yerden yere vurup linç etmeye çalışanlar maalesef ki yine Türkler'dir.. Bununla beraber vatanımı..milletimi..ve aynı havayı soluduğum bu renkli insanları seviyorum..eksiklerimizle..hatalarımızla.. herşeyimizle..ve diyorum ki..; NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..!!!
-
Kalmana çok sevindim Kleo.. her ne kadar fazla paylaşımımız olmasa da sen tanıdığım kadarıyla espri yeteneği fazlaca gelişmiş ve insancıl bir kişiliksin..ve burda güzel bir renksin..bu vesileyle seninle ilgili duygu ve düşüncelerimi paylaşmama neden oldu bu olay.. kendine iyi bak..
-
Sevgili Biko, Takıntılar hayatı zorlaştırır..size havanın güzel olduğu bu yaz günlerinde bol bol doğa yürüşü öneriyorum.. İyi gelecektir.. Esenlikler dilerim.. tif tif tif..bileydim elinde planın olduğunu uçarak gelirdim.. sen planları sağlamda bi yere koy..vakti gelince kullanırız ayrık otum... kar görüntülerine bayılırım müttefikim.. buda şahane.. mirak etme..kaçamadım.. ayrık otum değilmisin..her köşeden karşıma çıktın..
-
hep aynı durumdayız bonibonum.. yalnız değilsin.. yine ben yokken geldin gittin ha.. bende seni seviyorum..çok hemde.. gelemedim gökkuşağım.. fil yumurtlayan tavuğun durumu çok acınası.. ama elden ne gelir..? seni çok özledim..
-
Kürek Mahkûmları... BU yazıyı zor şartlar altında yazıyorum. Telefonlar durmadan çalıyor, televizyonlar kapıda, haberciler durmadan bizden söz ediyorlar, benim ise söyleyecek çok sözüm yok. Sözümü sadece size söyleyebilirim. Olan şu: Biz bir kayıktaydık. Kürek arkadaşımı dalgalar aldı. Bizim ulaşmak istediğimiz bir yer vardı. Söylene söylene, sızlana sızlana, adeta kendimizi kürek mahkûmu sayarak kürek çekiyorduk o yere doğru... Orası; sadece bizim aydınlık ülkemizdi. Çağdaş okulların bahçesinde, çocukların sevgi-barış-özgürlük şarkıları söyledikleri, karanlık merdiven altlarında tarikat kurslarının yer almadığı bir yer... İtilmiş, yasaklı, suçlu, sakıncalı, haram, günahkár, aşağılanan, hiç sayılan kadınların olmadığı yurt... Babaların evlerine güler yüzle ve alın teri sıcak ekmeklerle döndükleri... Soygunun, hırsızlığın, talanın olmadığı bir yer. İran’a, Suudi Arabistan’a benzemesini asla istemediğimiz... Şeriatçıların, tarikatların, laik cumhuriyet düşmanlarının karanlığa sürüklemelerini asla kabul edemeyeceğimiz mübarek-kutsal vatan... Mustafa Kemal’in memleketi.... Bizim ülkemiz... * Ulaşmak istediğimiz yer burasıydı. Emin Çölaşan artık yok. Ne yapmalıyım?.. Bırakmalı mıyım kürekleri?... Ben şimdiye kadar her şeyimi okurlarımla paylaştım. Evimizi, evimizdeki canlıları, kemanımı, şarkılarımı, sevdalarımı, sancılarımı... Bilmezsiniz; yazılarımı onlarla birlikte yazarım ben. Şimdi soruyorum: Ne yapmalıyım. Asılsam mı küreklere?.. Avuçlarım kanasa da, hırsımdan ağlasam da, o yere doğru tek başıma kalsam dahi çekmeli miyim kürekleri? Yoksa, vaz mı geçsem kürek çekmekten? Söyleyin dostlarım... Ne yapmalıyım, ne?.. BEKİR COŞKUN ... Sayın Coşkun,bence küreklere daha bi asılmalısınız...akıntıya karşı olsa bile..
-
o hisler içinde olduğunu bildiğim için seçtim bunu..bende bayılırım bu şarkıya..yine başka diyarlara sürüklendim dinlerken..ve seninle işte o diyarlarda ruhani anlamda buluştuk gökkuşağım.. ne güzel şey aynı hissedebilmek..yüreğinin aynı acılardan aynı şekilde geçmesi..ve böylesine paylaşabileceğin bir DOST bulabilmek.. bende şükrediyorum birtanem..bende..
-
kavuncu seni doğruladığında ablanın yüzüne, kılıcındaki kanı silen bir şövalye edasıyla baktığına eminim Egzorsist.. eminim yüzündeki ifadenin altında kalmak istemediğinden yani bozuntuya vermemek için öyle demiştir.. ne anılar var değil mi..? 6 yaşlarındayız..Aysun ve ben nerde ne yaramazlık yapabiliriz diye fıldır fıldır düşünürken dahiyane bi fikir geldi aklımıza.. anneannemlerin odasının penceresinden çıkıp mutfak balkonuna uçarak geçiş yapıciiz.. aslında tahmin edersiniz o odadan mutfağa normal yolla uçmadan ve adımlayarak 8-9 adımda ulaşılıyor.. ama biz kolay işlerin değil zor işlerin adamıydık.. bu sebepten uçmayı tercih ettik.. anneanemlerin evi zeminin üstü ilk kat..ama düşersek en iyi ihtimalle vücudumuzdaki kemiklerin yarısından fazlasını kaybetme ihtimalimiz var..zira altı beton..ilk ben uçmaya karar verdim..malum ev sahibesi konumundayım.. pencerenin kenarına adımımı attım..aşağı bakınca başım fırıl fırıl dönmeye başladı.. ve mesafe uçulacak cinsten diil..bu arada Aysun bana -hadi hadi..diye baskı yapmakla meşgulken..aşağıdan dayımın -Duuuurrrrrrrrrrrrrrrrrr!!! diye feryat eden sesini duydum..korkumdan bi hışımla geri çekildim..ve pencereyi örttüm..dayım üç saniye sonra yukardaydı ve bana hayatının ilk ve son tokatını suratı mosmor bi şekilde attı.. bu olaydan sonra beni uzunca bir zaman evde yalnız bırakmadılar..beraberce geliştirdiğimiz insanüstü projelerden olsa gerek, Aysunla görüşmem de yasaklandı.. sonraları her düşündüğümde dayımın belkide hayatımı kurtardığını farkediyorum..oysa o günlerde dayımın elinin izi uzunca bir süre yanaklarımda asılı kalmıştı..ve ben ona bu süre zarfında dargın kalmıştım..
-
Uğuldayan ve hep uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi.. Yapraklarım yok artık kuşlarım yok büsbütün viran oldu dağlarım ezberimdeki türküler de savrulup gitti ömrümün karşılığı kalmadı sesimde sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü.. yine bildin egzorsist..yine bildin.. bu arada şu iki yanı ağaçlıklı yol varya..hep hayallerimi süsleyen yol işte burası..
-
-
.....::Radya::.....
diloş şurada cevap verdi: sEn EsTiKçE bEn TiTrErİm... başlık Anı Defteri - Defterleri
-
Leylam..canım benim.. bu senin için..
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
diloş şurada cevap verdi: kralx başlık Forum Oyunları
Kandilimizi kutlama inceliği göstermiş tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyor..bende daha nice kandillere mutlu ve sağlıklı bir şekilde erişmemizi diliyorum..Kandiliniz mübarek olsun.. -
Bonibon şekerim.. Geldiğin nasıl belli oluyor..rengarenk olmuş her yer.. şarkılar..şiirler.. tatlım benim..
-
Gloriacım karikatürler çok güzel canım.. özellikle; Kader dedikleri sanırım bize doğarken çizilen sınırlardır, hangi alanlarda dolaşacağımız daha en başından bellidir. Kaderimizin ne olduğunu çocukken anlamayız, bunu anlamak ancak büyüyünce olur. Çocukluğumuza olan düşkünlüğümüz belki de bu belirsizlikten, bu bilgisizliktendir. Çok sıkıldığımızda, hayat bizi sıkıştırdığında çocuklaşmamız, belki de bu belirsizliğe sığınmak istememizdendir. Kaderin sınırlarını bilmediğimiz zamanları özlememizdendir... Ahmet Altan'dan yaptığın bu alıntı hele..ne kadar yerinde bir tespit öyle değilmi arkadaşım..yazını devamını okuycam ilk fırsatta..tam bana göre bir alıntı..nasılda bildin..? Her karikatür ve altına yaptığın yorumlar harika.. canım arkadaşım çok teşekkür ederim..