Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

diloş

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

diloş tarafından postalanan herşey

  1. Benim Unuttuğum Kadarını Sen Özler Misin ? Unuturum Unutmak zor değil Unutmak acı Unutmak zor değil Unutmak yazık Unutulmaz kimse yok bende Bir sana kıyamadım Gücüm yetmedi seni yok saymaya Kollarımı açtığım kadar unuttuğumsun Açamadığım kadar özlediğim ; Benim unuttuğum kadarını sen özler misin ? Ceyhun yılmaz Keçiyle tavuğun selamı var canım..bizi unutmasın..unutmak yazık diyorlar.. bilmem kendilerince üstü kapalı bir mesaj mı veriyorlar..
  2. diloş şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    ŞEMSİYE tozlu bir şemsiye durur çatı katındaki odanın kuytu bir köşesinde kumaşındaki eski yağmurların hüzünlü kokusuyla anımsar mısın bilmem yağmurun bardaktan boşanırcasına yağdığı o günü hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza dudaklarımla hesaplamıştım yüz ölçümünü nicedir sokağa çıkarmıyorum şemsiyeyi korkuyorum çünkü kapısı açık kafesinden uçan bir kanarya gibi beni ikinci kez terk etmenden yanıt alamayacağımı bilsem bile yanına gidip sorarım hergün şemsiyeye altında elele nasıl görünürdük diye Sunay Akın KIRMIZI Sevgilim kızma sakın ve lütfen yanlış anlama kırmızı rujunu sürünce paramın yetmediği elma şekerleri geliyor aklıma Sunay Akın Sen seversin çekirdek babacım.. ne güzel yazmış ama..bu arada kimin gözlerinde Karadeniz'i gördün bakıyım..
  3. Suskunluğundan tanırım O'nu... Yüzünde her daim nöbete duran ve içindeki depremi maskeleyen gülücüğü bilirim. O depremin yüreğinde açtığı derin yarıklardan en küçük bir iz yansımasa da yüzüne, aşinayım ketumiyetine... Bilirim ki, kabil olsa da, ters çıkarılmış bir kazağı düzeltir gibi içten kavrayıp dışa çevirseniz ruhunu, sanki yıllar yılı söylenmeyip saklanmış, dilin ucuna kadar gelip tutulmuş, tam haykırılacakken içe atılmış yüzlerce sözcük, hafızaya kelepçelenmiş binlerce söz, dile getirilmemiş on binlerce itiraz, akıtılmamış onca gözyaşı ilmek ilmek çözülüp saçılıverecektir ortalığa... Ama o konuşmaz. Sabırla dinler, sitemsiz kabullenir ve ruhunun derinliklerine gizlediği çekmecelerde özenle saklar içine attıklarını... Sadece kendisiyle baş başayken açar onları... Kimi zaman gizli bir günlüktür çıkan çekmeceden... Yazar; ...kimi zaman da sırdaş bir silahtır... Sıkar. * * * Niye bazıları ağzına geleni söyleyip rahat uyku uyurken, "içine atan", sessizliğe gömülüp kendi dehlizlerinin karanlığında yapayalnız kâbuslar görmeyi seçmiştir? Anlatmazlar ki bilesiniz... Kimi nasıl diyeceğini bilmediğinden, kimi bildiğini de diyemediğinden, kimi dediği halde kıymeti bilinmediğinden, kimi bir kez deyip yanlış bildiğinden, suskunluğun o huzurlu kuytusuna sığınmıştır. Sesini en çok yükseltenlerin en haklı sayıldığı bir dünyada, sürüye uyup gürültüye katılmaktansa sessizliğe gömülüp haksız sayılmayı tercih ederek tevekkülle içine kapanmıştır. İç kanamaları zaman zaman ağzından kaçırıverse de, dudağının kenarından sızanın "kızılcık şerbeti" olduğuna inandırır herkesi... Oysa ne kadar gizlemeye çalışsa da, içindeki fırtınanın birilerince fark edileceği umudunu hep korur. Suskunluğunun her şeyi anlattığını sanır. Sanki onca gürültü içinde birileri gözbebeklerini okuyacak ve konuşmayı bilmeyen bir çocuğun derdini anlar gibi, iç dünyasında çağlayan nehrin sesini duyacaktır. Başını sessizce öne eğişinden, sitemkâr imalarından, dargın yalnızlığından derdini anlayacak, şifresini çözüp sessizliğini sese çevirecek birini bekler umarsızca... Oysa gürültünün çağında, kimselerin vakti yoktur, anlatmayanın derdini anlamaya... Kimse kimsenin gözbebeğine bakıp konuşmaz; yüreğini dinlemeye yanaşmaz. Öyle olunca da hepten içine kapanır "içine atan"... Maddi varlığını dibe çeken bu manevi yükün ağırlığıyla yaşamayı öğrenir. Yükünü sırtlayıp, kendi iç sesiyle sohbet ederek yürümeye koyulur. Kendine yazılmış mektuplar, meçhule karalanmış satırlar, sadece yastığının bildiği sırlarla örer kozasını... Sabah oldu mu, sahte gülümsemesini yüzüne yapıştırıp hayata karışır. Anlaşılmadıkça artar ketumiyeti... Rahat hesaplaşanlara özenerek erteler hesaplaşmalarını... Geciktirilmiş her sohbet, vazgeçilmiş her itiraf, gösterilmemiş her tepki birbirine yapışıp koca bir yaraya dönüşür içinde... İçindeki yara, yüzünde gülümseyen maskeyi aşağı çekmeye başlar zamanla... Artık ya içindekileri kusacak, ya da hepten susacaktır. İşte o zaman, "iç" denilen o dipsiz derinlik, o ne atsan dolmaz sanılan kuyu taşar aniden... Yük, taşınmaz olur. Yıllar yılı sabırla bastırılan volkan, ya umulmadık bir tepki, ya katılırcasına bir ağlama nöbeti veya gizlenmiş bir silah olur, gürültüyle patlar. "İçine atan"ları bilmeyenler, kestiremezler bu ani tepkinin nedenini... Yanlış yerde ve son günlerde ararlar ipucunu... Oysa onca yılın suskunluğuyla kaynaya kaynaya dolmuştur yanardağ... Ve gün gelmiş patlamıştır. Artık geride bıraktığı efsane konuşacaktır, kendisi yerine... * * * Tanırım O'nu... Sessizliğin erdem sayıldığı bu özel dünyanın suskunları bilirler birbirlerini... Çareyi de bilirler. Gözbebeklerine bakıp ruhunda kaynayan volkanı sezecek ve şefkatle "içeri" sızıp O\'nu yukarı çekecek bir dost elini umutla beklerler. Beynine ancak o dost eli uzanabilir. O yoksa yedeği bir kurşundur. Can DÜNDAR Beynimize ve de ruhumuza uzanabiliyoruz değil mi birbirimizin..yedeğe ihtiyaç yok..seni seviyorum gökkuşağım..
  4. Top Gun..Tom Cruise nasılda çocuk yüzlüymüş..bunu şimdi farkediyorum.. ve Berlin grubunun unutulmaz şarkısı Take my breath away.. Sardunyam demek tek başına da merak edebilecek durumdasın ve hatta meraktan ölebilecek durumda.. Godzilla şansına küs arkadaşım.. O halde Sardunyam aç ÖM'ünü seyret tekrarı yok bunun İşimiz muhabbet efkarı yok bunun..
  5. Sarmaşığım.. Ne vakit ulaşırız o okyanuslara..? Ne vakit çıkarız bu bataklıktan.. BİR BATAKLIK TÜRKÜSÜ Sığ sulardaydık. Aydınlıksızdık. Kan ısısındaydık. Kıl bir yorgandı gökyüzümüz, kavruluyorduk. Uzaktaydı derin sular, ulaşamıyorduk. Dağların derin suları yukarıya yükseliyordu, varamıyorduk. Yoksunduk.Gitgide azalıyorduk, baş kaldıramıyorduk. Damarda kandık, sıza sıza tükeniyorduk. İnsandık , mutsuzluk emiyorduk. Birbirimizi kemiriyorduk. Rüzgardık. Durmuştuk. El kadar maviler döküyorduk. Yağmurduk, kesilmiştik. Dolam dolamdık. Pörsük memelerdik, sarkıyorduk. Unduk, eleniyorduk. Topraktık.Avuç büyüklüğünde bin kez çatlıyorduk. Pınardık. Bir parmak suyumuz bin kez kesiliyordu. Ağaçtık,bin kez kuruyorduk, kabuklaşıyorduk. Doğanın koyaklarına bakıyorduk. Oraları bile yeşilsizdi Bir tutam dişilik bulamıyorduk. İnsan yüreğiydik. Usturalarla ,sırım çekiyorlardı. Delikanlıydık, asıyorlardı, tutuşan sarkaçlardık. Havaydık , boğuluyorduk. Bir yere sızamıyorduk Kursaktık, düğüm atıyorlardı.Tıkanıyorduk Milyon gemiydik , teker teker batırılıyorduk. Çiçek açmasıydık; yeşil üstüne kızıl yağmasıydık, Sarı yağmasıydık, mor yağmasıydık, mavi yağmasıydık. Neyleyim ki bir türlü açılamıyorduk. Doğanın mı bataklığındaydık biz, kişinin mi? Anlayamıyorduk.
  6. Sardunyam yazına bayıldım.. Keşke temennilerin gerçek olsa..lakin, ne kadınlarımızda böyle bir yürek ve cesaret,ne de erkeklerimizde böyle bir altyapı mevcut..tabii istisnaları tenzi ediyorum..
  7. Gloriacım çok teşekkür ederim canım..sana da mutlu yıllar..
  8. Tüm ..-dik'gil familyasının yeni yılı hayırlı uğurlu olsun.. Zeynebim sen..sen ha..? ÇUDİK öyle mi..?.. Spices bitanem ben anlamadım..ne türlü bir tehlike bekliyor bizi..?
  9. Herhangibir açıklama için artık çok geç Spices.. ok yaydan çıktı bi kere.. başka bir deyişle harfler alfabeden çıktılar.. ..-dik'gillerin sonu yuk bence ve artık onları durdurabilecek bir güçte..
  10. Titanic..unutulmaz bir acı ve kısacık bir zaman aralığına sıkışmış derin bir aşkın öyküsü.. Ve Celine Dion'un sesinden My Heart Will Go On.. Godzilla demek tek tek merak etmeyi başaramıyorsunuz..bu birlik ve baraberliğiniz gözlerimi yaşarttı doğrusu.. umarım halen merak etmiyorsunuzdur..konu zaman aşımına uğradı o bakımdan..
  11. Çok geçmiş olsun Yeşilsu.. bir cesaretle git ve tedavi ol..bu sıkıntıyla yaşamaktan iyidir..hem bak kısacık bir işlemmiş ne var bunda korkacak..cesaretli ol biraz..korktuğuna değmediğini anlıycaksın.. Şimdiden geçmiş olsun canım..
  12. Sevgili Melkor bu güzel yeni yıl dileğin için çok teşekkür ederim..yeni yıl sana da mutluluk getirsin arkadaşım.. Birce'cim ne kadar nazik ne kadar zarifsin..çok teşekkür ederim ..dilerim yeni yıl eski yıldan kalan bütün hüzünleri unutturur..hiç bitmesin dedirtecek güzellikler yaşatır..mutlu yıllar canım.. Mine'cim bu yıl unutulmayacak bir sene olacak senin için.. düşüncesi bile insanın içini ısıtıyor.. çok ama çok şeker bir anne olacaksın.. sana eşine ve bebeğimize sağlıklı,huzurlu ve mutlu yıllar diliyorum canım benim.. Gece'cim..yuk pardon Nedik'cim diycektim.. senin baban şekercimi..? hiç,öylesine sordum işte.. Tatlı sürprizlerin ve yüzünden gülücüğün eksik olmadığı bir yıl diliyorum..
  13. Hah benim akıllı gökkuşağım söylemiş işte sen NEDİK'sin..!!! Paranın ay pardon Parolanın ne önemi var..mühim olan Nedik'lik.. di mi Nedikciim
  14. İşte benim Sarmaşığım..bu kadar ince..bu kadar duyarlı.. bayıldım yeni yıl hediyeme.. Seninde bu yıl hergünün birbirinden güzel geçsin inşallah..hayal ettiğinin ötesinde mutluluklar yaşa canım dostum..bende seni çok seviyorum.. Ve bu vesileyle tüm forum arkadaşlarımında yeni yılını kutluyorum..Mutlu,sağlıklı ve huzurlu bir yıl olur inşallah.. Geçen sene yaptığım şeyi tekrarlayarak tüm arkadaşlarıma Murathan Mungan'ın dizelerini armağan ediyorum bende.. Bir Yılın Son Günleri / Murathan Mungan I. Bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın Bu kadar el değmemiş Sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri Her sonda,her başlangıçta ve her defasında Alır gibi başkasını karşımıza Perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içinde bir başımıza Sorgulamak kendimizi Öğrenmek ikimizin anadilini,ikinci belleğimizi Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz Karanlık günlerimizin kenar süslerini Biterken yılın son günleri Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini Gençlik ikindilerini Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri. II. Bir yıl daha bitiyor Düşlerim ,tasalarım,yarım kalmış onca şey Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden Bana mı öyle geliyor Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman İnsan yaşlanırken? III. Kırdım mı incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Dağınık yatağım,mutsuz yatağım Çoğalttım mı eksiklerimi? Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hala sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma Ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Hançer kıvamındaki o karamizah tadını Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama Yeni bir yıla Ama nedense herşeyin tadı dağılıyor ağzımda Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta IV. Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Bırakılmış mektuplar Ve yurdumun her karış toprağında tefrika edilen karanlık Ey hayatıma girenler ve çıkanlar Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor dizelerime açılan pencereleri, Durup bakıyorum akşam sularında zaman kavramlarına, Zamanı düşünüyorum;koyuluyorum Anlamını yitiriyor "şimdiki zaman"ın boşyüceliği,tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri İşimin başına dönüyorum içimde ıssız bir gönül erinci Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum "içtenliğin" yada "dünya görüşünün" kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum. V. Sabahları açık penceremin soluduğu kent Nabzında yüzyılın dağınık sancısı Dumanı üzerinde tüten yıkıntılar Hangi anlamı kuşanabilir şimdi yeni bir yıl Umutsuzluk sözlüğünden karşılıklar aranırken hayata Hangi söküğünü dikebilir bu yaralı kuşak Hangi yüreğe öğretilebilir unutmak! Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hala bir umut var mıdır Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde..
  15. Spices ve Zeynebim çok teşekkür ederim arkadaşlarım..yeni yılda düşlediğiniz herşey gerçek olsun..
  16. Sevgili İlyada..bu şiir senin mi gerçekten..harikasın.. çok teşekkür ederim bana bu mısraları hediye ettiğin için..
  17. Benden daha atağını zor bulursun MUDİK'ciim..
  18. Bizim keçinin pişmiş kelle gibim sırıtmasının sebebi bunalım diil Radyacım..aşık kendisi.. evet yanlış duymadın..işte böyle heryerde ağız kulakta dolaşmasının nedeni bu..kime olduğunu hiç sorma.. karşılıksız olduğunu bil yeter.. Tavuğun haline gelirsek,üzülürsün diye sana söylemek istemedim ama koca dayağı onu bu hale getirdi anacım.. iyiden iyiye keş oldu zavallıcık.. kendine ediyosun irkek milletinin umrundamı didik ama dinletemedik..her akşam bi yetmişlik deviriyo..banamısın demiyo..ahhhh..ahh.. Tatlım o kutunun içindeki de nedir.. içimden bir his kışkırtıcı bişi olduğunu söylüyo.. Gel buraya öpüceem seni..
  19. Ben ZUDİK mimnun oldum.. nayır..kendimi daha fazla kandıramıyciim..hiç mimnun diilim..dipresyondayım..üstelik panik atak var bende..anaaaammm..
  20. diloş şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    Aşk kalbimi yakan volkan gibidir..en sevdiğim tatlı kazandibidir.. İnek Şaban
  21. Bremen mızıkacıları..
  22. diloş şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Çocuğum ve Ben - Çocuklar
    Çok hoş bir yazı..teşekkür ederim Spices..
  23. anaaa.. benim keçiye de bakın hele..nasılda poz vermiş objektife.. tabii yediği bilir..keyfi yerinde hınzırın.. önüne ne gelirse yiyo Kız Kurum.. korkum o ki bigün beni de yiyecek.. yalnız bizimkisi bayaa bi fotojenikmiş..değerlendirsem mi acep..? ni dersin kıs Radyacım..menşur ediyim mi bizim keçiyi..?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.